Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/131 E. 2019/874 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/131 Esas
KARAR NO : 2019/874

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ :16/10/2009
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 16/10/2009 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin Ana Sözleşmesi’nde belirtildiği gibi her nev’i oto akşamı ve yardımcı ekipmanları için yurt içi ve dışından ithal edilen kauçuk ürünleri ve kimyasal maddelerin toptan ve perakende satış işleri ile iştigal eden ticari bir şirket olduğunu, davalının bu şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, … 17. Noterliği’nce tanzimli … günlü Ortaklar Kurulu Kararı’nda şirket müdürlüklerine 10 yıl süre ile … ve …’in seçilmelerine ve şirket unvanı altında atacakları münferit imzaları ile şirketi her hususta temsil ve ilzama yetkili kılındıkları kararının verildiğini, …’in şirketin akçesel ve fınansal işlemleri ile, …’nun da işyerinin iç ve dış alım-satım konularında görevlendirildiğini, Ortakları Kurulu’nun 11.03.2009 ve 2009/1 sayılı kararı ile “Müdürlük yetkilerinin ortaklar arasında paylaştırılarak, şirket ortaklarından …’in münferit imzası ile şirketi her hususta ve en geniş şekilde temsil ve ilzama yetkili kılınmasına, … ve …’in münferit imza yetkisinin kaldırılarak şirket unvanı altında atacakları müşterek imzaları ile şirketi her hususta ve en geniş şekilde temsil ve ilzama yetkili kılınmalarına’’ kararının verilerek … 44. Noterliği’nin … günlü işlemi ile tescil ve ilan olunduğunu, bu yeni uygulama sonrasında davalının bir süredir şirket dışında, şirket ana sözleşmesinin faaliyetlerinin aynısını gizlice sürdürdüğünü tespit ettiklerini, davalıya Şirket Müdürlerinin haksız rekabet yasağının ihlali fiili nedeniyle hatalı ve sorumsuz faaliyet içinde bulunduğunu ihtar ettiklerini, davalının … 44. Noterliği’nce onanan … tarih … Esas sayılı Sözleşme ile kendi hesabına …Tic. Ltd. Şti. unvanı ile bir ticâret şirketi kurduğunu ve şirketin 27.04.2009 tarihinde tescil, 04.05.2009 tarihinde de ilan edildiğini, davalının kurduğu bu şirketin antedi ile müvekkili şirket müşterilerine iş mektubu, emtia fiyat listesi göndererek haksız rekabet yaptığını, müvekkili şirketin müşterilerine giderek müvekkilini küçük düşüren fiiller işlediğini, davalının halen müvekkili şirkette müdürlüğünün devam ettiğini, Davalının müvekkili şirketin … Bankası hesabından 28.09.2007 tarihinde kendi yetkisi içinde münferit imzası ile yazdığı talimatla şirket personelinden birisine 244.000,00 TL ödeme talimatı verdiğini, bu personelden parayı USD olarak kendi hesabı olan …bank … Şubesi’ne yatırması talimatını verdiği ve paranın 200.000,00 USD olarak davalının kendi hesabına vadeli olarak yatırıldığını, bu durumun 2009 yılında davalının hesapları incelenirken saptandığını, davalının bu şirket bünyesinde hukuken ve fiilen kalmasına imkan kalmadığını, müvekkili şirketin tescil edilmiş sermayesinin 350.000,00 TL olduğunu, %95 hisseye sahip şirket paydaşları …, … ve …’nun davalının şirketten ihracı konusunda muvafakatlerini bildirdiklerini, … Ticaret Sicil Memurluğu’nun … Ticaret Sicili’nde kayıtlı müvekkili … Tic. Ltd. Şti’nin ortaklarından davalı …’in gerek TTK 56 ve devamı maddelerine ilişkin olarak, şirketin Müdürlerinden biri sıfatı ile müvekkili şirketin konu ve amaçları ile iltibas meydana getirecek şekilde müdürlük sıfatı devam ederken kendisi tarafından kurulan … Tic. unvanlı şirket kanalı ile haksız rekabet fiilinde bulunduğunu, müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkili şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 02.11.2009 cevap ve karşı dava dilekçesinde; Şirket Müdürleri aleyhine dava açmak için Ortaklar Genel Kurulu’nun TTK usulü dairesinde toplanarak karar altına alınmasının gerektiğini, usule aykırı olarak müvekkili aleyhine açılan davanın reddini talep ettiklerini, davacı firmanın müşterilerine müvekkilinin müdürlük görevinden istifa ettiğine dair 09.04.2009 tarihli yazılı bilgileri ulaştırdıktan sonra dava açtıklarını, müvekkilinin istifa ettiğine dair beyanın … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasına havi 28.09.2009 tarihli dilekçesi ile kabul edildiğini, BK’nun m. 396 hükmü uygulanması gerektiğinden MK m. 2 anlamında sui niyetleri bulunan davacıların taleplerinin reddinin gerektiğini, davacının müvekkiline 20.04.2009 tarihli … 2. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 02.04.2009-13.04.2009 tarih aralığında nedensiz olarak işyerini terk ettiğinden iş akdinin fesh edildiğine dair ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin kurduğu firma ile sattığı malzemelerde distribütör firma olduğunu, müvekkilinin çalışırken kazandığı bilgi birimimini yeni kurduğu şirkette kullanmasının onun kişisel gelişimi ile ilgili olması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin %5 ortağı olduğundan her türlü belge ve bilgiye ulaşma hakkının bulunmadığını, davacı şirketin hakim ortakları ile dava dışı üçüncü bir şahsın müvekkilini dışlayarak usulsüz toplantılar yaptığını ve kararlar aldığını, müvekkili ile davacı firmanın ortağı …’in evli olduklarını, 2008yılı başlarında boşanma davası açtıklarını, medeni kanunun evliliğin feshinden sonra müvekkilinin talep haklarını yerine getirmesinden kaçınan …’in şirket faaliyetlerini durdurarak elindeki tüm stoğu yeni kuracakları firmaya devretmeyi planladığını tespit ettiklerini, tarafların aralarında yaptıkları 22/10/2009 tarihli yazışmadan anlaşılacağı üzere davacı firmanın faaliyetlerini durdurup şu andaki faaliyetini beraberce kurulacak yeni firmadan devam ettireceklerini, davacı şirketin fesih işlemlerini müvekkilinin onayı olmadan gerçekleştiremeyceğinden yeni bir firma ile tüm hak ve alacaklarını devir etme niyetlerinin olduğunu, davacı karşı davalı ortaklarının şirketin tüm stokunu muvazaa yolu ile yeni firmaya devir etme niyetleri ile şirketin fesih işlemlerine girişmeleri, ortakların sadakat ve özen yükümlülüklerini çiğnediğini, müvekkilinin MK ile ilglii talep haklarının devredilmesi halinde müvekkili açısından zarar doğuracağını bildirerek, karşı davanın reddi ile şirketi müşterek imza ile yönetmeye yetkili iki kayım müdürünün atanmasını talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; asıl davada davanın kabulü ile; … Ltd. Şti’nin %5 hisse ile ortak olan davalı …’in ortaklıktan çıkarılmasına, 214.219,75 TL ortaklık payının davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, Karşılık davanın reddine, … 8. ATM’nin … E. Sayılı dosyasında;Davanın kabulüne, … plakalı aracın davacıya iadesine, mümkün olmaması halinde 32.000 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Birleşen … 2. ATM’nin … E. Sayılı dosyasında;Ispat edilemeyen davanın reddine, Birleşen … 12. ATM’nin … E. Sayılı dosyasında; Ispat edilemeyen davanın reddine, Birleşen 9. ATM’nin … E. Sayılı dosyasında; Davanın kısmen kabulüne, davalıların haksız rekabet yaptıklarının tespiti ile, haksız rekabetin meni’ne, 162.877,44 TL maddi tazminat ve 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 2011/73 Esas, 2014/9 sayılı 29/01/2014 tarihli karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2014/10020 E, 2015/533 Karar sayılı 16/01/2015 tarihli ilamı ile onanmış, davalı karşı davacı … ve davalı … Tic Ltd Şti tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/6267 E. 2015/13817 K. Sayılı 23/12/2015 tarihli ilamı ile:”.. 