Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/730 E. 2019/690 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/730 Esas
KARAR NO : 2019/690

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2011
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; ticari ilişkinin taraflarca kurulduğunu davalıdan davaya konu kumaşların alındığını ve bu kumaşların kendilerinin Amerika’daki firmalarıyla olan ilişkisi nedeniyle değerlendiğini üretime geçildiğini,5065 adet üretimin bu amaçla yapılıp yurt dışına gönderildiğini 6745 adet pantolon üretiminde durdurulduğunu durdurma gerekçesinin de öncelikle pantolonların yırtıldığı ve parçalandığı çekildiği bu nedenle 3580 adet pantolonun yırtılıp 3165 adet pantolonun sağlam olarak ayrıldığını ayıplı malın kendilerine geri gönderildiği ve ayıplı malın tüm siparişini bu ayıptan dolayı iptal ettiği bu ayıptan davalı şirketin haberdar edildiğini ve zararın 190.000 Euro olduğunu ve bedelin davalıdan istendiğini önce davalının bu teklife sıcak baktığını ve hatta 89.000 Euro indirim yapacağını bildirdiğini ancak daha sonraki görüşmelerde bu beyanında vazgeçtiğini zararın kumaşın dokumasından yani davalıdan kaynaklandığını ayrıca 185.779,08 Euro da kazanç kaybına uğradıklarını ancak kazanç kaybından şimdilik 5.000 TL talep olduğunu ve 185.779,08 Euro zararların yıllık %10 döviz faiziyle birlikte davalıdan tahsilini 5.000 TL kazanç kaybının reeskont faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, çünkü bu saatten sonra ayıp iddiasının dinlenemeyeceğini, davacıdan kendilerinin 111.186,72 Euro alacakları bulunduğunu, davacının kendilerine kestiği 12.08.2004 tarihli faturada 20.08.2004 tarihli yazı ile itiraz edildiğini, itirazın davacıya iadeli taahhütlü mektupla bildirildiğini, ayıp iddiasının yerinde olmadığını, kumaşların ve imal edilen pantolonların Hiçbir laboratuvar testine tabi tutulmadığını, bu nedenle de ayıp iddiasının dinlenemeyeceğini, alınan raporların denetime elverişli olmadığını, kendilerinin ayıbı kabul ettiği iddiasının da asılsız olduğunu, davacının ayıp konusunda alınan raporların bilimsel olmaktan uzak olduğunu, satın alınan toplam kumaşın 35.150 metre olduğunu, bu kumaştan 12.658 adet pantolon üretildiğini, bunun ne kadarının satıldığının, piyasa değerinin ne olduğunun bilinmesinin mümkün olmadığını ve bu nedenle açılan davanın reddi gerektiğini, kaldı ki davacının kendilerine kendi alacaklarından dolayı 73.248,00 Euro ödemeyi de teklif ettiğini, şayet bu kadar büyük zararları var idi ise bu miktar ödemeyi teklif etmelerinin hayatın olağan akışına ters düştüğünü belirttiğini ve açılan davanın reddini talep etmiştir.
06/05/2005 tarihli bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve …’ye ait bilirkişi raporunda yaptıkları teknik değerlendirmede özetle; Kumaş hakkında dosyada mevcut bilgilere göre değerlendirme yapmışlar, buna göre, kumaşın atkı ve çözgü olarak %100 pamuk olup, atkı ipliğinin likra ile katlandığını, yıkama sonrasında sadece atkı ipliklerinde hasar oluştuğunu, onların koptuğunu, elle yırtılma testinde, atkı ipliklerinin koptuğunu, kumaşın yırtıldığını, çözgü ipliklerinin kopmadığını bu istikamette yırtılma olmadığını, ayıplı kumaş ve bunların sebep olduğu zararlar hakkında davacı talebinin yerinde olmadığı, davalının iddia ve taleplerinde ise haklı olduğu sonuç ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
12/10/2005 tarihli bilirkişi …’e ait bilirkişi raporunda yaptıkları teknik değerlendirmede özetle; 05.10.2005 tarihli keşifte, davalı/karşı davacıya ait Vize’de bulunan deposundaki kot pantolonların incelemesinde, elle yapılan muayenede, tek yönde yırtılma görüldüğünü, fabrikanın yıkama departmanında bulunan benzer özelliklere sahip bir pantolonda, elle yapılan muayenede mukavemet testinde yırtılma görülmediğini, dosya için 3 adet kot pantolon alındığını, Genel değerlendirmesinde, Vize’de depoda bulunan pantolonların kumaşlarının çözgülerinin pamuk, atkılarının lycra ile kombine edilmiş atkı iplikli olduğunu, Yırtılmanın atkı yönünde olmayıp çözgü yönünde olduğunu, kumaşa yapılan işlemlerin (yıkama + taşlama/kumlama v.b) her iki iplik sistemine zarar vermesi gerekirken sadece tek ipliğe zarar vermesinin, kumaşta hata olmadığını göstermediğini, davalı/karşı davacıdan alınan bilgiler kapsamında yıkama öncesi kumaşlara yırtılma testi uygulanmadığını, ayrıca yıkama şartlarında, herhangi bir olumsuzluk olması için bu işlemi gören tüm mallarda aynı mukavemet zayıflığı görülmesi gerekirken, bir kısım mamullerde görülmeyen yırtılma, hatanın kumaş kaynaklı olduğunu, davalı firmanın savunmasında haklı olduğu sonuç ve kanaatini belirtmiştir.
02/10/2006 tarihli bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve …’e ait bilirkişi raporunda yaptıkları teknik değerlendirmede özetle; Davacının satılan kumaşlarında teknik inceleme neticesinde tedarik edilen kumaş partileri arasında kalite farkı olduğu ve bir kısım pantolonlarda kumaş yırtılması olması sebebi ile satılan kumaşlarda gizli ayıp olduğu, Dosyaya ait kasa muhteviyatı olan 3 adet kot pantolonun laboratuvar ortamında tek tip yırtılma mukavemetinde, atkı yönünde, 1,45 kgf ve çözgü yönünde 2,60 kgf sonuçlarının çıktığını, incelenmesi için işlem görmemiş kumaş ve/veya pantolon numunesi istenmesine rağmen numunenin sunulamadığını, buna göre pantolona yapılan işlemlerde ne kadar mukavemet kaybı olduğunun tespitinin mümkün olmadığını, Ancak imal edilen pantolonların sadece 3580 adedinde yırtılma sorununun ortaya çıkmış olmasının tedarik edilen kumaş partileri arasında kalite farkı olduğu, dolayısıyle dosyaya konu teşkil eden hatanın kumaştan kaynaklandığı sonuç ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
17/01/2008 tarihli bilirkişiler Prof. Dr. …, Mali Müşavir Bilirkişi … ve Prof Dr. …’a ait bilirkişi raporunda özetle; dava ve karşı dava açısından yapılar hesaplamalardan … firmasının bir kısım ayıplı mallar dolayısıyla BK. m. 91 kapsamında talep edebileceği zarar miktarının 98.881,96 EURO olduğu, Uco fırmasının takibe konu faturalar konusu davalıya sattığı kumaşlardan ötürü davalı kayıtlarında takip tarihi itibari ile 111.186,72.-EURO karşılığı TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden takas hakkının kullanılması sözkonusu olur ise, tarafların alacak ve borçlarının mahsup edilmesi neticesinde davacı-karşı davalının 12.304,76.-EURO karşılığı TL alacaklı olduğu sonucuna varıldığı yönündeki sonuç ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
23/02/2009 tarihli bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof Dr. … ve Mali Müşavir Bilirkişi …’e ait bilirkişi raporunda özetle; itirazlar uyarınca dosyadaki delil durumunda 50 65 adet pantolonun … firmasınca iade hususunda net olarak yazışmalar dışındaki belgelerinin bulunmadığı, Kar mahrumiyetine ilişkin sunulanların davanın tarafı dışındaki firmaya ait olduğu, Hususları belirlenmiş olup, mevcut dosya kapsamında itirazların haklılığının tespitinin daha önceki tespitleri değiştirecek nitelikte belgelerinin bulunmadığı ,ancak iade adet konusundaki itirazların giderilmesinden sonra ve karşı dava müşteri kaybının talep edene ait belgelerinin sunulmasından sonra, bedellere ilişkin kesin kanaate varılabileceği hususlarını belirtmişlerdir.
29/01/2010 tarihli bilirkişiler …, … ve Dr. …’a ait bilirkişi raporunda teknik değerlendirme özetle; Dosya içeriği kapsamında, ithal edilen kumaşların cinslerinin 9 1/4 oz 40.008,6 metre “…” cinsi kumaş olduğu, diğer kumaşın 33.342,10 metre “…” cinsi kumaş olduğu, dikilmiş pantolonlara yapılan işlemlerin süper ağartma ve kum püskürtme bitim işlemleri olduğunu, yırtılma probleminin Ibis kalitesinde olduğunu, problemin yurt dışına sevk edilen 5065 adet pantolonda yaşandığın yükleme yapılmayan 3580 adet pantolonunun da üst üste yapılan 2 ayrı kalite kontrol sonucunda yırtıldığını, 3165 adet pantolonun sağlam olarak ayrıldığını fakat problemin ortaya çıkması üzerine siparişin tamamının iptal edildiğini, Davacı/karşı davalı tarafından dosyaya sunulan 26.12.2002 tarihli 185362 numaralı ITS raporunda 4 adet siyah kumla zımparalanmış %98 pamuk-%2 elastan içerikli pantolonun H&M şartlarına uygun olarak yapılan yırtılmaya karşı dayanıklılık testine (BSEN ISO 18837- 2:1999) tabi tutulduğu belirtilmiş olup test sonuçlarının; Açık renk (kumla zımparalanmış) pantolonlar, Atkı: 10,9 N, Çözgü: 12,5 N, Koyu renk (kumla zımparalanmış) pantolonlar, Atkı: 22 N, Çözgü: 15,4 N, Kabul edilen değer sınırının :15 N olduğunu, bu rapora göre kumla zımparalanmış pantolonlarda, yırtılmaya sebep olacak derecede mukavemet kaybı olduğunun anlaşıldığını, Kumaşlara uygulanan Superbleaching işleminin denim kumaşının renginin açılması işlemi olduğunu ve tüm kumaşa uygulandığını, sandblasting işleminin rodeo adı verilen bölgesel umla zımparalama işlemi olduğunu, Rodeo işleminin manuel yapıldığını bu nedenle standartın sağlanmasında problemler yaratığını Kumaşların konfeksiyon işlemine haşıllı olarak sevk edildiğini, haşılın çözgü ipliklerini sarması sonucunda rodeo işleminde daha az aşınmaya maruz kaldığını, atkı ipliklerinin daha fazla aşınmaya maruz kaldığını, pantolonlardaki yırtılma problemi hakkında yorum yapabilmek için işlem görmemiş kumaş örneklerine ve bunların test sonuçlarına ihtiyaç duyulduğunu, bu olmadığı takdirde yırtılma probleminin, kumaşın mukavemetinin düşük olmasından mı yoksa, pantolonlara uygulana işlemlerden mi meydana geldiğinin tespitinin mümkün olamayacağını, … firması iptal nedeni olarak yaptığı kontrollerde pantolonların arka ve rodeolu bölgelerde yırtıldığının tespitinin yapıldığı ifadesini yazışmalarda belirttiğini, Hukuki değerlendirmelerinde, teknolojik açıdan bilimsel anlamda ayıbın hangi aşamada ortaya çıktığının saptanamadığını, incelemeye sunulan 3 adet pantolonda da teknik açıdan bu durumun saptanamadığını, sonuç ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
09/11/2010 tarihli Mali Müşavir Bilirkişi …, Hukukçu Dr. … ve Tektil Mühendisi Bilirkişi …’a ait bilirkişi raporunda özetle; depo kararına esas oluşturacak hesaplamanın; birinci alternatif hukuki görüş uyarınca 328.669,25 TL, ikinci alternatif hukuki görüş uyarınca 5.916,01 TL olarak hesaplandığı hususlarında sonuç ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
08/08/2011 tarihli Mali Müşavir Bilirkişi …, Hukukçu Dr. …, ve Tekstil Mühendisi Bilirkişi …’a ait bilirkişi raporunda özetle; Kök rapordaki görüş muhafaza edildiğinde, depo kararına esas oluşturacak hesaplamanın, biririnci alternatif hukuki görüş uyarınca 339.165,59 TL, ikinci alternatif hukuki görüş uyarınca 16.419,35 TL olarak hesaplandığı, hangi alternatif hukuki görüşün esas alınacağının mahkemenin kanaatinde olduğu hususlarını rapor etmişlerdir.
Dosyanın mahkememizce yapılan yargılaması neticesinde verilen 2011/519 Esas, 2011/473 Karar sayılı, 28/11/2011 tarihli karar ile “…Mahkememizin 2011/519 esas,2011/473 nolu 30.12.2011 tarihli kararında direnilmesine, davacı …Tic.A.Ş tarafından davalı şirket aleyhinde açılan davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine ve 54.625,88 Euro’nun davalı taraftan alınarak,davacı tarafa verilmesine, bu miktara dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince merkez bankasınca belirlenen döviz faizinin uygulanmasına, fazla talebin reddine, davacının mahkememizin 2004/595 nolu dosyasında açılan davada;Borçlu olmadığının tespitine yönelik dava bu dosyada karara bağlandığından bu konuda yeniden karar kurulmasına bu aşamada yer olmadığına…” dair karar verilmiş olup, mahkememizce verilen 2011/519 Esas, 2011/473 Karar sayılı, 28/11/2011 tarihli karar taraf vekillerinin temyiz itirazları incelenmesi hususunda Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2012/6616 Esas, 2012/17259 Karar sayılı 20/11/2012 tarihli ilamı ile “…Yargılama sırasında üç ayrı teknik bilirkişi kumaşların ayıplı olduğu yönünde görüş bildirmiş, son heyet raporunda ise kumaşların ayıplı olduğunun önceki raporlara göre kabul edilebileceği ya da işlenmemiş(ham) kumaşların incelemeye sunulmaması nedeniyle kumaşların ayıplı olup olmadıklarının tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle de ayıbın ispat edildiğinin kabul edilemeyeceği biçiminde iki alternatif seçenek sunularak konu hâkimin takdirine bırakılmıştır. Mahkemece son bilirkişi kurulu raporunun yasal, bilimsel ve tarafsız olması nedeniyle denetime elverişli olduğu, ancak ayıbın kumaşın dokutulmasından mı yoksa davacı tarafından işlenmesinden mi kaynaklandığının tespit edilemediği gerekçesiyle davacı zararının davanın tarafları arasında yarı oranında paylaştırılması suretiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki mahkemece son heyet raporunun yasal, bilimsel ve tarafsız olması nedeniyle denetime elverişli olduğu kabul edilirken, önceki bilirkişi kurulu raporlarının neden bu nitelikleri taşımadığı ve hükme esas alınmadığı Yargıtay denetimine elverişli şekilde açıklanmamıştır. Kumaşların ayıplı olduğu konusunda üç adet farklı teknik bilirkişi görüşü mevcut olup, son heyet raporundaki teknik bilirkişinin görüşünün farklı olması, kumaşların ayıplı olup olmadığı konusunda tüm teknik araştırmaların yapılmasına rağmen ayıbın tespit edilemediği şeklinde yorumlanamaz. Bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması hâlinde mahkemece yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak çelişkinin giderilmesi gerekir…” gerekçesi ile mahkememizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2012/6616 Esas, 2012/17259 Karar sayılı 20/11/2012 tarihli karar doğrultusunda dosyanın mahkememizin 2013/152 Esas sayılı dosya numarasına kaydı yapılarak, mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama neticesinde verilen 2013/152 Esas, 2013/202 Karar sayılı 26/09/2013 tarihli karar ile “…Mahkememizin 2011/519 esas,2011/473 nolu 30.12.2011 tarihli kararında direnilmesine, davacı …Tic.A.Ş tarafından davalı şirket aleyhinde açılan davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine ve 54.625,88 Euro’nun davalı taraftan alınarak,davacı tarafa verilmesine, bu miktara dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince merkez bankasınca belirlenen döviz faizinin uygulanmasına, fazla talebin reddine, davacının mahkememizin 2004/595 nolu dosyasında açılan davada;Borçlu olmadığının tespitine yönelik dava bu dosyada karara bağlandığından bu konuda yeniden karar kurulmasına bu aşamada yer olmadığına…” dair mahkememizce verilen 2011/519 Esas, 2011/473 Karar sayılı, 28/11/2011 tarihli kararında direnilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 2013/152 Esas, 2013/202 Karar sayılı 26/09/2013 tarihli karar yeniden taraf vekillerinin temyiz incelemesinin değerlendirilmesi bakımından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/19-675 Esas, 2016/130 Karar sayılı 10/02/2016 tarihli ilamı ile direnme kararının, özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiş olup, dosyanın mahkememizin 2016/730 Esas sayılı numarasına kaydı yapılarak, açık yargılamasına devam olunmuştur.
Dosyamız Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Bozma ilamı doğrultusunda resen tayin edilen Mali Müşavir Bilirkişi … ve Tekstil Uzmanı Bilirkişi …’ya tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 30/05/2019 havale tarihli heyet raporunda; teknik inceleme neticesinde günümüzde denim kumaşlar ve bunlardan dikilen pantolon v.b. Giysilerin kullanımının gittikçe artığı, bu artışta konfeksiyon edilmiş giysilere yapılan kuru ve yaş işlemlerin öneminin büyük olduğu, bu sayede pantolon ve giysilerde çok farklı efektler mümkün hale geldiği ve denim giysilere olan talebin çok arttığı, eskiden tek modern olan klasik pantolon ve benzeri giysilerin, konfeksiyon edilmiş pantolon aynı olsa bile, yapılan işlemler ile çok farklı ürünler elde edilebilir hale gediği, kuru işlem adı verilen yöntemde, dikilmiş pantolon ve giysilere eskiden kumlama ile günümüzde zımpara ve kimyasal işlemler v.b. İle … adı verilen lokal işlemler yapılmadığı ve bu sayede kısmi ağartmalar yapıldığı, bu işlemlerin manuel işlemler olduğu, … adı verilen eskitilmiş ve kullanılmış giysi modası ile kuru işlemlerin öneminin daha arttığı, yaş işlemlerin ise taş yıkama ve kimyasal ile yapılan ağartma işlemleri olduğu, kimyasal ağartma işlemlerinin de çok çeşitlendiği, konunun daha iyi anlaşılması açısından biraz denim kumaşlardan bahsetmek gerektiği, denim kumaş adı verilen kumaşlar dokuma kumaş olduğu, çözgü ve atkı ipliklerinden oluştuğu, örgü adı verilen bağlantı şekilleri dimi adı verilen örgülerden olduğu, çoğunlukla D3/1 Z adı verilen örgülerin kullanıldığı, dokuma tekniğinde diyagonalin dik olmasının, üretimin yüksek olması, pantolonlarda maruz kalınan kuvvet yönü düşünüldüğünde çözgü iplikleri, atkı ipliklerine göre daha sağlam olarak seçilediği ve çözgü iplik sıklıkları, atkı sıklıklarına göre daha yüksek olduğu, bu nedenle denim kumaşların atkı yönüne yırtılmalarının daha yüksek olduğu, bu nedenle karşılaşılan problemlerin daha çok çözgü yönüne olan yırtılmalardan olduğu, bu nedenle atkıların yırtılmasına bakıp ayıbın kumaştan kaynaklandığını söylemenin doğru olmadığı, denim kumaşlara yapılan gerek kuru işlemler ve gerekse yaş işlemlerin kumaşa zarar verdiği ve kumaşın özellikle yırtılmalara karşı mukavemetini düşürmekte olduğu, bu nedenle bu işlemler yapılırken kumaş cinsinin önemli olduğu, özellikle düşük gramajlı kumaşlarda çok dikkat edilmesi gerektiği, kumaşlara bazı yaş işlemlerin yapılmaması gerektiği, dosyada kumaş parametrelerine ait veriler bulunmadığı için bu yönde değerlendirmenin yapılmasının mümkün olmadığı, dava konusu pantolonlara yapılan kuru işlem kumlama işlemi ve daha sonra yaş işlem olarak ağartma işleminin uygulandığı, kumlama işleminin manuel olduğu, tamamen işçinin yeteneğine bağlı olduğu, yaş işlemlerin 100-150 kg’lık yıkama makinelerinde yapılmadığı, her partinin aynı olması gerekirken partiler arasında da fark olabildiği, yani pantolonların yırtılma dayanımları kuru ve yaş işlem partileri arasında farktan da kaynaklanabildiği, bu pantolonların kalite kontrolünde 3580 partileri arasında farktan da kaynaklanabildiği, bu pantolonların kalite kontrolünde 3580 adet pantolonda yırtılmanın tespit edildiği, bu yırtılmalar çözgü yönünde olduğu, yani atkı ipliklerinin kopması şeklinde olduğu, 3580 adet pantolonda yırtılma problem yaşanıp diğer pantolonlarda yırtılma problem yaşanmaması sebebiyet, ayıbın kumaş kalitesinden kaynaklandığını burada da söylemenin doğru olmadığı, çünkü bu kumaşların aynı tip denim kumaştan dikildiğinin belli olmadığı, pantolonların bir kısmının yırtılma probleminin yaşanıp diğerlerinde yaşanmamasının sebebi, kumlamada çalışan işçilerin yeteneklerinin farklılığından yaş işlemler arası farktan da kaynaklanabileceği, sonuç olarak denim pantolonlarda görülen yırtılma ayıbının 2 sebepten kaynaklandığı, birinci sebebin kumaş kaynaklı olduğu, kumaşın kalitesinin iyi olmaması durumunda kullanılan çözgü ve atkı ipliklerinin kalitesinin iyi değilse pantolonlara daha sonra yapılan kumlama ve ağartma işlemlerinin uygun olsa bile yırtılma problemleri ile karşılamanın mümkün olmadığı, dosyada pantolonlarda kullanılan kumaşlara ait veya işlem yapılmamış pantolonların yırtılmaların ait test değerleri olmadığı için ayıbın kumaştan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespitinin mümkün olmadığı, ikinci sebep pantolonlara yapılan kuru ve yaş işlemlerden olduğu, daha öncede ifade edildiği gibi bu proseslerin kumaşlarda mukavemet kayıplarına sebebiyet verdiği, bu ayıbın tespitinin yine işlem yapılmamış kumaşlara test yapıldığından mümkün olduğu, bu testlerin işlem görmüş pantolon yırtılma testleri ile mukayese edilerek mukavemet kayıplarına kayıplarına bakılıp ayıbın nereden kaynaklandığı yönünde kanaatin oluştuğu, dosyada bulunan ITS Test raporunda belirtilen pantolonlara ve Prof. Dr. …’ın dosya kapsamında sunulduğu ifada edilen 3 adet pantolona yaptırdığı testlerin işlem görmüş pantolonlara yapılan testlerin işlem görmüş pantolonlara yapılan testler olduğu için pantolonlarda kullanılan kumaşlara ait veya işlem görmemiş pantolonlara ait yırtılma değerlerinin tespiti olmadığı için dava konusu pantolonlarda yaşanan yırtılma şeklindeki ayıbın kumaştan veya kumlama+ağartma işlemlerinden kaynaklandığının tespitinin mümkün olmadığı, mali incelemeler sonucunda ise daha önceden dosyada yazılmış raporlar içeriğinde davalı elindeki kumaş ve pantolon hariç 150.730,96 Euro … zararından, pantolon değeri olarak teknik görüş uyarınca mahkeme kararına esas alınan raporda bildirilen 41.479,20 Euro davacı elindeki pantolon değeri esas alınıp düşülmesi neticesinde 109.251,96 Euro davacı zararının hesaplanacağı, sonuç olarak dava konusu 3580 adet pantolonda yaşanan yırtılma ayıbının nedeninin pantolonlarda kullanılan kumaştan mı, yoksa pantolonlara yapılan kuru ve yaş işlemlerden mi kaynaklanığının tespitinin mümkün olmadığını, davacının zararının ise 109.251,76 Euro olarak belirlendiği hususlarını rapor etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi neticesinde; Dava; ayıplı mal satımından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 03/12/2011 tarihli, 2011/519 E., 2011/473 K. sayılı ilamında ayıbın kumaşın dokumasından mı yoksa kumaşın ağartılması işlemine yani kimyasal işleme tabi tutulduğu anda mı doğduğu anlaşılamadığından alınan tüm teknik bilirkişi raporlarına rağmen tespit edilememesi nedeniyle davacının zararının yarı yarıya paylaşımının adil olacağı kanaatiyle alınan ikinci ek raporda belirlenen 109.251,76 Euro’nun yarısına tekabül eden 54.625,88 Euro üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, taraf vekillerinin bu kararı temyiz etmeleri üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20/11/2012 tarihli, 2012/6616 E., 2012/17259 K. sayılı bozma ilamında, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından son heyet raporuna neden itibar edildiğinin hükümde tartışılmaması nedeniyle ayıp konusunda 3 farklı teknik bilirkişi görüşünün mevcut olduğu, son heyet raporundaki teknik bilirkişinin görüşünün farklı olmasının kumaşların ayıplı olup olmadığı konusunda tüm teknik araştırmaların yapılmasına rağmen ayıbın tespit edilemediği şeklinde yorumlanamayacağı, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekeceğinden bahisle bozulmuş olup, bozma sonrası mahkememizin 2013/152 esas sayılı dosyada direnme kararı verildiği, bu kararın taraf vekillerince temyiz edildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından bozma sonrası 2013/152 esas sayılı dosyanın bozmadan sonra davalı vekilinin önceki kararda direnilmesini talep ediyoruz şeklinde beyanı karşısında davalı vekilinin ilk hükmü temyiz etmesine rağmen bozma üzerine verilen direnme kararını temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmadığından bahisle direnme kararının Daire bozma kararında belirlenen gerekçelerle bozulmasına karar verildiği, mahkememizce bozmaya uyularak mali müşavir ve tekstil bilirkişiden oluşan heyete dosya tevdii edilerek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi istenilmiş olup alınan iş bu raporda dava konusu pantolonlarda yaşanan yırtılma olayındaki ayıbın kumaştan mı yoksa pantolonlara yapılan kuru ve yaş işlemlerinden mi kaynaklandığının tespitinin mümkün olamayacağı şeklinde rapor sunulmuş olduğundan, dava konusu olayda üretilen pantolonlarda yırtılmanın olduğu, ancak bu yırtılmanın pantolonlarda kullanılan kumaştan mı yoksa kumaşa yapılan kuru ve işleminden mi olduğunun tespitinin yapılamayacağı, üretilen pantolonlarda ayıbın var olduğu fakat ayıbın oluşma anının tespitinin mümkün olmadığı, dosyada mevcut bulunan yazışmalarda davalının kumaşlardaki eksik metraj ve hatalı likradan kaynaklanan sorumluluğu kabul ettiği, üzerinde leke bulunan kumaşlardaki sorumluluğu kabul etmediği, bu hususun yıkama ile ilgili olduğunun davacıya bildirdiği, davalının bu mesajları ile ayıbın bir kısmını ve giderileceğini de kabul ettiği, alınan tüm bilirkişi raporlarında zarar miktarının 109.251,76 EURO olarak belirlendiği, ayıbın kimin kusuru ile ve hangi anda gerçekleştiğinin belirlenememesi sebebiyle davalının üründeki bir kısım ayıbı kabul ettiği de dikkate alınarak zararın yarı oranında paylaştırılması gerektiği, davalı vekilinin de ayıbın yarı oranında paylaştırılmasına yönelik önceki kararda direnilmesini isteyerek itiraz etmediği anlaşıldığından 54.625,88 Euro üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup davanın kısmen kabulüne, 54.625,88 EURO’ya dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 54.625,88 EURO’ya dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 9.552,62 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 4.565,00 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.987,62 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 4.565,00 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan bozma öncesi 402,40 TL bozma sonrası 836,00 TL olmak üzere toplam 1.238,40 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 508,24 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 3.982,10 TL yargılama giderinin, davanın red edilen kısmına tekabül eden 2.347,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 13.937,36 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 26.395,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan bakiye kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili, davalı vekili ve davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı 15 günlük sürede temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/06/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI
9.552,62 TL K.H.
4.565,00 TL P.H.
4.987,62 TL B.İ.H.

BOZMA ÖNCELERİ TOPLAM DAVACI YARGILAMA GİDERİ
402,00 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

BOZMA SONRASI DAVACI GİDERİ
800,00 TL BİLİRKİŞİ
36,00 TL POSTA
836,00 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

BOZMA ÖNCESİ DAVALI YARGILAMA GİDERİ
3.982,10 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ
¸İşbu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden e-imza ile imzalanmıştır.