Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/5 E. 2018/123 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/5 Esas
KARAR NO : 2018/123

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/01/2016
KARAR TARİHİ : 31/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına kayıtlı … (…), … …), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), …(…) nolu tesisatlarından davalıların sözleşmeli abonesi olarak elektrik satın aldığını, bu bedelleri zamanında davalılara düzenli bir şekilde ödediğini, davalı tarafların müvekkiline gönderdiği faturalarda kayıp/kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedelleri adı altında çeşitli bedelleri tahsil ettiğini belirterek, elektrik aboneliğinden kaynaklı olarak faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma, dağıtım ve perakende satış hizmet bedelinin iadesi ile ilgili fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden geriye dönük en fazla 10 yıllık (abonelik süresini daha az olması halinde sözleşme tarihinden itibaren) itibaren olmak üzere … Aş.den 64.456,78 TL. diğer davalılardan 1.000,00’er TL. olmak üzere toplam 66.456,78 tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılarda ayrı ayrı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; EPDK kararlarının iptali hususunda İdare Mahkemelerinin görevli olduğunu, bu bakımdan mahkemenin görevsziliğine karar verilmesini, dağıtım şirketlerindeki perakende faaliyetine ilişkin her türlü alacak, borç, hak ve yükümlülüğün …’a geçtiğini, davaya konu kaçak kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedeli adı altındaki bedellerin mevcut yasal düzenlemelere aykırı bir yönünün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete husumet yönetilemeyeceğini, davacının iadesini talep ettiği kayıp kaçak kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedeli adı altındaki bedellerin EPDK tebliğleri, yönergeleri ve yasal mevzuata göre hesaplandığını, bu bedeller konusunda müvekkili şirketin bir insiyatifinin bulunmadığını, müvekkili şirket yönünden davanın öncelikle husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin ise, davacının perakende satış sözleşmesi imzalanmak yerine müvekkili şirket ile 08.08.2011 tarihli … Anlaşmasını imzaladığını, aynı anlaşmanın 7. Maddesinde kaçak kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ve iletim bedeli adı altındaki bedellerin müşteri tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığını belirterek, öncelikle husumet yönünden, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca kesin ve belirlenebilir nitelikte olan talepleri yönünden belirsiz ve kısmi alacak davası açıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu talepler yönünden müvekkili şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın müvekkili şirket bakımından husumet yönünden reddine verilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarını olduğunu, davacı yanın basiretli bir tacir olarak sözleşme serbestisi çerçevesinde imzaladığı ve EPDK mevzuatına uygun sözleşme şartlarına aykırı olarak açtığı bu davanın reddine karar verilmesini gerektiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı idda ve taleplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların üzerinde anlaşamadıkları konuların; davacı şirketin davalı … şirketlerinden Türkiye’nin muhtelif yerlerinde tesis ettiği aboneliklerle elektrik kullandığı, kullandığı elektriğe ilişin olarak kendisinden davalı tarafça haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak, sayaç okuma, dağıtım ve parekende satış hizmet bedellerinin iadesine ilişkin olarak davalılardan … A.Ş’den 64.456,78 TL’nin, diğer davalılardan belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000’er TL’nin tahsili talepli alacak ve belirsiz alacak davası olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce … Esas sayılı dosya üzerinden 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile eklenen geçici 20. Maddesinin 1 numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2, 13, 36 ve 40. Maddelerine aykırı olduğu bu nedenle iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuş , bu başvuru Anayasa Mahkemesince 27/06/2016 tarih itibariyle … Esas numarasına kaydı yapılmıştır. Anayasa’nın 152/3 maddesine göre Anayasa Mahkemesi, mahkemelerden anayasaya aykırılık iddiası ile yapılan iptal başvurularını kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmez ise Mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden; Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusuna başvurunun Anayasa Mahkemesine ulaşıp esas numarası almasından itibaren 5 aylık süre içerisinde Anayasa Mahkemesi tarafından bir karar verilmemiş olduğundan mahkememizce, Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış olan başvuru sonucunun beklenmesi yönündeki ara kararından vazgeçilerek Anayasa’nın 152/3 maddesi gereğince yürürlükteki kanun hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarihli 2016/20106 E. 2017/9319 K. ilamında: “Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.O halde mahkemece, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” denildiğinden ilgili bozma ilamı ışığında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacının davasının …. Ve … A.Ş. Yönünden 10.07.2017 tarihi itibariyle taraflarca takip edilmeyen dava dosyasının HMK’nın 150 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, bu davalılar yönünden 3 ay içerisinde dava yenilenmediğinden bu davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının davalı …Ş. Ve …. yönünden AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 1.134,92-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.099,02 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar … A.Ş ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
Davalı …Ş ve tarafından yapılan 10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan 30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
2-Davacının davasının diğer davalı … A.Ş. yönünden davanın konusuz kalmış olması nedeniyle ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 197,50 TL den oluşan 233,40 TL yargılama giderinin davalı … İhr. A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … A.Ş”den alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … İhr. A.Ş tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/01/2018

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır