Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1131 E. 2018/251 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1131 Esas
KARAR NO : 2018/251

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/11/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptalidavasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 17/11/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … da mukim dava dışı … (…) arasında münakit uluslararası satım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkili şirket …’e inşaat malzemeleri satmak ve … de satın aldığı malların ücretini ödemek borcu altına girdiklerini, müvekkil ile dava dışı …’in satıma konu mallara karşılık yapılacak ödemenin akreditif yoluyla gerçekleştirilmesi konusunda mutabık kaldıklarını, böylece … Devletinde mukim dava dışı …’a 19/11/2012 tarihinde başvurarak müvekkili şirket lehine 13/02/2013 vadeli 1.286.956,07 USD tutarında dönülemek akreditifi açtırıldığını, anılan akreditifin 22/11/2012 tarihinde teyit edildiğini, müvekkili şirketin lehine açılan akreditifte yer alan son yükleme tarihi 25/01/2013 ve akreditif geçerlilik tarihi 13/02/2013 vadelerine uygun surette üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen 499.613,62 USD’lik ödemenin müvekkiline ödenmediğini, davalı bankanın dava konusu akreditifi 22/11/2012 tarihinde teyit etmiş olmasından ötürü müvekkiline karşı akreditif ödenmesinden münferiden sorumlu olduğunu, davalının akreditif tutarına ilişkin müteselsil sorumluğundan ötürü kendisine … 5.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini ve dava konusu alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ancak ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine … 12 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı banka icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 21/12/2016 tarihli cevap dilekçesinde; davacı şirket lehine …’da mukim … nezdinde 1.286.956,07 USD lik … dosya numaralı geri dönülemez ve ihtilaf halinde UCP’nin en son versiyonunun uygulanacağı ihracat akreditifi yapıldığını, ve iş bu akreditife müvekkili banka tarafından teyit eklendiğini, müvekkili bankanın ihracat akreditifine teyit ekleyerek uygun ibraz durumunda ödeme garantisi verdiğini, ancak davacı şirketin müvekkili bankaya ibraz ettiği vesaik akreditif şartlarına uygun olmadığından müvekkili bankaca vesaik üzerine rezerv konulduğunu, akabinde davacı şirketin müvekkili bankanın 25/01/2013 tarihli yazısında sevk evraklarının muhabir bankaya rezerv tahtında gönderilmesini, bankamız teyidinin geçersiz olduğunu kabul ve beyan ettiğini, müvekkili banka teyidinin düştüğünün davacı tarafından kabul edildiğini, dava konusu alacağın müvekkili banka tarafından ödenmeyeceğinin dava dilekçesinde beyan ve ikrar edildiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği iddia ve taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu bildirerek:davanın reddine , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
… 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden getirtilmiş yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 451.535,25 USD karşılığı olan 1.322.456,43 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 17/10/2017 tarihli raporda: … bankanın sorumluluktan kaçınmak amacıyla böyle sorunlu bir metni kaleme almış olması ihtimali göz ardı edilemeyeceği, Ancak, bu metnin düzeltilmesi yönünde davacı ve davalı tarafça herhangi bir girişim yapılmadığı için sorunlu başlayan süreç sorunlu devam ettiğini, gelinen noktada amir bankaya yönelik herhangi bir hukuki yaptırımın sonuç getirmesi mümkün olmadığını, davacı tarafın akreditif amiri tarafından dolandırılmış olduğunun kesin gibi görüldüğünü, Somut delillerle ortaya koymak mümkün olmasa da bu dolandırıcılıkta akreditif amiri ve amir banka arasında iş birliğinin varlığı ihtimali de göz ardı edilmemesi gerektiğini, Davalı banka olan teyit bankası müşterisi olan davacı tarafı uzmanlığından yeterince yararlandırmadığını, Her ne kadar ortada sorunlu bir metin olsa da bu metnin düzeltilmesi ve davacı tarafın kendisi için çok kıymetli olan ve karşılığında para (teyit komisyonu) ödediği teyitten faydalanmasını, tahsilatta sorun yaşamamasını sağlayabileceğini, şayet davacı taraf, yukarıda değinildiği üzere, kayıtsız şartsız tüm sorumlulukları ve riskleri üzerine alan, davalı bankayı süreçten izole eden böylesi basiretsiz talimatlar ve taahhütler vermemiş olsaydı, Dolayısıyla bu anlamda, davacı tarafın söz konusu 449.613,62 USD tutarındaki bakiye alacak noktasında davalı bankanın üzerine gitmesini makul ve adil bir yaklaşım olarak görmediklerini, Fakat son tahlilde, malını satan ancak bedelini tam olarak tahsil edemeyen ve bu anlamda mağdur durumda olan davacı taraf için davalı bankanın söz konusu 449.613,62 USD tutarındaki bakiye alacağın tahsili noktasında elindeki tüm olanak ve imkânları kullanarak davacı tarafa her türlü yardrmı sağlaması gerektiğinin de altını çizmek istediklerini, Bu anlamda, … bankadan gelen ve akreditifin iptalini talep eder. 09.09.2015 tarihli mesaj dikkate alındığında, davalı bankanın hiçbir surette bu talebi kabul etmemesi, dosyayı kapatmaması, … bankayla yazışmaları ısrarlı bir şekilde sürdürmesi, amir bankanın ülkesindeki Merkez Bankası başta olmak üzere ilgili diğer yasal mercilere şikayet edilmesi de dahil olmak üzere söz konusu 449.613,62 USD tutarındaki bakiye alacağın tahsili noktasında elindeki tüm olanak ve imkânları seferber ederek davacı tarafa bilâ bedel her türlü yardımı sağlamasının, davalı banka üzerinde bir borç olduğunu bildirmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi, raporda davacı ve davalı bankanın da kusurlu oldukları bildirildiği, ancak müterafik kusur oranının bildirilmemiş olduğu anlaşıldığından bilirkişilerden ek rapor aldırılmış olup ibraz edilen 05/02/2018 tarihli ek raporda: tarafların vermiş oldukları itiraz dilekçeleri üzerine dosya baştan tekrar incelenmiş ve amir bankanın UCP600 Madde 16/c kapsamındaki rezerv bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmasına bağlı olarak yine aynı maddenin (i) fikrası uyarınca lehtara ödeme yapmakla sorumlu olduğuna yönelik ilk raporlarındaki kanaatlerinin kesinlik kazandığını, Aradan geçen dört buçuk yıla yakın süre amir bankanın söz konusu maddeye aykırı hareket etmiş olduğu ve bu nedenle ödeme yapmakla yükümlü olduğu gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, Bu bağlamda, ilgili ödemenin amir bankadan tahsil edilebilmesi adına, bilirkişi heyeti olarak ilk raporumuzda belirttiğimiz ve davalı vekilinin 13.11.2017 tarihli itiraz dilekçesinin sekizinci maddesinde de ifade edildiği üzere, davalı bankanın işlemi amir banka nezdinde takip etmesi ve imkânlarım seferber edilerek ilgili tutarın tahsilatının sağlanması hususunda davacı tarafa yardımcı olması gereği ve gerçeği önem kazandığı, Bu noktada bankaların dilinden yine en iyi bankalar anlayacağından, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde amir bankaya, muhabir ilişkilerine de zarar vermeyecek bir dille, UCP600 Madde 16/c Alarmına uygun hareket etmediği, bu maddeye uygun olarak gerek on günlük sürenin bitiminden önce gerekse akreditif amiriyle temasa geçebilmek adına 31.10.2013 tarihine kadar sürenin bitiminden önce ilgili madde uyarınca rezerv bildiriminde bulunmadığı, bu madde hükümlerine uygun hareket etmemesi nedeniyle yine bu maddenin (f) fikrası uyarınca belgelerin uygun bir ibraz oluşturmadığını iddia etmekten yoksun olduğu ve nihayet tüm bu nedenlerden ötürü bakiye USD 449.613,12 tutarındaki meblağı Ödemesi gerektiği davalı banka tarafından amir bankaya açıklanmalı ve anlatılması gerektiğini, Bu anlamda, amir bankadan gelen ve akreditifin iptalini talep eden 09.09.2015 tarihli mesaj dikkate alındığında, davalı bankanın hiçbir surette bu talebi kabul etmemesi dosyayı kapatmaması, … bankayla yazışmaları ısrarlı bir şekilde sürdürmesi, amir bankanın UCP maddeleri kapsamında nasıl hatalı olduğunu anlatması ve … bankanın ülkesindeki … Bankası başta olmak özere ilgili diğer yasal mercilere şikâyet edilmesi de dahil olmak üzere söz konusu 449.613,62 USD tutarındaki bakiye alacağın tahsili noktasında elindeki tüm olanak ve imkânları seferber ederek davacı tarafa bilâ bedel her türlü yardımı sağlamasının, davalı banka üzerinde bir borç olduğu bildirilmiştir.
