Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/743 E. 2018/212 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/743 Esas
KARAR NO : 2018/212

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 01/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 30/06/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kurucusu olduğu ve 2012 yılına kadar yönetiminde bulunduğu Aksa Akrilik Kimya San A.Ş’nde 6.401,681 TL değerinde paya sahip olduğunu, davalı şirketin 04/04/2016 tarihli 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5,6ve 10.gündem maddelerinin kanuna, ana sözleşmeye ve en önemlisi de objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, müvekkilince 04/04/2016 tarihli olağan genel kurula katıldıklarını alınan karar karış muhalefet şerhinin tutanağa derc edildiğini, yönetim kurulu üyelerinin bir kısmı olan …, …, …, … ve … hakkında devam eden ceza davaları olmasına rağmen ibra edilmeleri ve TTK 395 ve 396 maddeleri kapsamında rekabet yasağı ve işlem yapma yasağına ilişkin izinlerin verilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, haklarında ceza davası açılan fiilen hakim pay sahibi ortakların menfaatlerini kollayıp gözeten ve şirket menfaatlerini hiçe sayan bir kısım yönetim kurulu üyelerinin hukuka aykırı ve zararlandırıcı eylem ve işlemler varken ve etkisi devam ederken haklarında açılmış olan davalar sonuçlanıp bu davalardan aklanıncaya kadar ibra edilmemeleri ve TTK 395 ve 396 maddeleri kapsamında izin verilmesi bu maddelerin lafzına ve ruhuna aykırı olduğundan bunun yanısıra alınan kararların dürüstlük kuralını da aykırılık teşkil etmesi nedeniyle TTK 445 maddesi uyarınca iptali gerektiğini, kazanç payına dağıtımına ilişkin gündemin 6.maddesi Medeni Kanunu’nun 2.maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olup örtülü kar dağıtımı yapılmış olacağından ve TTK 357.maddesinde düzenlenen eşit işlem ilkesine aykırı olduğundan iptali gerektiğini bildirerek; davalı şirketin 04/07/2016 tarihinde yapılan 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5,6,10.gündem maddeleri uyarınca alınan kararların müvekkilinin yasadan kaynaklanan ortaklık haklarını sınırlandırması ve ortadan kaldırması nedeni ile TTK. 447/1-a maddesi gereğince butlanlarının tespitine, bu istemin kabul görmemesi halinde TTK 445 maddesi gereğince iptallerine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 06/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde; davacı yanın iş bu davaya dayanak haksız iddialarının tek gerekçesinin aynı zamanda dava dışı 3.kişi … Holding A.Ş nin yönetim kurulu üyeleri olan …, …, …, … ve … haklarında ceza davalarının bulunmasının olduğu , müvekkili şirket ile … Holding A.Ş’nin birbirinden ayrı bağımsız tüzel kişilikleri ile iki ayrı şirket olduğunu, davacı yanca bildirilen ceza davalarında beraat kararı verildiğini, … 37 Asliye Ceza Mahkemesinde görülen kamu davasında … ve …’nün sanık olarak yer almadığını, ayrıca haklarında ceza davası açılan yönetim kurulu üyelerinin … Holding A.Ş’den tamamen ayrı ve bağımsız bir tüzel kilişiği olan müvekkili şirketin yönetim kurul üyesi olarak anılan şahıslar hakkında genel kurulda pay sahiplerince alınan ibra kararlarını hiçbir şekilde etkileyemeyeceğini, müvekkili şirketin 04/04/2016 tarihinde yapılan 2015 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantasında kararın toplam 640.168 adet olumsuz oya karşılık, 14.298.058,028 olumlu oy ile onaylandığını, gündemin 5.maddesine istinaden her bir yönetim kurulu üyesi için pay sahiplerince alınan kararlar ile ayrı ayrı ibra edildiğini, genel kurul tarafından verilen kararların toplantıda hazır bulunmayan veya olumsuz oy veren pay sahipleri hakkında da geçerli olduğu, davacı yanın iddialarının gerçek dışı ve kötü niyetli olduğunu bildirerek: davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 14/12/2017 tarihli raporda: dava konusu gündemin 5 ve 10.maddelerinde alınan kararların iptal koşullarının oluşmadığı, buna karşılık gündemin 6.maddesinde yönetim kurulu üyelerinin sadece bir kısmına kar payına ek olarak kazanç payı ödenmesine ilişkin iptal şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TTK’nın 446. Maddesine göre toplantıda hazır bulunupta karara olumsuz oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilecekleri, TTK’nın 445.maddesinde de 446.madde de belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararlarına aleyhine karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
Davacı tarafından TTK.nun 445 ve 446.maddesinde yer alan genel kurul kararının iptali davası açma şartlarının yerine getirildiği görülmüştür.
