Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/232 E. 2018/55 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/232 Esas
KARAR NO : 2018/55

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 24/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin turizm sektöründe konaklama hizmeti sunduğunu, müvekkilinin davalı … dağıtım şirketinin … numaralı abonesi olduğunu, davalı … dağıtım şirketi tarafından müvekkilinin kullandığı elektrik miktarına göre fatura çıkarıldığını ve bu faturaların bedellerinin düzenli olarak tahsil edildiğini, bu faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan K/Kbedeli adı altında kayıp ve kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim ve dağıtım bedeli alındığının tespit edildiğini, bu bedellere KDV de uygulandığını belirterek, müvekkilinden haksız olarak elektrik faturalarına yansıltılmak suretiyle tahsil edilen geriye dönük on senelik elektrik kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve dağıtım bedellerinin, haksız olarak tahsil edilen bedeller üzerinden hesaplanan %2 TRT payının, %1 enerji fonunun ve %5 belediye tüketim vergisinin ve bunlara uygulanan KDV’nin fazlaya ilişkin haklarının kalmak üzere şimdilik 5.000 TL kadarının avans faiziyle beraber müvekkiline ödenmesine, bundan sonra müvekkiline tahakkuk ettirilecek faturalarda söz konusu bedellerin yansıtılmaması karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının talebine konu fatura bedellerini açıkça ifade etmeyip haksız olan bedellerin tespitini, bilirkişi yoluyla tespit edilmek üzere mahkemeye bırakıldığını bu durumun taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil etmekle birlikte davanın konusunu da belirsiz kıldığını, Esasa ilişkin itirazlarının olduğunu, elektrik faturalarında yer alacak tüm gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisi EPDK da olduğunu, EPDK nın kararları düzenleyici işlemler olduğundan hem elektrik tedarikçilerini hem de aboneleri bağladığını, kayıp kaçak bedeli de EPDK nın kurul kararıyla uygulamaya koyduğu gelir kalemlerinden biri olduğundan, müvekkilinin söz konusu bedeli abonelerinin faturalarına yansıtmakta yükümlü olduğunu, aksi halde müvekkiline karşı idari yaptırımlar uygulanacağını, davanın konusu belirtmediğinden dava dilekçesinin HMK nın 119. Maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlar bakımından eksik olduğundan ve bu eksiklik, süre verilerek giderebilecek eksiklikler olmadığından davanın açılmamış sayılmasına, elektrik faturalarında yer alan bedellerin berilenebilir nitelikte olup bu bedellerin belirsiz alacak davasıyla talep edilmesinin mümkün olmadığından davanın usulden reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının, davalı … şirketinin abonesi olduğu, abone numarasının 2980, abonelik başlangıç tarihinin 05.04.2012 olduğu, bu aboneliğine ilişkin olarak davacıdan haksız olarak tahsil edilmiş olan kayıp, kaçak, sayaç okuma, parakende satış hizmeti, iletim ve dağıtım bedelleri ile, bu bedeller üzerinden hesaplanan %2 TRT payı, %1 enerji, %5 Bedeli tüketim vergisi ve bunlara uygulanan KDV’nin tahsili amaçlı belirsiz alacak davasıdır.
Mahkememizce … Esas sayılı dosya üzerinden 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile eklenen geçici 20. Maddesinin 1 numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2, 13, 36 ve 40. Maddelerine aykırı olduğu bu nedenle iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuş , bu başvuru Anayasa Mahkemesince 27/06/2016 tarih itibariyle … Esas numarasına kaydı yapılmıştır. Anayasa’nın 152/3 maddesine göre Anayasa Mahkemesi, mahkemelerden anayasaya aykırılık iddiası ile yapılan iptal başvurularını kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmez ise Mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden; Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusuna başvurunun Anayasa Mahkemesine ulaşıp esas numarası almasından itibaren 5 aylık süre içerisinde Anayasa Mahkemesi tarafından bir karar verilmemiş olduğundan mahkememizce, Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış olan başvuru sonucunun beklenmesi yönündeki ara kararından vazgeçilerek Anayasa’nın 152/3 maddesi gereğince yürürlükteki kanun hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarihli 2016/20106 E. 2017/9319 K. İlamında: “Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.O halde mahkemece, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” denildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın konusuz kalmış olması nedeniyle DAVA HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 49,49 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 86,10 TL den oluşan toplam 122,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/01/2018

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır