Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1180 E. 2023/61 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1180 Esas
KARAR NO : 2023/61

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkil şirket … A.Ş.’nin 1987 yılında …’da kurulduğunu, yıllık 36.000 ton üretim kapasitesiyle Türk kimyasallarını dünyaya satan … otomasyonlu emülsiyon polimerizasyonu teknolojisiyle gerçekleştirdiği üretiminin %70’ini kara ve deniz yoluyla Avrupa, Ortadoğu, Asya, Afrika ve Rusya başta olmak üzere dünyanın tüm bölgelerine ihraç ettiğini, hammadde girişinden, mamul ürün çıkışına kadar üretimin her kademesinde sürdürülen hassas kalite kontrol sistemi ve araştırma geliştirme laboratuvarlarıyla kendi sektöründe sürekli gelişme gösteren sektörünün öncü firmalarından olduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle davalı şirkete 01.03.2016 tarih ve … nolu e-fatura ile 27.863,74 TL bedelli, 05.03.2016 tarih ve … nolu e-fatura ile 30.854,30 TL bedelli, 05.03.2016 tarih ve … nolu e-fatura ile 23.997,79 TL bedelli, 07.03.2016 tarih ve … nolu e-fatura ile 13.713,02 TL bedelli, 22.03.2016 tarih ve … nolu e-fatura ile 67.554,60 TL bedelli ve 26.03.2016 tarih ve … nolu e-fatura ile 66.034,14 TL bedelli satışlar gerçekleştiğini, faturalara konu satışların müvekkil şirkete ait ürünler ilan … ile… isimli ürünler olduğunu, söz konusu ürünlerin satışının ise; davalı yanın müvekkil şirketten siparişi üzerine yapılmakta olduğunu, siparişlerin hazırlanması sırasında sipariş pusulaları düzenlendiğini, siparişlerin mail yoluyla son onaya tabi tutulduğunu, siparişlerin davalı yana tesliminde de; davalı … Anonim Şirketi yetkilileri tarafından şirket kaşesi basılmak ve imzalanmak suretiyle sipariş teyit formları düzenlendiğini, siparişe konu ürünlerin tesliminin de sevk irsaliyeleri düzenlenmek yoluyla yapılmakta olup; 01.03.2016 tarih … numaralı sevk irsaliyesinin … tarafından ürünlerin teslim alındığına ilişkin imza edildiğini, 05.03.2016 tarih … ve … numaralı sevk irsaliyelerinin … tatafından ürünlerin teslim alındığına ilişkin imza edildiğini, 07.03.2016 tarih ve … numarali sevk irsaliyesinin … tarafından ürünlerin teslim alındığına ilişkin imza edildiğini, 22.03.2016 tarih ve … numaralı sevk irsaliyesinin … tarafından ürünlerin teşlim alındığına ilişkin imza edildiğini ve 26.03.2016 tarih ve … numaralı sevk irsaliyesinin de … tarafından ürünlerin teslim alındığına ilişkin imza edildiğini, davalı şirketin talebi üzerine siparişlerin hazırlanıp, ürünlerin davalı yana teslim edilmesine ve söz konusu satışlara ilişkin düzenlenen faturalardaki vadelerin geçmiş olmasına rağmen davalı yanın yukarıda detayları mezkür satışlardan hâsıl olan borcunu ödemediğini, akabinde tarafımızca … 1. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile faturaların icra takibine konu edildiğini, 29.11.2016 tarihinde davalı yanın takibe konu borca itiraz ettiğini, davalı şirketin, müvekkil şirkete olan aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borcunun eklerde sunulan; faturalar, sevk irsaliyeleri, sipariş formları, sipariş teyit formları, e-mailler ve icra dosyası göz önüne alındığında kuşkuya yer vermeyecek derecede açık olduğunu, tüm bunlara ek olarak Faturalar e-fatura olarak düzenlenerek davalı firmaya mevzuata uygun biçimde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın portalı üzerinden gönderildiğini, faturaların firmaya lulaştığı ve firmanın da kabulünde olduğu davalı firmanın Yeminli Mali Müşaviri … tarafından müvekkil şirket Yeminli Mali Müşaviri …’ya teyit için gönderdiği 25.11.2016 tarihli karşıt inceleme raporundan açıkça görüldüğünü, karşıt İnceleme raporunda Davalı taraf YMM’si; işbu takibe konu faturaların bir listesini tablo halinde yazmış olup altına; yazıya konu faturaların kanuni defterlere gereği gibi kaydedilip kaydedilmediğini, faturaların KDV beyannamelerine dahil edilip edilmediğini vb diğer vergisel sorumlulukların yerine getirilip getirilmediğini sorduğunu, belge incelendiğinde işbu davaya konu borca dayanak faturaların davalı şirketin kabulünde olduğunun görüleceğini, herhangi bir itiraz bulunmadığını, buna rağmen davalı firmanın haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini ve takibin durmasına neden olduğunu, müvekkil şirketin davalının kötüniyetli itirazı sonucunda herhangi bir mağduriyete uğramaması ve takibe konu borcun tahsil kabiliyetinin ortadan kalkmasını önlemek amacıyla, davalı borçlunun, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3, Şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ivedilikle ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiş, davalı borçlunun, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarınımmı uygun bir teminat karşılığı ivedilikle ihtiyaten haczine, davalı şirketin … 1. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkil şirketin uzun yıllardır yapı kimyasalları üretimi işi ile uğraştığını, yapı kimyasalları üretiminde kullanılan polimer hammaddesinin teminini 2014 yılından bu yana davacı …. ‘den sağladığını, son bir kaç yıldır cari hesap usulü ile sipariş şeklinde davacı firmadan tedarik edilen Akrilik Emülasyon 1 ve Akrilik Emülasyon 2 olarak tanımlanan söz konusu hammaddelerin davacı firmaca da … ve … şeklinde ticari olarak isimlendirildiğini, davalı firmadan tedarik edilen akrilik emülasyon olarak adlandırılan hammaddelerde 2016 Mart ayına kadar herhangi bir sorun yaşanmadığını, fakat itirazın iptaline konu … 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine dayanak fatura alacaklarının nedeni olan hammadde siparişlerinde bir kısım sorunlar yaşandığını, durumun davacı firmaya bildirildiğini ve konuyla ilgili raporun da düzenlendiğini, bu raporun karşı tarafa iletildiğini, müvekkil firmanın uzmanlarınca, davalı firmadan sipariş edilmek suretiyle temin edilen hammadde sorunlarına ilişkin olarak “Mart 2016’da 7600 Akrilik sıvı çivi üretiminde yaşanan problemin detaylandırılması” konu başlığı ile düzenlenen ve davalı firma yetkilileri ile de paylaşılan inceleme raporunda; Davalı firmadan tedarik edilen akrilik emülsiyonların 2014 yılından 2016 Mart ayına kadar standart proses koşulları altında sorunsuz bir şekilde kullanıldığı, ancak Mart 2016’da üretilen 13 batch üründe standart dışı bir durum gözlemlendiği ve ürünler üretildikten sonra (2-10 gün içinde) kartuş içinde aşırı viskozite artışına bağlı olarak kullanılamaz hale geldiği, kök sebebin tespit edilebilmesi için öncelikle problemli ürünlerin üretildiği döneme ait üretim ve kalite kayıtlarının incelenmiş olduğu, proses süreleri ve koşulları bakımından standart dışı bir durumun tespit edilmediği, incelenen dönemde üretilen bütün ürünlerde kullanılan girdilerin lot numaralarının tespit edilerek, bahsi geçen dönemde yalnızca 3 temel girdinin lot numarasında değişkenlik gözlemlendiği ve bunların davacı firmadan temin edilen; Akrilik Emülsiyon 1, Akrilik Emülsiyon 2, akrilik kalınlaştırıcı olduğu hususlarının tespit edildiği belirtilerek elde edilen verilere ilişkin de bir tablo çıkartıldığını, yapılan test ve incelemelerde farklı yöntemlerle sorunun nereden kaynaklandığının değerlendirildiğini ve neticesinde de, davacı firmadan temin edilen uygunsuz ve ayıplı hammaddelerin sorunun nedeni olduğunun anlaşıldığını, müvekkilince raporlanan hususların davacı firma ile de paylaşıldığını, ayrıca konuya ilişkin düzenlenen raporda, müvekkil bakımından bir maliyet ve zarar hesabı da çıkarıldığını, buna göre; sözkonusu raporda; “Tablo 6: Uygunsuz ürün maliyeti” şeklinde kayda geçirilen zarar maliyeti, kartuş dolum yapılan miktar, 38000 kg’ın brim maliyet toplamı 33,440 €, yarı mamül olarak bekleyen miktar 7000 kg’ın brim maliyet toplamı ise 3,640 € olarak hesaplandığını, toplam maliyetin ise bu hali ile 37,080 € olarak belirlendiğini, kartuşa dolumu yapılan ürünlerin bir kısmının, problem teslim edilmeden önce Tacikistan Bölgesine sevk edildiğini, sevk edilen ürünlerle ilgili, ürün bedeline ek olarak, toplam 1.440 $ nakliye bedelinin müvekkil firmaya yansıtıldığını, müvekkil firmaca tüm bu hususlar ile müvekkil firma uzmanları tarafından düzenlenen inceleme ve tespit raporunun davacı firma ile de paylaşıldığını, yazışmaların yapıldığını, detayları görüşmek ve durumu görmeleri için firma yetkililerinin davet edildiğini, davacının ayıplı olarak müvekkile teslim etmiş olduğu ürünler nedeniyle zararının oluştuğu hususlarının bildirildiğini, buna karşın davacı firmaca ayıplı ve uygunsuz hammadde teslimine ilişkin fatura alacakları dayanak gösterilerek tümüyle haksız ve hukuka aykırı olarak … 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibine girişildiğini, takibin kötü niyetli olduğunu bildirmiş, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, müvekkil aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile girişilen davaya konu takibin iptaline, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, dava harç ve masrafları ile avukatlık vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında davacı … Vekili dava dilekçesi ile davacı şirket ile davalı şirket arasında son birkaç yıldır cari hesap usulü ile sipariş şeklinde devam eden ticari ilişki kapsamında davcı şirket tarafından davalı şirketten 10.11.2015 tarihli … nolu fatura ile 16.000kg ve 21.12.2015 tarihli … nolu fatura ile 10.000kg su bazlı akrilik dispersiyon( Davalı … firması tarafından verilen ticari ismiyle ”…’ isimli ham maddenin satın alındığını, bu ham madenin … tarafından verilen belirli lot numaralarına (üretim numaralarına) sahip olduğunu, bu kapsamda … nolu faturaya konu 16.000kg …. isimli ham maddenin … lot numarasına, … nolu faturaya konu 10.000kg … isimli ham maddenin 5.000kg’ının 2064 lot numarasına, geri kalanının ise 2021 lot numarasına sahip olduğunu, davalı şirketten satın alınan 2064 lot numararalı toplam 21.000kg ham maddenin 4.800kg’ının 07.03.2016 tarihinde üretimde kullanılmaya başlandığını ve akrilik sıvı çivi üretildiğini, iş bu toplam 21.000kg … ticari isimi 2064 lot numaralı ham maddenin 4.800 kg’ı kullanılarak gerçekleştirilen üretim sonucunda standart dışı bir durumun gözlendiğini, yapılan incelemeler sonucu sadece 2064 lot numaralı ham maddenin kullanıldığı ürünlerde problemin gözlendiğini, diğer lot numaralı ham maddelerle hazırlanan numunelerde her hangi bir problem ile karşılaşılmadığını, ayıplı … lot numaralı … ile üretilen akrilik sıvı çivilerin üretim sonrasında jelleşmeye ve katılaşmaya başladığını ve neticede üretilen akrilik sıvı çivinin kullanılamaz hale geldiğini, üründe mevcut gizli ayıp ile ilgili davalı şirkete ilk olarak 28.03.2016 tarihinde gönderilen mail ile ayıp ihbarında bulunulduğunu, davalı tarafından gönderilen 05.04.2016 mail ile cevap verildiğini, davacı ve davalı şirket yetkililerinin katılımıyla gerçekleşen toplantı neticesinde de 2064 lot numaralı ham madenin diğer lot numaralı ham maddelere göre farklı olduğunun anlaşıldığını, müvekkili şirket tarafından ayıplı olduğu sonradan anlaşılan … isimli ham maddenin davalı tarafından geri alınmadığını, 4800kg ham maddenin işlenmesiyle ortaya çıkan 45.500kg katılaşmış Akrilik sıvı çivinin üretime alınmasıyla üretime alınan diğer yedi adet ham maddenin de heba olduğunu ve ayıplıham madde nedeniyle işçilik ve üretim maliyetlerine davacının tek başına katlanmak zorunda kalması nedeniyle davacının zararının tazmin edilmediğini, davacı tarafından keşide edilen … 26. Noterliğinin … tarih ve … yev nolu ihtarnamesi ile … lot numaralı ham maddedeki ayıp nedeniyle ürünleri teslim etmeye hazır oldukları ve ayıplı ürün bedellerinin iadesi ve ayıplı ürün nedeniyle müvekkili davacının uğradığı zararın tazmininin talep ve ihtar edildiğini, buna karşılık davalı tarafça keşide edilen ihtarname ile müvekkili şirketin beyanlarının kabul edilmediğini, … lot numaralı ham maddenin 4.800kg’ı kullanılarak üretilen 45,5 ton akrilik sıvı çividen, ham maddedeki ayıbın gizli ayıp olması nedeniyle, 38.000kg’ının üretiminden hemen sonra kartuşlara doldurulduğunu, kalan 7.000kg’ının ise varillere alındığını, davalı şirketten satın alınan ancak üretim sonrasında ayıpı olduğu anlaşılan toplam 21 ton …isimli ham maddeye ödenen toplam bedelin KDV dahil 52.554,56 TL olduğunu, 45,5 ton problemli akrilik sıvı çivinin 8.300kg’lık kısmında yeni bir reçete revize edilerek problemin çözülmeye çalışıldığını ancak ortaya çıkan yüksek işçilik maliyeti ve uzun işleme süresi gibi hususlar nedeniyle ürünlerin revize edilip kullanılma olasılığının kalmadığını ve revize işlemine devam edilmediğini, müvekkili şirket tarafından revize edilen 871,5 ham maddenin KDV dahil fiyatı olan 2.812,49 TL’nin toplam ham madde bedelinden mahsup edildiğinde müvekkili şirketin bakiye 49.741,03 TL turaında … tarafından ayıplı ham madde nedeniyle zararının bulunduğunu, müvekkili şirketin gerek akrilik sıvı çivinin yapımında kullanılan diğer 7 adet ham madde gerekse işçilik ve kullanılan malzemelerin zayi olması nedeniyle toplam 33.880,00Euro zarara uğradığını, kartuşa dolumu yapılan bir kısım akrilik sıvı çivinin dava dışı üçüncü bir şirkete 12.189,48 TL bedelli fatura ile satıldığını ancak dava dışı şirket tarafından ayıplı ürünler nedeniyle ürünlere ait bedelin iadesinin istenmesi üzerinde dava dışı şirkete bu ürün bedellerinin 21.9022,54 TL bedelli fatura ile iade edildiğini, ürünlerin Tacikistan’dan Türkiye’ye naklinin ayrıca maliyet gerektireceğinden ürünlerin iade alınmadığını ve Tacikistan’a gönderilen ürün gönderimi tutarında 9.733,06 TL tutarından zarara uğradığını, ayıplı olduğu anlaşılan ham maddenin imhası için 7.052,52 TL ve 2.403,12 TL fatura karşılığının … A.Ş’ye ödendiğini belirterek sözleşmeden dönme haklarını saklı tutarak satış bedeli olan 49.741,03 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ve yine müvekkili şirketin uğramış olduğu doğrudan zararlar ile diğer her türlü zararlar için şimdilik 5.000,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini … isimli ham maddenin ayıplı olduğunun sonradan anlaşılması nedeniyle müvekkili şirket tarafından bu ham maddenin davalıdan tedarikine bir süre devam edildiğini, bu kapsamda davalı tarafından davaya konusu … lot numaralı ham madde dışında müvekkili şirkete satışı yapılan farklı lot numaralarına sahip …ticari ismli ham maddeler nedeniyle …,…83,…82,…85,…105 ve …112 numaralı faturaların müvekkili adına tanzim edildiğini, ne varki eldeki davaya konu hususlarda … lot numaralı ham maddede ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle ham maddenin davalı tarafından aide alınmaması ve davacının zararının tazmin edilmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından … firmasından sonraki dönemlerde alınan Agapol SB 21 NH isimli ham maddelere ilişkin bedellerin davalı firmaya ödenmediğini, müvekkili tarafından ödenmeyen bu bedellere karşı davalı tarafından … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine müvekkili davacı tarafından yapılan itiraz üzerine … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı sayılı dosyası ile davalı şirket tarafından itirazın iptali