Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/216 E. 2020/328 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/216 Esas
KARAR NO: 2020/328

DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:27/02/2016
KARAR TARİHİ:14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/02/2014 tarihinde davalı …’un sahibi olduğu, davalı …’un da sürücüsü olduğu … plakalı araçla müvekkilinin kullandığı … plakalı araca çarpması neticesinde müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını bu kapsamda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat bedeli ile 35.000 TL manevi tazminat bedelinin davalılardan faiziyle tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 04/02/2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat dava değerini toplamda 67.637,72 TL’ye yükselterek ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibariyle müvekkili sigorta şirketi tarafın … plakalı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, poliçe teminat limitinin 250.000 TL ile sınırlı olduğunu, ancak öncelikle kusur ve maluliyet durumunun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunun tespit edilmesi halinde davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Davalılar … ile …’a çıkartılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermedikleri ancak duruşmalara gelerek sözlü beyanlarında davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
…. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 18/06/2015 tarihli mahkeme ilamında; “Sanığın sübut bulan taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan suçun işleniş biçimi,suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı,failin taksire dayalı kusurunun derecesi,kastın yoğunluğu, güttüğü amaç ve saiki gözönüne alınarak hakkaniyete uygun bir ceza tayini için takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak suretiyle eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 89/1.maddesi gereğince takdiren ve teşdiden 150 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın eylemi neticesinde katılanın vücudunda hayat fonksiyonlarını ağır(4.) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığı oluştuğundan,meydana gelen yaralamanın niteliği gereği verilen cezanın TCK’nun 89/2-b maddesi gereğince 1/2 oranında artırılarak sanığın 225 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın duruşmada olumsuz hal ve tavırlarının olmaması takdiri hafifletici neden kabul edilerek cezasında 5237 sayılı TCK’nun 62.maddesi gereğince taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak 187 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık hakkında başkaca yasal ve taktiri artırım ve indirim yapılmasına yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin kusur durumunun tespiti amacıyla … ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 20/12/2018 tarihli raporda özetle; dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağından kaza mahallinin meskun mahal olduğu, yolun bölünmüş yol, zeminin asfalt kaplama, yol yüzeyinin kuru, havanın açık, vaktin gündüz, yolun eğimsiz düz olduğu, mahalde hız limitinin 30 km/s olduğu görülmüştür.
…. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına sunulmuş olan, 12/02/2015 tarihli keşfe binaen hazırlanan 30/03/2015 tarihli bilirkişi raporunun sürücü …’un asli kusurlu, sürücü …’nın kusursuz, sürücü …’ın kusursuz olduğu şeklinde tanzim edildiği görülmüştür.
Dosya tümüyle incelendi. … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya evrak sureti içeriği, trafik kazası tespit tutanağı, bilirkişi raporu içeriği, ifadeler, keşif zaptı, mevcut veriler ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında kazanın yukarıda “Olay” bölümünde anlatılan şekilde meydana geldiği anlaşılmıştır.
Mevcut verilere göre, davalı sürücü … olay yerinde seyrini kendi istikamet yol bölümü üzerinde sürdürmesi gerekirken sevk ve idare hatasıyla karşı istikamet yol bölümüne girip yönetimindeki otomobilin karşı istikametten gelen kamyonetle çarpıştığı olayda asli kusurludur.
Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonetin karşı istikametten gelen ve kendi istikamet yol bölümüne giren otomobille çarpıştığı olayda atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; davalı sürücü …’un %100 oranında kusurlu, davacı sürücü …’nın kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kaza sebebiyle davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla … ATK 2…. İhtisas Kurulunca düzenlenen 28/06/2019 tarihli raporda özetle; …’nın 12.04.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre; Tablo 3.10’a göre kişinin alt ekstremite özürlülük oranı %7 , Tablo 3.2’ye göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %4 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kaza sebebiyle davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla … ATK … İhtisas Kurulunca düzenlenen 11/10/2019 tarihli raporda özetle;davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 ay, davacının meslekte kazanma gücünde meydana gelen azalma oranının %6,2 olduğu, davacının iyileşme süresinin 3 ayında bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 30/09/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; Adli Tıp Kurumunun 20.12.2018 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde; davalı …’un (davalı … şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan ve diğer davalının maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü) %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nın kusursuz olduğu belirlenmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 ay olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanarak takdire sunulacaktır.
Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetle orantılı hesaplanacaktır.
Adli Tıp Kurumu tarafından 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporda davacının meslekte kazanma gücünde meydana gelen azalma oranının %6,2 olduğu belirlenmiş olup, anılan orana göre sürekli iş göremezlik dönemine ilişkin zarar hesabı yapılacaktır.
09.04.1982 doğumlu olan davacı, 12.04.2014 kaza tarihinde, 32 yıl, 0 ay, 3 günlük olup, 32 yaşında kabul edilerek P.M.F. tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (36) yıl ve muhtemelen (68) yaşına kadar yaşayacaktır.
Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup, buna göre davacının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceğinin kabulü ile olay tarihinden itibaren (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-32)= 28 yıl ve pasif devresi 8 yıldır.
Dava dosyasında davacının yaptığı iş ile elde ettiği ücret ve kazançları gösterir Yargıtay kararlarına uygun yazılı bir belge bulunmadığından zorunlu olarak hesaplamalar net asgari ücretlere göre yapılacaktır.
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak işleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre, kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise 2.324,70 x 12 Ay = 27.896,40 TL olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (2.103,97 x 12 )= 25.247,64 TL esas alınacaktır.
Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme süresinin 3 ayında bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı belirlenmiştir. Bu durumda bu konudaki Yargıtay kararlarına göre brüt asgari ücretlere göre 3 aylık süre için bakıcı gideri zararı hesaplanacaktır.
Tedavi gideri zararı dava dilekçesinde davacının tedavi gideri nedeniyle de zararının olduğu belirtilmiştir.
Dava dosyasında bizzat davacı tarafından yapılan ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanmayan tedavi giderlerini gösterir bir belge bulunmamaktadır.
Davacı tarafından tedavi gideri zararı hususunda ısrarlı olunması ve bizzat davacı tarafından yapılan tedavi giderlerini gösterir belgelerin ibrazı halinde ise; belgelenemeyen tedavi giderleri ile belgeli tedavi giderlerinin olaya uygun olup olmadığı ve ne kadarından davalının ne kadarından …’nın sorumlu olacağının belirlenmesi hekim bilirkişinin uzmanlığına girdiğinden bu konuda ayrıca hekim bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir.
Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 01.06.2015 tarihinden önce olduğundan, bu konudaki Yargıtay kararlarına göre yeni poliçe genel şartlarının yürürlüğü girdiği 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler bakımından 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde kaza tarihi hatalı olarak 12.02.2014 olarak belirtildiğinden sigorta şirketi tarafından 04.04.2013-04.04.2014 tarihleri arası geçerli olan poliçe ibraz edilmiştir. Ceza dosyası incelendiğinde kazanın 12.04.2014 tarihinde meydana geldiği tespit edilmiştir. Yine ceza dosyasında mevcut kaza tespit tutanağında olayda sürücüsü %100 kusurlu olan … plakalı aracın davalı … tarafından kaza tarihini kapsar şekilde … nolu poliçe ile sigortalandığı gözükmektedir. Sigorta şirketi tarafından da aracın kaza tarihinde sigortalanmadığı yönünde bir iddiada bulunulmamıştır. Bütün bu hususlara ilişkin takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığı kabul edilecektir. Aksi durumda ise sigorta şirketinin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.
Buna göre 12.04.2014 kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sakatlık/ölüm ve tedavi teminatları bakımından sorumluluk üst limiti ayrı ayrı kişi başı 268.000,00 TL’dır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2011/10149 E. sayılı kararında özetle “..hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve … Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir..” demektedir.
Bu duruma göre davacının yukarıda belirlenen maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda dava dosyasında başvuru belgesi bulunmadığından sigorta şirketi bakımından en erken temerrüt 27.02.2016 dava tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımında ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 12.04.2014 olay tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sigortalı aracın kullanım amacı hususi gözükmekte olup, dava dilekçesinde de yasal faiz talebinde bulunulduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının 12.04.2014 tarihinde meydana gelen … plakalı ile … plakalı araçların çarpışması neticesinde yaralanarak malul kaldığı iddiasıyla açılmış olan maluliyete dayalı tazminat ve manevi tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 12.04.2014 günü saat 11.45 sıralarında … Caddesi üzerinde … istikametinden … istikametine seyir halinde iken gidiş istikametine göre yolun sol tarafında bulunan orta refüj üzerinden karşı istikamet yol bölümüne giren davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin ön kısmının karşı istikametten gelen davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin sol ön köşe ve teker kısmıyla çarpışması ve çarpışmanın etkisiyle savrulan … plaka sayılı otomobilin sağ arka far kısmına … istikametine seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonun sol köşe kısmıyla çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir.
12.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücünün %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nın geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 7.925,41 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait % 6,2 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının 56.474,11 TL, bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 3.238,20 TL olmak üzere toplam 67.637,72 TL olduğu hükme elverişli aktüer ve kusur bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı, davalı … şirketinin 27.02.2016 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenemediğinden dava tarihinden itibaren ve sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımında ise her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 12.04.2014 kaza tarihinde gerçekleşmiş olacağı gözetilerek ve sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu dikkate alınarak davacının davasının maddi tazminat yönünden kabulü ile 67.637,72 TL’nin davalı … şirketinden dava tarihinden itibaren ve diğer davalılar … ve … yönünden ise 12/04/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu, davacının 9 ay iş göremez olduğu, % 6,2 sürekli maluliyeti olduğu, 3 ay bakıcıya ihtiyaç duyduğu, davacının dosya kapsamına sunulu kazancına esas belge bulunmadığından asgari ücret üzerinden gelir elde ettiği, savcılık ifade tutanağına göre davalı …’nin işçi olduğu, ceza dosyasında ise sanık …’nin beyanında işsiz olduğunu beyan etmesi karşısında davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının maddi tazminat yönünden KABULÜ ile 67.637,72 TL’nin davalı … şirketinden dava tarihinden itibaren ve diğer davalılar … ve … yönünden ise 12/04/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.644,98 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 122,96 TL + 228,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 350,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.294,02 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla şimdilik bakiye 4.269,37 TL harca kadar sigorta şirketinin sorumlu olmasına, )
4-Davacı tarafından yatırılan 122,96 TL peşin harç ile 228,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 350,96 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından maddi tazminat talebine ilişkin olarak yapılan posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.124,31 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından manevi tazminat talebine ilişkin olarak yapılan 16,80 TL müzekkere masrafının davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 7,20 TL müzekkere giderinin davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar … ve … tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı …. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 9.592,90 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
10-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili, davalı asiller … ile …’un yüzlerine karşı yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır