Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/755 E. 2019/1295 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/755 Esas
KARAR NO : 2019/1295

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/07/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; davalı … ile sigortalı olan … plakalı aracın maliki olan dava dışı …’in kayınbiraderi olan …’ın aracın üzerinde anahtarı bırakarak bakkala gitmesi sonucu yine dava dışı … isimli şahısın aracın şöfor mahaline binerek aracı çalmak istediğini, olayı gören …’in müdahalesi esnasında evine gitmekte olan müvekkiline çaprması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinin bir dizi ameliyattan geçtiğini ve uzun tedavi süresine girdiğini, söz konusu kaza nedeniyle müvekkilinde kalıcı sakatlık meydana geldiğini, 02/05/2016 tarihinde davalı sigortaya şirketine başvurulduğunu, poliçe kapsamındaki tazminatın 8 iş günü içerisinde ödenmesini istediklerini ancak davalı … şirketinin ödeme yapmadığını ve 13/05/2016 tarihinden itibaren temerrüde düştüğünü, dava konusu sigortalı aracın asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunu bildirmekle şimdilik 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 10.000,00 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatı ve 1.000,00 TL bakıcı giderleri olmak üzere 12.000,00 TL maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketine usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle;davacının dava şartlarını yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkili şirkete başvurması gerektiğini, davacının taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını, dava konusu kazanın müvekkili şirketçe sigortalı aracın dava dışı üçüncü kişi tarafından çalınması sonucu gerçekleştiğini, çalınması sonucu gerçekleşen olayda müvekkili sigorta şirketi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru bulunmadığını bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce… Eğitim ve Araştırma Hastanesine müzekkere yazılarak davacının tedavi ve ameliyatlarına ilişkin tüm tedavi evraklarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce davalı … şirketine müzekkere yazılarak 02/04/2016 tarihinde davamıza konu kazaya ilişkin oluşturulan hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … CBS’ye müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosyanın uyap üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi İnşaat Müh. … ve sigorta hukukçusu …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 01/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Kazanın meydana gelmesinde, davalı …Ş. tarafından ZMSS (Trafik) Poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı aracı park edildiği yerden çalma teşebbüsünde bulunan …’ın davacı zararının oluşmasında %100 tamamen kusurlu olduğu, Yol kenarında yürüdüğü sırada çalınmak istenen aracın çarpmasına maruz kalıp yaralanan davacı yaya …’un kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığı, aracı park edip kontak anahtarı üzerinde ve çalışır halde bırakarak yakın mesafedeki bakkala giden … aracın çalınmasında kusurlu bulunduğu, …’in, işletenin, eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden olması nedeniyle/ kusurundan işletenin de sorumluluğunun doğacağı, aracın çalınmasında, kusursuzluğu anlaşılmayan araç işletenin 3. Şahıs davacının zararından KTK 107. md« gereğince soru mlulu ğu bulunduğu, davalı …Ş’nin … plakalı aracın trafik poliçesini düzenlemesi nedeniyle, davacının talep edilen zararları, Trafik Poliçesi kapsamında değerlendirileceği, trafik poliçesi genel şartlan A.6/h maddesinde düzenlenen teminat dışı maddesinden yararlanmasının şartlarının oluşmadığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Mahkememiz dosyası tarafların itiraz ve beyan dilekçeleri incelenmesi sonucu ek rapor alınmak üzere bilirkişi heyeti olan makine mühendisi …, ulaştırma ve lojistik uzmanı … ve makine mühendisi …’a tevdi edilmiş olup bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 10/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu … plakalı aracın orijinal kontak anahtarıyla çalınmaya teşebbüs edilmesinde ve 3. Kişi durumunda olan davacıya zarar vermesinde aracın sürücüsü ve malikinin-işleteninin kusursuz olduğu, davacının uğradığı bedeni zarardan dava dışı hırsız …’ın% 100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, meydana gelen zarar bakımından davalının sigortalısının sorumluluğu söz konusu olmayacağı, davalı … şirketine karşı 3.kişi zarar görenlerin dava hakkını kullanması için öncelikle sigorta şirketine başvuru şeklinde dava şartını sağlaması gerektiği, … plakalı aracın ZMMS poliçesini temin eden davalı …Ş.’nin aracın 3. Kişi konumunda olan davacıya verdiği zararlardan sorumlu olmadığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Mahkememizce … Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davacının kaza tarihi nedeniyle uğradığı geçici ve kalıcı maluliyet oranının tespiti istenilmiş, … ATK’nın mahkememize sunmuş olduğu 11/06/2019 tarihli raporunda; davacının tüm vücut engellilik oranının %40 olduğu, iyileşme süresinin 03/04/2016 tarihinden itibaren komplikasyonlar nedeniyle 9 aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 09/07/2019 tarihli dilekçesinde davalı … şirketinin sorumluluğu hususunda alınan raporlar arasında çelişkinin giderilmesi ve yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiş olup mahkememizin 11/07/2019 tarihli ara kararında talebin kabulüne karar verilerek çelişkilerin giderilmesi için mahkememiz dosyasının bilirkişi sigortacı …, makine mühendisi …, … ve aktüer bilirkişi …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 23/09/2019 tarihli raporunda; Kusur Yönünden Bilirkişi Değerlendirmesi: Dosyada mevcut ifade, yazışma ve diğer belgeler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede: Dosyada mevcut tutanak, bilirkişi raporları, ifadeler birlikte değerlendirildiğinde davaya konu olayın: 02/04/2016 günü, saat 21:00 sıralarında, taşıt maliki ve sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka numaralı otomobil İle … ili, … ilçesi, … mahallesi, … sokağa geldiğinde taşıtı park etmesi için kayınbiraderi …’e emanet ettiği, sürücü …’in ise içinde eşi ve çocuğu olduğu halde taşıtı anahtarı kontak üzerindeyken park ederek bakkala gidip döndüğü sırada …’ın taşıtı çalmak amacı ile hareket ettirdiğini fark edip sağ kapıdan taşıtın içine girmesini müteakip sürücü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybederek önce … adına kayıtlı … plaka numaralı taşıta çarpması, daha sonra yaya kaldırımı bulunmayan yolun kenarında yürümekte olan davacı yaya …’a çarpması ve yaralaması şeklinde meydana geldiği, aya …’un yaralanmasında … plaka numaralı taşıtı çalmak amacı ile kullanan sürücü …’ın davranışlarının %100 oranında, tam ve asli derecede etken olduğu, Kazada: yaya …’un, yaya kaldırımı bulunmayan yolda nizami şekilde kenardan yürüdüğü sırada taşıtın kendisine çarptığı ortaya çıktığından olayda herhangi bir kusuru tespit edilmediği, açıklanan nedenlerle; davaya konu yaralanma olayının meydana gelmesinde: …’ın davranışlarının %100 oranında, tam ve asli derecede etken olduğu, olayda …’a atfı kabil kusur bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalının sorumluluğuna ilişkin inceleme; Davalı tarafından sigortalanan … plakalı araç dava dışı … tarafından çalınmak amacı ile kullanılırken meydana gelen kazada davacı yaya … yaralanmıştı. Yürürlük tarihi 01.06.2015 olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının A.6/h maddesi aşağıdaki gibidir; A.6. teminat dışında kalan haller; Çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri, Karayolları Trafik Kanunun 107 maddesi; MADDE 107- Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte mUteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir. Aracın çalındığı veya gasbedildiğini bilerek binen yolculara karşı sorumluluk, genel hükümlere tabidir. Çalınmış veya gasbedilmiş motorlu araç bir olaya sebep olmuş ise, işleten de sorumlu değilse kişiye gelen zararlar, 108 inci madde uyarınca Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı tarafından karşılanır. Yasa hükmüne göre çalınma ve gasp halinde sigorta şirketinin sorumluluğunun ortadan kalkabilmesi için işletenin sorumluluğunun da ortadan kalkmış olması gerekmektedir. Somut olayda işleten aracı çalışır vaziyette bıraktığı esnada hırsızlık olayı gerçekleşmiştir. Ekli Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/284 E. sayılı emsal kararında özetle; “.. İşletenin kusurlu sayılmaması için, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin aracın gözetimi yönünden gerekli tedbirleri almış olması gerekir. İşleten ve fiillerinden sorumlu olduğu kişiler tarafından aracın kapı ve camlarının kapatılmış olması, kontak anahtarının araç üzerinde veya kolayca elde edilebilecek bir yerde bırakmaması, sürücü ve yardımcıları seçmede, talimat vermede, denetlemede, her türlü özeni gösterdiği hususlarının ispat edilmesi gerekmektedir. Olayın oluş şekli dikkate alındığında davalı işleten kusurlu olmadığını ispatlayamamış olduğundan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir….” demektedir. Somut olayda işleten tarafından kendisine teslim edilen aracı kullanan sürücünün kontak anahtarını aracın üzerinde ve aracı çalışır vaziyette bırakmış olması nedeniyle kusurlu olmadığını ispat edememiştir. Bu durumda da çalınan ve gasp edilen aracın neden olacağı zararlarda işletenin sorumluluğu devam ettiğinden işletenin sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketinin de sorumluluğunun devam ettiği kanaatine varılmıştır.
