Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/84 Esas
KARAR NO : 2018/75
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2015
KARAR TARİHİ : 25/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 02/02/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ipotek alacaklısı … T.A.Ş’ye … Tic Ltd Şti’nin borcu nedeniyle … İli , … İlçesi, … Mah, 979 Ada, 42 parselde kain 340 m.2 miktarlı arsanın 40/100 arsa paylı 2.çatı katı arası 4 nolu meskenin banka lehine ipotek tesis edildiğini, daha sonra müvekkilinin de aralarında olduğu borçlulara karşı … 9 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile genel kredi sözleşmesine istinaden 455.841,13 TL bedel üzerinden takibe geçildiğini, yine müvekkili aleyhine … 10 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, bu takipteki borç miktarının 2.311.837,65 TL olduğunu, bankanın müvekkili hakkında takibe geçerken genel kredi sözleşmesine dayalı alacak kalemlerini tüm ayrıntılarıyla belirtmediğini, müvekkilinin kullanmış olduğu teminat mektuplarının nakde çevrilmediğini ve alacaklı bankaya iade edildiğini, çeklerin de bir kısmının iade edildiğini, müvekkilinin borç kapsamının tamamından haksız bir şekilde sorumlu tutulmaya çalışıldığını, genel kredi sözleşmesinin 13/07/2012 tarihinde imzalandığını, genel kredi sözleşmesi imzalanırken müvekkiline sadece isim, soyisim ve imza attırıldığını, kefalet miktarı, kefalet tarihi vs.kendi el yazısı ile yazılmadığını, borcun tahsiline ilişkin usulsüzlüklerin yapıldığını, … T.A.Ş’nin alacağına ilişkin borcun 23/06/2014 tarihinde … tarafından temlik alınmış gibi gösterilmeye çalışıldığını, aslında temlik bedelinin … tarafından ödendiğini, bankanın alacağını mahsup ettiğini, bu nedenle müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması gerektiğini, borç kalmamasına rağmen kötüniyetli bir şekilde ipotek takibine devam edildiğini ve müvekkiline ait taşınmazın satışının gerçekleştiğini, haksız ve usulsüz olarak müvekkilinin zararına sebep olunduğunu bildirerek; öncelikle müvekkili aleyhine başlatına icra takiplerinin durdurulması ve muvazaalı temlik alan ile ihale alıcısının aynı kişi olması nedeniyle müvekkili adına kayıtlı gayrimenkulün ihale sonrası tescil işlemlerinin yapılmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, kefalet sözleşmesinin kanunda öngörülen şekil şartına aykırı olması nedeniyle kefaletin geçersizliğine, müvekkiline ait taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına, kötü niyetli hareket eden alacaklılara karşı %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılardan … 09/03/2015 vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Alacaklı …’a dosya harici yapılan ödeme, asıl borçlu … Tic. Ltd. Şti. Tarafından yada onun adına başka biri tarafından yapılmışsa, ödemenin asıl borca ilişkin olduğunun tartışmasız olduğunu, asıl borçlu tarafından alacaklıya yapılan her ödeme, ne niyetle olursa olsun asıl borcun ifasına ilişkin olduğu kural olarak kabul edilmesi gerektiğini,Davacının, 02.02.2015 tarihli dilekçesinde …’ı dosya borçlusu olarak tanımlayarak, sanki asıl borçluymuş gibi kafa karıştırmaya çalıştığını, asıl borçlunun kredi sözleşmesinin tarafı olan ve sözleşmede müşteri olarak tanımlanan … Tic. LtJ. Şti. Olduğunu, Davalı banka ile … Tic. Ltd. Şti. arasında gerçekleşen 15.03.2010 tarihli kredi sözleşmesine bağlı borç ilişkisinde …’ın müteselsil kefil olduğunu, dolayısıyla müteselsil kefil …’ın yaptığı harici ödemenin asıl borçlu tarafından yapılmış bir ödeme olarak kabulünü mümkün olmadığını, delil olarak sunulan tüm dekontlarda ödemenin … adına temlik ivazı olarak yapıldığına ilişkin açıklamalar bulunduğunu, yapılan ödemenin müvekkil adına temlik ivazı olarak yapıldığının ve borca ilişkin olmadığının kabulü gerektiğini, kaldı ki ödeme tarihinde asıl borçlu şirketin ortağı bile olmayan müteselsil kefil …’ın alacaklı bankaya asıl borcu kapatma amacıyla harici ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Temlik eden ile, temellük edenin irade beyanlarının birbirine uyması ve bunun yazılı olarak noter huzurunda yapılması, genel olarak alacağın temliki için yeterli olduğunu, alacağın bir ivaz karşılığı temlik edilme zorunluluğu olmadığı gibi, temlik bedelinin temlik alacaklısı tarafından ödenme mecburiyetinin de olmadığını, ivazı ödeyen kişi, temliğin istediği kişiye yapılmasını isteme hakkına sahip olduğunu, istediği zaman ödeme yaparak kendi adına temlik alma imkanı bulunan müteselsil kefil …’ın muvazaa yapmasının mantiki bir açıklamasının olmadığını, kamu görevi yapan bir bankanın muvazaa yapması da düşünülemeyeceğini, Müvekkil … tarafından ve adına temlik bedeli olarak yatırılan miktarların asıl borçlu tarafından ve borç ödeme maksadıyla yatırıldığı iddia ediliyorsa, Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi ispat yükü davacı üzerinde olduğunu, davacının bu iddiasını yazılı delille ispat etmek zorunda olduğunu, Davacının dolaylı olsa da kabul ettiği gibi, tarafların alacağın temliki iradelerinin gerçek olduğunu, yapmak istediklerinin temlik sözleşmesi olduğunu, ödemelerin bu niyetle yapıldığım, temellük eden kişi ile, temlik ivazını ödeyen kişinin farklı olması, tarafların temlik sözleşmesi yapma iradesini sakatlamayacağını, bu farklılığın 3. kişileri aldatma olarak kabul edilemeyeceğini, zira bu farklılığın 3. kişiler açısından hiçbir önemi olmadığını, Kefalet ilişkisinde taraf olmadıklarını, …, banka tarafından alacağa ilişkin tebliğ edilen ihtarnameye, başlatılan takipte borca, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe, satış ilanlarına,yapılan kıymet takdirine,… tarafından tebliğ ettiği temlik sözleşmesine itiraz etmediğini, Müvekkili … gayrimenkul ipoteği teminatına güvenerek ödemeler yaptığını ve alacağı usulüne uygun olarak temlik aldığını, ipotek borçlusu davacı, borcun varlığını kabul etmekle birlikte, asılsız ve hukuka aykırı itirazlar ileri sürerek, ipoteğin para çevrilmesi yoluyla yapılan takibi engellemeye çalıştığını, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilini zarara sokmak amacıyla satışı geciktirmeye çalışması ve gayrimenkul üzerine ihtiyati tedbir talep etmesinin kabul edilebilir hiçbir yönü olmadığını bildirerek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … T.A.Ş vermiş olduğu 06/05/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içerisinde açılmadığını bu nedenle usulden reddi gerektiğini, müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı borçlu … Tic Ltd Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan krediler nedeniyle, dava dışı …, …, …, … Tic Ltd Şti ve davacı borçlu …’nun müvekkili bankaya borçlu olduğunu, davacı borçlu …’nun maliki olduğu … İli … İlçesi, … … mevkiinde kain ve tapunun 979 ada, 42 parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde dava dışı borçlu … Tic Ltd Şti’nin asaleten ve kefaleten kullandığı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılara ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin sonuçsuz kalması nedeniyle borçlular aleyhine … 9 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi ve … 10 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, akabinde müvekkili bankanın dava dışı borçlu … Ltd Şti’den olan alacağını 23/06/2014 tarihli temlik sözleşmesi ile diğer davalı 3.