Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/305 E. 2019/973 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/305 Esas
KARAR NO : 2019/973

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/10/2015
KARAR TARİHİ : 11/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 22/09/2015 tarihinde davalılardan …’in kullanmış olduğu … plakalı kamyon ile girilmez levhası bulunan sokağa ters yönden dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde girdiğini, evinin önünde oyun oynayan davacı …’u kamyonun altına alarak ezdiğini, davacı …’ninsol ayağının kesildiğini, böbrek ve akciğerinde hasar oluştuğunu ve vücudunun birçok yerinde kırıklar meydana geldiğini, davalı …’in kazada tam kusurlu olduğunu itiraf ettiğini, müvekkilinin tedavisinin hala devam ettiğini bildirmekle maddi zararlara ilişkin şimdilik 5.000,00 TL maddi tazmintaın dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinin her biri için 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gider ve vekalet ücretlerinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı …’in mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; ters yöne gidererek hatalı olduğunu ancak davalı …’nin aniden yola çıkmasıyla kazanın meydana geldiğini, istenilen manevi tazminat bedellerinin ağır ve mağdur edici olduğunu, böyle bir tazminatı ödeyecek durumunun olmadığını, açılan davanın reddini talep ettiği görüldü.
Davalı …Ş.’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı …Ş. Vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi özetle; davaya konu … plakalı kamyonun 23/02/2015 – 23/02/2016 tarihleri arasında … numaralı poliçe ile müvekkili şirketçe Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun gerçek zarar üzerniden belirleneceğini, müvekkili şirkete bu dosya ile herhangi bir başvuru yapılmadığını, son yasal düzenlemeler çerçevesinde sağlık hizmet bedelleri sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacağını bildirmiş olup müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, genel şart hükümlerine uygun olarak tüm ilgili hasar ve ödeme evrakları ile usulüne uygun hasar başvurusu yapılması gerektiğini ancak hiçbir hasar başvurusunda bulunmadıklarını bildirmekle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ‘e usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ olduğu, davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkilinin araç işleteni olarak kusurlu sayılabilmesi için kazanın sürücünün kusurundan veya araçtaki bir hatadan kaynaklı olması gerektiğini, olayın geliş şeklinde davacı …’nin yola aniden fırladığını, davalı araç sürücüsünün kusursuz olması durumunda müvekkilinin de sorumluluğunun kalkacağını, davacının maddi tazminat taleplerinni fahiş olduğunu, müvekkilinin maddi durumu söz konusu tazminat taleplerini karşılayacak durumda olmadığını, tedavi giderlerini talep edildiğini ancak tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı yasal düzenlemeler ile kayıt altına alındığını bildirmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizde görülmekte olan dava 2018/401 Esas sayılı numarası ile … 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, ilgili mahkemenin 2016/2 Karar 06/01/2016 tarihli karar tarihi ile “mahkememizin Görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verilerek mahkememizin 2016/305 Esas sayılı numarası ile kaydı yapılıp açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı … ve …’nın sosyal ekonomik durumunu bildirir bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı …’in sosyal ekonomik durumunu bildirir bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı …’in sosyal ekonomik durumunu bildirir bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliğine müzekkere yazılarak davacı …’nin hastanede görmüş olduğu tedaviye ilişkin tıbbı belge, film, grafi ve raporlarının dosyamız arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla kusur bilirkişisi …’ya tevdi edilmiş olup bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 04/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Olay hakkında Trafik Kazası Tespit Tutanağı düzenlenmemiştir. Ancak, … ilçesi … Polis …i Amirliği’nin olay yerinde yaptığı incelemeden sonra düzenlenen Fezlekesi ile davalı sürücünün ifadelerinden kazanın yukarıda belirtilen sokakta ve açıklanan şekilde meydana geldiği