Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/230 E. 2019/964 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/230 Esas
KARAR NO : 2019/964

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu 13/08/2009 havale tarihli dava dilekçesinde; …’nin ihtiyacı olan ve … 2. Ham Su Terfi Merkezinde kullanılmak üzere, 6 adet dikey pompa, elektrik motoru, pompa yol verici, elektrik yol verme panoları, basma hattı mekanik donanımı temini ve montajının da yaptırılması işinin ihale ile … 8.900.000 DM bedelle davalıya verildiğini, iş ile alakalı sözleşmenin … tarih ve … yevmiye numarası ile 10. Noterliği tarafından tasdik edildiğini, ancak davalının söz konusu sözleşmeden doğan mükellefiyetlerini tam olarak yerine getirmediğini, ihtilaf ortaya çıktığını, sözleşmeye göre iş kapsamında istenenlerin temin ve monte edilerek çalışır vaziyette idareye teslim edileceğini, bu hususun sözleşmenin eki Teknik şartnamenin 2.2. maddesinde yapılacak işin tarifi başlığında “….sistem komple çalışır vaziyette teslim edilecektir.” hükmü ile belirlendiğini, davalı firmaya temin ettiği ürünleri monte etmek üzere 02.01.2004 tarihinde yer teslimi yapıldığını, 06.09.2004 tarihli yazı ile firmanın, … 2.Ham Su Terfi Merkezinde pompa, motor,yol verici, elektrik panosu, basma hattı mekanik donanımı temini ve montajının yapıldığını, ancak ham suyun elektrik enerjisinin temin edilememesi sebebiyle montaj sonrası test çalışması ve işletmeye alma işlemlerinin yapılamadığını, bu sebeple de mağdur olduklarını belirterek, geçici kabulün yapılması halinde mağduriyetlerinin giderileceğini, geriye kalan test ve devreye alma işlemlerinin ileriki bir tarihte …’nin talebi doğrultusunda başlatılacağını, test ve devreye alma sırasındaki işler için çıkabilecek aksaklıkları gidereceklerini, sözleşme madde 11.2’ye göre 1 yıllık garanti süresinin sistemin işletmeye alındıktan sonra başlatacağının kabul ettiğini, 19.09.2006 tarihli tutanak ile …, 2.Ham Su Terfi Merkezinde … ve … yetkili elemanları tarafından … elemanları nezaretinde yapılan testlerin başarılı olduğunu, taraflarca herhangi bir aksaklık gözlenmediğini, bağlanan enerjinin kesilerek tesis enerjisiz olarak … elemanlarına teslim edildiğinin belirtildiğini, ancak alman sisteminin bir hafta sonra arıza yaptığını, 28.09.2006 tarihli yazı ile 3,5 ve 6 nolu pompaların kaplinlerinden sesler geldiğini ve pompa titreşimlerinin artması üzerine 25.09.2006 tarihinde pompaların durdurulduğunu ve 27.09.2006 tarihinde ise 4 nolu pompanın da aynı nedenlerle devre dışı bırakıldığını, 1 ve 2 nolu pompaların da aynı arızayı gösterebileceğinin düşünüldüğünü ve arızaların giderilmesi için gerekli yedek parçaların acilen temin edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkili idarenin tespit ettiği arızaların firma tarafından da servis raporu ile aynen teyit edildiğini, davalının 01.05.2007 tarihli yazısı ile hasarlı kaplinlerin değiştirildiğinin belirtildiğini, ayrıca gelecekte aynı hasarların oluşmaması için alınması gereken tedbirleri sıralandığını, buna rağmen pompalardan istenen performansın alınamadığını ve firmaya bu hususun bildirildiğini, sık sık arızalar ve titreşim problemleri ile karşılaşıldığını, firmanın bu problemlerin çözümünde yavaş davrandığını, önce 4 nolu pompanın devre dışı bırakıldığını, sonra 6 nolu pompanın da yatak ısısının artması nedeniyle devre dışı bırakıldığını, … heyeti tarafından verilen rapor gönderilerek problemlerin montaj hatasından kaynaklandığının firmaya bildirildiğini, fakat firmanın, hatanın kendilerine atfedilecek bir nedenden kaynaklanmadığını ileri sürdüğünü, terfi merkezinin tasarımının İdarece … firmasının önerdiği şekilde yaptırıldığını, pompa tasarımı ve üretiminin ise bizzat … tarafından yapıldığını, tasarım ve üretim ile ilgili müvekkili idare tarafından herhangi bir talepte bulunulmadığını, pompaların firmanın işletme talimatlarına uygun bir şekilde çalıştırıldığını, ancak bahsi geçen sorunların ortaya çıktığını, dava açılmadan önce de hem davalı … firmasına hem de Türkiye Temsilcisi … Tic. A.Ş. firmasına ihtarname gönderilerek arızaların giderilmesinin istendiğini ancak olumlu bir sonuç alınamadığını, yapılan yazışmalar ve teknik raporlarda; 02.01.2004 tarihinde müvekkili idarenin firma temsilcisine pompa binasını teslim ettiğini, ve firma temsilcisinin de pompa binasının inşaatı ile ilgili olarak herhangi bir itirazda bulunmadığını, montaj esnasında duvar geçişlerinde firmanın esnek kaplinler yerine rijit kaplin talebi müvekkili idare tarafından uygun görülerek, yine aynı firmadan ilave bedel ödenmek suretiyle yerine getirildiğini, firmanın inşaat ile ilgili başkaca taleplerinin de müvekkili idare tarafından karşılandığını, davalı firmanın, pompa emme haznesi ile ilgili olarak müvekkili idarenin herhangi bir temizlik talebinde bulunmadığını, davalının montajı müteakip herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan işletmeye alınabilir oluru vererek sistemi müvekkili idareye bir tutanak ile teslim edildiğini, müvekkili idarenin sistemi devreye aldıktan sonra 1 hafta sorunsuz