Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/421 E. 2018/1133 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/421 Esas
KARAR NO : 2018/1133

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2016
KARAR TARİHİ : 14/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Tasfiye halinde … A.Ş.’den katılım hesabı alacaklısı olduğunu, 4-5 yıl kadar toplam alacak bedellerinin ödeneceğinin beyan edildiğini, bu kapsamda temlik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamda bir kısım ödemeler yapıldığı ancak bakiye bedellerin bir türlü ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla dava dışı … İnş. Tic. Ltd. Şti. Hakkında … 35. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı ancak borçlu tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, taraflar arasında kurulan sözleşmede 6 taksitin ödenmemesi halinde diğer alacak bedellerinin muaccel hale geleceğinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda müvekkilinin bakiye 58.118 Euro alacağıının tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacak bedelinin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, … A.Ş.’nin tasfiye işlemlerinin devam ettiğini, alacakğın muaccel hale gelmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak haksız davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 35. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı ile dava dışı Kamer Yayıncılık hakkında davacının alacağına ilişkin olarak 58.118 Euronun tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalıların süresinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettikleri tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya Bağımsız Denetçi …’a tevdii edilerek 12/04/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlık tasfiye süreci devam ederken alacağın talep edilip edilemeyeceği ve alacak miktarında toplandığı, tasfiye halindeki … Kurumu A.Ş.nin tasfiye sürecinin devam etmesi nedeniyle, davacı kar-zarar katılımı hesabı sahibinin tasfiye sonucunu beklemeden talepte bulunamayacağı, böylece davacı katılım hesabı sahibinin alacağının henüz muaccel hale gelmediği, bu hususun 11.02.2010 tarihli sözleşme ile borcun devredildiği yüklenildiği, davalı … Pazarlama tarafından borcun nakli hükümleri uyarınca davacıya karşı bir itiraz olarak ileri sürülebileceği, hesabın niteliği gereği tasfiye işlemleri sonucunda bir alacak kalırsa davacı bir hak talebinde bulunabileceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.06.2014 gün ve E.2014/5732, K.2014/11490 sayılı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26.02.2014 gün ve E.2013/6602, K.2014/3748 sayılı ilamlarında da tasfiye tamamlanmadan açılan davanın zamansız açılan dava olması nedeniyle reddi gerektiğinin belirtildiği, dava dışı … Kurumu A.Ş. halen tasfiye halinde olup tasfiye sonuçlanıp kâr ve zarar durumu belirginleşmeden davacının alacak talep etmesi mümkün olmadığı, tasfiye sonuçlanmamış ve gerek sözleşme, gerekse takip ve dava tarihi itibariyle alacak muaccel hale gelmemiş bulunduğundan, davanın zamansız açıldığının kabulü gerektiği, davacı, davadışı … Kurumu A.Ş.de açmış bulunduğu kar ve zarara katılma hesabı ile ilgili olarak HMK.m.187 ve devamı maddelerinde belirtilen kanunen geçerli belgeleri dosyaya sunmamış bulunduğundan davacının dava dışı … Kurumu A.Ş.deki 11.02.2010 sözleşme tarihi itibariyle mevcut alacak miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu da tespit edilemediği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi dosya Mali Müşavir …e tevdii edilerek 05/10/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında kurulan 11.02.2010 tarihli Sözleşme ile celp edilen delilerin incelenmesi neticesinde; davacı ve davalı arasında 30/08/2010 – 30/07/2016 tarihlerini kapsar şekilde her ay toplamda 74.947,21 Euronun taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacının, kayınvaldesi hesabına yapılan ödemelerin dava dışı … tarafından yapıldığı davacı kabulünde olup, Garanti Bankası yazı cevabında dava tarihine kadar toplamda 14.931,79 Euro ödeme yapıldığı, en son 30.01.2012 tarihinde 441,55 TL olarak ödeme yapıldığı, önceki Euro karşılığı yapıldığı açıklamada mevcut tutarların banka tarafından Euronun Döviz alış kurundan TL olarak kaydedildiği, davacının 58.118,00 Euro asıl alacak talebinde bulunduğu, davacıya 30.01.2012 tarihinden sonra yapılmış ödeme 2016 yılına kadar gelen banka cevabında bulunmadığı, davalı tarafından da ilave ödeme bilgisi belgesi sunulmadığı, dvacının kesin ödeme vadesi ihtiva eden sözleşmede kararlaştırılan taksitli ödemelerin banka en yüksek mevduat faizi ile ödenmesine ilişkin dava dilekçesindeki talebinin 02.07.2018 tarihli dilekçe ile “toplam alacağa dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunuyoruz “ beyanı kapsamında tespit edilen 58.118,00 Euro alacak için 3095 SY 4/a kapsamında dava tarihinden itibaren işleyecek faiz olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının … A.Ş’den katılım hesabı alacaklısı olduğu, davalının davacının alacağını temlik aldığı, temlik bedelinin 17.000 Euroluk kısmını davalı ile birlikte hareket ettiği belirtilen … Ltd. Şti tarafından ödendiği, kalan 58.118 Euro’nun tahsili amacıyla davacı tarafça davalı hakkında icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, ancak açılan davanın itirazın iptali davası değil alacak davasıdır.
Davacının dava dışı … Kurumu A.Ş.’de kar zarar katılım hesabının bulunduğu, dava dışı kurumun tasfiye halinde olması sebebiyle bütün hakların taraflar arasında yapılan temlik sözleşmesi ile davalı tarafa geçtiğini, hesaba ilişkin davacının alacaklarının bulunduğu, yukarıda ayrıntılı olarak dökümü yapılan bilirkişi raporlarından hükme esas alınan 05/10/2018 tarihli mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki tespitler benimsenerek dosya, taraflar arasındaki sözleşme, celp edilen deliller yapılan hesaplamalar neticesinde, davacının talebi ile bağlılık ilkesi gereğince Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 28/02/2017 tarihli 2016/7313 esas, 2017/1555 karar sayılı onama ilamı ışığı altında davacının davalıdan 58.118 Euro alacaklı olduğu tespit edilmekle davanın kabulü ile 58.118 EURO’nun dava tarihinden itibaren 3095/4-a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar kısa kararda “yasal” faiz ibaresi kullanılmış ise de bu hususun sehven yazıldığı işleyecek faizin 3095/4-a maddesi gereğince işleyecek faiz olduğu gözetilerek bu maddi hata düzeltilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 58.118 EURO’nun dava tarihinden itibaren 3095/4-a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 11.293,69 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.823,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.470,26 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.823,43 TL peşin harç ile 1.448,50 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 4.271,93 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 15.869,80 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”