Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/377 E. 2018/940 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/899 Esas
KARAR NO : 2018/982

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/05/2010
KARAR TARİHİ : 05/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … Bankası … Şubesi’ne ait … numaralı ve 12.000,00 TL bedelli çekin elinde bulunduran davalı .. tarafından diğer davalı … Şti’ ne verildiğini, oysaki çekin keşide tarihinin karalanarak 06.03.2010 tarihinin atıldığını, müvekkilinin imzasının taklit edildiğini, sahteciliğin çek vasfını ortadan kaldırdığını belirterek bu çekten dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili diğer davalı arasındaki ticari ilişkiden dolayı çekin ciro edilerek müvekkiline verildiğini, müvekkilinin aldığı İhtiyati Haciz kararı sonucunda … 3. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, müvekkilinin 16.559 TL tahsilat yaptığını, mlüvekkilinin iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği, ancak vekaletname sunularak duruşmalar takip edilerek dosyaya beyan dilekçeleri sunulmuştur.
İstanbul Kapatılan 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/174 esas, 2012/17 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde; çeteki imzanın veya düzeltme parafının HMUK 298 ve HMK 207. Maddelerine göre senetteki kazıntı, çıkıntı veya karalamaların inkarı halinde bunların dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. Poliçelere ait olan ve çekte de uygulanacak TTK 898/2 maddesine göre poliçenin-çekin kötüniyetli edinilmesi halinde 1. Fıkradaki def’ilerin herkese karşı ileri sürülebileceği hüküm altına alınmkıştır.Bu durumda dacıya ait olmayan ve HMK 207. Maddesine aykırı işlemden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davalı … Tic. Ltd. Şti. Vekilinin 09/04/2012 havale tarihli dilekçesi ile davalı …Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Vekilinin 09/04/2018 havale tarihli dilekçeleri ile mahkeme kararını temyiz etmeleri üzerine dosya Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/9242 esas, 2012/15972 karar sayılı, 05/11/2012 tarihli ilamında; ” Mahkeme, 08.02.2012 tarihli duruşmada bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, ancak beyanda bulunulmadığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş ise de, bir önceki celsede davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından mazeret dilekçesi verildiği, mazeretin kabul edildiği, bu vekilin davayı takip ettiği, diğer davalı …. Ltd. Şti. vekilinin de vekaletname sunduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporlarının davalı vekillerine tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde belgeye rastlanılmamıştır. Raporun davalı vekillerine tebliğ edilmediği halde, tebliğ edilmiş gibi işlem yapılarak davalı taraf rapora karşı itirazlarını sunmadan karar verilmesi savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olduğundan, eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle hükmün bozulması ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bozma sonrasında İstanbul Kapatılan 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/80 esas sırasına kaydı yapılarak yapılan yargılama neticesinde; Mahkememizin davaya konu çek keşide tarihi 06/04/2010 iken, 06/03/2010 yapılmak suretiyle keşide ve ibraz süresi bir ay öne alınmak suretiyle çek bankaya ibraz edilmiş, çekin karşılığı bulunmadığı şerhi vurularak, çek davalı …Tic. Ltd.Şti . nce takibe konu edilmiştir.
