Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/434 E. 2019/1038 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/407 Esas
KARAR NO : 2019/1032

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sigorta A.Ş.’ne İMM (kasko) sigorta poliçesi, …’ne taşımacılık sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın sebep olduğu kazada yolcu konumundaki müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını, başvuruda bulunulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin malul olduğunu, hastanede tedavi gördüğünü, beden gücü kayıp oranının belirlenecek sakatlık ve ölüm teminatından, bakıcı giderine ilişkin zararın ise sağlık gideri-tedavi teminatından tahsilini talep ettiklerini, kaza tutanağında müvekkiline kusur izafe edilmediğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda PMF 1931 yaşam tablosu kullanılarak hesaplama yapılmasını, bakıcı gideri ve maluliyet zararı tazminatının hesaplanmasını, delillerin toplanmasına müteakip dosyanın tazminat bilirkişisine gönderilmesini talep ettiklerini, tüm bedeni zararların trafik sigortası kuvertürü içinde kaldığının kabulü gerektiği beyanda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, tedavi gider ve bakıcı gideri tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, herhangi bri hasar dosyası açılmadığı, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, zorunlu taşımacılık sorumluluk poliçesinin … tarafından düzenlendiğini, davacının zararını öncelikle bu sigorta şirketine yönlendirilmesi gerektiğini, bu sigorta limitinin yetmemesi halinde müvekkili şirket tarafından düzenlenen poliçelere müracaat edilmesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, genel şartlar gereği teminatın ancak araçta yolcu olarak taşınan biletli yolcuları kapsadığını, Yargıtay’ın yerleşik kararları gereği bilet bulunmasa dahi taşımanın ücreti karşılığı ve ticari amaçlı olması gerektiğini, davalıların belediyenin cenaze için ücretsiz tahsis ettiği araçta bulunduklarını, ücret karşılığı olmadığını, belediyenin ücretsiz bir yardımı olarak sunulduğunu, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, kusur durumu ve maluliyet durumu için ATK’na sevkini talep ettiklerini, aktüeryal raporun aktüer siciline kayıtlı bilirkişi tarafından yaşam tablosuna göre yapılması gerektiğini, olayın ticari yahut ücret karşılığı taşıma olmadığını, haksız fiilden kaynaklandığını, taraflar arasında ticari bir ilişkinden kaynaklanmadığını savunarak davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Dava konusu celp edilen … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası kapsamında hazırlık tahkikatı sırasında gerçekleştirilen 22.05.2014 tarihli olay yeri keşif icrası sonrası Trafik Polis Memuru … tarafından hazırlanan 03.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’ın KTK 52/1-b kuralını ihlalden birinci derecede asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine yer verildiği, 10.06.2015 tarihinde 2015/95 numaralı iddianamenin hazırlanarak TCK 85/2, 53/6 md. gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesinin kamu adına iddia ve talep edilmiştir.
Mahkememiz dosyasında davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla … ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından 03/05/2017 tarihinde düzenlenen raporda özetle; Mevcut belgelere göre; … oğlu 1963 doğumlu …’ın 22/05/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İş göremezlik (iyileşme) süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Öğretim Üyesi …, Kusur bilirkişisi … ile Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 25/03/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; kazaya ilişkin olarak; Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 157/b maddesi-“sürücü kusurlarının tespiti” ile ilgili bendi; “adli mevzuat ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere, trafik kazalarına karışanların kusur durumları; 2918 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen kurallar, şartlar, hak ve yükümlülükler ile asli kusur sayılan haller dikkate alınarak belirlenir. Kaza mahallinde yapılan incelemeler sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkındaki ifadeleri ile varsa tanık ifadeleri de kusur durumunun tespitinde dikkate alınır” şeklindedir. Kazada kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir (K.T.K. Mad. 84).
Bu kapsamda; Sürücü …’ın 04.02.2015 tarihli şüpheli ifade tutanağında özetle; … firmasının sahibi olan arkadaşı …’nın kendisini arayarak otobüs ile cenaze olduğunu ve yardımcı şoför ol demesi üzerine kabul ettiğini, …’da bir gece kaldıktan sonra 21.05.2014 günü öğle saatlerinde yola çıktıklarını, …’da yoğun yağmur yağışı olduğu, hızının 75-80 km/saat’den fazla olmadığını, yoğun yağmurdan dolayı aracın kaymaya başladığını, kontrolünü kaybedip aracın direğe çarparak devrildiğini, hızlı gitmediğini, aracın takograf cihazının çalıştığını, kazadan sonra polislerin arayıp hızının 78 km/saat olduğunu söylediklerini, 15 yıllık şoför olduğunu, müştekilerin açıklamalarının asılsız olduğunu, acemi şoför olmadığını, kurtarmak için uğraştığını ancak araacı toparlayamadığını, kaza yaptığı yerde bir çok aracın kaza yaptığını ve karayollarına dava açıldığını öğrendiğini,
Kazazede yolcu davacı …’ın 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; … Belediyesi’ne ait otobüs ile …’dan …’a yola çıktıklarını, hafif şekilde uyuduğunu, otobüsün savrulmaya başladığını hissedince uyandığını, araç sürücüsü kontrolü kaybedince yan yatıp 1-2 takla attığını,
Kazazede yolcu …’in 29.01.2015 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; … Belediyesi’nin aracı tahsis ettiğini, annesi vefat ettiği için … iline gittiklerini, …’a geri dönerken düz yolda benzin istasyonu tabelasına çarptığını, yaralandığını, eşi …’in vefat ettiğini,
Kazazede yolcu …’ın 23.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; araçta uyuduğunu, uyandığında yerde olduğunu, kazanın nasıl olduğunu görmediğini,
