Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/780 E. 2022/757 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/780 Esas
KARAR NO : 2022/757

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2016
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 20/07/2016 tarihli dava dilekçeside, davacı ve davalı arasında adi ortaklık ilişkisi olduğu, 27/05/2014 tarihinde imzalanan iki adet sözleşme ile inşaat müteahhidi olan davalı tarafın kentsel dönüşüm projeleri kapsamında kat malikleri ile imzalamış oldukları Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerine göre yapılacak inşaatlarda davacı şirketin ortaklık adına sermaye olarak kullanılmak üzere para verdiği, imzalanan sözleşme ile kat maliklerinden davalı payına düşecek dairelerin satılması neticesinde davacı şirket tarafindan inşaatın sermayesi olarak konulan ana parasının satış kârı ile birlikte davalı tarafça, davacı şirkete ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafında inşaatları tamamlama yükümlülüğü olmasına rağmen, davacının sözleşmede kendilerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği ancak davalının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediği gibi getirmekten de kaçındığı, davalının yapmayı üstlendiği inşaatları tamamlamadığı, işlerin ilerlemediği, davalı şirketin ihmali ve eksik iş takibi ile inşaatların ilerlememesi sonucu paraların davalı tarafından başka yerlere harcandığı ve hesapların olduğundan fazla gösterildiği, bu durum karşısında davalı şirket hesabına ve projeler hesabına para gönderilmesi işleminin durdurulduğu, davalı şirketin inşaatları etkileyecek tüm olumsuzlukları davacı şirkete bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacı şirket sermayesi ile oluşan inşaatlardan semere alınma aşamasına gelindiği ve bu süreçlerde davalı tarafından 3. Şahıslara satış ve muvazaalı devirle ile müvekkilin alacaklarını almasının önüne geçilmeye çalışılacağını beyan ederek, davalının mal kaçırma ihtimali olduğundan, davacının koyduğu sermaye ile yapılan inşaatlardan … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 67 pafta, 648 ada , 75 parsel sayılı davalı adına kayıtlı olan 25,26,27,28,29,30 numaralı bağımsız bölümün tapu kayıtlarına teminatsız olarak tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.250.000,00 TL’nin davalıdan ticari faizi ile tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davacı ile müvekkili şirket arasında 27.05.2014 tarihinde iki ayrı sözleşme imzalanarak iki ayrı projenin gerçekleştirilmesi noktasında işbirliğine girildiğini, … İnşası projesi ile ilgili tarafların … İnşası ile ilgili imzalamış oldukları işbirliği sözleşmesinde, tüm idari ve inşai faaliyetlerin müvekkili şirket tarafından münhasıran gerçekleştirileceğini, bu konuda her türlü görüşme ve anlaşmaların bizzat müvekkili şirket tarafından yapılacağının açıkça düzenlendiğini, tüm bu düzenlemeler birlikte incelendiğinde, davalı müvekkilinin baş ortağın yükümlülüklerini projenin gerçekleştirilmesi ve idaresi olduğunu, bu kapsamda 3.Kişilerle gerekli tüm görüşme ve anlaşmaların müvekkili tarafından yapılacağını ve davacı proje ortağı …’in ise projenin finansmanını sağlamak üzere taahhüt altına girdiği ve muhasebe kayıtlarını da denetlemekle yükümlü olduğunun anlaşıldığını, nitekim davacı …’in yükümlülüklerinden 6.3 maddede kararlaştırılan ödemelerin yapılmasına dair düzenleme çerçevesinde toplamda 2.422,933,- TL’nin 3 taksitte 30.05.2014 tarihinde 1.047.500,- TL, 25.07.2014 tarihinde 838.000,- TL ve 25.10.2014 tarihinde ise 537.493,- TL ödeyeceğinin düzenlendiğini, …’na ilişkin iş birliği sözleşmesine konu apartmanın inşası ile ilgili tüm idari ve İnşai faaliyetlerin müvekkili tarafından münhasıran gerçekleştirileceğini, bu konuda her türlü görüşme ve anlaşmaların bizzat müvekkili tarafından yapılacağının açıkça düzenlendiğini, Tüm bu düzenlemeler birlikte incelendiğinde, davalı müvekkilinin baş ortağın yükümlülüklerini projenin gerçekleştirilmesi ve idaresi olduğunu, bu Kapsamda 3.Kişilerle gerekli tüm görüşme ve anlaşmaların müvekkili tarafından yapılacağını ve davacı proje ortağı Kaid’in ise projenin finansmanını sağlamak üzere taahhüt altına girdiği ve muhasebe kayıtlarını da denetlemekle yükümlü olduğunun anlaşıldığını, nitekim davacı Kaid’in yükümlülüklerinden 6.3 maddede kararlaştırılan ödemelerin yapılmasına dair düzenleme çerçevesinde toplamda 4,693.000-TL’nin 3 taksitte 30.05.2014 tarihinde 1.466.500-TL, 25.07.2014 tarihinde 1.466.500,- TL ve 25.10.2014 tarihinde ise 1.760,000,- TL ödeyeceğinin düzenlendiğini, Adi ortaklığın 3. Kişiler nezdinde her türlü işlemin müvekkili tarafından yürütüldüğü gibi, tüm yükümlülüklerin de bu şekilde üstlenildiği dikkate alındığında, taraflar arasında işbu proje yönünden adi ortaklığın değişik bir türü olan bu şekilde bir gizli adi ortaklık kurulduğunun açık olduğunu, taraflar arasındaki gizli adi ortaklık ilişkisinde yönetici ortak olarak görevlendirilen Müvekkili şirketin, davacı yanın iddialarının aksine edimlerini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, gizli adi ortaklıkta hem aktif hem de pasif ortağın müşterek amacın gerçekleştirilmesine birlikte katılmaları gerektiğinin belirtildiğini, davacı yanın kabulünde olduğu üzere, dava konusu adi ortaklık ilişkisine dair taşınmaz inşaatları tamamlanmadığından, henüz tasfiye aşamasına gelmemiş adi ortaklığa davacı yanca ödendiği ileri sürülen bedellerin iadesi talebiyle erken açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Kanun tarafından da adi ortaklığın ancak ve ancak ortaklığın amacına ulaşması olmak üzere yasa hükmünde sıralanan hallerin gerçekleşmesi ile sona erebileceğinin hükme bağlandığını, somut olayda ise henüz adi ortaklığın amacına ulaşılmadığını davacının da dava dilekçesinde bildirdiği şekilde kabulüne olduğunu, tüm bu açıklamalar kapsamında, huzurdaki davanın henüz adi ortaklık konusu inşaatlar tamamlanmadığından, adi ortaklığın amacına ulaşılmadığı bu aşamada alacak iddiasında bulunamayacağını bildirmiştir.
Mahkememizin 23/11/2017 tarihli celsesinde ;Davalının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle davacının göndermiş olduğu paraların nerede kullanıldığı, …, … ve … Projelerinin bulunduğu mahalde keşfen inceleme yapılmak suretiyle taraflar arasında akdedilen sözleşme de değerlendirilerek taşınmazların ne oranda yapıldığının , gönderilen paraların taşınmazların yapımında ne miktar olarak kullanıldığının , taşınmazların bitirileceği tarih nazara alınmak suretiyle taşınmazların ne oranda bitirildiği, bu süreden sonra taşınmazların fiilen bitirilme imkanı olup olmadığının tespit edilmesi için bilirkişi ile inceleme yapılması , bilirkişi tarafından rapor sunulduktan sonra hukuki nitelendirmesi mahkememize ait olmak üzere gerektiğinde tasfiye işlemlerine başlanılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 17/09/2018 tarihli raporda: Teknik inceleme kapsamında; 51 Pafta, 419 Ada, 44 parsel bulunan yapının detay açıklamaları tamamlanmış olduğu, 12 ay daha imalat yapılması gerektiği, 167 Pafta, 648 Ada, 56-71 parselde bulunan yapının %90 tamamlanmış olduğu, 4 ay daha imalat yapılması gerektiğini, takdiri mahkemeye ait olmak üzere değerlendirildiğini, Mali incelemeye göre, Mali incelemeler netiçesinde davacı tarafından sunulan tarafların kayıtlarında yapıldığı belirlenen ödemelerin 3.396.413,00 TL olarak belirlenmiş olduğunu, davalı tarafından da yapılan gider toplamının 4.045,886,90 TL olarak kayıtlandığının belirlenmiş olduğunu, Ayrıca 91.623,61 TL davalı tarafından davacıya tanzim edilen kira faturası olduğu hususlarının tespit edildiğini, ancak proje için verilen davacı tarafından tutarlar ile davalı tarafından yapılan masraflar belirlenmiş ise de projenin geliri hakkında kayden belirleme yapılmasının mümkün olmadığını, elde edilen kar hususunda bu nedenle hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını, davalı tarafından 649.473,90-TL lik proje gideri yapıldığını bildirmişlerdir.
Mahkememizce; tarafların rapora yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi, taşınmazların satış akit tabloları da değerlendirilmek suretiyle taşınmaz satışından elde edilen gelirin nerede kullanıldığı, davacının ödeme yükümlülüğünü zamanında yerine getirmemesinin inşaatın bitirilmesine engel olup olmadığı, satışa konu dairelerinin satım paralarının ticari defter ve kayıtlarda yer alıp almadığının tespit edilerek ortaklığın tasfiyesine yönelik ek rapor oluşturulmasına, heyete bir gayrimenkul değerleme uzmanı da dahil edilerek dava konusu taşınmazların resmi akit tablolarındaki satış tarihleri itibariyle satış bedellerinin piyasa rayice uygun olup olmadığının tespitinin de istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 27/11/2019 tarihli Ek bilirkişi raporunda; Teknik inceleme kapsamında; 51 Pafta, 419 Ada, 44 Parselde bulunan yapının %60 tamamlanmış olduğu, 12 ay daha imalat yapılması gerektiği, 167 Pafta, 648 Ada, 56-71 parselde bulunan yapının %90 tamamlanmış olduğu, 4 ay daha imalat yapılması gerektiği, takdirinin mahkemeye ait olmak üzere kök raporunda değerlendirilmiş olduğunu bu konuda görüşü değiştirecek bir husus bulunmadığını, Rayiç değer tespiti kapsamında 6 no’lu bentte belirtilen tutarlar söz konusu olduğu teknik bilirkişice değerlendirildiğini, yapılan değerleme çalışması neticesinde dava konusu taşınmazların satış tarihleri itibariyle satış bedellerinin piyasa rayiçleriyle uyumlu olduğunun hesap ve tespit edildiğini, Mali incelemeye göre, Mali incelemeler neticesinde davacı tarafından sunulan tarafların kayıtlarında yapıldığı belirlenen ödemelerin 3.396.413,00 TL olarak belirlendiğini, davalı tarafından da yapılan gider toplamının 4.045.886,90-TL olarak kayıtlandığı belirlendiğini, ayrıca 91.623,61 TL davalı tarafından davacıya tanzim edilen kira faturası olduğu hususlarının tespit edildiğini, davalı tarafından 649.473,90 TL’lik proje gideri yapıldığını, gelirlerin kayıtlı değerler üzerinden esas alınmak suretiyle tasfiyeye giriş ve tasfiye sonu hesaplamaları neticesinde 114.006,96 TL davacı alacağı hesaplandığını, gelirlerin rayiç değerler üzerinden esas alınmak suretiyle tasfiyeye giriş ve tasfiye sonu hesaplamaları neticesinde 433.685,18 TL davacı alacağı olarak hesaplandığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi kök ve ek raporunu TBK 642 ve devam maddelerinde belirlenen adi ortaklığın tasfiyesine yönelik hükümlere uygun olarak düzenlenmemesi sebebiyle Adi ortaklığın tüm malvarlığının aktifi ve pasifi ile belirlenmesi, bilirkişiler ile belirlenecek malvarlığı bilançosunun öncelikle mahkememize ibraz edilerek ibraz edilen malvarlığı bilançosunun taraflara tebliğ edilmesine, taraflarca malvarlığı bilançosuna ilişkin beyanlar sunulduktan sonra malvarlığına ilişkin satış ve nakde dönüştürme işlemlerinin TBK 634. Maddesinde düzenlenen resmi tasfiye işlemlerinin kıyasen uygulanarak gerçekleştirilmesine, malvarlığı mevcut değil ise değerlendirmenin bilirkişi marifeti ile saptanmasına, bulunacak değerden öncelikle ortaklığın borçlarının ödenmesine ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avans ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payının belirlenerek bundan birşey artar ise artan malvarlığının ortaklara paylaştırılmak üzere son bilançonun düzenlemesinin yapılması için mahkememizce