Çek üzerindeki paraf davacıya ait bulunmadığı mahkememizce kabul edilmekle birlikte, çekin keşide tarihine yapılan değişiklik ile çekin kambiyo senedi vasfını yitirmediği , davalıların kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları yitirilse dahi, çekin hamiline olarak düzenlenmiş olup, Davalı …’nin çekte ciranta olarak yer aldığı, diğer davalı …’ın yetkili hamil olması ve davacı keşidecinin de çekteki imzasını inkar etmemesi karşısında davacının bu çek nedeni ile sorumsuzluğuna hükmedilebilmesi için borçlu olmadığını kanıtlamasını gerektiği, oysa davacı sadece çekteki keşide tarihinde tahribat iddiasında bulunduğunu beyan ederek davasını açmış olmakla ve borçlu olmadığını ispatlayamadığından, her iki davalı yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 19/11/2014 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/20467 esas, 2015/3912 karar sayılı, 19/03/2015 tarihli ilamında; ” Dava konusu çek hamiline düzenlenmiş olup çekin keşidecisi davacı, birinci cirantası davalı … Ltd. Şti, hamili ise davalı … Ltd. Şti’dir. Bahse konu çekin keşide tarihinin 06.04.2010 iken 06.03.2010 olarak tahrif edildiği dosya içeriği ile sabittir. Ancak, çek 08.03.2010 tarihinde ibraz edilmiştir. 5941 sayılı Yasa’nın Geçici 1.maddesinin 5.fıkrası uyarınca 31.12.2017 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olup, somut olayda usulüne uygun bir şekilde ibraz bulunmadığından dava konusu çek ile ilgili olarak kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca dava konusu çekte son hamil olan davalı, … Ltd. Şti, TTK’nun 644.(6102 sayılı TTK’nun 732.) maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideci davacıya müracaat edebilecektir. Bu durumda sebepsiz zenginleşmediğini ispat külfeti keşideci davacıdadır. Öte yandan keşideci davacı ile birinci ciranta olan davalı …. Ltd. Şti. arasında temel ilişki bulunduğundan dava konusu çek bu temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Davalı (lehdar) … Ltd. Şti. temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delille ispatlamak suretiyle keşideci davacıdan talepte bulunabilecektir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle hükmün bozulmasına ” dair görüş bildirilmiştir.
Bozma sonrasında Kapatılan mahkemeden devredilen dosyaya 2015/899 esas sayılı numarası alınarak yapılan yargılama neticesinde dinlenilen davacı … Salırlıoğlu mahkememizin 17/01/2018 tarihli celsesindeki sözlü beyanında; “… Oteli işletme sahibi babam … … yapı ile anlaşma yaparken …’ye teminat olarak verilmek üzere …’dan hatır çeki aldı. Babam …’dan aldığı bu hatır çekini …’ye geri alınmak üzere teminat olarak verdi. Fakat … bize bu çeki vermedi ve bu çek üzerinde oynamalar yaptılar. Geri alınmak üzere teminat olarak verdiğimiz çekin daha sonra bankaya ibraz edildiğini, işleme konduğu duyduk. Ayrıca çekteki tarihlerde tahrifat yapılmıştır. … ile .. arasında hiçbir ticari ilişki yoktur.
Davacı vekilinin beyanı üzerine tanıktan soruldu: … ile babam ve babamın şirketi olan … Otel işletmeciliği veya … Otel İşletmeciliği arasında hiçbir ticari ve organik bağ yoktur. Tanıklık ücreti talebimiz yoktur. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Mahkememizin sözlü beyanında; Ben fason olarak dışarıdan boya ve alçı işleri yaparım. Davaya konu olayda da davalı … adına otelin tüm boya , alçı ve kartonpier işlerini yapmıştım, bu yaptığım işe karşılık davalı … yetkilisi … bana 2 adet çek verdi. Bu çekleri ayrı ayrı zamanlarda verdi, bu otelde devamlı iş yaptığımız için davaya konu dönemde otelde 3-4 ay iş yaptık, çeklerin biri 2000-2500 TL civarındaydı, diğeri ise 4000-4500 TL civarlarındaydı şu an tam hatırlamıyorum, çeklerin keşidecisinin kim olduğunu hatırlamıyorum, ancak çeki aldığım … ye çeki veren keşideciyi hatırlamıyorum ama sakallı biri … ye bu çekleri veriyordu, genelde ödeme yapılırken çeki davacı … otelin sahibi Mustafa Beye veriyordu, … da bu çekleri … Beye veriyordu … Bey de bana veriyordu. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Mahkememizin 13/06/2018 tarihli celsesindeki sözlü beyanında; Ben hatırladığım kadarıyla 2010 yılının sonu ya da 2011 yılının başı itibariyle davalı … de işleri takip ediyordum, çünkü ben … nin damadıyım, işleri ben takip ediyordum, o dönemde … de otel inşaatı yapıyorduk, otelin sahibi … bize yaptığımız iş karşılığı para ya da çek veriyordu, biz hacı isimli kişiden çekleri alıyorduk ancak bu kişinin ismini hatırlamıyorum, aldığımız bu çeklere müşterilere ya da malzeme aldığımız kişilere veriyorduk, çeklerin keşidecisi hep aynı kişiydi, keşidecinin ismini bilmiyorum. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 06/03/2010 keşide tarihli 12.000 TL bedelli çekin keşidecisi olan davacı …’ın çekin keşide tarihinin değiştirilerek ve davacının imzasının taklit edilerek paragralanarak önce ilk ciranta … Ltd. Şti.’ne daha sonra son hamil olan … Ltd. Şti. Edildiği ileri sürülerek davalılara borçlu olunmadığına dair menfi tespit davası olarak açılmışken daha sonra borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönüşen dava olduğu anlaşıldı.
Bozma ilamında da belirtildiği üzere çekteki keşide tarihinde oynama yapılmak suretiyle gerçekte 04/06/2010 olan keşide tarihinin 03/06/2010 olarak değiştirildiği ve ibraz tarihinden önce 08/03/2010 tarihinde ibraz edildiği anlaşılmakla usulüne uygun ibraz bulunmadığından çekle ilgili kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiştir.
Çekin keşidecisi olan davacı … ile ilk ciranta … Ltd. Şti. arasındaki temel ilişkiye istinaden davaya konu çek yazılı delil başlangıcı teşkil edeceğinden davalı ciranta … Ltd. Şti. Temel ilişkiyi her türlü delille iddiasını ispat ederek alacağını talep edebilecektir. Bu kapsamda dinlenen davalı … Ltd. Şti tanığı … çeklerin genelde davacı keşideci tarafından … Ltd. Şti’den alındığını beyan ettiği, yine diğer tanık …, çeklerin hep aynı kişiden alındığını beyan ettiği, davacı … ise beyanında dava dışı otel sahibi … tarafından davalı … Ltd. Şti’ne teminat olarak verilmek üzere keşideci davacıdan hatır çeki olarak alınan çekin davalı … Ltd. Şti’ne verildiğini beyan etmiştir. Tüm tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davalı … Ltd. Şti’nin ticari ilişkisi nedeniyle çekleri keşideci davacıdan aldığı sabit olmakla ve hatır çeki veya teminat senedi olduğu iddiası yönünden de davacının davasını yazılı belgeyle ispat edemediği anlşılmakla bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde keşideci ile hamil arasındaki ilişkinin 6102 sayılı TTK.’nun 732. maddesi çerçevesinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi ve uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme hükümleri gözetildiğinde ispat külfeti keşidecide olup, keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda Kortaş … Ltd. Şti. son hamil olup ispat yükü davacı keşidecidedir. Davaya konu çekteki imza inkar edilmediğinden davacı keşideci temeldeki borç ilişkisini kabul etmiş sayılacağından ve borcu bulunmadığını usulüne uygun delillerle ispat edemediğinden bu davalı yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın her iki davalı yönünden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 178,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 142,30 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Tic. Ltd. Şti. duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … Ve Tic. Ltd. Şti. tarafa verilmesine,
5-Davalı … Ltd. Şti. duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … Reklam Mimarlık ve İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafa verilmesine,
6-Davalı … Ltd. Şti. tarafından yapılan 83,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı …Tic. Ltd. Şti. tarafına verilmesine,
7-Davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 7,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafına verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı Davalı … LTD. ŞTİ. vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”