Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/736 E. 2019/33 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/686 Esas
KARAR NO : 2018/1309

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/08/2015
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davası Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1774 esas, 2016/737 karar sayılı 20/04/2016 tarihli yetkisizlik kararı üzerine dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/08/2012 günü tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın dönemeçlere girerken hızını azaltmaması nedeniyle minibüsün kanala devrilmesi sonucunda meydana gelen yaralamalı trafik kazasında müvekkili …’ın minibüste yolcu olarak bulunduğunu ve vücudunda kırıklar meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2000 TL iş görememezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından … numarasıyla 26/04/2012-2013 tarihlerini kapsar şekilde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, ancak müvekkilinin poliçe limitleri ve kusur oranı kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu, davadan önce davacı tarafından müvekkili şirkete başvuru yapılmadığından temerrüdün oluşmadığını, öncelikle huzurdaki davada kusur ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … Asliye Ceza Mahrkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde; ” Sanık …’nın üzerine atılı taksirle ölüme neden olma suçu sabit görülerek suçun işleniş şekli, suç sebep ve saikleri, suç önem ve konusu, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal durumu göz önüne alınarak eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 maddesi gereğince takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığın yargılama sürecindeki hal ve hareketleri ve verilecek cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri takdiri indirim sebebi sayılarak cezası TCK 62/1 maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek 2 YIL 1 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığın cezasından başkaca artırım ve indirim yapılmasına yer olmadığına,
Sanığa verilen cezanın iki yıldan fazla hapis cezası olduğu anlaşıldığından ve 5271 sayılı CMK’nın 231. Maddesinde iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının Geriye bırakılabileceği belirtildiğinden, kanunen HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA YER OLMADIĞINA,
Sanığa verilen cezanın iki yıldan fazla hapis cezası olduğu anlaşıldığından ve 5237 Sayılı TCK’nın 51/1. maddesi gereğince iki yıl veya daha az süreli hapis cezasının ertelenebileceği belirtildiğinden, sanığa verilen cezanın kanunen ERTELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
Sanık hakkında taksirli suç nedeniyle hükmedilen uzun süreli hapis cezasının sanığın kişiliği ve sosyal ve ekonomik durumu ile cezadan beklenen uslandırıcı amaca ulaşılması bakımından 5237 sayılı TCK.nın 50/4 maddesi atfı ile TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Sanık hakkında trafik düzeninin gösterdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle ceza verildiği anlaşıldığından TCK’nın 53/6 maddesi gereğince sürücü belgesinin 2 Yıl süre ile geri alınmasına, sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararın hükmün kesinleşmesi ile yürürlüğe girmesine ve sürenin cezanın infazından itibaren başlanmasına, ” karar verilmiştir.
Mahkememizce dava konusu kaza neticesinde davacıda oluşan kalıcı ve geçici maluliyetinin tespiti amacıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Anabilim dalı Başkanlığınca … tarihli heyet raporunda; davacının … tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle meydana gelen klavikula kırığına bağlı gelişen arızasının tıbbi iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği ve bu sürede % 100 oranında malul sayılması gerektiği, beden çalışma gücü azalma oranının ise % 2,1 olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Aktüer …, Makina Mühendisi … ile sigorta uzmanı …’e tevdii edilen dosyaya 22/11/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; 01/12/1996 doğumlu olan Davacı …, 17/08/2012 kaza tarihinde (15) yıl (8) ay (16) günlük olup, (16) yaşında olduğu, P.M.F. 1931 işaretli yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (49) yıl olup muhtemelen (65) yaşına kadar yaşayacağı, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı başı erkek çocuklar için (18) yaş, yükseköğrenim görmesi halinde veya yükseköğrenim görme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda ise (25) yaş olarak kabul edilmektedir. Özel yasalarda çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmiş kişiler (asker, polis, hakim, öğretmen, doktor, şoför, vb. gibi) dışındakiler için Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre kabul edilen aktif çalışma yaşı sonu ise (60) yaştır.
Yükseköğrenim görme ihtimali ise; davacının yaşı, içerisinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar, ailesinin öğrenim durumu vb. kriterlere göre belirlenmektedir. Davacı olay tarihinde (16) yaşında olmakla henüz aktif çalışma hayatına başlamamıştır. Davacının yükseköğrenim görme ihtimalinin yüksek olduğuna dair ise dosya münderecatından herhangi bir bilgi tespit edilememiştir. Bu halde davacının aktif çalışmasına (18) yaşında başlayacağı ve (60) yaşına kadar devam edeceğinin kabulü ile hesaplama yapılması gerekmektedir.
Davacının olay tarihinden itibaren zarar gördüğü işlemiş pasif hayat süresi (2) yıl, işlemiş aktif hayat süresi (4) yıl, işleyecek aktif hayat süresi (38) yıl ve işleyecek pasif hayat süresi (5) yıl olduğu, kalıcı sakatlıklarda öğretideki görüşler ve Yargıtay kararlarına egemen olan temel anlayış, kazanç kaybının değil, güç kaybının tazminatın ölçüsü olması gerektiği yönünde olduğu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, sakat kalan kişilerin kazançlarında bir azalma olmasa bile, aynı işi yaparken sakatlıkları oranında daha fazla güç (efor) harcayacakları dikkate alınarak gerçek kazançları üzerinden güç kaybı tazminatı hesaplanması gerektiği, Yargıtay’ın önceleri pasif dönem zararının hesaplanmasını istememekte iken, daha sonra; kişinin “ pasif dönemde de fazla güç (efor) sarfı ” nedeniyle tazminat isteme hakkı bulunduğu yönünde kararlar vermeye başlamış, Asgari geçim indirimi tenzil edilmiş bilinen son asgari ücret üzerinden hesaplamaya gidilen bu husus son on yılda bu tür kararlar yerleşik hale gelmiştir.
Bu kapsamda davacının pasif devrelerine ilişkin hesaplama, asgari geçim indirimi (AGİ) düşülmüş net asgari ücretler esas alınarak yapılması gerektiği, davacı olay tarihinde (16) yaşında olmakla aktif çalışma hayatı içerisinde bulunmadığından aktif çalışma hayatına başlayacağı (18) yaşına kadarki dönemi AGİ’ siz net asgari ücretler, (18) yaşından (60) yaşına kadarki aktif dönemi (askerlik dönemi hariç/askerlik dönemi AGİ’ siz net asgari ücret) AGİ’ li net asgari ücretler ve (60) yaşından sonrasına isabet eden emeklilik dönemi bilinen son AGİ’ siz net asgari ücret esas alınması gerektiği, davacının Sürekli Efor Kaybı ve Maluliyet Durumunun Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 06/09/2017 tarihli davacının maluliyet ve iyileşme sürecine ilişkin raporu ile; meslek grup no:1 ve yaşa (16) göre hesaplandığında meslekte kazanma gücünden kayıp oranının %2.1 ve kalıcı olduğu, geçici iş göremezlik için öngörülen sürenin 3 ay olduğu ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği yönünde tespit yapılmıştır.
Olay yerinde yol 5.00 metre genişlikte, iki yönlü, asfalt kaplama, virajlı, Hava açık, görüş normal, zemin kuru. Yolun her iki tarafında da 1.60 metre genişlikte banket mevcut. Trafik kaza raporunda yolun sağından yoldan çıkan aracın sağ yan tarafına yatarak devrildiği, olayda araç sürücüsünün kusurlu olduğu, araç sürücüsü … ceza davası sırasında verdiği savunmasında, yönetimindeki minibüs ile yolcuları Çaylı köyüne götürmekte olduğunu, kendi yolu üzerinde taş bulunması nedeni ile aracı bu taştan kaçırmak isterken karşıdan gelen aracı görmesi üzerine karşı yöne geçmeyip kendi şeridinde seyretmek zorunda kaldığını, aracın taşa değmesi üzerine kontrolünü kaybettiğini ve aracın yan yattığını beyan etmiştir. Araçta bulunan tanıklar kazanın nasıl meydana geldiğini bilmediklerini, araçta ayakta yolcu olmadığını, aracın normal hız sınırları içinde olduğunu söylemişlerdir. Davacı vekili tarafından, araç sürücüsünün hızını yol şartlarına göre ayarlamamış olması nedeni ile kazanın meydana geldiği, ceza davası sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından verilen raporda, sürücünün dikkatini yola vermeyip kontrolsüz seyretmesi nedeni ile olayda asli kusurlu olduğu belirtilmiş, bu raporun trafik kaza raporu ile uyumlu olması sonucu ceza davasında bu görüş doğrultusunda karar verildiği, Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinde; sürücülerin “ kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak”, “hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak”, zorunda oldukları belirtilmiştir.
Davacının yolculuk yapmakta olduğu minibüsün sürücüsü … virajlı yolda seyrederken hızını belirtilen kurallara göre ayarlamadığından, yola gereken dikkat ve özeni göstermeden seyrederek gördüğünü beyan ettiği taşı fark etmesi üzerine öncelikle hızını azaltarak tedbir almadığından, böylece taşa çarpması sonucu kontrolünü kaybedip yoldan çıktığından olayda tamamen kusurdur.
Davalı … şirketi tarafından düzenlenen poliçenin tanzim tarihi 26/04/2012 olmakla, yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden önce olduğundan Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği hesaplama ilkelerine göre ve 15/08/2003 tarihli Genel Şartlar kapsamında hesaplama yapılması gerektiği, davacının işlemiş devre kazançları artırma ve iskonto işlemi yapılmadan; bilinmeyen devre kazançları ise, her yıl için ayrı %10 artırılıp, %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle hesaplanması gerektiği, ölüm tablosu olarak, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre P.M.F. 1931 Yaşam Tablosu esas alınacağı, davacının aktif çalışmasına (18) yaşında başlayacağı göz önüne alındığında ortalama (21) yaşında askere gideceği ve 12 ay boyunca askerlik yapacağının kabulü ile hesaplama yapılacağı, davacı askerde olduğu 12 aylık süre boyunca gelir elde edemeyeceğinden efor kaybının karşılığı olarak yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, AGİ’ siz net asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği, davacının (60) yaşından sonrasına isabet eden emekliliğine ait pasif devresi, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda bilinen son AGİ’ siz net asgari ücret esas alınması gerektiği, davacının olay tarihinden itibaren geçici iş göremezlik halinde kaldığı 3 ay boyunca %100 oranında malul sayıldığının; devam eden dönemde ise %2,1 oranında daimi malul kaldığının kabulü ile hesaplama yapılması gerektiği ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda bilinen dönemde uğranılan maddi zararların her hangi bir iskontoya tabi tutulması söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle, kazalının (3) aylık geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararı, (2) yıllık işlemiş pasif dönem zararı ile (4) yıllık işlemiş aktif devredeki maddi zararları iskontosuz; diğer dönemler ise iskontolu olarak hesaplanacaktır.
Bu kapsamda davacının 3 aylık geçici iş görememezlik dönemine ilişkin zararının 2.019,90 TL olduğu, 6 yıl 43 günlük işlemiş iskontosuz maddi zararının 1.696,00 TL, 38 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre maddi zararının 15.351,47 TL ile, 5 yıllık işleyecek iskontolu pasif devre maddi zararının hesabının ise 1.828,14 TL olmak üzere toplam davacının maddi zararının 20.895,51 TL olduğu, davacının meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararı 20.895,51 TL olmakla, Hazine Müsteşarlığının kaza yılı olan 2012 yılı için sakatlanma ve ölüm için kişi başına belirlediği teminat limiti 225.000,00 TL olduğundan davalı … şirketi tarafından tanzim olunan … poliçe no’lu ZMMS poliçe limiti dahilinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; kusurlu eylem neticesinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının geçici ve kalıcı maluliyetine ilişkin zarar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin açılan Tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 17.08.2012 günü saat 18.00 sıralarında sürücü … yönetimindeki davalı … şirketi tarafından 26.04.2012-26.04.2013 tarihleri arasında … sayılı ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı minibüs ile … köprüsünden … köyü istikametine doğru seyrederken, virajda direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın yoldan çıkıp devrilmesi neticesinde meydana gelen ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasında davacı yolcu …’ın yaralandığı, davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçeli araç sürücüsü …’nın dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın olay sırasında araç içinde yolcu olarak bulunduğundan kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığı, davacı kaza tarihinde 16 yaşında olmakla aktif çalışma hayatı içerisinde bulunmadığından aktif çalışma hayatına başlayacağı 18 yaşına kadarki dönemi AGİ’siz net asgari ücretler, 18 yaşından 60 yaşına kadarki aktif dönemi askerlik dönemi hariç askerlik dönemi AGİ’siz net asgari ücret AGİ’li net asgari ücretler ve 60 yaşından sonrasına isabet eden emeklilik dönemi bilinen son AGİ’siz net asgari ücret esas alınarak hesaplanması neticesinde davacının 17/08/2012 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucunda %2.1 oranında kalıcı maluliyete uğradığı ve geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği tespit edilmekle davacının meslekte kazanma gücü kaybının poliçe teminat limiti dahilindeki toplam maddi zararının 20.895.51 TL olduğu anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici, yukarıda ayrıntılı olarak dökümü yapılan bilirkişi raporlarındaki tespitler ışığında davanın kabulü ile 20.895,51 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 20.895,51 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.427,37 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL + 64,54 TL ıslah harcından oluşan toplam 92,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.335,13 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç, 64,54 TL ıslah harcı, 1.747,85 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.840,09 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.507,46 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı … vekilinin tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”