Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/852 E. 2018/822 K. 13.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/850 Esas
KARAR NO : 2018/809

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/08/2015
KARAR TARİHİ : 11/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/11/2015 tarihinde müvekkiline ait … plakalı motosikleti ile … 4. Kısım … caddesinde trafikte seyir halinde iken plakasını tespit edemediği bir aracın arkadan kendisine hızla çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin eksiki gibi hayatını devam ettiremediğini, olay hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu ancak yapılan araştırmalarda olay yerinde kameraların bulunamadığını, bu kapsamda davanın …na karşı açıldığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL iş gücü kaybından doğan daimi sakatlık bedelinin davalıdan tazmini ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilmesi halinde müvekkilinin sorumluluğu ortadan kalkacağından öncelikle aracın plakasının tespit edilmesi gerektiğini, tespit edilememesi halinde müvekkilinin kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğunu, olay somut delillerle tespit edilmesi gerektiğini, davacı sürücünün kendi kusuruna dayanarak tazminat talep etmesi mümkün olmadığından huzurdaki davanın reddi gerektiğini, kazada tam ve asli kusurlu olan davacının tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, öncelikle davada kusur ve maluliyet oranının tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüte düşürülmediği gibi davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Dava konusu kazada kusur durumunun tespiti amacıyla dosya … Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, dosya kapsamında kurumca tanzim olunan 13/10/2016 tarihli heyet raporunda; dava konusu kazanın 05.11.2013 tarihinde saat 20:15 sıralarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile … caddesini takiben Sahil istikametinden D-100 istikametine seyri sırasında olay mahalline geldiğinde; önünde seyreden aracın yavaşlamasından kaynaklı yavaşladığında; plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın arkadan çarpması neticesinde motosikletin devrilmesiyle yaralanma ve maddi hasarla trafik kazası meydana gelmiştir.
Trafik kazsı tespit tutanağı ve ekli basit krokiden; olay mahalli yerleşim yeri içi olduğu, yolun tek yönlü bölünmüş asfalt kaplama cadde olduğu, vakit gece hava açık zeminin kuru olduğu, fren izi belirtilmediği, kazanını davacı sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana geldiği belirtilmiştir.
Mahkemeniz dosyası tarafımızdan tümüyle incelenmiş, savcılık belgeleri, davacı ifadeleri, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, kaza tespit tutanağı, dava ve cevap dilekçesi görülmüştür. Tüm veriler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kaza aksine her hangi bir veri, tespit ya da ifade bulunmaması sebebiyle davacı sürücünün ifadeleri dikkate alınarak irdelenmesi neticesinde; plakası belirlenemeyen aracın kimliği meçhul sürücüsü olay mahallinde seyri sırasında dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde seyrettiği, kendisiyle aynı istikamette önünde seyreden davacı idaresindeki motosikleti güvenli mesafeden takip etmediği, motosikletin önündeki araçtan kaynaklı yavaşlaması ile duramayıp motosiklete arkadan çarpması ile kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, hatalı davranışının kazanın meydana gelmesinde asli ve tamamen derecede etken olduğu, davacı sürücü … idaresindeki motosiklet ile olay mahallinde seyri sırasında önünde seyreden aracın yavaşlaması ile bu araca çarpmayı engellemek üzere yavaşladığı esnada geriden gelen plakası ve sürücüsü belirlenemeyen aracın arkadan çarpıp sürüklemesi ile meydana gelen kazada atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; plakası