şahıs …’a temlik ettiğini, bu nedenle müvekkili bankanın taraf sıfatının bulunmadığını, huzurdaki davada davacının tüm taleplerinin aynı davada görülmesi ve karara bağlanması usul ve yasaya aykırı olacağını cebri icrada ihale edilen taşınmazın mülkiyetinin ihale ile birlikte alıcıya geçtiğini, burada tescil işleminin kurucu olmadığını, bu nedenle ihale yoluyla edinilen taşınmazın tapuda ihale alıcısına intikaline engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bahse konu taşınmazın … 10 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ihale edildiğini, ihaleye ilişkin olarak davacı … tarafından değil dava dışı borçlu … Tic Ltd Şti tarafından açılan ihalenin feshi davası neticesinde … 19 İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından ihalenin feshi davasının reddine karar verildiğini bildirerek; davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/575 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı …’ün dava dışı … Tic Ltd Şti’nin borcu nedeniyle … bulunan taşınmazı üzerine ipotek kurulduğunu, kredi borcundan dolayı takip başlatıldığını, takipteki tutara nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, kredi alacağının … adlı kişiye temlik edilmiş gibi gösterildiğini, işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek icra takiplerinin durdurulması ipotek taşınmazların satışının önlenmesi konusunda karar verilmesini, davacıya ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılardan … T.A.Ş. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın süresinde açılmadığını, dosyanın İstanbul 5 ATM deki dosya ile birleştirilmesi gerektiğini bildirerek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı olan hususların doğru olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
… 9 İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası getirtilmiş yapılan incelemesinde; davalı … T.A.Ş’nin borçlular … Tic Ltd Şti, Y…, … Tic Ltd Şti, …, … ve … aleyhine toplam455.841,13 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı görülmüştür.
… 10 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş yapılan incelemesinde; … T.A.Ş tarafından borçlular … Tic Ltd Şti, … ve … aleyhine toplam 2.311.837,65 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığı görülmüştür.
Davacı … tarafından genel kredi sözleşmesindeki kefalet kısmındaki yazıların kendisine ait olup olmadığı iddiasında bulunulduğundan dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış olup bilirkişiler tarafından ibraz edilen 03/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; … T.A.Ş’nin … Şubesince “… Tic LTd Şti/… adına düzenlenmiş 13/07/2012 tarihli 24 sayfadan ibaret genel kredi sözleşmesi aslının 24.sayfasında … adına düzenlenmiş “eş muvafakatı” bölümündeki, “Ben … Tic Ltd Şti’nin … T.A.Ş.’ye olan borçlarının 3.000.000 TL sine kadar olan tutarına 05/07/2012 tarihinde birlikte müteselsil kefil olarak sorumlu olmayı kabul ediyorum” ibareli el yazılarının …’ya ait olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine Mahkememizce bilirkişi raporuna yapılan itirazın değerlendirilmesi ve kefalet kısmındaki el yazılarının davacıya ait olup olmadığı açısından dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiş olup, ibraz edilen 16/12/2016 tarihli raporda; inceleme konusu genel kredi sözleşmesindeki kefalet kısmında bulunan müteselsil kefilin beyanlarına ilişkin bölümdeki yazıların davacı …’nun eli ürünü olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce dosya ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler …, …, ve … tarafından hazırlanan 22/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; … Ltd. Şti.’nin 50.000.-TL’lik çek iskonto kredisi bedelinin davalı bankanın … Şb. nezdindeki … mevduat hesabından temlik tarihinden önce, 24.05.2013 tarihinde tahsil edildiği, bu tahsilattan sonra söz konusu hesapta 47.155.- TL parasının kaldığı (hesap alacak bakiyesi), çek, iskonto kredisinin,temlik nedeniyle yatırılan paralardan değil borçlu firma hesabından tahsil edildiği, …Ltd. Şti.’nin kredi borçlarına karşılık, temlik alacak olan … adına. 11/06/2013- 30/04/2014 tarihleri arasında toplam 1.555.831,50 TL tahsilat yapıldığı, bu tahsilatın toplam 1.176.000 TLsinin dava dışı …LTd Şti’ne davalı bankanın … Şubesi tarafından açılan kredilerden karşılandığı, temlike karşı toplam 1.555.831,50 T ödemenin …, …, …, …, … tarafından yapıldığını, Ancak, … davalı …’ın avukatı, …’nun davalı … çalışanı…. ise davalı …’ın oğlu olduğu, …’ın baldızı … ve …’ın oğlu …ın ….Ltd. Şti.’nin sahipleri (ortakları) olduğu, temlik ödemesinin 1.176.000.- TL’smm adı geçen şirketin davalı bankadan kullandığı krediden karşılandığı, dikkate alındığında, aslında temlike konu tüm ödemelerin gerçekte borçlu …Ltd. Şti.’nin müteselsil kefili olan … tarafından yapıldığı kanaatine varıldığı, Davalı banka tarafından 11.06.2013-31/03/2014 tarihleri arasında yapılacak temlike karşılık, davalı … adına toplam 1.555.831,50 TL tahsilat yaptığı, temliğin ise 23.06.2014 tarihinde 1.604.600.-TL üzerinden yapıldığı, temlike karşılık yapılan tahsilat tarihlerinden sonra borçlu firma hesaplarından esas dava tarihine kadar toplam 1.565.458,42 TL, birleşen dava tarihine kadar toplam 1.565.565.75 TL kredi borcu tahsilatının yapıldığı, … Ltd. Şti.’nin esas ve birleşen dava tarihleri itibariyle davalı bankaya toplam 47.575 TL tutarında gayri nakdi riski bulunduğu, bu risklere karşılık davalı banka şubesinde, 02.02.2015 esas dava tarihinde 52.976.20 TL, 01.06.2015 birleşen dava tarihinde ise 52.868.87 TL tutarında blokeli/rehinli mevduat alacağının bulunduğu, borçlu firmanın kalan gayri nakdi risklerinin karşılığının mevcut olduğu dikkate alındığında, davalı bankaya bir borcunun kalmadığının kabulü gerektiği, Dava dışı ….Ltd Şti ‘nin davalı bankanın … Şubesi nezdinde 09.11.2017 tarihi itibariyle toplam 823.094.62 TL nakit kredi riski bulunduğu tespit edildiği, …’ın yapılan ilamsız icra takibinde borçlu … Ltd. Şti.’nin müteselsil kefili olarak borçlu olup, temlike konu ödemelerin tamamının … tarafından yapıldığının kabul edilmesi halinde, yapılan ödemeler kadar kredi borçlusu … Ltd. Sti.’den alacaklı duruma geçeceği,bu durumda, borçlu firmanın kendi borçları kapatılmış olduğundan, kredinin teminatına verilen ipotek haklarının kendisine geçeceği bildirilmiştir.
Dava dışı … Tic Ltd Şti arasında akdedilen 15/03/2010 tarihli 3.250.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesine … , … Şti, …ve … müşterek ve müteselsil kefil olduğu, 13/07/2012 tarihli 3.000.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesine …, …, … Ltd Şti , …’nun müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, kredi borçlusu dava dışı … Ltd Şti’nin davalı bankaca açılmış ve açılacak kredilerinin teminatını teşkil etmek üzere …’ya ait … kain ve …’e ait … Mahallesinde kain taşınmazlar üzerine banka lehine toplam 2.790.000 TL tutarında gayrimenkul ipoteği tesis edildiği, genel kredi sözleşmelerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Davalı bankanın 22/05/2013 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi hesabını kat ettiği, 3.312,397,46 TL tutarındaki nakdi kredi borcu ile 1.967.521,32 TL tutarındaki gayrinakdi kredi borçlarının 3 gün içerisinde banka veznesine ödenmesinin talep edildiği,dava dışı asıl borçlu … Ltd Şti’nin kredi borçlarına karşılık davalı … adına 11/06/2013 ile 30/04/2014 tarihleri arasında toplam 1.555.831,50 TL’lik ödeme yapıldığı, … 57.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı temliknamesi ile davalı bankanın asıl borçlu … Ltd Şti’nin kullanmış olduğu kredilerden kaynaklanan alacaklarının ve teminatlarının davalı …’a temlik edildiği, bankaya yapılan 1.604.600 TL’lik ödeme karşılığında temlik edilen 1.604,600 TL açısından … 10 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip ve … 9 İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinden kaynaklanan alacak haklarının tamamının …’a temlik edildiği görülmüştür.
