Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1289 E. 2019/426 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1289 Esas
KARAR NO : 2019/426

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 17/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine … poliçe no’lu ZMM Trafik poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın müvekkilin murisine çarpması sonucu ölümüne neden olduğunu, müvekkili …’ın eşi …’ın ölümü nedeni ile destekten yoksun kaldığını, davalı … şirketi tarafından bir kısım ödeme gerçekleşmiş olmasına rağmen ödenmesi gereken gerçek tutar ödenmemiş olması nedeni ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL tazminat bedelinin tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 13/02/2013 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından 27/09/2012 – 27/09/2013 tarihleri arasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçe teminat limitinin kişi başı olarak 250.000 TL ile sınırlı olduğunu, ancak öncelikle kazaya ilişkin öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, müvekkilinin kusur oranında sorumluluğunun bulunduğunu, ancak dava öncesinde davacı tarafından müvekkili sigorta şirketine başvuruda bulunarak açılan hasar dosyası kapsamında …’ın vefatı nedeniyle davacıya 23/09/2016 tarihinde 32.575,26 TL ödeme yapıldığını, bu kapsamda davacının başka bir alacağının bulunmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu kazaya ilişkin olarak … 9. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararda; ” Sanık …’ın suç tarihinde işlediği kanıtlanan taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan eylemine uyan TCK.’ nın 85/1 fıkrası gereğince suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi ve sosyal durumu meydana gelen zararının ağırlığı, sanığın taksire dayalı kusurunun ağırlığı dikkate alınarak takdiren iki yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sağını fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, pişmanlık durumu lehine indirim nedeni kabul edilerek verilen cezanın TCK.’nın 62. Maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirilerek sanığın bir yıl sekiz ya hapis cezası ile cezalandırılmasına
Sanık hakkında başkaca artırım ve indirim maddelerinin uygunmasına yer olmadığına,
Sanığa verilen cezanın süresi dikkate alınarak TCK.’nın 50. Maddede yeralan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesine kanunen yer olmadığına,
Sanığın sabıka kaydına herhangi bir cezasının bulunmayışı ve yeniden suç işlemeyeceği hakkında mahkemede kanaat hasıl olduğundan TCK.’nın 51/1,3,7 madde ve fıkraları gereğince sanığın cezasının takdiren iki yıllık denetim süresine bağlı olarak ertelenmesine, erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda ertelenen cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinni sanığa ihtarına,
Denetim süresinin sanığın kişiliği ve sosyal durumu göz önünde bulundurularak herhangi bir yükümlülük belirlenmeden ve uzman kişi görevlendirilmeden geçirilmesine,
Denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde cezanın infaz edilmiş sayılacağına,
Suçun işlenmesindeki özellikle sanığın taksire dayalı kusur durumu dikkate alınarak sanık hakkında TCK.’nın 53/6 maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına,” yönünde hüküm kurulmuştur.
… 9. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden alınan İstanbul Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 02/05/2014 tarihli kusur raporunda; Sanık sürücü …’ın alt düzeyde tali kusurlu olduğu, maktul yaya …’ın asli kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Makine Mühendisleri …, …, … ile Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 01/10/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle;
KUSUR YÖNÜNDEN İNCELEME:
Olay yeri şehir içi meskun mahal olup yol tek yönlü, 7.00 metre genişlikte, asfalt kaplama. Hava karanlık, aydınlatma mevcut değil, görüş far ışığında normal, zemin kuru. Araca ait 43 metre lastik izi mevcut. Dosya içinde olay yeri fotoğrafları var. Ceza davası sırasında olay yerinde yapılan keşif sonucu verilen raporda davalı şirket tarafından sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu, yayanın asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yine ceza davası sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından verilen raporda, davalı sürücünün alt düzeyde tali kusurlu, davacı yayanın asli kusurlu olduğu, davalı şirket tarafından sigortalı aracın sürücüsü …, olay yerinde saatte 40-50 km hızla seyretmekte olduğu sırada yeşil ışığın yanmakta olduğunu, birden aracın sol tarafında bir karartı ve ses duyduğunu, ses ile birlikte aracın ön camının kırıldığını, fren yaparak aracını durdurduğunu beyan etmiştir. Olay yerinde bulunan tanıklardan …, servi aracına bindiğinde çarpma sesi duyduğunu ve kazalıyı havada gördüğünü, çarpma anını görmediğini, … da çarpma sesi duyduğunu, aracın döndüğünü, yayayı direğin yanında yatarken gördüğünü söylemiştir. Tanık …, çarpma anını görmediğini, fren sesi duyduğunu, çarpma sesi geldiğini, ışığa baktığında sürücüye yeşil ışık yanmakta olduğu tespit edilmiştir.
Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinde;
a) bendinde sürücülerin “kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak”,
b) “hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” yönünde düzenleme yapılmıştır.
Davalı şirket tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü … olay sırasında süratli seyrettiğinden, sinyalizasyonun bulunduğu kavşağa yaklaşırken tedbirli davranıp hızını azaltmadığından, dikkatsizliği nedeni ile karşıya geçme teşebbüsündeki yayayı fark etmediğinden olayda tali kusurludur.
Karayolları Trafk Kanununun yayaların geçişi ile ilgili 68.maddesinde,
b) Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçiti ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Yayalar, bu yerlerden geçerken;
1) Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak,
2) Geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek,
3) Işıklı işret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önünde almak zorundadır.
Ancak, 100 m kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar,taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yoluna geçebilirler, hükmü bulunmaktadır.
Davacı yakını yaya …, belirtilen kurallara uymadna, yakınındaki bulunan yaya geçidinden kendisine yeşil ışığın yanmasını beklemeden, yaya geçidi dışından ve araçlara yeşil ışık yanması sırasında karşıya geçme teşebbüsünde bulunduğundan, geçişi sırasında yolu kontrol etmediğinden olayda asli kusurlu görülmüştür.
TAZMİNAT HESABI YÖNÜNDEN İNCELEME VE TESPİTLER
HESAP YÖNTEMİ
a) … plakalı araç, 13.02.2013 kaza tarihini kapsayan 27.09.2012-27.09.2013 vadeli ZMMS poliçesi ile davalı … şirketi tarafından sigortalanmıştır.
b) 26.04.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6704 sayılı torba yasada 01.06.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Sigorta Poliçesi Genel Şartlarına atıf yapılmakta ve anılan Genel Şartlarda ve ekinde cismani zarar hesaplarının TRH-2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılacağı belirtilmektedir. Ancak; sigortalı aracın ZMSS poliçesi 27.09.2012 tarihinde yani; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardan önce düzenlendiğinden işbu raporda maddi zarar, kaza tarihinde geçerli mevzuat ve içtihatlar dikkate alınarak PMF-1931 tablosu ve progressive rant yöntemine göre hesaplanması gerekmekterir.
MÜTEVEFFANIN YAŞI, BAKİYE ÖMÜRÜ VE SOSYO-EKONOMİK DURUMU:
01.03.1957 doğumlu olan müteveffa … 13.02.2013 kaza tarihi itibariyle (55) yaşında olup, P.M.F-1931 yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (18) yıl ve muhtemelen (73) yaşına kadar yaşayacağı, Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bağımsız Çalışanlar Daire Başkanlığının müzekkere cevabından müteveffanın sağlığında kendi nam-ı hesabına çalıştığı, müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi yaşı müsait ve aktif devrede olduğundan, kendisiyle birlikte desteğine ihtiyacı olan tüm aile fertlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek aktif çalışmasını devam ettirerek kazanç sağlayabilecekti. Buna göre; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar yasası hükümleri emsal olarak dikkate alındığı, Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek kaza ve vefat tarihi itibariyle (55) yaşından itibaren (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresi (5) yıldır. Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında müteveffanın (60) yaşından sonra geçecek olan emeklilik ve pasif devresi için de destekten yoksunluk tazminatının hesaplanması gerektiği belirtildiğinden davacı eş bakımından müteveffanın Pasif devresi için de destekten yoksunluk tazminatı hesaplanacaktır. O halde; müteveffanın (60-73) yaşları arası geçecek olan pasif devresi (13) Yıldır.
HAK SAHİPLERİ VE DESTEK SÜRELERİ:
25.09.2018 tarihli nüfus kayıt örneğinden müteveffanın anne-babasının kazadan önce vefat ettiği ve destekten yoksun kalan tek hak sahibinin davacı eşidir.
PAYLAR:
17. HD’ nin 2014/21429 E. 2016/11892 K. 26.12.2016 T. Kararında, 17. HD’ nin 2014/4903 E. 2016/532 K. 18.01.2016 T. ve 17. HD E. 2015/4747, K. 2017/11973, T. 21.12.2017 Kararlarında özetle; “desteğin bekar olduğu dönemde gelirinin yarısını anne-babasına, çocukları olduğu dönemlerde ise kendisine 2, eşine 2 anne, baba ve çocuklarına ise eşit olarak 1 pay ayrılmalıdır” denilerek hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 17. HD’ nin 2014/21429 E. 2016/11892 K. 26.12.2016 T. Kararında , Yargıtay 17. HD’ nin 2014/4903 E. 2016/532 K. 18.01.2016 T. ve 17. HD. E. 2015/4747, K. 2017/11973, T. 21.12.2017 Kararları dikkate alınarak, müteveffanın geliri aşağıdaki gibi davacı hak sahipleri arasında paylaştırılacaktır.
İŞLEMİŞ AKTİF DEVREDEKİ (BİLİNEN DÖNEM) KAZANÇLAR:
Yüksek Yargıtay 4.,9.,10.,11.,19. ve 21.Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında destekten yoksunluk tazminatlarının müteveffanın olay tarihinden itibaren günümüze ve hüküm tarihine en yakın tarihe kadar geçen dönem içinde gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiği belirtilmektedir.
Müteveffanın sağlığında kendi nam-ı hesabına çalıştığı anlaşılmakla birlikte elde ettiği kazançlara ilişkin dosyada belge olmadığından evli çalışanlar için uygulanan yasal asgari ücretler hesaba esas alınacaktır.
İŞLEYECEK AKTİF VE PASİF DEVRE KAZANÇLARININ TESPİTİ:
Müteveffa 13.02.2018 tarihi itibarı ile aktif devresini tamamlamış olduğundan, işleyecek aktif devre kazanç tespitine ve işleyecek aktif devre hesabına yer bulunmadığı, 13.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek devre sonuna kadar geçecek süre için Yargıtay 4., 9., 10.,11. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı ayrı %10 ıskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılması gerektiği, müteveffanın işleyecek pasif devre başındaki hesaba esas net aylık ücreti 1.450,91 TL olduğuna göre müteveffanın işleyecek pasif devre başında yıllık net kazancının 1.450,91 TL x 12 Ay = 17.410.92 TL dır.
PEŞİN DEĞER:
13 yıllık işleyecek pasif devrenin peşin değerinin toplamda 226.341,96 TL’dir.
MADDİ TAZMİNATIN HESABI
Davacı hak sahiplerinin (5) yıllık işlemiş devre maddi zararları 13.02.2013 – 13.02.2018 tarihleri arası geçmiş yılları kapsamakta olup, Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak geçmiş yıllarda uğranılan işlemiş maddi zararların herhangi bir iskontoya tabi tutulması söz konusu olmadığından davacı hak sahiplerinin (5) yıllık işlemiş devredeki maddi zararları iskontosuz olarak hesaplanacağı, davacı …’ ın (18) yıllık maddi zararı toplamda 146.384,20 TL dir.
İNDİRİM GEREKTİREN HUSUSLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Müteveffanın ölümünde … plakalı araç sürücüsü olayda %25 kusurlu olduğundan %25 kusura isabet eden maddi zarar tutarı davacılar yararına dikkate alındığı, müteveffanın %75 kusuru oranında kusur indirimi yapılacağı, SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü bağımsız çalışanlar daire başkanlığınca müzekkeresine verdiği 25.04.2017 tarihli cevapta davacı hak sahibine bağlanan gelir nedeniyle Kurumun rücu hakkının olmadığı belirtilmektedir. … SGK’nın müzekkere cevabında da davacı hak sahibine… tahsis numarasıyla ölüm aylığı bağlandığı belirtilmektedir. Tahsis numarasından da anlaşıldığı üzere bağlanan gelir rücuya tabi olmayıp, rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmamaktadır. Hak sahibi davacı eş kaza tarihi itibarı ile (54) yaşında olup, AYİM tarafından yapılan araştırmada (54) yaşında dul bir kadının yeniden evlenme şansının %2 olduğu belirtilmektedir. Buna göre; davacı eş yönünden hesaplanan maddi zarar tutarından %2 oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılacaktır. Dosyada mevcut ödeme dekontundan davacıya 23.09.2016 tarihinde 32.575,26 TL ödeme yapıldığı anlaşılmış olup yapılan ödeme, ödeme tarihinden işbu rapor tarihine kadar işlemiş faiziyle güncellenecek ve hesaplanan maddi zarar tutarından tenzil edileceği, davacıya yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının 38.478,97 TL’dir.
DAVACININ NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARI:
Davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının …’ ın indirimsiz destek zararı maddi zararının 146.384,20 TL, kusur indirimi (146.384,20 TL x %75) 109.788,15 TL, kusur indirimi sonrası kalan tutarın 36.596,05 TL, evlenme şansı indirimi (36.596,05 TL x %2) 731,92 TL, evlenme şansı indirimi sonrası kalan tutarın 35.864,13 TL, ödemenin güncel tutarının indirimi (anapara+faiz) 38.478,97 TL, …’ ın nihai ve gerçek destek maddi zararı kalmamıştır.
DAVALI … ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU:
… plakalı araç 27.09.2012-27.09.2013 vadeli ve zeyilnameye bakılmaksızın 250.000,00 TL teminatlı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta (ZMSS) poliçesi ile davalı … şirketi tarafından sigortalanmıştır. Ancak; davacıya yapılan 32.575,26 TL ödeme neticesinde bakiye teminat limitinin 217.424,74 TL olduğu, güncel verilere göre yapılan hesaplamada davacıya yapılan ödeme ile davacının maddi zararının fazlasıyla karşılandığı anlaşıldığından davalı … şirketinin davacının maddi zararı yönünden sorumluluğunun kalmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 13/02/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle mirasçıların açmış oldukları destekden yoksun kalma tazminatına ilişkin davadır.
Dava konusu kazanın 13.02.2013 günü saat 18.15 sıralarında davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücüsü … yönetimindeki araç ile Avcılar Firuzköy bulvarını takiben … istikametinden Avcılar istikametine doğru seyrederken, 1765 sayılı ışıklı yaya geçidine yaklaştığında, yolun solundan sağına geçen davacının eşi …’a çarpması neticesinde ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kazanın oluşumuna ilişkin İstanbul Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen rapora göre sürücü …’ın alt düzeyde tali kusurlu olduğu, maktul yaya …’ın asli kusurlu olduğu, mahkememizce hükme esas alınan ve yukarıda ayrıntılı olarak dökümü yapılan kusur ve aktüer raporuna göre de davalı … şirketi tarafından sigortalı aracın sürücüsü …’ın olayda % 25 oranında kusurlu olduğu, davacı yakını yayanın olayda % 75 oranında kusurlu olduğu, davacıya yapılan ödeme ile davacının maddi zararının fazlasıyla karşılandığı hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporuyla tespit edilmekle davalı … şirketinin davacının maddi zararı yönünden sorumluluğunun kalmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda KESİN olmak üzere karar verildi. 17/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”