1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, haksız rekabet oluşturan eylemlerin devamlılık arzettiği, bu suretle zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmış olmasına göre, davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin tüm, davalı-karşı davada davacı … vekilinin ise HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2- Davalı-karşı davada davacı … vekilinin, asıl davaya yönelik çıkma payının hesabına ilişkin karar düzeltme taleplerinin incelenmesine gelince; kural olarak çıkma payının hesaplanmasında payın karar tarihine en yakın gerçek değerinin belirlenmesi gereklidir. Mahkemece, bilirkişi raporlarına istinaden …’in ortaklık payına hükmedilmiştir. Ancak, … ile eşi … arasında aile mahkemesinde görülen katılma alacağına ilişkin davada davacı şirket adına tescilli … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 1131 ada, 17 parselde yer alan 120/1200 arsa paylı 7. kat 9 nolu büro niteliğindeki gayrimenkulün değeri 2.000.000,00 TL olarak tespit edilmiş; aynı taşınmazın değeri temyiz incelemesine konu davada alınan bilirkişi raporuyla dava tarihindeki değeri 550.000,00 TL, rapor tarihindeki değeri ise 750.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Yine dosyada alınan değer hesabına ilişkin ilk bilirkişi raporunda şirketin taşınmazlar haricinde mallarının rayiç değerleri üzerinden hesaplama yapıldığında şirket değeri 4.811.367,65 TL, bu tutar içindeki davalı-karşı davada davacı …’in payının ise 240.568,38 TL olduğu belirlenmişken, sonrasında taşınmazların değeri de tespit edildikten sonra davalı-karşı davada davacı …’in hisse değerinin dava tarihi itibariyle 214.183,74 TL olduğu bildirilmiş, mahkemece de 214.219,75 TL ortaklık payının tahsiline hükmedilmiştir. Bu durumda, şirket malvarlıklarının değerleri ve ortaklık payına ilişkin bilirkişi raporlarının uyumlu olduğu söylenemez. Ortaklık payının, şirketin faaliyet konusu da gözetilerek alanında uzman bilirkişi kurulundan, karar tarihine en yakın rayiç değer verilerine göre şirketin reel özvarlığı hususunda rapor alınıp saptandıktan sonra hüküm altına alınması gerekir. Bu suretle mahkemece, davalı-karşı davada davacı …’in itirazlarını da karşılar nitelikte, bilirkişi raporlarındaki aynı konuda yapılan farklı değerlendirmeleri tartışan ve çelişkiyi gideren yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyip yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğinden davalı davalı-karşı davada davacı … vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 16/01/2015 tarihli 2014/10020 Esas 2015/533 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçelerle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” şeklinde karar oluşturulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/6267 E. 2015/13817 K. Sayılı 23/12/2015 tarihli bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamı doğrultusunda açık yargılamaya devam olunmuştur.
… 2 Aile Mahkemesinin … E.sayılı dosyası ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları incetilerek davacının ortaklık payının karar tarihine en yakın rayiç değer verilerine göre şirketin reel öz varlığı tespit edilerek hesap edilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler 25/05/2017 tarihli raporlarında karar tarihine en yakın tarihli güncel rayiç değerli öz varlık tespitine göre şirketin değerinin 6.461.852,92 TL olduğu, davalı …’in %5 hissesine isabet eden öz varlık değerinin 323.092,65 TL olduğu, şirketin bilançosunun incelenmesinde davalı ortak …’in şirkete 126.738,79 TL borçlu olduğu ve borcunun ortaklardan alacaklar hesabına kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi ve ibraz edilen kök raporda mahkememizce alınan diğer raporlarda oluşan çelişkinin giderilmemesi, farklı sonuçların değerlendirilmemesi, Mahkememize ibraz edilen raporlardaki farklı değerlendirmelere yönelik çelişkilerin giderilmesi açısından bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler 06/02/2018 tarihli ek raporlarında; farklı teknik bilirkişilerce farklı tarihler için ve farklı tarihlerde yapılan değer tespitleri arasında doğal olarak fark bulunduğu, ancak çelişki olmadığı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığının bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda; 16/10/2009 tarihli bilançoda yer alan varlıkların karar tarihine en yakın değerlerinin yeniden tespit edilmesi suretiyle reel öz varlık hesaplaması yapıldığı ve toplam öz varlığın 6.118.100,88 TL davalı ortağın %5 payına tekabül eden kısmın ise, 305.905,04 TL olduğu, davacı şirketin 31/12/2016 tarihli bilançosunda:” 131 ortaklardan alacaklar hesabında” ortak … ten 126.738,79 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, bu hesabın tüm ortaklardan genel bir alacak değil, sadece …’in bakiyesinden oluştuğundan %5 olarak değil tamamının … borcu olduğu, bu yönüyle davalı …’in 126.738,79 TL’ye yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı, bu tutarın ortaklık payının hesabında dikkate alınıp alınmaması hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Tarafların rapora yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi ve davalının ortaklık payının tespitinin hüküm tarihine en yakın bedel üzerinden yapılması ve güncel değerinin tespiti açısından bilirkişilerden 2.ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler 19/07/2019 tarihli 2.ek raporlarında; davacı şirketin gayrimenkullerinin Şubat 2019 itibariyle değerlendirildiği ve 28/02/2019 tarihli rayiç değerli öz varlık hesabının çıkartıldığı, toplam öz varlığın 9.314,278, 50 TL olduğu, davalı ortak …’in %5 payına tekabül eden kısmı için 465.713,93 TL olduğu, davacı şirketin 28/02/2019 tarihli bilançosunda “131 ortaklardan alacaklar hesabında” ortak …’ten 126.738,79 TL alacağı olduğunun tespit edildiğinin, bu hesabın tüm ortaklardan genel bir alacak değil, sadece … bakiyesinden oluştuğu, %5 olarak değil tamamının … borcu olduğu, bu tutarın ortaklık payının hesabında dikkate alınıp alınmaması hususunda takdirin mahkemede olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; karar tarihine en yakın rayiç değer verilerine göre şirketin reel öz varlığının 465.713,93 TL olduğu, hüküm vermeye elverişli, denetime açık 19/07/2019 tarihli bilirkişi 2.ek raporu ile tespit edildiği, bilirkişi kök ve ek raporlarında davacı şirketin 28/02/2019 tarihli bilançosunda 126.738,79 TL …’ten alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu alacağın bozmadan önceki raporlarda tespit edilmediği, davacı şirketin 31/12/2016 tarihli mizanında yapılan inceleme sonucun şirketin “131 ortaklardan alacaklar hesabında” görüldüğü, davalı …’in şirkete olan borçlarının talep edilmesinin her zaman mümkün olduğu, bunun ayrılma payından düşülmesinin mümkün olmadığı, sonradan doğan veya doğacak borçların dikkate alınamayacağı anlaşıldığından; asıl davada davanın kabulüne, … Ltd Şti’nin %5 hisse ile ortağı davalı …’in ortaklıktan çıkartılmasına, 465.713,93 TL ortaklık payının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karşılık davada verilen red kararının birleşen … 8 ATM nin … Esas ,… 12 ATMnin … Esas, … 9 ATM nin … E.sayılı dosyalarında verilen kararlar onararak kesinleştiğinden yeniden karar oluşturulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Asıl davada; Davanın kabulüne, … Ltd Şti’nin %5 hisse ile ortağı davalı …’in ortaklıktan çıkarılmasına, 465.713,93 TL ortaklık payının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
2- Karşılık davada verilen red kararının birleşen … 8 ATM nin … Esas ,… 12 ATMnin … Esas, … 9 ATM nin … E.sayılı dosyalarında verilen kararlar onararak kesinleştiğinden yeniden karar oluşturulmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL karar ilam ve harcından başlangıçta yatırılan 25,20 TL peşin harcın mahsubu ile eksik harç olan 19,20TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 25,20 TL toplam harç ile aşağıda dökümü yapılan bozmadan önce yapılan 2.398,00 TL, bozmadan sonra yapılan 6.497,65 TL olmak üzere toplam 8.895,65TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 günlük sürede Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/09/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Davacı gideri:
Bozmadan önce : 2.398,00 TL
Bozmadan sonra: 6.497,65 TL
Toplam : 8.895,65 TL