Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/556 E. 2018/331 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/556 Esas
KARAR NO : 2018/331

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 21/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 16.05.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirket ile 12.02.2001 başlangıç tarihli ve 15 yıl süreli … ve … nolu dövüze endeksli birikimli … Sigortası poliçeleri imzalamış olup. İş bu poliçe uyarınca her ay düzenli olarak ödemesini yaptığını, Her iki poliçeye ilişkin olarak bugüne kadar toplam davalı şirkete … nolu poliçe için 36.254.00 USD … nolu poliçe için 36.254.00 USD para yatırıldığını, Sigorta poliçesi 15 yıl süre ile yapılmış oludugu, 12.02.2016 tarihi itibari ile süresi dolduğu, Sigorta Şartları Genel Sözleşmesi Uyarınca iş bu süre sonunda, sigorta poliçesinde bahsi geçen rizikolar gerçekleşmediği ve müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin talebi doğrultusunda, müvekkilinin bugüne kadar yapmış olduğu ödemeleri ve ayrılması halinde alacağı bedeli gösterir tablo mail yolu ile müvekkiline iletilmiş olduğu, yapılan inceleme neticesinde, müvekkilinin yatırmış olduğu ve ayrılması halinde alacağı bedelin yanlış hesaplandığını, … Sigortalarında yapılacak olan kesintiler yönetmelikle belirlenmiş olduğu, iş bu yönetmelik uyarınca müvekkilinden yapılabilecek herhangi bir kesinti mevcut olmadığını,poliçe için herhangi bir ücret talep edilemeyeceği gibi yönetmelikte belirtilen herhangi bir kesinti de yapılamayacağını, … Sigortasından ayrılanlara yapılan ödemeler (iştira, vade gelimi), kanunun 75. maddesine göre menkul sermaye iradı olarak kabul edilmekte ve 94. maddeye göre stopaj yoluyla aşağıdaki şekilde vergiye tabi tutulduğunu, zorunlu bir neden olmaksızın 10 yıl prim ödemeden aynlanlar için Ödemelerin tümü gelir vergisine tabi olup, stopaj oram %15 olduğunu, davalı şirket tarafından 15 yıl boyunca tahsil edilen bedelden kesintiler yapılması, yanlış hesaplamalar sonucu bir bedelin belirlenmesi ve 15 yıllık sigorta süresi bitmiş olmasına rağmen hala bedel talep edilmesi nedenleri öncelikle Sigorta Poliçesinin haklı nedenle iptalini ve bugüne kadar yatırılan bedellerin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davacının sigorta ettiren olduğu 12/02/2001 başlangıç tarihli … ve 12/02/2001 başlangıç tarihli 34476 numaralı Dövize Endeksli Emeklilik Sigortalan düzenlediğini, söz konusu her iki poliçe 12/02/2016 tarihi itibariyle sona erdiğini, davacı huzurdaki dava dilekçesi ile sigorta poliçesinde bahsi geçen rizikoların gerçekleşmediğini ve müvekkil şirketçe herhangi bir ödeme yapılmadığı bu sebeple de sigorta poliçesinin iptali ile bu güne kadar yatırmış olduğu bedellerin iadesini talep etmekte olup, İşbu haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini, davacı taraf poliçe süresinin bitmiş olduğu ve müvekkil şirketin kendisinden bedel talep ettiği ve hesaplamaların yanlış yapıldığı gerekçesi ile poliçelerin iptalinin talep etmekte ise de bu hususun müvekkil şirketçe kabul edilmesi mümkün olmadığını, davacı taraf poliçe kapsamındaki birikimlerinden hatalı kesintiler yapıldığı ve poliçeler bitmiş olmasına rağmen kendisinden bedel talep edildiği gerekçesi ile poliçelerin iptalini talep ettiğini, sonlanan poliçelerin iptali hukuken mümkün olmadığı gibi işbu hususun talebi hukuk düzenine ve hakkın kötüye kullanılması yasağına da aykırı, aşağıda ayrıntıları ile anlatıldığı üzere poliçe üzerindeki kesintiler yasal mevzuat uyarınca yapılmış oluduğunu, iş bu hususun iptal sebebi olşuturduğunu, bu itibarla davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddi gerektiğini, müvekkil şirket tarafından davacının sigorta ettiren ve sigortalı olduğu 1202.2001 başlangıç ve 12.02.2016 bitiş tarihli 110013180 (yeni numara 30805) numaralı ve davacının sigorta ettiren, …’in sigortalı olduğu … (yeni numara …) numaralı Dövize Endeksli Emeklilik Sigorta poliçeleri düzenlendiğini, müvekkil şirket tarafından davacıya ait birikim tutarları hakkında poliçe bitiş tarihinden önce 08.02.2016 tarihinde bilgilendirme yapılarak, davacıya birikim tutarını almak istemesi veyahut poliçe süresinin uzatılması için talebinin olması halinde gerekli işlemler için ilgili belgelerin müvekkil şirkete ulaştırılması talep edildiğini, Davacıya iletilen hesaplama tablosunda yer alan kesintiler, akdedilen sigorta poliçesine ve mevzuata uygun bir şekilde yapılmış olup hesaplamada herhangi bir hata bulunmadığını, davacıya ait poliçelerde yapılan kesintiler 397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu’nun 12’nci, 25’inci ve 26’ncı ve Ek 2‘nci maddelerine dayanılarak hazırlan 09.12.1996 tarihli … Sigortaları Yönetmeliği ikinci bölüm uyarınca hazırlanan Ferdi Dövize Endeksli Birikim Sigortası tarifesi uyarınca yapılmıştır. İşbu tarifenin aktüer ve Hazine Müsteşarlığı tarafından ilgili mevzuata uygun olarak hazırlandığı onaylanmıştır. (EK-4 … Sigortalan Yönetmeliği ve Ferdi Dövize Endeksli Birikim Sigortası Tarifesi) Davacı dava dilekçesi ile her ne kadar süresi dolan bir poliçeden kesinti yapılamayacağını belirtmişse de davanın söz konusu tespitine katılmak mümkün olmadığını, tarifeye uygun olarak riziko primi, gider payı ve aracı komisyonu gibi kesintiler davacının ödemiş olduğu primlerden yapıldıktan sonra kalan kısım ilgili mevzuat gereğince yatırım araçlarında değerlendirildiğini, kesintiler mevzuat uyarınca yapılan kesintiler olup, davacının iddialarının hukukî mesnetten yoksun olduğunu, davacı dava dilekçesi ile sigorta poliçesinde bahsi geçen rizikoların gerçekleşmediğini belirtmiş olup, poliçeler incelendiğinde poliçede 2 adet teminat olduğu görülecektir, işbu teminatlar “Süre Sonu Teminatı” ve “Vefat Teminatı” dır. Poliçelerdeki süre sonu teminatı incelendiğinde bu teminat uyarınca meydana gelen birikimin ilgili kesintiler de yapıldıktan sonra sigorta ettirene toplu para ya da maaş olarak ödeneceği hususunda mutabık kalındığını, davacıya ait birikimler üzerinde hesaplanan Stopaj kesintileri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi’nin 03/09/2015 tarih ve 85525 sayılı yazısı uyarınca yapıldığını, söz konusu yazıda 07.10.2001 tarihinde önce akdedilmiş olan birikimli şahıs poliçeleri kapsamında yapılacak ödemelere ilişkin olarak, 07.01.2015 tarih ve 29229 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 25.12.2014 tarihli E. No.2013/11, K,No.2014/195 sayılı karan ile 30 yıllık süre sınırının kaldırıldığı ve bu karardan sonra Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/1 maddesi 3. Bendinin uygulanmasında en yüksek Devlet memuruna ödenecek miktarın 30 yıl yerine çalışılan süreye isabet eden tutar kadar olacağı belirtilmiş olduğu, bu durumda bu yazı uyarınca usulüne uygun olarak stopaj kesintisi yapıldığı husus davacı tarafa 08.02.2016 tarihi itibariyle bildirildiğini ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığından göröş alınması gerektiğini savunarak davanın reddi istemiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava; davacının, davalı sigorta şirketinde 12.02.2001 başlangıç tarihli 15 yıl süreli dövize endeksli birikimli … sigorta poliçesi imzaladığı, bu poliçenin vadesinin dolduğu, sigorta süresi içerisinde herhangi bir riskin gerçekleşmediği, davalı sigorta şirketince birikimlerin ödenmek istendiği, davacının iddiasının yapılmak istenen ödemelerde kesinti yapıldığı gerekçesiyle, kısmi ödemenin kabul edilmediği, sigorta şirketi tarafından yapılan kesintinin haksız olduğu bu nedenle sigorta poliçesinin iptaline, şimdilik 5.000 TL olmak üzere birikimlerin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi talepli belirsiz alacak davasıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17.11.2016 tarihli 2016/10309 E. 2016/10552 K. Sayılı ilamında; ” Davacılar vekili, müteveffa …’ın … bankası kurtuluş Şubesinden 10.000,00 TL müvekkil şirket ile davalı arasında 15.06.2004 tarihinde 064/4189326 poliçe nolu “Dövize Endeksli Seçenekli Geleceğin Sitortasi” (… sigortası) sözleşmesinin akdedildiğini, davalı, sigorta sözleşmesinin sona erdiği 15/06/2014 tarihinde mevcut hayat sigortası poliçesinin süre sonu kapitalini almak istediğini bildirdiğini, şirketleri ile davalı sigortalının isteği doğrultusunda 07/07/2014 tarihinde sigorta poliçesinin süre sonu kapitalini ödediğini, ancak sistemsel bir hata sebebiyle, davalıya süre sonu kapitali olarak 2.906,47-TL ödenmesi gerekirken, hataen 12.935,81-TL T … Bankası … Şubesi atacılığıyla ödendiğini, sigortalıya fazladan ödenen 10.029,34-TL, şirketlerindeki sistem hatasından kaynaklandığını, fazladan ödenen 10.029,34-TL’nin iadesinin talep edildiğini, ancak bu paranın iade edilmediğini, bunun üzerine … 32. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile borçlu aleyhine haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalı takibe konu borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerden dolayı davalının haksız olarak yaptığın itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın taraflar arasında düzenlenmiş olan Hayat Sigortası Poliçesine dayandığı, bu haliyle 6502 Sayılı Kanunun 3 maddesinin L. fıkrası uyarınca Tüketici işlemi olduğu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik kararının kesinleşmesine mütakiben 2 hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasadan sonra açılmasına, 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davalı tüketici konumunda olup davacı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olması, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğinin anlaşılmasına ve temyizin sadece göreve ilişkin olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına ” denildiğinden Yargıtay onama ilamı ışığında davanın dövize ensdeksli birikimli hayat sigorta poliçesine dayalı olduğu anlaşılmakla, tüketici mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 331. Maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi 21/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”