resen seçilen bilirkişiler Mali Müşavir bilirkişi …, Borçlar Hukukçusu bilirkişi Öğretim Üyesi …, Gayrimenkul Değerleme Uzmanı bilirkişi …. ve İnşaat Mühendisi bilirkişi … marifeti ile inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi istenilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 07/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Adi Ortaklığın Tüm Malvarlığı’nın Aktif ve Pasifi ile belirlenmesi sonucu ortaya çıkarılan Malvarlığı Bilançosunun Adi ortaklığın bilançosu oluşturulurken adi ortaklığa konu …. ve … ile ilgili Maliyetler ve Satış Bedellerinin netleştirilmesi gerektiğini, Maliyetler; taraflarınca yerinde inceleme sırasında talep ettikleri şirketin ticari kayıtlarına göre dava konusu işler ile ilgili maliyetler 150,151 ve 280 hesaplarında yer almış ve yerinde inceleme sırasında şirketin yevmiye kapanış maddeleri incelenerek toplam maliyet hesabının çıkartıldığını, adi ortaklığın her iki apartmana yönelik yapmış olduğu maliyetlerin toplam tutarı 4.050.510,42-TL dir. Tarafların Adi ortaklığa yaptığı ödemeleri geri almasına ilişkin tespitlerinin davacı şirketin davalı şirkete söz konusu işler ile ilgili olarak dava tarihine kadar 3.396.413TL ödediği, davalı şirketin ise davacıdan almış olduğu ödemelerin tenzil edilerek işle ilgili yapmış olduğu nihai harcama tutarının 654.097,42-TL olduğu, Adi Ortaklığın Aktifini Oluşturan Malvarlığının Paylaşımında ortaya çıkan kar payının hesaplanmasında Alternatif Satılan Dairlerin Değerinin bilirkişilerce Tespit Edilen Rayiç Değere Göre Hesaplandığında Aktif toplamının 7.940.099,01-TL, Pasif Toplamının 7.940.099,01-TL ortaklardan davacı şirketin davalıya …. ve … için ödemiş olduğu 3.396.413,00-TL nin adi ortaklıktan davacı alacağı olarak tespit edildiği ve bu tutarın davalı tarafından davacıya ödenmesi gerekip gerekmediğinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davalı şirketin ise …. ve … İle ilgili olarak yapılan giderlerin şirketin ticari defter kayıtlarında tespit etmiş olduğumuz 4.050.510,42-TL davacının yaptığı 3.396.413,00-TL tutarında alacağı bulunduğu ve iş bu tutarın adi ortaklıktan davalıya ödenmesinin gerekip gerekmediğinin mahkemeye ait olduğunu, tarafların arasındaki sözleşme uyarınca elde edilecek kardan proje ortağı olan davacının %75 , lider ortak olan davalının ise %25 oranında kar paylaşım hesabının çıkartıldığını, kar paylaşımı yapılacak tutarın 3.889.588,59-TL tutarının davacı kar payı alacağının 2.917.191,44-TL tutarında 972.397,15 TL tutarında olduğunu, davacının adi Ortalıktan toplam alacağının 6.313.604,44-TL davalının adi Ortaklıktan alacağının ise sağladığı parasal kaynağın geri ödemesinin 654.097,42-TL 3.889.588,59-TL karın %25 i olan kar payının 972.397,15-TL Adi Ortaklıktan davalı alacağının 1.626.494,57-TL olarak hesaplanan davalının Adi Ortaklıktan alacağının söz konusu olduğunu ancak Adi Ortaklığın Malvarlığını oluşturan ,bitmiş dairelerin satış bedellerinin ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan satılmamış iki dairenin tutarlarının zaten davalı nezdinde olduğunu, satılan dairelerin ticari kayıtlardaki satış bedelleri üzerinden hesaplamanın aktif toplamı 7.513.861,38-TL pasif toplamının 7.513.861,38-TL olduğu, ortaklardan davacı şirketin davalıya…. ve … için ödemiş olduğu 3.396.413,00-TL nin adi ortaklıktan davacı