Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1150 E. 2020/53 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1150 Esas
KARAR NO : 2020/53

DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2016
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davası İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/521 esas 2016/470 karar sayılı 23/05/2016 tarihli yetkisizlik kararı üzerine tevzii edilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkkili şirketi ile davalı arasında imzalanan … A.Ş. paylarının devrine ilişkin hisse devir ilmuhaber sözleşmesi gereği müvekkili şirketin 25.000 adet ve 25.000 TL nominal değerindeki paylarının tamamının 01/03/2016 tarihine kadar üçüncü bir kişiye devredilmemesi alinde ilgili payların davalı tarafça 100.000 TL ödenerek devralınacağı hususunda mutabık kalındığını, hisse devir ilmuhaber sözleşmesinde belirtilen 01/03/2016 tarihine kadar adı geçen hisselerinb üçüncü bir kişiye devredilemediği ve söz konusu hisseleri devralma yükümlülüğü davalıya … 15. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği halde davalı taraf söz konusu sözleşemeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtmiş olmakla,davalının hisse devir ilmuhaber sözleşmesi gereği devralmakla yükümlü olduğu müvekkili şirketin 25.000 adet ve 25.000 TL nominal değerindeki hisselerin tamamını 100.000,00 TL ye devralmasına, devir işlemi karşılığında müvekkiline 100.000,00 TL devir bedeli ödenmesini, dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin hisselerini devri almam konusunda talepte bulunulduğunu, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin borcun ifasını talep edebilmesi için öncelikle kendi borcunu sözleşmeye uygun ifa etmeyi teklif etmiş olması gerektiğini, yapılan araştırma kapsamında sözkonusu firmanın içinin boşaltılmış olduğunu, sözleşmeyi haklı sebeplerle feshettiğini, maddi değeri kalmayan firma hisselerini devralamayacağını, … A.Ş. olduğundan pay senedinin mevcut olmadığını, sözleşmenin yasal şartlara uygun akdedilmediğinden borcun ifasının talep edilemeyeceğini savunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Mali Müşavir …, Akademisyen Hukukçu … ile Borsa ve Sermaye Piyasası uzmanı …’e tevdii edilen dosyaya 19/12/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğu, alacağın temliki niteliğindeki bu sözleşmeyle dava konusu hisselerin davalıya geçmiş olduğu, bu bakımdan davalının sözleşmede kararlaştırılan 100.000 TL’lik hisse bedelini dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosya kök raporu hazırlayan bilirkişilere tevdii edilmekle bilirkişiler tarafından tanzim olunan 20/08/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; taraflar arasındaki hisse devir ilmuhaber sözleşmesi gereğince davacı tarafından … A.Ş.’nin 25.000 adet ve 25.000 TL nominal değerindeki hisselerin 01/03/2016 tarihine kadar davalı tarafından devralınmaması ve devir işlemi karşılığında davalıya 100.000 TL devir bedeli ödendiğinden bu tutara dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek davalıdan tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında hisse devir sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme uyarınca davacının … şirketinde bulunan 25.000 adet hisselerinin 01/03/2016 tarihine kadar satılmaması halinde bu tarihte 100.000 TL bedelle davalı tarafından satın alınması konusunda anlaşmaya varıldığı, hisselerin 01/03/2016 tarihine kadar üçüncü bir kişiye satılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, sözleşmedeki imzaların noter tasdikinin bulunmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğu, hisse devri yükümlülüğünün davacı tarafından yerine getirilmediğinden cayma hakkının bulunduğu, şirketin içinin boşaltıldığı iddiasıyla hisselerin bedelsiz kaldığını iddia etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, hisse devri sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve davalının satın alma nedeniyle kararlaştırılan bedeli ödeme yükümlülüğünün doğup doğmadığı noktasındadır.
Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı, davacıya ait hisselerin 01/03/2016 tarihinde 100.000,00 TL bedelle davalıya devredileceğinin kararlaşıtrıldığı anlaşılmıştır.
