Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1219 E. 2018/1041 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1219 Esas
KARAR NO : 2018/1041

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/12/2016
KARAR TARİHİ : 19/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete … numaralı ve 28.09.2014-2015 vadeli kasko sigortalı ve …’a ait … plakalı araca davalı şirkete … numaralı ZMMS (Trafik) sigortalı … plakalı aracın 14.03.2015 tarihinde çarparak hasar verdiğini, kaza sonucu sigortalı araçtaki 2.674,00 TL’lik hasarın 15.05.2015 tarihinde ödendiğini, davacmın yaptığı ödeme ile TTK hükümlerine göre sigortalısının kanuni halefi olduğunu, kaza tutanağına göre davalı taraf araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğunu, bu nedenle sigortalısına ödediği tazminatın tamamı için davalıya dava açmak zorunda kaldıklarını belirtmiş ve ödenen tazminatın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava şartı yerine getirilmediğinden reddinin gerektiğini, 26.04.2016 tarihinde RG’de yayınlanan 6704 sayılı yasaya göre dava açmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuru şartının getirildiğini, sigorta şirketinin 15 gün içinde ödeme yapmaz veya cevap vermezse dava açılabileceğini, bu nedenle davacı şirketin öncelikle gerekli belgelerle birlikte kendilerine başvurmasının gerektiğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davaya cevap verilebilmesi için HMK 121. Maddesi gereğince delillerin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, davacının TTK 1472’ye göre halef sıfatını kazandığının araştırılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelişinde kusurlu olmadığından reddinin gerektiğini, TRAMER kaydından yapılan araştırmaya göre davacıya sigortalı araç sürücüsünün olayda % 100 oranında kusurlu bulunduğunu, bu nedenle davalı şirketin sorumluluğundan bahsedilmeyeceğinden davanın reddinin gerektiğini, her durumda gerçek zararın ödenebileceğini, hasarlı parçanın eşdeğeriyle değiştirilmesi mümkün değilse yenisi ile değiştirilebileceğini, faiz başlangıcı için gerekli belgelerle kendilerine başvurulmadığından temerrütten bahsedilemeyeceğini, bu nedenle ödeme tarihinden itibaren taleplerin reddinin gerektiğini, aracın kullanım şekli hususi olduğundan ve haksız fiilden kaynaklandığından ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişiler Makine Mühendisleri …, … ile Sigortacı … tarafından dosyaya tanzim olunan 27/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu kazada Karayolları Trafik Kanununa göre kusur değerlendirilmesine ilişkin olarak Madde 56 Sürücüler; şerit izlemede sürücülerin; geçme, dönme, duraklama, durma ve park etme gibi haller dışında şerit değiştirmeleri veya iki şeridi birden kullanmaları, kavşaklara yaklaşırken, yerleşim yerleri dışında yüzelli metre, yerleşim yerlerinde ise otuz metre mesafe içinde ve kavşaklarda şerit değiştirmeleri, araçların cinsine ve hızına uygun olmayan şeritten gitmeleri, işaret vermeden şerit değiştirmeleri yasak olduğu, gelen trafikle karşılaşmalarda ise sürücüler; iki yönlü trafiğin kullanıldığı taşıt yollarında karşı yönden gelen araçların geçişini zorlaştıran bir durum varsa geçişi kolaylaştırmak için aracını sağ kenara yanaştırmaya, gerektiğinde sağa yanaşıp durmaya, dağlık ve dik yokuşlu karayollarında karşılaşma halinde, çıkan araç için geçiş güç veya mümkün değilse, güvenli geçişi sağlamak üzere, inen araçlar, varsa önceden sığınma cebine girmeye, sığınma cebi yoksa sağ kenara yanaşıp durmaya, gerektiği hallerde geri gitmeye zorunda oldukları, araçlar arasındaki mesafenin sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen eüvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.
Madde 84 – Araç sürücüleri trafik kazalarında; Kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme, Taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme, ikiden fazla şeritli taşıt yollarında, karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girme, arkadan çarpma, geçme yasağı olan yerlerde geçme, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, şeride tecavüz etme, kavşaklarda geçiş önceliğine uymama, kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymama, manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde, zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama, park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma, hallerinde asli kusurlu sayılırlar.
Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracının hızmı yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlamamış, Önündeki araçlarla arasında güvenli ve yeterli bir takip mesafesi bırakmamış ve önünde seyreden davacı şirkete kasko sigortalı … plakalı araca arkada çarpmış ve bu aracın da öne doğru savrularak dava dışı … plakalı araca arkadan çarpmasına neden olmuştur. Bu nedenle dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı araç sürücüsü … % 100 oranında tam kusurlu olduğu, davacı şirkete kasko sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …ise aracıyla kendi şeridinde normal süratle seyri sırasında arkasından aşırı süratle gelip aracına arkadan çarpan ve önündeki araca çarpmasına neden olan davalı şirkete ZMM sigortalı araç sürücüsüne karşı kazanın oluşunu önlemek bakımından alabileceği bir tedbir bulunmadığından olayda kendisine atfı kabil bir kusur oranı yoktur.
