Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/368 E. 2019/456 K. 06.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/368 Esas
KARAR NO : 2019/456

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2016
KARAR TARİHİ : 06/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 04/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 17/02/2014 tarihinde … sevk ve idaresindeki ve … adına kayıtlı … plaka numaralı taşıtın … plaka numaralı motosiklete çarpması neticesi sürücü …’nin vefat ettiğini, müvekkillerin destekten yoksun kalmaları nedeniyle … hesabına müracaat ettiklerini, Aktüer Raporu ile 96.410,00 TL ödeme gerçekleştirildiğini, müvekkil … Hesabı tarafından hak sahibine yapılan ödeme tutarında söz konusu zararın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan araç işleteni …’a ve araç sürücüsü …’a karşı rücu hakkı bulunan müvekkil kurum, ödemiş olduğu işbu tazminat tutarının rücuen tahsili amacıyla … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilerek yetkili icra dairesi … 2. İcra Müdürlüğüne gönderildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, … 2. İcra dairesinin 96.410,00 TL asıl alacak ve 546,76 TL işlemiş faiz için takip başlatılan … numaralı dosyada yer aldığını belirtilerek başlatılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ve … vekiline usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 02/05/2016 tarihli cevap dilekçesinde; … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası üzerinde yapılan takibe 02/03/2015 tarihinde itiraz edildiğini, davacı tarafça müvekkiller aleyhine önce … 37. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından takip yapıldığını, müvekkilleri aleyhine alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca maaş haczi uygulandığını, söz konusu takibe süresinde itiraz edildiğini, takibe itiraz edilmesinden ve bu itirazın öğrenilmesinden yaklaşık 1 yıl 2 ay sonra, 04/04/2016 tarihinde açıldığını, davacı tarafça yapılan ödemenin hiçbir değerlendirme ve hesaplama yapılmadan doğrudan doğruya talep üzerine yapıldığını, müteveffanın kaza anında kullandığı motora takılı bulunan sepetin bulunması ve bunun motor bakımından taşımaya yeterli olmadığı, motor sürücü ehliyetinin bulunmadığını, motorun muayenesinin yapılmamış olduğunu, davacı tarafın tüm hak ve alacakları zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından 19/06/2014 tarihinde ödeme yapıldığını, bu sebeple zamanaşımı talep etmiştir.
Mahkememizce, 08/05/2017 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Sigortacı …, Aktüer bilirkişi …, Kusur bilirkişisi … tarafından ibraz edilen 25/08/2017 tarihli raporda; “davacı … Hesabı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; kazanın oluşumunda … plaka numaralı taşıt sürücüsü …’ın %100 oranında, tam ve asli kusurlu olduğu, müteveffa, … plaka numaralı sepetli motosiklet sürücüsü …’ye atfı kabil kusur bulunmadığı, 17/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden …’nin hak sahiplerine yapılan ödeme sebebiyle, davacı … Hesabı’nın 19/06/2014 ödeme tarihi itibariyle asıl alacak yönünden nihai ve gerçek maddi zararının 95.158,00 TL olduğu, davacı … Hesabı tarafından 23/07/2014 tarihinde … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takiple ilgili, davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile 95.158,00 TL asıl alacak ve icra takibinde talep edilen faiz tutarı ile bağlı kalınarak 546,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 95.704,76 TL üzerinden icra takibinin devamının gerektiği” görüş ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Mahkememizce, 25/09/2017 celse ara kararı uyarınca, taraf vekillerinin rapora karşı itirazların değerlendirilmesi davalının kusur yönünden yapmış olduğu itirazın değerlendirilmesi ve …’nin kaza tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmadığı, 17 yıl 10 ay 23 günlük olduğu, buna göre talep edebileceği tazminat miktarının ne olduğunun tespiti açısından bilirkişilerden ek rapor alınması için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Sigortacı …, Aktüer bilirkişi …, Kusur bilirkişisi … tarafından ibraz edilen 20/11/2017 tarihli ek raporda; davacı … Hesabı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; kök raporda, “kazanın oluşumunda … plaka numaralı taşıt sürücüsü …’ın %100 oranında, tam ve asli kusurlu olduğu, müteveffa, … plaka numaralı sepetli motosiklet sürücüsü …’ye atfı kabil kusur bulunmadığı” kanaatinin sunulduğu, değerlendirme kısmında belirtilen hususlara istinaden kök rapor muhteviyatı kusur durumuna ilişkin kanaatin muhafazası gerektiği, 17/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden …’nin hak sahiplerine yapılan ödeme sebebiyle, davacı … Hesabı’nın 19/06/2014 ödeme tarihli itibariyle asıl alacak yönünden nihai ve gerçek maddi zararının 96.370,00 TL olduğu, davacı … Hesabı tarafından 23/07/2014 tarihinde … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takiple ilgili, davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile 96.370,00 TL asıl alacak ve icra takibinde talep edilen faiz tutarı ile bağlı kalınarak 546,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 96.916,76 TL üzerinden icra takibinin devamının gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Mahkememizce, 14/05/2018 celse ara kararı uyarınca, İstanbul ATK Başkanlığından alınan rapor da ölenin tali kusurlu, davalı …’in asli kusurlu olarak belirlendiği, mahkememizce alınan raporda da ölenin kusursuz, davalı …’in kusurlu olduğunun bildirildiği, raporlar arasında kusur durumu açısından çelişki olduğu görüldüğünden çelişkinin giderilmesi konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Karayolları Trafik kürsüsünden …, … ve … tarafından ibraz edilen 06/06/2018 tarihli raporda; “raporlar arasında kusur durumu açısından çelişki yönünden, … plakalı otomobilin davalı sürücüsü …’ ın, motosiklet sürücüsü …’ nin ölümünde %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı sepetli motosikletin ehliyetsiz sürücüsü …’ nin ise, kendi ölümünde %25 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Mahkememizce, 01/10/2018 celse ara kararı uyarınca, Son alınan kusur raporu doğrultusunda motorsiklet sürücüsü …’nin %25 oranında kusurlu olduğu, tespit edildiğinden aktüer bilirkişi …’tan …’nin %25 oranında kusuru değerlendirilerek davacının rücuya tabi alacağının miktarının tespiti konusunda ek rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … tarafından ibraz edilen 12/04/2019 tarihli ek raporda; davacı … Hesabı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; 17/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden …’ nin hak sahiplerine yapılan ödeme sebebiyle, davacı … Hesabı’ nın 19/06/2014 ödeme tarihi itibariyle asıl alacak yönünden nihai ve gerçek maddi zararının 74.554,04 TL olduğu, davacı … Hesabı tarafından 23/07/2014 tarihinde … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takiple ilgili davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile 74.554,04 TL asıl alacak ve 625,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.179,07 TL üzerinden icra takibinin devamı gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
Dava; trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu olay; davalı …’ın adına kayıtlı, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müteveffa …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet arasında 17.02.2014 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasına ilişkindir. Meydana gelen trafik kazası sonucunda … plakalı aracın sürücüsü … vefat etmiştir.
Davacı taraf, … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli bir ZMMS sigortası bulunmaması nedeniyle … Hesabı Yönetmeliği kapsamında müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalanlara tazminat ödemesi yaptığını, davalıların sürücü ve işleten sıfatıyla sorumlu olduğu, … Hesabı Yönetmeliği m.16 kapsamında davalılara rücu etme hakkı olduğunu iddia etmiştir. Davalı taraf; iddiaları reddetmiş, davanın süresinde açılmadığını, müteveffa …’nin kusurlu olduğu, davacı tarafın ödeme yapmaması gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce … plakalı aracın sigorta kayıtları istenilmiş, sigorta kayıtları üzerinde yapılan incelemede aracın sigortasının 17.02.2014 tarihinde saat:11:56’da yapıldığı, ancak kaza saatinin 07:10 olması nedeniyle kazanın sigorta poliçesi kapsamında olmadığı, aracın kaza tarihi ve saati itibariyle geçerli bir Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunmaması nedeniyle davacı tarafın sorumlu olduğu görülmüştür.
Kaza ile ilgili … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/453 E. 2015/318 K. Sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; sürücü …’ın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları, tedbirsizliği, şerit ihlali gibi nedenlerle asli kusurlu olduğuna kanaat getirilmiş ve taksirle ölüme neden olmak suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.
Yargılama sırasında davacının yapmış olduğu ödemeler, kaza tespit tutanağı, ceza dosyası incelenerek tarafların kusur durumu, yapılan ödemenin uygun olup olmadığı, sonuç olarak yapılan ödemenin ne kadarının davalılara rücu edilebileceği konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporda; … Hesabı tarafından hak sahiplerine 19.06.2014 tarihinde 95.158,00 TL ve 30.06.2014 tarihinde 1.212,00 TL olmak üzere toplam 96.370,00 TL ödeme yapıldığı, davalı …’ın kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, desteklerinin tazminatının hesaplanmasında … ve …’nin toplam destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 108.619,08 TL olduğu, …’nin kaza tarihinde 18 yaşında olduğu ve öğrenimine devam ettiğine dair bir belge olmadığından destek yoksun kalma tazminatına hükmedilemeyeceğini bu nedenle davacı tarafından yapılan 1.212,00 TL’nin davalılara rücu edilemeyeceğini, davacı tarafın … ve …’ye yapmış olduğu 95.158,00 TL’nin davalılara rücu edilebileceği belirtilmiştir. Tarafların bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmesi ve …’nin kaza tarihinde 18 yaşını doldurmadığının anlaşılması üzerine alabileceği tazminat miktarının tespiti için ek rapor alınmıştır. Alınan ek raporun yeterli olmaması ve raporlardaki kusur tespiti ile ceza dosyasındaki kusur tespiti arasında çelişki olması nedeniyle yeni bir heyet kurularak bilirkişi raporu alınmıştır. 31.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı …’ın %75 oranında kusurlu olduğu ve müteveffa …’nin ehliyetsiz sürücü olması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Son alınan bu kusur raporu doğrultusunda davacının davalılara rücu edebileceği tazminat miktarının hesaplanması için yeniden ek rapor alınmıştır. 12.04.2018 tarihli son heyet raporunda; davalının kusur oranına göre tenzilat yapılarak sonuç olarak davacı taraf 17.02.2014 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle hak sahiplerine yapmış olduğu ödemenin asıl alacak yönüyle 74.554,00 TL’sini rücu edebileceği belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki tüm itirazların ve tüm teknik hesaplamaları kapsayan 12.04.2018 tarihli bilirkişi raporu denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacı tarafın yapmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin ödemelerin davalılara rücu edilip edilemeyeceğine ilişkindir. Davacı taraf kaza nedeniyle … Hesabı Yönetmeliği kapsamında sorumlu olduğu için müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalan hak sahiplerine tazminat ödemiştir. … Hesabı Yönetmeliği’nin 16. Maddesinde; Hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle; Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücû edileceği belirtilmiştir. Somut olayda kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu sigortasının yaptırılmadığı görülmüştür. Bu nedenle ödenen tazminat davalılara rücu edilebilir. Destekten yoksun kalma tazminatı; Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin düzenlemelerinin arasında m.53 ve devamında düzenlemiştir. Dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatı, genel haksız fiil şartlarına tabi olup kusur sorumluluğudur. Somut olayda davalı …’ın %75 kusuru bulunması nedeniyle davacı taraf ödediği miktarın davalı kusuru oranındaki kısmını davalılara rücu edebilir. Çünkü davalılar genel haksız fiil kurallarına göre kusuru oranında sorumludur. Davalı … sürücü, davalı … işleten sıfatıyla kusurları oranında ilgili mevzuat gereğince sorumludur. Bu nedenle takibe yapılan itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
Davacı tarafın alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede; asıl alacak teknik raporlar ile ancak yargılama sonucunda belirlendiğinden, likit olmadığından, taraflar arasında çekişmeli olduğundan icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığına kanaat getirilmiş ve talep reddedilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 74.554,04 TL asıl alacak ve 546,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.100,80 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 74.554,04 TL asıl alacak ve 546,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.100,80 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 5.130,14 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 1.171,08 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.959,06 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.171,08 TL harcın davalıdan dahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 2.299,60 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.781,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 2.121,00 TL yargılama giderinin, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 478,12 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.611,09 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/05/2019

Katip

Hakim

HARÇ BEYANI
K.H.= 5.130,14 TL
P.H.= 1.171,08 TL
B.H= 3.959,06 TL

DAVACI YARGILAMA GİDERİ
2.000,00-TL bilirkişi ücreti
299,00-TL posta gideri
2.299,00-TL Toplam yargılama gideri

DAVALI YARGILAMA GİDERİ
2.100,00-TL bilirkişi ücreti
21,00-TL posta gideri
2.221,00-TL Toplam yargılama gideri