Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/51 E. 2019/74 K. 04.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/51 Esas
KARAR NO : 2019/74

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2012
KARAR TARİHİ : 04/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 08/10/2012 tarihli dava dilekçesi ile; Taraflar arasında 13/02/2013 tarihli (112 acil ) yardım istasyonu binalarından 100 adedinin yapımı ve teslimine ilişkin sözleşme tanzim edildiğini, sözleşme gereği müvekkili tarafından edimin yerine getirildiğini, 100.000,00 TL’nin 15/02/2013 tarihinde, 100.000,00 TL’nin 15/02/2013 tarihinde, çek olarak davalı borçluya ödendiğini, bu çekin davalı borçlu tarafından paraya çevrildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimleri yerine getirmediğini, taraflar arasında 18/04/2013 tarihli protokol düzenlendiğini ve bu protokole göre sözleşmenin her iki tarafça başka firmaya devredilebileceği devir işlerinin üç hafta içinde gerçekleşmezse sözleşmenin fes edileceğinin ve fesih tarihinden itibaren bir ay içinde teminatın iadesinin yapılacağının kararlaştırıldığını, toplam 200.000,00 TL alacağın tahsili için … 25 icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili 22/10/2013 tarihli cevap dilekçesinde; davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin 9.3 maddesinde mütahidin ilk dört inşaatı bitirip teslim etmeden hiçbir şekilde sözleşmeyi feshedemeyeceği bu durumda teminat iadesinin talep edilemeyeceği, teminatın yapılacağına dair düzenlemeye aykırı davrandığını, davacının ödemiş olduğu teminatın iadesini talep edemeyeceğinden ve davacının ödemiş olduğu teminatın Türk Borçlar Kanunu 179 maddesi gereğince dönme cezası olduğunu talep edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce davaya dayanak … 25. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 200.114,50 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı, davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür.
Dava dosyası, … 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/234 Esas 2014/71 Karar sayılı 13/03/2014 tarihli yetkisizlik kararı gereği mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce, somut dava davalının ikametgahı olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış, seçimlik olarak davacının bu davayı yetki sözleşmesinde yer alan İstanbul Mahkemelerinde de dava açılabileceği, ancak davalının süresinde yetki itirazında bulunmadığı, 6100 HMK nun 19/4 maddesi gereğince davanın açıldığı mahkemenin … 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verildiği, anlaşılarak mahkememizce karşı yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili bulunan … 17. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın merci tayini açısından Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/12238 Esas, 2015/12068 K.sayılı 02/12/2015 tarihli Yargıtay ilamında “… Dosya kapsamından, taraflar arasında imzalanan 100 adet yapımı ve anahtar teslimine ilişkin sözleşmesi ile taraflar arasında çıkacak olan ihtilaf ve uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun belirlendiği ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Buna göre, davacının itirazının iptali talebi yönünden taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, uyuşmazlığın İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesine çözümlenmesi gerktiği”… gerekçesi ile bozulmuş olup, usul ve yasa hükümlerine uygun olan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/12238 Esas, 2015/12068 K.sayılı 02/12/2015 tarihli Yargıtay ilamına uyulmasına karar verilerek, yargılamaya mahkememiz 2016/51 esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce, 14/05/2018 tarihli celse ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti olarak Prof. Dr. … ve Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 27/11/2018 tarihli raporda; dava konusu edilen sözleşme kapsamındaki işlerin hiç yapılmamış olduğu, teminat kapsamında verilmiş bulunan 100.000,00 TL nakit ve 100.000,00 TL çek ödemesinin iadesi kapsamında hukuki değerlendirme olduğu sonucuna varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava; davacının toplam 200.000,00 TL’lik alacağının tahsili için yaptığı icra takibine davalının itirazı üzerine açılmış olan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık akdedilen sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen 100.000 TL nakit ve 100.000 TL çek ödemesinin iadesine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasına davanın taraflarınca sunulan delillerin değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında 13.02.2013 tarihinde “100 adet 112 Acil Yardım İstasyonu Yapımı ve Teslimi” konusunda sözleşme akdedildiği, davacının sözleşme gereği 100.000,00 TL nakit ve 100.000,00 TL bedelli çeki ödeme ve teminat olarak davalıya verdiği, davalının 100.000,00 TL bedelli çekin ödemesini aldığını, bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, daha sonra sözleşme gereği yapılması gereken eserlerin yapılmaması sonucu tarafların bir araya gelerek 18.04.2013 tarihli protokolü imzaladığı, söz konusu protokole göre sözleşmenin her iki tarafça başkasına devredilebileceği, devir işleri üç hafta içerisinde gerçekleşmezse sözleşmenin feshedileceğini ve fesih tarihinden itibaren bir ay içinde teminatın iade edileceğinin kararlaştırıldığı, protokol gereği sözleşmenin devredilmemesi sonucu davacı tarafından 27.06.2013 tarihinde teminatın iadesi için ihtarname gönderildiği, ihtarname ile verilen bir aylık süre içerisinde ödeme yapılmadığı için 29.07.2013 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlattığı anlaşılmıştır.
