Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/795 E. 2021/569 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/795 Esas
KARAR NO : 2021/569

DAVA : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 25/07/2016
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Açılması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 25/07/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket adına borçlu davalı şirket aleyhine … 8 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile 336.713,40 USD cari hesap alacaklarının tahsili bakımından icra takibi yapıldığı, kesinleşen takip dosyasında yapılan işlemlerde borçlunun borcu karşılayacak malvarlığının tespit edilemediğini, bu defa taraflarından yapılan takibin, İİK 156. Ve müteakip maddeleri hükümlerince iflas yolu ile takibe çevrildiğini, gönderilen iflas yoluyla adi takip ile ilgili ödeme emrine borçlu şirketin itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazlarının tamamen haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının adı geçen icra dosyasında belirtilen şekilde müvekkili şirkete borçlu olduğunu, müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında akdedilen 12/05/2010 tarihli … Projesi sözleşmesi kapsamında yapılan işler ve satışlar ile ilgili olarak davalı şirketin müvekkiline cari hesapta bakiye 336.713,40 USD borçlu bulunduğu hususunun delille sabit olduğunu, borçlunun başta takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, takip iflasa çevrildikten sonra gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edildiğinden işbu davayı açtıklarını, borçlu şirketin müvekkili şirkete borçlu bulunduğu hususunun sözleşme, faturalar , ticari defter ve kayıtlar, ihtarname ve sair delillerle sabit olduğunu bildirerek; borçlunun iflas yoluyla yapılan takibe karşı yapmış olduğu itirazının kaldırılmasına, borçlunun iflasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili sunmuş olduğu 23/11/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan iflas davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin, kamu kurumları ve yurtdışı kamu kurumlarıyla çalışan altyapı inşaat işleriyle uğraşan bir şirket olduğunu, … devletinden yüklü bir miktarda altyapı işi ihalesini aldığını, burada yapmış olduğu başarılı işlerden dolayı müvekkili firmaya ek ihaleler verildiğini, çok geniş bir çalışma alanına sahip olduğunu, bu çalışmalarında kullanmış olduğu malzemelerin temini sırasında da davacı firma ile alım satım işine başladığını, davacı firmadan yaklaşık olarak 15.000.000 USD tutarında mal alımı yaptığını, davacıdan almış olduğu malların bedelini düzenli olarak ödediğini, ancak 2011 yılının Şubat ayında çıkan halk ayaklanması ve başlayan iç savaş sonrası müvekkili firmanın bu ülkede bulunan çalışanlarının kurtarılarak Türkiye’ye ulaştırılması için maddi manevi tüm imkanlarını kullandığını, davacı firmadan alınan malların toplamı karşısında, kalan bakiyenin toplam alım miktarının yaklaşık %5 ine isabet etmesi ve mücbir sebep nedeniyle ödeme yapılaması karşısında davacı firmanın takibe girişmesinin iyi niyet kuralları ve ticari ahlak kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkilinin davacı firmadan satın almış olduğu son parti malların, …’da meydana gelen iç savaş nedeniyle müvekkilinin şantiyesine teslim edilemediğini, akıbetinin daha bilinmediğini, bu durumda zarardan orantılı olarak paylaşım gerektiğini, buna rağmen müvekkilinin halk ayaklanmasının başlamasından sonra 17/02/2011 tarihinde zor şartlar altında 454.419,49 Usd davacı firmaya ödeme yaptığını, davacı firma ile yapılan ticarete ilişkin bu ticaretin şeklini ve kurallarını belirleyen 12/05/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin 10.maddesinde mücbir sebep durumunda tarafların yükümlülüklerini zamanında yerine getirememesinden dolayı birbirlerini sorumlu tutmayacaklarına ilişkin taahhüt yer aldığını, mücbir sebep durumunda tarafların bir araya geleceği ve sözleşmeye belirlenen bir yönün verilmesinin de hüküm altına alındığını, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, …’da yaşanan olayların Türk Hükümeti tarafından Bakanlar Kurulu kararı ile mücbir sebep olarak kabul edildiğini, Türkiye’nin de maliye vergisel açıdan bu ülkede çalışan firmaların ödemelerini mücbir sebeple ertelediğini, herhangi bir yaptırım uygulamadığını, bu durumda davacı tarafından yapılan icra takibi ve bu takibe dayanak açılan iş bu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili firmanın sözleşme şartlarına göre davacı tarafça talep edilebilir bir borcu bulunmadığını, …’da çıkan halk ayaklanması nedeniyle müvekkili firmanın işyerleri ve makine parkurlarının yağmalanması neticesinde oluşan zararın yaklaşık olarak 46.000.000 USD olduğunu, bu rakamın … devleti temsilcileri tarafından tespit ile zapt altına alındığını, bu zararın istikrar neticesi kurulacak hükumet tarafından ödeneceğinin beyan edildiğini, müvekkili şirketin şantiyelerinin uluslararası sigorta şirketleri tarafından sigorta edilmiş olmasına rağmen meydana gelen zararların mücbir sebep nedeniyle müvekkili firmaya ödenmediğini, müvekkili firmanın yapmış olduğu işler nedeniyle yaklaşık olarak 10.000.000 USD tutarında hakediş alacağı bulunduğunu, ayrıca … devletine göndermiş olduğu mallar nedeniyle onaylanmış 5.500.000 USD tutarında akreditif alacağı bulunduğunu, … devletinde kurulacak hükumet ve sağlanacak ekonomik işleyişle bu meblağın ödeneceğinin beyan ve taahhüt edildiğini, aynı ülkede müvekkili firmaya ihale edilen yaklaşık 400.000.000 USD lik bir işi bulunduğunu, müvekkili firmanın borçlarının alacaklarının yanında son derece küçük miktar olduğunu, ayrıca piyasaya ve devlete de yüklü bir borcu bulunmadığını, bu ekonomik göstergeler ve mali tablolar karşısında hukuken müvekkili firmanın iflasını gerektirir sebeplerin bulunmadığını bildirerek; davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 8 İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyası getirtilmiş olup yapılan incelemesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 336.713,40 USD üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, 30/07/2015 tarihi itibariyle takip yolu değiştirilerek iflas yolu ile adi takipte ödeme emrinin davalıya 18/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından da yasal süresi içerisinde 24/05/2016 tarihinde borcun tamamına , faize itiraz edilerek iflas yolu ile takibin durmuş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti ile alacak varsa depo talebine esas olacak miktarın belirlenmesi konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 24/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından sunulan ticari defter kayıt ve belgeler uyarınca yapılan incelemeler neticesinde davacının davalıdan dosyada mübrez sözleşme kapsamında faturaya konu tespit edilen alacağından davalının ödemesinden sonra kalan 336.713,40 Usd alacağın mevcut olduğu, davalı tarafından rapor hazırlanana kadar ticari defter kayıt ve belgelerin hazırlanamadığı, davacının belirlenen alacağı sebebiyle depo kararına esas tutarın 25/05/2017 duruşma tarihi itibariyle bir önceki gün TCMB döviz alış kuru üzerinden hesaplanacak 351.797,70 Usd karşılığı 55.884,45 TL ilave edilmek suretiyle hesaplanacak tutar olduğu bildirilmiştir.
Davacının Usd cinsinden takibe konu ettiği alacağı ile ilgili olarak bilirkişi raporunda Usd üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşıldığından bilirkişi raporundan sonra işleyen faiz ve asıl alacak yönünden depo emrine esas olacak şekilde TL karşılığının hesap edilmesi ve davalının rapora yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesi açısından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş , ibraz edilen 16/11/2017 tarihli ek raporda; depo emrine esas tutar için asıl alacak ve faiz toplamının 357.378,84 Usd karşılığının 51.168.95 TL vekalet ücreti, 42.368,42 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.481.453,77 TL olduğu, 16/11/2017 tarihli duruşma tarihinden sonra günlük işleyecek faizin 36,90 Usd (143,31 TL) olacağı bildirilmiştir.
Davalı vekili 17/04/2018 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah etmiş, ıslah dilekçesinde usule ilişkin itirazları dikkate alınmadığından hesaplama yapıldığını, ilk ödeme emri nedeniyle takibin kesinleştiğini belirterek kesinleşmiş takip varmış gibi depoya esas hesaplama yapılmak üzere rapor alındığını, … 8 İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyasından gönderilen 30/07/2015 tarihli ilamsız takiplerde ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, tebligata ilişkin tüm işlemlerin geçersiz olduğunu, müvekkilinin iflas yolu ile takip yapıldığında takipten haberdar olunduğunu, ve takibe usulüne uygun şekilde itiraz edildiğini, takibe ve davaya 12/05/2010 tarihli sözleşmenin dayanak olarak gösterildiğini, sözleşmenin 4.maddesinde; yüklenicinin her sevkiyat öncesi üreticiye sevkiyat tutarı kadar 60 gün vadeli senet verileceği, bu senedin teminat olarak tutulacağı, o sevkiyata dair ödemeye müteakiben iade edileceğini, üretici yüklenicilinin imalata başlama talimatı ve sipariş ile birlikte verilecek olan 300.000 Usd miktarlı teminat mektubunun verilmesi akabinde davacını sipariş edilen ürünlerin imalatına başlanılacağını düzenlediği, sözleşme hükümlerine göre kesin olan ve davacıya verilmesi gereken 300.000 Usd meblağlı bir teminat mektubu olduğunu, eğer müvekkili firmanın doğmuş ve ödenecek bir borcu var ise davacı firmanın elinde bulunan teminat mektubunu kolayca paraya çevirme yolu varken ilamsız icra takip yoluna girmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, teslim edilen her sipariş sonrası sipariş miktarı kadar senet alınmış olduğundan eğer talep edilebilecek bir alacak doğsaydı senetlerin takibi ve tahsili yoluna gidileceğinin hukuk mantığı , usul ekonomisi ve hayatın olağan akışı gereği olduğu, teminat mektubunun paraya çevrilmesi yoluna gidemeyen sözleşme gereği alacaklı durumda olması halinde elinde ibraz edebileceği bir senet olması gerekirken bunların hiçbirinin mevcut olmaması ibraz edilmemesi borcun bulunmadığı karinesini oluşturduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce 03/10/2019 tarihinde bilirkişi kök ve ek raporları kapsamında davalının itirazı kaldırılarak İİK.158.maddesine uygun şekilde depo emri çıkartılmasına, davalının iflas ödeme emrine karşı yapmış olduğu itiraz kaldırıldığından İİK 166 maddesi uyarınca gerekli ilanların yaptırılmasına karar verilmiş, 19/12/2019 tarihli celsede taraflar arabulucuya müracaat etmek istediklerini bildirerek süre talep etmişler, taraflara arabulucuya müracaat ettiklerine dair belge sunmaları konusunda 3 aylık süre verilmiş, 17/09/2020 tarihli oturumda da taraflar arabulucuya müracaat ettiklerini, dosya üzerinden anlaşma sağlanamadığını beyan ettiklerinden depo kararına esas olacak şekilde hesabın yapılması konusunda önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
27/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; 336.713,40 Usd asıl alacak, 63.194,19 Usd 03/12/2020 tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 399.907,59 Usd’nin TCMB döviz alış kuru karşılığı TL tutarı ve 105.942,05 TL masraf eklenmek suretiyle bulunacak tutarın depo hesabına esas olacağı, 03/12/2020 tarihinden sonra ilave edilecek günlük faizin 18,91 Usd olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişinin ek raporunda USD bedel üzerinden depo kararını düzenlediği, TL’ye çevirmelerinde