olarak işletebildiğini, bir hafta sonra 2 pompada çıkan sorunun derhal pompaları durdurularak davalı firmaya bildirildiğini, pompaların garanti süresinin 1 yıl olup, bu sürenin işletmeye alınma tarihinden itibaren başlayacağı … firması tarafından da teyit edildiğini, pompaların işletmeye alındığı tarihin 19.09.2006 tarihi olduğunu, müvekkili idarenin arıza bildirim tarihinin ise 28.09.2006 tarihi olduğunu, garanti süresi içerisinde arızanın bildiriminin yapıldığını, davalı firma tarafından görevlendirilen süpervizörlerin yetersiz olduğunun teknik raporlarınında da detaylı olarak izah edildiğini, davalının iddia ettiği gibi pompanın içerisine herhangi bir cismin girmesi sonucu arızaların oluşmasının da mümkün olmadığını, böyle bir parçanın difüzör grubu içerisine herhangi bir etkisinin görülmediğini, sadece 1. kademe fanın emme tarafında eksenel doğrultuda gövdeye temastan kaynaklanan bir aşınma ve buna bağlı olarak da millerde burkulma meydana geldiğini, bunun da arızanın ani bir çarpma ile değil hatalı montaj sonucu yapılan çalıştırma neticesinde zamanla oluştuğu tezini ispatladığını, arızanın firmaya bildirilmesi üzerine firmanın yaptığı çalışma sonucu hazırladığı ilk teknik raporda pompa fanının içerisine yabancı bir cisim girdiği ile ilgili herhangi bir bilginin olmadığını, ayrıca firma tarafından bununla ilgili alınması gereken acil bir tedbirin de müvekkili idare tarafından talep edilmediğini, müvekkili idarenin Su İnşaat Dairesi Başkanlığı yazısında da belirtildiği gibi pompa istasyonu su alma yapısı tünel ve su alma haznesi saç kalıp ve çelik isale kullanılarak imal edildiğini, dolayısıyla pompanın içerisinden ağaç parçaları çıkmasının ancak pompa montajı sırasında … veya taşeronu tarafından yapılan iskele vs. bir imalattan kaynaklandığını, davacı müvekkili idarenin garanti süresi içerisinde muayene ve ihbar külfetini yerine getirdiğini ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının, müvekkili idarenin uyarılarını dikkate almadığını ve mağduriyetine sebep olduğunu, davalı arızaların rızaen gidermediğinden dolayı iki adet pompadaki arızaların giderilmesi için teklif alındığını, iki adet pompanın onarımı ve sağlıklı çalışabilmesi için malzeme bedeli ve işçilik dahil 750.000,00 Euro teklif verildiğini, söz konusu bedelin davalı tarafından karşılanması ve arızaların giderilmesi gerekmekte ise de davalının buna yanaşmadığını, bu sebeple teklif edilen bedelin müvekkili idare zararı olarak kabul edilmek suretiyle verilen bu tekliften davalının 273.029,86 Euro’luk kesin teminat bedeli tenzil edildikten sonra 476.970,14 Euro kadar zararı bulunduğunu belirterek eksik ve kusurlu işlerin onarılarak arızaların giderilmesi ve tesisin komple çalışır hale getirilmesi için şimdilik 10.000,00 Euro bedelin, dava tarihinden itibaren kamu bankalarının 1 yıl vadeli Euro mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranından işleyecek faizi ile birlikte, tahsil tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığının hesaplanarak tazminine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmektedir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 11.01.2010 tarihli cevap dilekçesinde; Davanın, hukuken var olmayan bir şirkete yöneltildiğinden davanın esasa girilmeden reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile … arasında akdedilen 20.08.2001 tarihli sözleşme gereği … 2.Ham Su Terfi Merkezi istasyonunun motor, pompa, yol verici, elektrikli yol verme panoları, basma hattı mekanik donanımının temini ve montaj işi 8.900.000 DM bedel karşılığı müvekkili şirket tarafından ifa edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme konusu işin kendisine bildirilmesini müteakip süresi içinde 273.029,86 Euro tutarındaki kesin teminatı ibraz ettiğini, sözleşme ekindeki teknik şartnamede belirtilen malların, müvekkili şirket tarafından 18.12.2002 tarihinde vaktinde teslim edildiğini ve bu teslim üzerine bu tarihte “teslim teyiti” belgesinin … tarafından imzalanarak müvekkili şirkete verildiğini, bu belge üzerine “alındı” mührünün de 20.10.2004 tarihinde basıldığını, pompaların 2004 tarihinde montajı yapılarak çalışmaya hazır halde teslim edilmişken, tesise dava dilekçesinde de belirtildiği gibi Ham Su ve elektrik enerjisinin verilmemesi nedeniyle diğer bir değişle …’den kaynaklanan nedenlerden ötürü montajı yapıldığı halde test çalışması yapılamadığını, işletmeye alınamadığını, dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği gibi 26.08.2006 tarihinde …’ye ait Muayene ve tesellüm heyeti sözleşme bedelinin geriye kalan %20’lik kısmını ödeyerek işin geçici kabulünü yaptığını, 19.09.2006 tarihine gelindiğinde … yetkilileri nezdinde yapılan muayene ve testler neticesinde sözleşme konusu işin müvekkili şirket tarafından eksiksiz aksamadan yerine getirildiği 19.09.2006 tarihli yazı ile hüküm altına alındığını, sistemde yer alan 2 adet pompanın arızalandığının bildirilmesi üzerine, müvekkili şirket ve taşeron firmalarından iki uzmanın derhal görevlendirildiğini, 28.09.2007 tarihleri arası gerçekleştirilen tespitte hazır