Kazazede yolcu …’nın 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; ruhsat sahibi olduğu ve sürücülüğünü …’ın … plakalı midibüs ile …’a gittiklerini, otobüsün en arka koltuğunda uzandığını, …’ya geldiklerinde hafif yağışlı olduğunu, … kavşağında otobüsün yoldan çıktığını, yolun sağındaki kaldırıma çarpıp gene yolun sağında bulunan direğe çarparak sağ tarafı üzerine yattığını,
Kazazede yolcu …’in 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; … ilçesinden …’a gitmek için ..’ın idaresindeki … plakalı otobüs ile hareket ettiklerini, aracın en arka koltuğunda oturduğunu, …’ın …’ya “bu şoför kaza yapacak git değiştir” dediğini, onunda “ben 12 saattir geliyorum” dediğini, aradan 1 saat sonra kazanın meydana geldiği,
Kazazede yolcu …’ın 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; …’a gitmek için …’dan yola çıktıklarını, aracın en önünde hostes koltuğunda oturduğunu, … ilinde şoför değişikliği olduğu, şahsın her hareketinden acemi olduğu, … kavşağına geldiklerinde bri anda aracın dengesiz olarak sağa sola yalpa yaptığını gördüğünü, bir müddet gittikten sonra aracın takla attığını, havanın yağışlı, yerlerin ıslak olduğunu, kazanın sebeplerini bilmediğini,
Kazazede yolcu …’nin 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; …’a gitmek için …’dan yola çıktıklarını, aracın orta kısım zam kenarında oturduğunu, aracın sağa sola sallaması sonucunda uyandığını, bir anda aracın takla atmaya başladığını, kendisine geldiğinde asfalt üzerinde yerde yattığını, kazanın neden ve nasıl olduğu konusunda bilgisi olmadığını,
Kazazede yolcu …’ın 23.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; … Belediyesi’ne ait midibüste toplam 25 kişi ile …’a cenazeye gittiklerini, köyde 5 kişinin kaldığını, toplam 20 kişi ile birlikte iki şoförle hareket ettiklerini, … ’de ekmek almak için durduklarında şoför koltuğuna …’ın geçtiğini, hostes koltuğunda oturduğunu, …’a giderken de aynı şoförle iki kez kaza atlattıklarını, direksiyonu olmadığını, dikkatsiz araç kullandığını, dikkatli olması konusunda uyardıklarını, 98-100 km/saat hızla aracın savrulur gibi olduğunu, kendisine “frene basma, bırak araç gitsin” dediğini, ancak dinlemeyip frene basınca aracın sağ tarafta bulunan direğe çarptığını, daha sonra yan yattığını, ön camdan dışarı fırladığını, araç içindekilerinin çoğunun uyuduğunu,
Kazazede yolcu …’ın 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; uyuduğunu, fren sesi duyunca uyandığını, şoförün arkasındaki 3. koltukta koridor tarafında oturduğunu, ses üzerine birden uyandığını, aracın sağa-sola doğru yalpalamaya başladığını ve takla attığını, koltukların arasına sıkıştığını,
Kazazede yolcu …’ın 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; … Belediyesi’nin tahsis ettiği araç ile …’dan …’a cenazeden dönerken kuzeni İlayda’nın “Can uyan” demesi üzerine gözünü açtığında aracın fren yapmaya ve yalpalamaya başladığını, sonra devrilip takla attıklarını, bir yere çarpıp durduğunu,
Kazazede yolcu …’ın 22.05.2014 tarihli müşteki ifade tutanağında özetle; … Belediyesi’ne ait araç ile … istikametine yola çıktıklarını, uyuduğunu, aracın sağa-sola sallaması ile uyandığında aracın sağında ve solunda arabalar bulunduğunu, onlara çarpmamak için frene bastığını ve direksiyonu kırınca takla attıklarını beyan etmişlerdir.
Olay yerine intikal eden … İlçe Trafik Müdürlüğü’nden Trafik Polis Memurları … ve … tarafından tanzim olunan Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; … koordinatlı olay mahalli 50 km/saat azami hız sınırlamalı yerleşim yeri içi, … kodlu devlet karayolu, bölünmüş, 10 metre şerit, 32 metre platform genişliğinde üç şeritli, asfalt kaplama, yüzey ıslak-nemli, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, vakit gece, hava yağmurlu olup, mahalde 4,20 metre genişliğinde kaldırım, yol şerit çizgisi, dört yönlü kavşak, 112 metre mesafede refüj başı ek levhası ve yaya geçidi levhası, aydınlatma, kaza sonrası hasar gören beton duvar ve reklam direği bulunmakta, oto korkuluk, banket, trafik lambası, görüşe engel cisim, yol sorunu, geçit bulunmamaktadır. “Kaza Özeti”’nde; sürücü …’ın idaresindeki … plakalı otobüs ile … istikametinden … istikametine seyir halinde iken … kavşağına geldiğinde aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi gidişine göre sağında bulunan … önündeki yol kenar bordür taşına çarpıp yaya kaldırımına yoldan çıkarak petrol ofisi önünde bulunan kaldırım yanındaki reklam direğine aracın sol yan şoför kısmından çarpıp dönerek sol yanı üzerine devrildiği, 4 yolcunun öldüğü, sürücü ve 13 yolcunun yaralandığı belirtilmiş, kazanın oluşumunda sürücü …’ın KTK 52/1-b kuralını ihlal ettiği görüş ve kanaatine yer verilmiştir. Çizilen “Kaza Krokisi”’nde; ilk çarpma noktası 3 metre genişliğinde orta refüj ile bölünmüş, 3 şeritli, 10 metre genişliğindeki yolun sap kenarında bulunan 4,20 metre genişliğindeki kaldırım kenarında, ikinci çarpışma noktası ise kaldırım üzerindeki totem reklam direğinde işaretlenmiş, çarpma sonrası otobüsün yan devrilmiş halde reklam direğinin yanında durduğu, otobüsün orta şeritten sağına doğru 13 metre sağ, 8 metre sol tekerlekleri ile lastik izi bıraktıktan sonra kaldırıma çarpıp akabinde direkle çarpışmadan önce arda 12 metre sürtünme izi bıraktığı resmedilmiştir.
Polis memurları tarafından düzenlenen; 22.05.2014 tarihli “Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene Tutanağı”nda; yerin daha önceden yağmur yağması sonucu ıslak vaziyette olduğu, 13.06.2014 tarihli “Rapor”da; otobüsten çıkarılarak muhafaza altına alınan takograf cihazının incelenmesi sonucunda aracın seyir halinde bulunduğu süre içerisinde sürücü kaydının ve sürüş kaydının olmadığı, kayıtlara ulaşılamadığı,
“Araştırma, CD izleme ve Çözümleme Tutanağı”nda; … isimli işyerine ait kayıt cihazının arızalı olduğu, … ve … Traktör isimli işyerlerine ait kamera kayıtları incelendiğinde … plakalı midibüs aracın saat 01:51’de süratli bir seyir ile … istikametinden yolun orta şeridini kullanarak olay yeri istikametine gittiğinin, saat 01:52:48’de … Petrol istikametinden yolun en sağ şeridinden ola yei istikametine gittiğinin görüldüğü belirtilmiştir.
