Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/993 E. 2019/1335 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/993 Esas
KARAR NO : 2019/1335

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 02/08/2015 tarihinde sürücüsü dava dışı … yönetimindeki … plakalı araç ile araç içerisinde yolcu konumunda olan müvekkili ile birlikte iken yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumuna sebebiyet veren araç sürücüsünün kusurlu olduğunun trafik kazası tespi tutanağında sabit olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, birçok ameliyat ve tetkiklere maruz kaldığını ve sakat kaldığını, kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu ve müvekkilinin hayati tehlike geçirecek derecede yaralanmasından ve sakat kalmasından yargılama giderleri ve poliçe limitleri dahilindeki zararından faizinden davalı şirketin sorumlu olduğunu bildirmekle davanın kabülüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketine usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacının müvekkili şirkete dava öncesinde herhangi bir başvuruda bulunmadığını, meydana gelen kazada hatır taşımasının söz konusu olduğunu, dosyada kazanın meydana geliş şekline, sürücü ve araç kayıtlarına dair herhangi bir tutanak veya delil tespit edilemediğini bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının sosyal ekonomik durumunu araştırır bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Devlet Hastanesine müzekkere yazılarak davacıya ait tedavi evraklarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … SGK İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Devlet Hastanesine müzekkere yazılarak davacıya ait tedavi evraklarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce davalı … Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak dava konusu kazaya karışan araca ait trafik sigorta poliçesi ve hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … CBS’ye müzekkere yazılarak … Soruşturma numaralı dosyanın uyap üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile) talimat yazılarak davacının … Ünv. Hastanesine sevki yapılarak meydana gelen kaza nedeniyle maluliyete uğrayıp uğramadığı sorulmuş, … Ünv. Hastanesinin mahkememize sunmuş olduğu 11/10/2017 tarihli raporunda davacının ürolojik açıdan herhangi bir maluliyetinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasının davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, İstanbul ATK’nın mahkememize sunmuş olduğu 09/05/2018 tarihli raporunda davacının iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu’na yeniden müzekkere yazılarak davacının uğradığı geçici ve kalıcı maluliyet oranının tespit edilmesi istenilmiş, İstanbul ATK’nın mahkememize sunmuş olduğu 21/02/2019 tarihli raporunda kas-iskelet sistemi tablo 3.8a’ya göre %5, tablo 3.37e göre %5 balthazard formulüne göre, %9,75; tablo 3.2’ye göre kişinin özürlülük oranının %5 olduğu, iyileşme süresinin 02/08/2015 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği görüşünü bildirmişlerdir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla kusur bilirkişisi …, aktüer …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 05/07/2019 tarihli raporunda; kusur yönünden inceleme ve değerlendirme: Olayla ilgili olarak şüpheli konumundaki sürücü … hakkında taksirle yaralama suçufKİan … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … numaralı soruşturma kapsamında 18.09.20 lipari hinde alınan … sayılı karar ile şikayet yokluğundan kovuşturmaya yer olmadığına itiraz kabil otma üzere karar verilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 157/b maddesi “sürücü kusurlarının tespiti” ile ilgili bendi; “adli mevzuat ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere, trafik kazalarına karışanların kusur durumları; 2918 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen kurallar, şanlar, hak ve yükümlülükler ile asli kusur sayılan haller dikkate alınarak belirlenir. Kaza mahallinde yapılan incelemefer sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkrndaki ifadeleri ile varsa tanık ifadeleri de kusur durumunun tespitinde dikkate alımı” şeklindedir. Kazada kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kuradada, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir (K.T.K. Mad. 84). Bu kapsamda; Sürücü …, 13.08.2015 tarihli şüpheli ifade tutanağında özetle; idaresindeki … plakalı araç ile …’den yola çıktığını, … istikametine doğru sağ şeritte 70 km hızla seyir halinde olduğunu, araçta oğlu … ile arkadaşları …, … ve …’in bulunduğunu. … civarına geldiğinde önünde yolun sağ kenarında plakasını bilmedlfil bevaz renkli … marka aracın oldufeunu Bördüğünü, … istikametine … karayoluna bağlanacağı esnada aracın aniden sola manevra vaptıdını, araca çarpmamak için sola manevra yapınca direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, ön kısmı ile yolun sol tarafındaki bariyerlere çarpıp durduğunu, tanık kazazede Yolcu …, 29.08.201S tarihli şikayetçi İfade tutanağında özette; arkadaşları …, … ve … ile birlikte … alkol almaya başladıklarını, aşırı alkollü olduğu için aracı kimin kullandığını bilmediğini, aracın ön sağ koltuğunda oturduğunu, araca biner binmez uyuyup kaldığını, nasıl kaza yaptığını hatırlamadığını, kazadan 2 gün sonra kendine gelebildiğini. Tanık kazazede yolcu … 26,08.2015 tarihli şikayetçi ifade tutanağında özette; babası …’jn idaresindeki … plakalı araç ile … Merkez’e ilerlediklerini, aracın arka koltuğunda oturduğunu, sağ şeritte ilerlediklerini. … geldiklerinde yolun sağ tarafında emniyet şeridinde bekleyen plakasını bilmedifei bevaz renkli … marka aracın yaklaştıkları sırada aniden sinyal vermeden sola manevra vaoıp vola aktiftim. babasın çarpmamak için sola kırınca direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve aracın ön kısmı ile orta bariverlere vurduğunu, aracın yan dönüp durduğunu. Tanık kazazede yolcu …, 26.08.2015 tarihli şikayetçi ifade tutanağında özetle; …’ın idaresindeki … plakalı araç ile …’den …’e ilerlediklerini, ara on arka koltuğunda oturduğunu, sağ şeritte ilerlediklerini, … villalarına geldiklerinde volun safi tarafında emniyet şeridinde bekleyen plakasını bilmediği beyaz renkli … marka aracın yaklaştıkları sırada aniden sinyal vermeden sola manevra vapıp vola aktiftim. …’ın çarpmamak İçin sola kırınca direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve aracın ön kısmı ile orta bariverlere vurduğunu, aracın yan dönüp durduğunu, Tanık kazazede yolcu …, 06.09.2015 tarihli şikayetçi İfade tutanağında özetle; arkadaşları ile birlikte …’ın idaresindeki … plakalı araç ile …’ye geldiklerini, aracm arka koltuğunda uyuya kaldığını, büyük bir gürültü ile uyandığım, aracın bariyere çarptığını fark ettiğini, orada bulunan birkaç kişinin gelip arabadan çıkarttığını, uyuduğundan dolayı kazanın nasıl olduğunu bilmediğini, beyan etmişlerdir. Olay yerine intikal eden … Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği’nden Polis Memurları … ve … tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit TutanağT’na göre; … koordinattı olay mahalli 50 km/saat azami hız sınırlamak yerleşim yeri içi, cadde yolu, bölünmüş, 3,60 metre şerit, 7,60 metre platform genişliğinde, asfalt kaplama, yüzey kuru, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, vakit gece, hava ve görüş açık olup, mahalde oto korkuluk, yol şerit çizgisi, 3 metre mesafede bilgi levhası, üç yönlü (Y) tipi kavşak, araç haricinde hasar gören barjyer bulunmakta, aydınlatma, kaldırım, banket, yoldan kaynaklanan sorun, geçit bulunmamaktadır. “Kaza özetinde; sürücü …’ın idaresindeki … plakalı otomobil ile … mahallesi istikametinden …caddesini takiben … Fabrikası yanı … ayrımına geldiğinde dikkatsiz, tedbirsiz ve kavşağa hızlı girmesi sonucu ön orta kısmı ile orta bariyere çarptığı, çarpmanın şiddeti ile bar ¡yerin otomobilin önünden girip arka cam sağ kısmından çıktığı belirtilerek kazanın oluşumunda sürücü …’ın KTK 5 7/1-a kural mı ihlal ettiği görüş ve kanaatine yer verilmiştir. Çi2ilen “Kaza Krokisi”ne; otomobilin … Fabrikası hizasındaki (Y) tipi yol ayrımında ön kesimleri ile yolu ayıran orta bariyerlere çarptığı resmedilmiştir. Sürücü …, 1965 doğumlu, olay günü 50 yaşında ve yeterli (C) smıfı sürücü belgesine haiz olup .. Devlet Hastanesinde yapılan kontrolunda alkol izine rastlanmamıştır. Davacı yoku …, 1996 dûgumfu ve olay günü 19 yaşındadır. Sağ femur şaft kırığı şeklinde yaralanmıştır. Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas Kurulu tarafından düzenlenen 13.02.2019 tarihli raporda; maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresinin) olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzaya bileceği, sağ refuj orta diafiz-aşt diaflz arası kırığın kaynamış olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili Av. … tarafından hazırlanan 19.03.201S tarihli dilekçede özetle; ATK 2. İhtisas Dairesi’nin 18.03.2019 tarihli maluliyet raporuna katıldıklarım, dosyanın kusur ve aktüer bilirkişisine tevdine karar verilmesinin talep edildiği, davalı vekili Av. … tarafından hazırlanan 1S-M.20I9 tarihli dilekçede Özetle; ATK 2. İhtisas Kumlu tarafından düzenlemen 21.02.2019 tarihli mütalaanın kabulünün mümkün olmadığı, eksik İnceleme ile oluşturulduğu, hatalı olduğu, davaraışı 3. bir kişinin farklı bir tarihte uğramış olduğu kazaya ilişkin maluliyet oranının tespit edildiği, eksik ve hatalı incelemenin sonucu olduğu, yönetmeliğe uygun sağlıklı bir maluliyet raporu tanzim edilmesi gerektiği, daimi geçici iş göremezlik tazminatına yönelik bir talebi bulunmadığı, yalnızca daimi maluliyet tazminatı talebinde bulunduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek davacının ATK Genel Kuruluna sevkine, davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. Çarpılan bariyerin otomobilin ön kesiminden girip arka kesiminden çıktığı görülmektedir. Olay anını gösteren araç içi-dışı kamera görüntüleri bulunmamakta, dolayısıyla olayda etkili olabilecek başkaca unsurlar bilinmemektedir. Olay yerine sürücü tarafından düz gelinmektedir Tutanak mümzileri tarafından kazanın oluşumunda ikinci bir taşıtın faktörü bulunduğuna dair herhangi bir tespit bulunmamakla birlikte yaralanarak hastaneye kaldırılan sürücü ve yolcuların yokluklarında düzenlenmiş olabileceği, beyanlar ile örtüşmediği, sürücü ve olayın tanığı kazazede yolcuların beyanlarının birbirleri ile örtüştüğü, dolayısıyla itibar edflerek hadisede plakalı tespit edilemeyen ikinci bir … marka, … tipinde beyaz renkli bir otomobilin varlığının kabulünün gerektiği, sürücünün yolun soluna doğru kontrolsüz yönelmesine neden olan etkili faktörün yolun sağından soluna doğru kontrol su doğrultu değiştiren kimliği belirsiz sürücü olduğu mütalaa edilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda; karayolu-trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, traflk-yayaların, hayvanlann ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü, taşıt yolu (kaplama)-karayolunun genel olarak taşıt trafığince kullanılan kısmı olarak tanımlanmıştır (K,T.K, Mad, 3), Karayolundan faydalanan sürücülerin bir bütün olarak trafik kurallarına uymaları mecburidir. Kurallara uyan sürücülerin