Hisse devrine konu payların senetlere bağlanmamış çıplak paylar olduğu anlaşılmakla TTK.’da çıplak payın yani pay senedine bağlanmamış payın devredilme şekline dair bir düzenleme bulunmasa da bu durum çıplak payın devir sözleşmesine konu edilmesine engel değildir. Anonim ortaklıklara özgü bir ilke olan payın serbestçe devredilebilirliliği gereğince diğer ortakların iznine gerek kalmadan anonim ortaklıklarda serbestçe pay devredilebilmektedir.
Pay senede bağlanmadığı sürece, gayri maddi bir varlığa sahip olup sahibine ortaklığa karşı kişisel ve mali haklar sağlamaktadır. Mali haklar sahibini ortaklığa karşı alacaklı konuma getireceğinden pay sahibi açısından payın devri aynı zamanda ortaklığa karşı sahip olduğu hakların devri anlamına gelecektir. Dolayısıyla burada alacağın temlikine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Payını devreden alacağın temlikindeki usul gibi payı devralanla yazılı bir devir sözleşmesi yapmalıdır. Senede bağlanmamış payın bedeli tamamen ödenmişse devir işlemi, alacağın temliki hükümleri gereğince şirketin, devri onaylanmasına gerekmeyecektir. Dolayısyla davalının sözleşmedeki imzaların noter tasdikinin bulunmadığından sözleşmenin geçersiz olduğu yönündeki itirazına itibar edilmemiştir.
Somut olayda, senede bağlanmamış bir payın devri söz konusu olduğundan bu devrin anonim ortaklığa karşı hüküm ifade edebilmesi için ortaklığa mutlaka bir kayıt bildirimi yönetilmesi gerekeceğinden devralan kişi, pay defterine kayıt istemini ortaklığa yöneltmelidir. Devreden veya devralan kişi anonim ortaklğa pay defterinde gerekli değişİkliğin yapılması için doğrudan bildirimde bulunabilir. Dolayısıyla somut olayda geçerli bir devir sözleşmesi yapıldığından, davalının bu sözleşmeye dayanarak hisselerin devrinin pay defterine işlenmesini şirketten talep edebileceği böyle bir talep olmasa veya şirket bu talebi yerine getirmese de payların devri alacağın temliki hükümlerine tabi olduğundan pay devrine ilişkin sözleşmede belirtilen koşullarla payın devri gerçekleştiğinden ve pay defterindeki kaydın açıklayıcı nitelikte olması nedeniyle davalının hisse devir yükümlülüğünün davacı tarafından yerine getirilmediği bu nedenle cayma hakkının bulunduğu ve borcun nakli hükümlerinin uygulanması yönündeki iddiasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalının şirketin içinin boşaltıldığından hisselerin bedelsiz kaldığı yönündeki itirazı açısından yapılan değerlendirmede, hisse devir sözleşmesinde hisse devrinin gerçekleşebilmesi için şirketin mutlaka belirli bir malvarlığına sahip olması veya sunmuş olduğu projenin kabul edilmesi gerektiğine dair herhangi bir düzenlmee bulunmadığından ve şirketin içinin boşaltılması iddiası yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin olduğundan ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceğinden davalının bu yöndeki iddiası yerinde değildir.
Taraflar arasındaki sözleşmede payın devrinin sağlanabilmesi için pay taahhüdünden kaynaklanan sermaye borcunun tamamının şirkete ifa edilmiş olması yönünde bir hükmün bulunmaması nedeniyle davalının, davacının pay bedelinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki iddiası yerinde değildir.
Neticeden, davacının sözleşmede kararlaştırılan hisse devir bedeli olan 100.000 TL’nin ödenmesine ilişkin talebinin haklı olduğu anlaşılmakla davacının tacir ve dava konusu işlemin ticari iş olduğu dikkate alındığında bu alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği kanaatiyle davanın kabulü ile 100.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 100.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.831,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.123,25 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.707,75 TL peşin harç ile 2.117,60 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 3.825,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”