Sürücü …, 1974 doğumlu ve olay günü 40 yaşında olup yeterli (E) sınıfı sürücü belgesine 2008 yılından itibaren haizdir. … Devlet Hastanesi’nde kaza tutanağına göre saat 02:00 de meydana gelen kazadan 46 dakika sonra saat 02:36:34’de alınan kan numunesinin incelenmesi sonucunda eser miktarda 6 mg/dl (0,06 promil) alkol tespit edilmiştir.
Davacı kazazede yolcu …, 27.04.1963 doğumlu olup olay günü 51 yaşındadır. Sol diz laserasyon, sol baş bölgesi şişlik şeklinde basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, hayati tehlike olmayacak nitelikte yaralanmıştır. … Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan 22.09.2014 tarihli “Engelli Sağlık Kurulu Raporu”nda; tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %0,0 olduğu belirtilmiş, ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 03.05.2017 tarihli raporda; maluliyetine neden olacak düzeyde sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iş göremezlik (iyileşme) süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği oybirliği ile mütalaa olunmuştur.
Olay yerinin uydu ve yer görüntüleri ile (Kaynak: Google ve Yandex harita yazılımları), olayla ilgili yerel basında çıkan ve halen internet ortamında mevcut olan haberlerde yer alan bazı fotoğraflamalar aşağıda gösterilmiştir.
Dosya münderecatında bulunan bilgi ve belgelerin incelenip değerlendirilmesi sonucunda; olay anını gösteren araç içi-dışı kamera görüntüleri bulunmadığı, dolayısıyla olayda etkili olabilecek başkaca unsurların bilinmediği, sürücülerin genel trafiğin bünyesinde barındırdığı ve gece vakti gündüz vakitlerine nazaran daha çook artan kaza risk ve tehlikeleri nedeniyle dikkatlerini yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola ve çevrelerine gereken dikkat ve özeni göstermeleri, kendileri ile trafikte bulunan diğer sürücü, yolcu ve yayaların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına tedbirli ve kontrollü ilerlemeleri, genel trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, hızlarını ve dikkat seviyelerini yolun ve trafiğin icap ve şartlarına göre her an tedbir alabilecekleri şekilde ayarlamaları, özen gereği olası kaza tehlikesini savuşturmak adına etkili fren veya direksiyon manevrası gibi önleyici etkili tedbirleri zamanında almaları gerektiği, normal şartlar altında gece vakti, çevre aydınlatması da bulunan, görüşün açık olduğu ve görüşe engel bir durumun bulunmadığı düz mahalde, yağan yağmur ve ıslak zemin şartlarında dikkatli ve tedbirli ilerleyen bir sürücünün tehlikeleri ön görememesi, hızını ve direksiyon sapma açısını ayarlayamaması için olumsuz bir neden bulunmadığı, bilindiği üzere T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlandığı, meydana gelen trafik kazasının, dikkatli, tedbirli ve özenli davranılması halinde önlenebilir nitelikte olduğu,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda; karayolu-trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, trafik-yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü, taşıt yolu (kaplama)-karayolunun genel olarak taşıt trafiğince kullanılan kısmı olarak tanımlandığı (K.T.K. Mad. 3), gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçüler olup karayollarında trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar için azami genişliğin 2,55 metre olduğu (K.T.Y. Mad. 128), katalog verilerine göre 2295 mm genişliğinde, 7180 metre uzunluğunda ve 3185 mm yüksekliğindeki … plaka numaralı (M3) sınıfı otobüs ile 10 metre genişliğindeki kaplama üzerinde tehlikesiz ilerlemenin mümkün olduğu, tehlikeli bölgenin, kişilerin sağlık ve güvenlik yönünden riske maruz kalabileceği, ekipmanında veya çevresinde bulunan bölge, maruz kişinin ise tamamen veya kısmen tehlikeli bölgede bulunan kişi, açık tehlikenin ise mevcut durumda normal davranışta bile her an kazaya açık olan durumlar, olası tehlikenin ise güvenli görünen durumda davranış, durum ve pozisyonun değişmesi ile kaza olasılığı olan durumlar olduğu, kaza tespitinde amacın illiyet bağı bulunan kural ihlallerinin araştırılarak kazaların rekonstrüksiyonunun kaza oluşumunun her bir fazının kendi zamansal ve mekânsal akışı içinde değerlendirilebilecek şekilde kazanın tüm detay ve dinamiğini kapsaması gerektiği, teknik olarak çarpışma sırasında ortaya çıkan momentumun, kütleler, hız, çarpma açısı ve temas eden yüzeylerin sönümleme özellikleri ile değiştiği, örneğin 120 km/saat hızla düz bir duvara çarpma sırasında ortaya çıkan momentum ile 60 km/saat hızla birbirlerine doğru yaklaşan araçların kafa kafaya çarpışması sırasında ortaya çıkan momentum benzer etkiye sahip olduğu, …-önden çarpışma testlerinin 64 km/saat, yan çarpışma testlerinin 50 km/saat, yaya çarpışma testlerinin 40 km/saat hızda gerçekleştirildiği, hızın artması ile hem kaza ihtimalinin arttığı, taşıt kontrolünün güçleştiği, durma ve reaksiyon süresi boyunca kat edilen mesafenin uzadığı, görüş açısının daraldığı, hem de kaza sonuçlarının ağırlaştığı, çarpma anında transfer edilen kinetik enerjinin yükseldiği, kaza anında enerjinin transfer edildiği araç, aracın içinde bulunan insanlar ve aracın çarptığı araç, engel ya da yayanın o kadar zarar gördüğü, saatte 80 km/saat hızla seyreden bir araçta bulunan bir kişinin ölme ihtimalinin, saatte 30 km/saat hızla giden bir araçta bulunan bir kişiye göre 20 kat daha fazla olduğu, 35 km/saat hızla sert bir cisme çarpılması durumunda araç içerisindekilerin yaklaşık 3 ton yüke maruz kaldığı, ortalama hızın %5 artmasının, yaklaşık olarak tüm yaralanmalı kazalarda %10, ölümlü kazalarda ise %20 düzeyinde artışa yol açtığı, kaza ihtimali ve kaza sonuçları ile ilişkisi nedeniyle hızın, temel bir risk faktörü olarak kabul edildiği, aşırı hızın, yasal hız sınırlarına; uygun olmayan hızın ise, çevresel koşullara göre uygun hız sınırının üzerine çıkılması anlamına