davası açıldığını belirterek iş bu davanın davacı ile davalı arasında var olan ticari ilişki kapsamında cari hesap ilişkisi ve aynı … isimli ham madde nedeniyle açılan … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle müvekkili tarafından davacı ile aralarındaki ticari ilişki süresince davacıya teslim edilen mallarda herhangi bir ayıbın söz konusu olmayıp davacının ayıba ilişkin iddialarının asılsız olduğunu, bir an için ayıbın varlığı kabul edilse dahi bir tacir olan davacı tarafından ayıba ilişkin ihbar yükümlülüğünün süre ve usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinden müvekkili şirkete bu hususta bir sorumluluğun izafe edilemeyeceğini, davacı tarafından sipariş edilen ve üretimi yapılarak teslim edilen ürünlerin davacıya ayıplı şekilde tesliminin, üretim süresince ve sonrasında yürütülen kalite kontrol uygulamalarında davacı tarafın iddia ettiği ayıpların müvekkili şirketçe tespit edilememiş olması ve ürünlerin ayıplı şekilde davacıya tesliminin teknik olarak mümkün bulunmaması nedeniyle, imkansız olduğunu, ayp iddiasına karşılık müvekkili şirkete usulüne uygun bir ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi müvekkili şirketle olan ticari ilişki dolayısıyla sözleşmesel ilişkinin de devam ettirildiğini, davacı tarafından müvekkili şirketten satın alınan ürünlerin 4 ay gibi çok uzun bir süre sonra kullanılmaya başlanmış olduğunun belirtilmesi karşısında bu süre zarfında ürünlerin uygun koşullarda muhafaza edilip edilmediği, ürünlerin kimyasal yapısını bozacak nitelikte bir işleme tabi tutulup tutulmadığının da bilinmediğini, söz konusu akrilik sıvı çivilerin iş bu davaya konu edilen ürünler kullanılarak üretildiğinin ispatı ve tespitinin teknik olarak mümkün olmadığını, davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamenin dava dilekçesinde yer verilen ve müvekkili şirket tarafından hak kazanılan ancak davacı tarafından herhangi bir hukuki gerekçeye dayanmaksızın ödenmeyen bedellerin tahsili amacıyla ikame edilen … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında görülen davanın açılmasından sonra müvekkili şirkete gönderilen bir ihtarname olduğunu, davacının talep ettiği zararların ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde talep edilebilecek zararlardan olmadığını, davacı tarafından 4.800kg ürünün kullanılmak suretiyle şeklinin değiştirildiğini ve kalan 5.200kg da …Şirketine devredildiğini bu nedenle iadesi mümkün olmayan ürünlere ilişkin bedellerin talep edilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, TBK’nun 228. Maddesi gereğince davacının sözleşmeden dönme hakkının bulunmadığını, davacı tarafın birleştirme talebinin ise; … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında görülen davaya konu faturalar ile iş bu davaya konu faturaların farklı olması nedeniyle davalar arasında bağlantı bulunmadığından reddi gerektiğini, o davanın konusunun itirazın iptali davası olup eldeki davanın ise bedelleri tahsil edilen ürünlerde ayıp bulunduğu iddiası ile ikame edilmiş bir dava olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında teslim edilen mallara ait fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemli olduğu, birleşen davanın ise taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan satın aldığı hammaddenin ayıplı olması nedeniyle hammadde fatura ödemesinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
… 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının dosyamız içerisine alındığı, dosyanın alacaklısının …., borçlusunun … A.Ş. Olduğu, takip miktarının 241.766,99 TL olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında dinlenilen davalı tanığı … 02/07/2019 tarihli duruşmada “ben davacı firmada 13 yıldır satın alma sorumlusu olarak çalışıyorum, halen çalışıyorum. Ürünlerin ayıbının tespit etme görevi bana ait değildir. Bu ARG kısmına ait bir görevdir. Ürünlerin alımından 3 ay kadar sonra kartuşlar içerisinde jelleşme olduğu ARG tarafından tespit edildi. Bunun üzerine hemen davacı tarafa mail yoluyla ürünlerdeki ayıp bildirildi. Taraflar yazışmalar sonucunda toplantı yaptı. Bu toplantıda ürünlerin ayıplı olduğunu satıcı taraf da gördü. Satın alınan ürün 3 çeşit üründü, ancak bunlardan bir tanesinde ayıp vardı, hatırladığım kadarıyla agapol diye bir üründü” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 02/07/2019 tarihli duruşmada ” ben … Kimyasalları firmasında muhasebe müdürü olarak çalışıyorum. Davacı taraftan satın alınan ürünlerden hatırladığım kadarıyla silikonmastik türü ürünlerde ayıp olduğu söylendi. Bu ayıp gerek bizim yaptığımız üretim sırasında gerekse bu malzemeden üretip müşteriye gönderidiğimiz mamüllerde de görüldü. Benim bildiğim ayıptan dolayı firma ile yazışmalar yapıldı. Sonuç itibariyle bir netice alınamadığını biliyorum” şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Mahkememizin 20/04/2018 tarihli ara kararı ile … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, tayin edilecek Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası ile asıl dava davacısı birleşen dava davalısı … Kimya San ve Tic. A.Ş.’nin ait defter ve belgelerinde inceleme yapılıp taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, dava ve takibe konu faturaların davacı defterlerinde yer alıp almadığı, alıyor ise miktarının ne kadar olduğu, fatura konusu mallardan dolayı davacı defterleri incelenip rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği ve dosyanın bilirkişi …’e tevdii edildiği, bilirkişi … 04/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle “davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takip konusu faturaların davacı defterlerine işlenmiş olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 230.017,59 TL asıl alacağının olduğu, davacının işlemiş faiz alacağının olduğu kabulünde, ticari, temerrüt faizine göre işlemiş faizin 10.411,35 TL, TTK 1530.maddesine göre ise 11.402,91 TL olduğu” görüş ve kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizin 19/07/2019 tarihli ara kararı ile asıl ve birleşen dosyanın, mali müşavir bilirkişi …, kimya mühendisi …ve …’ya verilerek, asıl ve birleşen dosyalar yönünden, asıl dava davalısı, birleşen dosya davacısı defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaparak, taraflar arasında ticari ilişki kapsamında, asıl dava davacısının alacağının olup olmadığı, varsa bu alacak konusu malların taraf defterindeki yeri, miktarı ve fatura konusu malların tesliminin yapılıp yapılmadığı, birleşen dosyada davacının ayıp iddiası; ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıp varsa hammedde iadesi olup olmadığı, bu nedenle ödemeden dolayı alacaklı olup olmadığı, her iki dosya yönünden ayrı ayrı inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verildiği, dosyanın bilirkişi …, bilirkişi …ve bilirkişi …’ya tevdii edildiği, 27/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle “Davalı … Firması tarafından Davacı … Firmasına 10.11.2015 tarih ve … nolu fatura ile 21.12.2015 tarih … nolu faturalara konu malın, gizli ayıplı olduğu ve alıcı…tarafından ayıp ihbarının zamanında yapıldığı, … nolu fatura ile 21.12.2015 tarih …nolu faturalara konu satış bedelinin davacı … Firmasına iadesinin gerektiği, Gizli Ayıplı hammadde ile üretilip, kusurlu muhteviyatı nedeni ile üretilen son nihai ürün olan Akrilik Sıvı Çivi 7600 Beyaz Hammadde kartuşlara dolumu yapılan emtianın, açıklanan sebeplerden ötürü oluşan zararın paylaştırılmasına ve bu zarar miktarında tek taraflı kusur olmadığından: %15 Davacı … Firması ve %85 Davalı … Firması bünyesinde pay edilmesine, Davacı … 1 ve 2 nolu bentte gerekçeleriyle belirtilen faturalara konu satıştan ötürü zararının maliyet hesabına göre 187.372 TL ve satış bedeline göre zararının ise 934.995 TL olduğu değerlendirilmiştir. Bileşen Dava Davalısı … Firmasının … 241.419 TL alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edildiği, mahkememizin 30/06/2020 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosyanın mali müşavir bilirkişi …, …ve…’a verilerek; asıl ve birleşen dosyalar yönünden, asıl dava davacısının talimatla alınan raporu üzerinden ve asıl dava davalısı, birleşen dosya davacısı defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaparak, taraflar arasında ticari ilişki kapsamında, asıl dava davacısının alacağının olup olmadığı, varsa bu alacak konusu malların taraf defterindeki yeri, miktarı ve fatura konusu malların tesliminin yapılıp yapılmadığı, birleşen dosyada davacının ayıp iddiası; ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıp varsa hammedde iadesi olup olmadığı, satılan malların fatura tarihi, teslim tarihi, raf ömrü, bunlara ilişkin ayıp ihbarının olup olmadığı, varsa ne zaman ve ne şekilde yapılmış olduğu, ayıp var ise gizli mi açık ayıp olup olmadığı, raf ömrünün geçmesinden sonra kullanım olup olmadığı, raf ömrü kullanımı sonrasında ve böyle bir kullanım varsa böyle bir kullanıp olup olmadığı, raf ömrü sonrasında kullanım halinde ayıp oluşup oluşmayacağı, ayıp var ise bu ayıbın raf ömrü nedeniyle olup olmadığına dair inceleme yapılarak, buna göre ödemeden dolayı alacaklı olup olmadığı, her iki dosya yönünden ayrı ayrı inceleme yapılarak her iki dosyadaki taleplere ilişkin ayrı ayrı rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verildiği, ancak mahkememizin 01/09/2020 tarihli ara kararı gereğince Bilirkişiler …ve …’ın talebinin kabulü ile görevden aflarına, bilirkişi heyetinden çıkarılan bilirkişiler … ve …’ın yerine … ve …’nin görevlendirilmesine karar verildiği, bilirkişiler …, … ve … 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle “Bahsi geçen ürünün raf ömrünün bir (1) yıl olması ve son kullanma tarihinin üzerinden 5 yıl geçmesinden dolayı ürünlerin analiz edilmesi ve denemeler yapılması bugünün şartlarında mümkün değildir. Davacı (…) ve davalıdan (…) … lot numaralı ürünün analiz sertifikaları ve buna örnek olarak kıyaslama yapılabilecek diğer lot numaralı ürünlerin analiz sertifikaları talep edilmiştir. Davacı tarafından 18.03.2016 tarihinde üretilen … lot numaralı aynı ürünün analiz sertifikası sağlanmıştır. Davalı (…) tarafından 18,03.2019 tarihinde yaşanan yangın nedeniyle belgelerin bulunamaması nedeniyle herhangi bir belge sağlanmamıştır. Eldeki belgeler ve bilgiler ışığında ürünle ilgili sınırlı olacak şu açıklamalar yapılabilir. … tarafından dava dosyaşında sağlanan ve dava dosyasında mevcut olan 2064 lot nolu ürünün “Güvenlik Bilgi Formu (MSDS)” ve “Analiz Sertifikası”ndaki özelliklerinin birbiri ile uyumlu olduğu görülmektedir. Bu da ürünün ayıplı olmadığına dair ön bilgi vermesine rağmen … ve … araşında yapılan deneme üretimlerinde ve İlgili raporlarda (… raporları: “14.04.2016 Akkim ziyareti” isimli dosya ve “… toplantı notları 14,04.2016”; … raporu: “Mart 2016’da 7600 akrilik sıvı çivi üretiminde yaşanan problemlerin detaylandırılması”) üründe bir kusurun olduğu İzlemini doğurmaktadır. Dolayısıyla bu şartlar altında bilirkişi olarak bizlere tevdi edilen görevde adı geçen ürünün gizli ayıplı olup olmadığı konusunda görüş bildirmek mümkün değildir. Davacı ve davalının sunulan kayıtları yukarıdaki şekilde incelenmiş olup, davacının 2016 yılında tanzim ettiği 6 adet faturasının her iki taraf kayıtlarında davacı alacağı olarak kayıtlı olduğu, davacının sunulan kayıtları uyarınca davalının davacıya 230.017,60 TL borçlu olduğu, davalının sunulan kayıtları uyarınca davacının davalıdan 230.017,59 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, mahkememizin 31/03/2022 tarihli ara kararı ile iki bilirkişi kurulu raporu arasında, gizli ayıp konusunda çelişki bulunduğundan; bilirkişi olarak Mali Müşavir Bilirkişi …ile polimer metakrilik ve termolastik malzemeleri husunda uzman, … Üniversitesi öğretim görevlileri bilirkişiler …, … Ve …’ın tayinine, dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile asıl ve birleşen dosyalar yönünden, asıl dava davacısının talimatla alınan raporu üzerinden ve asıl dava davalısı, birleşen dosya davacısı defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaparak, taraflar arasında ticari ilişki kapsamında, asıl dava davacısının alacağının olup olmadığı, varsa bu alacak konusu malların taraf defterindeki yeri, miktarı ve fatura konusu malların tesliminin yapılıp yapılmadığı, birleşen dosyada davacının ayıp iddiası; ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıp varsa hammedde iadesi olup olmadığı, satılan malların fatura tarihi, teslim tarihi, raf ömrü, bunlara ilişkin ayıp ihbarının olup olmadığı, varsa ne zaman ve ne şekilde yapılmış olduğu, ayıp var ise gizli mi açık ayıp olup olmadığı, raf ömrünün geçmesinden sonra kullanım olup olmadığı, raf ömrü kullanımı sonrasında ve böyle bir kullanım varsa böyle bir kullanıp olup olmadığı, raf ömrü sonrasında kullanım halinde ayıp oluşup oluşmayacağı, ayıp var ise bu ayıbın raf ömrü nedeniyle olup olmadığına dair inceleme yapılarak, buna göre ödemeden dolayı alacaklı olup olmadığı, her iki dosya yönünden ayrı ayrı inceleme yapılarak her iki dosyadaki taleplere ilişkin ayrı ayrı rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verildiği ve dosyanın bilirkişilere tevdii edildiği, bilirkişilerin 24/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle “Dava dosyasında bulunan belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde; … Kimya San. Ve Tic. AŞ nezdinde … Tic. AŞ’nin 120.010.34228 hesap kodlu Ticari Alacaklar hesabında takip edildiği ilgili hesabın bakiyesinin 26.03.2016 tarihi itibariyle 230.017,60 TL olduğu, … Tic. AŞ nezdinde … Kimya San. Ve Tic. AŞ’nin 320.01…. Hesap kodlu Ticari Borçlar hesabında takip edildiği ilgili hesabın bakiyesinin 26.03.2016 tarihi itibariyle 230.017,60 TL olduğu , dolayısıyla taraflar arasındaki fatura ve ödemeler her iki şirketin de kayıtlarında yer almakta ve mutabakatsızlık bulunmadığı, … ve …’in ürünün son kullanım tarihi dolmadan ürünle ilgili durumu titizlikle ele almadığı ve her iki kurumun da sürecin işleyişinde ihmalleri olduğu, Davaya konu olan ürünün satışı esnasında sunulan teknik veri dokümanı verilerine veya raf ömrü sona erdikten sonra ürüne yapılan analizlere bakarak ürünün gizli ayıplı olup olmadığı sonucuna varmanın mümkün olmadığı” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacının davalı tarafa tedarik ve teslim ettiği malzemelere ilişkin fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle davalı aleyhinde icra takibine geçtiği, asıl davada davalının icra takibine itirazının iptalini talep ettiği, davalının fatura içeriği malzemelerin hatalı olduğunu ve zararlarına sebebiyet verdiğini, bu nedenle davacıya borçlu olmadığını savunduğu; birleşen davada davacının davalıdan alınan ürünlerine gizli ayıplı olması nedeni ile zararlarına sebep olduğundan bahisle uğranılan zararın davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının ise davacının talep ettiği zararların ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde talep edilebilecek zararlardan olmadığından davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüştür.
Asıl davada davacı 01.03.2016 tarih 27.863,74 TL bedelli, 05.03.2016 tarih 30.854,30 TL bedelli, 05.03.2016 tarih 23.997,79 TL bedelli, 07.03.2016 tarih 13.713,02 TL bedelli, 22.03.2016 tarih 67.554,60 TL bedelli ve 26.03.2016 tarih 66.034,14 TL bedelli faturalara istinaden toplam 241.766,99 TL nın tahsili bakımından icra takibine geçmiştir.
Birleşen davada davacı, iade edilen ürünler ve imha için katlanılan masraflar ve diğer zararları için toplam 54.741,03 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava davacısı, … şirketinin icra takibi ve davasına konu ettiği fatura içeriği ürünler ayıplı olduğunu bu nedenle zarara uğradıklarını beyan ile esas davada, faturalardan dolayı … şirketine borçlu olmadığını savunduğu ve davasında uğranılan zararın tazminini talep etmiştir. Faturalara karşı yasal süresi içinde düzenlenmiş bir iade faturasının bulunmadığı, ayıp ihbarının ve buna dair bir savunmasının da olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce malzeme bilimi ve nano mühendislik, polimer bilimi ve mühendisliği ve kimya alanlarında uzman bilirkişiler vasıtası ile yaptırılan inceleme neticesinde, yapılan teknik incelemeler sonucunda bahsi geçen ürünün raf ömrünün 1yıl olduğunun tespit edildiği, ürünün … tarafından satın alındıktan 4 aylık bir süre sonra kullanılmaya başlandığı, bu süre zarfında … ürünün kabulüne yönelik herhangi bir kalite kontrol analizi yapmadığı, ürünün … tarafından ilk denemelerinin yapılmasının ardından karşılaşılan lastikleşme/pötürlenme problemi … ile paylaşıldığı, … …’den satın aldığı 21 ton ürünün 4.8 tonunu Mart 2016’da kullandığı, Nisan 2016’da sorunun tespiti ve çözümlenmesi için iki firma bir araya gelerek denemeler gerçekleştirdiği, … tarafından sunulan çözüm önerileri incelendiğinde önerilerin teknik yönden uygun ve uygulanabilir olduğunun değerlendirildiği, söz konusu önerilerin de … tarafından onaylandığı ilgili yazışmalarda görüldüğü, ancak, bu revizyonlara mutabık kalan …’in, daha sonra problem yaşadığı sıvı çivi ürünlerinin üretim aşamasında bu revizyonları uygulayıp uygulamadığına dair net bir bilgi bulunmadığı, … elindeki ürünün 5.2 tonluk kısmını Aralık 2016 ve Ocak 2017 tarihlerinde yani ürünün raf ömrü bittikten sonra yer kapladığı gerekçesiyle yaktırarak bertaraf ettirildiği, teknik incelemeler neticesinde her iki kurumunda sürecin ilerleyişinde ihmalleri olduğunun değerlendirildirildiği, …’in alınan ürünün kapsamlı teknik bir biçimde analizini yapmamış olmasının, gizli ayıplı olduğunu düşündükleri andan itibaren ürününün iadesini talep etmemiş olmasının, ürünün raf ömrü sona ermeden Nisan 2016’daki değerlendirmelerin dışında herhangi bir aksiyon almamış olmasının ve raf ömrü sona erdikten sonra dava açmasının eksiklikler olarak görüldüğü, diğer taraftan … şirketinin müşteri kuruluş tarafından sorunlu olduğu iddia edilen ürün için teknik veri dokümanında yer alan analizleri tekrardan, olası gizli kusurun olup olmadığını aydınlatacak biçimde daha kapsamlı olarak yapmamış olmasının bir eksiklik olarak görüldüğü, bahsi geçen ürünün kalite kontrol analizlerinin kapsamlı olarak her iki kurum tarafından da yapılmamış olması, ayrıca bu ürün kullanılarak elde edilen akrilik sıvı çivi için de kapsamlı kalite kontrol analizlerinin yapılmamış olması da eksiklik olarak görüldüğü, her iki kurumunda ürünün son kullanım tarihi dolmadan durumu titizlikle ele almadığı sonucuna ulaşıldığı, … tarafından ürünün satışı esnasında sunulan teknik veri dokümanı verilerine bakarak veya ürünün raf ömrü sona erdikten sonra önceki bilirkişinin talebi sonucu yapılan analizler ile ürünün gizli ayıplı olup olmadığı sonucuna varmanın mümkün olmadığı, bu aşamada ürünle ilgili geriye dönük herhangi bir analizin yapılması mümkün olmadığından ürünün gizli ayıplı olup olmadığı konusunda kesin bir kanaate varmanın mümkün olmadığı tespit edilmiş ve 24/10/2022 tarihinde bu görüş ve tespite ilişkin rapor sunulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; fatura alacağının tahsili, satıma konu ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıplı ürün nedeniyle uğranılan zararın tazmini konusunda oluşmaktadır.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde; bilirkişi kurulu 27/11/2019 tarihli raporunda, fatura içeriği ürünlerde gizli ayıp bulunduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, zararın meydana gelmesinde tek taraflı kusurun bulunmadığı görüşünü bildirmiş, yeni bir bilirkişi kurulundan aldırılan 31/05/2021 tarihli raporda; eldeki belge ve bilgiler ışığında fatura konusu ürünün gizli ayıplı olup olmadığı konusunda görüş bildirmenin mümkün olmadığı görüşünü bildirmişler, iki rapor arasındaki çelişki nedeniyle yeni bir bilirkişi kurulundan aldırılan 24/10/2022 tarihli raporda, ürünün gizli ayıplı olup olmadığı sonucuna varmak mümkün olmadığı, gizli ayıp ihbarı veya ürün iadesi bulunmadığı, ürünlerin raf ömrü sona erdikten sonra yapılan analizlerle sonuca varılamayacağı görüşünü bildirmişlerdir.
TTK 223/1-c maddesine göre, alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incenerek ve bu sürede satıcıya ihbar ile yükümlüdür. TBK 223/2 maddesine göre, olağan gözden geçirmeyle ortaya çıkarılmayacak bir ayıbın bulunması halinde, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır, hükümlerini içermektedir.
Dosya kapsamında, davalı … şirketinin, satın aldığı ürüne ilişkin açık veya gizli ayıp bulunduğuna dair süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı, düzenlediği bir iade faturasının bulunmadığı görülmüştür. Mahkememizce aldırılan 31/05/2021 ve 24/10/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporlarında gizli ayıp olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığının rapor edildiği görülmüştür.
Esas davada, davacı davalı aleyhinde 01.03.2016 tarih 27.863,74-TL bedelli, 05.03.2016 tarih 30.854,30-TL bedelli, 05.03.2016 tarih 23.997,79-TL bedelli, 07.03.2016 tarih 13.713,02-TL bedelli, 22.03.2016 tarih 67.554,60-TL bedelli ve 26.03.2016 tarih 66.034,14-TL bedelli fatura bedellerinin tahsili bakımından icra takibine geçmiş, birleşen davada davada ise davacı-asıl dava davalısı 10.11.2015 ve 21.12.2015 tarihli faturalara konu malların ayıplı olduğundan bahisle fatura içeriği ürün bedelleri ile ayıptan ötürü uğranıldığı iddia olunan bir takım zararlarının tahsilini talep ettiği görülmüş, mali yönden mali müşavir bilirkişi vasıtası ile yaptırılan inceleme neticesinde; 01.03.2016 ve 26.03.2016 tarihleri arasında kesilen faturalara göre davacı firma (…) davalı firmaya … ve … isimli ürünler teslim ettiği, … Kimya San. ve Tic. AŞ nezdinde … Tic. AŞ’nin 120.010.34228 hesap kodlu Ticari Alacaklar hesabında takip edildiği ilgili hesabın bakiyesinin 26.03.2016 tarihi itibariyle 230.017,60 TL olduğu, … AŞ nezdinde … Kimya San. Ve Tic. AŞ’nin … Hesap kodlu Ticari Borçlar hesabında takip edildiği ilgili hesabın bakiyesinin 26.03.2016 tarihi itibariyle 230.017,60 TL olduğunun görüldüğü, dolayısıyla taraflar arasındaki fatura ve ödemelerin her iki şirketin de kayıtlarında yer aldığı ve mutabakatsızlık bulunmadığı tespit ve rapor edilmiş olmakla; teknik bilirkişiler vasıtası ile yapılan inceleme ile mali yönden yapılan incelemeler sonucunda sunulan 31/05/2021 ve 24/10/2022 tarihli bilirkişi heyet raporlarının, tarafsız, bilimsel veriler ve dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
ESAS DAVADA, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 230.017,60 TL alacaklı olduğu, davalı taraf ticari kayıtlarının da davacının ticari kayıtlarını teyit eder olduğu ve davacının faizi ile birlikte davalıdan olan toplam alacağının 241.766,99 TL olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulü ile … 1. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davalının takibe itirazın iptaline, takibin 230.017,59 TL asıl, 11.749,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 241.766,99 TL alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA, davacının gizli ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerden dolayı uğradığı zararın tahsilini talep ettiği, buna karşılık ayıp ihbarında bulunmadığı, ürünleri içeren faturalara karşılık iade faturası düzenlemediği, ürünleri de iade etmeyerek imha ettiği görülmekle, bu durumda ürünlerde iddia olunan gizli ayıpların bulunup bulunmadığı, ürünlerin ne kadarının ayıplı olduğunun tespitinin yapılamadığı, davacının zararının davalının kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilemediğinden davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmış, birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-ASIL DAVADA: Davacının davasının KABULÜNE, … 1. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasında davalının takibe itirazın iptaline, takibin 230.017,59 TL asıl, 11.749,4 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 241.766,99 TL alacak üzerinden devamına,
Asıl Alacağa takip tarihinden itibaren %11,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 16.515,10 TL karar ve ilam harcından 2.919,95 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13.595,15‬ TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafça yatırılan 2.919,95 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
-Davacı tarafça yapılan toplam 3.946,8‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 36.847,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-BİRLEŞEN DAVADA: Davacının davasının REDDİNE,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,80 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.200,84‬ TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 3.021,04‬ TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 31/01/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”