Maddi zarar hesabı yönünden inceleme; Davalı tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesi, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarındaki değişiklikten sonra tanzim edildiğinden bu konudaki Yargıtay kararlarına göre; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlan ve ekleri dikkate alınarak Aktüeryal yönteme(TRH 2010 yaşam+1,8 teknik faiz) göre davacının maddi zararı belirlenecektir. Kusur durumu; Yukarıda belirlenen hususlara göre işbu raporda davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak Sayın Mahkemenin takdirlerine sunulacaktır. Davacının geçici iş göremezlik durumu; Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin 9 ay olduğu belirlenmiştir. Bu durumda; Davacınm 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır. Davacmm sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacaktır. Davacının sürekli işgücü; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni poliçe genel şartların 1. Maddesinde “…(Değişik: RG-2/2/2016-29612) bu genel şartlar ekiyle bir bütündür…”demektedir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe şartlarının A.5/c maddesinde “…Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ÖlçiitÜ sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır…” demektedir. Yine poliçe genel şartlarında tazminat ödemesinde istenecek belgeler arasında “30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan özürlülük ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu” yer almaktadır. Adli Tıp Kurumu tarafından 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan özürlülük ölçütü, Sınıflandırması ve özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenen raporda davacının engel oranı %40 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı belirlenecektir.
Davacının yaşı ve bakiye ömür süresi; 01.01.1964 doğumlu davacı, olay tarihinde, 52 yıl, 3 ay, 1 günlük olup, 52 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (24)yıl ve muhtemelen (76)yaşına kadar yaşayacaktır. Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-52)= 8 yıl ve pasif devresi 16 yıldır.
Kazanç durumu ile bilinen dönem kazanç tespiti; Dava dosyasında davacmın yaptığı iş ile elde ettiği ücret ve kazançları gösterir bir belge bulunmadığından ve davacı tarafından verilen beyan dilekçesinde asgari ücrete göre hesaplama yapılması belirtildiğinden hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre; Kazanın 02.04.2016-02.04.2019 tarihleri arası 3 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları; kazalının iş göremezlik dönemindeki net kazançları toplamı 11.715,78 TL, kazalının %40 oranında malul olduğu bilinen dönemdeki kazanç toplamı 27 Ay 42.189,99 TL olduğu görülmüştür.
Bilinmeyen dönem kazanç tespiti; Kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan poliçe genel şartlan dikkate alınarak bilinmeyen dönem hesabına esas kazançlar an,x = Nx – Nx+n / Dx formolüne göre belirlenecektir. Formüle de iskonto oranları %1,8 teknik faiz esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre belirlenen sayılar uygulanacaktır. Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise; 2.020,90 x 12 Ay = 24.250,80 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan; Kazalı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına agi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.829,02×12=) 21.948,24 TL esas alınacaktır. Buna göre; Bilinmeyen dönem başında 55 yaşında olan kazalı bakımından 21 yılık bilinmeyen dönemdeki iskontolu kazanç tespiti aşağıdaki gibidir; 55 – 60 yaş arası 5 yıllık iskontolu aktif dönem kazanç tutarı; yıllık kazanç; 24.250,80 TL iskontolu kazanç 114.788,74 TL, 60 – 76 yaş arası 16 yıllık iskontolu pasif dönem kazanç tutarı; yıllık kazanç; 21.948,24 TL iskontolu kazanç 225.891,29 TL’dir.
