Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1083 E. 2018/1037 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1083 Esas
KARAR NO : 2018/1037

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 02/11/2016
KARAR TARİHİ : 19/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı Tasfiye Halindeki … Tic. AŞ işyerinde 24.03.2011-27.11.2013 tarihleri arasında çalıştığını, sigorta kaydının 24.03.2010-06.01.2011 tarihleri arasında müflis şirket nezdinde akabinde 07.01.2011-27.11.2013 tarihleri arasında Kop Krom isimli şirkette gösterildiğini, müflis … A.Ş. ile … A.Ş. arasında organik bağ olduğunu, müflisin finansal durumunun bozulması sonucu hiçbir işçilik alacaklarını alamadan haksız olarak işten çıkartıldığını, davacının son aylık brüt ücretinin 5.057,83 TL olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yemek alacağı ve Eylül-Ekim-Kasım 2013 aylarına ilişkin maaş alacağını alamadığını, 11.868,92 TL kıdem tazminatı, 500,00 TL yemek alacağı, 9.300,00 TL ücret alacağı, 7.382,97 TL ihbar tazminatı, 620,44 TL işlemiş faiz olmak üzere 29.537,7 TL alacağın kabulü ile mevduata uygulanacak en yüksek faizi ve hem icra hem de dava vekalet ücreti ile birlikte iflas masasına kaydının yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Müflis … Tic. AŞ İflas İdare Memurluğu cevap dilekçesinde; Davacının iflas idaresine sunduğu kayıt kabul talebinin yapılan değerlendirme sonucunda iddia ettiği alacaklarının varlığının kesin ve çelişkiden uzak bir şekilde ortaya konulamadığından reddedildiğini, davacının alacak taleplerini ispat etmekle yükümlü olduğunu beyan etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişi Mali Müşavir … ile Aktüer … tarafından dosyaya tanzim olunan 10/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında hizmet süresine ilişkin ihtilafın olmadığı, davacının 24.03.2010 – 06.01.2011 tarihleri arasında müflis şirket nezdinde akabinde 07.01.2011-27.11.2013 tarihleri arasında firma sicil bilgilerinden aralarında organik bağ bulunduğu, … isimli şirkette olmak üzere 24.03.2010-27.11.2013 tarihleri arasında toplam 3 yıl 9 ay 3 gün hizmetinin olduğu, taraflar arasında ücretin miktarına ilişkin ihtilafın olmadığı, SGK hizmet cetveli incelendiğinde en son bildirilen prime esas kazancın aylık 5.057,83 TL (net 3.100,00 TL) olduğu, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemeler, 1475 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde yapıldığı, söz konusu yasa yürürlükten kaldırılmış olduğu, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemenin yürürlüğü sürdüğü, bu kapsamda; herhangi bir iş sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektiren bir nedenle feshi durumunda, çalışılan her tam yıl için 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmekte olduğu, bir yıldan artan sürelerde oranlanarak hesaplamaya dahil edildiği, kıdem tazminatı hesaplamaları sırasında işçiye ödenen temel ücretin yanısıra, düzenli olarak sağlanan tüm para ve para ile ölçülebilir menfaatlerin brüt tutarları (yol parası, yemek parası, düzenli olmak koşulu ile ikramiye ödemeleri v.b.), dikkate alınması gerektiği, yasal düzenleme gereği, her tam çalışma yılı için ödenen kıdem tazminatı tutarı, fesih tarihinde geçerli bulunan kıdem tazminatı tavanı ile sınırlandırılmış olduğunu, davacının iş akdi 27.11.2013 tarihinde sonlanmış olup, ilgili dönemde kıdem tazminat tavanı 3.254,44 TL olduğu, brüt ücretin bu tutarı aşması halinde kıdem tazminat tavan tutar üzerinden hesaplanması gerektiği, davacı taraf bakiye yemek ücret alacağının olduğunu belirtmiş, miktarına ilişkin bir bildirimde bulunmadığı, 21. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki “İlamsız Takipteki Ödeme Emri” incelendiğinde; aylık net ücretin 3.100,00 TL olduğu, bunun prime esas kazanç brüt tutarının 3.940,19 TL olduğu, hizmet cetvelinde en son prime esas brüt ücretin 5.057,83 TL olarak gösterildiği, dolayısıyla yemek ücreti ve diğer sosyal hakların prime esas kazanca dahil edildiği, prime esas kazancın tüm brüt ücreti yansıttığı duruma göre değerlendirme yapılacağı, kıdem ve ihbar tazminatına esas brüt ücret 5.057,83 TL olup, bu tutarın ilgili dönem kıdem tazminat tavanı olan 3.254,44 TL’yi aştığı, hesaplama kıdem tazminat tavanı olan 3.254,44 TL üzerinden yapılması gerekmektedir.