asıl alacak kısmının ve işlemiş faiz kısmının ayrı ayrı TL olarak belirtilmediği, toplu olarak yazıldığı, ayrıca günlük faizin de USD olarak belirtildiği, ancak günlük faizin TL olarak karşılığının ne olduğunun belirlenmediği, yabancı para cinsinden olan alacaklarda depo kararının yabancı para cinsinden çıkartılmasının mümkün olmadığı, bilirkişiden depo kararına esas olacak şekilde USD cinsinden belirlenen alacağın TL karşılıklarının asıl alacak, işlemiş faiz, vekalet ücreti, başvurma ücreti, icra takip masrafları ayrı ayrı belirlenmesi ve ayrıca depo kararı verilecek gelecek celseye kadar ki işleyecek günlük faizin de TL karşılığının ne olduğunun belirlenmesi açısından ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 22/01/2021 tarihli 4.ek raporda; asıl alacak 336.713,40 Usd’nin 20/01/2021 tarihli döviz alış kuru üzerinden TL karşlığının 2.504.036,54 TL, 30/07/2015 -25/02/2021 tarihine kadar işlemiş 64.782,74 USD karşılığı faizin 481.769,77 TL, asıl alacak faiz toplamının TL karşılığının 2.985.806,31 TL olduğu, avukatlık ücret tarifesi uyarınca talep edilebilecek vekalet ücretinin 63.573,69 TL , tahsil harcının 42.336,56 TL, 31,80 TL masraflar olmak üzere toplam masrafın 105.942,05 TL olduğu, depo kararına esas olmak üzere alacağın toplam 3.091.748,36 TL olduğu, uygulanması gereken 1 günlük faiz oranın da 140,64 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı ile davalı arasında 12/05/2010 tarihinde akdedilen sözleşme ile üretici olarak adlandırılan … Tic A.Ş’nin yüklenici olarak adlandırılan …A.Ş’nin … idaresine karşı yüklenmiş olduğu, … Alt Yapı Projesi için … boruları üretip teslim etmeyi yükümlendiği, sözleşmenin 3.maddesinde; teslimatın dil iskelesi limanında paketlenmiş, gemiye yüklenmiş, lashing yapılmış şekilde ve ihraç kayıtlı olarak yapılacağı, fiyatlandırmanın ek-a da bulunan birim fiyatlara nakliye bedelinin eklenmesi ile Usd olarak yapılacağı, 4.maddesinde; üretim ve teslimatın partiler halinde yapılacağı, yüklenicinin her sevkiyat öncesi üreticiye sevkiyat tutarı kadar 60 gün vadeli senet vereceği, bu senetin teminat olarak tutulacağı, o sevkiyata ait ödemeye müteakip iade edileceği, üreticinin yüklenicinin imalata başlama talimatı ve siparişle birlikte verilecek olan 300.000 Usd tutarında banka teminat mektubunu vermesini müteakip madde 6 da belirlenen teslimat programı doğrultusunda üretime başlayacağı, yüklenicinin her parti … malzemelerinin ödemesini gemiye yükleme, konşimento tarihinden itibaren en geç 45 gün içerisinde yapacağı, faturalandırmaların da ödemelerde baz alınacak kurun 1 gün önce açıklanan TCMB döviz alış kuru olacağı, oluşacak kur farklarının karşılıklı faturalarla karşılanacağı, sözleşmenin 10.maddesinde; tarafların kontrolü dışında gelişen ve tarafların iş bu sözleşme ile yüklendiği yükümlülüklerini yerine getirmesini engelleyici ve geciktirici hallerin meydana gelmesinin mücbir sebep ( grev, lokavt, savaş, terör eylemleri , deprem y yangın, su baskını, afetler vb..) olarak değerlendirileceği, taraflar mücbir sebep dolayısıyla yükümlülüklerini tam zamanında yerine getirmemekten dolayı sorumlu tutulamayacakları, ekonomik krizlerin mücbir sebep sayılamayacağı, mücbir sebep durumunda tarafların biraraya gelerek bu sözleşmenin devamı, askıya alınması, fesih veya başka şekilde ve tasfiye usullerinin müzakere edecekleri düzenleme konusu yapılmıştır.