Davacının lehtar olduğu 14/11/2012 tarihinde açılmış bulunan ihracat akreditifinde … Bankanın dava dışı …’da kain …. Akreditifi teyit eden davalı … olduğu, akreditif amirinin … Şirketi olduğu, akreditif lehtarının da davacı … Dekorasyon şirketi olduğu, akreditif tutarının 1.285.956,07 TL olduğu, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında yapılan alım satım ilişkisindeki ödeminin akreditif ile yapılması konusunda anlaşıldığı, akreditif konusu bakiye 499.612,62 USD’nin ödemesinin dava dışı … onay vermemesi sebebiyle yapılamadığı, olayda UCB600 madde 16 .nin uygulanması gerektiği, bu maddenin c hükmüne göre görev çerçevesinde hareket eden bir görevli banka varsa bir teyit bankası veya … banka ibrazı karşılamayı ve iştira etmeyi reddetmeye karar verdiğinde ibrazda bulunan tarafa bu hususta tek bir bildiri göndermesi gerektiği, bu bildirinin bankanın ibrazı karşılamayı veya iştira etmeyi reddettiğini, bankanın ibrazı karşılamayı veya iştira etmeyi reddetmesine ilişkin her bir rezerv unsurunu ve bankanın ibraz edenden yeni bir talimat beklerken belgeleri elde tutmakta olduğunu, veya … bankanın akreditif … rezerv kaldırma talimatı alıp bunu kabul etmeyi uygun görünceye kadar veya rezerv kaldırma talimatını kabul etmeyi uygun görmeden önce ibraz edenden yeni talimat alınıncaya kadar belgeleri elde tutmakta olduğu, bankanın belgeleri iade etmekte olduğunu, veya bankanın ibraz edenden evvelce almış olduğu talimat uyarınca hareket etmekte olduğunu içermesi gerektiği, 16/c fıkrası gereğince gönderilecek bildirinin ibraz gününü izleyen 5.banka işgününün bitiminden geç olmamak üzere telekomünikasyon aracılığıyla bunun mümkün olmaması durumunda diğer hızlı araçlarla bildirilmesi gerektiği düzenleme konusu yapılmıştır.
Teyit bankası olan davalı bankanın 25/01/2013 tarihinde davacı tarafa bildirdiği rezerv bildirimi mahiyetindeki elektronik postada Inspection firmasının uyumsuzluğu ile rezev olunmuştur ibaresinin yer aldığı, bu sebeple evrakların banka tarafından reddedildiği, tüm sorumluluğun davacı firmaya ait olduğu ve evrakların banka nezdinde bekletilmekte olduğunun ifade edildiği, bu durumda rezerv bildiriminin davalı banka tarafından süresi içerisinde ibrazda bulunan tarafa gönderildiğinin kabulü gerektiği, gözetim şirketinin değiştirilmesine ilişkin akreditif lehtarı olan davacının bilgisi dışında yapılmış olması iddiasının dinlenilebilir olmadığı, UCB 600 ‘ün 10.maddesine göre akreditif … bankasının veya varsa teyit bankasının ve lehtarın onayı olmadan gözetim şirketinin değiştirilemeyeceği, lehtarın bir değişikliği kabul veya reddettiğine ilişkin bildiri vermesi gerektiği, lehtarın değişliği kabul ettiğine dair bildiri verinceye kadar asıl akreditifin şartlarının geçerli kalacağı, lehtarın böyle bir bildiri vermemesi halinde ise akreditife ve henüz kabul edilmemiş herhangi bir değişikliğe uygun olarak yapılacak ibrazın o değişikliğin lehtar tarafından kabulü anlamına gelen bir bildiri sayılacağı ve o an itibariyle akreditifin değiştirilmiş olacağı, 11.12.2012 tarihli amir bankadan gelen değişiklik mesajının lehtara ihbar edildiğini gösteren ihbar mektubuna dosyada rastlanmamış ise de; söz konusu değişikliğin kabul ve reddine yönelik olarak lehtar tarafından davalı bankaya yapılmış bir bildiriye de dosyada rastlanmadığı, UCB 600 34,35 ve 37 maddeleri kapsamında gözetim şirketinin var olup olmadığını tespit etmek, doğrulamak, doğrulamanın akreditif lehtarı olan davacı tarafın sorumluluğunda olduğu, davalı teyit bankasının gözetim şirketinin varlığını ve geçerliliğini tespit etmek gibi bir sorumluluğun bulunmadığını, dava dıış amir bankanın UCB 600 madde 16/ c kapsamında rezerv bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmasına bağlı olarak 16/f maddesi kapsamında lehtara ödeme yapmakla sorumlu olduğu, teyit bankasının lehtara ödeme yapma sorumluluğunu teyit bankası durumunda olan davalının böyle bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından; açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 15.885,79 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 15.849,89’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 63.454,85 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

HARÇ BEYANI
K.H: 35,90 TL
P.H: 15.885,79 TL
İ.H: 15.849,89 TL