Dava konusu olay, kıdem ve ihbar tazminatı ile yemek ve 3 aylık ücretini alamadığını iddia eden davacının bu alacaklarını davalı taraftan talebine ilişkin olduğu, davalı işyeri tasfiyeye girdiği, idaresinin iflas müdürlüğünde olduğu, İflas, ticaret mahkemesince iflasına karar verilen bir borçlunun (müflisin), haczedilebilen bütün malvarlığının cebri icra yolu ile paraya çevrilip, bundan bilinen bütün alacaklıların tatmin edilmesini sağlayan toplu bir icra yoludur. İflasa ilişkin kararı verecek olan merci Ticaret Mahkemesi’dir. İflasa tabi olan borçlu (işveren), 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 178. maddesinde düzenlendiği üzere, bazı hallerde isteğe bağlı, bazı hallerde zorunlu olarak iflasını isteyebilir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 184. maddesine göre; iflas açıldığı zamanda müflisin (işverenin) haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun “iflas masasını” teşkil eder ve masayı teşkil eden bu mallar, müflisin (işverenin) borçlarının ödenmesine tahsis olunur. İflasın açılmasıyla beraber, masaya dahil malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaybeden işveren için iş sözleşmesinin gereğini yerine getirmek oldukça zor olmakla birlikte, iflas; iş sözleşmesini sona erdiren bir neden değildir. Yargıtay 9. HD’nin, 14.11.1995 T. 34218 E sayılı Kararı’nda; işverenlerin iflası ile hizmet akdinin sona ereceğinin kabul edilemeyeceği yönünde hüküm tesis etmiştir. İşverenin iflası esas itibariyle iş akdine son vermemekle birlikte, işçi ücreti için uygun bir zaman zarfında teminat verilmezse iş akdi feshedilebilir. Teminat gösterildiği takdirde işçi, işi yapmaya mecburdur.
Her ne kadar iş sözleşmesi devam etse de, bu durumun işçiyi korumaya yeterli olmayacağı açıktır. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 206. maddesi ile; işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarına ve işverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçlarına, Devlet alacakları ve özel kanunlarla ayrıcalığı kabul edilmiş alacaklardan sonra rehinli alacaklar sırasında ilk sırada yer verilerek işçi alacakları güvence altına alındığı, davalı tarafın iş akdinin haklı sebeple sonlandığına ilişkin hiçbir belge sunmadığı, iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı almayı gerektirir şekilde sonlandığı duruma göre hesaplama yapılması gerekmektedir.