Hasar yönünden dava konusu olayda hasar gören davacı şirkete kasko sigortalı … plakalı … marka … tipi 2010 model araçtaki hasarı gösteren fotoğrafların ekspertiz raporunun ve tamir faturalarının incelenmesinden ve piyasa rayiçleriyle karşılaştırılmasından; parça malzeme toplamının 1.787,34 TL, indirimin 446,13 TL, ara toplam 1.341,21 TL, işçilik toplamının 870,00 TL, hasar toplamının 2.211,21 TL, KDV 398,01 TL, … özel tamirin 187,50 TL, KDV 33,75 TL olmak üzere toplam hasar toplamının 2.398,71 TL, KDV li toplam bedelin 2.796.72 TL olduğu, davacı şirketçe araçtaki hasara ilişkin olarak dosyada bulunan banka belgelerine göre 15.05.2015 tarihinde 2.674,00 TL’lik hasar ödemesi yapılması nedeniyle davacı şirketin toplam maddi zararı 2.674,00 TL olduğu, davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği toplam maddi zararı bu meblağ olduğu, Türk Ticaret Kanununun 1472.addesi ile düzenlenen yasal halefiyet ve rücu hakkına dair hüküm uyarınca davacı şirket sigortalısının haklarına halef olduğundan, sigortalısına ödediği 2.674,00 TL’yi ödeme gününden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan talep edebileceği, dosya kapsamında davacı şirketin dava açmadan önce davalı şirkete başvurduğuna dair bir belge olmadığından davacı şirketin dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, davacı şirkete kasko sigortalı … plakalı aracın trafik tescil belgesinde kullanım amacı – hususî yazdığından, davacı şirketin alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebilecektir.
Sigorta yönünden yapılan inceleme neticesinde; Kasko Sigorta Poliçesi ile sigorta şirketi, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra, aracın gerek hareket, gerek durma halinde iken, sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile aracın yanması ve çalınması sebebiyle oluşan maddi zararları kapsamına girdiği, dava konusu edilen tazminatın dayanağı, TTK m. 1453 ve devamı hükümlerine tabi zarar sigortası ile teminat altmda olan sigortalı aracın trafik kazasında hasara uğradığı, meydana gelen hasar zararını davacı gidererek davalı sorumluluk sigortacısına rücu ettiği, araçtaki hasar, aracın hareket halinde kaza sonucu oluştuğundan, oluşan hasarın kasko sigorta poliçesi kapsamında olduğu ve dolayısıyla sigortalısına ödeme yapan davacı şirketin sigortalısının haklarına TTK m. 1472 gereği halef olduğu ve dava açma ehliyetinin olduğu, davalı sigortacı ise TTK m. 1473 ve devamı hükümlerine tabi, yine Karayolları Trafik Kanunu gereği yapılması zorunlu ZMSS-Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu, … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasının dosyada bulunan 27.12.2014/2015 vadeli ve … no.lu poliçe ile davalı şirket tarafından temin edilmiş olup poliçe maddi teminatı araç başına 26.800,00 TL ile sınırlı olduğu, davalının ZMSS Poliçe geçerlilik tarihi kaza tarihini kapsadığı, davalının “DAVA ŞARTI” savunması yaptığı, 6704 sayılı Kanun 26.04.2016 tarihli Resmi gazetede yayınlandığı, Kanunun 31. maddesi “yürürlük” maddesi olup, yayımı tarihinde yürürlüğe girdiği, kanunların geri yürümemesi, yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olay ve olgulara uygulandığı, 6704 sayılı Kanunun 5.maddesi aynen “Madde 5 – 2918 sayılı Kanunun 97. maddesi “Madde 97- Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” İfadeleri ile ZMSS kapsamında sorumlu sigortacıya başvuruyu gerek tahkim ve gerekse dava bakımından ön şart haline getirildiği, ancak bu değişiklik kanunun yürürlük tarihi sonrası için uygulama alanı olduğu, somut olay, ve davacı ödemesi 2015 yılı içinde gerçekleşmiş olup; gerek davacının rücu ve gerekse davacının ödeme tarihleri gözetildiğinde davalı tarafın dava şartı savunması somut olaya uymadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; Davacı tarafın kasko poliçesine istinaden müvekkillerine yapmış oldukları ödemenin davalıya ait zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan davalı şirkete yapılan ödeme nedeniyle açılan rücu davasıdır.
Dava konusu kazanın, 14.03.2015 günü saat 15:40 sıralarında … karayolunda sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla seyrederken yağışlı havada hızlı seyretmesi neticesinde önündeki sürücü …’ın sevk idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpmış ve bu aracın da öne doğru savrularak …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davalı şirketin ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın sürücüsü …’nın % 100 oranında tam kusurlu olduğu, davacı şirketin davalıdan TTK.’nın 1472. Maddesi uyarınca rücuen tazmin talep edebileceği toplam maddi zararının 2.674,00 TL olduğu, … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMM sigorta poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından temin edilmiş olduğu, araç başına maddi teminat limitinin 26.800,00 TL olduğundan talep edilen miktarın poliçe limitleri içinde kaldığı, kaza tarihinde geçerli Kasko ve ZMM Sigorta poliçeleri ile davacının 15.05.2015 tarihli ödeme belgelerinin dosyada mevcut olduğu, yukarıda ayrıntılı olarak dökümü yapılan, hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici sigortacı bilirkişi ile makine mühendisi bilirkişileri tarafından tanzim olunan bilirkişi raporunda yapılan tespitler ışığından davanın kabulü ile 2.674,00 TL tazminatın 15.05.2015 ödeme tarihinden itibaren, avan faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 2.674,00 TL tazminatın 15.05.2015 ödeme tarihinden itibaren, avan faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 182,66 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 153,46 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 29,20 TL peşin harç, 1.355,10 TL posta, müzekkere, tebligat, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.384,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda KESİN olmak üzere karar verildi. 19/10/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”