Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1003 E. 2018/670 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1003 Esas
KARAR NO : 2018/670

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 07/10/2016
KARAR TARİHİ : 06/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, 01.01.2016 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu …-… plakalı çekici-dorsenin asli kusuruyla sebebiyet verdiği trafik kazasına karıştığı, hasar nedeniyle toplam 59.250,00 TL hasar tazminatı ödendiği ve sigortalının haklarına halef olduğu, trafik kazası tespit tutanağında davalıya sigortalı araç sürücüsünün KTK 52/1-b ve 81/1-a kuralını ihlalden asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, 7/582183 sayılı hasar dosyası açılarak bağımsız ve uzman eksper tarafından ekspertiz incelemesi yaptırıldığı, tam zıya (pert) hali söz konusu olduğu ve rayiç değerin 59.250,00 TL olduğunun tespit edilerek ödendiği, kusurlu … plakalı aracın trafik poliçesi nezdinde … Sigorta A.Ş.’ne ve … poliçesi nezdinde … Sigorta A.Ş.’ne başvurulduğu, … Sigorta A.Ş.’nden talep gibi 5.188,00 TL tahsil edildiği, ancak davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kusur oranı kabul edilmeyerek 24.125,00 TL tutarında eksik ödeme yapıldığı, 59.250,00 TL’ndan 11.000,00 TL sovtaj bedeli düşüldükten sonra kalan bakiye 48.250,00 TL’nın davalının %75 kusuru oranında rücu edilerek 36.188,00 TL’sından 29.313,00 TL’lık tahsilat için davalıdan tahsil edilen 24.125,00 TL ve … Sigorta A.Ş.’nden tahsil edilen 5.188,00 TL’nın mahsup edilmesinden sonra tahsil edilemeyen bakiye 6.875,00 TL’nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili için dava açılması zorunluluğu doğduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 6.875,00 TL’nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, delillerin, kaza tutanağı ve ekspertiz raporunun tebliğ edilmesi gerektiği, davadan önce … numaralı dosya kapsamında yapılan ekspertiz incelemesi ile 15.04.2016 tarihinde 24.125,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödeme ile poliçeden dolayı herhangi bir sorumluluğun kalmadığı, davada taraf sıfatı bulunmadığı, sigortalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, kaza yeri, şekli ve nedeni hususlarının bilinmesi gerektiği, müvekkili şirketin gerçek zarar miktarından sorumlu olduğu, değişen parçaların fiyat miktarının piyasa rayicine uygun olup olmadığı hususlarının belli olmadığı, tek taraflı yokluklarında yaptırılan hasar miktarına ilişkin ekspertiz raporunun kabulünün mümkün olmadığı, davacının faiz başlangıç tarihine ve faiz oranına ilişkin taleplerini kabul etmediklerini, temerrüde düşürmediği, müracaat üzerine gereken ödemenin yapıldığı, faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağı, ancak yasal faiz talep edebileceği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişiler Makine Mühendisi … ile Aktüer …’ya tevdii edilen dosyaya tanzim olunan 09/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu kazanın: 01.01.2016-Cuma günü saat 23:30 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki, kendi adına tescilli, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 03.03.2015-03.03.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile maddi hasarlarda araç başına azami 29.000,00 TL iken 01.01.2016 tarihinden itibaren 31.000,00 TL’na yükseltilmiş poliçe limiti ile teminat altına alınmış, … plaka sayılı, … marka, … tipinde, 2013 model, Beyaz renkli çekicinin arkasına bağlı süt yüklü … plaka sayılı yarı römork ile bölünmemiş, iki yönlü, 6 metre genişliğinde, iki şeritli D295-02 karayolunu takiben … istikametinden … istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan yolun sol tehlikeli viraj kesimi yaklaşımında ve yol yüzeyinin buzlu olduğu kesiminde kayıp direksiyon hakimiyetini kaybederek şeridini terk ettikten sonra karşı şeride girip yolun sol tarafından çıkarak tarla içerisinde ve römorkun arka kesimi sağ şeridin yaklaşık 1 metre içerisinde kalacak şekilde durmuş, akabinde aynı yönde seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki, … plaka sayılı çekicinin arkasına bağlı … plaka sayılı yarı römork ile önünde ilerleyen taşıtın tek taraflı kaza yaptığını görüp fren tedbiri ile kayarak durmaya devam etmiş, akabinde karşı yönden tehlikeli virajdan çıkarak gelen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, … adına tescilli, … plaka sayılı, … marka, 2009 model boş kamyonu ile şeridini kısmen işgal eder vaziyette bulunan … plaka sayılı yarı römorka çarpmamak için frenle karşı şeride girerek durduktan sonra arka tampon sağ kesimlerine arkasından gelen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, …. Tic. Ltd. Şti. adına tescilli, davacı …. tarafından 05.03.2015-05.03.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış, … plaka sayılı, … marka, … tipinde, 2015 model, Mavi renkli otomobilin ön sol kesimleri ile çarpması sonucu trafik kazası meydana gelmiş, olay sürücü …’ın yaralanması ve … plakalı otomobilde maddi hasar ile sonuçlanmıştır.
KUSUR YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME:
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 157/b maddesi-“sürücü kusurlarının tespiti” ile ilgili bendi; “adli mevzuat ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere, trafik kazalarına karışanların kusur durumları; 2918 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen kurallar, şartlar, hak ve yükümlülükler ile asli kusur sayılan haller dikkate alınarak belirlenir. Kaza mahallinde yapılan incelemeler sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkındaki ifadeleri ile varsa tanık ifadeleri de kusur durumunun tespitinde dikkate alınır” şeklindedir. Kazada kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir (K.T.K. Mad. 84). Bu kapsamda eğer mevcut ise kazaya karışan sürücülerin ve tanıkların beyanları ile olay anını gösteren araç içi-dışı kamera görüntüleri dosya muhteviyatında bulunmamaktadır. Olay günü bölgede daha önce veya daha sonra benzer şekilde kazaların yaşanıp yaşanmadığı, yoldaki buzlanmanın mevzi ve gizli buzlanma mı yoksa genel buzlanma mı olup olmadığı, ilgili kuruma yapılan bir ihbar, ihbar yapılmış ise tuzlama vb. görev ihmali bulunup bulunmadığı bilinmemekle birlikte kaza noktasında diğer taşıt sürücülerinin eşit şartlarda yol dışına çıkmadan kaplama üzerinde durmaları dikkate alındığında buzlanmanın kazaların oluşumunda etkili faktör olmadığı, kazaya karışan sürücülerin karlı yol zemininde ve tehlikeli viraj kesiminde hızlarını ayarlayıp zamanında yavaşlamamalarının, tehlikeleri ön görmemelerinin, çekici sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıktıktan sonra virajlı yol üzerinde önlem almaması ile otomobil sürücüsünün önündeki kamyonu yakın mesafeden takip ederek arkadan çarpması, dikkatsiz ve tedbirsizliklerinin tamamen etkili unsurlardandır.
Olay yerine intikal eden Jandarma Personeli … ve … tarafından hazırlanan “Trafik Kazası Tespit Tutanağı”’na göre; olay mahalli 90 km/saat azami hız sınırlamalı yerleşim yeri dışı, D395-02 devlet karayolu, bölünmemiş, iki yönlü, 6 metre şerit-6 metre platform genişliğinde iki şeritli, asfalt kaplama, yüzey karlı, vakit gece, hava ve görüş açık, yatay güzergâh düz, düşey güzergâh eğimsiz olup, mahalde kaza noktasında 25,40 metre mesafede tehlikeli viraj yön levhası bulunmakta, oto korkuluk, kaldırım, banket, trafik lambası, aydınlatma, yolda çalışma, kazaya etken yol sorunu, geçit, kavşak bulunmamaktadır. “Kaza Özeti”’nde; sürücü …’ın … plakalı çekiciye bağlı … plakalı yarı römork ile … istikametinden … istikametine seyir halinde iken beyanına göre havanın kış ve yol yüzeyinin buzlanması sonucunda kayıp direksiyon hakimiyetini kaybettiği, gidiş yönüne göre sol taraftaki yol bölümünden çıkarak tarla içerisinde durduğu, aynı istikamette seyir eden sürücü …’ın … plakalı çekiciye bağlı … plakalı yarı römork ile önünde giden aracın kaza yaptığını fark edip frene basmasıyla kaymaya devam ederken karşı yönden gelen sürücü …’ın … plakalı kamyonu ile yol üzerinde sağ şerit içinde duran … plakalı yarı römorkun arka kısmı ve karşı istikametten kayarak gelen … plakalı çekiciye çarpmamak için sol şerit içerisinde başka bir kazaya sebebiyet vermemek için zorunlu halde durduğu esnada İznik istikametine seyir eden sürücü …’ın … plakalı otomobil ile yolun ilerisinde bulunan dönemeç içine girdiğinde yolun buzlu olmasıyla kamyonun sağ arka tampon kısmına çarptığı, … plakalı çekici ve yarı römorkun ön tampon, arka tampon, yan kısımları ve alt kısımlarının, … plakalı kamyonun sağ arka tampon ve karoser kısımlarının, … plakalı otomobilin ön, sol kapı ve iki adet hava yastığının açıldığının görüldüğü belirtilmiş, kazanın oluşumunda sürücü …’ın KTK 52/1-b, 81/1-a, sürücü …’ın KTK 52/1-b kurallarını ihlalden kusurlu oldukları, sürücü … ile …’ın kusursuz oldukları görüş ve kanaatine yer verilmiştir. Çizilen “Kaza Krokisi”’nde; taşıtların olay yerine yaklaşma şekli ve kaza sonrası duruş pozisyonları gösterilmiş, … plakalı çekicinin arkasına bağlı … plakalı yarı römorkunun arka kesiminin 1 metre kadar sağ şeridi kapattığı, yolun 5 metre genişliğe düştüğü, kamyonun sağ ön kesiminin yolun sağ kenarına 4 metre mesafede çarpraz durduğu, otomobilin sol yan arka kesiminin yolun sol kenarına 4,2 metre mesafede durduğu, viraj kesiminde tehlikeli viraj levhası bulunduğu resmedilmiştir.
Sürücü …, 1965 doğumlu ve olay günü 51 yaşında olup yeterli (D) sınıfı sürücü belgesine haizdir. Kaza tutanağında muhtemelen takograf kaydından hızının 60 km/saat olduğu belirtilmiştir. Sürücü …, 1965 doğumlu olay günü 51 yaşında olup yeterli (E) sınıfı sürücü belgesine haizdir. Kaza tutanağında muhtemelen takograf kaydından hızının 70 km/saat olduğu belirtilmiştir. Sürücü …, 1981 doğumlu ve olay günü 35 yaşında olup yeterli (B) ve (E) sınıfı sürücü belgesine 2004 yılından itibaren haizdir. Alkolmetre cihazı ile yapılan kontrollerinde sürücülerde alkol izine rastlanmamıştır.
Karayolundan faydalanan sürücülerin bir bütün olarak trafik kurallarına uymaları mecburidir. Kurallara uyan sürücülerin kazaya sebep olma oranları oldukça düşük olup değişken şartlar karşısında gösterecekleri anlık kaotik tavır ve davranış şekillerinin önceden tahmin edilmesi güç olduğundan trafik kurallarının tümü bir bütünlük arz eder ve özellikle trafik içinde yolun durumuna göre uygun zamanda ve biçimde olayları algılayıp, yorumlayarak tehlikeleri zamanında fark etmesi ve ona göre davranışını sergileyebilmesi içindir. Özellikle gece vakti, karlı-buzlu yol şartlarında gündüz vaktine ve kuru yol şartlarına nazaran daha çok artan karayolu trafiğinin genel olarak bünyesinde barındırdığı kaza risk ve tehlikeleri nedeniyle sürücülerin dikkatlerini daha çok yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola gereken dikkat ve özeni göstermeleri, tehlikeleri ön görmeleri, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına hızlarını yolun icap ve şartlarına göre, güvenle sevk ve idare edebilecekleri şekilde ayarlayıp tedbirli ve kontrollü ilerlemeleri, trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, olası kaza tehlikesini savuşturmak adına fren ve direksiyon manevrası gibi önleyici etkili tedbirleri zamanında almaları, özenli davranmaları gerekmektedir. Normal şartlar altında müteyakkız, dikkatli, tedbirli ve özenli tavır sergilenmesi halinde gece vakti, far görüş mesafesinde, görüşün açık olduğu, görüşe engel bir durumun bulunmadığı mahalde herhangi bir sürücünün yola gereken dikkati verememesi, tehlikeli viraj kesimini zamanında görüp yavaşlayamaması, hızını ayarlayamaması, tedbirli davranması, takip mesafesini korumaması için olumsuz bir neden bulunmamaktadır. Bilindiği üzere T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır.
Teknik olarak hızın artması ile hem kaza ihtimali artmakta, taşıt kontrolü güçleşmekte, durma mesafesi uzamakta, hem de kaza sonuçları ağırlaşmakta, çarpma anında transfer edilen kinetik enerji de o kadar yükselmekte, taşıt ve şahısların gördüğü zararlar ve kaza sonuçları ağırlaşmaktadır. Ortalama hızın %5 artması, yaklaşık olarak tüm yaralanmalı kazalarda %10, ölümlü kazalarda ise %20 düzeyinde artışa yol açmaktadır. Kaza ihtimali ve kaza sonuçları ile ilişkisi nedeniyle hız, temel bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Aşırı hız, yasal hız sınırlarına; uygun olmayan hız ise, çevresel koşullara göre uygun hız sınırının üzerine çıkılması anlamına gelmektedir. Her iki durumda da meydana gelebilecek kazalar yasal hızda ya da uygun hızda oluşabilecek hasarın üzerinde olmaktadır. Dolayısıyla hızın kontrol edilmesi durumunda çoğu kaza önlenebilir ve oluşabilecek zarar ve kayıplar azaltılabilir niteliktedir. Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmelikte yazılı kayıt ve şartlar dışında ve aksine bir işaret bulunmadıkça yerleşim yeri dışında şehirlerarası çift yönlü karayollarında azami hız sınırı çekiciler için 80 km/saat, otomobiller için 90 km/saat (K.T.Y. Mad. 100), römorklu veya yarı römorklu araçlarda (römork takmış LTT ile tehlikeli madde taşıyan araçlar ve özel yük taşıma izin belgesi veya özel izin belgesi ile karayoluna çıkan araçlar hariç) en çok hız sınırı aynı cins römorksuz araçlara ait en çok hız sınırından saatte 10 km daha düşük olup, sürücüler aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse, belirtilen hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 51) zorundadır. 2918 sayılı K.T.K.’nun 52. maddesinin ise oldukça açık olup sürücülerin hızlarını yol, trafik, görüş vb. durumuna göre ayarlamaları gerekmektedir. Fren dinamiğinde ise reaksiyon zamanı, bir şeyin ya da tehlikenin görülüp anlaşılması ile ona karşı etkilenme, yani gerekli tedbiri almaya başlama arasında geçen süre yani sürücünün fren yapmasına neden olan engeli görmesi ile ayağını fren pedalı üzerine koyması arasında geçen süredir. Bu sürenin içinde algılama, ne olduğunu fark etme, karar verme, ayağı gaz pedalından fren pedalına geçirme süreleri bulunmaktadır. Bu süre sürücünün yeteneklerine, o andaki fizyolojik ve psikolojik durumlarına, şahıslara özgü karakteristikler ile dış etkenlerin çeşitlerine bağlı olarak en az 0,3 ve en çok 1,7 saniye sınırları arasında değişmekte ise de, ortalama olarak 0,5-0,6 saniye kabul edilmektedir. Fren reaksiyon zamanı ise, bir tehlike anında, şoförün fren pedalına basmasından aracın fren sisteminin etki göstermeye başlamasına kadar geçen süredir. Mekanik ve hidrolik frenlerde ortalama 0,1-0,2 saniye ve havalı frenlerde ise 0,2-0,6 saniyedir. Toplam reaksiyon zamanı ise, sürücü ve fren reaksiyon zamanlarının toplamı olup tehlike halinde ortalama 0,75 saniyedir. Araçların, yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uymasının, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur (K.T.K. Mad. 29,30). Bilindiği üzere herhangi bir taşıt ile belli bir hızda belli bir yarıçapa sahip viraj dönüldüğünde veya ani sapma manevraları yapıldığında taşıtın ağırlık merkezinden taşıtı dönülen yönün dışına doğru itecek yönde merkezkaç kuvvet etki etmektedir. Taşıtı kararlı-nötr duruma getirebilmek ve aynı iz üzerinde kalabilmek için viraj çapına uygun olarak direksiyon sapma derecesinin arttırılması gerekmektedir. Yük nedeniyle arka aksı daha ağır olan taşıtlar ise aşırı döner (over steering) karakter çizmekte, sapmalarda arka aks veya takılı yarı römork king-pin ekseninden savrulma eğilimi kazandığından bu tip taşıtların daha dikkatli ve tedbirli kullanılmasında fayda bulunmaktadır. Taşıtı yörüngesinden çıkarmaya çalışan kuvvet ise pnömatik tekerleklerde zemin ile aralarında yan kuvvet oluşturularak karşılanabilmekte, yan kuvvetler 5-6 derecelik direksiyon sapmalarına kadar maksimum mertebede iken artan sapma derecelerinde düşme eğilimi göstermekte, dolayısıyla ani sert manevralarda kararlı bir iz takibi ancak hızın kontrolü ve uygun direksiyon sapma derecesi ile sağlanabilmektedir. Asfalt kaplama kuru zeminlerde 0,60-0,75 mertebelerindeki tutunma katsayısı ıslak zeminde ortalama 0,50, buzlu zeminde 0,2 seviyelerine düşmektedir. Dosya münderecatında çekicinin ve otomobilin fren sisteminde sorun bulunduğuna dair teknik, somut bir tespit mevcut değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçlar ve römorklarına ait aydınlatma ve ışıklı sinyal cihazlarının motorlu araçlara ve römorklarına yerleştirilmesi ile ilgili AT Araç Tip Onayı Belgesi verilmesine ilişkin hükümleri ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasları belirlemek amacıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 10.08.2000 tarih ve 24136 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Aydınlatma ve Işıklı Sinyal Cihazlarının Motorlu Araçlara ve Römorklarına Yerleştirilmesi İle İlgili Tip Onayı Yönetmeliği-(76/756/AT)”’de; farların geometrik görülebilirlik alanı, derece ve açılarla belirtilmiştir. Pratikte kısa huzmeli farlar 25-60 metre, uzun huzmeli farlar ise 60-80 metre ilerisini aydınlatacak kapasitede ve ayardadır. Karayolunda trafiğe çıkan bütün araçların, nicelik ve nitelikleri yönetmelikte belirtilen şartlara uygun ışık donanımı bulundurmaları zorunludur. Işık donanımına ait ayrıntılar yönetmelikte gösterilir (K.T.K. Mad. 63). Araçların sürülmesi sırasında ışıklarının kullanılması bakımından uzağı gösteren ışıkların (uzun huzmeli farlar); yeterince aydınlatılmamış tünellere girerken, benzeri yer ve hallerde uzağı gösteren ışıkların yakılması mecburidir. Ancak, sürücünün yeterli mesafeyi açık olarak görebildiği ve kendi aracının da yeterli uzaklıktan görülebileceği hallerde, uzağı gösteren ışıklar yerine yakını gösteren ışıklar kullanılabilir. Yakını gösteren ışıkların (kısa huzmeli farlar); aydınlatmanın yeterli olduğu kesimlerde kullanılması mecburidir (K.T.K. Mad. 64, K.T.Y. Mad. 127). Sürücülerin geceleri yakın ilerisi görülmeyen mahallerde yakın ve uzağı gösteren ışıkların ardı ardına ve sıra ile yakılması trafikte seyir güvenliğini arttırmaktadır. Araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur (K.T.K. Mad. 30). Dosya kapsamında … plakalı otomobilin ve …-… plakalı çekici-römorkun, … plakalı kamyonun aydınlatma donanımlarının arızalı olduğuna dair bir tespit bulunmamaktadır.
Kamyonet, kamyon ile bunların römork ve yarı römorklarında arkadan çarpmaya karşı koruma çerçevesi, arka işaret levhası, römork, yarı römork ve traktör römorklarında ECE R 104 onayına sahip, 2007/35/AT veya ECE R 48’e göre araç üzerine yerleştirilmiş geri yansıtıcılı şerit takılması, bütün motorlu araçlarda ECE R 27 Regülasyonuna uygun iki adet yansıtıcı reflektör, otobüs, kamyon ve çekicilerde normal hava şartlarında en az 150 metreden net olarak görülebilecek, 150×25 cm ebadında ve Avrupa Topluluğu Direktifleri ve Avrupa Ekonomik Komisyonu Resgülasyonlarından ECE 70’deki teknik şartlara uygun bir adet engel işareti bulunması zorunludur (K.T.Y. 1 Sayılı Cetvel). Sürücü …’ın yönetimindeki çekiciye bağlı yarı römork, muhtemelen seri üretimi yapılan, gerekli ulusal ve uluslararası standardizasyona ve teknik donanıma haiz, ticari taşıt olduğundan senelik periyodik fenni muayenesi yaptırılması gereken bir taşıttır.
Hadisenin meydana geliş şekline ve sonuçlarına göre; sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı çekiciye bağlı, süt yüklü … plakalı yarı römork ile düz seyir halinde olduğu karayolunda 60 km/saat hızla seyir halinde olduğu, azami hız sınırına uygun olsa da istikametine göre sola tehlikeli viraj yaklaşımında ve kaygan zemin şartlarına uygun olmayan bir hızla seyir halinde olduğu, dönemeç yaklaşımına yakın mesafede ana servis frenlerini kullanarak etkili frenle yavaşlamak istediği, tehlikeleri ön görüp ASR, retarder, kompresyon vb. sistemlere haiz çekicinin yardımcı fren düzeneklerini kullanarak daha önce yavaşlamadığı, direksiyon hakimiyetini ve kontrolünü kaybederek yol dışına çıktığı, sürücü …’ın ise yönetimindeki … plakalı otomobil ile istikametine göre sağa dönemeçli yol kesimine önündeki kamyonun arkasından yakın mesafe takiple ve uygun olmayan bir hızla yaklaştığı, tehlikeleri ön görmediği, zamanında yavaşlayıp fren tedbiri alarak viraj çıkışında önündeki diğer taşıtlar gibi duramadığı mütalaa edilmiştir.
Gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçüler olup karayollarında trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar için azami genişlik 2,55 metre, azami yükseklik 4,00 metre, azami uzunluk yarı römorklu araçlarda 16,50 metredir (K.T.Y. Mad. 128). Yol dışına çıkan … plakalı yarı römorkun İznik istikametine yolun sağ şeridini 1 metre işgal ettiği dikkate alındığında 6 metre genişliğindeki, sağında ve solunda banket bulunmayan yolun fiilen 5 metre genişliğe düştüğü, tek taraflı kazayı görerek Sakarya istikametine sağ şerit içerisinde duran … plakalı çekici ile bağlı … plakalı yarı römorkun genişliği yaklaşık 2,5 metre, karşı yönden gelerek çapraz duran … plakalı kamyonun genişliği yaklaşık 2,5 metre, … plaka sayılı otomobilin genişliği aynaları dahil yaklaşık 2 metre kabul edildiğinde yol üzerinde kamyonun, kaza tutanağında belirtilmemesine rağmen önünde benzer şekilde duran muhtemel diğer taşıtların ve en arkadan gelen otomobilin ilerlemelerine yeterli boşluk bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Kaza tutanağında yol dışına çıkan … plakalı çekici sürücüsü …’ın yaralanmadığı belirtilmiştir. Yol dışına çıktıktan sonra çarpışmanın gerçekleştiği ana kadar geçen süreçte yaşananların değerlendirilmesi için sürücülerin ve görgü tanıklarının ifadeleri önem arz etmektedir. Kaza tutanağında KTK 81/1-a kuralını ihlalden kusurlu olduğu belirtilen …’ın yol dışına çıktıktan sonra yol üzerinde gereken tedbirleri alabilmesi için yeterli ve makul bir süre olup olmadığı net bilinememekle birlikte kaza tutanağı esas alındığında yeterli süre bulunmasına rağmen römorkunun sağ şeridi kısmen kapattığını, vaktin gece, yolun virajlı, zeminin kaygan olmasını dikkate almadığı, yolun her iki yönünde gerekli ve yeterli tedbir almadığı mütalaa edilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde, zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama ile arkadan çarpma halleri asli kusurlu sayılan hallerdendir. Hadisenin meydana geliş şekline ve sonuçlarına göre; mevsim şartları gereği kaygan olduğu anlaşılan karayolu kesiminde sürücü …’ın viraj yaklaşımında hızı ve tedbirsizliği nedeniyle direksiyon hakimiyetini ve kontrolünü kaybedip yol dışına çıktıktan sonra karşı yönden gelen kamyonun durduğu ana kadar geçen yeterli süreçte yol üzerinde yaklaşan sürücüler için gerekli ve yeterli önlemleri almaması ile sürücü …’ın viraj kesimine uygun olmayan hızla yaklaşarak yakın mesafeden takip ettiği kamyonun zorunlu nedenlerle durması üzerine arka kesimlerine çarpması eşit derecede etkili olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Dosya münderecatındaki veriler ile yol üzerindeki buzlanmanın kazada etkili ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ihmali olduğundan bahsedebilmek mümkün değildir.
Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) ve alınacak tedbirler ile ilgili olarak, gerekli görülen ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirleyen Karayolları Trafik Yönetmeliği (K.T.Y.) ile belirlenmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda (K.T.K.); trafik-yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, karayolu-trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, iki yönlü karayolu-taşıt yolunun her iki yöndeki taşıt trafiği için kullanıldığı karayolu olarak tarif edilmiştir.
Bu kapsamda; sürücüler, trafik işaret levhaları, cihazlan ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/c,d), dönemeçlere girerken, dönemeçli yollarda ilerlerken hızlarını azaltmak, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak (K.T.K. Mad. 52/a,b), hareket halinde iseler trafik için ek bir tehlike yaratmayacak şekilde hemen durmak, kaza mahallinde trafik güvenliği için gereken tedbirleri almak (K.T.K. Mad. 81/a) zorundadır. Taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları, karayollarında, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde, özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 67/a, 145/e). Karayolları Trafik Kanunu’nda; durma-her türlü trafik zorunlulukları nedeni ile aracın durdurulması, duraklama-trafik zorunlulukları dışında araçların, insan indirmek ve bindirmek, eşya yüklemek, boşaltmak veya beklemek amacı ile kısa bir süre için durdurulması, park etme-araçların, durma ve duraklaması gereken haller dışında bırakılması olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Görevli kişilerce, verilen dur emrinde, sesli, işaretli dur emrinde veya kırmızı ışıklı, işaret levhalarına uyularak veya önündeki araçların durması ve arıza halleri gibi her türlü trafik mecburiyeti nedeni ile durdurulması halleri “Durma” dır (K.T.Y. Mad. 111). Durma halleri dışında yolcu indirip bindirmek, yük yüklemek veya boşaltmak veya beklemek amacı ile araçların kısa süreler içinde durdurulması “Duraklama” dır. Duraklama, bekleme amacı ile yapılırsa, bunun süresi en çok 5 dakikadır. Bu sürenin geçirilmesi park etme sayılır (K.T.Y. Mad. 112). Park etme, araçların durma ve duraklama halleri dışında, genelde uzun süreli olarak bekletilmek üzere bırakılmasıdır. Aracın çalışır durumda olması veya içinde insan bulunması park etme amacını değiştirmez (K.T.Y. Mad. 114). Yerleşim birimleri dışındaki kara yolunda zorunlu haller dışında taşıt yolu üzerinde duraklamak veya park etmek yasaktır. (K.T.K. Mad. 59). Teknik arıza, kayma, yolda ani olarak meydana gelen bir bozukluk veya heyelan, yükün kayması ve düşmesi ve benzeri gibi mecburi hallerin yerleşim birimleri dışındaki karayolunda taşıt yolu üzerinde meydana geldiği takdirde, araç sürücüleri, bütün imkanları elverdiği ölçüde kullanarak hareket ettirme, itme ve benzeri şekil ve surette, araçlarını karayolu dışına, bu mümkün olmaz ise, bankette, bu da mümkün değilse taşıt yolunun en sağına almak ve her durumda yol, hava ve trafik şartları ile gece ve gündüz olmasına göre, gerekli güvenlik ve uyarı tedbirlerini derhal alıp uygulamakla yükümlüdürler (K.T.Y. Mad. 116). Herhangi bir arıza veya trafik kazası nedeniyle karayolunda sürülemeyecek araçlar için aşağıdaki esas ve usuller uygulanır. Durumlarına göre bozulan araçlar için park etme ve duraklamada alınacak önlemlerden gerekli olanlar uygulanmakla birlikte; yol, hava ve trafik durumu ile gece ve gündüz oluşuna göre nizami park ve kuyruk ışıkları yakılmadığı, yakılamadığı veya yakılması halinde dahi 150 metre mesafeden diğer araç sürücüleri tarafından açıkça görülemediği takdirde, bozulan aracın ön ve arkasına uygun yerlere diğer araç sürücülerinin 150 metre mesafeden açıkça görebilecekleri şekilde birer kırmızı yansıtıcı veya kırmızı ışıklı cihaz konulması, dönemeç veya tepe üstü gibi yerlerde, kırmızı ışık cihazı veya kırmızı renkteki yansıtıcının aracın ön ve arkasında en az 30’ar metre mesafede olacak ve diğer araç sürücüleri tarafından en az 150 metreden açıkça görülebilecek şekilde yerleştirilmesi, otobüs, kamyon ve çekicilerin karayolu üzerinde arıza ve uzun süreli bırakılması halinde, normal hava şartlarında en az 150 metreden net olarak görülebilecek şekilde 150×25 cm. ebadında Avrupa Topluluğu Direktifleri ve Avrupa Ekonomik Komisyonu Regülasyonlarından ECE 70’deki teknik şartlara uygun engel işaretinin konulması mecburidir. Bozulan araç, tehlikeli madde taşıyorsa her durumda kırmızı ışıklı cihaz kullanacak ve devamlı şekilde başında beklenmek suretiyle gözetim altında bulundurulacaktır. Yukarıda belirtilen tedbirlerin alınması tamamlanıncaya kadar araçta acil uyarı (dörtlü ikaz) lambaları varsa bu lambaları veya dönüş lambaları birlikte yakılabiliyorsa bunların yakılması mecburidir (K.T.Y. Mad. 135). Araç sürücüleri trafik kazalarında; yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde, zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama hallerinde asli kusurlu sayılırlar. (K.T.K. Mad. 84/k)
Olayda aksine davranarak, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekicinin arkasına takılı süt yüklü 15 AB 625 plaka sayılı yarı römork ile gece ve karlı yol şartlarında azami hız şartlarına uygun olsa da yolun o anki değişen şartlarına uygun olmayan bir hızla seyir halinde olan, tehlikeleri ön görmeyen, görüşün açık olduğu, görüşe engel bir durumun bulunmadığı, düz mahalde yolun ilerisindeki tabelalı sola tehlikeli viraj kesimi yaklaşımından önce zamanında yavaşlamayan, hızını yol ve zemin şartlarına göre güvenle sevk ve idare edebileceği seviyelere ayarlamayan, dönemeçe yakın mesafede uyguladığı etkili fren nedeniyle kaymasına neden olup direksiyon hakimiyetini ve kontrolünü kaybettikten sonra seyir şeridini terk ederek karşı şeride girip yol dışına çıkan, çıktıktan sonra yarı römorkun sağ şeridi içerisinde açık tehlike arz eder şekilde kaldığını, akıcı trafiğin bulunduğu karayolunda her iki yönden değişik hızlarda yaklaşan taşıtlar için tehlike yaratabileceğini dikkate almayan, yeterli süresi mevcut iken öncelikle sağ şeritte virajdan çıkarak gelen araç sürücülerinin 150 metreden açıkça görebilecekleri şekilde kırmızı yansıtıcı (reflektör) veya kırmızı ışıklı cihaz yerleştirmeyen, tedbir almayarak trafik güvenliğini tehlikeye düşüren, olayların başlangıcına neden olan, dikkatsiz, özensiz ve tedbirsiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’ın yapılan değerlendirmeler sonucunda olayın meydana gelmesinde %50 (yüzde elli) oranında müterafik kusurludur.
Sürücüler trafik işaret levhaları, cihazlan ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/c,d), aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse yönetmelikte belirtilen hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 51/a), dönemeçlere girerken, dönemeçli yollarda ilerlerken hızlarını azaltmak, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak (K.T.K. Mad. 52/a,b,c), önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek (K.T.K. Mad. 56/c) zorundadırlar. Kol ve grup halinde araç kullananlar önlerinde giden araçları, aracın cinsi itibariyle bu Yönetmeliğin 100 üncü maddesinde tesbit edilen yapabilecekleri azami hızlarının yarısı kadar metreden az olmayacak mesafeden takip etmek zorundadır (K.T.Y. Mad. 101/d). Sürücüler, önlerinde giden araçları güvenli ve gerekli bir mesafeden takip etmek zorundadırlar. Bu mesafe, kendi araçlarının kilometre cinsinden saatteki hızının en az yarısı kadar metredir. Takip mesafesi, takip eden aracın 2 saniyede kat edeceği yol uzunluğu kadar da olabilir (K.T.Y. Mad. 107). Araç sürücüleri trafik kazalarında; arkadan çarpma hallerinde asli kusurlu sayılırlar. (K.T.K. Mad. 84/d)
Olayda aksine davranarak sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile bölünmemiş, iki yönlü D395-02 devlet karayolunu takiben … istikametinden … istikametine yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla seyir halinde olan, mevsim şartları gereği kaygan olduğu anlaşılan sağa tehlikeli viraj kesiminde yavaşlamayan, önünde ilerleyen kamyonu yakın mesafeden takip eden, ön kesimleri ile reflektör vb. önlem alınmamış yolda daha önce kayarak yol dışına çıkmasına rağmen yarı römork kesimi kısmen sağ şerit içerisinde bulunan taşıtı gördüğünde muhtemel kaza tehlikesini savuşturmak adına özen ve trafik gereği etkili fren tedbiri ile yavaşlayıp sol şerit içerisinde duran kamyonun arka kesimlerine çarpan, tehlikeleri ön görmeyen, önündeki duran kamyon ve muhtemel diğer taşıtlar gibi zamanında fark edip duramayan, yolu gereği gibi kontrol etmeyen, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’ın yapılan değerlendirmeler sonucunda olayın meydana gelmesinde %50 (yüzde elli) oranında müterafik kusurludur. Olayda yol dışına çıkan, arkasına römork bağlı çekiciyi görüp olası kaza tehlikesini savuşturmak adına özen gereği zamanında tedbirli davranarak durdukları anlaşılan sürücüler … ile …’a atfı kabil kusur bulunmamaktadır.
HASAR YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME :
Dosya münderecatında … plaka sayılı otomobile ait 19 sayfa olduğu anlaşılan … numaralı kasko sigorta poliçesinin ilk 3 sayfasının sunulduğu görülmüş, kazadan yaklaşık 10 ay önce 06.03.2015 tarihinde trafiğe ilk kez çıkan otomobil için poliçe teminatında sıfır kilometre araç kloz maddesi bulunup bulunmadığı, hasarın ihbar edilmesi üzerine davacı …. tarafından açılan … numaralı hasar dosyası kapsamında; Eksper … tarafından hazırlanan 13.02.2016 tarihli “Kasko Ekspertiz Raporu”nda; otomobilin 11.01.2016 tarihinde …’de faaliyet gösteren anlaşmalı-yetkili … Tic. A.Ş. servisinde incelendiği, muallak hasarın 47.000,00 TL, onarım süresinin 10 iş günü, hasarlı değerinin 11.000,00 TL olduğu, parçaların sökülmesi durumunda ilave parçaların çıkacağı ve hasar maliyetini yükseleceği, aracın sıfır liste fiyatının kampanyalı 57.725,00 TL, yetkili satıcı ile yapılan görüşmede 55.250,00 TL olduğunun belirlendiği, hasar maliyetinin yüksek olması nedeniyle pert total işlemi yapılmasının uygun olduğu, değiştirilmesi gereken hasarlı parça ve malzemeler arasında %10-3.281,51 TL iskontolu 29.742,90 TL bedel ile; tavan çerçevesi dış sol üst, akü sigorta kasası, A sütunu sol üst iç panel, radyatör ızgarası süs çıtası, …, sol ön kapı, tavan sacı, yolcu hava yastığı, torpido, sürücü hava yastığı, ön tampon demiri, sol ön çamurluk, ön panel, ön şase kolu, sol ön direk, ön panjur, sol A direk iç sacı, sol far, sağ far, sol ön aks, sol ön porya, … bulunduğu, uygulanması gereken onarım ve montaj işçilikleri arasında %10-860,00 TL iskontolu 7.740,00 TL bedel ile; ayrıntıları belirtilmeyen kaporta (3.500,00 TL), boya (1.750,00 TL), mekanik (1.000,00 TL), elektrik (500,00 TL), döşeme-kilit (350,00 TL), cam (150,00 TL) bulunduğu, toplam onarım bedelinin KDV hariç 37.482,90 TL olduğu, piyasa peşin rayiç değerinin 59.250,00 TL, hasarlı vaziyetteki değerinin 11.000,00 TL, hasar tutarının 48.250,00 TL olduğunun belirtildiği, tramer ortamında bulunan ve Eksper … tarafından hazırlanan 11.03.2016 tarihli “Kasko Kesin Ekspertiz Raporu”nda; aracın pert çekme belgeli, piyasa bedelinin 59.250,00 TL olduğu, değişmesi gereken hasarlı parça ve malzemeleri %10-5.105,60 TL iskontolu 46.159,37 TL, uygulanması gereken onarım ve montaj işçilikleri %10-860,00 TL iskontolu 7.740,00 TL olmak üzere onarım bedelinin KDV hariç 53.899,37 TL olduğunun belirtildiği, T. … Bankası T.A.O.’nın “Dekont”una göre; …. tarafından … Tic. Ltd. Şti. hesabına 15.03.2016 tarihinde “…” açıklaması ile 59.250,00 TL yatırıldığı tespit edilmiştir.
Dosya münderecatında hasar fotoğrafları bulunmamakla birlikte hasar ekspertiz raporları incelendiğinde; sadmenin şiddetine, açısına, hızına, temas eden yüzeylerin katılığına ve yakın civarda bulunan komponentlerin yapısal ve malzeme özellikli davranışlarına bağlı olarak hasarın esasen ön kesiminde etkili olduğu, dış kaporta ve pasif güvenlik komponentlerinin hasarlandığı, ön hava yastıklarının tetiklendiği, aracın onarımına başlanması ile ve hasarlı parçaların sökülmesi ile dışarıdan görülemeyen bir takım ekstra parçaların çıkmasının, bilgisayarlı diyagnos ve yol testlerinde hasarlı elektrik ve elektronik ekipmanlar belirmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, bu unsurların onarım maliyetini arttıracağı, Ekspertiz raporunda belirtilen hasarlı parça ve işçilikler, hasar ile uyumlu, oluşması beklenen muhtemel hasarlardan olup bedelleri ve uygulanan iskonto oranları makul, piyasa rayicinde ve uygundur. Teknik açıdan onarımı mümkün olan otomobilin usul ekonomisi açısından onarımının ekonomik olup olmadığı hususunda, onarım bedeli ile rayiç değerin karşılaştırılarak sovtaj bedeli de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Pert-total işlemi, kaza neticesi bir aracın ağır derecede hasarlanması ve onarımın ekonomik olmaması hallerinde uygulanan bir işlem olup sigorta şirketlerince uygulama şekli farklılık göstermektedir. Hasar tutarının araç değerinin %40’ına ulaşması halinde pert-total uygulaması yapılabildiği gibi %85’ini aşması halinde de gerçekleştirilebildiği, belirtilen oranlar kesin kıstaslar olmamakla birlikte hasar tutarı araç değerini geçmediği durumlarda, pert-total uygulamasının yapılmasının zorunlu olmadığı, % 95’i oranına varsa dahi onarıma karar verebileceği, %70 oranın herhangi bir yasal dayanağı olmamakla birlikte sigorta sektöründe yaygın olarak kabul gören bir orandır.
Davacı ….’ne kasko sigorta poliçeli, … Tic. Ltd. Şti’e ait … plaka sayılı taşıt, … marka, … tipinde, 2015 model, Mavi renkli, 06.03.2015 ilk tescil ve trafiğe çıkış tarihli, olay günü muhtemel 37.000 km’de ve yaklaşık 10 ay yaşında, 1248 cc hacimli, 75 HP gücünde dizel yakıtlı içten yanmalı motora ve manuel vites kutusu düzeneğine haiz hususi otomobil olup kazanın meydana geldiği 01.01.2016 tarihinde geçerli olan 2016 yılı Ocak ayı listesine göre kasko değeri 65.335,00 TL’dır.
Kasko değer listesi, 1987 yılının Aralık ayından itibaren motorlu kara taşıtları sigortalılarının kasko poliçelerinin düzenlenmesinde yardımcı olmak amacıyla yayımlanmakta olup 26.12.1990 tarih ve 20737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17 Seri No’lu tebliğ ile Noterliklerde yapılan alım-satım ve taahhüt işlemlerine esas teşkil ettirilmiştir. Kasko sigortası poliçelerde yazan kasko değeri rizikonun ne zaman gerçekleşeceği önceden bilinemeyeceği için yayımlanan listeye göre belirlenmiş referans bir değer olup aracın gerçek ikinci el değerini göstermemektedir. Bazen araçların piyasa değerleri ile kasko değer listesi çok yakın olmasına rağmen bazen de listedeki değeri piyasanın üstünde veya altında kalabilmektedir. Bu farkın nedeni, ülkemizde oluşan çeşitli gelişmelerin bazı dönemlerde ikinci el oto piyasasında dalgalanmalara yol açabilmesidir. Kasko değerleri araçtaki tüm parçaların toplamı alınarak yapıldığı için çoğunlukla rayiç değerden yüksek çıkmakta birlikte, eşit veya daha düşük çıktığı durumlarda söz konusu olabilmektedir. Tamamen benzer araçların ikinci el değerleri ise daha önce kaza geçirip geçirmediği, eğer geçirdiyse araçta meydana gelen hasarın durumu ve buna bağlı olarak yapılan onarım amaçlı işlemlerin kalitesine üzerinde değer kaybı meydana gelip gelmediği, kaporta aksamları ve boya dış görüntüsüne, motor, yürüyen ve aktarma organlarının durumuna ve iç aksamların durumuna kullanım şekline bağlı olarak değişiklik gösterebilmekte, internet siteleri, günlük gazetelerin seri ilan sayfaları, açık oto pazarları ve galeriler, ticari araç pazarları ve ikinci el alım-satımı yapan şirketlerden alınan listeler gibi kaynaklarda yapılan araştırmalar ışığında belirlenmektedir. Bilindiği üzere bu araştırma internette tramer ortamında sorgulanmakta olup dışarıdan yapılan araştırmalara kısıtlıdır. … tarafından bilgilerin gizli olduğu gerekçesi ile sektör dışı bilirkişilere şifre tahsis edilmediğinden tramer ortamında otomobilin şasi ve motor numarası ile sorgulama yapılması mümkün olamamış, maliki şirketin vergi kimlik numarası ile yapılan sorgulamasında ise 04.07.2015 tarihli kaza kaydı bulunduğu görülmüş, dosya muhteviyatında da aksini gösterir bir belge sunulmadığından ve sunulduğu takdirde yeniden değerlendirilmek üzere şimdilik dava konusu 01.01.2016 tarihli hasarının ikinci kazası-hasarı olduğu kabul edilmiştir.
Olay üzerinden uzun bir süre geçtiği için geçmişe dönük net ve sağlıklı şekilde ikinci el rayiç bedel araştırması yapılabilecek veri tabanı günümüzde mevcut değildir. Bunun belirlenebilmesi için günümüzde geçerli kasko değeri ile ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki oran incelendiğinde; 2018 yılı Ocak ayı listesine göre kasko değerinin değişmeyerek 65.335,00 TL olduğu, trafiğe ilk kez çıktığı 06.03.2015 tarihi ile dava konusu 01.01.2016 tarihli olay arasında geçen 301 takvim günü boyunca muhtemel 37.000 km (04.07.2015 tarihli kazasında yaklaşık 4 ay-119 gün yaşında, 14.603 km’de-yaklaşık 123 km/gün) yol kat ettiği göz önüne alınarak aynı trend ile kullanılmaya devam edilmesi durumunda günümüze kadar geçen 1060 takvim günü boyunca da yaklaşık 130.000 km seviyelerinde olabileceği kabul edilerek internet sitelerinde hasarsız beyan edilen ikinci el piyasa değerinin ise ilgili filtrelemeler ile (2015 model vb.) pazarlığa açık şekilde asgari 52.500,00 TL-azami 54.500,00 TL aralığında değiştiği, en düşük ve en yüksek değerler elenerek dağılım gösteren aralıkta asgari 52.950,00 TL-azami 54.000,00 TL aralığında değiştiği, ortalama alındığında 53.475,00 TL olduğu, segmentine göre makul düzeyde pazarlık payı dikkate alınarak indirim uygulandığında rağbet göreceği peşin rayiç bedelinin günümüzde 52.000,00 TL civarında olduğu, dolayısıyla daha yüksek olan kasko değeri ile daha düşük olan ortalama rayiç değeri arasında yaklaşık %20,41 oran bulunduğu saptanmıştır.
Ulaşılabilen geçmiş kazası incelenip değerlendirildiğinde; 04.07.2015 tarihli birinci kazası/hasarında; saat 09:00 sıralarında sürücüsü … tarafından … ili, … ilçesi, … semtinde bölünmüş … caddesi yolunun sağ tarafındaki otopark alanında park halinde iken sol yan arka kesimlerine iddiasına göre başka bir taşıtın sıkıştırması sonucunda karayolunda düz seyir halinde iken sağa yönelen sürücü …’in idaresindeki … plaka sayılı, … marka, … tipinde, 2014 model otomobilin önce ön kesimleri ile çarpması ve akabinde çarpışmanın şiddeti ile ötelenen … plakalı otomobilin sağ yan arka kesimleri ile sağ yan tarafında park halinde bulunan, … plakalı, … marka, … tipindeki kamyonetin sağ yan ön kesimlerine çarptığı, …’de … kaza ihbar numarası ile işlem gördüğü ve 13.07.2015 tarihinde ilgili sigorta şirketlerinin sürücü …’in %100 kusurlu olduğu görüşünde mutabakat sağladıkları, … plakalı otomobili 05.03.2015-05.03.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alan ….’nin açtığı … sayılı hasar dosyası kapsamına Eksper … tarafından hazırlanan 10.10.2015 tarihli “Kasko Kesin Ekspertiz Raporu”nda; otomobilin 01.09.2015 tarihinde …’de faaliyet gösteren anlaşmalı-yetkili … Tic. A.Ş.’ne ait serviste incelendiği, 14.603 km’de, piyasa bedelinin 62.000,00 TL, onarım süresinin 7 gün olduğu değiştirilmesi gereken hasarlı parça ve malzemeler arasında %10-357,21 TL iskontolu 3.214,63 TL bedel ile; sağ arka çamurluk, arka tampon sağ-sol braketi, arka tampon, sızdırmazlık macunu, perçinler, jant göbeği, mastik tüp, sağ-sol arka amortisör, donuklaştırıcı, arka sağ çamurluk davlumbaz bulunduğu, uygulanması gereken onarım ve montaj işçilikleri arasında %10-128,00 TL iskontolu 1.152,00 TL bedel ile; ayrıntıları belirtilmeyen 4 kalem kaporta, 3 kalem boya, 1 kalem mekanik, 1 kalem elektrik, 1 kalem diğer işçilikler bulunduğu, toplam onarım bedelinin KDV hariç 4.336,63 TL olduğu, … plakalı otomobili 02.07.2015-02.07.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 4186185 numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alan … Sigorta A.Ş.’nin açtığı … numaralı hasar dosyası kapsamında Eksper … tarafından hazırlanan 21.08.2015 tarihli “Kesin Ekspertiz Raporu”nda; otomobilin 30.07.2015 tarihinde …-…’de faaliyet gösteren anlaşmasız-yetkisiz … Kaporta’da incelendiği, 14.588 km’de, piyasa bedelinin 45.000,00 TL, onarım süresinin 7 gün olduğu, kaporta işçiliğinin 1.000,00 TL olduğunun belirtildiği, ancak tramerde tazminat ödemesinin 9.740,00 TL olarak göründüğü, kaynaklı parçalardan sağ arka çamurluğun değiştirildiği, kesme, kaynak, ısıl işlem, taşlama işlemine maruz kaldığı, sol arka çamurluğun ise onarıldığı değerlendirmesi ile taşıt üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikte bir hasar olduğu, olay tarihinde kasko değerinin 62.235,00 TL, piyasa değerinin ise 51.500,00 TL kabulünün uygun olduğu, olay anında yaklaşık 4 ay yaşındaki, 14.603 km’deki otomobilin iki adet kaynaklı aksamının değişim-onarım ve boya işlemi gördüğü değerlendirmesi ile globalde teknik açıdan baz değer kaybı %13, hasar boyutu katsayısı globalde 0,40 uygun görülerek meydana gelen değer kaybının (51.500,00 TLx0,15×0,40=) yaklaşık 3.000,00 TL uygun olduğu,
Dava konusu 01.01.2016 tarihli ikinci kazası/hasarında; yaklaşık 10 ay yaşında ve muhtemel 37.000 km’deki otomobilin kasko değerinin 65.335,00 TL, kaza anında hasarsız ortalama piyasa değerinin ise ortalama 52.000,00 TL, ancak 04.07.2015 tarihli kazası nedeniyle de değer kaybına uğramış halde 49.000,00 TL kabulünün uygun olduğu, ekspertiz raporunda anahtar teslim fiyatların araştırılmasına göre muhtemelen kasko sigorta poliçesinde sıfır kilometre araç klozu bulunduğu kanaatine varılarak internet ortamında yapılan araştırmalarda emsalinin kampanyalı anahtar teslim fiyatlarının 65.600,00 TL olduğu, ekspertiz raporu esas alındığında yenisinin ikamesi için ödenen 59.250,00 TL anahtar teslim bedelin uygun bir değer olduğu mütalaa edilmiştir.
Somut olayda; Hasarlı parçalarının sökülmesi ile dışarıdan görülemeyen bir takım ekstra hasarların belirmesi ile artması kuvvetle muhtemel olan KDV hariç asgari 37.482,90 TL-azami 53.899,37 TL, muallak 47.000,00 TL tutarında belirlenen asgari onarım bedelleri ile 59.250,00 TL anahtar teslim bedeli karşılaştırılarak 11.000,00 TL sovtaj bedeli dikkate alındığında; yaklaşık %91,00 orana denk düştüğü, onarımının ekonomik olmadığı, pert total (tam zıya) kabulünün uygun olduğu, davacı …. tarafından otomobilin maliki şirkete 15.03.2016 tarihinde 59.250,00 TL ödemesine göre sovtaj bedelinin kendisinde kaldığı, pert total işlemi nedeniyle uğradığı net zararın (59.250,00 TL-11.000,00 TL=) 48.250,00 TL olduğu, … Sigorta A.Ş.’nin ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına aldığı sigortalısı … plaka sayılı çekicinin sürücüsü …’ın %50 kusuru oranında (48.250,00 TLx0,50=) 24.125,00 TL’sından sorumlu olduğu, beyanlara göre … Sigorta A.Ş. tarafından 15.04.2016 tarihinde 24.125,00 TL ödeme yapıldığı, ayrıca … plaka sayılı çekicinin kasko sigortacısı Türk Nippon Sigorta A.Ş.’nden İMM klozundan 5.188,00 TL fazladan ödeme yapıldığı, davacı ….’nin bakiye zararı bulunmamıştır.
SİGORTA YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME :
Dava konusu olaya ilişkin düzenlenen tutanakla 01.01.2016 tarihinde davacı … şirketine kasko sigortası ile sigortalanan … plakalı araç ile davalı … şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı …- … plakalı çekici-dorsenin çarpışması sonucu kaza meydana geldiği, halefiyet iddiasında bulunan … SİGORTA Yönünden; kazaya Karışan … plakalı araç davacı … şirketi tarafından Kasko Sigortası İle 216436921/0 poliçe numarası ile sigortalandığı, poliçenin 05.03.2015-05.03.2016 tarihleri arasında sigortalandığı, kazanın meydana geldiği tarihin teminat kapsamında kaldığı, hasar teminatının “ 100.000,00 TL ” olarak belirlendiği, sigorta şirketleri sigortalılarına hasar ödemesi yaptıktan sonra, onların yerine geçerler. Halefiyet ilkesi adı verilen bu duruma göre, hasarın oluşmasına neden olan kişiden, bu ödenen hasarın tazmini yoluna giderler.
Sigorta poliçesinin sahibi, poliçenin teminatları ve klozları dahilinde, hasarını sigorta şirketinden alır. Sigorta şirketi bu aşamada, ilgili hasarın oluşma sebeplerini araştırır. Eğer kusur sigortalının kendisinde ise, zaten yapacak bir şey yoktur. Eğer kusur sigortalının kendisinde ise, zaten yapacak bir şey olmayıp sigortacı bu zarara katlanacaktır. Bu durumda sigortacı hem hasarı ödeyip hem de sigortalıdan bunu geri talep edemeyeceği, ancak hasara sebebiyet veren bir üçüncü kişi/kişilerse ve bu durum ispatlanabiliyorsa sigorta şirketi ödemiş olduğu tazminat tutarının kendisine ödemesi için bu kişi/kişilere rücu eder.
Eğer bir sigorta poliçesi bulunmasaydı, zarara neden olan ve bu zararın karşılanmasını isteme hakkı elde edilen bir kişi varsa, bu kişinin vermiş olduğu zararı karşılamasını isteme hakkı olan bir kişi/kişiler varsa , bu zararın ödenmesi istenecek olup, sigorta şirketi bu süreçte hasarı ödeyecek. Hasarını karşıladığı sigortalısının alacaklarına halef olacağı, dava konusu olayda, dava dışı … Ticaret Limited Şirketi ile davacı arasında akdedilen … Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi Düzenlendiği, . poliçenin 05.03.2015-05.03.2016 tarihleri arasında sigortalandığı, kazanın meydana geldiği tarihin teminat kapsamında kaldığı, hasar teminatının “ 100.000,00 TL ” olarak belirlendiği poliçenin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı tarafın sigortalısına ödemiş olduğu bedelin davalı taraftan rucüen tahsili istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Dosya kapsamında alınan 07/02/2018 tarihli hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici Makine Mühendisi ve Aktüer bilirkişi heyeti raporunda; … plaka sayılı çekicinin sürücüsü …’ın %50 oranında müterafik kusurlu olduğu, ZMS (Trafik) sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin aynı oranda ve araç başına 31.000,00 TL azami poliçe limiti ile sorumlu olduğu, … plaka sayılı otomobilin sürücüsü …’ın %50 oranında müterafik kusurlu olduğu, … plaka sayılı çekici sürücüsü … ile … plaka sayılı kamyon sürücüsü …’ın kusursuz oldukları, … plaka sayılı otomobilin onarımının ekonomik olmadığı, pert total kabulünün uygun olduğu, otomobili kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alan davacı ….’nin pert total uygulaması nedeniyle uğradığı zararın net 48.250,00 TL olduğu, kusur durumuna göre … Sigorta A.Ş.’nin 24.125,00 TL’sından sorumlu olduğu ve bu miktarı ödediği, bakiye sorumluluğu bulunmadığı, ….’nin ayrıca … Sigorta A.Ş.’nden kasko sigorta poliçesi … klozu kapsamında 5.188,00 TL tutarında fazladan ödeme aldığı, bakiye zararı bulunmadığı, davacı … şirketinin rücu talebi yerinde olmakla birlikte, zararının giderildiği dosya kapsamından anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesine uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 117,41 TL harçtan mahsubu ile bakiye 81,51 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT tarifesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğten itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”