Dava konusu taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshi nedeniyle davacı tarafından davalıya yapılmış ödemelerin iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Yargılama sırasında davalı tarafından 18.04.2013 tarihli protokoldeki imza inkar edilmiştir. Davalının imza inkarı nedeniyle mahkememizce imza incelemesi yapılması kararı protokolde imzası bulunan şirket yetkilisinin yurt dışında olduğu belirtildiğinden yurt dışına HMK m.211/1-a gereğince isticvap davetiyesi çıkartılmış ancak tebliğ olunan isticvap davetiyesine rağmen şirket yetkilisi isticvap edilmek üzere duruşmaya gelmemiştir. Bunun üzerine imza incelemesine esas olacak imzalı belgelerin bulunduğu yerlerin bildirilmesi için ve imza örneklerinin alınması için davalıya 2 defa süre verilmiş ancak davalı vekili tarafından şirket yetkilisi hazır edilemediği ve imzalı belgelerinin bulunduğu yer bildirilmediği için imza incelemesi yapılamamıştır.
Şirketin yurt dışında bulunduğu bildirilen yetkilisi …’na T.C Köln Başkonsolosluğu aracılığıyla isticvap davetiyesinin tebliğ edilmiş ancak mazeret bildirilmeksizin isticvap duruşmasına katılmamıştır. Bunun üzerine davalı vekiline şirket yetkilisinin hazır edilmesi için veya imza örneklerinin yerlerinin bildirilmesi için iki defa süre verilmiş ancak bu ara karar yerine getirilmemiştir. Bilindiği üzere HMK m.171 ve m.211 uyarınca isticvap için mahkemeye davet edilen kişi belirtilen günde mahkemede hazır bulunmadığı takdirde inkar etmiş olduğu imzayı ikrar etmiş sayılır. Bu husus çıkartılan isticvap davetiyesinde de ihtar edilmiştir. Bu nedenle 18.04.2013 tarihli protokol üzerinde imza inkarı HMK m.211 gereğince dikkate alınmamış, HMK m.211’e bağlanan hukuki sonuç gereği protokoldeki imza mahkememizce geçerli kabul edilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddiaları ve sundukları delilleri, ticari defter ve kayıtları, dosya içerisindeki belgeler incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda rapor alınması için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu edilen sözleşme kapsamındaki işlerin hiç yapılmamış olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı arasında imzalanan protokolün geçerli olduğu, protokolün sözleşmeden sonra imzalandığı, protokole göre fesih halinde teminatın iade edileceğinin kararlaştırıldığı, davalı her ne kadar asıl sözleşmedeki hüküm gereği teminata el koyabileceğini belirtse de sözleşmeden sonra taraflarca imzalanan protokol ile bu hükümden dönülerek teminatın iadesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 18.04.2013 tarihli protokol nedeniyle devir edilmemesi sonucu feshedildiği, ayrıca bu hususun ihtarname ile davalıya bildirildiği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu sözleşme kapsamındaki işlerin yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.
TBK m.125’e göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve bu durumda daha önceki ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Somut olayda taraflar arasında imzalanan protokolün sözleşmeden dönme niteliğinde olduğu, sözleşme konusu işlerin hiç yapılmamış olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla TBK m.125/3 gereği taraflar daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar ve yasal mevzuat bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalıya verilmiş teminat niteliğinde olan ve esasında sözleşme kapsamındaki edimlerin ifası niteliğindeki 100.000 TL nakit ve 100.000 TL davalı tarafından tahsil edilen çek bedeli ve davacının davalıyı gönderdiği temerrüt ihtarnamesinin gideri 114,50 TL olmak üzere toplam 200.114,50 TL’nin davacıya iadesi gerekmektedir. Bu nedenle, davanın kabulüne, haksız itirazın iptaline, icra takibinin 200.114,50 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davanın KABULÜNE, itirazın iptaline, icra takibinin 200.114,50 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
1-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 40.022,90 TL %20 icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 13.669,82TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 2.415,00 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 1.000.50 TL harç olmak üzere toplam 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.254,32 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.415,00 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 2.463,40 -TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.956,87 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.04/02/2019

Katip … Hakim …
¸ ¸
5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır.