Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/454 E. 2019/636 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/454 Esas
KARAR NO : 2019/636

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 22/04/2016
KARAR TARİHİ: 19/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; davalı ile müvekkili şirket ile arasında 31.906,16 TL değerinde triko kazak dokuma işi yaptırılması konusunda anlaşma yaptığını, müvekkili şirketin 09/10/2015-03/11/2015 tarihleri arasında anlaşmaya uygun olarak toplam 11 taksit halinde faturalarını ve sevk irsaliyelerini de düzenlenerek ürünlerin davalıya teslim edildiğini, davalı tarafça 15.950,00 TL bedelin ödendiğini ancak bakiye 15.956,16 TL bedelin ödenmediğini ve müvekkilinin bu bedele karşılık 25/11/2015 tarihlinde iade faturası kesildiğini, müvekkilinin de işbu faturayı yasal süresi içerisinde … Noterliğinin …yevmiye sayılı ve 30/11/2015 tarihli ihtarnamesi ile itiraz ederek geri iade ettiğini ve ilgili bedelin 7 gün içerisinde ödenmesini talep ettiğini ancak davalı tarafça yine ödeme yapılmadığını bildirmekle tüm ürünlerin teslim olduğunu ancak ödemenin yapılmaması sebebi ile davalı hakkında icra takibine geçildiğini, davalının yapılan icra takibine itirazı sonucunda takibin durduğunu bildirmekle davalı hakkında başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takibin devamına, davanın kabulüne, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili tarafından davacı tarafla örgü işinde anlaşıldığını, işin iplik tesliminden itibaren 10 gün sonra teslimine karar verildiğini ancak davacı firmanın ürünleri teslim etmediğini, davacının muhtelif tarihlerde ve teslimat süresinden sonra gecikmeli olarak teslim ettiğini, sözleşmedeki temin tarihlerini baz alarak davacı hakkında 19/09/2015 tarihinde davacı tarafa firma ile anlaşma yapıldığını, ancak davacının ürünleri muhtelif tarihlerde teslim ettiğini bu durumdan dolayı müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilinin davacı yana borcunun bulunmadığının fatura ve yazılı belge ile sabit olduğunu beyan etmekle takibin iptaline, davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; 15.956,16 TL asıl alacağın tahsili için icra takibine geçildiği davalı-borçlu vekilinin 24/12/2015 tarihli dilekçesi ile takibin durduğu görüldü.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında bilirkişi mali müşavir …’e tevdii edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 08/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı ve davalı tarafından sunulan 2015 ticari defterlerinin 6102 SY 64.md.sinin 3.fıkrası son cümlesi kapsamında 06 Haziran 2013 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 28669 ile yapılan değişikliğin 15/a md.si kapsamında tasdiklerinin süresi içersinde yapıldığı görülmüştür.HMK 222.maddesi kapsamında lehe delil vasfına haiz olduğu takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu görülmüştür. Davacı Ticari Defterleri Uyarınca Tespit Edilenler; Davacının incelemeye sunulan kayıtlarında davalı- ile olan ticari ilişkide düzenlenen faturalara ve alınan çek kayıtları aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir. Davacının kayıtları kapsamında 2015 yılındaki ticari ilişkide 32.001,76 TL tutarındaki faturalar sebebi ile alacaklandıSfi, bu tutara karşılık 15.950 TL tutarlı çek alındığı, toplam 16,051,76 TL davalının borçlu kaldığı ve 15.956,16 TL’lik kısmının 128 01 …hesabına şüpheli alacak olarak aktarıldığı talebe konu tutarın 128 Şüpheli alacaklar hesabına aktarılan tutara ilişkin olduğu hususları mevcuttur. Davalı ticari defterleri uyarınca tespit edilenler; Davalı tarafın kayıtları kapsamında davacının alacak dayanağı olarak bildirdiği faturaların kayıtlara alındığı, karşılığında 15.950 TLFlik davacıda ki gibi çek verildiği ve ayriyeten 25.11.2015 tarihli 15.953,08 TL’lik faturanın 320 K07 Konukçu Hesabına borç kaydedildiği, davalının sunulan kayıtları kapsamında belirlenmiştir. Dolayısı ile davalıda davacının talep ettiği tutarda alacak bakiyesi bulunmamaktadır. Borç alacak hususundaki incelemeler; Davacı ve davalı arasında davalının vermiş olduğu ipliklerin davacı tarafından dokunarak davalıya teslimini içeren bir ticari ilişki olduğu belirlenmektedir. Davalının davacıya aşağıdaki tarihlerde iplik teslimine dair irsaliyeleri dosyaya sunulmuştur. Davacının davalıya Fason dokuma açıklamalı faturalar düzenlediği, ödenmeyen 15.956,16 TL tutarı talep ettiği, söz konusu faturaların taraf kayıtlarında mevcut olduğu belirlendiğini, davalı davacıya 30.11.2015 tarihinde 15.950 TL tutarında çek vermiştir. Her iki taraf kayıtlarında mevcuttur. Davalı davacıya 25.11.2015 tarihinde 15.953 TL tutarında fiyat farkı açıklamalı fatura düzenlemiştir. Söz konusu fatura kaydı davacıda mevcut olmayıp, davacı tarafından 10.12.2015 tarihli ihtarname ile davalıya faturanın itirazı ile birlikte iadesinin bildirildiği dosyada … Noterliğinin …Numaralı ihtarname sureti mevcuttur. Davalı ise itiraz edilen faturaya ilişkin 08.12.2015 tarihinde … yev. Numaralı …Noterliğinin ihtarnamesi ile fatura içeriğinin yurt dışına gönderilecek ürünlerin davacı tarafından 30.09.2015 tarihinde teslimi gerekirken zamanında teslim edilmemesi sebebi ile yurt dışı firmasına %15 indirim yapılmak durumunda kalındığını bu nedenle faturanın iadesinin haksız olduğunu, ayıp sebebi ile indirim isteme haklarının bulunduğunun ve diğer hususların bildirildiği mevcuttur. Davacı davalının iddialarını kabul etmemektedir. Davalının bildirdiği teslim süresine ilişkin ve diğer hususlarda yazılı bir sözleşme dosyada tespit edilememiştir, Davacının dokuduğu kumaşları davalıya teslimine ilişkin düzenlenen irsaliye suretleri dosyada mevcut olup, davalı tarafından teslim alındığına ilişkin çeşitli isim ve imza bulunduğu, başkaca bir kayıt, itiraz mevcut olmadığı, hususları görülmüştür. Davalının bildirdiği hususlar kapsamında ve sunduğu deliller kapsamında davacının alacaklı kaldığı v£ takibe konu ettiği, davalı tarafından ödenmediği tespit edilen 15.956,16 TL tutarın ödenmemezligine ilişkin davalının ileri sürdüğü hususların hukuki tavsifi ve nihai takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere gecikme ve ayıp ile ilgili mahkemece değerlendirme yapıldığında davacının alacaklı kaldığı tutarı talep edemeyeceği, aksine davalının sunduğu deliller kapsamında gecikme ve ayıp ile ilgili iddiaları varit görülmediğinde davacının belirlenen alacağı 15.956,16 TL ödemesi gerekeceği hesaben belirlendiğini beyan ederek görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin mahkememize sunmuş olduğu itiraz beyan dilekçeleri değerlendirmeleri sonucunda ek rapor alınmak üzere mahkememiz dosyası aynı bilirkişi Mali Müşavir … ve teknik bilirkişi Tekstil uzmanı Mustafa Darısı’ya tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 17/09/2018 tarihli ek raporunda; davalı tarafından davacıya ipliklerin %57’lik kısmını 09/09/2015, %33’lük kısmını 10/09/2015 ve %10’luk kısmın 19/09/2015 tarihinde teslim etmiş olduğu irsaliyelerin mevcut olduğunu, İpliklerin örülerek iadesine ilişkin irsaliyeler incelendiğinde, toplam 5.578 adet ürün teslim edildiği, ürünlerin % 44’lük kısmının 09.10.2015-14.10.2015 tarihleri arasında ,%52 Uik kısmının 16.10.2015-22.10.2015 tarihleri arasında teslim edildiği, en son %4’lük kısmının da 03/11/2015 tarihinde teslim edildiğinin görüldüğünü, dava dışı firma tarafından %30 iskonto yapılmasını bildirdiği 13/10/2015 tarihli mail yazısında mevcut revize termin 20/10/2015 tarihinde ise toplam ürünün %81’lik kısmının teslim edildiğinin mevcut olduğunu, dosyada davcı ve davalının ticari ilişkisinde davalının bildirdiği ayıp ve geç teslime ilişkin diğer tespit edilen evrakların da incelendiğini, …Şti. Hollanda Amsterdam da yerleşik … Firması ile erkek kazak üretmeyi taahüt ettiğini, …firması kazakların fason üretimini dokutmak için …Şti. Verdiğini, hemen belirtmek gerekir kazakların konfeksiyon dikimini bir başka firma tarafından yapıldığını, bu dikimlerin Romeyöz adı verilen makinalarda yapıldığını, her iki firma arasında yazılı bir anlaşma yapılmadığını, iyi niyete davalı olarak sözlü bir mutabakata varıldığını, …firması üretimin hammaddesi olan iplikleri 4 ayrı tarihte düzenlenen irsaliyeler ile …Şti. Gönderdiğini, triko üretiminin hangi aşamalardan geçtiğini belirtirsek dosyadaki anlaşılmazlığı daha açık ve net ortaya koyabileceğini, desenli ön kısım örülür, arka kısım örülür, 2 adet kol örülür, yaka bantları örülür, makinalarda örgüye başlamadan önce uzunluk-genişlik ölçülerine göre iğne sayılı ayarlanır. 1 cm örgü yapmak için 5 iğne gerektiğini, veya 5 iğne 1 cm örgü öreceğini, reglan kol olduğu için iğne düşümü yapılması gerektiğini, beş ayrı beden için iğne sayısı makina üzerinde ayarlanır. S- M- L- XL- XXL olarak beş ayrı bedel için makinalarda iğne dizilişi yapılır. Misal vermek gerekir ise S beden içni 340 adet iğne hesaplanır. Çünkü S beden uzunluğu 68 cm olması gerektiğini, üretimi yapan …muhtemelen iğne sayılarını tam olarak hesabı yapamadığı için hatalı üretim yapıldığı düşüncesinde olduğunu, beden ölçüleri üretime geçmeden önce ber tablo olarak kendisine verilebileceğini, 1 adet numune kazak verileceğini, o kazakta ki desen istenir. Ölçtleri verilen kazaktaki ölçüler avrupa beden ayarlarına göre hesap edilir. Bu hesabı örgü kaptıran firma isterse bu rakamları büyültebilir. Bilirkişiye verilen 8 adet triko kazakları ölçüldüğünü, 2 adet kazağı söktüğünü, bu kazakların boylarını gördüğünü, iğne dizildiğini, iğne sıralamasının hesapsız yapıldığını düşündüğünü, dikkatlice yapılsa …’nun makinaları full otomatik bilgisayarlı makinaların hata yapmasının düşünülemez olduğunu, … makinalarının dokuma hatası yapacağını düşündüğünü yeterki iğne dizme işi iğne hesapları tam olması gerektiğini, triko kazakların konfeksiyonu yapılırken karışmasının mümkün olomayacağını, kazakların makinalarda örülürken her beden, her parçanın arasına ara tip denilen pamuk iplikleri ile 3-4 hat çekilerek örüleceğini, konfeksiyon yapılırken bu ara ipleri sökülerek dikimi yapılıp numue olarak bilirkişiye getirilen muhtelif bedenlerde bu hatarın hemen görüldüğünü, bilirkişiye getirelen örnekteki malların özürlü, ayıplı mal kapsamında olduğunu, özürlü-ayıplı olarak bilirkişiye verilen örnekteki hataların; lacivert renkli avrupa M bedeni kazaktaki arkalar önden büyük dokunmuş, öne dönme yapıldığını, kolların eşitsiz olduğunu, lacivert renkli avrupa S beden arka bedenin ön bedenden büyük, öne dönme yapıldığını, lacivert renkli avrupa XS beden arka beden önden büyük dokunduğunu öne dönme yapıldığını, kol uzunluklarının küçük olduğunu, lacivert renkli arka beden avrupa S beden büyük dokunduğu için öne doğru dönme yaptığını kollarda orantısızlık bulunduğunu, lacivert avrupa S beden arka beden öne dönme yaptığını, lacivert renkli XL avrupa bedein arka beden örgüden dolayı öne dönme yaptığını, kolların bu ölçüye göre büyük olduğunu, bordo renkli XL avrupa bedeni arka beden örgüden büyük olduğunu öne dönme yaptığını, kolların orantısız olduğunu, Jakarlı ön kısım örülürken, düz arka kısımdan daha fazla iğnenin kullanılması gerektiğini, bu hususun teknik bilgi olduğunu, açıklanan nedenlerle Yurtdışında bulunan … firmasının 05/11/2015 tarihinde …Şti. Yazdığı ürünlerin özürlü-ayıplı olduğunu, daha sonra %15 iskonto yapılırsa malları kabul edeceğini belirten yazıyı gördüğünü, total tutarın %12.008 EURO kesilerek ödeme yapıldığını, malların geç tesliminden dolayı …firması ek zaman aldığını düşündüğünü, malların buna rağmen yetiştirilmediğini düşünmekle, malların Hollanda da alıcı firmaya gönderildiği tarihe bakınca bu kanaate vardığını, konukçu trikonunun malları teslim irsaliyesini incelediğini, dosyada bulunan 25/11/2015 tarihli … sayılı faturaya bakınca iki firma arasında hesap kesildiğini, neticesi olarak, Konukçu Triko özürlü ayıplı mal ürettiğini, sürede geciktiğini kabul etmiş olmalı ki raporda belirtilen tarih ve sayısı yazılan faturayı kabul ettiğini, …Adına firmayı teslim ve ilzama yetkili … tarafından imza edilerek alındığını, bu usulün ticarette bir helalleşme olduğunu, ticari teamül olduğunu, faturayı kabul ederken yazılı olan hususların bazılarını kabul etmiş olduğunu, faturayı kabul ederek faturaya imza attıktan sonra yeniden hak talep etmesinin ticaret ahlakına aykırı olduğunu, bu tür helalleşme ticaretin günlük akışı içerisinde olduğunu, ticarette birçok anlaşmazlıkları karşılıklı fedakarlık yaparak çözüldüğünü beyan etmekle görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı ve davalı vekilinin mahkemize sunmuş oldukları itiraz beyan dilekçeleri incelenerek mahkememiz dosyası rapor tanzimi için bilirkişi heyeti olan Mali Müşavir …, Akademisyen … ve Endüstriyel Tekstil Uzmanı …’a tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı ve davalı vekilleri ile beraber 27.11.2018 tarihinde sayın mahkeme kaleminde inceleme yapılmış ve davalı vekili tarafından sunulan ¡6 adet Lacivert ve 1 adet Bordo renk triko kazak dosya ile beraber tekstil mühendisi bilirkişi … tarafından alınmış ve kazaklar incelendikten sonra dosya ve rapfrr ile beraber mahkeme kalemine geri bırakılmıştır. Dosya mevcudundaki belgeler incelendiğinde, taraflar arasında iş bu dava konusu kazakların nasıl üretileceği ve teslim tarihlerini içeren herhangi yazılı bir sözleşme yapılmadığı, davacı firmanın fason örgü işi yaptığı ve davalı firma tarafından gönderiler) iplikler ile ördüğü kazakları, dikmeden sadece örülmüş parçalar (ön,arka,kol) olarak davalı firmaya teslim ettiği, işbu dava konusu ürünlerin taraflar arasında “…” kodu İle anıldığı, davalı “… Şti” tarafından, davacı “…AŞ.” firmasına 09.092015 tarih ve … nolu, 10 09.2015 tarih ve … nölu, 19 09,2015 tarih ve 709085 nolu ve 31,10.2015 tarih ve … nolu irsaliyeler fe iplik sevk edildiğini, davacı “…AŞ,11 tarafından, Davalı “… Şti’1 firmasına aşağıda tarih ve numaralan belirtilen irsaliyeler ile malların sevk edildiği, 982 adetlik 09,10.2015 tarih ve … nolu irsaliye, 626 adetlik 12,10.2015 tarih ve …;nolu irsaliye, 500 adetlik 13,10.2015 tarih ve … nolu irsaliye, 340 adetlik 14.10 2015 tarih ve … nolu irsaliye, 800 adetlik 16.10 2015 tarih ve …nolu irsaliye, 666 adetlik 19 10,2015 tarih ve … nolu irsaliye, 608 adetlik 20 10.2015 tarih ve … nolu irsaliye, 450 adetlik 21,10.2015 tarih ve 154934 nolu irsaliye, 336 adetlik 22,10.2015 tarih ve … nolu irsaliye, 50 adetlik 22 10.2015 tarih ve … nolu irsaliye, 220 adetlik 03.11.2015 tarih ve … nolu irsaliye, davacı “…Tic.tarafından, Davalı “…Şti.” firmasına aşağıda tarih ve numaraları belirtilen faturaların kesildiği; … nolu irsaliyeler ile sevk edilen 2,448 adetlik ürün için: 14.002.56 TL tutarında. 15 10.2015 tarih ve… nolu fatura,… nolu irsaliyeler ile sevk edilen 2910 adetlik ürün için, 16 445,20 TL tutarında, 22.10 2015 tarih ve … nolu fatura,… nolu irsaliye ile sevk edilen 220 adetlik ürün için; 1 258.40 TL tutarında, 03.11.2015 tarih ve… nolu fatura, davalı … Şti.” firması tarafından davacı “…A.Ş. firmasına 25,11.2015 tarih ve … nolu 15.953,06 TL bedelli “Fiyat Farkı (MX1329)” konulu fiyat farkifiade faturası kesildiği ve bu fatura üzerinde davaoı “… AŞ.” firmasının sahibi …’nun imzasının bulunduğu, davacının, 25.11 2015 tarih ve … nolu iş bu fiyat farkı faturasına yasal süresi içinde … Noterliğini … yevmiye sayılı ve 30/11/2015 tarihli ihtarnamesi ile itiraz ederek faturayı iade ettiğini ve ilgili bedelin 7 gün içerisinde ödenmesini talep ettiği, davalı tarafça ödeme yapılmadığı, tüm ürünler teslim edilmesine rağmen ödenmeyen fatura bedeli için, İstanbul …icra Müdürlüğü nün … E, Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine, davalının itiraz ettiği ve takibi durduğu, davalı tarafından 05.11,2015 tarihinde dplduruian Kontrol Formunda inspector (kalite kontrolcü) tarafından; Kalite kontıpf totere dahilindedir. Ancak 3 rengin ölçülerinde, ürün üzerinde Boy, Etek, Kbievi, Omuz ve Kot Boyu öiçütennöe tolerans dışı ölçülere rastlanmıştır. Ürünlerde kolevinde en fazla +/-1cm, beden boyu +/-2cm olmalı; bu sapmaların dtşmdb olan ürünler ayrılmalıdır.” şeklinde not alındığı, davalı “… Şti,- firması ile dava dışı nihai alıcı …,” arasırjda 13.10.2015 tarihli mail yazışmaları incelendiğinde; dava dışı …firmasının yaşanan gecikmelerden kaynaklı %30 indirim talep ettiği, davalı “……Şti,” firması tarafından dava dışı …’ firmasına kesilen 04.11.2015 tarih ve 412 nolu fatura da … erkek triko kazağı ıfcin toplam tutar (80,055,00 €) üzerinden %15 (12 008,25 € tutarında) indirim yapilafak, 68,046,75 € fatura kesildiği tespit edildiğini, Tekstil Emtiaları Yönünden İnceleme; İş bu dava konusu ürünler (Bkn. Fotoğraf 1-2) incelendiğinde; ürünlerin arka kısımlarının ün kısımlarından daha büyük olduğıj ve yan dikiş kısımlarından öne doğru döndüğü, ön etek ucunun arka etek ucundan dah$ kısa olduğu ve yukarı doğru çektiği, kol kısımlarının bedenle birleştiği kolevi dikişlerinde ölçp problemleri olduğu görülmüştür. Dosya mevcudunda ki belgelerden ve tarafların beyanlarından iş bu ürünler için davacı firmanın sadece fason örgü işini üstlendiği, davalı firma tarafından temin edilen iplikler ile kazağın ön, arka ve kollarını örüp, dikimi yapılmadan, parça olarak davalıya teslim ettiği, dikim işinin davalı tarafından dava dışı farklı birfasbn firmaya yaptırıldığı tespit edilmiştir.İş bu dava konusu ürünlerde kı asıl problemin; kazakların ön yüzü jakar desenli çalışılmasına rağmen, arka yüzünün düz örgü olarak çalışılması olduğu görülmüştür, ön yüzde düz transferli saç örgü arasına ters örgü ve derbi/fitil örgülü bir desen çalışılmasından dolayı ön kısım en yönünde daralmış ve boy yönünde kısalmıştır Arka yüz ve kollarda düz örgü olarak çalışıldığından, parçalar birbirine dikiş ile birleştirildiğinde iş bu dava konusu ürünlerdeki arka yüzün öne doğru dönmesi, ön etek ucunun arkadan daha kısa olması ve kolun bedene birleştiği kolevi ölçüsünde sapma problemleri ile karşılaşıldığı görülmüştür, İş bu problemler; çıplak gözle anlaşılabilen açık ayıp ya da en azından muayene ve kontrolle anlaşılabilen ayıp niteliğindedir. Davalı firmanın, davacının söz verdiği temin tarihlerine uymadığı iddiası hususunda; dosya İçeriğinde iki taraf arasında mal teslim tarihi olarak hangi tarihlerin kararlaştırıldığı tespit edilemediğinden, ürünlerin teslimi ile ilgili bir gecikme yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili bir kanıya varılamamıştır. GENEL DEĞERLENDİRME : Herşeyden Önce davacının davalıya ait bir takım örme işlerini üstlendiği, Örülen tekstil ürünlerinin davalıya teslim edildiği, faturalarının da düzenlenerek davalıya gönderildiği, davalının yapılan işin bedelinin bir kısmını ödemediği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır, Davalının iddiası, sözleşmeye kpnu işin geç ve ayıplı teslim edildiği, dolayısıyla dava konusu bakiye bedelin haklı olarak ödenmediği yönündedir, Bu durumda taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporum uzda: çözüme kavuşturulması gereken temel problem; ayıplı ve geç bir ifanın bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak davacının bakiye alacağı talep etme hakkının doğup doğmadığı noktalarında toplanmaktadır. araflar arasındaki sözleşmeyle davacı taraf, davalıya ait tekstil ürünlerinin örülmesi işini belirli bir ücret karşılığında, bağımsız olarak üstlendiğinden taraflar arasındaki sözleşme, istisna sözleşmesidir (TBK, m. 470). Ayıplı ifa durumunda alıcının haklarını düzenleyen TBK, m. 475 hükmüne göre: “Eserdeki aytp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zortanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüce aykırı olursa sözleşmeden dönme. Eseri alıkoyup aytp oranında bedelden indirim isteme. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme, İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat işteme hakkı saklıdır” Görüldüğü üzere, sözkonusu hüküm, ayıba karşı tekeffülde işsahibi lehine seçimlik bazı haklar öngörmüştür. İşsahibi, dilerse, eseri redde hazır olduğunu beyanli eser sözleşmesinin feshini, dilerse eseri alıkoyup kararlaştırılan bedelden indirim yapılmasını talep edebilir, İşsahibinin ayrıca genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. İspat kuralına ilişkin MK m 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her bîri, hakkım dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK m, 190/1 hükmüne göre; “ıspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, İddia edilen vakıaya bağlanan hıikuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittirBir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Davalının iddiasının haklı görülebilmesi için. anılan kurallar uyarınca, davacı tarafından üstlenilen işin ayıplı olduğunun ve ayıp ihbarının da süresi içinde yapıldığının geçerli delillerle davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Tacirler arasındaki alım-satım sözleşmeşinin ayıplı ifasına ilişkin TTK. m 23/1-c hükmüne göre; “Malın ayıplı olduğu teslim sıracında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde İncelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” TTK. m. 23/1-c hükmü esasında, ayıplı ifa halinde, ihbar yükümlülüğü sürelerini düzenleyen bir hükümdür. Bu madde kapsamında ayıplar bakımından üçlü bir ayrım yapılmaktadır: Teslim sırasında belli olan yani açık! ayıplar, denetim (muayene) sonucu ortaya çıkan ayıplar ve gizli ayıplar. TTK. m. 23/1-c gizli ayıplar bakımından TBK, m 223 hükmüne yollama yapmaktadır. Ancak davacı, davalının tekstil ürünlerini belirli bir ücret karşılığında bağımsız olarak işlemeyi taahhüt ettiğinden, bu sözleşmenin niteliği istisna sözleşmesidir, İstisna sözleşmesinin ayıp ihbarına ilişkin TBK. m. 474/1 hükmüne göre: İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliği istisna sözleşmesi olduğundan, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilirken TBK, m, 474/1 hükmünün dikkate alınması gerekir, Nitekim Yarçjıtay da, bu konuda çelişkili kararlar vermekle birlikte, bir kararında bu hususu açıkça şu şekilde dile getirmiştir; “Dosya kapsamından; eserin iş sahibine 4-5- 08.10 1999 tariflerinde testim edildiği ve eserin hacimli olduğu görülmektedir. Davalı ise eseri teslim aldıktan sonra 20 10.1999 tarihinde bir kısım mamulleri tamir için davacıya göndermiştir. Borçlar Kanununun 359, maddesi hükmünce imal olunan şey/n teslimden sonra işlerin mutad cerey&mna göre iş sahibi tarafından İmkan bulunur bulunmaz muayene edilerek, varsa ayıplahnın bildirilmesi gerekir. Yasanın 362. maddesi hükmünce eserin kabulünden sonra fjascten ssWanan/ar dışında yüklenici sorumluluktan kurtulur. Somut olayda işin hacmine sahibine yapman teslim tarihlerine göre ayıpların işin olağan gidişine uygun sürede ve 20.10İ1999 tarihinde bildirildiği açıktır. Burada ticari satıma ilişkin Türk Ticaret Kanununun 25, maddesindeki ayıp İhbarı ile ilgili süre değil, uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığında^ eser sözleşmesiyle ilgili BK.nun 359. maddesindeki süre uygulanır Bu nedenle 20, İp. 1999 tarihinde yapılan ayıp ihbarı süresindedir (Y. 15. H.D.’nin E. 2003/126, K. 200&/2756 sayı ve 27.5.2003 tarihli kararı. Aynı yönde; Y. 15. HD’nin E 1997/2104, K. 1997/2401 sayı ve 12.5.1997 tarihli kararı). Ayıp ihbarları TTK. m. 18 hükmünde öhgörülen ihtar ve ihbarlar kapsamında olmadığından herhangi bir şekle tabi değildir (Ülgin, Ticari İşletme Hukuku, n, 753; Son İçtihatlar Dergisi, 1967, S, 228, s 71). İş bu dava Açısından, yukarıda tespit edildiği üzere, çıplak gözle anlaşılabilen bir ayıp sozkonusu oldüğundan, açık bir ayıba ilişkin sürenin uygulanması gerekir. Açık ayıbın varlığı dunjmundla, İstisna sözleşmesi olsa dahi, alıcının (davalının) TBK, m. 474 hükmünde öngörülen “..sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek . v ya da alıcının (davalının) TTK. m. 23 hükmüne öngörülen “sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle” hakkının bulunmadığı, açık ayıbı teslim anında ya da en azınjdan (TTK, m. 23 hükmü kıyasen) iki gün İçinde, satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu kuşkusuzdur. Bir an için dava konusu ürünlerdeki ayıbın açık ayıp olmadığı kabul edilse dahi bu ayıp yine de basit bir kontrolle anlaşılabilen bir ayıp olup buna ilişkin ihbarın da (satış sözleşmesine kıyasen) en geç sekiz günlük süre içerisinde bildirilmesi gerektiği açıktır. Alıcı, zamanında ayıp bildiriminde bulunmadığı takdirde, teslim edileni kabul etmiş sayılır (TTK m. 23). Gerçekten de 11. HD’nin 30.4.1991 tarih ve 90-1072/2713 sayılı kararında bu durum şu şekilde ifade edilmiştir: “…Davacı 20.12.1987 tarihinde testim aldfğt zeytinleri (iki ve sekiz günlük) süreler içerisinde muayene edip ayıplı idiyse davalıya ayıp ihbarında bulunması gerekirken bu lazimiye riayet edilmediğinden dolayı artık ayıp nedeniyle ödediğini geri isteyemez. Emtiayı ayıplı hali ite kabul etmiş sayılmak icabeder…” Yine 19. HD’nin 15.5.1997 tarih ve 7124/4971 sayılı Kararda da, “… Davalı matların tesliminden sonra yaptfğt… inceleme sonucu malların ayıptı olduğunu kqntrof fişlehyle saptadığına göre TK’nın 25. maddesi uyarınca iki gün içinde ay ip ihbarında bulunması gerekirdi. Bu sürede ayıp ihbannda bulunmayan davalı, mallan bu hafiyle kabul etmiş sayılmalıdır…” hükmüne yer verilmiştir.Yukarıda ifade etmiş olduğumuz üzere, aryıp ihbarları TTK m 19 hükmünde öngörülen ihtar ve ihbarlar kapsamında olmadığından herhangi bir şekle tabi değildir (Ülgen, Ticari İşletme Hukuku, n. 753; Son İçtihatlar Dergisi, 1967. S. 228, s. 71). Gerçekten de Yargılay ın 01.12.1972 gün ve 4894/5113 sayılı kararında da bu durum “ayıp ihbarı olaya ilişkin bulunduğundan her türlü defilie ispat edilebilir..,” şeklinde açıkça ifade edilmiştir ancak, yine Yargıtay’ın 29.04.2002 gün ve 5619/3128 sayılı kararında haklı olarak ifade ettiği gibi, “..ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekle bağlı tutulmamış ise de, uyuşmazlık halinde yasada öngörülen şekilde yapılmış olduğunun kanıtlanması gerekir. Diğer bir anlaMa bu yön ispat koşuludur…” Yukarıda yer alan sevk irsaliyeleri dikkate alındığında, dava konusu ürünlerin 09.10.2015-03.11.2015 tarihleri arasında davalıya; teslim edildiği, yine bu ürünlere ilişkin son faturanın da son sevk irsaliyesi tarihi olan 03.11.2015 tarihinde kesildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından ise iade faturasının iki ve sekiz günlük süreyi aşar şekilde 25.11.2015 tarihinde kesildiği görülmektedir. Bu tarihten önce ayıp ihbannda bulunulduğuna ilişkin herhangi bir somut delil de sunulmamıştır. Bu durumda ayıp ihbarının zamanında yapılmadığının dolayısıyla da davacının dava konüsu bakiye alacığı talep etmekte haklı olduğunun kabulü gerekir. Davacı lehine icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davacının, davalıdan fatura alacağına ilişkin olarak yapmış olduğu icra takibine davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamında alınan 08/01/2018 tarihli mali bilirkişi raporuna göre, davacının davalı ile olan ticari ilişkisinde ticari kayıtlarında takibe konu edilen 15.956,16 TL tutarda alacaklı kaldığı, davalının davacının geç teslim ve teslim alınan ürünlerindeki ayıp ile ilgili tanzim ettiği 15.956,16 TL tutarda fiyat farkı faturasının davacı tarafından kabul edilmediği ve kayıtlarında mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Teknik 17/09/2018 tarihli mali ve tekstil bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davacıya teslim edilen ürünlerin imalat süresi ve teslim süresinde gecikme yaşandığı, davacının ayıplı mal teslim ettiği, davalı kontrolünde tespit edilen ayıpla ilgili davalı tarafından yurt dışı firmasına mal bedelinden 12.008,00 EURO iskonto uygulanmak durumunda kalındığı, davalı tarafından davacıya bu yönde tanzim edilen 15.953,08 TL tutar faturanın davacıya elden teslim edildiği, davacı tarafından itiraz edilen fatura bedelinin davacının kalan alacak miktarına tekabül ettiği bu tutarın ayıp ve gecikme iddiasına ilişkin zararı uyarınca ileri sürebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizin 5 nolu celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince davalının itirazları doğrultusunda dava konusu malların açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu, ayıp ihbarının olup olmadığı, ayıp varsa süresinde ihbarın olup olmadığı ve ayıp doğrultusunda davalının TBK gereğince eser sözleşmesi hükümleri doğrultusunda kullanabileceği hakların doğup doğmadığı hususlarının da tartışılarak ve davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa miktarının tespiti için ek rapor alınmasına, incelemenin 27.11.2018 günü saat 14.00 ‘te yapılmasına, taraflarca varsa davaya konu malların inceleme gününde hazır edilmesine, bilirkişi olarak mali müşavir …, akademisyen hukukçu … ve fason dokuma konusunda resen belirlenecek farklı bir Tekstil bilirkişisinin seçilmesine dair karar verilmiştir.
Rapora itirazlar sonrasında alınan 17/01/2019 tarihli hükme elverişli bilirkişi heyet raporuna göre davalının, davacı tarafından üstlenilen işin ayıplı olduğuna ve bu ayıbın süresi içinde bildirildiğine ilişkin herhangi belgeyi dosyaya sunmadığı, davacının dava konusu bakiye alacağı talep etmekte haklı olduğu beyan edilmiştir.
Dosyamızdan alınan 17/01/2019 tarihli hükme elverişli bilirkişi heyet raporundaki tekstilci bilirkişi, ayıpların çıplak gözle anlaşılabilen açık ayıp ya da en azından muayene ve kontrolle anlaşılabilen ayıp niteliğinde olduğunu bildirmiştir. Davalı firmanın, davacının söz verdiği termin (mal teslim) tarihlerine uymadığı iddiası hakkında dosya içeriğinde iki taraf arasında mal teslim tarihi olarak hangi tarihlerin kararlaştırıldığının tespit edilemediğini, ürünlerin teslimi ile ilgili bir gecikme yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili bir kanıya varılamadığını beyan etmiştir.
Uyuşmazlık, malın ayıplı olup olmadığı ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı konusunda toplanmaktadır. TTK m. 23/c uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek ve incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde B.K.’nun 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekir.
Ayıp ihbarının yapıldığını ileri süren kişi 6762 sayılı TTK’nun 20.maddesinde öngörülen şekilde yapıldığını kanıtlamalıdır. 6762 sayılı TTK’nun 20/3.maddesine göre, ayıp ihbarının noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapıldığı kanıtlanmalıdır. (Y. HGK. 25.05.2016 T. 2014/19-861 E. 2016/632 K.)
Dosya kapsamında alınan ek rapor ve son bilirkişi heyet raporundaki tespitlere göre ayıbın açık ayıp ayıp ya da en azından basit bir kontrolle anlaşılabilen bir ayıp olduğu anlaşılmış olup 2 veya 8 günlük sürelerde ayıp ihbarının yukarıda belirilen şekilde yapılmadığı anlaşılmıştır.
Yine sevk irsaliyelerine konu dava konusu ürünlerin 09.10 2015 – 03.11.2015 tarihleri arasında davalıya teslim edildiği, yine bu ürünlere ilişkin son faturanın da son sevk irsaliyesi tarihi olan 03.11.2015 tarihinde kesildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından iade faturasının 2 veya 8 günlük süreler geçirildikten sonra 25.11.2015 tarihinde kesildiği görülmüş olup teslim alınan ürünlerle ilgili olarak da herhangi bir ihtirazi kaydın ürünler teslim alındıkça ileri sürülmediği anlaşılmakla taraf defter ve kayıtları incelenerek hazırlanan hükme elverişli ilk mali bilirkişi raporuna göre davacının 15.956,16 TL davalıda alacağının bulunduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile takibin 15.956,16 TL üzerinden devamına, 15.956,16 TL’ye takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı olan 3.191,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile takibin 15.956,16 TL üzerinden devamına, 15.956,16 TL’ye takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, %20 icra inkar tazminatı olan 3.191,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.089,96 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 192,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 897,25 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 192,72 TL peşin harç, 2.634,50 TL müzekkere, posta, tebligat, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 2.827,22 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”