anlaşdığını, fezlekede, kazadan sonra araç sürücü ile birlikte kaza yerine gidildiği, kazanın … Sokak’da bulunan 1 nolu bina önünde meydana geldiği, davaiı tarafa ait aracın geldiği Koska caddesinden kazanın meydana geldiği sokağa girişte iki yerde “GİRİLMEZ” uyan işareti olduğu ifade edilmiştir. Dosyada davalı tarafa ait aracın seyrettiği cadde ve sokağı gösteren basit kroki bulunmaktadır. Kazayı görüntüleyen kamera kaydı yoktur. Davalı sürücü …, kazadan sonra Kumkapı Polis …inde alınan ifadesinde; yönetiminde bulunan … isimli işyerine ait kamyon ile … Mahallesi … sokakta bulunan … isimli işyerinden kargo almak için sokağa giriş yaptığında sokakta bulunanların bağrışmaları üzerine durduğunu, bir kişinin gelip çocuğun araç altında kaldığını ve aracı geri almasını söylediğini, aracı geriye alıp indikten sonra çocuğun yolda hareketsiz olarak yattığını fark ettiğini, tanımadığf bir bayanla birlikte çocuğu … Hastanesine götürdüklerini beyan etmiştir. Davalı sürücü kazanın ertesi günü … C. Başsavcılığınca alınan ifadesinde seyir halinde iken önünde Hiç kimse görmediğini, küçük çocuğun aracın altına nasıl girdiğini fark etmediğini, önündeki araçlara uyarak yola ters istikamette girdiğini bildirmiştir. Olay hakkında alınmış bilirkişi raporu bulunmamaktadır. Kazayı görüntüleyen kamera kaydı da bulunmamaktadır. kusur değerlendirmesi; Kaza, … ilçesi … Mahallesinde … caddesinden gelip … Sokak kavşağına ters istikamette giren davalı sürücü …’in 1 nolu bina önünde yol üzerinde bulunan davacıların çocuğu 2012 doğumlu …’a çarpıp aracın aJtına alması şeklinde meydana gelmiştir. Davalı sürücü …’in kazanın meydana geldiği … Sokağına girişte iki adet “Girilmez” trafik uyarj işareti olmasına rağmen ters istikamette girmesi Trafik Kanununun 47/c maddesine aykırı düşen bir davranıştır. Davalı sürücünün bu davranışı yanında sokak üzerinde bulunan çocuğu, son ana kadar fark etmemesi, etrafta bulunanların bağırmaları üzerine durmasr kaza yerinde son derecede dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığım, bir bakıma meskun mahal içi olan küçük yaşta çocuklarm da bulunabileceği sokakta kör gidiş yaptığını gösterdiğinden %75 oranında oJmak üzere asli kusurlu bulunmaktadır. Davalı sürücünün gündüz vakti görüşün açık olduğu yolda bulunan çocuğu son ana kadar fark etmemiş olması, kazayı Önlemek bakımından alabileceği önlemleri zamanında almaması sonucunu getirmiştir. Davacıların kazada yaralanan çocuğu …’un sokak içinde oynayıp bu sırada araçlara karşı dikkatli ve tedbirli davranmaması kazada etkili olan bir durumdur. Dolayısıyla kazada çocuğun yol üzerinde bulunuşu ve gelen araçlara karşı zamanında yolu boşaltmamış olmasının rolü vardır. Ancak, mağdur çocuk kaza tarihinde 3 yaşında olup henüz trafik tehlikesinin bilincinde değildir. Bu sebeple, mağdur çocuğun gösterdiği davranışa atfedilecek kusurun çocukla nnın bakımı ve gözetiminde tedbirsizlikleri olan davacı anne ve babaya atfı uygun görüldüğü görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce … Adli Tıp Kurumu’na müzekkere yazılarak davacı …’un 22/09/2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle varsa kalıcı ve geçici maluliyet oranının tespiti istenilmiş, … Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun mahkememize vermiş olduğu raporda; davacının %42,0 oranında meslekten kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğini, iyileşme süreci içerisinde ilk 2 ay başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce … CBS’ye müzekkere yazılarak … soruşturma numaralı dosyanın uyap üzerinden celbi ile mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … SGK merkez Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı … ve …’nın son maaş durumunu bildirir ve sigorta hizmet dökümünün, kaza nedeniyle davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının, yapılmışsa peşin sermaye değerlerinin ne olduğunun, aylık bağlanıp bağlanmadığı konusundaki bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … SGK … Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı … ve Kamil’in son maaş durumunu gösterir SGK kayıtlarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememiz dosyası tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi için bilirkişi aktüer …’a tevdi edilmiş, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 