Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/473 E. 2018/1213 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/473 Esas
KARAR NO : 2018/1213

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2016
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2499 sayılı kanun kapsamında Seri:111, N:14 tebliğ uyarınca davalı tarafından çıkarılan 1 seri nolu …, …, …, …, …, … sıra numaralı, tertip 3 28.01.1993 vadeli varlığa dayalı menkul kıymet senetleri ile 2983 sayılı tasarruf teşviki ve kamu yatırımlarının hızlandırılması hakkında kanun ile davalı bankaya verilen yetkiye istinaden yüksek planlama kurulunun 04/05/1989 tarih ve 89/T30 sayılı kararına göre tertip … seri nolu 1 yıl vadeli Gelir Ortaklığı senedini ödeme yetkisine haciz davalı bankaya sunulduğunu, müvekkilinin nam ve hesabına ilgili belgeler ibraz edilmesine rağmen ödemenin yapılmadığını, bu kapsamda … 40. Noterliğinin … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmesine rağmen davalı tarafından üzerine düşen edimlerin yerine getirilmediğini bu kapsamda müvekkiline ait kıymetli evrakların güncel bedellerinin, tüm gelir ve faizleriyle birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK.’nın 645. Maddesi gereğince kıymetli evrakların hak ve alacaklarının başkalarına devredilemeyeceğini, kıymetli evrakların ibraz edilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından 1992 ve 1993 yıllarında 3794 sıyılı kanunla değişik 2499 sayılı sermaye piyasası kanununa istinaden sermaye piyasası kurulunun seri :III N: 14 tebliği esasına uygun 1993 vadeli olarak varlığa dayalı menkul kıymet ihracı gerçekleştirildiğini, bu kapsamda davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, vadesinde davacı tarafından talep edilmeyen GOS bedellerinin müvekkili banka tarafından TMSF’ye devredildiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunamları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya Mali Müşavir Batuhan Çapar’a tevdii edilen dosyaya 19/07/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu Tertibi 3 olan, …, …, …, …, …, … sıra numaralı, tanzim yeri …, vade tarihleri 28/01/1993 olan, bedelleri, 3 adedinin bedeli ayrı ayrı 100,00 TL, 3 adedinin bedeli ayrı ayrı 10,00 TL’den oluşan toplam 330,00 TL bedelli varlığa dayalı menkul kıymetler olduğu ve bilgi notunda ise ” İşbu Varlığa Dayalı Menkul Kıymet Sermaye Piyasası Kurulu’nca 3794 sayılı Kanunla değişik 2499 sayılı Kanuna istinaden çıkarılan Seri: III, No:14 Tebliği uyarınca 10/12/1992 tarih ve …28/T-8 sayı ile kayda alınmasını müteakip, halka arz yoluyla satılmak üzere ihraç edilmiştir. Ancak kayda alınma, Varlığa Dayalı Menkul Kıymetimizin veya Bankamızın Kurul veya Kamuca tekeffülü anlamına gelmez. Bu Varlığa Dayalı … ihracına dair izahname, Ticaret Siciline 11/12/Î992 tarihinde tescil edilmiştir. İşbu Varlığa Dayalı … Dayanak Teşkil Eden Alacakların Türü: Tüketici Kredileridir. (Konut ve Taşıt Kredileri dahil)” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, 1 adet Gelir Ortaklığı Senedi (GOS) detayının ise Tertibi A, 44016 sıra numaralı, tanzim yeri …, İhraç yılı 1989, bugünkü bedelinin 0,50 TL olan olduğu ve üzerindeki notta ” Yasal Dayanak: Bu Gelir Ortaklığı Senedi 2983 sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarıma Hızlandırılması Hakkında Kanun ve 27.8.1984 tarih 84/8495 sayılı Kamu Ortaklığı Fonu Yönetmeliği uyarınca çıkarılmıştır. Tertibi Ve Gelir Payı: A tertibi Gelir Ortaklığı Senetlerinin toplam nominal değeri 100 milyar TL olup, 1 Mayıs 1989 tarihinden itibaren bir yıl süre ile …, …, …, …, Köklüce … ile … Köprüsü ve … Köprüsünün ilama Ortaklığı Fonuna ait cari brüt gelirinin % 5’i bu senet hamillerine gelir payı olarak hisseler oranında dağıtılacaktır. Tarifelerin Tespiti: Gelir Ortaklığı Senetlerine istikrarlı vc güvenilir gelir verilmesi gayesiyle, yıllık fiyat artışları gönüllünde tutularak, köprü geçiş tarifeleri ve elektrik enerjisi fiyatlarındaki artışlara paralel olarak enerjinin barajdan çıkış tarifesi gerekli görülen zamanlarda Yüksek Planlama Kurulunca tespit edilir. Gelirlerin Dağıtımı Ve İtfa : Yıllık gelir payı ödemesi anapara ile birlikte 30 Mayıs 1990 günü satıcı kaşesinde gösterilen Banka tarafından ödenir. Niteliği: Gelir Ortaklığı Senetleri, Menkul Kıymetler Borsalar! Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanununun uygulaması açısından menkul kıymet addolunur. Hamiline yazılı Kıymetli Evrak niteliğinde olan bu senetler serbestçe el değiştirebilir. ” şeklindedir.
… ve GOS birer menkul kıymettir. Bu niteliğiyle sahibine ayni haklar sağladığı, hamiline ait düzenlenmiş olup, mülkiyet itirazı olmadığı, her ne kadar davalı banka tarafından aslının ibraz edilmesi yönünde itirazı var ise de davacı tarafından aynen ibrazda sıkıntı bulunmadığı, …; bankanın, GOS; Başbakanlık TOKİ’nin taahhüdünde olduğu, her ikisi de zamanında temerrüde düşmemiş menkul kıymetler olduğu, vadesinde ibraz edilmiş olsalar, karşılığı sorunsuz şekilde tahsil edilebilecek durumda iken, malikin kısa süreli ve makul sayılamayacak ihmali yüzünden tahsil edilemediği, menkul kıymet niteliği dolayısıyla teorik olarak maliki tarafından her zaman ileri sürülebilir ancak finansal piyasaların düzenli işleyişini teminen mülkiyet hakkını sınırlandıran düzenlemeler olduğu, 10 yıl talep edilmeyen mevduatın TMSF’ye (daha önce Hâzineye) devri düzenlemesi geldiği, benzer şekilde A.Ş.’lerin sermaye artırımlarında sermaye artırımları (bedelli ve bedelsiz kısımlar için farklı zamanaşımı süreleriyle) ve temettü ödemelerinde de süresinde talep edilmemesi durumunda hak kaybına neden olan düzenlemeler olduğu, örnek olarak Merkezi Kayıt Kuruluşunun kurulması ve 2007 yılından itibaren sermaye piyasası araçlarında kaydileştirilme başladıktan sonra, MKK’ya teslim edilmeyen sermaye piyasası araçlarının iptaledilerek bedellerinin Yatırımcı Tazmin Merkezine devri olduğu, gerek TMSF gerekse YTM’ye yapılan devirlerin mülkiyet hakkına müdahale olduğuna ilişkin itirazlar olsa da, fiili durum ve piyasaların sağlıklı işlemesi için gerekli görülen uygulama olduğu, bu kıymetler de hukuken mevcut olsa 2007’den sonra MKK nezdinde kaydileştirilecek, MKK’ya ibraz edip kaydileştirmeleri için süre verilecek, süresinde ibraz edilmezse de piyasada satılıp bedelleri YTM’ye devredilecekti. Halbuki her iki menkul kıymetin itfa tarihlerinin 1990, ve 1993 olduğu dikkate alındığında, 2000 ve 2003 yılına kadar talep edilmeyen mevduatın TMSF’ye devri düzenlemesi gereği, kaydileştirme tarihi öncesi menkullerin hukuken mevcut olmadığı, 25 sene öncesine ait bu kâğıtların güncel değeri, koleksiyon değerinden ibaret olduğu ve kâğıtların nadirliğine göre belirlendiği, ancak koleksiyon değeri olan menkul kıymetlerin bugünkü değer ve faiz tespiti mümkün değil olmadığı, …’lar; vaktinde iskontolu olarak ihraç edilen kıymetler olduğu için, getirisi vade tarihi itibariyle mündemiçtir. Dava konusu … için, SPK izin tarihi 11 Aralık 1992, vade tarihi 28 Ocak 1993 olduğu dikkate alındığında, bu kıymet en fazla 50 küsur gün vadeli bir kıymettir ve dönemin piyasa faiz oranlarına göre %5-6 civarında bir iskonto ile 95 TL civarı (+1-2 TL) gibi bir fiyatla satılmış olabileceği, Aralık 1992’de 95 TL’ye satın alınan bir kıymet vadesinde (28 Ocak 1993’de) teslim edildiğinde (bugünkü TL. ile) 100.- TL tahsil edileceği, GOS: 1 yıllık devlet tahvili benzeri bir kıymette olduğu, getirisi, teminat gösterilen kamu yatırımlarının (…, …, …, …, … Köprüsü ve … Köprüsü) kazancına göre belirlenecektir ve uygulandığı dönemde getirileri yıllık faiz oranına yakın gerçekleştiği, vadesinde bankaya ibraz edilmiş olsa sorunsuz tahsil edilebilecek tutarın, kıymet sahibi tarafından zamanında talep edilmediği için yıllar sonra bankaya faiz yükümlülüğü yüklemesi hayatın normal akışına uygun düşmeyeceği, zira o yolun açılması durumunda, bazı yatırımcılar parasını güvenli ve yüksek getirili olarak nemalandırmaya çalışmaya uğraşmak ve elde ettikleri faiz geliri üzerinden faiz ödemek yerine, vadesi gelmiş alacaklarım tahsil etmez, sonra da birikmiş faiziyle birlikte bankadan tahsile çalışacağı, Başbakanlık TOKİ’nin taahhüdü olan GOS için bankanın hasım gösterilmesinin yerinde olmadığını, zamanında GOS’u o bankadan almış olabilir ama vadesinde ibrazı halinde başka bir bankadan veya TOKİ’den de tahsil etmesi gerektiği, banka, GOS için sadece aracıdır, …’ın ihraççısı olduğu, GOS’un ihraççısının TOKÎ olduğu, bugünkü muhatabının ise Toplu Konut İdaresidir. İbraz edilen GOS’un davalı bankadan satın alındığına ilişkin dosyada herhangi bir belge mevcut olmadığı, zamanında başka bankadan satın alınmış GOS’ların en büyük satıcısı o yıllarda Emlak Bankası olduğu, bu kapsamda da davalıdan tahsiline çalışılmasının bir kanıtının bulunmadığını, bankanın zamanaşımı define ilişkin Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (…)’in zamanaşımına uğrama nedeni ilgili SPK tebliğinin yürürlükten kalkmış olması değil, menkul kıymetlerin 25 sene boyunca ibraz edilmemesi olduğu, aynen bankada mevduatın 10 yıl boyunca aranıp sorulmaması gibi Banka bu paralar hâzineye aktarıldığına dayanılmış ise de GOS için doğrudur, zaten o para bankada değil, banka sadece satışa aracılık edip komisyon aldığını, davalı banka kendi ihraç ettiği Varlığa Dayalı Menkul Kıymetlerin tahsil edilmeyen bedellerinin Hâzineye aktarıldığına ilişkin beyanda bulunmuş, ancak bu konuda belge sunmadığı, ancak bu belgelerin davacıya sunulması gerekmektedir.
Sonuç olarak; dava konusu 6 adet Varlığa Dayalı Menkul Kıymet ve 1 adet Gelir Ortaklığı Senedine dayanılarak davacı tarafından davalı hakkında alacak talebinde bulunulduğu, dava konusu … için, SPK izin tarihi 11 Aralık 1992, vade tarihi 28 Ocak 1993 olduğu dikkate alındığında, bu kıymet en fazla 50 küsur gün vadeli bir kıymet olduğu ve dönemin piyasa faiz oranlarına göre %5-6 civarında bir iskonto ile 95 TL civarı (+/- 2 TL) gibi bir fiyatla satılmış olabileceği, diğer bir ifadeyle Aralık 1992’de 95 TL’ye satın alınan bir kıymet vadesinde (28 Ocak 1993’de) teslim edildiğinde davacı bir … için 100 TL, 6 adet … için ise toplam 600 TL tahsil edilebilecek olduğu, GOS, 1 yıllık devlet tahvili benzeri bir kıymet olup, vadesinin 30.06.1990 olduğu, GOS getirisi, teminat gösterilen kamu yatırımlarının kazancına göre belirlenecek olup, uygulandığı dönemde getirileri yıllık faiz na yakın gerçekleşmiş olduğu, …’nın davalı bankanın GOS Başbakanlık TOKİ’nin taahhüdü olduğu, her ikisi de zamanında (1990 ve 1993) temerrüde düşmemiş menkul kıymetler olup, vadesinde ibraz edilmiş olsalar, karşılığı sorunsuz şekilde tahsil edilebilecek durumda iken, malikin kısa süreli ve makul sayılamayacak ihmali yüzünden tahsil edilemediği, Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (…)’in zamanaşımına uğrama nedeni ilgili SPK tebliğinin yürürlükten kalkmış olması değil, menkul kıymetlerin 25 sene boyunca ibraz edilmemesi olduğu, Başbakanlık TOKİ’nin taahhüdü olan GOS için bankanın hasım gösterilmesi yerinde olmadığı, bankanın, GOS için sadece aracı olduğu, davalı bankadan satın alındığına ilişkinde davacı tarafından dosyada herhangi bir belgenin sunulmadığı, 25 sene öncesine ait …’lerin güncel değeri, koleksiyon değerinden ibaret olduğu, bu durumda, ancak koleksiyon değeri olan menkul kıymetlerin bugünkü değer ve faiz tespitinin mümkün olmadığı, vadesinde bankaya ibraz edilmiş olsa sorunsuz tahsil edilebilecek tutarın, kıymet sahibi tarafından zamanında talep edilmediği için, yıllar sonra bankaya faiz yükümlülüğü yüklemesi hayatın normal akışına uygun olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının, davalı banka tarafından çıkarılmış olan 6 adet 28.01.1993 vadeli varlığa dayalı menkul kıymet senedi ve 1 adet 1 yıl vadeli gelir ortaklığı senedinden kaynaklanan kar payı ve senet bedellerinin güncel kıymetleri ile birlikte tahakkuk etmiş tüm faizleri ile birlikte ödenmesi talepli alacak davasıdır.
Dava konusu 6 adet Varlığa Dayalı … ve 1 adet Gelir Ortaklığı Senedine dayanılarak davacı tarafından davalı hakkında alacak talebinde bulunulduğu, dava konusu …’nın SPK izin tarihinin 11 Aralık 1992, vade tarihinin 28 Ocak 1993 olduğu dikkate alındığında, en fazla 50 günü aşkın vadeli bir kıymet olduğu ve dönemin piyasa faiz oranlarına göre %5-6 civarında bir iskonto ile 95 TL civarı (+/- 2 TL) gibi bir fiyatla satılmış olabileceği, örneğin Aralık 1992’de 95 TL’ye satın alınan bir kıymetin 28 Ocak 1993 vade tarihinde teslim edildiğinde davacının bir … için 100 TL, 6 adet … için ise toplam 600 TL tahsil edilebilecek olduğu, Gelir Ortaklığı Senedinin, 1 yıllık devlet tahvili benzeri bir kıymet olduğu, vadesinin 30.06.1990 olduğu, GOS getirisinin teminat gösterilen kamu yatırımlarının kazancına göre belirleneceği, uygulandığı dönemde getirilerinin yıllık faiz oranına yakın gerçekleşmiş olduğu, …’nın davalı bankanın GOS’un ise Başbakanlık TOKİ’nin taahhüdü olduğu, her ikisinin de zamanında (1990 ve 1993 yıllarında) temerrüde düşmemiş menkul kıymetler niteliğinde olduğu, vadesinde ibraz edilseydi karşılığı tahsil edilebilecek durumdayken malikin ihmali yüzünden tahsil edilemediği, Varlığa Dayalı … (…)’in zamanaşımına uğrama nedeninin ilgili SPK tebliğinin yürürlükten olmamasından kaynaklanmadığı, menkul kıymetlerin 25 yıl boyunca ibraz edilmemesi olduğu, Başbakanlık TOKİ’nin taahhüdü olan GOS için bankanın hasım gösterilmesinin yerinde olmadığı, bankanın GOS için sadece aracı olduğu, ayrıca fotokopisi ibraz edilen GOS’un davalı bankadan satın alındığına dair dosyada herhangi bir belgenin ve delilin mevcut olmadığı, 25 sene öncesine ait …’lerin güncel değerinin, koleksiyon değerinden ibaret olduğu, bu durumda koleksiyon değerinde olan menkul kıymetlerin bugünkü değerinin ve faiz tespitinin mümkün olmadığı, vadesinde bankaya ibraz edilmiş olsa idi tahsil edilebilecek bedelin kıymet sahibi tarafından zamanında talep edilmemesi nedeniyle yıllar sonra davacının kusuru nedeniyle davalı bankaya faiz ödeme yükümlülüğü getirilmesinin mümkün olmayacağı kanaatine varılarak hüküm kurmaya ilişkin bilirkişi raporu da dikkate alınarak, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 330,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı KESİN olmak üzere karar verildi. 05/12/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”