Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/418 E. 2018/668 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/418 Esas
KARAR NO : 2018/668

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 06/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/11/2015 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile … köyü yolunu takiben şehir merkezi istikametinden sağlık köyü istikametine seyrettiği sırada … sokak kavşağına geldiğinde yürüyen … çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticseinde müvekkilinin oğlu 03/03/1981 doğumlu …’nın vefat ettiğini, kaza neticesinde dava dışı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, bu kapsamda müvekkili tarafından davalı … şirketine başvuruda bulunulmuş ise de herhangi bir ödemenin yapılmadığını, müvekkilinin oğlunu kaybetmesi neticesinde desteğinden yoksun kaldığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın … adına kayıtlı aracın 06/03/2015 – 2016 tarihleri arasında müvekkili şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığını, kusur oranında poliçe limitinin azami olarak 290.000,00 TL olduğunu, öncelikle dava konusu kaza sebebiyle kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun kusur oranı üzerinden sorumluluğunun olabileceğini savunarak davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı taraflara yükletilmesini istemiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak yürütülen soruşturma dosyasının bulunduğu … Hazırlık Bürosunun … sayılı yazısı kapsamında … Adli Tıp Kurumunun 25/12/2015 tarihli raporda özetle; Sürücü …’nın alt düzeyde tali kusurlu olduğu, yaya …’nın asli kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kaza sebebiyle tarafların kusur durumlarının tespiti amacıyla mahkememizce dosya … Adli Tıp Kurumuna gönderilerek bu kapsamda hazırlanan 10/11/2017 tarihli kusur raporunda özetle; 21.11.2015 günü saat 01.00 sıralarında Sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile Şehir Merkezi istikametinden … köyü istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde aracının sağ ön kısımları ile önünde aynı istikamette kaplama içerisindeki Müteveffa yaya …’ya çarpması neticesinde dava konusu kaza meydana gelmiştir.
Olay mahallinde yol; iki yönlü, zemin asfalt kaplama yüzey kuru,yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, yaya kaldırımı bulunan, vakit gece, aydınlatma bulunan, hava açık, mahal meskundur. Kaza tespit tutanağında kaza yerindeki azami hız limitinin 50km/s olarak işaretlendiği görülmüştür. Kaza tespit tutanağına ekli kaza yeri krokilerinde çarpma noktasının gerisinde … plakalı araca ait kaplama üzerinde 13metre fren izi işaretlendiği, Sağlık köyü istikametine göre yolun sağında 2.5metre genişliğinde yaya kaldırımı, solun solunda 3metre genişliğinde yaya kaldırımı bulunduğunun işaretlendiği, yol genişliğinin 27metre olarak işaretlendiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu, … Adli Tıp Grup Başkanlığı, … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından … Hazırlık Bürosu’na sunulmak üzere tanzim edilen 25.12.2015 tarihli müşterek raporunda kazanın oluşumunda sürücü …’nın Alt düzeyde Tali kusurlu olduğu, yaya …’nın Asli kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.
Sürücü … ifadesinde;”…Minibüs ile bugün 21.11.2015 günü saat:01.00 sıralarında, halısahada maç yapanları servis yaptıktan sonra tekrar halısahaya doğru seyir halinde iken, … Köyü yolunda … Köyü istikametine … Akaryakıt isimli Petrol istasyonunu geçtikten sonra yolun ortasında bir şahıs olduğunu son anda fark ettim. Yol karanlık idi. Aydınlatma yetersizdi. Şahıs siyah giyimli idi. Karşıdan başkaca bir araba gelmekte idi. Bu arabanın aydınlatması gözlerim almıştı. Şahsı bundan dolayı son anda fark ettim. Benim hızım yaklaşık 65-70 km civarında idi. Çok hızlı olmasam da şahsı fark ettikten sonra hemen fren yaparak kullandığım aracı sola doğru kaçırdım. Ancak şahıs ile aramızda olan mesafe kısa olduğundan aracın sağ ön far ve cam kısımları ile şahsa çarptım. Çarpmanın etkisi ile şahıs sağa kenara savruldu…”şeklinde ifade vermiştir.
