Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/202 E. 2019/1063 K. 28.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/202 Esas
KARAR NO : 2019/1063

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/02/2016
KARAR TARİHİ : 25/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 21/10/2015 günü … sahil yolunda … plakalı araç ile … tarafında …’nın kullanmış olduğu araçla giderken aracın başka bir araca çarpmış olması ve orta refüje çıkması nedeniyle müvekkilinin şoför yanında oturduğunu ve müvekkilinin omuz ve ayağından yaralandığını, hala tedavisinin devam ettiğini, müvekkilinin kazada yolcu konumunda olduğunu, kazaya karışan aracın davalı … tarafından sigortalı olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde 1.040,00 TL maaş ile özel bir pazarlama şirketinde çalıştığını, müvekkilinin hala tedavisinin devam etmesinden dolayı sakatlık durumuna göre geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatının davalılardan tahsilini talep ettiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle vücut bütünlüğünün bozulduğunu bildirmekle 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sürücü ve işletenden alınarak müvekkiline verilmesini, tüm hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihi itibariyle, sigorta şirketlerinden dava tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ve yargılama gider ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı …’nın mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davayı e-devlet üzerinden öğrendiğini, davacının tutarsız davrandığını, 29/02/2016 tarihinde davacı ile sulhe vardıklarını, her türlü talebinden feragat ettiğini tanık huzurunda bildirdiğini ve karşılıklı olarak imza altına alındığını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini, olayda davacının duygusal olarak maruz kaldığı acı olmadığını bildirmekle davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davalı …’nun mahkememize herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
Davalı ….’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı …. Vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve bu miktarın 290.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin ispatlanması gerektiğini, davacının geçici iş göremezliğine ilişkin taleplerinin poliçe kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, SGK’nın sorumluluğu olduğunu, tedavi masrafları ve bu kapsamda değerlendirilen geçici iş göremezlik tazminatı ve kazanma gücü kaybı bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, hatır taşıması nedeniyle zarar miktarında indirim yapılması gerektiğini, bakıcı gideri taleplerinin de maluliyet teminatından ödenmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini bildirmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı … ve davalı …’nun sosyal ekonomik durumunu araştırır bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Eğitim ve Araştırma Hastanesine müzekkere yazılarak davacı …’e ait tedavi dosyasının onaylı suretinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … CBS’ye müzekkere yazılarak … sayılı Soruşturma dosyasının uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu’na müzekkere yazılarak davacının maluliyet oranının tespiti isenilmiş, Üçüncü İhtisas Kurulu’nun mahkememize sunmuş olduğu 20/11/2017 tarihli raporunda; davacının %22.0 oranında meslekte kazanma gücü kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihi itibariyle 9 aya kadar uzayabileceği görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce SGK il müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacıya ait sigorta hizmet dökümünün ve kaza tarihi itibariyle rücua tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … SGK müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacıya ait sigorta hizmet dökümünün ve kaza tarihi itibariyle rücua tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu’na müzekkere yazılarak davacının maruz kaldığı geçici ve kalıcı maluliyet oranının tespiti isenilmiş, Üçüncü İhtisas Kurulu’nun mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporunda; davacının vücut engellilik oranının %18 olduğunu, iyileşme süresinin kaza tarihi itibariyle 9 aya kadar uzayabileceği görüşünü bildirmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi aktüer …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; 11.09.1991 doğumlu davacı, olay tarihinde, 24 yıl, 1 ay, 10 günlük olup, 24 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (42)yıl ve muhtemelen (66)yaşına kadar yaşayacaktır. Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-24)= 36 yıl ve pasif devresi 6 yıldır. Davacı vekili tarafından banka hesap ekstresi ibraz edilerek davacının kaza tarihindeki ücretinin 1.040,11 TL olduğu belirtilmiştir. Söz konusu banka hesap ekstresi incelendiğinde 02.10.2015 tarihine maaş ödemesi açıklaması ile 1.040,11 TL yatırılmış gözükmektedir. Söz konusu ödemenin kaç günlük çalışma karşılığı yapıldığı ibraz edilen belgeden anlaşılamamaktadır. Bu durumda her ne kadar söz konusu ödeme tek başına davacının aylık ücretini göstermesi açısından yeterli değil ise de; ödenen tutar kaza tarihindeki asgari ücret düzeyinde olduğundan hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacağını buna göre; Kazalının 21.10.2015–21.10.2019 tarihleri arası 4 yıllık bilinen dönemdeki net kazancı Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki net kazanç toplamı: 11.017,87 TL ve Kazalının %18-22 oranında malul olduğu bilinen dönemdeki kazanç toplamı 48 ay; 62.584,14 TL olduğunu, Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak; İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre, Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise; 2.020,90 x 12 Ay = 24.250,80 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan; Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.829,02 x 12 )= 21.948,24 TL. esas alınacaktır. Buna göre; Kazalının (38) yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre kazanç kaybı peşin değer toplamı = 907.715,04 TL olduğunu, Davacı vekili tarafından verilen 30.04.2018 tarihli dilekçede geçici iş göremezlik süresi ile kalıcı kalıcı iş göremezlik oranı doğrultusunda tazminat hesabı yönünden rapor alınması talep edilmiştir. Taleple bağlı kalınarak geçici ve sürekli iş göremezlik dönemi için zarar hesabı yapılacaktır. SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik dönemi için 1.956,37 TL ödeme yapılmıştır. Olayın meydana gelmesinde kazalı kusursuz olduğundan yapılan ödemenin tamamı rücuya tabidir. Bu durumda ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin tamamı davacının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararından tenzil edilecektir. Buna göre; Kazalının bakiye maddi zararı = 9.061,50 TL olduğunu, Adli Tıp Kurumu tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenen %22 maluliyet oranı göre; Kazalının sürekli iş göremezlik dönemineki maddi zarar toplamı = 213.465,82 TL olduğunu, Adli Tıp Kurumu tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen %18 maluliyet oranına göre; Kazalının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zarar toplamı = 174.653,86 TL olduğunu, Kazaya karışan … plakalı araç davalı … tarafından 08.04.2015-08.04.2016 tarihleri arasını kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. 21.10.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık teminatı bakımından 290.000,00 TL olduğunu, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Bu durumda; davacının yukarıda iki seçenekli olarak belirlenen maddi zararı, poliçe limiti içinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 19/02/2019 tarihli dilekçesi ile dava bedelini 170.772,65 TL sürekli iş göremezlik ve 70.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının 21.10.2015 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı araçta yolçu olarak bulunan davacının yaralanması ve yaralanmaya bağlı olarak malul kalmasına dayalı olarak açılmış maluliiyete dayalı tazminat davası ve davalılardan araç sürücüsü … ve araç işleteni …’dan manevi tazminat tahsil talepli maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Trafik sigorta poliçesinin düzenlenme tarihinin 08/04/2015 tarihi olduğundan somut olayda poliçenin düzenlendiği tarihten sonra 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının somut olayda uygulanma imkanının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Kaza tespit tutanağına göre davalı … şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalananın ve davalı …’nun maliki olduğu … plakalı aracın davalı … sevk ve idaresindeyken yolun sağ tarafında bulunan ve park halinde olan araçlara çarpması suretiyle kazanın meydana geldiği ve olayda sadece davalı …’nın kusurlu olduğu tespit edildiğinden kazanın meydana gelmesinde başkaca kişi ve araç sürücüsüne atfedilebilecek bir kusurun bulunmaması davacının araçta yolcu olması nedeniyle davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluğuna göre zarar miktarının hesaplanması gerektiği kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Davalı …’nın cevap dilekçesi ekinde mahkememize sunmuş olduğu davacı … imzalı 29/02/2016 tarihli belge incelendiğinde trafik kazası nedeniyle davalılar … ve …’dan yanlışlıkla davacı olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davacının davadan feragat ettiğine dair tanık olarak da … ve … imzalı tutanağın tutulduğu, yargılama aşamasında da bu tutanaktaki davacı imzasına herhangi bir itiraz bulunmadığı dikkate alındığından feragatin tek taraflı olarak yapılıp karşı tarafa ulaştığında hüküm ve sonuçlarını doğuracağı gözetilerek davacının davasının davalılar … ve … yönünden davanın feragat nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası yönünden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu’nun mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporundan davacının vücut engellilik oranının %18 olduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihi itibariyle 9 aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır.
21.10.2015 tarihinde meydana trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı …’in geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 9.061,50 TL olduğu, sigorta poliçesinin de 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarından önce olup 08.04.2015 tarihinde düzenlendiği Adli Tıp Kurumu tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen %18 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik dönemine ait davacının maddi zararının 174.653,86 TL olduğu, davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitin içinde kaldığı ancak manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamında bulunmadığı, dava dilekçesinde maddi tazminat yönünden sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunulduğu anlaşılmakla sigorta şirketi yönünden temerrüdün 24.02.2016 dava tarihinde gerçekleştiği, kazaya sebebiyet veren aracın hususi nitelikte olması nedeniyle yasal faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılarak 133.516,39 TL nin (alkol nedeniyle ortak kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi dikkate alınarak) 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden (teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamına celp edilen soruşturma dosyasındaki 21/10/2015 tarihli ifade tutanağında dava dışı …’ın beyanında aracı süren kişinin alkollü olduğunun bizzat görüldüğü ifade edildiğinden ifadelerin birbiriyle tutarlı olduğu ve kazaya sebebiyet veren kırmızı pantolonlu ve kırmızı yelekli kişinin aracı kullanan kişi olduğunun bizzat dava dışı tanık tarafından görüldüğü böylece alkollü araç kullanan kişinin aracına davacının binmiş olması nedeniyle ortak kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacının diğer iki arkadaşı ile birlikte alkol alarak herhangi bir menfaat temin etmeden kendi isteği ile alkollü olan diğer arkadaşının sürmüş olduğu araca bindiği gözetildiğinde somut olayda hatır taşıması ve ortak kusurun bulunduğu dikkate alınarak hükme elverişli aktüer bilirkişi raporunda belirlenen davacının toplam 174.653,86 TL zararından hatır taşıması nedeniyle %20 ve ortak kusur nedeniyle %20 oranlarında ayrı ayrı Yargıtay içtihatları gereğince indirim yapılması neticesinde davacının toplam zararının 133.516,39 TL olduğu anlaşılmakla 133.516,39 TL’nin 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden (teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının davalılar … ve … yönünden davanın feragat nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası yönünden REDDİNE,
2-133.516,39 TL nin (alkol nedeniyle ortak kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi dikkate alınarak) 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden (teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 9.120,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 242,51 TL+ 604,65 TL ıslah harcından oluşan toplam 847,16 TL mahsubu ile bakiye 8.273,34 TL harcın davalı ….’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan peşin harç 242,51 TL+ 604,65 TL ıslah harcından oluşan toplam 847,16 TL davalı ….’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.195,85 TL yargılama giderinin davalı ….’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …. tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 13.431,31 TL vekalet ücretinin davalı ….’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı … ve … vekilleri yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ile davalı … vekillerinin yüzlerine karşı diğer tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