bulunmalarının sağlandığını, bu gözlem neticesinde 4 ve 6 numaralı pompalardaki hasar ve kesintinin müvekkili şirketin temin ettiği malzemeden ve montaj hizmetinden kaynaklanmadığını, sorunun pompa tarafından içe çekilen parça ve maddelerden kaynaklanabileceği ve bu hususun …’nin sorumluluğu altında olduğunun anlaşıldığını ve tüm bunların 02.10.2007 tarihli raporda belirtildiğini, uzmanlardan … tarafından hazırlanan 2.10.2007 tarihli raporda, müvekkili şirket çalışanı … tarafından hazırlanan açıklayıcı bilgi raporu ile birlikte 18.10.2007 tarihinde …’ye gönderildiğini, bu yazıda, … tarafından yapılan inceleme sonucunda mallara ilişkin herhangi bir ayıbın tespit edilemediğini; bu nedenle de ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun doğmadığını, dolaysıyla tamir masraflarının müvekkili şirket tarafından üstlenilmeyeceğinin …’ye bildirildiğini, aynı yazıda pompaların sevkinin halihazırda 2002 yılında yapıldığı ve …’nin garanti süresinin çoktan bittiğinin belirtildiğini, yinede 4 nolu pompanın tamiri işinin … tarafından müvekkili şirkete verilebileceğinin …’ye öneri olarak sunulduğunu, ancak tüm bu önerilerin … tarafından kabul edilmediğini, mutabakat sağlanamaması üzerine taraflar arasında 17.04.2008 tarihinde İstanbul’da yapılması kararlaştırılan 29.04.2008 ve 30.04.2008 günlerinde profesyonel bağımsız dalgıçlar yardımı ile gerçekleşen ve görsel kayıt altına alınan ikinci incelemede ilk tespitteki sonuçlara paralel olarak ihtilaf konusu pompaların içinde yabancı maddelerin bulunduğunu, bu suretle 4 ve 6 numaralı pompaların bozulduğunun anlaşıldığını, dalgıçların yapmış olduğu bu incelemede 01.05.2008 tarihli bir tutanağa geçirildiğini ve her iki tarafça imzalandığını, dalgıçların gözlemlerinin su altı kamerası ile film haline getirildiğini, bu film ve raporların müvekkili şirket tarafından 30.04.2008 tarihinde …’ye gönderilerek pompalarda sonradan oluşan dava konusu hasarın müvekkili şirket sorumluluğu altında olmadığının kesin bir dille ifade edildiğini ve …’nin kendisinde bulunan kesin teminat mektubunu sözleşmede taahhüt edildiği şekilde en kısa zamanda iade etmesinin istendiğini, teminat mektubunun, … tarafından müvekkilli şirkete iade edilmediğini, aksine 10.02.2009 tarihli noter aracılığı ile yapılan bir ihtarname ile “ pompalarda yer alan bozuklukların müvekkili şirket tarafından giderilmesi, aksi takdirde teminatın paraya çevrileceği, buna ek olarak aksine davranış halinde …’nin gelecekte Türkiye’de ihalelerden yasaklanması için gerekli tedbirlere başvurulacağının belirtildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin 26.02.2009 tarihli yazısı ile 4 ve 6 nolu pompalara ait ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun o tarihte süresinin geçtiği ve ayrıca meydana gelen hasarın …’den kaynaklandığını, kesin kabul ve teslimden sonra oluşan kusurun, bizzat kullanıcıya … ait olup, sorunun müvekkili şirket tarafından kurulum aşamasında ibraz edilen kullanma kılavuzuna ve el kitabına (madde 1.10) aykırı kullanımdan kaynaklanmakta olduğunu, bu durumun arızanın bildiriminden sonra yapılan incelemelerde de tespit edildiğini ve müvekkili şirket tarafından …’ye dava öncesinde bir çok defa yazılı ve sözlü olarak bildirildiğini belirterek … Genel Müdürlüğü tarafından açılan davanın reddine, karşılık davanın kabulüne, haksız ve mesnetsiz açılan teminat mektubu tutarı 273.029,86 Euro’nun kesin teminatın iade edilmesi gerekli olan 19.09.2006 tarihi itibari ile işleyecek reeskont avans faizi ile teminat mektubu işlemlerinden doğan zararın (banka masrafları tutarı) 17.176,93 Euro kesin teminatın iade edilmesi gerekli olan 18.01.2004 tarihi itibari ile işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte alınmak üzere toplam 290.206,79 Euro (08.01.2010 tarihi itibari ile TCMB efektif satış kuru üzerinden karşılığı 612.016,21 TL ) davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın mahkememizce yapılan yargılaması neticesinde; 10/06/2013 tarih, 2011/69 Esas, 2013/159 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verildiği, bu kararın davalı karşı davacı tarafından temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02/04/2015 tarih, 2014/7193 Esas, 2015/1711 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği, mahkememize yargıtay bozma ilamına mahkememizin 2016/230 Esas sayılı dosyası üzerinde yargılamaya devam olunduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık … 2. Ham su Terfi Merkezine pompa, elektrik motoru, motor yol vericisi, yol verme panoları, AG İç İhtiyaç Panosu, mimak diyagram panosu, motor kompanzasyon panoları, pompa kollektör arası basina donanımı, temini, montaj ve çalışır halde teslimi işinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasına imzalanan 20/08/2001 tarihli sözleşmeye ilişkin asıl dava davacısı ve iş sahibi ile davalı şirket olan yüklenici arasında bu konuda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Asıl davada sözleşme kapsamında yüklenici tarafından temin edilen ve montajı yapılan pompalardan 2 adedinde oluşan arızanın gideriminin bedeli talep edilmiş, karşı davada ise iş sahibi tarafından nakde çevrilen teminat mektubu bedeli, teminat mektubu işlemlerinden doğan zarar talep edilmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 07/06/2012 tarihli raporda: Davacı …’nin Davalı … firmasının teminat mektubunu paraya çevirmesinden sonra 476.970,10 Euro tutarında alacaklı olduğunu, … 2.Ham Su Pompa istasyonunda … firması tarafından kurulan pompalarda meydana gelen arızaların; yanlış kullanımdan ve içine yabancı maddenin girmesinden kaynaklanmadığını, su pompalarının montajı aşamasında yapılan hatalardan, yani pompaların ayıplı olmasından kaynaklandığını, pompalardaki arızaların giderilmesi için davalı karşı davacı şirket tarafından 750.000,00 Euro tutarında fiyat teklifi verildiğini, bu durumda davalı karşı davacının kusurundan kaynaklanan pompa arızaları sebebiyle davacı karşı davalının 750.000,00 Euro zararının oluştuğunu, davacı karşı davalı …’nin pompalardaki arızalar sebebiyle davalı karşı davacı … firmasına ait teminat mektubunun paraya çevrilmesinden sonra … firmasından 470.970,16 Euro alacaklı olduğunu, karşı dava yönünden davalı karşı davacı … firmasının teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle …’den alacaklı olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı karşı davacı vekilinin rapora karşı yapmış olduğu itirazlar ve son Yargıtay kararları doğrultusunda heyete hukukçu bilirkişi Prof. Dr. …’ın dahil edilerek, bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 09/05/2013 tarihli raporda: satım konusu emtianın ayıplı olup olmadığına ilişkin olarak davalı tanığı …’in, …’ye teslim edilen pompalardan 4 nolu ve 6 nolu pompalarda hasar çıktığını, yapılan tespit sonucunda pompanın içerisinde yabancı cisimlere rastlandığını, bunların çelik, beton, demir gibi sert cisimler olduğunu, bunların pompa içerisine girmesi durumunda pompanın bloke olacağını, dolayısıyla pompa arızalarının içine giren yabancı cisimlerden kaynaklandığının belirtildiğini, oysa beton, demir, çelik gibi ağır malzemelerin su havzasının dibinde olacağını, pompanın su emme ağzının zeminden yeteri kadar yüksekte olduğunu, daha önce resimlenen kalas parçalarının pompanın içine girmesinin mümkün olmadığını, pompa arızalarının davalı firmaya bildirilmesinden sonra … firması tarafından hazırlanan ilk teknik raporda pompa fanının içerisine yabancı bir cisim girdiği ile ilgili bir bilginin olmadığını, demir, çelik gibi yabancı cisimlerin bir hasara sebebiyet vermesi durumunda pompanın anında bloke olması gerektiğini, bu durumda motor koruma devresinin devreye girerek pompayı durdurması gerektiğini, böyle bir şeyin olmadığını, aşırı ısınmadan dolayı pompanın durdurulduğunu, bu durumda uzun süre hatalı montaj nedeniyle pompaların sürtünme yaptığını ve bu nedenle aşınmaların ve hasarların oluştuğunu, pompaların monte edildiği beton katının oturduğunu, bu nedenle arızaların meydana geldiğini söyleyen … firması yetkililerinin ilk verdikleri raporda belirtildiğini, daha sonra su havzasında ağaç parçalarını gördüklerinde bu iddialarından vazgeçtiklerini, beton katının oturmadığının anlaşıldığını, davalının zamanaşımı savunmasına ilişkin olarak zamanaşımının işlemeye başlayabilmesi için, zamanaşımına tabi olduğu ifade edilen “alacak hakkının talep ve dava edilebilir duruma gelmiş olmasının” muacceliyet şartı olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan bir alacak hakkının muacceliyetinin de “alacak hakkının talep ve dava edilebilir olması” anlamına gelmekte olup; davalı tarafça yapılan zamanaşımı iddiasının bu durum dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, bir hakkın tabi olduğu zamanaşımı süresinin belirlenebilmesinin, akabinde de bu zamanaşımı süresinin işlemeye başlayıp başlamadığı ve eğer işlemeye başlamış ise dolup dolmadığının tayini için öncelikle söz konusu hakkın niteliğinin ve bununla bağlantılı olarak tabi olduğu zamanaşımı süresinin ne olduğunun belirlenmesi gerektiğini, mevcut dosya içeriğine göre davacı tarafın, davalıdan satın aldığı motorların arızalı çıktığını ve bu arızanın imalattan kaynaklandığını iddia ettiğini, bu iddianın söz konusu hakkın bir sözleşmeden kaynaklandığına işaret ettiğini, sözleşmeden kaynaklanan hakların tabi olduğu zamanaşımı süresinin ise, sözleşmenin niteliğine göre değiştiğini, taraflar arasında bir satım + montajı konu edinen bir sözleşme kurulduğu noktası ihtilafsız olduğuna göre, söz konusu talebin de mal teslimi ile ilgili olarak menkul satımı, montaj (yerleştirme) ile ilgili olarak ise eser sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekeceğini, davacının iddia ettiği türden eksikliklerin, her iki sözleşme bakımından da ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gereken eksiklikler olduğunu, bu açıdan her şeyden önce sözleşme konusu şeyin davacıya teslim edilmiş olması, davacının muayene ve ihbar külfetini yerine getirmiş bulunmasının şart olduğunu, bu sebeple öncelikle “teslim” şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması gerekeceğini, mevcut dosya içeriğine göre sözleşme konusu şeyin geçici kabulün 19.09.2006’da gerçekleştirildiğini, davacının muayene ve ihbar yükümlülüğünün de bu anda doğduğunu, ancak bu “açık ayıp” niteliği taşıyan eksiklikler bakımından geçerli bir kural olduğunu, iddia edilen ayıbın “gizli ayıp” niteliği taşıyor ise davacının söz konusu yükümlülüğünün başladığının iddia edilemediğini, (BK m. 198/11), mevcut dosya içeriğine göre geçici kabulün üzerinden 8 aya yakın bir süre geçtikten sonra (Mayıs 2007) davalıya arıza (ayıp) ihbarında bulunulduğunu, davalının da söz konusu durumun kendisine bildirilmesinin akabinde herhangi bir zamanaşımı veya hak düşümü süresinin dolduğu ya da muayene ve ihbar külfetlerinin yerine getirilmediği yönünde bir savunma yapmaksızın Ekim 2007’de açıklayıcı bir rapor hazırlayarak davacıya gönderdiğini, söz konusu raporda herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, arızanın dış etkenlerden kaynaklandığını; tamiratın ücret mukabili yapılabileceğinin ifade edildiğini, itiraz üzerine de tarafların 2008 yılında yeni bir inceleme yapılmak amacıyla dalgıç yardımı ile bazı tespitler yapıldığını, bu tespit sonucunda hazırlanan raporda da ayıbın söz konusu olmadığı sonucuna ulaşıldığını, ancak davacının bu husustaki ısrarını sürdürerek zararların tazmini, aksi taktirde teminat mektubunun paraya çevrileceğini beyan ettiğini, işin yapılmaması üzerine de teminat mektubunu paraya çevirip bakiye kısmın tazmini için 2009 yılında huzurdaki davayı ikame ettiğini, bilirkişi kurulunun uzman üyeleri tarafından yapılan değerlendirmede, davacının iddia ettiği türden eksikliklerin “gizli ayıp” niteliği taşıdığı ve bu ayıbın ancak makinenin belirli bir süre çalıştırılması suretiyle anlaşılabileceği sonucuna ulaşıldığını, bu kabulün geçerli olması ihtimalinde davacının yükümlülüğünün “ayıbın anlaşılması ihtimalinde bunu derhal satıcıya bildirme”ye tekabül ettiğinin açık olduğunu, (BK m. 198/11). davacının bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini, dolayısıyla ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan hakların kullanılabilmesinin vazgeçilmez koşulu niteliğini taşıyan ihbar yükümlülüğü bu suretle yerine getirildiğini, bu aşamadan sonra davacının yapması gerekenin, ayıptan kaynaklanan haklardan hangisini tercih ettiğini davalıya bildirmekten ibaret olduğunu, davacının bu açıdan da “ayıbın giderilmesi”ni tercih ettiğini; ancak davalının “ayıbın söz konusu olmadığı” yönünde savunma yapması üzerine davalıya ait teminat mektubunu paraya çevirerek bakiye masrafların tazmini amacıyla huzurdaki davayı ikame yoluna gittiğini, satım sözleşmesinde ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan hakların tabi olduğu zamanaşımı süresi BK m. 207 hükmünde düzenlenmiş olup, kural olarak 1 yıldır (her iki tarafı da tacir olan satım sözleşmeleri için TTK m. 20 gereği 6 ay). Bu sürenin emtianın teslimi ile başlayacağını, inceleme konusu olayda teslimin 19.09.2006’da gerçekleştiğini, ancak bu teslimin, “geçici teslim” niteliği taşımakta olup “kesin kabulün” gerçekleşmiş olduğunu, bu gibi sözleşmelerin ilişkilerinde geçici teslim uygulamasına, kesin kabul ve teslime kadar geçecek süre içerisinde emtianın gizli bir ayıbının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması amacına yönelik olarak başvurulmakta olduğunu, nitekim kesin kabul yapılmadan sözleşme konusu emtia arıza yapmış ve durum davalıya bildirildiğini, hatta incelemeler sonucunda davacı varlığını iddia ettiği ayıp sebebiyle kendisine tanındığına inandığı haklardan “tamirat” seçeneğini tercih ettiğini de davalıya bilahare bildirdiğini, dolayısıyla davacının hem ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiş hem de hakkını usulüne uygun bir şekilde ve zamanaşımı süresi içerisinde kullandığını, ancak davalının zamanaşımı süresi içerisinde kullanılan bu hakkın gereğini yerine getirmediği ve emtianın ayıplı olmadığı ısrarında olduğunun anlaşıldığını, ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan hak usulüne uygun bir şekilde kullanılmasına rağmen, satıcının bu tercihin gereğini yerine getirmemesi durumunda açılması söz konusu olacak davanın hangi zamanaşımı süresine tabi olduğuna ilişkin bir kuralın mevcut olmadığını, aynen ifa talebi niteliği taşıyan bu hakkın tabi olacağı özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğine göre, BK m. 125 hükmünde düzenlenen genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceğini, bu sürenin de tercihin ortaya konulmasından itibaren işlemeye başlayacağının ifade edilebileceğini, bütün bu açıklamalar dikkate alındığında, davacının tamirat seçeneğinin davalı tarafça yerine getirilmemesi sebebiyle uğramış bulunduğu zararın tazmini amacını taşıyan huzurdaki davaya konu talebin zamanaşımına uğramadığını, davalının zamanaşımı savunmasının hukuken korunmaya değer bulunmadığını, 06.06.2012 tarihli kök raporda vardıkları kanaatte herhangi bir değişiklik olmadığını, davalının zamanaşımı savunmasının, dava konusu talebin BK m. 125 hükmünde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olması sebebiyle yerinde görülmediği bildirilmiştir.
Davalı tarafından dava dilekçesinde yer alan … isimli şirketin mevcut olmadığı, … ‘nin 16.05.2005 tarihinde … (…) ile birleştiğini, … “nin halefi olduğunu hukuken var olmayan bir şirkete dava yöneltilemeyecğeini bildirerek husumet itirazında bulunmuştur. Davacı … tarafından dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen … firmasına 6 adet dikey pompa, elektrik motoru, pompa yol verici, elektrik yol verme panoları, basma hattı mekanik donanımı temini ve montajının da yaptırılması işi ihale edilmiştir. İhaleyi alan … firması 20.06.2005 tarihli Almanya asliye hukuk mahkemesinin kararı ile … (…) firması ile birleştiği, … (…) firmasının … ‘nin halefi olduğu, TTK’nın 151 maddesi gereğince birleştirme durumunda kalan yahut yeni kurulan şirket ortadan kalkan şirketlerin yerine geçeceğinden bütün hak ve borçlarda yeni kurulan şirkete intikal edeceğinden davalı tarafından şirketlerin birleştiğine ilişkin herhangi bir bildirimin davacıya yapıldığına ilişkin yazılı bir belge ibraz edilmediğinden davalının husumet itirazının reddi ile davalı isminin … (…) olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tanığı …’nın pompaların 2006 yılının 9.ayında …’ye teslim edildiğini, teslimden sonra 5-6 ay çalıştığını daha sonra ses yapmaya başladığını ve davalı firmanın yetkililerince yapılan incelemede 6 pompanın da kaplin yayının kırıldığının belirlendiğini ve malzemedeki hatadan dolayı pompaların hasarlandığım, pompanın içine yabancı maddeden dolayı pompanın arızalanmasının mümkün olmadığını, çünkü pompaların demiri bile eritecek kapasitede olur dediği ve kullanma kılavuzuna uyulmaması halinde böyle bir arızanın meydana gelmesi mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı …, kendisinin olayın olduğu zamanda … barajında İşletme Müdürü olarak çalıştığını, pompaların … firması tarafından montajı yapıldıktan sonra çalışmaya başladığında 6 veya 10 ay kadar kullanıldığını daha sonra pompalarda arıza tespit ettiklerini, … firması yetkililerinin gelip arızalı parçayı değiştirdiklerini, bundan sonrada pompalarda titreşim meydana geldiğini, … yetkililerinin gelip arızalı pompaları söktüğünü arızanın pompa yataklarında meydana geldiğini, pompa fanına ağaç parçasının girdiğini beyan ederek arızanın bu yüzden oluştuğunu belirtiklerini, su haznesinde çalışmak için iskeleyi … firması yetkililerinin kurduğunu daha sonra bu iskeleyi kaldırmamışlar dediğini, pompanın içerisine herhangi bir yabancı cismin girmemesi için pompaya ızgara konması gerekmekte olduğunu ancak ızgara gibi bir sistem konmadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı … …’de elektrik Mühendisi olarak çalıştığını davalı firmanın 6 adet pompayı monte ettiğini 3-5 ay sonra 2 tanesinde arıza meydana geldiğini, firmanın teknik ekiplerinin geldiğini ancak arızanın sebebini bulamadıkları gibi arızayı da gideremediklerini ve şu anda 2 adet pompanın sökülü vaziyette bekletildiğini, …’ye pompalar davalı tarafça ızgarasız olarak teslim edildiğinden içerisine yabancı maddelerin girebileceğini ancak kendisinin bu konunun uzmanı olmadığını, ancak daha önce montajı yapılan 6 adet pompanın çalıştığını ve aynı kapasitede olduğunu ve bunlarda bu ana kadar herhangi bir arızanın olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı …’in …’ye teslim edilen pompalardan 4 nolu ve 6 nolu pompalarda hasar çıktığı, yapılan tespit sonucunda pompanın içerisinde yabancı cisimlere rastlandığı, bunların çelik, beton, demir gibi sert cisimler olduğu bunların pompa içerisine girmesi durumunda pompanın bloke olacağını, dolaysıyla pompa hasarlarının içine yabancı cisimlerin girmesi ile meydana geldiğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı … kendisinin …’ye geldiğinde 5 pompanın düzenli çalıştığı sadece 6 nolu pompada sorunun olduğunu gördüğünü, pompada belirli bir aralık bulunmakta daha sonrada bir kapak bulunmakta, kapakla pompa arasındaki boşlukta yabancı cisim mevcut olduğunu, kapağın tam kapanmadığını, Pompanın çalışmaması da yabancı cisimden kaynaklandığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı …, davalı şirkette satış sonrası reklamasyon ve yedek parça sorumlusu olarak çalıştığını, su ve atık su pompalarının esas alanı olduğunu, firmanın yaptığı su pompalarının 2006 eylül ayında işletmeye alındığını, daha sonra işletmeye alındığı andan itibaren başlayarak ufak tefek arızaların bildirildiğini ve bunların giderildiğini, 2007 yılında önce 6 nolu pompanın yüksek ısı ve vibrasyon nedeniyle kapatıldığını, …’den eleman göndererilerek arızayı incelemesinin istendiğini, çalışanlarının 6 nolu pompayı incelemeye geldiğinde 4 nolu pompanın da arızalı olduğunu gördüğünü, 4 nolu pompanın söküldüğünü, pompa söküldükten sonra pompaya giren yabancı maddeler dolayısıyla pompanın çok zarar gördüğünün tespit edildiğini, pompaların önünde bulunması gerekli olan süzgeçlerin, pompanın monte edildiği binada bulunması gereken ızgara olduğunu, bunların monte edilmesinin …’nin sorumluluğunda olmadığını, Bu sorumluluğun davacı şirkete ait olduğunu, ızgara olmadığı zaman yabancı cisim kaçmasının mümkün bulunduğunu, arızanın kaçan yabancı cisimden kaynaklandığını beyan etmiştir.
Davacı … genel müdürlüğü ile davalı şirket arasında … 2. Ham Su Terfi Merkezi’nde kullanılmak üzere 6 adet dikey pompa, elektrik motoru, pompa yol verici, elektrik yol verme panoları, basma hattı mekanik donanımı temini ve montajının yapılması için 20.08.2001 tarihinde sözleşme akdedilmiştir. Pompaların montajı 20.10.2004 tarihinde yapılmış, davacı tarafından su ve elektrik temin edilmediğinden pompaların test aşaması 19.09.2006 tarihinde tamamlanmış, pompalar 19.09.2006 tarihinde çalıştırılmaya başlanmıştır. Taraflar arasında pompaların 19.09.2006 tarihinde işletmeye açıldığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı … tarafından 26.09.2006 tarihinde pompaya ilişkin ilk arıza davalı şirkete bildirilmiş, davacı ve davalı şirket arasında devam eden 01.05.2007, 24.05.2007, 30.05.2008 tarihli 02.01.2007 tarihli yazışmalar yapılmıştır. 30.05.2008 tarihli davalının davacıya yazdığı yazıda “17.04.2008 tarihli yazıda … elemanları ile toplantı yapıldığı 6 nolu pompanın incelendiği, bakış açılarının inceleme sonuçlarına göre değiştiği bu hasar belirtileri ve şekillerinin 4 nolu a pompaya benzediği ağaç parçalarının nereden geldiğini bulmak için dalgıç ekibinin su alma haznesine indirildiğini su alma haznesinde çok sayıda tahta parçaları demir çubuklar ve demir teller bulduğunu bu malzemelerin pompaya zarar verdiğini hasarın şirketlerinden kaynaklanmadığının kanıtlandığını, 4 nolu pompanın bedelsiz tamirinin mümkün olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı taraf pompaların montajı sırasında önündeki ızgaraların yerleştirilmemesi dolayısı ile pompa içine yabancı maddelerin girmesinden dolayı arızalandığı iddiasında bulunmuştur. Mahallinde keşfen yaptırılan inceleme sonucunda ibraz edilen raporda pompaların içine yabancı maddelerin girmesi nedeni ile arızalanmadığı montaj aşamasında yapılan hatalardan dolayı pompaların içine yabancı maddelerin girdiği düşünülse bile pompaların su alma ağızlarına süzgeçlerin yapılmamasından kaynaklandığı süzgeç yapılması sorumluluğunun davalı firmada olduğu, davalı firmanın 18.10.2007 tarihli raporunda ” Pompa milindeki normal olmayan çalışma işaretlerinin hasarın ani yaşanan bir olay sonucu meydana geldiğini gösterdiğini, yabancı bir maddenin pompa içinde aşırı hasarlara ve titreşime neden olduğunu ve sonunda pompanın hasara uğradığını” belirtilmişse de teknik bilirkişilerin yapmış olduğu inceleme sonucunda pompa içindeki yabancı maddenin aşınmaya sebep olması durumunda pompalar sarsıntılı çalışıyorsa, pompaların sökülmesi sırasında bu yabancı maddelerin görüntülenmesi gerektiği ham su havuzunda kalan parçaların resimle tespit edildiği gibi pompa içindeki yabancı maddelerinde resimle görüntülenmesi gerektiği, aynı yerde diğer su arıtma tesisinde davalı firma tarafından daha önce monte edilmiş 6 adet pompanın çalıştığı bunlarla ilgili bir problem yaşanmadığını, eski monte edilmiş pompaların su alma ağızlarında süzgeçler bulunduğu bu yüzden yabancı maddelerin girmediğini yeni pompaların su alma ağızlarında süzgeçler bulunmaması dolayısı ile kuruluşunda eksiklik olduğunu davalı firmanın anahtar teslimi pompa istasyonu kurma ihalesi aldığını daha önce ne varsa aynısını yeni pompalara uygulaması gerektiğini sözleşmede süzgeç yapma işinin bulunmadığını ileri sürmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, davalı firma yetkililerinin arıza sebeplerini tek tek saydıktan sonra ham su haznesinde yabancı maddeleri gördüklerinde daha önceki iddialarından vazgeçtiklerini tespit etmişlerdir. Pompa içerisine yabancı cisim girmesi nedeni ile bloke olması nedeni ile motor kontrol devresinin derhal devreye girerek pompayı devre dışı bırakması gerektiğini bloke olmuş vaziyetteki bir motorun uzun süre çalışmasının mümkün olmadığını elektronik kumanda devresinin motoru derhal devre dışı bırakacağını, kullanma klavuzunun 1.10 maddesinde pompa emme haznesinin temizle yazdığı, pompa istasyonunun temiz olarak davalı firma ve taşeronuna teslim ediliği pompa istasyonunda çalışmalar yapıldığı en son taşeron firmanın pompa istasyonunu temizleyerek davacıya teslim etmesi gerektiği, pompa arızlarının davalı firmaya bildirilmesinden sonra davalı firma tarafından hazırlanan raporda pompa fanının içine yabancı cisim girdiği ile ilgili bilgi olmadığı, demir çelik gibi yabancı cisimlerin hasara sebebiyet vermesi durumunda pompanın anında durması gerektiği pompanın aşırı ısınmadan dolayı durduğu bu durumunda pompaların hatalı montaj nedeni ile sürtünmesinden kaynaklandığı, pompaların ayıplı olduğunun sonucuna varıldığı rapor edilmiştir.
Taraflar arasında satım ve montaja konu edilen bir sözleşme kurulmuş olup, mal teslimi ile ilgili bölüm menkul satımı, malın yerleştirilmesi ile ilgili bölüm eser sözleşmesine ilişkin hükümleri kapsamaktadır. Mal tesliminin geçici kabulünün 19.09.2006 tarihinde gerçekleştiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacı tarafından davalıya ilk arıza 26.08.2008 tarihinde bildirilmiş bu ufak tefek arızalar davacı tarafından giderilmiştir. Mayıs 2007 tarihinde davalıya ayıp ihbarında bulunulmuş, davalı da herhangi bir zaman aşımı hak düşürücü sürenin geçtiği muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmediği yönünde bir savunma yapmaksızın arıza ili ilgili bir çalışma başlatarak Ekim 2007 yılında bir rapor hazırlayarak davacıya göndermiştir. Raporda pompalarda herhangi bir ayıbın olmadığı arızanın dış etkenlerden kaynaklandığı tamiratın ücret mukabilinde yapılacağı bildirilmiştir. Davacının itirazı üzerine taraflar 2008 yılında dalgıç yardımı ile pompalar üzerinde tespitler yaptırmış, bu tespit sonucunda hazırlanan raporda, davalı tarafından ayıbın söz konusu olmadığı yolunda rapor hazırlanarak 30.05.2008 tarihinde pompaların tamir edilmeyeceğine ilişkin …’ye hitaben yazı yazıldığı, davacı tarafından zararların tazmin edilmesinin istendiği zararın tazmin edilmemesi üzerine teminat mektubunun paraya çevrildiği ve bakiye kısım içinde tazminat davası açılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda dosya konusunda uzman olan bilirkişi kuruluna