geldiği, her iki durumda da meydana gelebilecek kazaların yasal hızda ya da uygun hızda oluşabilecek hasarın üzerinde belirginleştiği, dolayısıyla hızın kontrol edilmesi durumunda çoğu kazanın önlenebilir ve oluşabilecek zarar ve kayıpların azaltılabilir nitelikte olduğu, Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmelikte yazılı kayıt ve şartlar dışında ve aksine bir işaret bulunmadıkça yerleşim yeri içinde otobüsler için azami hız sınırının 50 km/saat, zorunlu haller dışında şehirlerarası karayolunu kullanan motorlu araçlarda araç cinsi gözetilmeksizin asgari hız sınırının 15 km/saat olduğu, iki yönlü karayolunda geçme sırasında, geçme kuralının mecbur kıldığı şartlar dolayısıyla, bu Yönetmeliğin aynı cins taşıtlar için tayin ettiği hız sınırlarını aşan taşıt sürücülerine 2918 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre ve çeşitli araç cinslerine göre bu Yönetmeliğin öngörmüş olduğu azami hız sınırlarını, %10 nispetinde aştığı kontroller sırasında tespit edilen sürücülere, Karayolları Trafik Kanununun 51 inci maddesine göre işlem yapılmayacağı (K.T.Y. Mad. 100), sürücülerin aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorunda olduğu (K.T.K. Mad. 51), hız tahdidini belirleyen aksine bir işaret bulunmayan yerleşim birimleri içinden veya civarından geçen şehir dışı karayollarının bu kesimlerinde, can ve mal güvenliği açısından, karşıdan karşıya geçişler bir fiziki engelle yasaklanmış veya alt ve üst geçitlerle belirlenmiş ise ve hız yapmak yaya ve taşıt trafiği açısından bir engel teşkil etmiyorsa, taşıt sürücüleri yol ve trafik durumunu dikkate alarak yönetmeliğin kendilerine tayin etmiş olduğu azami hız sınırları içerisinde seyredebilecekleri (K.T.Y. Mad. 101), meskun mahalde 50 km/saat azami hız sınırı bulunduğu, takograf kayıtlarına ulaşılamamakla birlikte sürücü …’ın meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla seyir halinde olduğu, yaklaşık 9200 kg’lık bir kütlenin kaldırıma çıktıktan sonra reklam direği ile çarpışmasının ve akabinde devrilmesinin söz konusu olduğu, hasar fotoğraflarına göre de çarpışmanın şiddetli gerçekleştiği, bazı yolcu beyanı ile cd izleme tutanağında sürücünün hızlı seyir halidne olduğunun belirtildiği, 2918 sayılı K.T.K.’nun 52. maddesinin ise oldukça açık olduğu ve sürücülerin hızlarını yol, trafik, görüş vb. durumuna göre güvenle sevk ve idare edebilecekleri seviyelerde ayarlamaları gerektiği, herhangi bir taşıt ile belli bir hızda belli bir yarıçapa sahip bir viraj dönüldüğünde veya ani sapma manevraları yapıldığında taşıtın ağırlık merkezinden taşıtı dönülen yönün dışına doğru itecek yönde merkezkaç kuvvet etki ettiği, araç gövdesi yayılı yük olduğu kabul edildiğinde motor ve aktarma organlarının konumlarına göre ağırlık merkezi konumunun değişebildiği, taşıt dinamiğinde az döner (under steering), nötr ve aşırı döner (over steering) taşıt olarak tanımlandıkları, kararlı-nötr duruma getirebilmek ve aynı iz üzerinde kalabilmek için direksiyon sapma derecesinin uygun olarak arttırılması veya azaltılması gerektiği, merkezkaç kuvvetin taşıtın kütlesi ve hızın karesi ile doğru orantılı olarak değiştiği, hızın etkisi daha fazla olup taşıtı yörüngesinden çıkarmaya çalışan bu kuvvetin pnömatik tekerleklerde zemin ile aralarında yan kuvvet oluşturularak karşılandığı, yan kuvvetlerin 5-6 derecelik direksiyon sapmalarına kadar maksimum mertebede iken artan sapma derecelerinde düşme eğilimi gösterdiği, dolayısıyla kararlı bir iz takibinin ancak hızın kontrolü ve uygun direksiyon sapma derecesi ile sağlanabildiği, ayrıca asfalt kuru zeminlerde 0,6-0,7 mertebelerindeki tutunma katsayısının ıslak zemin şartlarında 0,45-0,50 seviyelerine düştüğü, ayrıca lastik diş profil yüksekliği ve zeminde biriken su derinliğine bağlı olarak tekerlek ile zemin arasında “…” adı verilen su filmi tabakası oluşması riski bulunabileceği, fren dinamiğinde ise reaksiyon zamanı, bir şeyin ya da tehlikenin görülüp anlaşılması ile ona karşı etkilenme, yani gerekli tedbiri almaya başlama arasında geçen süre yani sürücünün fren yapmasına neden olan engeli görmesi ile ayağını fren pedalı üzerine koyması arasında geçen süre olduğu, bu sürenin içinde algılama, ne olduğunu fark etme, karar verme, ayağı gaz pedalından fren pedalına geçirme süreleri bulunduğu ve sürücünün yeteneklerine, o andaki fizyolojik ve psikolojik durumlarına, şahıslara özgü karakteristikler ile dış etkenlerin çeşitlerine bağlı olarak en az 0,3 ve en çok 1,7 saniye sınırları arasında değişmekte ise de, ortalama olarak 0,5-0,6 saniye kabul edildiği, fren reaksiyon zamanı ise, bir tehlike anında, şoförün fren pedalına basmasından aracın fren sisteminin etki göstermeye başlamasına kadar geçen süre olduğu, mekanik ve hidrolik frenlerde ortalama 0,1-0,2 saniye ve havalı frenlerde ise 0,2-0,6 saniye olduğu, toplam reaksiyon zamanı ise, sürücü ve fren reaksiyon zamanlarının toplamı olup tehlike halinde ortalama 0,75 saniye olduğu, araçların, yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uymasının, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulmasının zorunlu olduğu (K.T.K. Mad. 29,30), sürücü …’ın fren tedbiri uyguladığı beyanlardan anlaşılmakla birlikte direksiyon hakimiyetini ve otobüsün kontrolünü kaybettiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçlar ve römorklarına ait aydınlatma ve ışıklı sinyal cihazlarının motorlu araçlara ve römorklarına yerleştirilmesi ile ilgili AT Araç Tip Onayı Belgesi verilmesine ilişkin hükümleri ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasları belirlemek amacıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 10.08.2000 tarih ve 24136 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Aydınlatma ve Işıklı Sinyal Cihazlarının Motorlu Araçlara ve Römorklarına Yerleştirilmesi İle İlgili Tip Onayı Yönetmeliği-(76/756/AT)”’de; farların geometrik görülebilirlik alanı, derece ve açılarla belirtildiği, far menzili-farın ışık demetinde, belirli bir aydınlatma şiddetine eriştiği uzaklık, görüş uzaklığı-aydınlatılmış görüş alanında bulunan bir cismin henüz görünebilir olduğu uzaklık olduğu, pratikte yaklaşık menzil olarak klasik halojen kısa huzmeli farların 25-40 metre, uzun huzmeli farların ise 40-80 metre ilerisini aydınlatacak kapasitede ve ayarda olduğu, karayolunda trafiğe çıkan bütün araçların, nicelik ve nitelikleri yönetmelikte belirtilen şartlara uygun ışık donanımı bulundurmalarının zorunlu olduğu, ışık donanımına ait ayrıntıların yönetmelikte gösterildiği (K.T.K. Mad. 63), araçların sürülmesi sırasında ışıklarının kullanılması bakımından uzağı gösteren ışıkların (uzun huzmeli farlar); yeterince aydınlatılmamış tünellere girerken, benzeri yer ve hallerde uzağı gösteren ışıkların yakılması mecburi olduğu, ancak, sürücünün yeterli mesafeyi açık olarak görebildiği ve kendi aracının da yeterli uzaklıktan görülebileceği hallerde, uzağı gösteren ışıklar yerine yakını gösteren ışıkların kullanılabileceği, yakını gösteren ışıkların (kısa huzmeli farlar); aydınlatmanın yeterli olduğu kesimlerde kullanılmasının mecburi olduğu (K.T.K. Mad. 64, K.T.Y. Mad. 127), sürücülerin geceleri yakın ilerisi görülmeyen mahallerde yakın ve uzağı gösteren ışıkların ardı ardına ve sıra ile yakılmasının trafikte seyir güvenliğini arttırdığı, olay anında yaklaşık 3 yıl yaşındaki 2011 model otobüsün tip onay sertifikalarına haiz, gerekli ve yeterli ulusal-uluslararası standardlarda seri üretimi yapılan taşıt olduğu, çevre aydınlatması da bulunan meskun mahalde yolun yapısı ve çevresinin görülebileceği,
Ticari amaçla yük ve yolcu taşıyan motorlu taşıt sürücülerinin, taşıt kullanma sürelerine aykın olarak taşıt kullanması ve bunlara taşıt kullandınlmasının yasak olduğu, taşıt kullanma süreleri ile ticari amaçla yük ve yolcu taşıyan motorlu taşıtları kullanacaklann denetimi ve süre dışı kullanmaya devamı önleyici tedbirlerle ilgili uygulanacak esas ve usuller yönetmelikte belirtildiği (K.T.K. Mad 49), araç kullanma ve dinlenme sürelerine uyma mecburiyetinin düzenlendiği Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 98. maddesine göre; ticari amaçla yük taşımacılığı yapan ve azami ağırlığı 3,5 tonu geçen araçların şoförleri ile ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapan ve taşıma kapasitesi şoförü dâhil 9 kişiyi geçen araçların şoförlerinin 24 saatlik herhangi bir süre içinde; toplam olarak 9 saatten ve devamlı olarak 4,5 saatten fazla araç sürmelerinin yasak olduğu, bu şoförlerin sürekli 4,5 saatlik araç kullanma süresi sonunda, eğer istirahata çekilmiyor ise en az 45 dakika mola almalarının mecburi olduğu, bu molalar sürekli 4,5 saatlik araç kullanma süreleri içerisinde en az 15 dakikalık molalar şeklinde de kullanılabileceği, bu molalar süresince şoförlerin başka bir işle meşgul olamayacakları, hareket halindeki bir araçta, feribotta veya trendeki bekleme süresi ile araç kullanılmadan geçen sürenin, başka iş olarak addedilemeyeceği ve alınan molaların günlük dinlenme süresi olarak sayılmayacağı, her 24 saat içerisinde 11 saat kesintisiz dinlenecekleri, bu sürenin biri en az 8 saat kesintisiz olmak üzere iki veya üç ayrı süre halinde kullanılabileceği, ve bu durumda günlük dinlenme süresi 1 saat daha eklenerek 12 saate çıkartılacağı, günlük dinlenme süresi, yataklı ve yapılışlarında özel dinlenme yeri olan araçlar ile şoförün rahat uyuyabileceği şekilde bölümleri bulunan araçlarda, araçlar park yerinde, garajda veya yerleşim yerleri dışındaki karayollarında platform dışında park edip gerekli tedbirler alınarak geçirilebileceği, olay anındaki fizyolojik uyku, yorgunluk vb. durumu bilinmediği, … plakalı otobüsün takograf verilerine ulaşılamadığı, kullanma süresinin belli olmadığı,
Hadisenin meydana geliş şekline göre; sürücü …’ın yolun icap ve şartlarına uygun olmayan, güvenle sevk ve idare edemeyeceği bir hızla seyir halinde olduğu, zamanında fren tedbiri ile yavaşlamadığı, şerit takibi yapamadığı, hızını ve direksiyon sapma açısını ayarlayamadığı, direksiyon hakimiyetini ve kontrolü kaybederek kaplama ve seyir şeridi üzerinde kalamayıp kontrolsüz şekilde yolun sağına doğru yönelerek sağ ön tekerleğin kaldırım bordür taşlarına çarpması akabinde sıçrama nedeniyle tamamen kontrolsüz şekilde reklam direğine çarptığı, kazanın oluşumunda dikkatsiz, tedbirsiz, özensiz ve kontrolsüz davranışının tamamen etkili olduğu, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemlerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) ve alınacak tedbirler ile ilgili olarak, gerekli görülen ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirleyen Karayolları Trafik Yönetmeliği (K.T.Y.) ile belirlendiği,
Bunlara göre, sürücülerin trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek (K.T.K. Mad. 46/c), trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/c,d), aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse belirtilen hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 51), kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak (K.T.K. Mad. 52/a,b) zorunda olduğu, taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek şekilde davranmalarının (K.T.K. Mad. 67/a), karayollarında, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde, özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmelerinin (K.T.Y. Mad. 145/e) yasak olduğu, araç sürücülerinin trafik kazalarında; doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma hallerinde asli kusurlu sayıldıkları (K.T.K. Mad. 84/f), olayda aksine davranarak sevk ve idaresindeki … plaka numaralı ticari otobüs ile meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan, güvenle sevk ve idare edemeyeceği bir hızla ilerleyen, tehlikeleri ön görmeyen, kavşak kesime yavaşlamadan yaklaşan, hızını ve direksiyon sapma açısını ayarlayamayarak kaplama üzerinde kalamayan, direksiyon hakimiyetini kaybedip sağına doğru yönelen, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’ın önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu,
Yolcunun, aracı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında araçta bulunan kişiler olarak tanımlandığı (K.T.K. Mad. 3), karayollarından faydalananların trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda (K.T.K. Mad. 47/d) olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinin, “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. Kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehir içi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” şeklinde olduğu, 09.06.2008 tarih ve 26901 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 2. maddesi ile de 150. madde; M1 sınıfı otomobil, M1G-N1G sınıfı arazi taşıtları, N1-N2-N3 sınıfı kamyonet, kamyon çekici, M2-M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında emniyet kemeri bulundurulması ve kullanılması zorunlu hale getirildiği, günümüzde; “Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları mecburidir. Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanununa göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; … M1 sınıfı otomobillerin, N1, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan “Emniyet Kemeri”nin bulundurulması ve kullanılması zorunludur. …” şeklini aldığı, taşıtların değişik kesimleri ile bir engele çarpmaları sırasında taşıt içerisinde bulunanların ani ivme sıfırlaması ve atalet nedeniyle savrulmaları, vücutlarının değişik bölgelerinin araç içerisinde sert komponent yüzeyler ile temas etmeleri beklenen muhtemel durumlardan olduğu, sert çarpışmalarda üç nokta asılışlı emniyet kemer düzeneğinin göğüs bölgesini saran kemer kesimi gerilerek ileriye savrulmaları, bel bölgesini kavrayan kemer kesimi ise koltuktan ayrılmaları engellemek amacıyla tasarlandığı, kaza anında meydana gelen çarpma etkisini vücut yapısındaki en güçlü noktalara yönelterek ve dağıtarak tek noktada toplanmamasını sağladığı, kol kasları 25 kilogramın üzerindeki bir güce genellikle dayanmadığından çarpma etkisinin frenlenmesi kırılması muhtemel kol ve bacaklar ile imkansız olduğu, bir duvara 50 km/saat hızla çarpma esnasında 4. kattan düşmeyle eşdeğer nitelikte iki tonu geçen bir etki oluştuğu, mekanik gerdirmeli emniyet kemerlerinin yaklaşık 6-12 cm sonra harekete geçtiği, ayrıca kıyafetin cinsine, kemerin sıkılığına ve ayarlarına bağlı olarak koruma etkisi değişebildiği, ön koltuktaki sürücü ve yolcuların kaza anında ölüm riskini %40-50 ve arka koltuktaki yolcular için %25 azaltan emniyet kemerlerinin tasarımı ve yerleşiminde insan iskeletinin yapısının özellikleri dikkate alınmasına rağmen tamamen kavraması durumunda boyun, baş bölgesinde, kısmen kavraması durumunda boyun, baş, alt bel, omurga, kullanılmaması durumunda boyun, baş, alt bel, omurga, femur, ayak bileği bölgelerinden yaralanmaların mümkün olduğunun bilindiği, karın duvarı ve iç organların kemer ile omurga arasında sıkışması ve iç basınçlarının ani olarak artması sonucu mide, ince-kalın barsak, karaciğer, dalak, damar, yemek borusu, iç organ yırtılmalarına, bel omurları, omurilik, köprücük, göğüs kemiği, boyun ve göğüs omurları, omuz bölümlerinde tehlikeli yaralanmalarına neden olabildiği, tıp literatüründe seat belt farktürü-emniyet kemeri kırığı adı altında incelendiği, boyun bölgelerindeki travma, emniyet kemeri takılı olsa dahi savrulma esnasında eklem nedeniyle sınırlı serbest hareket kabiliyeti olan başın aniden hareket etmesinden, ön kolon sıkışırken orta ve arka kolonların açılmasından, kompresyon, gerilme, rotasyon ya da makaslama etkilerine maruz kalmasından dolayı meydana gelebildiği, somut olayda … plaka numaralı otobüsün hangi koltuğunda oturduğu ve seyahat esnasında emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı bilinmemekle birlikte belli bir hızla azami 9.200 kg ağırlığındaki otobüsün sol yan ön kesimleri ile sert metal ilan direğine çarpması esnasında oluşan ani frenleme ivmesi ataleti ve akabinde devrilme nedeniyle otobüs içerisinde sol yan kesimlerine doğru savrulabileceği veya üzerine diğer yolcu ve eşyaların düşebileceği, otobüsten dışarıya fırladığına dair veri bulunmadığı, baş, omuz, kol, bacak gibi hareketli eklem bölgelerini çarpma ve sıkışma etkisine maruz kalabileceği, yaralanmasının da sol diz ve sol baş bölgesinde basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ve maluliyetine neden olmayacak düzeyde belirginleştiği, kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özen gereği emniyet kemeri kullanması durumunda da benzer şekilde yaralanabileceği, emniyet kemeri hususunun zararın doğmasına ve artmasında etkili bir faktör olmadığı, yaralanması ile sonuçlanmasında illiyet bağı bulunmadığı mütalaa edilen davacı yolcu …’a kazanın meydana gelmesinde ve yaralanması ile sonuçlanmasında atfı kabil kusur bulunmadığı,
Hatır taşıması, maddi ve manevi menfaat olmadan bir kişinin araçla taşınması olup, bazı tanımlarda ücret karşılığı olmadan dendiği, ücretin yanıltıcı bir kavram olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir…” şeklinde olduğu, karşılıksız da olsa, bir kimseyi taşıtına yolcu olarak alan sürücü veya taşımacının, onun can güvenliğini üstlendiği, özellikle yakınlarını, dostlarını veya kendi isteğiyle herhangi bir kişiyi taşıtına alan sürücünün, aracını kullanırken daha bir özen göstermesi ve dikkatli davranması gerektiği, bu nedenle, ücretle taşınan yolcular hakkındaki hükümler, hatır için taşınanlara da uygulanmakla beraber somut olayda, yolcu …’ın diğer yolcularla birlikte …’a cenazeye gitmeleri için Kartal Belediyesi tarafından tahsis edilen otobüste bulunduğu ve kazanın dönüş yolculuğu esnasında meydana geldiği, hatır için taşınanın kusura katılımı varsa (genellikle hatır için taşınanın, sürücünün içki içmesine veya hız yapmasına engel olmaması, içkili, ehliyetsiz olduğunu bilerek taşıta binmesi vb. durumlarda kusura katılım söz konusudur) tazminattan indirim gerekeceği, sürücünün yeterli ehliyete haiz olduğu, alkollü olmadığı, aralarında maddi bir menfaatin bulunduğuna dair somut veri bulunmadığı, manevi menfaatin söz konusu olabileceği, değişen seyir şartlarında sürücü tavırlarının önceden tahmin edilmesinin imkansız olduğu, kazazedenin yolcu olarak bulunmasının, teknik açıdan kazanın oluşumunda rol oynayan, etkili olan bir faktör olmadığı, hem hususla ilgili değişik Yargıtay ilamları bulunması hem de K.T.K. kapsamı dışında T.T.K. ve B.K. çerçevesinde genel hükümlere tabi tutulması nedeniyle teknik olmayan hususun Mahkeme takdirinde olduğu,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. 2014/10652, K. 2016/11067, T. 1.12.2016 ilamının özetle; “..Dairemizin yerleşmiş kararları uyarınca kaideten; hatır taşımalarında %20, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca yolcu olarak binilmesi halinde de %20 indirim yapılmaktadır. Bu durumda, mahkemece hangi nedenle hangi oranda indirim yapıldığı belirtilmeksizin toplam %30 yanlış oranda indirim yapılması isabetli görülmemiştir” denilerek hüküm kurulduğu,
… plaka numaralı otobüsün sürücüsü …’ın %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı otobüsün kazazede yolcusu davacı …’ın kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Kusur değerlendirmesinde araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu ve davacının kusursuz olduğu belirlenmiş olmakla işbu raporda davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılacağı, davacının ticari taşıma işi yapan araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle hatır taşıma koşullarının gerçekleşmediği tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 3 hafta(3×7= 21 gün) olduğu, dosyada mevcut belgelere göre davacının Adalet Bakanlığına bağlı cezaevinde infaz korumu memuru olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/4165 ile 2015/15669 E. sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere; Devlet memuru olarak çalışan davacı iyileşme süresinde çalışmaksızın normal maaşlarını tam olarak aldığından bu dönemde maaşlardan dolayı bir zararı söz konusu değildir. Bunun dışında da davacının bu dönemde normal maaş dışında elde ettiği ek kazançları olup olmadığı ve bunlardan mahrum kaldığına dair çalıştığı işyeri tarafından verilmiş bir belge bulunmamaktadır.
SGK hizmet dökümü incelendiğinde de görüleceği üzere davacıya kaza tarihinde normal aylık ücretleri üzerinden ödeme tahakkuku yapılmış gözükmektedir. Bu durumda; Devlet memuru olan davacının istirahat süresince herhangi bir efor sarf etmeksizin normal maaşları tam ödendiğinden ve bunun dışında bir zararı olduğunu gösterir bir belge bulunmadığından, davacının geçici iş göremezlik dönemi için talep edilebilir zararı belirlenememiştir. Davacı tarafça davacının istirahat döneminde normal maaşlarını almadığını ve davacının bu dönemde zarara uğradığını ispata yarar belge ibraz halinde ise bu dönem için zarar hesabı yapılması mümkündür. Adli Tıp Kurumu tarafından bu olayın davacıda maluliyet gerektirecek bir araz bırakmadığı belirlenmiştir. Bu durumda sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zarar hesabı yapma imkanı bulunmamaktadır.
Davacı vekili tarafından kazalının bakıcı gideri nedeniyle zararının bulunduğu belirtilmiştir. Bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının iyileşme süresince tek başına ihtiyaçlarını karşılamayacağı ve bu sürede bir başkasının bakım ve desteğine ihtiyaç duyduğu kabul edilerek bu konudaki Yargıtay kararlarına göre olay tarihindeki aylık brüt 1.071,00 TL.lık asgari ücrete göre 21 günlük iyileşme dönemi için bakıcı gideri zararı hesaplanacaktır. Buna göre; davacının bakıcı gideri zararı 1.071,00 / 30 x 21 gün x %100 kusur 749,70 TLolarak hesaplanmıştır.
Dava dosyasında bizzat davacı tarafından yapılan tedavi giderlerini gösterir bir belge mevcut değildir. Diğer yandan; Karayolları Trafik Kanunun 98.maddesinde “.. Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır…” demektedir. Söz konusu değişiklik sonucu oluşan Yargıtay kararlarında kazalının zorunlu tedavi giderlerinden(SUT kapsamında olanlardan) SGK’nın sorumlu olacağı, bunun dışında kalan tedaviye bağlı sair giderlerden ise sigorta şirketi/… hesabı ile işletenin sorumluğunun devam edeceği belirtilmektedir. Ancak; Belgelenemeyen tedavi ve diğer giderlerin tespiti ve bu giderlerin olaya uygun olup olmadığının belirlenmesi ise Hekim Bilirkişinin uzmanlık alanına girdiğinden tarafımdan bu konuda bir değerlendirme yapma imkanı olmamıştır.
… plakalı araç davalı … tarafından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. Olay tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre anılan davalının sorumluluk limiti sakatlık ve sağlık gideri bakımından ayrı ayrı 268.000,00 TL dır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2011/10149 E. sayılı kararında özetle “..hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve … Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir..” demektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Bu durumda; davacının yukarıda belirlenen bakıcı gideri zararı poliçe limiti içinde ve kapsamında kalmaktadır.
… plakalı araç davalı … tarafından İMM teminatı ile sigortalanmıştır. Davacının yukarıda belirlenen maddi zararları Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesindeki limitleri aşmadığından davalı … Sigortanın işbu dava kapsamında bir sorumluluğu bulunmayacaktır.
