Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/261 E. 2018/1072 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/261 Esas
KARAR NO : 2018/1072

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/03/2016
KARAR TARİHİ : 31/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.12.2015 günü davalı … şirketine trafik sigortalı … plakalı aracın müvekkilinin eşi yaya …’na çarpması sonucu ölümüne neden olduğu, sürücünün asli kusurlu olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 1.000,00 TL cenaze ve defin giderleri olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıya ödetilmesine diğer hususlarla birlikte karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, dava dilekçesi ekinde bulunan belgelerin sunulması ve tebliğ edilmesi gerektiği, hiçbir evrağın müvekkiline tebliğ edilmediği, ceza davasındaki bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıların desteğinin %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, müvekkili kooperatifin sorumluluğu bulunmadığı, aleyhe tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasa faize hükmedilebileceği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davacının taleplerinin kısmen veya tamamen reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesi istemiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası üzerinden yapılan soruşturma kapsamında şüpheli konumundaki sürücü … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı şüpheliye atfı kabil kusur bulunmadığından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası üzerinden … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığınca 01/04/2016 tarihinde aldırılan raporda özetle, sürücü …’nin kendisine hitaben yeşil ışık yanmakta iken geçiş yaptığı anlaşıldığından atfı kabil kusur bulunmadığı, müteveffa yaya …’nın asli kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişi Sigorta ve aktüer uzmanı …, Makine Mühendisleri …, … ile …’a tevdii edilen dosyaya 13/06/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; olayla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli konumundaki sürücü … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan yürütülen 2016/984 sayılı soruşturma kapsamında alınan … sayılı karar ile; ATK raporu doğrultusunda şüpheliye atfı kabil kusur bulunmadığından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Uzmanları tarafından hazırlanan 01.04.2016 tarihli raporda; sürücü …’nin kendisine hitaben yeşil ışık yanmakta iken geçiş yaptığı anlaşıldığından atfı kabil kusur bulunmadığı, müteveffa yaya …’nın asli kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 157/b maddesi “sürücü kusurlarının tespiti” ile ilgili bendi; “adli mevzuat ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere, trafik kazalarına karışanların kusur durumları; 2918 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen kurallar, şartlar, hak ve yükümlülükler ile asli kusur sayılan haller dikkate alınarak belirlenir. Kaza mahallinde yapılan incelemeler sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkındaki ifadeleri ile varsa tanık ifadeleri de kusur durumunun tespitinde dikkate alınır” şeklindedir. Kazada kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilebileceği, bu kapsamda; sürücü …, 22.12.2015 tarihli şüpheli ifade tutanağında özetle; … plakalı aracıyla …’ya girdiğini, … girişindeki benzin istasyonundan yakıt aldığını, … tabelasının oradaki ışıklarda araçlara yeşil ışık yanmakta iken yolun sol tarafındaki kaldırımdan yolun karşısına sağ tarafına bakmadan koşar adım geçmeye çalışan şahsı fark ettiğini, fren sıktığını ancak kendisini fark etmeyen şahsın koşarak karşıya geçmeye çalışırken direksiyonu sağ tarafa çevirmesine rağmen aracın sol ayna ve sol çamurluk kısmına vurması sonucu sol tarafa savrulduğu, sağ tarafa giderek aracıyla durduğunu, şahsın yanına gittiğini, polisler ve ambulansın geldiğini, şahsı hastaneye götürdükleri, 50-60 km/saat hızla seyrettiğini, başka bir kazaya sebebiyet olacağından o anki refleks ile direksiyonu çok fazla sağ tarafa kıramadığını,
Tanık …, 22.12.2015 tarihli bilgi alma tutanağında özetle; eve gitmek üzere … ışıklardaki … istikametindeki durakta minibüs beklerken durağın karşısındaki kaldırımda bekleyen ve daha sonra … tarafından araçlara yeşil ışık yanık iken …. mahallesi tarafına yaya geçidinden geçmek isteyen bir erkek şahsın kaldırımdan bir kaç adım inerek koşarak yolun karşısına geçmeye çalışırken … istikametinden gelen gri renkli aracın yolun sol şeridinde aracın sol tarafından vurduğunu, şahsın yolun sol tarafına doğru fırlayıp yola düştüğünü, şoförün şahsa vurmamak için direksiyonu sağa kırdığını ancak şahıs koşarak gittiğinden araca çarptığını,
Tanık …, 24.01.2018 tarihli ifadesinde özetle; davacıyı şahsen tanıdığını, belediyede işi olduğu için … Belediyesi’ne doğru yaya …’nın önünden yaya olarak gittiğini, birinci ışıklardan yaya geçidinden işi olduğu için hızlıca geçtiğini, arkasından seslendiğinde ancak işi olduğu için durmadan devam ettiğini, ikinci yaya geçidini geçtiğini, …’nın arkasından geldiğini, ikinci yaya geçidini geçtikten sonra arkadan acı bir fren sesi ve küt diye bir ses duyduğunu, gri renkli bir aracın …’nı sürüklediğini gördüğünü, ikinci yaya geçidini geçtiğinde yeşil ışık yandığını, araçların durduğunu, çarpma sesini duyup arkasına baktığında çarpan aracın geçtiğini gördüğünü, ancak o anda araçlar için yeşil ışık yanıp yanmadığını bilmediğini, ancak çarpan aracın kırmızı ışıkta durmuş olması durumunda çarpmanın şiddetli olmayacağını, çarpma sesi ile birlikte fren sesi duyduğunu, arkasına baktığında duran diğer araçların halen sabit durduklarını, çarpan şahsın aracından inip şoka girdim dediğini, ambulans ve trafiğin çağırıldını beyan etmiştir.
Olay yerine intikal eden … Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nden Polis Memurları … ve … tarafından tanzim olunan “Trafik Kazası Tespit Tutanağı”’nda; olay mahalli 100 km/saat azami hız sınırlamalı yerleşim yeri içi, D575-01 devlet karayolu, bölünmüş, 10,50 metre şerit-15 metre platform genişliğinde üç şeritli, asfalt kaplama, yüzey kuru, yatay güzergâh düz, düşey güzergâh eğimsiz, vakit gündüz, hava ve görüş açık olup, mahalde kaza noktasına 7 metre mesafede ada başı ve yön levhaları, yol şerit çizgisi, trafik lambası ve aydınlatma bulunmakta, oto korkuluk, kaldırım, banket, görüşe engel cisim, yoldan kaynaklanan sorun, kavşak, geçit bulunmamaktadır. “Kaza Özeti”nde; sürücü …’nin idaresindeki … plakalı aracıyla … istikametine seyri esnasında … kavşağına geldiğinde kendi beyanına göre kendisine kırmızı ışığın yandığını, bekleyip yeşil ışık yandığında hareket ettiği kavşağı geçişte istikametine göre yolun sol tarafından yayanın koşarak karşıya geçmek istediğini fark edince aracını sağa kırması neticesi yaya geçidini kullanmayan yaya …’nın aracın ön sol tarafı, ayna ve ön sol çamurluğa çarpması neticesi kazanın meydana geldiği belirtilmiş, inceleme ve görgü tanıklarının beyanına göre kazanın oluşumunda yaya …’nın KTK 68/1-b-1 kuralını ihlalden tek kusurlu olduğunun anlaşıldığı, sürücü …’nin ise kusurunun olmadığının bildirildiği, çizilen “Kaza Krokisi”nde; çarpışma noktası 15 metre platform, 10,5 metre şerit genişliğindeki üç şeritli yolun sol şeridi içerisinde ve yaya geçidinin 5 metre ilerisinde işaretlenmiş, çarpışma sonrası 5 metre ileride kamyonetin orta şerit içerisinde çarpraz şekilde sol ön yan kesimlerinden hasarlı vaziyette durduğu, yayanın ise kamyonetin sol yan kesimine 3 metre mesafede ve çarpışma noktasına 7 metre mesafede sol şerit ve 80 cm genişliğindeki banket kesiminde durduğu, mahalde kavşak nedeniyle yaya ve taşıt geçişlerinin trafik ışıkları ile kontrol edilip düzenlendiği resmedilmiştir.
Sürücü …, 1976 doğumlu ve olay günü 39 yaşında olup yeterli (B) sınıfı sürücü belgesine 2002 yılından itibaren haizdir. Alkolmetre cihazı ile yapılan kontrolünde alkol izine rastlanmadığı, müteveffa yaya …, 1943 doğumlu ve 72 yaşında olup 05.02.2016 tarihli “Ölü Muayene Otopsi Tutanağı”nda; 170 cm boyunda, 85 kg ağırlığında olduğu, kafa ve genel vücut travmasına bağlı beyin kanaması sonucu öldüğü, … Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 16.02.2016 tarihli yazıda; çevrede yapılan araştırmada olay yerini gösterir herhangi bir güvenlik kamerası mevcut değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda; karayolu- trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, trafik- yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü, taşıt yolu (kaplama)-karayolunun genel olarak taşıt trafiğince kullanılan kısmı, geçiş hakkı-yayaların ve araç kullananların diğer yaya ve araç kullananlara göre, yolu kullanmak sırasındaki öncelik hakkı, yaya geçidi-taşıt yolunda, yayaların güvenli geçebilmelerini sağlamak üzere, trafik işaretleri ile belirlenmiş alan, trafik işaretleri-trafiği düzenleme amacı ile kullanılan işaret levhaları, ışıklı ve sesli işaretler, yer işaretlemeleri ile trafik zabıtası veya diğer yetkililerin trafiği yönetmek için yaptıkları hareketler, ışıklı ve sesli işaretler-trafiği düzenlemede kullanılan ışıklı ve sesli, sabit veya taşınabilir, elle kumanda edilebilen veya otomatik çalışan, üzerinde çeşitli renk, şekil, sembol, yazı bulunan ve belirli yanma süresi olan, ışık veya sesle özel bir talimatın aktarılmasını sağlayan trafik tertibatı olarak tanımlandğı, olayın araç içi, dışı, çevre, işyeri, mobese vb. kamera görüntüleri bulunmamakta, dolayısıyla etkili olabilecek başkaca unsurlar bilinmemektedir. Olay yerine sürücü ve yaya tarafından birbirlerine dik doğrultuda düz olarak gelindiği, bir bütün olarak belli bir düzen ve yasaklama getiren trafik kurallarına harfiyen uyulması mecburi olduğu, kurallara uyan sürücülerin ve yayaların kazaya sebep olma oranları oldukça düşük olduğu, sürücü ve yaya gibi karayolundan faydalananların değişen veya beliren şartlar karşısında gösterecekleri tavır ve davranış şekillerinin diğer bir sürücü veya yaya tarafından önceden tahmin edilmesi güç olduğundan trafik kurallarının tümü bir bütünlük arzeder ve özellikle trafik içinde yolun durumuna göre uygun zamanda ve biçimde olayların algılanıp, yorumlanarak tehlikelerin zamanında fark edilmesi ve ona göre davranış sergilenebilmesi için olduğu, Trafik kural ve kaidelerine uymanın kaza riskini önemli oranda düşürdüğü gerçeği gözardı edilmemesi gerektiği, sürücü ve yayaların değişik risk ve tehlikeleri bünyesinde barındıran karayolu trafiğinde dikkatlerini yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola gereken dikkat ve özeni göstermeleri, hem kendilerinin hem yolcularının hem de trafikte bulunan diğer sürücü, yolcu ve yayaların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına kontrollü ve tedbirli hareket etmeleri, genel trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, yayaların mevcut ise geçit, kavşak noktalarını tercih etmeleri, kaçınılmaz ise korunmasız ve tehlikelere açık şekilde değişik risk ve tehlikeleri bünyesinde barındıran taşıt yoluna çıkmadan önce yolu ve çevrelerini gereği gibi kontrol etmeleri, kendilerine doğru yaklaşmakta olan taşıtların hız ve mesafelerini dikkate almaları, kendi can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özeni göstererek geçiş için uygun anı, emniyetli şartların oluşmasını, gerekirse durup taşıtların geçişini beklemeleri, geçiş hızlarını ayarlamaları gerekmekte, sürücülerin ise taşıt yolunun okul geçidi veya yaya geçidi bulunan kesim yaklaşımlarında yavaşlamaları, geçit bulunmayan kesimlerinde ise yayalara nazaran geçiş önceliği hakkı bulunmasına rağmen bu hak kullanılırken en önemli husus olan insan can güvenliği ve sağlığını tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınması, intikal süresi ve mesafe yeterli ise olası kaza tehlikesini savuşturmak adına zamanında etkili fren ve direksiyon manevra tedbirlerini uygulamaları, korna ve selektör donanımları ile uyarmaları, azami dikkat ve özeni göstermeleri gerekmektedir. Normal şartlar altında gündüz vakti, görüşün açık olduğu, görüşe engel bir durumun bulunmadığı düz mahalde dikkatli ve tedbirli davranan yetişkin bir yayanın ve sürücünün gözle dahi basit ve etkin bir yol ve çevre kontrolü ile birbirlerini zamanında algılayıp tedbir alamamaları için olumsuz bir neden bulunmadığı, T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır.
Taşıt yolları esas olarak taşıtların seyri ve kullanımı, yaya ve okul geçitleri ise yayaların güvenle geçişleri içindir. Ancak yayaların yaya geçitleri üzerinde dahi yaklaşan taşıtları dikkate almadan tedbirsizce taşıt yoluna aniden çıkmaları, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaları yasaklanmıştır. Herhangi bir yayanın emniyetle duramayacak mesafede yaklaşan taşıtların önüne aniden kontrolsüz çıkmaları, sürücülerin de yaya geçitlerine her an durabilecek seviyede hızlarını ayarlamadan tedbirsiz yaklaşmaları halinde benzer kazaların meydana gelebileceği açıktır. Tehlikeli bölge, kişilerin sağlık ve güvenlik yönünden riske maruz kalabileceği çevresinde bulunan bölgeyi, maruz kişi ise tamamen veya kısmen tehlikeli bölgede bulunan kişi olarak tanımlanmaktadır. Açık tehlike; mevcut durumda normal davranışta bile her an kazaya açık olan durumlar, olası tehlike ise güvenli görünen durumda davranış, durum ve pozisyonun değişmesi ile kaza olasılığı olan durumlardır. İnsan vücudunun kemik yapısı baskı ve darbe kuvvetlerine mukavemetli değildir. 1610 kg net, 2240 kg azami ağırlığa ve belli bir hıza sahip kamyonetin dış kaporta kesimleri ile 85 kg ağırlığındaki yetişkin bir yayanın teması durumunda, çarpışmanın şiddetine, açısına, hızına bağlı olarak değişmekle birlikte vücut sert kaporta komponentleri ile temas etmekte, savrularak zemine düşmekte, hem doğrudan temas hem de zemine düşme sırasında sadmelere maruz kalabilmektedir. Dolayısıyla korunmasız yayanın vücudunun değişik bölgelerinden değişik derecelerde yaralanması, daha fazla etkilenmesi beklenen bir durumdur.
Kırmızı ışıklı trafik işaretinde geçme asli kusur nedenidir (K.T.K. Mad. 84/a). Trafik ışıkları, trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda trafik akışını düzenler. Kırmızı ışık yolun geçişe kapalı olduğunu, kırmızı ışıktan sonraki sarı ışık yolun geçişe açılmak üzere olduğunu, yeşil ışık yolun geçişe açık olduğunu, yeşilden sonraki sarı ışık ise durmaya hazırlık aşamasını belirtir. Trafik ışıklarının bazıları, hangi renk ışığın ne kadar yanması gerektiğini düzenleyen bir iç zamanlayıcı ile kontrol edilirken, bazıları da bir sinyalizasyon merkezi tarafından kontrol edilmektedir. Bazı düzenlemelerde gerek kırmızı gerek yeşilden sonra sarı yanması bazı karışıklıklara sebebiyet verdiğinden sarı ışığı gören sürücüler durmak mı yoksa hareket etmek mi gerektiğini anlamamaktadır. Daha sonra kullanılmaya başlanan yeni düzenlemelerde yeşil veya kırmızı tam sönmeden sarı ışık ile birlikte yanmaktadır. Böylece kırmızıyla sarıyı gören sürücü harekete geçeceğini, yeşil ile sarıyı gören sürücü ise durulması gerektiğini anlamaktadır. Meskun mahal düzenlemelerde de sıralama yeşil sarı kırmızı yeşil şeklindedir. Yani sarı kendisinden sonra kırmızı yanacağını bildirmektedir. Olayın meydana geldiği yer, ışık (sinyalizasyon) kontrollü dönel kavşak ve yaya geçidi kesimi olup değişik kollardan gelen taşıt sürücülerine ve yayalara aynı anda yeşil yanması mümkün değildir. Bir yöne kırmızı ışık yandıktan itibaren yaklaşık 2-3 saniye bekleme süresinden sonra diğer yönlere yeşil ışık yanmaktadır.
Olay yerinin uydu ve yer görüntülerinde gösterildiği üzere, … istikametinden … istikametine seyir halinde olan sürücülerin kavşak kesiminde aralarında yaklaşık 30 metre mesafe bulunan iki adet trafik ışıklarından geçmesi gerekmektedir. Yaya geçidi ise ikinci ışıkların yaklaşık 20 metre ilerisindedir. Sürücü … ve tanık … tarafından olay tarihli ifadelerinde taşıtlara yeşil ışık yandığı beyan edilmekte, kaza tutanağında mümzilerin yaralı halde hastaneye kaldırılan yayanın yokluğunda olay yerinde kalan sürücünün beyanını esas alarak olayı özetledikleri, ancak sonuç kısmında mahalde yapılan inceleme ve görgü tanıklarının beyanlarından yararlanıldığı belirtilmiş, olaydan yaklaşık iki yıl sonra tanık … tarafından da taşıtların durmakta olduğu yani yayalara yeşil ışık yandığı beyan edilmektedir. Mevcut muallak ve çelişkili durum nedeniyle heyetimiz tarafından sürücünün mü, yayanın mı kırmızı ışık ihlalinde bulunmuştur.
T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2007/11-104 Esas, 2007/180 K. sayılı 04.04.2007 tarihli ilamı; “… Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, kırmızı ışık ihlali yapan aracın, davacıya kasko sigortalı araç mı, yoksa, davalıların maliki, sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın mı dolayısıyla, kusurun hangi tarafta olduğu noktasında toplanmaktadır. Doktrinde genel kabul gören görüşe göre, işletenlerden hangisinin kusurlu olduğu kesin olarak tespit edilemiyorsa, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, zararın işletme tehlikeleri doğrultusunda, tehlikeler eşit varsayıldığında zarar ilke olarak yarı yarıya paylaştırılır. Somut olayda, trafik kaza tespit tutanağında davalılardan sürücü …’ın kırmızı ışıkta geçtiği belirtilmiş, tespit raporunda ise davacı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kırmızı ışık ihlalinden hareketle tam kusurlu olduğu sonucuna varılmış, yargılama aşamasında alınan raporda ise hangi aracın kırmızı ışık ihlali yaptığı kesin olarak belirlenip aydınlığa kavuşturulamamış, bu nedenle kırmızı ışık ihlali yapan aracın tam kusurlu olacağı sonucuna varılmış, mahkemece, trafik kaza tespit tutanağında tam aksinin tespit edilmiş olmasına rağmen kırmızı ışık ihlali yapan sürücünün davacıya sigortalı araç sürücüsü olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, tehlikelerin eşit olmadığı kesin olarak ortaya konamayacağından, tehlikeler eşit kabul edilerek %50 kusur oranına göre hüküm tesis edilmek gerekirken kaza tespit tutanağı dahi gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklinde görüş bsildirilmiştir.
Normal şartlar altında kırmızı ışıkta geçen tarafın dalgın, kontrolsüz, dikkatsiz, tedbirsiz ve kendisine yanan kırmızı ışıkta ilerlemesi tamamen etkili olup K.T.K. 47/b,c,d, 84/a kurallarını ihlalden %100 oranında tamamen asli kusurlu olmasına rağmen kamera görüntüleri bulunmadığı için belirsizlik nedeniyle ve yukarıdaki içtihat doğrultusunda benzer yaklaşımla; tehlikelerin eşit olduğu varsayılarak hangisinin kırmızı ışık ihlali ile ilerlediği anlaşılamayan sürücü … ve müteveffa yaya …’nın olayın meydana gelmesinde %50 müterafik kusurlu olduğu, Karayollarından faydalananlar, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar. Taşıt yolunun karşıya geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Yayalar, bu yerlerden geçerken; yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadır. Ancak 100 m. mesafe içinde yaya geçidi ve kavşak bulunmayan yerlerde yayaların taşıt trafiği için engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçmek, güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar. Yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır. Yollarda güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır. Yaya yollarında, geçitlerde veya mecburi hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek, tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaları, dikkatsiz hareket etmeleri yasaktır. Ölümü ile sonuçlanan olayda aksine davranarak yaya geçidi kesiminde dikkatli ve kontrollü geçiş yapmayan, kendisine yanan kırmızı ışığa rağmen kaldırım üzerinden kaplama üzerine hareketlenen, tehlikeleri ön görmeyen, kendi can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özeni göstermeyen, sağ tarafından sol şeritte emniyetle duramayacak mesafede yaklaşmış durumdaki kamyonetin hız ve mesafesini dikkate almayan, yolu ve çevresini gereği gibi etkin kontrol etmeyen, tehlikeye açık, dikkatsiz, emniyetsiz ve güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde davranan, sol şeride girip ilerlediği esnada da önüne çıktığı kamyonetin sadmesine maruz kalan, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen müteveffa yaya … %100 oranında tamamen asli kusurludur.
Olayda sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile bölünmüş, tek yönlü, üç şeritli, 100 km/saat azami hız sınırlamalı devlet karayolunun sol şeridinde meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla seyir halinde olduğuna dair somut veri bulunmayan, çarpışma noktasının ilerisinde 5 metre mesafede durmasına göre uygun hızla ilerlediği anlaşılan, kendisine yanan yeşil ışıkta nizami şekilde ilerlediği esnada istikametine göre sol tarafından kırmızı ışık ihlali ile koşarak önüne çıkan yayaya çarpmamak ve olası kaza tehlikesini savuşturmak adına sağa direksiyon manevra tedbiri ve fren tedbiri uygulamasına rağmen çarpışmaya engel olamayan, kısa süre, mesafe ve intikal süresi içerisinde alabileceği başkaca bir etkili tedbir bulunmayan sürücü …’ne atfı kabil kusur bulunmamaktadır.
Sigorta yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmeler ise; müteveffanın %100 kusurlu olduğu kabul gördüğü takdirde davacının talep edebileceği Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Talebi Olamayacaktır. Ancak Davacının Sonuç Kısmında Heyetimizin %50 kusurlu olduğu durum dikkate alındığı takdirde zarar hesabı aşağıdaki gibi olacaktır.
Destek yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; kural olarak mütevaffanın ölümü nedeniyle eşi ve çocukları desteğini yitirmiş sayıldığı, bu nedenle davacı çocuk için olay tarihinde cari TBK m. 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanacağı, müteveffanın ölümü nedeniyle çocuğunun desteğini yitirmiş sayıldığı, bu nedenle dava anne ve baba için olay tarihinde cari TBK m. 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması gerektiği, ana ve babalarının desteğinden yoksun kalan çocuklar yönünden yaşam tablosu söz konusu değildir. Çünkü çocukların destekten yoksunluk süreleri sınırlıdır. Genel olarak erkek çocuklar 18 yaşına kadar, ortaöğretimde iseler 20 yaşına kadar, yüksek öğrenim görüyorlarsa 25 yaşına kadar; kız çocuklar 22 yaşına kadar, yüksek öğrenimde iseler 25 yaşına kadar destek görürler. Müteveffanın destekliğinden yoksun kalan çocuğun eğitim durumlarına ilişkin bir bilgi bulunmadığından yerleşik Yargıtay uygulamaları dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Müteveffa … olay tarihi olan 22/12/2015 tarihinde vefat ettiği, 19/04/1943 doğumlu olup, kaza tarihindeki yaşının 72 yıl 8 ay olduğu, bakiye ömrünün 9 yıl 8 ay olduğu, kaza tarihinden dava tarihi arası geçmiş dönemin 2 yıl 5 ay olduğu, gelecek pasif döneminin ise 7 yıl 3 ay olduğu, destekten yoksun kalan eş 25/07/1946 doğumlu olup, kaza tarihindeki yaşının 66 olduğu, muhtemel destek süresinin 10 yıl olduğu, geçmiş döneme ilişkin davalının kusuru oranında yapılan hesaplama neticesinde 9.454,91 TL zararının olduğu, gelecek pasif döneme ilişkin davalının kusuru oranında yapılan hesaplama neticesinde 27.778,47 TL zararı olmakla toplamda 37.233,38 TL olduğu, Karayolları Trafik Kanunun 99. Maddesinde; ‘’ Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..’’ hükmünün düzenlendiği, dosya kapsamında davacı tarafça davalı … şirketine dava öncesi herhangi bir müracaat bulunmadığından davalının temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu, desteklerinin ölümü nedeniyle katlandıkları defin masraflarının da tahsilini talep ettiği, gerçi maddi tazminatın her türünün ispatı davacılara ait olduğu, ölen her şahıs için yakınlarının veya ailesinin ya da ailelerden birinin mutlak surette bazı defin giderlerine katlandığının kabulü zorunlu olduğu, bunun aksinin düşünülemeyeceğini, ihtilafın defin giderlerinin kapsamını belirlemekte olduğu, bu tür giderler her türlü delille ispatlanabileceği, bu konuda delil ibraz edilememesi halinde dahi mahkeme, bir bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle sarfedilen giderleri tespit ettirmek zorunda olduğu, Mahkemenin, defin giderleri hakkındaki isteği gerekçe göstermeksizin reddetmiş olması bozmayı gerektirdiği, davacının cenaze gideri talebi yerindedir, ancak bu konu hakkında dosyada yer alan … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 04.01.2018 tarihli dilekçesinde cenaze ve defin masraflarının “vatandaşlar tarafından belediyemize müracaat edilmeden gerçekleştirilen cenaze ve defin masrafları ile ilgili, belediyemizde fiyat bilgisi bulunmamaktadır” şeklinde bilgi verilmiş olup, dosya kapsamında davacının ne kadar cenaze ve defin masrafı yaptığına ilişkin belgenin bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 22.12.2015 tarihinde davalı … şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın davacının murisi ve desteğine çarparak onun ölümüne sebebiyet vermesi sebebiyle açılan destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 22.12.2015 Salı günü saat 15:25 sıralarında sürücü …’nin sevk ve idaresindeki, … adına tescilli bulunan davalı … tarafından … numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile 21.08.2015-21.08.2016 tarihleri kapsar şekilde sigorta bulunan … plaka sayılı, … marka, … tipinde, 2012 model, Gri renkli, hususi yük nakli amaçlı yandan camlı çift sıra koltuklu panelvan kamyonet ile … ili, … ilçesinde bölünmüş D575-01 devlet karayolunu takiben Yalova istikametinden … istikametine 3 şeritli yolun sol şeridini takiben düz seyir halinde iken olay mahalli olan trafik ışık kontrollü … kavşağı kesiminde yeşil ışıkta ilerlediği esnada sol ön yan kesimleri ile istikametine göre yolun sol tarafından karşıdan karşıya geçmek amacıyla trafik ışık kontrollü yaya geçidinin 5 metre ilerisinden kaplama üzerine çıkan davacı murisi yaya …’nın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiği, kaza neticesinde yaya …’nın 05.02.2016 tarihinde kafa ve genel vücut travmasına bağlı beyin kanaması sonucu ölümünün gerçekleştiği, soruşturma dosyası kapsamına aldırılan kusur raporunda sürücü …’nin kendisine hitaben yeşil ışık yanmakta iken geçiş yaptığından atfı kabil kusur bulunmadığı, müteveffa yaya …’nın asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, kazaya ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli konumundaki sürücü … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan yürütülen 2016/984 sayılı soruşturma kapsamında alınan rapor doğrultusunda şüpheliye atfı kabil kusur bulunmadığından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasından alınan08/06/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre ise kazaya karışan taraflardan hangisinin kırmızı ışık ihlali yaptığı tespit edilemediğinden yargıtay içtihatları kapsamında müteveffa yaya …’nın % 50 sürücü …’nin de % 50 oranında müterafik kusurlu sayılmalarının uygun olduğu, bu kapsamda yapılan hesaplama neticesinde davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 37.233,38 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamındaki … CBS … soruşturma sayılı dosyasına sunulan 01/04/2016 tarihli ATK bilirkişi raporu ile dosyamız arasına alınan heyet bilirkişi raporu arasında kusur oranı açısından çelişki bulunmakta ise de son bilirkişi raporunda da ifade edildiği gibi olay yerini uydu ve yer görüntülerinden …’dan …’ye giden sürücülerin kavşak kesimlerinden yaklaşık 30 metre mesafe bulunan 2 adet trafik ışıklarından geçmesi gerektiği, yaya geçicinin ise ikinci ışıklardan yaklaşık 20 metre ileride olduğu, sürücü … ve tanık …’in ifadelerinde taşıtlara yeşil ışık yandığının beyan edildiğinin, kaza tutanak mümzilerinin yaralı halde hastaneye kaldırılan yayanın yokluğunda olay yerinde kalan sürücünün beyanı esas alınarak olayın özetlendiği, ancak sonuç kısmında mahalde yapılan inceleme ve görgü tanıklarının beyanlarından yararlanılmış, olay tarihinden iki yıl sonra mahkememizin yazmış olduğu talimat neticesinde 24/01/2018 tarihinde dinlenen …’nin beyanında taşıtların durmakta olduğu, yani yayalara yeşil ışık yandığı beyan edilmekle kusur durumunun tespitinin şüpheli olduğu ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2007 tarihli 2007/11-104 E., 2007/180 karar sayılı ilamı ışığı altında heyetçe belirlenen % 50 kusur oranı mahkememizce de bilirkişi raporunda belirtilen gerekçeler yerinde görülmüş olmakla ve dosyamız arasında bulunan … Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Şube müdürlüğünün 04/01/2018 tarihli cevabi yazasına göre vefat üzerine yapılan cenaze ve defin giderlerinin ücretsiz olduğu anlaşılmakla davacının bu konudaki talebinin reddi ile davanın kısmen kabulü ile 37.233,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 37.233,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.543,41 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL + 124,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 153,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.390,21 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 124,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 153,20 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.208,50 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.150,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 5.445,67 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzlerine karşı davalı vekilinin yokulğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”