Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/772 E. 2020/314 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/772 Esas
KARAR NO : 2020/314

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2016
KARAR TARİHİ : 08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 19/07/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 30.05.2014 tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşme doğrultusunda … (… nolu) ve … {…) protokollerinin akdedildiğini, … protokolü çerçevesinde müvekkili şirket ile beraber çalışıldığını, projenin sonlanmasma yakın dönemde hizmet almaktan vazgeçmiş olduğunu, ancak kendilerinin projeyi devam ettirdiğini, bu durumun yapılan sözleşmenin 6. maddesine aykırı olduğunu, hak edilen ücretlerin ödenmediğini, teminat senedinin iade etmediğini, iş bu davada alacaklarının tespit edilmesini talep ettiklerini, Ek -1 protokolüne ilişkin sözleşmenin 4/J maddesi kapsamında proje kapsamında … tarafından davalı şirkete ödemeler yapılması nedeniyle alacakları tutarın belirlenemediğini, bu nedenle bu kısma ilişkin alacaklarının belirsiz olduğunu, projenin …’e tesliminden önce 28.961 TL avans ödenmesi gerektiğini, 2. alacak tutarının sözleşmenin 4. d maddesi kapsamında 28.961 TL’nin ödenmediğini, ilk desteğin davalı şirkete ödenmesi sözleşmenin 4/e maddesine göre 28.961,00 TL belirlenen alacak tutarının ödenmediğini, sözleşmeye göre ARGE yardımının %10 ücretinin hak ettiğini, sözleşmenin 6. maddesine göre 25.000 TL cezai şart proje bütçesi kesinleşmeden vazgeçmeler için geçerli olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete 29.01.2016 tarihli 19.562,30 USD (28.961 TL) tutarında fatura tanzim ettiğini, davalı şirketin itiraz ettiğini, davalı şirketin proje bütçenin kesinleşmediğinin iddia ettiğini, proje kesinleşmesinin …’e bağlı olmayıp{Söz.4/b mad.) davalı şirketin onaylaması ile bütçenin kesinleştiğini, davalının 25.000 TL cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, ancak bunun da ödemediğini, bildirerek, müvekkili şirketin hakkı olan Danışmanlık Sözleşmesinin 6. Maddesinde kararlaştırıldığı üzere, EK-2 Protokolü kapsamında davalı şirket proje bütçesi kesinleştikten sonra vazgeçtiği için daha sonra artırılmak üzere şimdilik 28.961,00 TL danışmanlık tutarının, müvekkili şirkete faizi ile beraber ödenmesine, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında daha önce başarıyla uygulanan ve bu kapsamda ödeme alınan EK-1 Protokolü kapsamında, davalı şirket ek hibe aldığı için ve tarafınca tam ve kesin olarak bilinemediği için alınmış olunan ek hibe bedelinin tespitine ve kesin olarak tespit edildiğinde arttırılmak üzere şimdilik 2.500 TL’nin ticari faizi ile beraber ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 12/10/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetkiye, zamanaşımına usul yönünden itiraz ettiklerini, sözleşmenin 2 ve 4 .maddelerine göre onaylanan kesinleşen proje bedeli üzerinden %10 talep edilebileceğini, Ek-2 projesinin proje bütçesinin kesinleşmediğini, gönderilen faturaya itiraz ettiklerini, davacı tarafından yasal süreye riayet etmeden ödeme yapılması ve senedin iadesinin talep ettiğini, senedin …Esas sayılı dosyada kasaya alınmış olduğunu, Ek-1 Projesine ilişkin ödemelerin yapıldığını, projenin bittiğini bildirerek davacı tarafın haksız ve mesnetsiz dava ve bilcümle taleplerinin reddine, dava açılmasına sebep olunmadığından müvekkili şirketin masraf, vekalet ücreti ve sair bilcümle yargılama giderinden sorumlu tutulmamasma, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, 04/12/2017 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya ve …’ten gelen yazı cevabı incelemek suretiyle davalıya fazla hibe ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise bu ödemeden kaynaklı olarak davacının alacaklı olup olmadığı ve sözleşmenin 4/d maddesine göre davacının varsa cezai şart alacağının ne olduğu, davalının ticari defterleri incelenmek suretiyle varsa cezai şart miktarının iktisaden mahfına yol açıp açmayacağının tespiti bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … ve …. tarafından ibraz edilen 03/09/2018 tarihli raporda; “Dosya, taraflar arasındaki akdi ilişki, toplanan