Davacının davalı işyerindeki hizmet süresi 24.03.2010-27.11.2013 tarihleri arasında toplam 3 yıl 9 ay 3 gün olup, ihbar süresinin hizmet süresine göre 8 hafta olduğu, kıdem tazminatı, kıdem tazminat tavan tutarı olan 3.254,44 TL üzerinden, ihbar tazminatı brüt ücret olan 5.222,83 TL üzerinden hesaplanması gerektiği, davacı müvekkilinin Eylül-Ekim-Kasım 2013 aylarına ilişkin maaşlarını alamadığını iddia etmiş ise de davalı taraf ücret bordrolarını sunmadığı, 4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunlu olduğu, uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alındığı, banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğinde olduğu, ücretin ödendiğinin ispatı işverene ait olduğu, bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün olmadığı, Yargıtay uygulamaları da bu yönde düzenlendiği, dosya içeriği belgelere göre davacının; Eylül ayı net ücretinin 3.100,00 TL, Kasım ayı net ücretinin 3.100,00 TL, Ekim ayı net ücretinin 3.100,00 TL olmak üzere toplamda 9.300,00 TL olduğu, davacı taraf bakiye yemek ücret alacağı olan 500,00 TL’nin ödenmediğini iddia etmiş olup, iş Kanununa göre işverenin işçilerine yemek sağlama mecburiyeti bulunmadığı, ancak toplu iş sözleşmesine ya da iş sözleşmesine yemek verilmesine dair bir hüküm konulmuşsa, bu durumda yemek verilmesi zorunlu hale geleceği, işyerinde bazı haklar işçilere yazılı olarak verilirken, bazı haklar ise işyeri uygulaması haline gelerek kazanıldığı, işte yemek de bu kabilde olduğu, işyerinde uzun süredir yemek veriliyor olması, bunun bir işyeri uygulaması haline geldiğini gösterir ve işçiler açısından bir tür kazanılmış hak olarak kabul edilir. Davalı tarafın işyerinde yemek ücreti uygulaması olmadığına ilişkin beyanına rastlanmadığı gibi işçilere aylık yemek ücreti ödeniyorsa miktarına ilişkin bilgilendirmede de bulunulmadığı, dosya içeriği belgelere göre, davacının 500,00 TL bakiye yemek ücret alacağının olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde yapılan hesaplama sonucunda davacının davalıdan 12.138,07 TL kıdem tazminatı, 7.953,43 TL ihbar tazminatı, 9.300,00 TL ücret alacağı ile 500,00 TL yemek ücretine ilişkin alacak talebinde bulunabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosya hesap uzmanı …’a tevdii edilmesi neticesinde 10/07/2018 tarihinde dosyaya tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; … Tic.A.Ş.’nin … 39. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.02.2014 gün ve 2013/283 E, sayılı kararı ile iflasına karar verildiği, tasfiye işlemleri … 1. İflas Dairesinin … E. Sayılı dosyası üzerinden yapıldığı, … 1.İflas Dairesinin 2014/3 esas sayılı dosyasına verilen 20.01.2015 tarihli dilekçe ile … 21. İcra Müdürlüğünün… E. sayılı icra takip dosyasına konu edilen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yemek ücreti, ücret alacağı ve kıdem tazminatı işlemiş faiz alacağı olarak toplam 33.307,00 TL alacağın bulunduğu belirtilerek iflas masasına kayıt için başvuruda bulunmuş olduğu, ancak dayanak belgelerin sunulmaması nedeniyle iflas masasına kayıt talebi reddedilmesi üzerine huzurdaki dava açılmıştır.