Tüm dosya kapsamı, mahkemeniz dosyası ve ekli esas/soruşturma sayılı dosyasına ait gönderilen belgeler,dava ve cevap dilekçeleri,kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokileri, tüm beyanlar, Adli Tıp Kurumu, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı, … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından … Hazırlık Bürosu’na sunulmak üzere tanzim edilen 25.12.2015 tarihli müşterek raporu, dosya tümüyle incelendiğinde kazanın yukarda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Mevcut verilere göre;
A)Sürücü … sevk ve idaresindeki araçla meskun mahalde seyri sırasında müteyakkız seyretmediği, almış olduğu fren tedbirinde hızı nedeniyle yetersiz kaldığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurludur.
B)Müteveffa yaya … kaplama içerisinde iken araçların seyir durumlarını yeterince kontrol etmediği, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, gelen vasıta nedeniyle korunma tedbirine başvurmadığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurludur.
Sonuç olarak; sürücü …’nın %20 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’nın %80 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişi …’ya tevdii edilmiş olup, dosyaya tanzim olunan 24/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kazaya ilişkin olarak hesaplamanın PMF tablosu ile yargıtay içtihatları kapsamında yapılması gerektiği, bu kapsamda davacıların destekliği müteveffa 21.11.2015 tarihinde meydana gelen kaza sonucu hayatını kaybettiği, dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Trafik İhtisas Dairesi 10.11.2017 tarihli raporu incelendiğinde; davalı … Şirketine Sigortalı Araç Sürücüsü %20 oranında kusurlu olduğu, davacıların destekliği müteveffanın ise %80 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren … plakalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde aracın sigortalayan davalı … Şirketinin sorumluluğu bulunduğu dikkate alınarak hesap yapılacaktır. KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihinde cari 290.00,00 TL limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu esası benimsenerek, teminatı aşan miktarlarda davalı … şirketinin sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Yetişkin çocukların anne-babalarına destek olma zorunluluğu bulunmamakta ise de, çocukların elde ettikleri gelirin bir bölümünü kendisine ayırırken bir bölümünü de TMK m. 364/1 gereğince, nafaka yükümlüsü bulunduğu, kazancının bir kısmını annelerine ve babalarına ayırmaları gerekmekte olup, Yüksek Yargıtayı’ın yerleşik uygulamaları da bu yönde olduğu, müteveffanın ve davacıların yaşlarının tespitinde, dosyadaki belgelerden bakiye ömür sürelerinin tespitinde ise, yerleşik uygulama gereği 1931 işaretli (P.M.F) tablosu kapsamında müteveffa … 03.03.1981 doğumlu olup, kazaya bağlı (ölüm) tarihi olan 21.11.2015 tarihinde (35) yaşındadır. Müteveffanın 1931 işaretli (P.M.F) tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 33 yıldır. Yüksek Yargıtay tarafından erkekler için aktif yaşam süresi sonu olarak belirlenen 60 yaş sınırı dikkate alınarak 60-35= 25 yıl aktif, 8 yıllık devre de pasif zarar süresi olarak kabul edilecektir. Müteveffanın annesi … 01.06.1950 doğumlu olup, kaza tarihinde (65) yaşında olup, muhtemel bakiye ömrü P.M.F’ye göre 12 yıldır.
Yerleşik Yargıtay uygulamaları ile davacı vekilinin beyanı gereği müteveffanın gelirinin asgari düzey olarak hesaplamaya tabi tutulması kanaatinin hasıl olduğu, müteveffanın kazancının daha fazla olduğuna ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyaya ibrazı halinde olay/hesap tarihleri arasında asgari ücretin uyarlanması sonucu yeni bir hesabın yapılabileceği, bu bilgiler ışığında davacının olay tarihinde asgari ücret düzeyinde kazancının olduğu varsayılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Müteveffanın bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi, ömrünün sonuna kadar bekar kalmayacak ve TÜİK verileri de dikkate alındığında muhtemelen 37 yaşında evlenecek ve 2’şer yıl ara ile asgari 2 çocuğu olacağı kabul ve varsayılarak gelirinin büyük bir kısmını kendi ihtiyacı ile muhtemelen eşi ve çocuğuna ve artanını da hak sahipleri davacı anne ve babasına ayıracak ve tahsis edecekti. Müteveffa evlenene kadar kalan kısımda anne-baba destekliği kazancının %50 olacak, evlendikten ve çocuğu/çocukları olduktan sonra gelirinin büyük bir kısmını ailesine ayıracaktır.5510 sayılı yasanın 34. Maddesi ile Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlarda dikkate alınarak müteveffanın gelirinin hak sahipleri arasında paylaştırılması neticesinde hesaplama yapılması gerekmektedir.