yazı cevapları, ticari kayıtlar incelenmiş davacının talep ettiği alacaklara ilişkin ödenmemiş 1. Projeye ilişkin 28.191,90 TL alacaklı olduğu, 2. Proje için cezai şart hesaplamasının davalıya ödeme yapılmaması sebebiyle ancak projenin onaylanması sebebiyle ödeme alındıktan sonraki kısmı hariç işin bedeli olarak tanımlanması kapsamında 50.017,20 TL tutar işin bedeli değerlendirilmiş olup, davalının iktisadi durumunun ise kaydi değerler üzerinde hesaplanan öz varlık sebebiyle sermayesini yitirmesi kapsamında takdirinin Sayın Mahkemeye ait olacağı” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce, 24/09/2018 celse ara kararı uyarınca, davacı ve davalı vekilinin bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi açısından ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … ve … tarafından ibraz edilen 03/09/2018 tarihli ek raporda; “Kök raporumuzda belirttiğimiz gibi “Dosya, taraflar arasındaki akdi ilişki, toplanan yazı cevapları, ticari kayıtlar incelenmiş davacının talep ettiği alacaklara ilişkin ödenmemiş 1. Projeye ilişkin 28.191,90 TL alacaklı olduğu, 2. Proje için cezai şart hesaplamasının davalıya ödeme yapılmaması sebebiyle ancak projenin onaylanması sebebiyle ödeme alındıktan sonraki kısmı hariç işin bedeli olarak tanımlanması kapsamında 50.017,20 TL tutar işin bedeli değerlendirilmiş olup, davalının iktisadi durumunun ise kaydi değerler üzerinde hesaplanan öz varlık sebebiyle sermayesini yitirmesi kapsamında takdirinin Sayın Mahkemeye ait olacağı ve görüşümüzde bir değişiklik olmadığı” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce, 06/05/2019 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokoller, dosya, … gelen cevaplar incelenmek suretiyle EK-1 nolu protokol kapsamında davalının almış olduğu ödemeler nedeniyle davacı tarafın ilave bedel alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu, EK-2 nolu protokol kapsamında davacının cezai şart alacağının şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının ne kadar olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … ve …tarafından ibraz edilen 27/08/2019 tarihli raporda; “Sayın Mahkeme’nin kararı doğrultusunda, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, aynı şartları taşıması sebebi ile davalı ticari defterlerinin de sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, Proje 1 açısından, …’ den gelen yazıya göre davacının 137.976,90 TL davacının hak etmiş olduğu hizmet bedeli olan bu bedelden 109.785,00 TL nin davacıya ödendiği fark olarak tespit edilen 28.191,90 TL’nin davacı alacağı olarak kabul edilebileceği, Proje 2 açısından davalıya düzenlenen ve ihtarname ile iade olunan davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 26.01.2016 tarih 57.922,00 TL bedelli faturanın sözleşmenin 4/c maddesine göre proje bedelinin davalıya sunulması ile ödenecek 1/3 ü ve 4/d maddesine göre kurum tarafından onaylanması ile ödenecek 1/3 ü bedellerinin karşılığı olduğu (86.882×2/3 = 57.922) davacının davalıya sözleşmenin 4/c maddesine göre ödenecek avans için 28.961 TL bedelli senet verdiği ancak bu proje kapsamında davacıya ödeme yapılmadığı, Proje bütçesi henüz kesinleşmediği için cezai şart bedelinin 25.000,00 TL olarak değerlendirilmesi gerektiği, 2. Proje için davalıya … tarafından herhangi bir ödeme yapılmamasının sözleşme dahilinde cezai şart açısından taraflarca değerlendirilmediği, bununla birlikte basiretli hareket etmesi gereken davalının bu durumu dikkate alma yükümlülüğü bulunduğu kanaati bilirkişi heyetinde hasıl olmuştur. Cezai şart bedelinin fahiş olup olmadığı değerlendirmesi ise Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu ” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 02/03/2020 havale tarihli talep arttırım dilekçesinde; EK-1 protokolü kapsamındaki 2.500,00 TL ve EK-2 protokolü kapsamındaki 28.961,00 TL olan alacak taleplerini 193.397,00 TL arttırarak toplam 224.858,00 TL’nin kabulüne karar verilmesini talep ettikleri ve tamamlama harcını yatırdığı görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, taraflar arasında akdedilen danışmanlık sözleşmesi çerçevesinde yapılan Ek-2 protokolü kapsamında cezai şart bedelinin ve Ek-1 protokolü