Maddi zarar hesabı; Dava dilekçesinde ayrıca bakıcı gideri zararı talebinde bulunulmuştur. Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Dava dosyasında davacının 9 aylık iyileşme süresinin ne kadarında bir başkasının yardımına ihtiyaç duyduğunu gösterir bir belge mevcut değildir. Davacıda meydana gelen arıza ve maluliyet durumu bu konudaki emsal Adli Tıp Raporları dikkate alındığında davacının 9 aylık iyileşme döneminin tamamında bakıma ihtiyaç duyması mümkün gözükmemektedir. Bu durumda davacıda meydana gelen arıza dikkate alındığında bu konudaki emsal Adli Tıp Raporlarına göre davacının 9 aylık iyileşme süresinin 1/3 ünde yani 3 ayında bir başkasının yardımına ihtiyaç duyacağı kabul edilecektir. Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması halinde ise davacının iyileşme döneminde bir başkasının yardımına ihtiyaç duyup duymayacağı, duyması halinde bu sürenin ne kadar olacağı hususunda Adli Tıp Kurumu veya başka yetkili bir kurumdan rapor alınması halinde buna göre yeniden zarar hesabı yapılması da mümkündür. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlan eklerinde bakıcı giderinin net asgari ücrete göre yapılacağı, bakıcı tutulduğunun belgelendirilmesi halinde brüt asgari ücretin esas alınacağı belirtilmektedir. Somut olayda bakıcı tutulduğunu gösterir belge bulunmadığından bakıcı gideri net asgari ücrete göre yapılacaktır. Buna göre; Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı: 9 Aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı:11.715,78 TL, Kazalının sürekli!kalıcı) iş göremezlik dönemindeki maddi zararı: 27 Aylık işlemiş iskontosuz aktif devre maddi zararı; 16.876,00 TL, 5 Yıllık işleyecek iskontolu aktif devre maddi zararı: 45.915,50 TL, 16 Yıllık işleyecek iskontolu pasif devre maddi zararı: 90.356.52 TL olmak üzere toplam 153.148,02 TL’dir. Kazalmm bakıcı gideri maddi zararı: 3.902,97 TL’dir.
Davalı … şirketinim sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi: 02.04.2016 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti ölüm, sakatlık ve sağlık giderleri bakımından ayrı ayrı 300.000,00 TL.dır. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının A.5/b maddesinde “…Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve … Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir…” demektedir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının A.5/b maddesinde açıkça geçici iş göremezlik dönemindeki zararın sağlık gideri teminatı kapsamında olduğuna dair bir ibare yer almamaktadır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici İş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2011/10149 E. sayılı kararında özetle “..hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve … Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir..” demektedir. Bu durumda; davacının yukarıda belirlenen maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmaktadır. Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda; Davacı tarafından davalıya 02.05.2016 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 12.05.2016 tarihinde mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 13.05.2016 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır. Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu şeklinde görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 24/09/2019 tarihli dilekçesinde dava değerini arttırma beyanlarının bulunduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı için 1.000,00 TL olan dava değerini 11.715,78 TL’ye, sürekli işgöremezlik kaybı tazminatı için 10.000,00 TL olan dava değerini 153.148,02 TL’ye bakıcı giderleri için 1.000,00 TL olan dava değerini 3.902,97 TL olmak üzere dava dilekçesindeki 12.000,00 TL olan dava değerini 168.766,77 TL’ye arttırdıklarını bildirdikleri görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; Davacının yolda yaya olarak bulunduğu sırada davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın 02.04.2016 günü çarpması neticesinde malul kaldığı iddiasına dayalı olarak geçici ve kalıcı maluliyete dayalı tazminat ve bakıcı gideri tazminatı talebine ilişkin davadır.
Davalı tarafından sigortalanan … plakalı araç dava dışı … tarafından çalınmak amacı ile kullanılırken meydana gelen kazada davacı yaya …’un yaralandığı anlaşılmıştır. Yürürlük tarihi 01.06.2015 olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının A.6/h maddesi “A.6. teminat dışında kalan haller; h) Çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri”, Karayolları Trafik Kanunun 107 maddesi “Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte mUteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir. Aracın çalındığı veya gasbedildiğini bilerek binen yolculara karşı sorumluluk, genel hükümlere tabidir. Çalınmış veya gasbedilmiş motorlu araç bir olaya sebep olmuş ise, işleten de sorumlu değilse kişiye gelen zararlar, 108 inci madde uyarınca Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı tarafından karşılanır.” şeklindedir. Yasa hükmüne göre çalınma ve gasp halinde sigorta şirketinin sorumluluğunun ortadan kalkabilmesi için işletenin sorumluluğunun da ortadan kalkmış olması gerekmektedir. Somut olayda işleten aracı çalışır vaziyette bıraktığı esnada hırsızlık olayının gerçekleştiği anlaşılmakla işleten tarafından kendisine teslim edilen aracı kullanan sürücünün kontak anahtarını aracın üzerinde ve aracı çalışır vaziyette bırakmış olması nedeniyle kusurlu olmadığını ispat edememiştir. Bu durumda da çalınan ve gasp edilen aracın neden olacağı zararlarda işletenin sorumluluğu devam ettiğinden işletenin sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketinin de sorumluluğu devam edecektir.
Davalı tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesi 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarındaki değişiklikten sonra tanzim edildiğinden 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartları ve ekleri dikkate alınarak Aktüeryal yönteme (TRH 2010 yaşam+1,8 teknik faiz) göre davacının maddi zararı aktüer bilirkişi tarafından usulüne uygun olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamında alınan 20/09/2019 tarihli hükme elverişli 3 kişiden oluşan İTÜ makine mühendisi bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda davalının %100 kusurlu olduğu dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Davacının geçici iş göremezlik durumu Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin 9 ay olduğu belirlendiğinden davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının %100 malul gibi hesaplanmıştır. Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararının ise geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanmıştır. Davacının sürekli işgücü 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni poliçe genel şartların 1. Maddesinde “…(Değişik: RG-2/2/2016-29612) bu genel şartlar ekiyle bir bütündür…”, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe şartlarının A.5/c maddesinde “…Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ÖlçiitÜ sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır…” ve yine poliçe genel şartlarında tazminat ödemesinde istenecek belgeler arasında “30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan özürlülük ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu” yer aldığındın Adli Tıp Kurumu tarafından 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan özürlülük ölçütü, Sınıflandırması ve özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenen raporda davacının engel oranı %40 olarak belirlenmiş olduğundan sürekli iş göremezlik dönemindeki zarar bu oran üzerinden hesaplanmıştır.
Davaya konu yaralanma olayının meydana gelmesinde davalı tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracı çalan dava dışı sürücü …’ın davranışlarının %100 oranında, tam ve asli derecede etken olduğu, olayda yaya konumunda bulunan …’un kusursuz olduğu, davalı tarafından sigortalanan araç sürücünün kontak anahtarını aracın üzerinde ve aracı çalışır vaziyette bırakmış olması nedeniyle aracın çalınmasında kusursuz olduğunu ispat edemediğinden, çalınan ve gasp edilen aracın neden olacağı zararlardan işletenin sorumluluğu devam edeceğinden işletenin sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketinin sorumluluğunun devam edeceği, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’un geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 11.715,78 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %40 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 153.148.02 TL, bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 3.902.97 TL olduğu hükme elverişli 20/09/2019 tarihli aktüer bilirkişi raporundan anlaşılmakla davacının belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı, başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası davalı … bakımından temerrüdün 13.05.2016 tarihinde gerçekleşmiş olacağı, dava dilekçesinde ve bedel arttırım dilekçesinde davacı tarafça yasal faiz talep edilmekle davanın kabulü ile 168.766,77 TL nin 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 168.766,77 TL nin 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 11.528,45 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 40,99 TL + 535,44 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 576,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.952,02 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan; 576,43 TL peşin harç, 562,00 TL ATK masrafı ile 4.049,70 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 5.188,13 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 16.076,01 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