Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/935 E. 2019/1154 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/935 Esas
KARAR NO : 2019/1154

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/06/2008
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin … Salonunun yetkilisi olduğunu, davalı şirket adına şirket yetkilisi … ile mal alım satımı hususunda anlaşarak, ek 1’de sundukları protokolü tanzim ve imza ettiklerini, müvekkilinin malın bedeli olan 46.250 TL’yi protokolde kararlaştırıldığı şekilde 19.12.2006 tarihinde … Bankası … Şubesinin … nolu davalı borçlu hesabına yatırdığını, buna ilişkin dekontu sunduklarını, buna karşılık davalının protokol gereği taahhüde aykırı davranmak suretiyle bedelini aldığı halde malı teslim etmediğini, bunun üzerine davalı şirkete … 10. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edildiğini, ihtara rağmen davalı şirketin bedelini aldığı malları teslim etmediği, müvekkilini türlü bahanelerle oyaladığını, bunun üzerine davalı şirket aleyihne … 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alındığını, akabinde borçlu şirket aleyhine … 2. İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, itirazında haksız olan davalının %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile … Merkezinin yetkilisi olduğu söyleyen … isimli şahıs arasında güzellik merkezinde kullanılmak üzere mal satımı konusunda 50.000 euroluk bir anlaşma imzalandığını, bu bedelin 46.250 YTL’ye denk gelen peşinatın müvekkili şirketin banka hesabına yatırıldığını, geri kalan kozmetik malzemelerin bedeli olan 26.000 euro için taraflar arasında ödemenin vadeli olarak yapılacağına dair anlaşma sağlandığını, bu bedelin 13 adet 2.000 euroluk bono ile ödenmesine karar verildiği, bu bonoların düzenlenmesi aşamasına geldiğinde … Merkezinin gerçek yetkilisinin … olmayıp davacı … olduğunu öğrendiğini, bu nedenle müvekkilinin bonoların … tarafından tanzim ve imza etmesini talep ettiğini, ancak …’ın kendi işleri ile babasının ilgilendiğini beyan ederek imza atmaktan kaçındığını, bu nedenle söz konusu bonoları davacının babası … tarafından imzalanarak müvekkili şirkete verildiğini, … Merkezi tarafından müvekkil şirketin hesabına 19.7.2007 tarihinde 46.250 YTL’lik peşinatın ödenmesinden sonra davacı tarafça dosyaya sunulan ek protokolde yazılı olduğu gibi cihazları sözleşmede öngörülen bir haftalık süre içinde … Merkezinin faaliyet gösterdiği … adresinde …’ya teslim edildiğini, bu kişinin … şirketinin çalışanı, işletmecisi ve daha sonra ortağı olduğunu, bunlara ilişkin bilgi ve belgeleri sunacaklarını, davacı tarafın müvekkili şirketten satın alınan malları bu işyerinde kullandığını, davacı tarafça hazırlanan tanıtım kataloglarından da bunun görülebileceğini, malların teslim edilemediği beyanlarının dayanaksız olduğunu, müvekkili şirket tarafından …’dan alınan bonoların vadesinde ödenmemesi üzerine … 3. AHM’nin 27.6.2007 tarih ve … E. sayılı dosyası ile 13 adet bono için ihtiyati haciz kararı alındığını, sonrasında … 1. İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyasından esas takibe geçildiğini, bu aşamaya kadar malların teslim edilmediğine ilişkin herhangi bir başvurusu bulunmayan davacı tarafın 9 Ağustos 2007 tarihinde müvekkiline ihtarname keşide ederek satışa konu malların kendisine teslim edilmediğini iddia ettiğini, daha sonra da davacının … 7. Asliye Hukuk Hakimliğine başvurarak ücretini ödemiş bulunduğu malların teslim edilmediği iddiasıyla sadece ödeme makbuzu ve ihtarname ibraz ederek, … D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldığını, daha sonra bu ihtiyati haciz kararının düştüğünü, bunun üzerine davacının iş bu davaya konu yaptığı … 2. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerine takibe geçtiğini, bu takibe itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davacının ve babasının yapılan muhafaza işleminin intikamını almak için … isimli işyerinin gizli sahibi davacının babası …’ın müvekkili şirket yetkilisi…’ı 14.08.2007 günü işyeri çıkısında bacağından yaraladığını, bu olayla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numarasıyla soruşturma başlatıldığını, davacı tarafından … 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde oldukça tartışmalı bir ihtiyati haciz kararı alınması sonrasında … 1. İcra Dairesinde de müvekkilinin borçlunun babası …’tan aldığı 26.000 euroluk senetlerinin ödenmemesi üzerine başlatmış olduğu icra dosyasında borçluya ait malları muhafaza altına alınmış iken Av. … isimde bir kişinin icraya dosyasına müracaatı ile hacizden ve alacaktan feragat ettiğini, bunu öğrenen müvekkili şirket vekilinin … 1. İcra Müdürlüğüne gittiğini, ancak … E. Sayılı dosyanın kaybolduğunu, söz konusu dosyanın bugüne kadar bulunamadığını, icra dosyasının kaybedilmesi ve sahte isim ve imza ile alacaktan feragat edilmesi nedeniyle sorumluları hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma numarasının … olduğunu belirtmiş, sonuç olarak davacının alacaklı sıfatının olmadığını ve dava açma yetkisinin olmadığını, aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, satışa konu malların … Merkezinin çalışanı ve işletme sorumlusu …’ya sözleşmede yazılı sürede teslim edildiğinin, davacı tarafın malların teslim edilmesi iddiasının sözleşmeden 8 ay sonra müvekkili şirketin davacının babası …’a karşı haciz ve muhafaza işlemi yapıldıktan sonra intikam amacıyla ileri sürüldüğünü, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, belirtilen nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, %40’dan aşağı olmamak üzere davacı taraftan kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 08/05/2015 tarihli 2008/362 Esas sayılı 2015/318 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin 01/09/2015 tarihli dilekçesi ile mahkememiz dosyasına verilen kararın bozulması amacıyla dosyanın Yargıtay’a gönderilmesini talep etmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2016 tarihli 2015/13742 Esas 2016/10579 Esas sayılı kararı ile “… 2. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyasında, takip borçlusunun yetki itirazı ile icra dosyası …’ye gitmiştir. … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında usulüne uygun bir ödeme emrinin çıkartırılıp takip yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken yetkisiz takip dosyası dikkate alınarak karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilerek mahkememiz dosyasının 2016/935 Esas sayılı numarası ile kaydı yapılmış açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneğinin uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizin 15/05/2019 tarihli 7 numaralı celsesinde davalı vekilinin hazır bulunduğu davacı vekilinin mazeret sunduğu görülmekle “Davacı vekilinin celselere katılmayarak yargılamayı uzattığı kanaatine varılarak ve mazeretin ekinde sunmuş olduğu duruşma celsesinde kendi isminin bulunmaması ve dayanak dosya ile ilgisini gösterir herhangi bir belgenin sunulmaması nedeniyle mazeretinin reddine karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olundu.” şeklinde karar verilerek dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 16/05/2019 tarihli dilekçesi ile işlemden kaldırlan dosyanın yenilenerek yakın bir tarihe duruşma günü verilmesini talep ettiği, dosyanın yenilenerek açık yargılamaya devam olunduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; Davacı tarafın … salonu yetkilisi olduğu, davalı şirket adına şirket yetkilisi … ile mal alım satımı hususunda protokol tanzim edildiği, davacının malın bedeli olan 46.250,00 TL’yi davalı şirketin banka hesabına yatırdığı ancak malların teslim edilmediği iddasıyla davalı şirket aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafın itirazı üzerine takibin durması nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup davacı tarafça Yargıtay bozma ilamı öncesinde 17/09/2010, 19/12/2011 tarihli celselerde ve bozma sonrası 15/05/2019 tarihli celsede dosyanın HMK 150. Maddesi gereğince 3 defa işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 354,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 310,00 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan 316,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