verilmiş, taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartnameler dosyaya sunulan tüm tutanak yazışma ve belgeler değerlendirilerek davalı ve karşı davacı yüklenicinin itirazları da karşılanmak sureti ile dava konusu 2 adet pompada oluşan arızanın nedeni ayıplı imalat ve montajdan kaynaklanıp, kaynaklanmadığı, ayıbın niteliği, asıl davada iş sahibi idarenin talebi ayıbın giderim bedeli ile ilgili olduğundan ayıbın ortaya çıkıp giderilmesini talep ettiği tarih itibari ile mahalli piyasa rayiçlerine göre giderim bedelinin belirlenmesi istenmiş, bilirkişi kurulu tarafından mahkememize sunulan 31/01/2019 tarihli raporda; sözleşme kasamında … firması tarafından 6 adet pompanın ve diğer donanımların montajının 20/09/2004 tarihinde tamamlandığı, kesin kabulün 19/09/2009 tarihinde yapıldığı, kesin kabulün yapılmış olmasının sözleşme ve teknik şartlara ve uluslararası standartlara uygun yapım ve kabul yapıldığının anlamına geldiğini, pompaların sistemin çalıştırılmasından kısa bir süre sonra 3, 4, 5 ve 6 numaralı pompalarda mekanik titreşimin oluştuğu, keşfen yapılan incelemede … tarafından bu pompalardaki titreşim azaltmaya yönelik çalışmalar yapıldığı, buna rağmen sorunun çözülmemiş olduğu, arızalı pompalarda eksenleme problemi olduğu, eksenen boşluk ayarının düzgün yapılmadığı için pompaların titreşimli çalıştığı, sistemdeki arızaların ve eksikliklerin pompa sistem tasarımının ve mekanik sistem montajının teknik olarak yeterli iyilikte yapılmadığını, bunun tamamen … firmasının sorumluluğunda olduğunu, emme havuzunda yabancı cisimlerin bulunduğunun her iki taraf arasındaki tutanak ile doğrulandığını, sözleşmede emme havuzunun temizliği konusunda bir hüküm bulunmadığı, ancak işin tamamen pompa, elektrik motoru ve basma hattı mekanik sistemini içermekte olduğunu, bu nedenle de emme havuzunun temizliğini ve sisteme zarar verecek yabancı maddelerin temizlik ve denetlenmesinin davacının sorumluluğunda olduğunu, Ömerli 2. Han su terfi merkezinde bulunan 4 numaralı ve 6 numaralı pompalardan oluşan arızlardan ve arızaların sisteme verdiği arızalardan pompa sistemi tasarımını ve sistemin mekanik montajını yeterli iyilikte yapmayarak titreşim problemi oluşmasına neden olan davalı … ile pompa emme havuzunda gerekli titizlik önlemlerini almayan ve kendine ait olmayan bir tesisin güvenli çalışmasını yeterince denetlemeyen davalı …’nin müştereken sorumlu olduğu, söz konusu hasarların onarım maliyetinin de 125.000,00 Euro olduğu, bunun taraflarca eşit karşılanması gerektiği yönünde rapor vermiştir.
Tüm dosya kapsamındaki sözleşme ve sözleşme konusu işin yapımı sırasında düzenlenen yazışma ve belgelerden ve dosya ve keşfen inceleme sonucunda düzenlenen 31/01/2019 tarihli bilimsel ve denetime açık bilirkişi raporundaki tespitlerden taraflar arasındaki sözleşme konusu davalı karşı davacı tarafından yapılan işin pompaların montajında yapılan işin ayıplı olduğu, bu ayıp ve davacı karşı davalı …’nin pompa emme havuzunda gerekli temizlik önlemlerini almaması nedeniyle kusurlu davrandığı ve ayıplı montaj ve kusurlu işletimden dolayı davaya konu pompalardaki arızanı oluştuğu, oluşan ayıbın teslimden sonra ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalı yüklenicinin pompaların montajını yeterli iyilikte yapmaması davacı iş sahibinin ise pompa emme havuzunda gerekli temizlik önlemeni almaması nedeniyle zararın meydana gelmesinde ortak ve eşit oranda kusurlu oldukları yaptırılan bilirkişi raporu ile meydana gelen zararın rayiç değerinin 125.000,00 EURO olduğu, davacı karşı davalının, davalı karşı davacının 273.028,86 Euro tutarındaki teminat mektubunu paraya çevirerek irat kaydetmiş olduğu, teminat mektubu bedelinin düşülmesinden sonra davalı karşı davacının davalıdan 210.529,86 Euro alacaklı olduğu sonucuna varılmış, asıl davada davacının davasının reddine, karşı davada davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Asıl davada;
2-Asıl davada davacının davasının REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 44,40 TL’nin, peşin alınan 282,20 TL harç ve 15.826,65 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 16.108,85 TL harcın mahsubu bakiye 16.064,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya iadesine,
4-Davacı karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 54.142,18 TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-Karşılık davada;
8-Karşı davada davacının davasının KISMEN KABULÜNE;
9-Karşı davada davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 210.529,86 Euro’nun 25/05/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile davacı karşı davalıdan tahsiline ve davalı karşı davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
10-Dava açılış aşamasında davalı karşı davacı tarafından peşin harcın alınmadığı anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 30.344,53 TL nispi karar ve ilam harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11-Davalı karşı davacı tarafından yapılan 343,80 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 249,39 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya ödenmesine,
12-Davacı karşı davalı tarafından yapılan 4.428,15 TL’nin davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.215,98 TL yargılama giderinin davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davacıya ödenmesine,
13-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 31.718,72 TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya ödenmesine,
14-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın red edilen kısmı üzerinden hesaplanan 16.037,08 TL nispi vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davacıya ödenmesine,
15-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 günlük sürede Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/10/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

HARÇ BEYANI
ASIL DAVA;
44,40 TL K.H.
16.108,85 TL I.H. VE P.H.
16.064,45 TL B.İ.H.

KARŞILIK DAVA;
30.344,53 TL K.H.

YARGILAMA GİDERİ:
DAVALI KARŞI DAVACI
343,80 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

DAVACI KARŞI DAVALI
4.428,15 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