SGK kayıtlarına göre davacı 24.03.2010-06.01.2011 tarihleri arası davalı … sicil nolu … Tic.A.Ş isimli şirkette, 07.01,2011-27.11.2013 tarihleri arası dava dışı … sicil nolu … A.Ş adlı şirkete sigortalı olarak çalıştığı, Her iki şirkete ait sicil kayıtlarında her iki şirketin ortakları, faaliyet konuları, faaliyet adresleri ile yetkilileri aynı olduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2006/29351 E, 2007/1018 K, 29.01.2007 Tarih ve2007/18646 E, 200724476 K. 17.07.2007 tarihli ilamlarında özetle; özellikle grup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olanbirlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısımişçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerinegetirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynışahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı binanın girişinde verilen güvenlik hizmetleri, ulaşım,temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlerekarşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bugibi bir ilişkide, işçi ile işverenler arasında tek bir iş ilişkisi vardır.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Yargıtay kararlarında birlikte istihdamın varlığı halinde her iki işverenin İş Yasasından kaynaklanan alacaklar bakımından işçiye karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı yönünde görüş bildirilmiş olup, bu kapsamda davacının her iki şirket tarafından birlikte istihdam edildiği ve her iki şirketin davacının 24.03.2010-27.11.2013 tarihleri arası geçen toplam çalışma süresi için hak edilen kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacağından müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı tarafından … 21. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile 14.03.2014 tarihinde yapılan ilamsız takipile talep edilen alacak kalemleri 11.868,92 TL kıdem tazminatı, 500,00TL yemek ücreti, 9.300,00 TL 2013 yılı Eylül, Ekim Kasım maaş alacağı, 7.382,97 TL ihbar tazminatı, 620,44 TL kıdem tazminatından oluşan toplam 29.672,33 TL bedelin 14/03/2014 tarihli yapılan kapak hesabıyla birlikte 33.30700 TL alacak tutarının iflas masasına kaydı amacıyla talepte bulunulduğu, davacının davalı işverenin sorumluluğunda bulunan 24.03.2010-27.11.2013tarihleri arası geçen hizmet süresi 3 yıl, 8 ay, 3 gün olduğu, SGK hizmet dökümünde kazalının aylık brüt ücreti 5.057,83 TL olarak kaydedildiği, davacının talep konusu ettiği ücret alacağı dönemindeki vergi dilimi dikkate alındığında anılan brüt ücretten; %14 SGK ve %1işsizlik primi kesintisinden sonra bulunan vergi matrahından %27 gelir vergisi ve brüt ücretin binde 7,59 TL damga vergisi kesintisi yapılınca asgari geçim indirimi hariç net tutan 3.100,00 TL olduğu, bu tutara talep konusu dönemde geçerli olan 73,40 TL agi ilave edilince davacıya ödenmesi gereken aylık net ücret alacağı agi dahil (3.100,00+ 73,40)= 3.173,40 TL olduğu, davacı tarafından icra dosyası ile aynca 500,00 TL yemek alacağı talep edildiği, işveren tarafından yemek ücreti ödenmesi yada yemekverilmesi yasal olarak zorunlu olmadığı, ancak fiilen yemek verilmesi veya ücretinin ödenmesi durumunda bunun iş şartı haline gelmesi ve ödenmemesi halinde ise talep edilmesi mümkün olduğu, somut olayda davacıya işyerinde yemek verildiğini veya yemek ücreti ödenerek bunun iş şartı haline geldiğini gösterir bir bilgi vebelge bulunmadığı, yine takibe konu edilen yemek ücretinin hangi döneme ait olduğu belli olmadığı gibi, yemek yardımı yapılması halinde bunun aylık tutarını ispata yarar bir bilgive belgede dosyada bulunmadığı, bu nedenle ispat edilemeyen yemek ücretinin hesaplamalarda dikkate alınması gerektiği, davacı tarafından ayrıca kıdem tazminatı bakımından işlemiş faiz alacağı da talep edildiği, iş Yasasına göre kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı hizmet akdinin sona erdiği tarih olup, yasaya göre ayrıca temerrüt gerekmediği, diğer alacaklar bakamından faiz talep edilebilmesi için borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği, dava dosyasında davalının iflasına karar verildiği 18.02,2014tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge mevcut olmadığından davalının temerrüdü sadece kıdem tazminatı bakımından gerçeklemiş olup, talep edilebilir kıdem tazminatı tutarı üzerinden hizmet akdinin sona erdiği 27.11.2013 tarihiden davalının iflasına karar verilen 18.02.2014 tarihine kadarki süre için faiz talep edilebileceği, Iş Yasası ve bu konudaki Yargıtay kararlanna göre kıdem tazminatı bakımından faiz oranı bankalarca 1 yıllık mevduata fiilen uygulanan(uygulanacağı açıklanan değil) en yüksek banka mevduat faizdir. Her ne kadardava dosyasında hizmet akdinin sona erdiği Kasım 2013 tarihindebankalarca 1 yıl vadeli mevduata fiilen uygulanan en yüksekmevduat faiz oranlarını gösterir bir belge mevcut değil ise de;Merkez Bankası tarafından web sitesinde fiilen uygulanan faizoranları açıklanmıştır. Söz konusu siteden temin edilen bilgilere göre davacının hizmet akdinin sona erdiği 27.11.2013 tarihindeki en yüksek faiz oranı %10,20 olup, davacının kıdem tazminatı alacağının bu oran üzerinden işlemiş faizinin hesaplanmalıdır.
Kıdem ve ihbar tazminatı bakımından SGK kayıtlarına göre davacının hizmet akdi iflas tarihinden önce ve 27.11.2013 tarihinde son bulduğu, dava dilekçesinde davacının işveren tarafından çıkartıldığı iddia edildiği, davalı taraf ise hizmet akdinin ne şekilde son bulduğu hususunda bir bilgi ve belge ibraz etmediği, davacının hizmet akdinin son bulduğu ve çıkışının davalı tarafından SGK’ya bildirildiği dosyada mevcut belgelere göre sabit olup, bu konudaki Yargıtay kararlarına göre kural olarak hizmet akdinin işveren tarafından haklı olarak sona erdirildiğinin ispat yükü işverende olduğu, somut olayda hizmet akdinin işveren tarafından haklı olarak sona erdirildiği veya hizmet akdinin işçi tarafından haklı veya haksız olarak sona erdirildiği hususunda bir bilgi ve belge ibraz edilmediği, davacının aylık brüt ücreti hizmet akdinin sona erdiği tarihteki 3.254,44 TL.lık kıdem tazminatı tavanını aştığından hesaplamada anılan tavan dikkate alınması gerekmektedir.
Davacı tarafından Eylül, Ekim ve Kasım 2013 aylarına ait ücret alacağı talep edildiği, yasal olarak ücretin ödendiğini yazılı belge ile ispat yükü işverende olduğu, davalı tarafından bu yönde bir belge ibraz edilmediği, davacının 27 Kasım da işinin son bulduğu, talep konusu dönemde davacının talep edilebilir ücret alacağı 2 ay, 27 gün (30 + 30 + 27 = 87 gün) üzerinden hesaplanması gerektiği, işçiye aylık ücretin agi dahil olarak ödenmesi gerekmekte olduğundan, agi dahil belirlenen aylık net 3.173,40 TL hesaba esas alınması gerektiği, davacıya yemek yardımı yapıldığını ve tutarını ispata yarar bir bilgi ve belge bulunmadığından yemek ücreti talebi bakımından bir hesap yapma imkanı bulunmadığı, kıdem tazminatının 27.11.2013 fesih tarihinden, 18.02.2014 iflas tarihine kadar yıllık %10,20 faizi oranı olduğundan, bu kapsamda yapılan hesaplamalar neticesinde net kıdem tazminatı bedelinin 11.868,92 TL, net ihbar tazminatı bedelinin 7.382,97 TL, ücret alacağının 9.202,86 TL, kıdem tazminatı işlemiş faizinin 275,29 TL olmak üzere toplam 28.730,04 TL alacak bedeli olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; … 1. İflas Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasından davalı iflas idaresi tarafından davacının alacak kayıt talebinin red edilmesi nedeniyle alacak kayıt talebinin kabulü ve tasfiyenin tedbiren durdurulması davasıdır.
Dosya kapsamına alınan 10/05/2018 tarihli mali müşavir ve SGK uzmanı tarafından dosyaya sunulan raporda işveren iflasını kural olarak iş sözleşmesine son vermediği, işçi ücreti için uygun bir süre içerisinde teminat verilmediği takdirde iş akdinin feshedilebileceği teminat gösterildiği takdirde ise işçinin işi yapmaya mecbur olduğu her ne kadar iş sözleşmesi devam etse dahi bu durumun işçiyi koruyamayacağı İİK.’nın 206. Maddesine göre belirtilen alacaklardan sonra işçi alacaklarının ilk sırada yeralarak güvence altına alındığı, dava konusu olayda davalı tarafın iş sözleşmesini haklı nedenle sonlandırdığına ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı almayı gerektirir şekilde sonlandığının belirtilerek rapor tanzim edildiği, rapor sonrası mahkememizin 4 nolu celsesi ara kararı gereğince davalı taraf itirazı gözetilerek dosya kapsamındaki hangi alacakların talep edilebileceğinin ve talep edilebilecek alacakların uygulanacak faizlerin belirlenmesi ve sözleşmenin feshinin iflas kapsamında tartışılması için dosya iş hukuku tazminat hesaplama uzmanı bilirkişiye verilmiş olup, 10/07/2018 tarihli hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatı bakımından SGK kayıtlarına göre davacının iş sözleşmesinin iflas tarihinden önce 27/11/2013 tarihinde sonra erdiği, davacı işçinin iş veren tarafından işten çıkartıldığının iddia edildiği, davalı tarafın ise dosyaya iş sözleşmesinin nasıl sona erdiği hususunda herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmediği, davacının hizmet akdini son bulduğu ve çıkışının davalı tarafından SGK’ya bildirildiğinin dosya kapsamındaki belgelerden sabit olduğu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı olarak sona erdirildiğinin ispat yükünü işverende olduğu ancak iş bu davada buna ilişkin işverence herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığından işçinin sözleşmesini haksız olarak feshedildiği kanaatine varılmış olup, işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı, davacının aylık brüt ücreti iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki 3.254,44 TL’lik kıdem tazminatı tavanını aştığından bu tavan dikkate alınarak bilirkişice yapılan hesaplama mahkememizce uygun görülmüştür. Kıdem tazminatı faizi bakımından ise kıdem tazminatının iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 27/11/2013 tarihinden 18/02/2014 iflas tarihine kadar yıllık % 10,20 faiz oranı üzerinden hesaplanacağı kanaatine varılmıştır. Yine ücret alacağı yönünden davacı tarafça Eylül, Ekim ve Kasım 2013 aylarına ilişkin ücret alacağı talep edilmiş olup, ücretin ödendiğinin yazılı belge ile işverence ispat edilmesi gerekmekte olup, işveren tarafından bu yönde bir belge ibraz edilmediğinden işçiye aylık ücretin asgari geçim indirimi dahil olarak ödenmesi gerektiğinden bilirkişi tarafından yapılan ücret alacağı mahkememizce uygun görülmüştür. Son olarak yemek ücreti açısından dosya kapsamında davacıya yemek yardımı yapıldığına dair ve yemek bedelini ispata yarar herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından yemek ücreti yardımı yapıldığı hususunun ispatlanmaması nedeniyle bu yönden bir hesaplama yapılmamıştır. Sonuç olarak hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici son bilirkişi raporu olan 10/07/2018 tarihli raporda da belirtildiği üzere davacının SGK kayıtlarına göre 24/03/2010 – 06/01/2011 tarihleri arasında davalı … A.Ş. İsimli şirkette, 07/01/2011-27/11/2013 tarihleri arasında ise dava dışı …. A.Ş.’de sigortalı olarak çalıştığı her iki şirketin ticaret sicil kayıtlarında ortakları, faaliyet alanları, faaliyet adresleri ve yetkililerinin aynı olduğu, birlikti istihdamın dava konusu olayda gerçekleşmiş olduğu kanaatine varılarak her iki işverenin iş kanunundan kaynaklanan alacaklar açısından işçiye karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları anlaşılmış olup, davacının her iki şirket tarafından birlikte istihdam edildiği ve her iki şirketin davacının 24/03/2010 – 27/11/2013 tarihleri arasında geçen toplam çalışma süresi için hak edilen kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla davacının talep edebileceği alacak tutarını 28.730,04 TL olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 28.730,04 TL alacağın Müflis Tasfiye halindeki … Tic. A.Ş.’nin İflas Masasına kayıt ve kabulüne,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 29,20 TL peşin harç, 1.530,10 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.559,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden dava niteliği itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”