kazaya sebep olma oranları oldukça düşük olup değişken şartlar karşısında gösterecekleri anlık kaotik tavır ve davranış şekillerinin önceden tahmin edilmesi güç olduğundan trafik kurallarımn tümü bir bütünlük arz eder ve özellikle trafik içinde yolun durumuna göre uygun zamanda ve biçimde olayları algılayıp, yorumlayarak tehlikeleri zamanında fark etmesi ve ona göre davranışını sergileyebilmesi içindir. Sürücülerin hem gece vakti gündüz vakitlerine nazaran daha çok artan genel trafiğin bünyesinde barındırdığı, hem de değişik kaza risk ve tehlikeleri nedeniyle dikkatlerini yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola ve çevrelerine gereken dikkat ve özeni göstermeleri, kendileri ile trafikte bulunan diğer sürücü, yolcu ve yayaların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına tedbirli ve kontrollü ilerlemeleri trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, hızlarını güvenle sevk ve idare edebilecekleri seviyede, yolun ve trafiğin icap ve şartlarına göre ayarlamaları, özen gereği olası kaza tehlikesini savuşturmak adına etkili fren veya direksiyon manevrası gibi önleyici etkili tedbirleri zamamnda almaları, tehlikeleri ön görüp yolu gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeleri, dikkatli ve kontrollü ilerlemeleri gerekmektedir. Normal şartlar altında gece vakti, görüşün açık olduğu ve görüşe engel bir durumun bulunmadığı mahallerde dikkatli, tedbirli ve özenli davranmaması için olumsuz bir neden bulunmamaktadır. Bilindiği üzere T.CK. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörül meye rek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Meydana gelen trafik kazası, dikkatli, tedbirli ve özenli kavranılması halinde önlenebilir niteliktedir. Kaza tespitindeki amaç, illiyet bağı bulunan kural ihlallerinin araştırılması olup kazalann rekonstrüksiyonu, kaza oluşumunun her bir fazı kendi zamansa ve mekansal akışı içinde değerlendirilebilecek şekilde kazanın tüm detay ve dinamiğini kapsamalıdır. Teknik olarak çarpışma sırasında ortaya çıkan momentum, kütleler, hız, çarpma açıst ve temas eden yüzeylerin sönümleme özellikleri ile değişmektedir. Euro Neap-önden çarpışma testleri 64 km/saat, yan çarpışma testleri 50 km/saat, yaya çarpışma testleri 4Û km/saat hııda gerçekleştirilmektedir. Htzm artması İle hem kaza ihtimali artmakta, taşrt kontrolü güçleşmekte, durma mesafesi uzamakta, hem görüş açısj daralmakta, hem de kaza sonuçları ağırlaşmakta, çarpma anında transfer edilen kinetik enerji de o kadar yükselmekte, kaza anında enerjinin transfer edildiği araç, aracın içinde bulunan insanlar ve aracın çarptığı araç, engel ya da yaya o kadar zarar görmektedir. Saatte SO km/saat hızla seyreden bir araçta bulunan bir kişinin Ölme ihtimali, saatte 30 km/saat hızla giden bir araçta bulunan bir kişiye göre 20 kat daha fazladır. 35 km/saat hızla sert bir cisme çarpılması durumunda araç içerrsindekiler yaklaşık 3 ton yüke maruz kalmaktadır. Ortalama hızın %5 artması, yaklaşık olarak tüm yaralanmalı kazalarda %10, ölümlü kazalarda ise %20 düzeyinde artışa yol açmaktadır. Kaza ihtimali ve kaza sonuçları ile ilişkisi nedeniyle hrz, temel bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Aşırı hız, yasal hız sınırlarına; uygun olmayan hız ise, çevresel koşullara göre uygun hız sınırının üzerine çıkılması anlamına gelmektedir. Her iki durumda da meydana gelebilecek kazalar yasal hı/da ya da uygun hızdd oluşabilecek hasann üzerinde olmaktadjr. Dolayısıyla hızın kontrol edilmesi durumunda çoğu kaza önlenebilir ve oluşabilecek zarar ve kayıplar azaltılabilir niteliktedir. Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmelikte ydzJİf kayıt ve şartlar dışında ve aksine bir İşaret bulunmadrbça yerleşim yeri içinde azami hız sınırı Sû km/saat olup (K.T.Y, Mad. 100} sürücüler aksine bir karar alınıp işaretlenmepffise belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar (K.T.K. Mad. 51\ Hız tahdidini belirleyen aksine bir işaret bulumnayan yerleşim birimleri içinden veya civarından geçen şehir dışı karayollarının bu kesimlerinde, can ve mal güvepflğl açısından, karşıdan karşıya geçişler) bir fiziki engelle yasaklanmış veya alt ve üst geçitlerle belirlenmiş ise ve hız yapmak yaya ve taşıt trafiği açısından bir engel teşkil etmiyorsa, taşıt sürücüleri yol ve trafik durumunu dikkate alarak yönetmeliğin kendilerine tayin etmiş olduğu azami hız sınırlan içerisinde seyredebilirler {K.T.Y. Mad. 101). Mahalde karşıdan karşıya geçişler bariyer gibi bir fiziksel engelle yasaklanmış olup yolun kenarında kaldırım bulunmamaktadır. 2918 sayılı K.T.K.’nun 52. maddesinin ise oldukça açık olup sürücülerin hızlarını yol, trafik, görüş vb. durumuna göre ayarlamaları gerekmektedir. Bilindiği üzere herhangi bir taşıt ile belli bir hızda belli bir yarıçapa sahip viraj dönüldüğünde veya ani sapma manevraları yapıldığında taşıtın ağırlık merkezinden taşıtı dönülen yönün dışına doğru itecek yönde merkezkaç kuvvet etki etmektedir. Araç gövdesi yayılı yük olduğu kabul edildiğinde motor ve aktarma organları önde olan bir otomobilde ağırlık merkezi ön aksa yakın bir noktada olup bu tip taşıtlar az döner (under steering] taşıt olarak tanımlanmaktadır. Kararlı-nötr duruma getirebilmek ve aym iz üzerinde kalabilmek için viraj çapına uygun olarak direksiyon sapma derecesinin arttırılması gerekmektedir. Taşıta etki eden merkezkaç kuvvet taşıtının kütlesi ve hızın karesi ile doğru orantılı olarak değişmektedir. Hızın etkisi daha fazla olup taşıtı yörüngesinden çıkarmaya çalışan bu kuvvet pnömatik tekerleklerde zemin ile aralarında yan kuvvet oluşturularak karşılanmaktadır. Yan kuvvetler 5-6 derecelik direksiyon sapmalarına kadar maksimum mertebede iken artan sapma derecelerinde düşme eğilimi göstermektedir. Dolayısıyla ani sert manevralarda kararlı bir iz takibi ancak hızın kontrolü ve uygun direksiyon sapma derecesi İle sağlanabilmektedir. Fren dinamiğinde ise reaksiyon zamanı, bir şeyin ya da tehlikenin görülüp anlaşılması ile ona karşı etkilenme, yani gerekli tedbiri almaya başlama arasında geçen süre yani sürücünün fren yapmasına neden olan engeli görmesi ile ayağını fren pedalı üzerine koyması arasında geçen süredir. Bu sürenin içinde algılama, ne olduğunu fark etme, karar verme, ayağı gaz pedalından fren pedalına geçirme süreleri bulunmaktadır. Bu süre sürücünün yeteneklerine, o andaki fizyolojik ve psikolojik durumlarına, şahıslara özgü karakteristikler İle dış etkenlerin çeşitlerine bağlı olarak en az 0,3 ve en çok 1,7 saniye sınırlan arasında değişmekte ise de, ortalama olarak 0,5-0,6 saniye kabul edilmektedir. Fren reaksiyon zamanı ise, bir tehlike anında, şoförün fren pedalına basmasından aracın fren sisteminin etki göstermeye başlamasına kadar geçen süredir, Mekanik ve hidrolik frenlerde ortalama 0,1-0,2 saniye ve havalı frenlerde ise 0,2-0,6 saniyedir. Toplam reaksiyon zamanı ise, sürücü ve fren reaksiyon zamanlarının toplamı olup tehlike halinde ortalama 0,75 saniyedir. Araçların, yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyması, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur (K.T.K. Mad. 29,30). … sayılan hal ve hareketlerde bulunan sürücüler asli (esas) kusurlu sayıldığı, ancak, sürücülerin veya yayaların kural dışı hareketleri veya taşıtların teknik arızaları bir başka sürücüyü tehlikeye düşürmüş ve bu sürücü, oluşması muhtemel bir kazayı önlemek, can ve mal güvenliğini korumak amau İle Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü temel kurallardan birini ihlal etmeye mecbur kalmış ve bütün tedbirlere rağmen bir kazaya neden olmuşsa, asil kusurlu sayılamaz (K.T.Y, Mad. iS7/a) Hadisenin meydana geliş şekline ve sonuçlarına göre; sürücü …’ın yönetimindeki otomobil ile meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla kavşak kesimine ilerlediği, zamanında yavaşlamadığı, tehlikeleri ön görmediği, yolun sağ kenarında duraklayan beyaz renkli otomobilin önüne doğru yöneldiğini fark ettiğinde zamanında fren tedbiri alamadığı, olası çarpışmaya engel olmak amacıyla soluna yöneldiğinde de hız, süre ve mesafe nedeniyle direksiyon hakimiyetini ve kontrolünü kaybettiği, bari veri ere yönelerek çarptığı, tedbirsiz, dikkatsiz ve özensiz davranışının tali derecede etkili olduğu mütalaa edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçlar ve römorklarına ait aydınlatma ve ışıklı sinyal cihazlarının motorlu araçlara ve römorklarına yerleştirilmesi ile ilgili AT Araç Tip Onayı Belgesi verilmesine İlişkin hükümleri ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasları belirlemek amacıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 10.08.2000 tarih ve 24136 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Aydınlatma ve Işıklı Sinyal Cihazlarının Motorlu Araçlara ve Römorklarına Yerleştirilmesi Ne İlgili Tip Onayı Yönetmeliği(76/756/AT); farların geometrik görülebilirim alanı, derece ve açılarla belirtilmiştir. Far menzill-farın ışık demetinde, belirli bir aydınlatma şiddetine eriştiği uzaklık, görüş uzaklığı-aydınlatılmış görüş alanında bulunan bir cismin henüz görünebilir olduğu uzaklıktır. Pratikte menzil olarak klasik halojen kısa huzmeli farlar 25-40 metre, uzun huzmeli farlar İse 40-80 metre ilerisini aydınlatacak kapasitede ve ayardadır. Araçların sürülmesi sırasında ışıklarının kullanılmasa bakımından uzağı gösteren ışıkların (uzun huzmeli farlar); yeterince aydınlatılmamış tünellere girerken, benzeri yer ve hallerde uzağı gösteren ışıkların yakılması mecburidir. Ancak, sürücünün yeterli mesafeyi açık olarak görebildiği ve kendi aracının da yeterli uzaklıktan görülebileceği hallerde, uzağı gösteren ışıklar yerine yakım gösteren ışıklar kullanılabilir. Yakını gösteren ışıkların (kısa huzmeli farlar); aydınlatmanın yeterli olduğu kesimlerde kullanılması mecburidir (K.T.K. Mad. 64, K.T.Y. Mad. 127). Gece vakti far görüş ışığında ilerleyen sürücülerin yakın ilerisi görülmeyen mahallerde yakın ve uzağı gösteren ışıkların ardt ardına ve sıra ile yakılması trafikte seyir güvenliğini arttırmaktadır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 09.11.1999 tarihli 23871 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren “Motorlu Araçların Dikiz Aynalarıma ilgili Yönetmelik (71/127/AT); 2918 sayjlı Karayolları Trafik Kanununun değişik 29. maddesine dayanılarak hazırlanmış olup amacı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçların dikiz aynalarına AT Aksam Tip Onayı Belgesi ve bunların takılması İle ilgili AT Araç Tip Onayt Belgesi verilmesine İlişkin hükümleri ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasların belirlendiği, sınıf (I) tipi iç dikiz aynaları için görüş sahasının, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzleminde merkezlenmiş ve sürücünün oküler noktalarının 60 m gerisinden ufuk çiza&ine doğru yatay olarak genişleyen yolun en az 20 m genişliğindeki düz yatay kısmım görebileceği gibi, sınıf (II ve III) ana dış dikiz aynalarında; yolun sağından sürülen araçlar Içfn sol dış dikiz aynasında görüş sahasının, sürücünün, aracın bonona düşey orta düzlemine paralel olan ve solda en dtş noktasından geçen düzlem İle sınırlanan ve sürücünün oküler noktalarının 10 m gerisinden yatay olarak ufka uzanan, yolun en az 2,50 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi, yolun sağından sürülen araç n sağ dış dikiz aynasında görüş sahasının, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzlemine paralel olan ve solda en dış noktasından geçen düzlem ile sınırlanan ve sürücünün oküler noktalarının 20 m gerisinden yatay olarak ufka uzanan, yolun en az 4 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi olması gerektiği (Mad. 5.1, 5-3), araçlarda bulunan iki yan ayna düzgün ayarlansa dahi bazı durumlarda oküler kor noktalar kalabileceği gerçeğinden hareketle, görüşün kısmen engellendiği durumlarda başın çevrilerek çevrenin kontrol edilmesi, dikkatli ve tedbirli doğrultu değiştirmeleri, girecekleri şeritte seyir halinde olan araçların geçişlerine izin vermeleri, uygun anı kollamaları, İşaret verip emniyetli şartlar oluştuktan sonra kontrollü şerit değiştirmeleri gerekmektedir, işaret verildiği anda şerit değiştirmenin yasak olup araç sürücüleri trafik kazalarında doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma hallerinde asil kusurlu sayılmaktadır (K.T.K. Mad. 84/f). Tehlikeli bölge, kişilerin sağlık ve güvenlik yönünden riske maruz kalabileceği, ekipmanında veya çevresinde bulunan bölge, maruz kişinin ise tamamen veya kısmen tehlikeli bölgede bulunan kişi, açık tehlikenin ise mevcut durumda normal davranışta bile her an kazaya açrk olan durumlar, olası tehlikenin ise güvenli görünen durumda davranış, durum ve pozisyonun değişmesi İle kaza olasılığı olan durumlar olarak tanımlanmaktadır. Gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçüler oiup karayollarında trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar için azami genişlik 2,55 metredir (K.T.Y. Mad. 128). Hadisenin meydana geliş şekline ve sonuçlarına göre; kimliği meçhul sürücünün idaresindeki plakası belirsiz beyaz renkli …marka, … tipindeki otomobil ile 3,5 metre şerit, 7,60 metre platform genişliğindeki karayolunun sağ kenannda park veya duraklama halinde iken sola manevra ile hareketlenmeden önce yan aynasından veya başını çevirerek yolu gereği gibi etkin şekilde kontrol etmediği, muhtemelen gece vakti far donanımları faal halde sol arkasından emniyetle duramayacak mesafede yaklaşan diğer otomobili, far ışıklarını dikkate almadığı, zamanında fren tedbiri ile durup manevrasını geciktirerek otomobilin geçmesini beklemediği, aniden önüne yönelere trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, diğer sürücünün sola yönelmesine neden olduğu, akabinde olay yerinde durmayarak bir takım delillerin elde edilmesine engel olduğu, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsuz davranışının asli derecede etkili olduğu mütalaa edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 78. maddesi; “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. Kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehir içi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları vo koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” şeklindedir. 09.06.2008 tarih ve 25901 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliksin 2. maddesi ile de 150. madde; Mİ sınıfı otomobil … sınıfı arazi taşıtları, N1-N2-N3 sınıfı kamyonet, kamyon çekici, M2-M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında emniyet kemeri bulundurulması ve kullanılması zorunlu hale getirilmiş olup günümüzde; “Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları mecburidir. Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve karayolları Trafik Kanununa göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; … Mİ sınıfı otomobiljerin. Nl, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklannda bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan ”Emniyet Kemeri”nin bulundurulması ve kullanılmasi zorunludur….” şeklini almıştır. Taşıtların değişik kesimleri İle bir engele çarpmalan veya devrilmeleri sırasında taşıt içerisinde bulunanların ani ivme sıfırlaması ve atalet nedeniyle savrulmaları, vücutlarının değişik bölgelerinin araç içerisinde sert komponent yüzeyler ile temas etmeleri beklenen muhtemel bir durumlardandır. Sert çarpışmalarda üç nokta asılışlı emnryet kemer düzeneğinin göğüs bölgesini saran kemer kesimi gerilerek ileriye savrulmaları, bel bölgesini kavrayan kemer kesimi ise koltuktan aynlmaları engellemek amacıyla tasarlanmıştır. Kaza anında meydana gelen çarpma etkisini vücut yapısındaki en güçlü noktalara yönelterek ve dağıtarak tek noktada toplanmamasını sağlamaktadır. Kol kasları 25 kilogramın üzerindeki bir güce genellikle dayanmadığından çarpma etkisinin frenlenmesi kırılması muhtemel kol ve bacaklar ile İmkansızdır. Bir duvara 50 km/saat hızla çarpma esnasında 4. kattan düşmeyle eşdeğer nitelikte iki tonu geçen bir etki oluşur. Mekanik gerdirmen emniyet kemerleri yaklaşık 6-12 cm sonra harekete geçmekte, ayrıca kıyafetin cinsine, kemerin sıkılığına ve ayarlarına bağlı olarak koruma etkisi değişebilmektedir, ön koltuktaki sürücü ve yolcularrn kaza anında ölüm riskini %40-50 ve arka koltuktaki yolcular İçin 9625 azaltan emniyet kemerlerinin tasarımı ve yerleşiminde insan iskeletinin yapısının özellikleri dikkate alınmasına rağmen tamamen kavraması durumunda boyun, baş bölgesinde, kısmen kavraması durumunda boyun, baş, alt bel, omurga, kullanılmaması durumunda boyun, baş, alt bel, omurga, femur, ayak bileği bölgelerinden yaralanmaların mümkün olduğu bilinmektedir. Tıp literatüründeseat beltfarktürü-emnlyet kemeri kırığı adı altında incelenmektedir.
Olayda; … plaka sayılı otomobilin ön sağ koltuğunda yolcu olarak bulunan davacj …’In seyir esnasında emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı bilinmemekle birlikte otomobilin ön kesimleri ile metal bariyeriere ve bariyerin otomobilin önünden İçerisine girip arkasından dışarı çıkaması esnasında Ön kesimlerine doğru savrulabileceği, otomobilden dışarıya fırlamadığı, baş, omuz, kol, bacak gibi hareketli eklem bölgelerini kapı, ön konsol, torpido veya bariyer vb. aksamlara çarpıp sıkışma etkisine maruz kalabileceği, kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özen gereği emniyet kemeri kullanması durumunda da benzer şekilde yaralanabileceği mütalaa edilmiş, emniyet kemeri hususunun zararın doğmasına ve artmasında etkili bir faktör olmadığı, dava konusu yaralanmasına neden olan vücudunun sağ bacak kesiminden kırık şeklinde yaralanması ile sonuçlanmasında illiyet bağı bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Hatır taşıması, maddi ve manevi menfaat olmadan bir kişinin araçla taşınmasr olup, bazı tanımlarda Ücret karşılığı olmadan dendiği, ücretin yanıltıcı bir kavram olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu nun 87. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır İçin karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya Ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir…” şeklinde olduğu, karşılıksız da olsa, bir kimseyi taşıtına yolcu olarak atan sürücü veya taşımacının, onun can güvenliğini üstlendiği, özellikle yakınlarını, dostlarını veya kendi isteğiyle herhangi bir kişiyi taşıtına alan sürücünün, aracını kullanırken daha bir özen göstermesi ve dikkatli davranması gerektiği, bu nedenle, ücretle taşman yolcular hakkındaki hükümler, hatır için taşınanlara da uygulanmakla beraber somut olayda, kazazede yolcunun sürücünün otomobilde bulunan oğlunun arkadaşı olduğu, kazanın birlikte dönüş yolunda meydana geldiği, hatır için taşmanın kusura katılımı varsa (genellikle hatır için taşınanın, sürücünün İçki içmesine veya hız yapmasına engel olmaması, içkili, ehliyetsiz olduğunu bilerek taşıta binmesi vb. durumlarda kusura katılım söz konusudur) tazminattan indirim gerekeceği, sürücünün yeterli ehliyete haiz olduğu, alkollü olmadığı, aralarında maddi bir menfaatin bulunduğuna dair somut veri bulunmadığı, manevi menfaatin söz konusu Olabileceği, hem hususla ilgili değişik Yargıtay ilamları (4. HD 07.10.2004 gün ve 2004/3004-11140 E. K., 10. HD 23.03.2010 gün ve 2010/444-4209 E. K„ 4 HD 27.12.2004 gün ve 2004/6523-14806 E. K., 10. HD 22.12,2009 gün ve 2009/14185-18978 E, K„ 11. KD 19,06.2003 gün ve 2003/851-6526 E. K… HD 16.02.1990 gün ve 1990/825-363 E. 19. HD 07.04.1994 gün ve 1994/1663-9069 E. K., 11. HD 10 04.1995 gün ve 1995/1918-320S E, K., 19. HD 12,10.1993 gün ve 1993/11883-6462 E. K,, 4. HD 29.01.1985 gün ve 1984/9695 E. 1985/504 K., 11. HD 18,01.2007 gün ve 2Û05/13501 E. 2007/435 K., YHGK 14.04 2004 gün ve 20D4/4-207 E. 2004/226 K.. YHGK 17.03,2010 gün ve 2010/4-130 E. 2010/161 K., 4, HD 23.05.2003 gün ve 2003/1896-6820 E. K. vb.) bulunması hem de K.T.K. kapsamı dışında U.K. ve B.K. çerçevesinde genel hükümlere tabi tutulması nedeniyle teknik olmayan hususun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu mütalaa edilmiştir. Değişen seyir şartlarında sürücü tavırlarının önceden tahmin edilmesi imkansız olup davacı tarafın otomobilin arka koltuğunda yolcu olarak bulunması, teknik açıdan kazanın oluşumunda rol oynayan, etkili olan bir faktör değildir. Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) ve alınacak tedbirler İle ilgili olarak, gerekli görülen ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirleyen Karayolları Trafik Yönetmeliği (K.T.Y.) ile belirlenmiştir. Bunlara göre;
Sürücüler, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek {K.T.K, Mad. 46/b,c), trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d), izin verilen hallerde manevraları yaparken karayolunu kullananlar İçin tehlike veya engel yaratmamak, dönüşlerde veya şerit değiştirmelerde niyetlerini dönüş işaret ışıkları veya kol İşareti ile açıkça ve yeterli şekilde belirtmek, işaretleri manevra süresince devam ettirmek ve birer bitmez sona erdirmek (K.T.K. Mad. 67/a,b,c) zorundadır. İşaret vermeden şerit değiştirmeleri yasaktır (K.T.K. Mad, 56/a). Taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, şerit değiştirirken, sağa, sola, geriye dönerken ve bunlara benzer hallerde; karayolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamaları ve manevraları sırasında, dönüşlerde, gidilen veya durulan şeridi değiştirmelerde niyetlerini önceden ve uygun bir zamanda ve mesafede dönüş ışıklarını yakarak açık ve yeterli bir şekilde belirterek işaret vermeleri, işaretlerini manevra süresince devam ettirmeleri ve manevra biter bitmez sona erdirmeleri mecburidir. İşaret verildiği anda aniden şerit değiştirmek yasaktır, işaret verilmeden önce, iç ve dış aynalardan ve gerekli hallerde sürücünün başını çevirip bakması suretiyle önr arka ve yanlarda trafik durumu kontrol edilir (KJ.Y. Mad. 137/a). Karayollarında, kişilere zarar verecek şekilde tedblrsiî davranışlarda bulunmk ve araç sürmek yasaktır (K.T.K. Mad. 145/e). Araç sürücüleri trafik kazalarında; doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, manevra lan düzenleyen genel şartlara uymama hallerinde asli kusurlu sayılırlar (K.T.K. Mad. 84/f,j). Olayda aksine davranarak yönetimindeki plakası tespit edilemeyen, … marka, … tipinde, Beyaz renkli olduğu beyan edilen otomobil ile durakladığı veya park halinde olduğu karayolunun sağ kenarından soluna yönelmeden önce ayna donanımını kullanarak veya başını çevirerek çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, sol yan tarafından emniyetle duramayacak mesafede yaklaşan diğer otomobili, hız ve mesafesini dikkate almayan, ani manevra ile yönelerek sol yan kesimleri ile diğer sürücünün önünü ve şeridini kapatan, doğrultu değiştirme manevrası içi emniyetli uygun anı, diğer otomobilin geçmesini beklemeyen, etkili fren tedbiri veya uygun açılı direksiyon manevrası tedbiri uygulamayan, tedbirsiz ve kontrolsuz şekilde yönelip diğer sürücünün sol yönelmesine neden olan, dikkatsiz, dalgın, tedbirsiz, özensiz ve kontrolsüz davrandığı mütalaa olunan kimliği belirsiz sürücünün önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde 9675 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Sürücüler, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d), aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse, belirlenen hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 5l/a), kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken hularmı azaltmak, hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş mesafesi, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre düzenlemek (KJ.K. Mad. 5Z/a,b) zorundadır. Sürücülerin veya yayaların kural dışı hareketleri veya taşıtların teknik arızalan bir başka sürücüyü tehlikeye düşürmüş ve bu sürücü, oluşması muhtemel bir kazayı önlemek, can ve mal güvenliğini korumak amacı ile Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü temel kurallardan birini ihlal etmeye mecbur kalmış ve bütün tedbirlere rağmen bir kazaya neden olmuşsa asli kusurlu sayılamaz (K.T.Y. Mad. 157/a). Olayda aksine davranarak yönetimindeki … plaka numaralı otomobil ile (Y) tipi kavşak kesimine yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla yavaşlamadan yaklaşan, güvenle sevk ve idare edebileceği seviyelere düşürmeyen, tehlikeleri ön görmeyen, korna veya selektör gibi işitsel ve görsel donanımları İle varlığı hususunda uyarmayan, yolun ön sağında bulunan diğer otomobil sürücüsünün aniden önüne doğru yönelmesi ile olası ka2a tehlikesini savuşturmak adına soluna barlyerlere doğru yönelmek zorunda kalmasına rağmen fren ve uygun arifi direksiyon manevrası uygulayarak stabil doğrultusunu koruyamayan, kaplama içerisinde kalamayarak direksıyonJ^fKİmlyetini ve otomobilin kontrolünü kaybetmesi sonucu ön kesimleri İle barlyerlere çarpan, dikkatsiz, tedbirsiz ve Özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’tn önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğu göfiş ve kanaatine varılmıştır.
Yolcu-aracı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında araçta bulunan kişiler olarak tanımlanmıştır (KXK. Mad. 3). Karayollarından faydalananlar trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar (K.TX Mad. 47/d). Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçla m sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur (K.T.K. Mad. 78). Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürüimesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları mecburidir. Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanununa göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; … M1 sınıfı otomobillerin, Nl, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan “Emniyet Kemeri’nin bulundurulması ve kullanılması zorunludur … (K.T.Y. Mad. 150). Sağ bacak bölgesinden kırık şeklinde yaralanması ile sonuçlanan olayda … plaka numaralı otomobilin sağ ön koltuğunda koltuğunda yolcu olarak bulunduğu esnada tedbirsiz, dikkatsiz ve özensiz tavır sergileyen sürücülerin zamin hazırlayarak neden olduğu kazada seyahat esnasında emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı bilinememekle birlikte kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özeni gereği münhasıran emniyet kemeri hususunun kazanın meydana gelmesinde, zararın doğmasında ve artmasında etkili rolü ile illiyet bağı olmadığı, emniyet kemeri kullanması durumunda da benzer şekilde etkileneceği mütalaa edilen davacı yolcu …’e olayın meydana gelmesinde, yaralanması ile sonuçlanmasında zararın doğmasında ve artmasında atfı kabil kusur bulunmadığı, hatır taşıması hususunun ise Mahkemenin takdirleri olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tazminat hesabı yönünden inceleme; Trafik sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 03.02.2015 olup, bu konudaki Yargıtay kararlarına göre poliçenin düzenlendiği tarihten sonra ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının somut olaya uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Tetkik ve tespit edilen hususlar; Sorumluluk durumu; Kusur değerlendirmesinde davalı tarafından sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu, plakası belirsiz araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda;
İşbu raporda davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır.
Davacının geçici iş göremezlik durumu; Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayacağı belirlenmiştir. Bu durumda; Davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır. Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacaktır.
Davacının sürekli işgücü kaybı ve maluliyet durumu; Adli Tıp Kurumunun 30.04.2018 tarihli raporu ile Çalışma Gücü ve Meslekle Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre bu olay nedeniyle davacının malul kalmadığı belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumunun 13.02.2019 tarihli raporu ile 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazetemde yayımlanan Özürlülük ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde davacının Özür oranı %5 olarak belirlenmiştir. Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 03.02.2015 tir. Poliçe düzenlendikten sonra yürürlüğe 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlarda tazminat ödenmesinde istenecek belgeler arasında ‘..Özürlülük ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kumlu raporu..” yer almaktadır. Poliçenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan poliçe genel şartlarında ise ödemeye esas maluliyet raporu hakkında bir hüküm bulunmamaktadır. Bu husustaki hukuki durumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğundan; her iki maluliyet durumuna göre davacının zarar tutan ayrı ayrı belirlenerek takdire sunulacaktır.
Davacının yaşı ve bakiye ömür süresi; 17.01.1996 doğumlu davacı, olay tarihinde, 19 yıl, 6 ay, 15 günlük olup, 20 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (46)yıl ve muhtemelen 66 yaşma kadar yaşayacaktır. Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-20)= 40 yıl ve pasif devre 6 yıldır.
Kazanç durumu ile bilinen dönem kazanç tespiti; SGK hizmet dökümünde davacının tarım sigortalısı olduğu ve aylık prime esas kazançlarının asgari ücretin altında kaldığı gözükmektedir. Her ne kadar zabıta tahkikatında duyuma ve beyana dayalı olarak davacının … isimli yerde çalıştığı ve aylık kazancının 1.500,00 TL olduğu tespit edilmiş ise de; Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre sadece beyandan ibaret olan ve her hangi bir resmi belge ile tevsik edilmeyen bu ücretin dikkate alınması mümkün gözükmemektedir. Kaldı ki bu tespit resmi nitelikteki SGK kayıtlan ile de çelişmektedir. Bu durumda; Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının SGK kayıtlarında gözüken kazançlarının asgari ücretin altında gözükmesi bunun dışında davacmın asgari ücretin üzerinde bir kazanç sağladığını gösterir Yargıtay kararlarına uygun yazıh bir belge bulunmaması nedeniyle zorunlu olarak hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre; Kazalının 02.08.2015-02.08.2019 tarihleri arası 4 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları;
Kazaının geçici iş göremezlik dönemindeki net kazanç toplamı 10.226,69 TL, kazalının %5 engelli olduğu bilinen dönemdeki kazanç toplamı 48 ay 41.450,94 TL olduğunu bildirmiştir.
Bilinmeyen dönem kazanç tespiti; Davacının işlemiş ve bilinen devredeki tıet kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve ıskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak; işleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre, b)Kazalınm işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise; 2.020,90 x 12 Ay = 24.250,80 TL olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan; Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatım idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararlan dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.829,02 x 12 )= 21.948,24 TL. esas alınacaktır. Buna göre; (42)yıllık işleyecek aktif ve pasif devrenin peşin değer toplamı; 1.004718,24 TL’dir.
9 Aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı; 2.556,67 TL’dir.
Daracının sürekli İş görememezlik dönemindeki maddi zararı; 1.Seçenekte: Adli Tıp Kurumu tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının malul kalmadığı belirlendiğinden 1.seçenekte davacının talep edilebilir sürekli iş göremezlik zararı söz konusu olmayacaktır. 2.Seçenekte: Adli Tıp Kurumu tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen %5 engel oranına göre; 39 aylık işlemiş iskontosuz aktif devre maddi zararı; 518,14 TL, 42 yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı 12.558,98 TL olmak üzere toplam 13.077,12 TL’dir.
Sigorta şirketinin sorumluluk kapsamı; Kazaya karışan … plakalı araç davalı … Sigorta tarafından 03.02.2015 03,02,2016 tarihleri arasını kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. 02,08,2015 kaza. tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık teminatı bakımından 290.000,00 TL.dır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremedik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Bu durumda; davacının yukarıda belirlenen maddi zararı, poliçe limiti içindedir. Dava dosyasında davalıya dava tarihinden önce Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesine uygun olarak yapılmış başvuru belgesi bulunmadığından davalının 14.10.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlememiştir.Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu yönünde sonuç ve kanaatini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 02/08/2015 tarihinde sürücüsü … yönetimindeki … plakalı aracın yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında bu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanması ve malul kalmasına dayalı olarak açılmış bulunan maluliyete dayalı tazminat davasıdır.
Kazaya karışan … plakalı araç davalı … Sigorta tarafından 03.02.2015 03.02.2016 tarihleri arasını kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığı, 02.08.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık teminatı bakımından 290.000,00 TL olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Bu durumda; davacının yukarıda belirlenen maddi zararı, poliçe limiti içindedir. Dava dosyasında davalıya dava tarihinden önce Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesine uygun olarak yapılmış başvuru belgesi bulunmadığından davalının 14.10.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlememiştir. Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan 05/07/2019 tarihli hükme elverişli heyet raporundaki makine mühendisi bilirkişi tespiti uyarınca plaka numarası belirsiz … marka, … tipinde, beyaz renkli otomobilin kimliği meçhul sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plaka numaralı otomobil sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobilde yolcu olarak bulunan kazazede davacı yolcu …’e atfı kabil kusur bulunmadığı, davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna ve 09/05/2018 tarihli ATK raporuna göre sigorta poliçesi 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarından önce 03.02.2015 tarihinde düzenlendiğinden poliçe tarihine göre usulüne uygun hazırlanan meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre davacının sürekli maluliyetinin olmadığı ve geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu yönündeki tespitlere göre, davacı …’in geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 2.556,67 TL ve %20 hatır taşıması indirimli tutarının 2.556,67 x %80 = 2.045.34 TL olduğu 05/07/2019 tarihli hükme elverişli aktüer bilirkişi raporundan anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dosya kapsamında alınan 05/07/2019 tarihli hükme elverişli heyet raporundaki makine mühendisi bilirkişi tespiti uyarınca davacının seyir esnasında emniyet kemeri kullanıp kullanmadığının tespit edilemediği, emniyet kemeri kullanması durumunda da benzer şekilde yaralanabileceği, emniyet kemeri takıp takmamasının zararın doğmasına ve artmasına etkili bir faktör olmadığı anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin emniyet kemeri takılmaması nedeniyle ortak kusurdan zarar miktarından indirim yapılması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda, kazazede yolcunun sürücünün otomobilde bulunan oğlunun arkadaşı olduğu, kazanın birlikte dönüş yolunda meydana geldiği, bir menfaat karşılığı olmadan davacının araçta bulunduğu anlaşılmakla hatır taşıması indirimi olarak %20 oranında zarar miktarından indirim yapılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile 2.045,34 TL tazminatın 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 139,71 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL+ 45,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 72,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 67,02 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan peşin harç 27,70 TL + 45,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 72,70 TL davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.507,70 TL yargılama giderinden davanın kabulü oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.027,91 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere ücretinden oluşan toplam 50,00 TL yargılama giderinden davanın reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 15,91 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.045,34 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 954,66 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 18/12/2019

Katip
¸

Hakim
¸