Davacının bilirkişi incelemesine sunulan ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının incelemeye ticari defter, kayıt ve belge sunmadığı, davacının usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinin yapılan incelemesinde davalı ile ticari ilişkinin 2007 yılında başladığı, 2008/2009 ve 2010 yılına kadar devam ettiği, 2007 yılında 5.654.585,06 TL tutarında davalıya fatura düzenlendiği, davalı tarafından da 5.474.595,94 TL ödeme yapıldığı, Usd hesaplama borç alacak bakiyesi olmadığı, 2008 yılında ve 2009 yılında kaydedilen işlemler sebebiyle 6.957.995,92 TL’lik alacak kayıtlandığı, davalı tarafından 6.274.188,35 TL’lik ödeme yapıldığı, davacının alacağına konu ettiği 336.713,40 Usd’lik alacağın 31/10/2010 tarihli 605.893,99 Usd olarak tanzim edilen faturadan kalan bakiye olduğu, 2010 yılında davacının 29/12/2010 tarihli ve 31/12/2010 tarihli 2 adet fatura kapsamında toplam 791.132,89 Usd alacağı bulunduğu, davalının 17/02/2011 tarihinde 454.419,49 Usd ödemesi neticesinde 336.713,40 Usd borcu kaldığı, davalının en son ödemesini Şubat 2011 tarihinde yaptığı, bundan sonra herhangi bir ödemenin bulunmadığı, davacının ticari defterlerinde alacağının dayanağını, 12/05/2010 tarihli sözleşme olarak kayıtladığı, davacı tarafından 2010 yılında tanzim edilmiş olan faturalar konusu 6046.5 mt boru ve bağlantı parçalarının davalıya teslim edildiği, bu teslime ilişkin ilk sevkiyatın gümrük beyannamesinin davacı tarafından sunulduğu, … da davacının faturası bildirilerek davalı tarafından gönderici olarak beyanname sureti kapsamında davalı tarafından teslim alındığı, her ne kadar davalının sözleşme konusu malın kendisine teslim edilmediği, iddia edilmiş ise gümrük beyannamesi kapsamında sözleşme konusu boruların davalı tarafından teslim alındığının ispatlandığı, davalının bunun aksini ispatlayacak herhangi bir kayıt veya belge sunmadığı,28/01/2011 tarihli gümrük beyannamesinde 6046,5 uzunluğunda 872.516,93 TL bedelli, cam takviyeli polyester boru ve bağlantı parçalarının davacının faturaları ilgi tutularak davalı …Ş tarafından İzmit Derince gümrüğüne beyan edildiği, davacının teslim aldığı ürünlere ilişkin 17/02/2011 tarihinde banka havalesi ile bir kısım ödeme yaptığı, bakiye 336.713,40 Usd’lik borcunun kaldığı, bunun ödemesinin yapılmama nedeni olarak davalı tarafından … da çıkan savaşın mücbir sebep teşkil etmesi gösterildiği, davalı savaş nedeniyle … daki işini terkettiğini, Bakanlar kurulu kararı ile de savaşın mücbir sebep olarak kabul edildiğini, sözleşmenin 6.maddesi kapsamında da ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını ileri sürmüştür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/12326 Esas, 2014/4189 Karar sayılı ilamında; “… her ne kadar davalının başlangıçta yükü boşaltmaması davalının sorumluluğunu gerektirir ve bu dönem için davacı demoraj bedeli isteyebilirse de; 15.02.2011 tarihinde savaş başlamış olduğundan ve bu husus mücbir sebep olarak kabul edildiğinden, bu tarihten sonraki dönem için davalının sorumlu tutulması doğru değildir…” şeklinde içtihat oluşturulmuştur.