08/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile davacının iyileşme süresinin 6 ay olduğu belirlenmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/17502 ile 2014/8884 E sayılı kararlarında yaşı küçük olan ve gelir getiren bir işte çalışmayan küçüğün iyileşme döneminde mahrum kaldığı bir kazancının olmaması nedeniyle geçici iş göremezlik dönemi için zararının bulunmayacağı belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2013/9064 E. sayılı daha eski kararında ise küçüğün iyileşme döneminde başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden bu dönem için zarar hesabı yapılması gerektiği belirtilmektedir. Geçici iş göremezlik dönemi ile sürekli iş göremezlik dönemi arasında bir fark bulunmamaktadır. Her iki durumda kazalı iş göremez haldedir. İyileşme süresi sonuna kadar %100 iş göremez, iyileşme süresi sonunda ise belirlenen maluliyet oranı kadar iş göremez haldedir. Her iki durumda da kazalı, emsallerine orantılı olarak yaşamsal faaliyetlerini daha fazla efor sarf ederek idame ettirmek zorundadır. İyileşme dönemi bittikten sonra maluliyeti ile orantılı olarak zarara uğradığı kabul edilen kişinin iyileşme döneminde %100 malul olmasına karşın sırf gelir getiren bir işte çalışmıyor olması nedeniyle zarara uğramadığının kabul edilmesi uygun düşmemektedir. Tüm bu hususlara ilişkin hukuki durumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğundan; kazalının geçici ve sürekli iş göremezlik döneminde uğradığı maddi zararları ayrı ayrı belirlenerek takdire sunulacaktır. Buna göre; davacının 6 aylık iyileşme dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır. Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise iyileşme bitiminden itibaren maluliyetiyle orantılı hesaplanacağını, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının maluliyet oranı %42 olarak belirlenmiş olup, anılan orana göre davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı hesaplanacağını, 30.06.2012 doğumlu davacı, olay tarihinde 3 yıl, 2 ay, 22 günlük olup, 3 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (60)yıl ve muhtemelen (63)yaşına kadar yaşayacaktır. Yargıtay kararlarında kazaya uğrayan kişi küçük de olsa “tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarf etmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak görülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir” demektedir. Bu kararlardan hareketle her ne kadar kazalı, olay tarihinde henüz 18 yaşından küçük ise de; kazalının emsallerine oranla maluliyeti ile orantılı olarak daha fazla efor sarf ederek yaşamsal faaliyetini sürdüreceği ve bu şekilde zarara uğradığı kabul edilerek kaza tarihinden itibaren zarar hesabı yapılacaktır. Buna göre; Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-3)= 57 yıl ve pasif devresi 3 yıldır. Kazanç durumu; Her ne kadar kazalı olay tarihinde çalışarak her hangi bir kazanç sağlamamakta ise de; kazalının yaşamsal faaliyetine devam ettirmek için sarf edeceği emek ve mesainin parasal değerinin yasal asgari ücretlerin altında olmayacağı kabul edilecektir. Ancak 18 yaşına kadar geçen dönem hesabına esas alınan asgari ücret, ücretli çalışılarak elde edilen bir kazanç olmadığından, brüt asgari ücretler netleştirilirken asgari geçim indirimi dikkate alınmayacağını, Kazalının 22.09.2015-22.09.2019 arası geçen (4)yıllık işlemiş devre net kazançları Kazalının iyileşme dönemindeki net kazanç toplamı; 6.192,46 TL ve Kazalının %42 oranında malul olduğu bilinen dönemdeki kazanç toplamı 48 ay; 59.544,49 TL olduğunu bildirmiştir. Bilinmeyen dönem kazanç tespiti; Kazalının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak; İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre, işleyecek devre başında agi hariç belirlenen aylık net asgari ücret 1.829,02 TL olup, anılan tutarın 1 yıllık karşılığı olan (1.829,02x 12 ay)= 21.948,24 TL, kazalının 18 yaşına ulaşacağı dönem hesabına esas alınacağını, günümüz itibariyle bilinen ve agi dahil belirlenen en son aylık net 2.020,90 TL.lık yasal asgari ücretin 1 yıllık karşılığı olan (2.020,90x 12 ay)= 24.250,80 TL, kazalının 18 yaşını bitirdiği tarihten sonraki dönem hesabına esas alınacağını, kazalı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına agi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.829,02×12=) 21.948,24 TL esas alınacağını, peşin değer (56)yıllık işleyecek aktif ve pasif devrenin peşin değeri toplamı; 1.325.808,96 TL olduğunu, maddi zarar hesabı; Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme süresinin 6 ay olduğu ve bu sürenin ilk 2 ayında başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği belirlenmiştir. Bu durumda Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen 2 aylık süre için bu konudaki Yargıtay kararlarına göre asgari ücretin brütüne göre bakıcı gideri zararı hesaplanacağını, Sigorta şirketinin sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi: 22.09.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık ve tedavi giderleri teminatı bakımından ayrı ayrı 290.000,00 TL.dır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2011/10149 E. sayılı kararında özetle “..hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve … Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir..” demektedir. Bu durumda; Davacının yukarıda belirlenen geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararı sakatlık teminatı limitini aştığından davalı … şirketinin söz konusu zararlardan dolayı sorumluluğu 290.000,00 TL limit ile sınırlı olacaktır. Tedavi gideri teminatı kapsamında yer alan bakıcı gideri zararı ise limit içinde kalmaktadır. Dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunulduğunu bildirmekle görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı …Ş. vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 13/05/2019 havale tarihli beyan dilekçesinde 20/09/2017 tarihli protokol ile davacı ile anlaşmaya varıldığını bildirmiş olup davanın müvekkili şirket yönünden davacının feragat nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 22.9.2015 tarihinde meydana gelen tarfik kazasında davacılardan Feride Konuk’un yaralanarak malul kaldığı, buna ilişkin olarak davacı … Konuk için maluliyete dayalı tazminat ve manevi tazminat, diğer davacılar bakımından manevi tazminat talepli tazminat davasıdır.
Davalılardan …’in maliki olduğu, davalı …Ş. tarafından ZMSS (Trafik) Poliçesi İle sigortalanan … plakalı aracın sürücüsü diğer davalı …’in %75 oranında kusurlu olduğu ve %25 oranında kusurun kazada yaralanan …’un anne ve babası olan davacılar … ile …’a ait sayılmasınrn uygun olacağı hükme elverişli 19/12/2016 tarihli kusur – makine bilirkişisi tarafından tespit edilmiştir.
… Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun mahkememize vermiş olduğu 08/01/2019 tarihli raporda davacının %42,0 oranında meslekten kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süreci içerisinde ilk 2 ay başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili ile davalı … vekili tarafından 20/09/2017 tarihinde imzalanan sulh protokolünde davalı …Ş. ile sigortalı açısından davanın feragat ile sonlandırılacağı ve karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin talep edilmeyeceği kararlaştırıldığından müşterek ve müteselsil sorumluluk gereğince tüm davalılar yönünden davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında alınan kusur raporundaki tarafların kusur oranları, ATK maluliyet raporuna göre davacının %42 oranında malul kalması, davalı …’in emniyetçe yapılan araştırmada ise aylık 6.000,00-7.000,00 TL gelirinin bulunduğu, davalı …’in ise emniyet araştırmasında pazarcılık yaptığı, asgari ücret kadar kazancının bulunduğu dikkate alınarak taraflara ait sosyal ekonomik durumlar gözetilerek davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL’nin taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının maddi tazminat yönünden davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KABULÜ ile davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL’nin taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden; Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.049,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.208,29 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.158,99 TL harcın davacılara iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan; 3.208,29 TL peşin harç ile sosyal ekonokmik durumunun araştırılması amacıyla yapılan 52,00 TL müzekkere masrafından oluşan toplam 3.260,29 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın talep gibi davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan manevi tazminat yönünden 3.600,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