alacağı olarak tespit edildiğini ve bu tutarın davalı tarafından davacıya ödenmesi gerekip gerekmediğinin taktirinin mahkemeye ait olduğunu, davalı şirketin ise …Ve … İle ilgili olarak yapılan giderlerin, şirketin ticari defter kayıtlarında tespit etmiş oldukları 4.050.510,42-TL sinden davacının yaptığı 3.396.413,00-TL tutarında ödeme tenzil edildiğinde adi ortaklıktan 654.097,42-TL tutarında alacağı bulunduğunu ve bu tutarın adi ortaklıktan davalıya ödenmesi gerekip gerekmediğinin taktirinin mahkemeye ait olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca elde edilecek kardan proje ortağı olan davacının %75, lider ortak olan davalının ise %25 oranında kar paylaşım hesabı davacının kar alacağı 2.597.513,22-TL. Davalı kar Alacağı 865.837,74-TL, bu durumda davacının adi Ortaklıktan toplam alacağının 5.993,926,22-TL davalının adi ortaklıktan alacağının ise sağladığı parasal kaynağın geri ödemesi 654.097,42-TL,3.463.350,96-TL karın %25 i olan kar payının 865.837,74-TL davalı alacağının 1.519.935,16-TL olarak hesaplanan, davalının adi ortaklıktan alacağının söz konusu olduğunu ancak adi ortaklığın malvarlığını oluşturan, bitmiş dairlerin satış bedelleri ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan satılmamış iki dairenin tutarlarının zaten davalı nezdinde olduğunu, bildirmişlerdir.
Mahkememizin 30/09/2021 tarihli celsesi ara kararında; Davacı ve davalının itirazlarının değerlendirilmesi davacıya yapılan iade ödemesinin olup olmadığı faktöring şirketlerine yapılan faiz ödemesi, kira paralarına ilişkin ceza borcu, operasyonel giderler gibi davalının itiraz ettiği hususların adi ortaklığın giderleri olarak kabul edilip edilemeyeceği adi ortaklığın giderleri olarak kabul edilecek ise bunların tek tek gösterilerek belirtilmesi ve bu giderler düştükten sonra adi ortaklığı oluşturan şirketlere sözleşmedeki payları oranında ne miktarda ödeme yapılacağının hesap edilmesi açısından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 05/01/2022 tarihli ek raporda; Sonuç olarak, tarafların beyan ve itirazları ile ilgili yapmış oldukları ek değerlendirmeler sonucunda, kök rapordaki maliyet hesabını ve dolayısı ile davacı ve davalı şirketin adi ortaklıktan olan alacak tutarlarını değiştirecek herhangi bir ilave belge sunulmadığından, önceki raporlarında yer alan tespit ve görüşlerinin işbu raporda da aynı olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı ile davalı arasında 27/05/2014 tarihinde … yakasında … yeniden inşası için ortaklık sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre Lider ortağın davalı … Tic. A.Ş proje ortağının ise davacı … İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, taraflar bu sözleşme ile kentsel dönüşüm mevzuatları doğrultusunda … yeniden inşası işinin yapımı ve mal sahipleri ile imzalanan anlaşma uyarınca hak ve yükümlülüklerinin düzenlenmesini yaptıkları, sözleşmenin 4. Maddesinde … inşasının başlama tarihinin 15/06/2014 bitiş tarihinin ise 15/09/2015 olarak belirlendiği, 5. Maddesinde lider ortak olan davalının inşaatın tüm yasal izinlerinin alınması operasyonel sürecin yürütülmesi, mal sahipleri ile anlaşma yapılması gibi yükümlülükleri üstlendiği, sözleşmenin 6. Maddesinde proje ortağının, finansmandan sorumlu olduğu, projenin ilerlemesinin gözlemleyeceği, proje planına göre projenin gerçekleştirmesinin olumsuz olarak etkileyecek faktörleri 15 gün önceden lider ortağa bildireceği, lider ortağın mutabık kalınan şekilde sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak için tüm gerekli adımları atmayı kabul ettiği, 7. Maddesinde; proje ortağı davacının projeyi finansa etmekle ve projelerin anlaşmaya göre tamamlanması için davalı lider ortağı maddi yardım sağlamakla yükümlü olduğu, … yapımı için 2.422.993-TL nin 30/05/2014 tarihinde 1.047.500-TL, 25/07/2014 tarihinde 838.000-TL 25/10/2014 tarihinde 537.493-TL olarak üç taksit halinde proje ortağı davacı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 27/05/2014 tarihinde … apartmanlarının yeniden inşasına ilişkin taraflar arasında ortaklık sözleşmesi kurulduğu, bu sözleşmede de davacının proje ortağı davalının lider ortak olarak yer aldığı, … apartmanının inşaata başlama tarihinin 01/06/2014 bitiş tarihinin de 01/09/2015 olarak belirlendiği, … projesinin yapımı için davacı proje ortağının 4.693.000-TL’yi 30/05/2014 tarihinde, 1.466.500-TL’yi 25/07/2015 tarihinde, 1.466.500-TL yi 25/10/2015 tarihinde 1.760.000-TL olarak ödemeyi taahhüt ettiği, her iki sözleşmede de … Limited Şirketinin ödeme yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda davalı … Tic. AŞ’ nin ihlali belirten yazılı bildirimi ilettikten itibaren otuz gün içinde ihlalin düzeltilmemesi durumunda davalı … A.Ş’nin istediği zaman anlaşmayı fesh edebileceğinin düzenleme konusu yapıldığı, yine taraflar arasında 27/05/2014 tarihinde akdedilen ortaklık anlaşması ile lider ortak davalı …Tic. A.Ş ve proje ortağı davacı … Şirketi’nin … yeniden inşası için ortaklık anlaşması akdettikleri, lider ortağın projelerin geliştirilmesininden ve anlaşmaların organizasyonundan sorumlu olduğu proje muhasebesinin düzenli kontrolünden, projenin finansal sorumluluğundan , projenin anlaşma standatlarına göre yapılıp yapılmadığının kontrulünden sorumlu olduğu lider ortak ve proje ortağının ilgili projeden doğan masrafların geri ödenmesinden ve yasal vergiler düşüldükten sonra lider ortağın %25, proje ortağının %75 olmak üzere her bir projenin karlarını paylaşacaklarının düzenleme konusu yapıldığı görülmüştür.
Davalı tarafından …. 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında yargılaması devam eden davanın mahkememizde görülmekte olan dava ile hukuki ve fiili irtibatının bulunduğu, mahkememiz dosyasının bu dosya ile birleştirilmesi talep edildiğinden … 5 ATM nin… E sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememiz dosyası ile ilişkili olmadığı, … 5 Asliye Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile ilişkili olduğu görüldüğünden …. 5 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/159 E sayılı dosyası incelenmek üzere uyap ortamından celp edilmiştir.
HMK ‘nun 166/2 maddesi gereğince ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerindeki açılmış bulunan davalar arasında bağlantı bulunması sebebi ile birleştirme kararı verilebileceği Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesinin aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemeleri olmaması sebebi ile davalı vekilinin birleştirme talebinin reddine karar verilerek açık yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar arasında Kentsel Dönüşüm Mevzuatı kapsamında İnşaat Yapmak Üzere Adi ortaklık sözleşmesi kurulmuştur.
Adi ortaklık iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. ( TBK. 620/1 md. ) Türk Borçlar Kanunu’nun adi şirkete ilişkin 620 ve onu izleyen maddeleri gereğince, adi ortaklığın kurulabilmesi için, yazılı şekil gerekli olmayıp, sözlü olarak da yapılabilir. Adi ortaklık, ortakların anlaşması durumunda, onların kendi aralarında tasfiye edilebilir. Şayet ortaklar arasında tasfiye konusunda anlaşma sağlanamamışsa, bu durumda her ortağın mahkemeye başvurarak tasfiye talebinde bulunabileceğini kabul etmek gerekir. Bu başvuru açıkça ortaklığın tasfiyesini istemek şeklinde olabileceği gibi, tasfiyeyi ifade eden başkaca talepler de tasfiye yapılması için yeterlidir. Örneğin; ortaklığın feshi istemi veya ortaklığa getirilen sermayenin iadesinin talep edilmesi, ortaklığın tasfiyesini isteme anlamına gelir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/5558 Esas ve 2020/1034 Karar sayılı ilamı) Davacı … Limited Şirketi davalı ile akdedilmiş olan sözleşme gereği davalılara ödenen ana sermaye ve bu sermaye ile yapılan inşaatın satışından elde edilecek kârın %75′ e tekabül eden toplam alacağını talep ettiğinden açıkça ortaklığın tasfiyesi talep edilmemiş olsa bile bu talebin ortaklığın tasfiyesini de kapsadığı sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafından Sermaye koyma borcunun tam olarak yerine getirilmediği, inşaatın henüz bitirilmediği, bu sebep ile tasfiyenin mümkün olmadığı itirazında bulunmuştur.
Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında; davacının davadaki talebinin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekmektedir. Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmak suretiyle, 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin taraflar arasındaki adi ortaklığa uygulanması gerekecektir. Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK’nın 639. maddesinin 7. bendinde ise, “Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla” ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir. Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır. Gerçekten ortaklar arasındaki ilişkinin devam etmesini haklı göstermeyecek bazı durumlar ortaya çıkarsa, bu durumda ortakların ortaklığın feshini mahkemeden istemesi mümkündür. Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır. ( Şener, Oruç Ham, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )Öte yandan; ortaklık amacının elde edilmesinin imkansız hale gelmesi durumunda, ortaklık ilişkisi kendiliğinden sona erecektir. Ortaklık sözleşmesinin sona ermesine neden olacak imkansızlık devamlı, açık ve objektif bir imkansızlık olmalıdır. Buna karşılık subjektif imkansızlık ortaklığın sona ermesini gerektirmez. Ancak, ortaklar bu durumda haklı sebeple fesih davası açabilirler.
Taraflar arasında akdedilen … yapımına ilişkin adi ortaklık sözleşmesinde lider ortağın davalı Batu Yapı olduğu, projelerin geliştirilmesi organizasyonu inşaatı hazır hale getirilmesi ve projenin anlaşmaya göre tamamlanması ve inşaatın bitirilmesi yükümlülüğünün lider ortak … ait olduğu, proje ortağı davacı … şirketinin sorumluluğunun ise proje muhasebesinin düzenli kontrolü ve finansman sağlanması olduğu, … inşaata başlama tarihinin 01/06/2014 – bitiş tarihinin 01/09/2015, … inşaata başlama tarihinin 15/06/2014- bitiş tarihinin 15/06/2015 olduğu, 22/12/2017 tarihinde mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetince mahallinde yapılan keşif tarihi itibariyle … %60’ının tamamlanmış olduğu, bitirilebilmesi için 12 ay daha imalat yapılması gerektiği, … apartmanının %90’ının tamamlanmış olduğu bitirilebilmesi için 4 ay daha imalat yapılması gerektiği tespit edilmiş olup, bitirme tarihlerinden itibaren geçen 2 yıllık süre içerisinde taşınmazların inşaatının halen devam ettiği, bitirilemediği görüldüğünden TBK’nun 639. Maddesinin 7. Fıkrası uyarınca, davacı lehine haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, fesih ile birlikte adi ortaklığın tasfiye edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Adi ortaklık ilişkisi, TBK’nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır.
Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644.maddesine göre; “Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir. Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri gözönünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır. Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.” Aynı yasanın kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643. maddesinde ise ” Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır. Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.” hükmü yer almaktadır. Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır. (TBK’ nun 642. Md.) Keza, aynı yasanın kazanç ve zarara katılma başlıklı 623.maddesine göre de; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Taraflar arasında akdedilen ortaklık sözleşmesinde, elde edilecek kardan proje ortağı olan davacının %75 lider ortak olan davalının ise %25 oranında kar paylaşımı yapacağının kararlaştırıldığı, inşaatı devam eden taşınmazlardan daire satışlarının olduğu, satılan dairelerin parasının adi ortaklığın mal varlığını oluşturduğu, davacı ve davalı şirketin ticari kayıtlarında davacının davalıya 2.946.413,00-TL tutarında ödeme yaptığı ve inşaatın yapılabilmesi için dava dışı … şirketine 450.000,00-TL’lik ödemenin yapıldığı, davacının davalıya toplam 2015 yılı sonuna kadar 3.396.413,00-TL ödemede bulunduğu, davalı tarafından da 649.473,90-TL’lik proje gideri yapıldığı, davalı tarafından inşaatın tamamlanabilmesi için faktoring sözleşmesi yapıldığı ve yüksek miktarda faiz ödediği bunun da maliyetlere yansıtılması gerektiği iddia edilmiş ise de, faktoring ödemesi bulunması halinde bu tutarın inşaat ile ilişkisinin muhasebe kayıtlarında ilgili proje maliyetine intikal ettirilmek suretiyle gerçekleştirilmesi gerektiği, davalı kayıtlarında buna ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı ayrıca … projesine ilişkin herhangi bir belge ve bilginin sunulmadığı, ödemelerin davacı tarafından süresi içerisinde yapılmadığına ilişkin dosya içerisinde herhangi bir ihtarname, belge bulunmadığı gibi hesaplar üzerinde yapılan incelemede de geç ödemeden kaynaklı gecikme yaşandığına ilişkin muhasebesel bir bilginin davalı kayıtlarında yer almadığı, dairelerin kaynak bulmak amacıyla düşük fiyata satıldığı iddiasının ispatlanamadığı, davalının operasyonel harcamalarının muhasebesel kayıtlarında yer alan kısmının bilirkişilerce hesaba dahil edildiği, muhasebe kayıtlarında yer almayanların ise yapıldığının ispatlanamadığı, satılan dairelerin ticari kayıtlardaki satış bedelleri üzerinden yapılan inceleme sonucunda adi ortaklığın inceleme sonucunda satış hasılatının 5.063.861,38 TL satılamayan 2 adet dairenin bedelinin 2.450.000,00 TL olduğu, aktif toplamının 7.513.861,38 TL olduğu, davacının adi ortaklığa sağlamış olduğu 3.396.413,00 TL’lik parasal kaynağın ve davalının yapmış olduğu 654.097,42 TL’lik harcamanın düşümü sonucunda paylaşılacak karın 3.463.350,96 TL bulunduğu, adi ortaklık sözleşmesi uyarınca, kar paylaşımının %75’nin proje ortağı davacı, %25 lider ortak olan davalıya ait olacak şekilde yapılması gerektiği, buna göre davacının kar payı alacağının 2.597.513,22 TL bulunduğu, davacının 2.250.000,00 TL talep ettiği, bu talebiyle bağlı bulunduğu anlaşıldığından, hüküm vermeye elverişli denetime açık, son kök ve ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, 2.250.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kabulüne, 2.250.000,00 TL ‘nin davalıdan dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 153.697,5‬0-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 38.424,38- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 115.273,12‬ -TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 38.424,38-TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 13.178,35-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 211.500,00 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde, davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2022

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.

Harç Beyanı
K.H.= 153.697,5‬0- TL
P.H.= 38.424,38- TL
B.H= 115.273,12‬-TL

Davacı yargılama gideri
11.000- TL bilirkişi ücreti
400-TL Keşif aracı yolluk
1.000-TL tasfiye memuru
778- TL posta gideri
13.178,35- TL Toplam yargılama gideri

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.