Yargıtay içtihatında da belirtildiği üzere … da iç savaş 15/02/2011 tarihinde başlamış ve bu tarihten sonraki dönem için mücbir sebep kabul edilmiştir. Davalı tarafından davacıya sözleşme kapsamındaki emtialar savaş başlamadan önce 31/12/2010 tarihli ve 29/12/2010 tarihli faturalar kapsamında 28/01/2011 tarihinde teslim edilmiş olup ( gümrük beyannamesine göre ) 15/02/2011 tarihli mücbir sebep ilanından öncesine dayalıdır. Nitekim davalı tarafından da teslim aldığı mallara karşılık 17/02/2011 tarihinde 791.132,89 TL’lik ödeme yapılmış bu ödemenin düşümü sonucunda da davacının 336.713,40 Usd’lik alacağı kalmıştır. Bu alacak iç savaşın başlanma tarihi olan 15/02/2011 tarihinden önce doğmuş olduğundan davalı ödeme yükümlülüğü altına bulunmakta olup, davalının mücbir sebep savunmaları yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafından ıslah dilekçesi ile davacının sözleşme kapsamında teminat mektubu alması gerekirken alacağı için teminat mektubu sunmadığını, bu sebeple teminat mektubu almaksızın mal sevkiyatı yapmasının hayatın olağan akışına ve sözleşmeye aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de gümrük beyannamesinden davacının usulüne uygun incelenen ticari defterlerindeki kayıtlarda davacıya 31/12/2010 ve 29/12/2010 tarihli faturalar karşılığı mal teslimi yaptığı ve bakiye 336.713,40 alacaklı kaldığı, bunun aksinin davalı tarafından geçerli deliller ile ispatlanamadığı anlaşıldığından davalının bu savunmaları da yerinde görülmemiştir.
Davalı şirketin ticaret sicil adresinin Mahkememiz yargı alanında kaldığı, şirketin halen faal olduğu, ticaret sicil özetinden anlaşılmıştır.
İİK.158.maddesinde borçlunun takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkemece 7 gün içerisinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesine, borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline dava vicahta devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emredeceği, borçlunun imtina etmesi durumunda ilk oturumda iflasına karar verileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; davalının davacıya borçlu olduğu, yapmış olduğu itirazının yerinde bulunmadığı anlaşıldığından; 19/03/2021 tarihli oturumda Davalının itirazının kaldırılmasına, … 8 İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına ilişkin olarak 2.504.036,54 TL asıl alacak, 30/07/2015 takip tarihinden 19/03/2021 duruşma tarihine kadar işlemiş 485.145,13 TL faiz, 63.573,69 TL vekalet ücreti, 42.336,36 TL tahsil harcı, 31,80 TL masraf olmak üzere toplam 3.095.123,52 TL’nin depo kararının tebliğinden itibaren 7 gün içinde alacaklıya ödenmesine veya mahkeme veznesine veya icra veznesine depo edilmesine, 7 gün içinde alacaklıya ödeme olmaz, mahkeme ve icra veznesine depo edilmez ise İİK 158.maddesi uyarınca şirketin ilk celsede iflasına karar verileceğinin davalı vekiline ihtarına, bu yönde davalı asile de meşruhatlı davetiye tebliğine karar verildiği, tebligatların usulüne uygun şekilde yapıldığı, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, depo kararının yerine getirilmemiş olduğu anlaşıldığından; davalının iflasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı nedenlerle;
1- Davalının itirazının kaldırılmasına, … Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı … A.Ş’nin İFLASINA, iflasın saat 14.33 itibariyle açılmasına, iflasın açıldığının iflas müdürlüğüne bildirilmesine, iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 29,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 30,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 29,20 TL harç ile toplam 3.872,67 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 10 günlük sürede istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/07/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.