Müteveffanın 21.11.2015-21.11.2018 yılları arası geçen (3) yıllık işlemiş aktif-pasif devredeki net kazancı yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artışa tabi tutulmaksızın aynen alınması gerektiği, fakat 21.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek bakiye aktif ve pasif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Müteveffanın işleyecek aktif devre başındaki (1) yıllık net geliri ise; 1.603,12 TL x 12 = 19.237,44 TL olup, işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınması gerektigi, davacı anne yönünden 3 yıllık işlemiş iskontosuz aktif devre maddi tazminat zararının toplamda 20.654,36 TL olduğu, 9 yıllık işlemiş iskontolu aktif devre maddi zararının toplamda 26.749,20 TL olduğu, bu kapsamda hak sahibi annenin 12 yıllık zarar tutarının 47.403,56 TL olarak hesaplanmıştır.
21.11.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre, davalı … poliçesine istinaden sorumluluk limiti 290.000,00 TL’dir. Davalı … şirketinin kusuru nispetinde sorumluluğu bulunduğu ancak davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün % 20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmekle bu kapsamda davalının sorumlu olacağı bedelin 9.480,71 TL olduğu, davalı tarafından ödeme yapıldığına dair bilgi yada belgenin dosya kapsamında mevcut olmaması sebebiyle başka bir indirim yapılmamıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 99. Maddesinde; ’ Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..’’ hükmünün düzenlendiği, dosya kapsamında yer alan hasar dosyası incelendiğinden davacılar tarafından davalı … şirketine 19.01.2016 tarihinde müracaat etmiş olup davalı … şirketinin temerrüt tarihi müracaatı takip eden 8 iş günü sonrası yani 01.02.2016 tarihidir.
Sonuç olarak; davalının temerrüt tarihinin 01.02.2016 tarihi olduğu, davacıların müteveffanın ölümünden dolayı mahrum kaldığı Destek Yoksun Kalma Tazminatının hesaplandığı, hak sahibi anne …’nın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazmitanı tutarının 9.480,71 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının oğlu olan …’nın 21.11.2015 tarihinde, … sevk ve idaresindeki … plakalı münibüsün çarpması neticesinde ölmesine dayalı olarak açılmış olan destekten yoksun kalma tazminat davası olduğu anlaşıldı,
Kaza tarihinin 21/11/2015 tarihi olduğu, ancak sigorta başlangıç tarihinin 06/03/2015 tarih olduğu, yeni değişen genel şartların 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetildiğinden davacıların desteği müteveffanın 10/11/2017 tarihli ATK raporuna göre % 80 oranında kusurlu olduğu dikkate alınarak PMF tablosuna göre hazırlanıp usulüne uygun hesaplama yapılan 16/02/2018 tarihli aktüer bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olup, davalı … şirketinin temerrüt tarihinin kendisine müracaat tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasına tekabül eden 01/02/2016 tarihi olduğu ve destekten yoksun kalınan miktarın 9.480,71 TL olarak hesaplanmış olması nedeniyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 9.480,71 TL nin 01/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
2-Harçlar tarifesine uyarınca alınması gereken 647,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL + 35,90 TL ıslah harcından oluşan toplam 65,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 582,53 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 29,20 TL peşin harç, 35,90 TL ıslah harcı ile 869,60 TL bilirkişi ücreti, posta, tebligat, müzekkere masraflarından oluşan toplam 934,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı taraflara verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT tarifesi uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”