Davacılar temliğin muvazaalı olduğunu, ödemeyi yapanın davalı … olmadığını, … Ltd Şti’nin borçlarına müşterek ve müteselsil kefil olan … tarafından ödemenin yapıldığını, kefil tarafından ödeme yapılmakla borcun son bulduğunu, ipotek takibinin konusuz kaldığını iddia ederek borçlu bulunmadıklarının tespitini talep etmişlerdir.
BK.nun 19.maddesinin 1.fıkrasında; Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradelerinin esas alınacağı, 2.fıkrasında da borçlunun yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağa kazanmış olan 3.kişiye karşı bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamayacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
Muvazaa çift taraflı bir işlem olup, temlik işleminin geçerli olmadığı ve muvazaalı olduğu iddiası davalı banka açısından geçerli değildir. Temlike konu alacağın mevcut olduğu bankanın bu alacağının davalı … adına yatırılan paralardan karşılandığı, … adına bankaya para yatıran …’un …’ın avukatı, …’nun …’ın çalışanı, …’ın, …’ın oğlu olmasının muvazaa iddiasının kanıtlanması açısından yeterli olmadığı, yine davacılarla birlikte … Ltd Şti’nin müşterek ve müteselsil kefili olan …’ın baldızı olan … ve …’ın oğlu …’ın kurmuş oldukları … Malzemeleri Ltd Şti’nin çekmiş olduğu kredi ile davalı bankanın alacağının ödenmesinin de ödemenin diğer kefil … tarafından yapıldığı iddiasını kanıtlayamadığı, muvazaanın söz konusu olabilmesi için muvazaalı işlemin her iki tarafında da muvazaa iradesinin olması gerektiği, kredi alacaklarını ödeyen …’a alacağın temlik edilmesinin bankanın muvazaa yaptığı şeklinde yorumlanamayacağı, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan …’a karşı bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunulamayacağı anlaşıldığından davacının muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır.
BK.nun 592.maddesinin son fıkrasında alacaklının haklı bir sebep olmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmediği, ağır kusuru ile mevcut belgeleri veya rehinleri ya da sorumlu olduğu diğer güvenceleri elinden çıkarması durumunda kefilin borcundan kurtulacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta alacaklı bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten olan alacağını kat ettiği, alacağın davalı … adına yapılan ödemeler ile son bulduğu, BK.nun 183.maddesine uygun şekilde alacağın temlik edildiği, davacı bankanın ağır kusuru ile rehinleri ve mevcut belgeleri elinden çıkardığının ispat edilemediği, TBK.nun 592.maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacıların alacağının temlikinin muvazaalı olduğunu ispat edemediği anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
Asıl davada;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 7.784,63TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 7.748,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 32.183,65TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılardan … tarafından yapılan 110 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Birleşen davada;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 7.784,63TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 7.748,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 32.183,65 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılardan … tarafından yapılan 20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalılardan … T.A.Ş tarafından yapılan 18 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/01/2018
Başkan
Üye
Üye
Katip 15101
ASIL DAVADA
HARÇ BEYANI
K.H:35,90 TL
P.H: 7.784,63TL
İ.H: 7.748,73 TL
Davalı … yargılama gideri: 110 TL
BİRLEŞEN DAVADA
HARÇ BEYANI
K.H: 35,90 TL
P.H: 7.784,63TL
İ.H: 7.748,73 TL
Davalı … T.A.Ş yargılama gideri 18,00 TL
Davalı … yargılama gideri: 20,00 TL