Davalı … Kimya San A.Ş’nin yönetim kurulu üyelerinnin …, …, …, …, …, …, …, … olduğu ticari sicil özetinin yapılan incelemesinden anlaşılmıştır.
04/04/2016 tarihinde yapılan davalı şirketin 2015 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 5.maddesinde yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibrasının …’ün haklarında sorumluluk davası açılan yönetim kurulu üyelerinin ibralarının yapılamayacağına dair muhalefet şerhi ve 640.168 adet olumsuz oyu ile elektronik ortamda oy kullanan diğer pay sahiplerinin olumsuz oyları ile birlikte 9.455.468 adet olumsuz oya karşılık 14.311.932.018 olumlu oy ile sağlandığı, TTK.nun 436.maddesinin 2.fıkrası uyarınca bu oylamada pay sahibi yönetim kurulu üyeleri…, …, …,…’e ait toplam 123.706.715 adet paydan doğan oy hakkının kullanılmadığı, gündemin 5.maddesinde TTK.nun 395 ve 396 maddesinde belirtilen izin ve yetkilerin yönetim kurulu üyelerine verilmesi …’ün muhalefeti ve 640.168 adet olumsuz oyu ile elektronik ortamdaki olumsuz oylar ile birlikte toplam 387.172.668 adet olumsuz oya karşılık diğer pay sahiplerinin toplam 13.934.214.818 olumlu oyu ile oy çokluğu ile kabul edildiği, bu oylamada TTK.nun 436 maddesinin 1.fıkrası uyarınca pay sahipleri yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …’e ait toplam 123.706,715 adet paydan doğan oy haklarının kullanılmadığı, genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinin yapılan incelemesinden anlaşılmıştır.
Davacı, 04/04/2016 tarihinde yapılan 2015 yılına ait ait olağan genel kurul toplantısının 5 ve 10. Maddesinde alınan kararların yönetim kurulu üyelerinin bir kısmı olan … , …, …, … ve …’ye ait devam eden ceza davaları olması sebebi ile ibra edilmelerinin TTK.nun 395 ve 396.maddeleri kapsamında rekabet yasağı ve işlem yapma yasağına ilişkin izinlerin verilmesinin iyi niyet kurallarına ve kanuna aykırı olduğunu iddia ederek iptallerini talep etmiştir.
Bir kısım yönetim kurulu üyeleri hakkında … 62 Asliye Ceza Mahkemesinde, … 37 Asliye Ceza Mahkemesinde ve … 42.Asliye Ceza Mahkemesinde açılan hizmet nedeniyle görevin kötüye kullanma suçuna ilişkin yapılan yargılamalar sonucunda … 42 Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/413 E, 2016/325 Karar, … 37 Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/208 E. 2017/82 Karar, … 62 Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/181 E, 2017/65 Karar sayılı ilamları ile beraatlerine karar verildiği görülmüştür.
Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin genel kurul gündeminin 5.maddesinde alınan kararın oy çokluğu ile verildiği, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında sahip oldukları oy haklarını kullanmadıkları, yönetim kurulu üyelerinin hakkında açılan ceza davalarının kesinleşmediği, yapılan yargılamalar sonucunda; beraat ettikleri , yönetim kurulu üyelerinin ibrasının ana sözleşme, yasa ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı anlaşıldığından; 5.maddenin iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK.nun 395.maddesi; (1) Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi hâlde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz.
(2) Yönetim kurulu üyesi, onun 393 üncü maddede sayılan yakınları, kendisinin ve söz konusu yakınlarının ortağı oldukları şahıs şirketleri ve en az yüzde yirmisine katıldıkları sermaye şirketleri, şirkete nakit veya ayın borçlanamazlar. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilirler. (2) (Değişik : 6335 – 26.6.2012 / m.17) Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393 üncü maddede sayılan yakınları şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir.
(3) 202 nci madde hükmü saklı kalmak şartıyla, şirketler topluluğuna dâhil şirketler birbirlerine kefil olabilir ve garanti verebilirler.
(4) Bankacılık Kanununun özel hükümleri saklıdır.
MADDE 396- (1) Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir.
(2) Bu haklardan birinin seçilmesi birinci fıkra hükmüne aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere aittir.
(3) Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar.
(4) Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklıdır. Şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı, yönetim kurulu üyelerine TTK.nun 395 ve 396 maddesi hükümlerinde belirtilen izin ve yetkileri yönetim kurulu üyeleri hakkında açılmış ceza davaları olması sebebiyle kanun, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek 10.maddenin iptalini talep etmiş ise de; oydan mahrum olan yönetim kurulu üyelerinin gündemin 10.maddesinin oylamasında oy kullanmadıkları, yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan ceza davalarının kesinleşmediği, yapılan yargılamalarda yönetim kurulu üyelerinin beraatlerine karar verildiği, yönetim kurulu üyelerine TTK.nun 395 ve 396 maddelerinde belirtilen izin ve yetkilerin diğer pay sahiplerinin olumlu oyları ile verildiği, bu sebeple iptal talebinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Gündemin 5.ve 10.maddelerinin pay sahibi yönetim kurulu üyelerinin oydan mahrumiyetinin dikkate alınarak oy kullanmamaları ile oy çokluğu ile alındığı, TTK.nun 436/1 maddesi uyarınca oy hakkından mahrum olan bu yönetim kurulu üyeleri oy kullanmış olsalar bile diğer olumlu oyların toplamından oydan mahrum olan yönetim kurulu üyelerinin oyları düşüldüğünde geriye kalan oy miktarının sonuca etkili olmadığı, şirketin mali tablo ve raporlarının gerçekleri yansıtmadığına ilişkin herhangi bir iddia ve somut veriye rastlanmadığı, şirketin yüksek oranda kar sağladığı, yönetim kurulu üyelerinin yolsuzluk yaptığı ve şirketi kötü yönettiklerine dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararları bulunmadığı anlaşıldığından 5 ve 10.maddelerin iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
Gündemin 6.maddesi ile ilgili olarak şirketin 2014 yılına ait olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun 04/03/2015 tarihli ve 2015/11 sayılı kararı uyarınca 2014 yılına ait kazanç paylarının yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticilere ilişkin ücret politikasına uygun olarak 2014 yılına ait kazanç paylarının bağımsız yönetim kurulu üyesi olmayan ve şirket veya diğer grup şirketlerinde icra görevi olmayan yönetim kurulu üyesi …’e 2/3 oranında, … ‘ye 1/4 oranında, …’e 1/4 oranında dağıtılmasına ilişkin kararın davacı …’ün muhalefeti ve 640.168 adet olumsuz oyu ile elektronik ortamdaki olumsuz oylarla beraber toplam 9.455.468 adet olumsuz oya karşılık toplam 14.311.932.018 olumlu oy ile oy çokluğu ile kabul edildiği, davacının genel kurulun 6.gündem maddesinde kabul edilen kazanç payı ödemesine ilişkin karar ile dolaylı biçimde şirket karından bu yönetim kurulu üyelerinin menfaat temin ettikleri, şirketin hakim ortakları olmaları nedeniyle yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili olan bu kişilere kazanç payı dağıtımı yapılmasının TTK.nun 357.maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali talep edilmiştir.
TTK.nun 511.maddesinde yönetim kurulu üyelerine kazanç paylarının sadece net kardan ve ancak kanuni yedek akçe için belirli ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin %5 i oranında veya esas sözleşmede öngörülen daha yüksek bir oranda kar payı dağıtıldıktan sonra verilebileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
Davalı şirketin incelenen ticari defterlerindeki kayıtlarına göre konsolide bilançolarının kar dağıtımına esas alınan tutarının 31/12/2015 tarihi itibariyle raporlanan tutar ile uyumlu olduğu, 6.madde kapsamında alınan karara dayalı olarak şirket ortaklarına dağıtılan 1.ve 2. Temettülere yönelik herhangi bir itiraz bulunmadığı, TTK.nun 511.maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak kazanç payı dağıtımı yapılmadığı, davacının itirazının icracı olmayan şirkette aktif görevi bulunmayan şirketteki hakim ortaklıkları nedeniyle yönetim kurulunda bulunan pay sahiplerine kar payına ek olarak kazanç payı altında örtülü bir kar dağıtımı yapılmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasında bulunulduğu görülmüştür.
TTK.nun 511.maddesine göre yönetim kurulu üyelerine kazanç payları sadece net kardan ve ancak kanuni yedek akçe için belirli ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin %5 i oranında veya esas sözleşmede öngörülen daha yüksek bir oranda kar payı dağıtıldıktan sonra verilebileceği, TTK.nun 394.maddesinde de yönetim kurulu üyelerinin tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret , ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebileceğinin kararlaştırıldığı, Genel kurul toplantısında alınan 6.gündem maddesinin oy çokluğu ile alındığı, TTK.nun 511.maddesi hükmüne uygun olduğu, kazanç payının teşvik tedbiri olduğu, TTK.nun 511.maddesine ve TTK.nun 394.maddesine aykırı olmayan 6.maddenin iptali gerekmediği, TTK.nun 511 ve 394.maddelerine uygun olarak alınan kararın pay sahipleri arasındaki TTK.nun 357.maddesi uyarınca eşit işlem ilkesine de aykırı olmadığı anlaşıldığından bilirkişi raporundaki görüşten ayrılınarak bu maddenin iptali isteminin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 6,70 TL’nin tahsil kabiliyeti bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 44,05 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2018
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …