Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1280 E. 2019/21 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1280 Esas
KARAR NO : 2019/21

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 28/12/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin … A.Ş. Posta gazetesinin yayıncısı olduğunu, boçlu firmanın ilanlarını müvekkilin yayıncısı olduğu gazetede yayınlandığını, müvekkilinin yayınlamış olduğu ilanların bedellerini tahsili amacıyla ekte verilen faturaları kesmiş ve borçlu davalıya kargo vasıtası ile gönderdiğini, fatura bedelinin toplam 7.965,00 TL olduğunu, davalının borcunu ödemediğini, davalı aleyhine … 29. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak zaman kazanmak amaçlı takibe itiraz ettiğini, davalının … 29. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyaya yaptığı haksız itirazın iptalini ve takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, dava masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde dayanılan vakıaların sıra numarası altında açıklanmadığını, bildirilen delilin hangi vakıanın ispatına yönelik olduğuna da hiçbir şekilde değinilmediğini, davacının dilekçesinde dayandığı delilleri taraflarına tebliğ etmesi bir yana dava dosyasına dahi sunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının eksiklikleri giderse bile davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkilinin bir firmasının bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirkete ne ilan ne de başkaca bir husustan dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının bunu somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; müvekkilinin bir borcunun olduğu düşünülse bile davacı talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, sözde alacağın asıl miktarı, faiz işletilmişse işletilen faiz miktar ve oranı, alacağın doğum tarihi, hizmetin nevi, hizmetin talep edilip edilmediği, talep edildi ise ifa edilip edilmediği, sözleşme var ise taraf yükümlülükleri borçlunun temerrüde düşürülüp düşürülmediği ve benzeri birçok husus askıda kaldığından gereği gibi savunma sunulamadığını, davacının delillerini dosyaya sunması gerektiğini, davacı tarafından talep edilmiş bulunan icra inkar tazminatı talebinin reddi ile müvekkil lehine olmak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını aksi bir durumda borcun neye istinaden talep edildiği anlaşılmadığından müvekkilinin takibe itirazının yerinde olduğunu, davacının tazminat talebinin reddi ile müvekkil lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini ve davanın reddi ile yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalının davacıya ait gazetede yapılan ilandan doğan faturaya dayalı alacağın tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat taleplidir.
Mahkememizce davaya dayanak … 29. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 7.965,00 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı, davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce, dosyanın mali müşavir bilirkişi …’a tevdii ile davacı ve davalı defterlerinde inceleme yapıp dava ve takibe konu alacağın davalı ve davacı defterlerinde yer alıp almadığı, yer alıyorsa miktarının ne kadar olduğuna dair bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi Abdulkadir Uğur tarafından ibraz edilen 10/08/2018 tarihli raporda; davacı tarafından ticari defterlerin lehine delil teşkil edeceğini, takip tarihi olan 28/11/2016 tarihi itibari ile davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olması için dava konusu faturayı davalı taraf tebliğ ettiğini mahkemeye ispatlaması gerektiğini, mahkememizin davacı tarafın alacaklı olduğuna dair karar vermesi halinde, takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı yasaya göre kademeli oranda avans faizi uygulamasının ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosya içerisinde bulunan fatura örneğinden, davacının davalıya gazetede yapılan ilan nedeniyle fatura düzenlediği ve bu fatura alacağının tahsili için icra takibinde bulunduğu, taraf defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılması ara kararı oluşturulduğu, davalının defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, davacı defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede davacının defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, dava ve takibe konu faturanın davacı defterlerinde yer aldığı ancak faturanın davalıya tebliğine ilişkin kayıt bulunmadığın rapor edildiği, davacı vekilinin faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair kayıtların kargo şirketinde bulunduğu ve buradan getirtilmesi talebi üzerine yazılan müzekkereye verilen cevapta davacı tarafından davalıya herhangi bir kargo gönderi bilgisinin mevcut olmadığının bildirildiği, davacının kayıtlı olduğu vergi müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta davacının dava ve takibe konu yaptığı ve defterlerinde kayıtlı olan faturanın davacının BA- BS formlarında yer almadığının görüldüğü, davacı her ne kadar davalıya verdiği hizmet karşılığı fatura düzenleyip takip talebinde bulunmuş ise de dava konusu faturanın davalıya teslimine ve bu faturaların vergi beyannamelerine konu yaptığını ispatlayamamış olması nedeniyle davacının davasının reddine, kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davalının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının REDDİNE, kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davalının bu yöndeki talebinin reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 44,40 TL’nin, peşin alınan 136,03 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 91,63 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2.725-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/01/2019

Katip

Hakim …

Harç Beyanı
K.H.= 44,40 TL
P.H.= 136,03 TL
İ.H.= 91,63 TL