Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/644 E. 2018/48 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/644 Esas
KARAR NO : 2018/48

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/06/2016
KARAR TARİHİ : 24/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalılardan sözleşme ile elektrik aldığını, davalılar arasında organik bağ, hizmet bütünlüğü, yetki görev devri ve işleyiş ilişkisi bütünselliği bulunduğundan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı tarafın, müvekkili şirketi adına düzenlemiş olduğu faturalarda enerji tüketim bedelinin haricinde dönem dönem kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, iletişim sistemi kullanma bedeli, dağıtım bedeli ve TRT payı ile bu kalemlerin KDV’si adı altında haksız alınan ve bu bedellere bağlı olarak diğer alacak kalemlerinin fazla hesaplanması ile birçok kalemde borç tahakkuk ettirildiğini, bu bedellerin toplam fatura miktarı ile birlikte düzenli olarak müvekkili şirketten tahsil edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla; müvekkiline ait aboneliklerden dolayı müvekkili şirketten dava tarihinden geriye dönük 10 yıllık dönem içinde kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, iletişim sistemi kullanma bedeli, dağıtım bedeli ve TRT payı ile bu kalemlerin KDV’si adı altında haksız alınan ve bu bedellere bağlı olarak diğer alacak kalemlerinin fazla hesaplanması ile alınan tüm bedellerin taraflarına tam ve net olarak miktarı tespit edilemeyen toplam miktardan 10.000 TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen ve her bir faturanın ödendiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ve KDV’si ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili aleyhine açmış olduğu davada zamanaşımının mevcut olduğunu, davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) olduğunu, müvekkili şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere före faturaları tahakkuk ettirdiğini, müvekkili şirketin kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli vb. bedelleri tahsil etme hak ve yükümlülüğü abonelik sözleşmesine değil kanuna dayandığını, kanunu Enerji piyasası düzenleme Kurumu’na elektrik satışlarından uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etme görevini verdiğini, müvekkil şirket de EPDK’nun bu doğrultuda çıkardığı düzenleyici işlemlere uyduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın EPDK’na karşı idari yargıda açılması gerektiğini, bu nedenle davanın görüldüğü mahkemenin alacağın konusu itibariyle görevsiz olduğunu, davacının davayı belirsiz alacak olarak açmasını kabul etmediklerini beyan ile davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; açılan davaya konu alacak hesaplanabilir olduğundan kısmı davanın konusunun yapılamayacağını, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek, haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, düzenleyici işlemlerinin iptali için idari yargıda dava açılması gerektiğini belirterek, esasa ilişkin ise, davacı tarafından talep olunan kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve sayaç okuma bedellerinin isade edilmesine ilişkin talebin gabin, karşılıksız yararlanma sonucunu doğuracak nitelikte olduğunu belirterek, husumet yokluğundan davanın reddine, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları yönünden davanın reddine, görevsizlik nedeniyle davanın reddine, haksız ve mesnetsiz açılan davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların üzerinde anlaşamadıkları konuların; davacı tarafından davalı elektrik şirketinden elektrik kullandığı, kendisinden faturalarla birlikte haksız olarak tahsil edilen parektende satış hizmet, sayaç okuma, iletim sistemi okuma, kayıp kaçak, trafo bedelleri ve TRT Payı olarak haksız tahsil edilen miktarlara ilişkin olarak şimdilik 10.000 TL’nin tahsiline yönelik belirsiz alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce … Esas sayılı dosya üzerinden 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile eklenen geçici 20. Maddesinin 1 numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2, 13, 36 ve 40. Maddelerine aykırı olduğu bu nedenle iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuş , bu başvuru Anayasa Mahkemesince 27/06/2016 tarih itibariyle … Esas numarasına kaydı yapılmıştır. Anayasa’nın 152/3 maddesine göre Anayasa Mahkemesi, mahkemelerden anayasaya aykırılık iddiası ile yapılan iptal başvurularını kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmez ise Mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden; Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusuna başvurunun Anayasa Mahkemesine ulaşıp esas numarası almasından itibaren 5 aylık süre içerisinde Anayasa Mahkemesi tarafından bir karar verilmemiş olduğundan mahkememizce, Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış olan başvuru sonucunun beklenmesi yönündeki ara kararından vazgeçilerek Anayasa’nın 152/3 maddesi gereğince yürürlükteki kanun hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarihli 2016/20106 E. 2017/9319 K. ilamında: “Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır. O halde mahkemece, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” denildiğinden ilgili bozma ilamı ışığında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın konusuz kalmış olması nedeniyle DAVA HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 134,88 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 141,50 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/01/2018

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.