kapsamında bakiye alacağın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile 30.05.2014 tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme doğrultusunda 16.06.2014 tarihli Ek-1 ve 04.07.2014 tarihli Ek-2 protokollerinin yapıldığı, davalının Ek-2 protokolü kapsamındaki projeden projenin sonlanmasına yakın dönemde vazgeçtiğini, bu nedenle Ek-2 protokolü için sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca doğan cezai şart bedeli alacağının davalıdan tahsilini ve Ek-1 protokolü kapsamında ise protokole konu edimleri yerine getirdiğini, protokol kapsamında davalı şirketin arge yardımı aldığını, davalı tarafından ödeme yapıldığını ancak davalının Ek-1 protokolü kapsamında daha fazla hibe aldığını ancak alınan hibe miktarının bilinemediğini, davalının fazladan aldığı hibeler için %10 oranında ek ödeme yapması gerektiğini belirterek davalı tarafından alınan toplam hibe tutarından bakiye kalan alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf, Ek-2 protokolü kapsamında proje bütçesinin kesinleşmediğini, Ek-2 protokolü kapsamında ödeme almadığını bu nedenle talebin reddinin gerektiğini, Ek-1 protokolü kapsamında ise ödemesi gereken herhangi bir bedel bulunmadığını, ödenmesi gereken bedellerin ödendiğini beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmenin konusunun …’nin yeni başlanacak olan hibe destek ve teşvikler konulu proje çalışmalarında teknik destek ve danışmanlık hizmetinin verilmesine ilişkin olduğu, sözleşme kapsamında davacının danışmanlık hizmeti vermeyi üstlendiği, davalının ise buna karşılık bedel ödemeyi üstlendiği, sözleşmenin 4. maddesinde ek sözleşmelerle her proje için davacının yapacağı hizmetler karşılığında proje başına sağlanacak toplam nakdi teşvik tutarlarından davalı tarafından alınan toplam hibe tutarının %10’nun işin bedeli olarak kararlaştırıldığı ve işin bedelinin ödenmesi koşullarının düzenlendiği anlaşılmıştır. Sözleşme çerçevesinde yapılan Ek-1 protokolünün incelenmesinde; projenin adının, Hareket Halindeki Araç Üzerinde Çalışabilen Mobil Uydu Haberleşme Anteni Sisteminin Geliştirilmesi olduğu, danışmanlık tutarının alınan hibenin %10’u oranındaki miktar olarak kararlaştırıldığı, projenin sonunda alınacak son ödeme ile birlikte kesin olarak ortaya çıkacak olan alacak tutarı, o zamana kadar alınanlardan az olursa … tarafından, çok olursa … tarafından bir defada ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Ek-2 protokolünün incelenmesinde; projenin adının, Yüksek Hızlı Tren Üzerinde Çalışabilen Düşük Profilli Uydu Haberleşme Anteni Sisteminin Geliştirilmesi olduğu, yine davalı tarafından alınacak toplam hibe tutarının %10 oranındaki miktarın davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Sonuç olarak sözleşmenin ve ek protokollerin incelenmesinde; davacının teknik destek ve danışmanlık hizmeti verdiği projelerden davalının …(…) kurumundan alacağı toplam hibe tutarlarının %10’nu oranındaki miktarların davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Yargılama sırasında … BAŞKANLIĞINA(…) müzekkere yazılarak ek protokollerde belirtilen projelerin gerçekleşip gerçekleşmediği, projeler kapsamında davalıya ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, müzekkereye verilen yanıtta; … Teknoloji’nin Hareket Halindeki Araç Üzerinde Çalışabilen Mobil Uydu Haberleşme Anteni Sisteminin Geliştirilmesi projesinin desteklendiğini, söz konusu projenin tamamlandığını, proje kapsamında 1.379.769,00 TL ödeme yapıldığı, … Teknoloji’nin Yüksek Hızlı Tren Üzerinde Çalışabilen Düşük Profilli Uydu Haberleşme Anteni Sisteminin Geliştirilmesi projesinde ise destek kararı verildiği, projenin başlama ve bitiş tarihlerinin 01.08.2015-31.01.2017 olduğu, tahmini bütçesinin 750.258,00 TL olduğu, ancak proje amacına uygun yürütülmediği, projenin hedeflerinden uzaklaşmış olduğu ve kabul edilen proje takvimi içerisinde amacına ulaşamayacağı değerlendirilerek projenin yürürlükten kaldırıldığını ve davalı firmaya herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir. Yani davalı taraf Ek-1 projesi kapsamında 1.379.769,00 TL ödeme almış, Ek-2 projesi yürürlükten kaldırıldığından bu proje için herhangi bir ödeme almamıştır.
Ek-1 protokolü kapsamındaki taleplerin değerlendirilmesinde; davalının Ek-1 protokolü kapsamında toplam 1.379.769,00 TL ödeme aldığı, davacıya bu proje kapsamında 109.785,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda bahsedildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesinin birinci fıkrasında toplam hibe tutarının %10’u oranındaki tutarının davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 4. maddesinin (f) bendinde, projenin sonlanması ve hibe destek tutarının son ödemesinin … tarafından alınması ile alınan toplam hibe tutarının kesinleşmiş olacağı, kesin olarak ortaya çıkan işin bedelinin o güne kadar alınan tüm bedeller dikkate alınarak tarafların alacak ve borç durumunun belirleneceği, belirlenen miktarın … ya da … Teknoloji tarafından bir defada ödeneceğinin kararlaştırıldığı, yine Ek-1 protokolünde projenin sonunda alınacak son ödeme ile birlikte kesin olarak ortaya çıkacak olan … alacak tutarının, o zamana kadar alınanlardan az olursa … tarafından, çok olursa … tarafından bir defada ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Bu düzenlemeler dikkate alındığında davalının almış olduğu toplam hibe tutarının %10’nu oranındaki tutarı davacıya ödemekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Ek-1 protokolü kapsamında davalının toplam 1.379.769,00 TL ödeme aldığı dikkate alındığında sözleşmeye göre davacıya 137.976,90 TL ödeme yapması gerektiği, ancak davalının 109,785,00 TL ödeme yaptığı anlaşıldığından davacının bu protokol kapsamında bakiye 28.191,90 TL alacağının kaldığı sonucuna varılmıştır. Bu alacak açısından talebin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı taraf, … tarafından gönderilen cevaba istinaden 24.11.2017 tarihli dilekçesiyle Ek-1 projesi kapsamında 2016 yılında harcama beyanı olmaması nedeniyle davalıya bir ödemenin yapılmadığının görüldüğünü, davalının projeyi devam ettirmesi halinde ilave hibe alması mümkün iken davalının imtina etmesinden dolayı projenin tamamlanmadığını beyan ederek bu nedenle sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca Ek-1 kapsamında da cezai şart talebinde bulunmuştur. Ek-1 protokolü kapsamındaki talep, dava dilekçesinde sadece fazladan alınan hibe nedeniyle doğan ücret farkı alacağı iken, davacı 24.11.2017 tarihli dilekçesiyle projeden vazgeçilmesi nedeni ile cezai şart talebinde bulunarak iddiasını genişletmiş ve başlangıçta dava konusu edilmeyen bir talebi eklemiştir. Bu hususun irdelenmesi gerekmektedir. Tarafların iddia ve savunmaları ile bunların dayanağı olan vakıaların belli bir yargılama kesitine kadar mahkemeye sunulmasını sağlamaya yönelik olarak Hukuk Muhakemeleri Kanununun öngördüğü kurum, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağıdır. Buna göre, davacı, talebini ve bunun dayanağı olan vakıaları, dava dilekçesiyle mahkemeye iletebilir. Bu dilekçede ileri sürmediği talep ve vakıaları ise, cevaba cevap dilekçesinde mahkemeye serbestçe sunabilir. Bu çerçevede, talep sonucunu arttırabilir (iddiasını genişletebilir), değiştirebilir; keza, talebini dayandırdığı vakıaları değiştirebilir ve bunlara ilaveler yapabilir (iddiasını genişletebilir ve değiştirebilir). Ancak, ikinci dilekçeler (davacı bakımından cevaba cevap, davalı bakımından ise ikinci cevap) verildikten sonra, artık taraflar taleplerini ve bunların dayanağı olan vakıaları, kural olarak değiştiremez ve arttıramazlar. Bu yasağa, iddianın ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı adı verilmektedir. Davacı açısından değerlendirildiğinde iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı olarak nitelendirilen bu yasağın kapsamına, dava dilekçesinin unsurlarından; HMK m. 119/I-ğ’de yer alan “talep sonucu” ile HMK m. 119/I-e’de yer alan “davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıalar” girer. Buna göre, davacının söz konusu bu kapsamı değiştirmesi yahut arttırması, cevaba cevap layihasından sonra, kural olarak yasaktır. (Yargıtay 7. HD 2014/8824 E. 2014/16450 K. ). Ayrıca dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah ya da talep arttırım yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/4-1193 E. 2016/800 K. sayılı ilamında; dava dilekçesinde vakıanın neticesi olan taleplerden bir kısmı hakkında dava açılmış ancak bir kısmı hakkında açılmamış ise, vakıa aynı olsa dahi vakıanın neticesi olan farklı bir kalem talebin davaya dahiline olanak bulunmadığına karar vermiştir. Tüm bu açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, dilekçe teatisi ve ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikat sırasında, davacının başlangıçta dava konusu etmediği halde Ek-1 protokolü kapsamında sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca 137.976,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsil edilmesi yönünde talepte bulunarak HMK m.141’de düzenlenen iddianın genişletilmesi yasağına aykırı olarak talep sonucunu değiştirdiği anlaşılmakla, davalının bu konuda açıkça muvafakati bulunmadığından ve dava konusu edilmeyen bir talebin davaya dahil edilmesi mümkün bulunmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
Ek-2 protokolü kapsamındaki talebin değerlendirilmesinde; davacı taraf, Ek-2 protokolü kapsamındaki projenin tamamlanmasına yakın dönemde davalının projeden vazgeçtiğini, sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca proje bütçesi kesinleştikten sonra gerçekleşen vazgeçmelerde cezai şart bedelinin işin bedelinden tanımlanan … Alacak tutarı olduğunu beyan ederek Ek-2 protokolünde alacak tutarı olarak belirtilen 86.882,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf, projenin kesinleşmediğini, proje kapsamında ödeme almadığını beyan ederek talebin reddini savunmuştur. Gerçekten de sözleşmenin 6. Maddesinde; tarafların, sözleşme kapsamında başlatılan projelerin devam ettirilmesinden veya tamamlanmasından mücbir sebepler olmadan vazgeçmeleri durumunda projenin yürütülmesinden vazgeçen taraf, diğer tarafa, proje bütçesi kesinleştikten sonra gerçekleşen vazgeçmelerde işin bedelinde tanımlanan alacak tutarını, proje bütçesi kesinleşmeden önce gerçekleşen vazgeçmelerde ise 25.000,00 TL tutarında cezai şart bedelini ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Uyuşmazlık, vazgeçmenin proje bütçesinin kesinleşmesinden sonra yapılıp yapılmadığı, davalının cezai şart ödemekle yükümlü olup olmadığına ilişkindir. İşin bedelinin tanımlandığı sözleşmenin 4. Maddesinin; 1. Fıkrasında, davalı tarafından alınan toplam hibe tutarının %10’u oranındaki tutarın davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, (b) bendinde hazırlanan proje bütçesinin davalı tarafından onaylanmasının ardından projenin toplam bütçesinin kesinleştirilmiş olacağı, sözleşmenin 4. Maddesinin (f) bendinde, projenin sonlanması ve hibe destek tutarının son ödemesinin … tarafından alınması ile … tarafından alınan toplam hibe tutarının kesinleşmiş olacağı ve alacak tutarının buna göre belirleneceği düzenlenmiştir Somut olayda; Ek-2 protokolünün akdedilmesi ile protokolde tahmini bir bütçe öngörüldüğü, dolayısıyla projenin yapılmasına ilişkin anlaşma ile tahmini proje bütçesinin aynı protokolde kararlaştırıldığı, ayrıca bir proje bütçesinin hazırlanıp davalı tarafın onayına sunulmadığı, protokol ile tahmini bütçe öngörüldüğü anlaşılmıştır. Bu durum yukarıda açıklanan sözleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde; yapılacak projenin ve tahmini bütçesinin aynı protokolde düzenlendiği, protokolde belirlenen tahmini proje bütçesinin kesinleşen proje bütçesi olarak değerlendirilmesi halinde sözleşmede düzenlenen proje bütçesi kesinleşmeden önce gerçekleşen vazgeçmelerde ödenecek cezai şart hükmünün bir anlam ifade etmeyeceği, zira projenin yapılmasına ilişkin anlaşma ile proje bütçesi aynı protokolde düzenlenip, kararlaştırıldığından bu protokol imzalanmadan davalının var olmayan bir projeden vazgeçmesinin ve dolayısıyla proje bütçesi kesinleşmeden vazgeçmesinin hukuken mümkün olamayacağı, ayrıca protokolde düzenlenen bütçe kesinleşmiş proje bütçesi olarak değerlendirilirse, proje ile bütçe aynı protokolde düzenlenmiş olacağından davalının proje bütçesi kesinleşmeden vazgeçmesi ile proje bütçesi kesinleştikten sonra vazgeçmesinin aynı hukuki sonucu doğuracağı anlaşıldığından proje bütçesinin kesinleşmesinin projenin … tarafından onaylanıp nakdi teşviklerin ödenmesi tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, aksi halde proje bütçesinin kesinleşmesinden önce vazgeçme durumunun söz konusu olamayacağı, bu durumun sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği sonucuna varılmıştır. Tüm bu açıklanan nedenlerle; davalı tarafın Ek-2 protokolü kapsamındaki projeden, proje bütçesi kesinleşmeden önce vazgeçtiği, projenin davalının kusuru ve davranışları nedeniyle tamamlanamadığı sonucuna varılarak sözleşmenin 6. maddesi uyarınca 25.000,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki; TBK m.182 hükmüne göre, Hakim aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirebilir. Davaya konu uyuşmazlık açısından, projenin bütçesi, yapılan işin niteliği davalının proje kapsamında elde edeceği gelir ve sözleşme bedeli düşünüldüğünde cezai şart bedelinin aşırı olmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca davalının davadan önce keşide ettiği 19.02.2016 tarihli … 20. Noterliğinin ihtarnamesi ile davacıya Ek-2 protokolü kapsamında 25.000,00 TL cezai şart bedelini ödeyeceğini bildirdiği hususu da dikkate alınarak cezai şart bedelinden indirim yapılmamıştır.
HMK m.110’da düzenlendiği üzere, davacı aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bu duruma davaların yığılması denilmektedir. Davaların yığılması halinde, her bir talep ayrı bir dava gibi görülüp sonuçlandırılır. Davacı taraf dilekçesiyle, davasını birbirinden bağımsız talepleri olduğundan HMK. 110 maddesine göre açtığını beyan etmiştir. Bu nedenle her bir talep ayrı bir dava olarak görülüp sonuçlandırılarak yargılama giderleri de bu kapsamda ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulüne, A) Ek-1 protokolü kapsamındaki talebin kısmen kabulü ile 28.191,90 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, B) Ek-2 protokolü kapsamındaki talebin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen alacaklara ilişkin temerrüt olgusu dava tarihi itibariyle gerçekleştiğinden dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
A) Ek-1 protokolü kapsamındaki talebin kısmen kabulü ile 28.191,90 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B) Ek-2 protokolü kapsamındaki talebin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Kabul edilen alacaklara dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.633,54 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 1.074,56 TL peşin ve 3.302,73 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.377,29 TL’nin mahsubu ile fazla harç olan 743,75 TL nispi karar ve ilam harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 3.633,54 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-EK-1 PROTOKOLÜ KAPSAMINDAKİ TALEP AÇISINDAN;
-Yargılama giderleri her iki talep açısından toplam yapıldığından toplam yargılama giderinin yarı yarıya talepler arasında paylaştırılmasına, bu talep açısından davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 2.056,20 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 420,09 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.228,79 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 14.379,49 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-EK-2 PROTOKOLÜ KAPSAMINDAKİ TALEP AÇISINDAN;
-Yargılama giderleri her iki talep açısından toplam yapıldığından toplam yargılama giderinin yarı yarıya talepler arasında paylaştırılmasına, bu talep açısından davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 2.056,20 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 591,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.844,66 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip … ¸¸

Hakim … ¸¸