belirlenemeyen aracın meçhul sürücüsünün hatalı davranışının kazanın oluşumunda %100 oranında etken olduğu, davacı sürücü …’in kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kazada davacının maluliyet durumunun tespiti amacıyla dosya … Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, dosya kapsamında kurumca tanzim olunan 28/11/2016 tarihli heyet raporunda;. .. ve … oğlu, 22/06/1981 … doğumlu, … hakkındaki evraklarının tetkik edilmesi neticesinde; … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 06/11/2013-15/11/2013 tarih, bila sayılı: “T5 corpus frk. GAA prone pozisyonda vertebral kolona posterior yaklaşılarak çalışıldı, katlar geçilip vertebradan subperiosteal olarak sıyrıldı. T3-T4-T6-T7-T8-T9 a ikişer pedikül vidası yollandı. 2 adet rod ve 1 adet transvers bağlayıcı ile sistem stabilize edildi, dekortikasyon ve allogreft kullanılarak füzyon yapıldı, hemovak dren kondu, katlar anatomik kapatıldı. Postop komp gelişmedi. Hasta C4 korse ile 3 günde bir pansuman ve polilkinik kontrolü önerilerek taburcu edildi.” şeklinde epikriz raporu,
Kurulumuzun 05/10/2016 tarihli muayenesinde; Nöroloji; Şuur: Açık, oryante, koopere, Kranial sinirler: intakt, Kas gücü: Her iki üst ve alt ekstremitede 5/5, Kas tonusu: Normal, Derin Tendon Refleksleri: her iki üst ve alt ektremitede (+) olduğu, Patolojik refleks: yok, Serebellar Sistem muayenesi: normal, Denge ve yürüyüş: normal, Konuşma: doğal, Trofik bozukluk: yok, Duyu kusuru: lumbalji ifadesi, Nöbet öyküsü: yok, Sfinkter kusuru: yok, Periferik sinir değerlendirilmesi: patoloji yok, yorum: nörolojik defisit saptanmadığı, Ortopedi: Ayakta yapılan muayenede ellerini yere değdirmekte zorlandığı, lateral fleksiyonlar ve arkaya fleksiyonu normal olduğu,
Dosyaya ekli grafilerin incelemesinde; “29/11/2013 tarihli grafide T5 vertebra kırığına yönelik T3-T9 vertebra arasına pediküllü vidalarla posterior stabilizasyon yapıldığı, 2015 tarihli grafide değişiklik olmadığı” tespitlere göre; İlhami oğlu, 1981 doğumlu …’in 05/11/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı T5 vertebra korpus fraktürü, T3-9 vertebra füzyonu arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak: Gr1 X(2 ……….33)A % 37, E cetveline göre %35,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmalır, celp edilen deliller, … Adli Tıp Kurumu tarafından alınan maluliyet ve kusur raporlarının dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya aktüer bilirkişi …’a tevdii edilmiş olup, 29/05/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; Yargıtay içtihatları, PMF yaşam tablosu ile dosya kapsamında celp edilen delillerin değerlendirilmesi neticesinde 22.06.1981 doğumlu olan davacı … 05.11.2015 kaza tarihi itibariyle (34) yıl (04) ay (13) günlük olup, (34) yaşında olduğu kabul edilerek P.M.F.1931 işaretli yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (34) yıl ve muhtemelen (68) yaşına kadar yaşayacağı, dava dilekçesinde davacının Serbest Meslek olarak çalışmakta olduğu beyan ve kabul edilmiş olduğu, … San.A.Ş. tarafından tanzimli 16.11.2016 tarihli belgede davacının anılan Şirkette Bilet Satış sorumlusu olarak çalışmakta olduğu belirtildiğinden buna göre değerlendirme yapılacağı, Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre, kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla, davacının aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek, kaza tarihi İtibariyle (34) yaşından itibaren, (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye Aktif Devresi (26) yıl olduğu, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında (60) yaşından sonra devam edecek olan Pasif devreye ait Maddi zararın da hesaplanması gerektiği, bu duruma göre davacının (60-68) yaşları arası zarar gördüğü Pasif Devresi (8) yıdır.
Davacının geçici ve sürekli işgücü kaybı ve maluliyet durumuna ilişkin olarak; dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu 3.İhti$as Kurulunun 28.11.2016 tarihli raporunda davacının geçirdiği Trafik kazasına bağlı olarak % 35 Meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme Geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren (9) ay olduğu tespit edilmiş olup, 05.11.2015-05.08.2016 tarihleri arası geçen (9) Aylık süre davacının mesleğini icra edemediği ve çalışamadığı, geçici iş göremezlik dönemi olarak kabul ve anılan (9) Aylık Geçici işgöremezlik dönemi için % 100 kazanç kaybı sebebiyle Maddi zararı tesbit ve hesaplanacağı, davacının sürekli işgöremezlik dönemi geçici işgöremezlik döneminin sona erdiği 05.08.2016 tarihinden itibaren başlatılarak anılan tarihten itibaren %35 oranındaki Maluliyete göre davacının Maddi zararı hesaplanması gerektiği, Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik ihtisas Dairesinin 13.10.2016 tarihli raporunda bu olayın meydana gelmesinde; davacı …’in kusursuz olduğu, plakası belirlenemeyen aracın meçhul sürücüsünün tamamen ve %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
… San.A.Ş. tarafından tanzimli 16.11.2016 tarihli belgede davacının anılan Şirkette Bilet Satış sorumlusu olarak çalışmakta ve maaşının (2.500,00)TL olup, maaşında hiçbir kesinti olmadığı belirtilmiş ve anılan ücretin 2016 yılında ele geçen Net Aylık ücret olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılacağı, Maddi Tazminatlar, kazalı davacının gerek kaza tarihindeki gerekse kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerektiği, davacının çalışmakta olduğu belirtilen işyerine müzekkere yazılarak davacının 2015 ve 2017 yıllarında ele geçen Net Aylık ücretleri sorulmadığındanYargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatları dikkate alınarak işyeri tarafınan tanzimli belgede 2016 yılı İtibariyle belirtilen Net Aylık ücret 2016 yılının tamamında memleketimizde uygulanan Net Aylık Yasal Asgari ücretle kıyaslandıktan sonra aynı şekilde 01.07.2015 ve 01.01.2017 tarihleri İtibariyle uygulanan Net Aylık Yasal Asgari ücretlerle kıyaslanarak anılan tarihler itibariyle ücret ve kazançları belirlenmesi gerektiği, asgari geçim indirimi de dikkate alınmaksızın tarihler itibaren uygulanan Aylık Brüt ve Yasal kesintilerden sonra kalan Net Aylık Yasal Asgari ücretlerin 01/07/2015-31/12/2015 arasında aylık bürüt yasal asgari ücretin 1.273,50 TL, Net aylık yasal asgari ücretin ise 910,43 TL olduğu, 01/01/2016-31/12/2016 arasında aylık bürüt yasal asgari ücretin 1.647,00 TL, Net aylık yasal asgari ücretin ise 1.177,46 TL olduğu, 01/01/2017-31/12/2017 arasında aylık bürüt yasal asgari ücretin 1.777,50 TL, Net aylık yasal asgari ücretin ise 1.270,75 TL olduğu, davacının hizmet akdi İle çalışmakta olduğu İşyeri tarafından tanzimli belgede 2016 yılı İtibariyle olduğu kabul edilen davacının Net Aylık ücreti 21016 yılının tamamında uygulanan Net Aylık Yasal Asgari Ücretin (2.500.00 TL / 1.177,46 TL. = 2.12) katı tutarında olduğuna göre Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da dikkate alınarak, 01.01.2014 ve 01.07.2014 tarihleri İtibariyle uygulanan Net Aylık Yasal Asgari ücretlerinde aynı şekide (2.12) katı tutarı müteveffanın Net Aylık ücreti olarak kabul ve hesaba esas alınması gerektiği, davacının aktif ve pasif devirlerine ilişkin olarak yapılan hesaplamalar sonucunda 05.11.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu % 35 oranında malul kalan davacı …’in Poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek bakiye Maddi Zararının 290.000,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosya yeni seçilen aktüer bilirkişi …’ya tevdii edilmiş olup, 09/04/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; 05.11.2013 tarihinde meydana gelen kaza sonucu davacı yaralandığı, dosya kapsamından alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 13.10.2016 raporunda davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise yolcu konumunda olduğu dikkate alındığından kusurunun bulunmadığı mütalaa olunmuştur.
KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren plakası ve sürücüsü belirlenemeyen aracın kusuru nispetinde araca ait …nın sorumluluğu bulunduğu dikkate alınarak hesap yapılacaktır. KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihinde cari 250.000, 00 TL limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu esası benimsenerek, teminatı aşan miktarlarda davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Davacının 05.11.2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 28.11.2016 tarih ve 21961 Sayılı bilirkişi incelemesi sonucunda davacının iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren (9) aya kadar uzayabileceği, davacının E cetveline göre %35 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, mütalaa edilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan davacının gelirinin 2015 yılının sonuna kadar davacının gelirinin asgari ücret tutarı kadar olup, 2016 yılında davacının kazancının asgari ücretin 1.650,00 TL / 1.647,00 TL =1,0001 katı olduğu, 2017 yılından davacının kazancının asgari ücretin 1.800,00 TL/1.777,50 TL = 1,012 katı dava sonraki yıllar içinde bilinen en son ücret dikkate alınarak asgari ücretin 1,012 katı olduğu değerlendirilerek hesaplama yapılacaktır.
Zarar süresinin ise 22.06.1981 doğumlu davacı kaza tarihi olan 05.11.2013 tarihinde 32 yıl 4 aylık olup, PMF-1931 tablosuna göre kalan yaşam süresi 35 yıl 10 aydır ve 68 yıl 2 ayına kadar kadar yaşayacağı, davacının 27 yıl 8 ay aktif dönemi, 8 yıl 2 ay pasif dönem hesabı yapılacaktır.
Raporda ayrıntılı olarak dökümü tablolar halinde yapılan hesaplamalar neticesinde, davacının sürekli iş görememezlik tazminat tutarının 227.406,76 TL olduğu, geçici iş görememezlik zararının ise 7.581,63 TL olduğu, dosya kapsamında yer alan cevap dilekleri incelendiğinde, davacıya herhangi bir ödeme yapıldığına dair bilgi bulunmadığı, ayrıca davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya ibraz edilen hasar dosyasına ilişkin yazı ve evraklar incelendiğinde, ödeme yapıldığına dair ödeme dekontunun yer almadığı için bulunan zarardan herhangi bir indirim yapılmadığı, davalı sigorta şirketinden herhangi bir ödeme söz konusu ise buna ilişkin evrakın dosyaya ibrazı halinde güncellenerek bulunan zarardan indirime gidilebileceği, Karayolları Trafik Kanunun 99. Maddesinde; ‘’ Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..’’ hükmünün düzenlendiği, davacının davalı sigorta şirketine dava öncesi müracaat ettiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı görüldüğünden davalının temerrüt tarihinin dava tarihidir.
Sonuç olarak; 05.11.2013 tarihinde davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazası sebebiyle iş göremezlik zarar hesabı incelemesi ve değerlendirmesinde sürekli iş göremezlik zararı olarak davacının talep edebileceği tutarın 227.406,76 TL olduğu, geçici iş göremezlik zararı olarak davacının talep edebileceği tutarın 7.581,63 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; meyadana gelen trafik kazası nedeniyle plakası tespit edilemeyen araç nedeniyle sigorta kanununun 14. Maddesi atfen …na karşı açılmış maluliyet tazminatı davasında kusur oranı, maluliyet oranı, davacının mütefarik kusurunun olup olmadığı, malulilet oranının belirlenme usulu, kusur tespiti usulu, tazminat miktarı, talep edilebilecek faiz türü ve tarihine ilişkin tazminat davasıdır.
Taraf beyan, delil ve itirazları gözetilerek dosya kapsamına alınan 09/04/2018 tarihli hüküm kurmaya elverişli aktüer bilirkişi raporunda, kaza tarihi olan 05/11/2013 tarihindeki genel şartlara göre usulüne uygun olarak PMF yaşam tablosuna göre hazırlanan dosya kapsamındaki 13/10/2016 tarihli ATK raporuna göre davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcunun kusursuz olduğu gözetilerek yapılan usulüne uygun teknik hesaplama neticesinde davacının sürekli iş görememezlik zararının 227.406,76 TL olduğu, geçici iş görememezlik zararının ise 7.581,63 TL olduğu gözetilerek ve dava öncesi davalı sigorta şirketine başvurulduğuna dair bir belgenin bulunmaması nedeniyle dava tarihi itibariyle yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulü ile 234.988,39 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 234.988,39 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesine uyarınca alınması gereken 16.052,06 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL + 988,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.015,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.036,36 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç ile 988,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.015,70 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.309,30 TL bilirkişi ücreti, posta, tebligat, müzekkere masraflarından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.060,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT tarifesi uyarınca hesap olunan 20.049,30 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT tarifesi uyarınca hesap olunan 6.401,28 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/07/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”