Dava dosyasında Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesine göre davalı … Sigortaya hangi tarihte başvuru yapıldığını gösterir belge bulunmamaktadır. Bu durumda; davacı tarafından dava tarihinden önce … Sigortaya başvuru yapıldığına ilişkin belgenin ibrazı halinde anılan davalı bakımından temerrüt ve buna bağlı olarak faiz başlangıç tarihi başvuru tarihiden 8 iş günü sonrası olacaktır. Başvurunun ispat edilememesi halinde ise anılan sigorta şirketi bakımından faiz başlangıcı 16.04.2015 dava tarihi olacaktır.
… plakalı aracın kullanım amacının ticari gözükmesi ve olayında taşıma esnasında meydana gelmesi nedeniyle davalı bakımından olaya avans faiz oranlarının uygulanacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davanın meydana gelen trafik kazasında malul kalan davacının oluşan sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat, tedavi gideri ve bakıcı giderinin tazmini talepli belirsiz tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 22.05.2014 günü saat 02:00 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, … adına tescilli, davalı …Ş. tarafından 10.06.2013- 10.06.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile ölüm ve sakatlık hallerinde şahıs başına 268.000,00 TL azami poliçe limiti ile ve 14.06.2013-14.06.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 67816102 numaralı … Genişletilmiş Lacivert Ticari Kasko sigorta poliçesine bağlı bedeni ve maddi zararlarda azami 50.000,00 TL limitli İMM ve beher koltuk için ölüm ve sürekli sakatlık hallerinde azami 3.500,00 TL ferdi kaza klozları ile aynı zamanda davalı … Sigorta Şti. tarafından 16.06.2013-16.06.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile ölüm ve sakatlık, sağlık gideri hallerinde kişi başına 268.000,00 TL azami poliçe limiti ile teminat altına alınmış, … Belediye Başkanlığı tarafından …’dan …’a cenazeye götürmek üzere tahsis edilmiş, içerisinde davacı …’ın da toplam 20 yolcu ile birlikte yolcu olarak bulunduğu,… plakalı, … marka, … tipinde, 2011 model, Beyaz- Gri- Turuncu renkli ticari yolcu nakli amaçlı otobüs ile …’dan …’a dönüş sırasında … ili, … ilçesi, … mahallesinde orta refüj ile bölünmüş, 3 şeritli … devlet karayolunu takiben … istikametinden …. istikametine yağışlı hava ve ıslak zemin şartlarında seyir halinde iken olay mahalli olan dört yönlü … kavşağı ilerisindeki … İstasyonu hizasına geldiği esnada direksiyon hakimiyetini ve kontrolünü kaybedip yolun sağına doğru yöneldikten sonra ön sağ tekerlek ile kaldırım bordür taşlarına çarpıp kaldırıma çıkarak sol yan ön kesimleri ile kaldırım üzerinde bulunan reklam direğine çarpıp sol yan kesimleri üzerine devrilmesi sonucu tek taraflı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 98.maddesinde “.. Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır…” şeklindedir. Söz konusu değişiklik sonucu oluşan Yargıtay kararlarında kazalının zorunlu tedavi giderlerinden (SUT kapsamında olanlardan) SGK’nın sorumlu olacağı, bunun dışında kalan tedaviye bağlı sair giderlerden ise sigorta şirketi/… hesabı ile işletenin sorumluğunun devam edeceği belirtilmektedir. Ancak belgelenemeyen tedavi ve diğer giderlerin tespiti ve bu giderlerin olaya uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekecek ise de dava dosyasında bizzat davacı tarafından yapılan tedavi giderlerini gösterir bir belgenin sunulmaması nedeniyle davacının bu yöndeki talebi dikkate alınmamıştır.
Kazada davacı …’ın da bulunduğu yolcuların değişik derecelerde yaralandıkları, otobüs beton duvar ve reklam direğinde maddi hasar meydana geldiği, davalılarca sigortalanmış bulunan … plakalı otobüsün dava dışı sürücüsü …’ın %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı otobüsün kazazede yolcusu davacı …’ın kusursuz olduğu, davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk duruma göre davacı …’ın, devlet memuru olan davacının 21 günlük iyileşme (geçici iş göremezlik) döneminde her hangi bir efor sarf etmeksizin normal maaşları tam ödendiğinden ve bunun dışında başkaca bir zararının olduğunu gösterir bir belge bulunmadığından, davacının geçici iş göremezlik dönemi zararının belirlenemediği, davacı tarafından kazalının bakıcı gideri nedeniyle zararının bulunduğu belirtilmiş ise de davacının iyileşme süresince tek başına ihtiyaçlarını karşılamayacağı ve bu sürede bir başkasının bakım ve desteğine ihtiyaç duyduğu kabul edilerek bu konudaki Yargıtay kararlarına göre olay tarihindeki aylık brüt 1.071,00 TL’lik asgari ücrete göre 21 günlük iyileşme dönemi için bakıcı gideri zararı hesaplandığında davacının bakıcı gideri zararının 1.071,00 / 30 x 21 gün x %100 kusur 749,70 TL olduğu, sürekli iş gücü kaybı (maluliyet) nedeniyle maddi zararının bulunmadığı, davacının yukarıda belirlenen zararlarından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında davalı … Sigorta Şirketinin sorumlu olacağı, davacının maddi zararları Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesindeki limiti aşmadığından, aracı İMM teminatı ile sigortalayan davalı …nin dava kapsamında bir sorumluluğunun bulunmayacağı, davacının belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde ve kapsamında olduğu, davalı … Sigortanın 16.04.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenememesi nedeniyle … plakalı aracın kullanım amacının ticari olması ve olayında taşıma esnasında meydana gelmesi nedeniyle avans faizi talep edilebileceği hükme elverişli 22/03/2019 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 749,70 TL’nin 16/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının davasının davalı …Ş. yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 749,70 TL’nin 16/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının davasının davalı …Ş. yönünden reddine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 51,21 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,51 TL harcın davalı … Sigorta şirketinden tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın davalı … Sigorta şirketinden tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.727,20 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.294,88 TL yargılama giderinin davalı … Sigorta şirketinden tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 749,70 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta şirketinden tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı … Sigorta şirketi duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 250,30 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … Sigorta şirketi tarafına verilmesine,
8-Davalı … Sigorta şirketi tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı …Ş. tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davalı …Ş. duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı …Ş. tarafına verilmesine,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 22/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”