Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/719 E. 2019/19 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/719 Esas
KARAR NO : 2019/19

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2015
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 30/06/2015 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı şirket arasında … 2013 organizasyonunun düzenlenmesi konusunda anlaşıldığını, 09/11/2012 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, 09/11/2012 tarihli sözleşmenin ek protokolü uyarınca …’un …’e 150.000 Euro garanti ödeme yapmayı kabul edeceğini, hesabın asgari 1.000 kişilik katılımcı olması durumu gözetilerek yapıldığını, Aralık/2013 50.000,00 Euro Ön Ödeme:Temmuz/2013 50.000,00 Euro Bakiye Ödemesi Eylül/2013, 50.000,00 Euro, bakiye ödeme tarihine kadar 1.000 kişinin altında bir katılım olması durumunda kişi sayısı kadar ödeme yapılacağını, katılımın 800 kişinin altında kalması durumunda, kişi başı gelir ödeme miktarı olan 187.5 Euro yerine kişi başı 150 Euro’nun son ödemeden düşüleceğini, …’e bu oranda ödeme yapılacağını, 37,5 Euro’luk farkın … tarafından bağışlanacağını, kongreye kayıtlı katılımın davalı kayıtlarına göre 591 olduğunu, buna göre, müvekkili federasyona 31.350,00 Euro kesinti yapılmak suretiyle 118.650,00 Euro ödeme yapılması gerektiğini, ancak, davalı şirket tarafından hatalı hesaplama yapılmak suretiyle müvekkili federasyona sadece 88.350,00 Euro ödendiğini, davalı şirketin halen 30.300,00 Euro borcu bulunduğunu, 09/11/2012 tarihli sözleşmenin 7.maddesi ile, …’in ilaç, medikal ve diğer özel firmalarla yapacağı toplantıların veya organizasyonların tamamında da resmi organizatörün … olacağını, bu toplantılarda elde edilen karın … ve … arasında eşit olarak paylaşılacağını, söz konusu toplantılar uyarınca elde edilen gelirlerin müvekkili federasyona ödenmediğini, 09/11/2012 tarihli sözleşmenin 7.maddesi ile, kongre öncesinde belirlenecek dört bölgede dört toplantı yapılacağını, giderlerin sponsorlar tarafından karşılanacağını, sponsor bulunmaması durumunda giderlerin … tarafından karşılanacağını, sponsorluk gelirlerinin taraflar arasında eşit olarak paylaşılacağını, davalı şirketin Mayıs/2013 ve Eylül/2013 dönemlerinde yapılması gereken toplantıları yerine getirmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 19/a maddesinde, sözleşmenin imza tarihinde yürürlüğe girdiğini, sözleşme konusu kongrenin düzenlenip sona ermesi ve tarafların buna ilişkin ödevlerini tam olarak yerine getirmeleri ile kendiliğinden sona ereceği düzenlemesine yer verildiğini, sözleşmenin sona ermediğinin açık olduğunu bildirerek davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 500,00 Euro’nun vadesinden itibaren işleyecek ticari avans faizi île birlikte tahsiline, bölge toplantıları hakkında ödenmeyen fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 500.00 Euro’nun vadelerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı şirket tarafından ifa edilmeyen sözleşme gereği 150’şer kişilik Bursa ve Kapadokya toplantılarının taraflarından veya belirleyecekleri üçüncü kişi tarafından yapılması için izin verilmesine, bu toplantılar için bilirkişi incelemesi ile belirlenecek yaklaşık değer hesaplaması neticesinde arttırma hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 Euro avansın taraflarına verilmesine, tüm alacakların fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Taraflar arasında 09/11/2012 tarihinde 2013 Kasım ayı içerisinde Aile Hekimleri Demekleri Federasyonu Ulusal Kongresi’nin düzenlenmesi için bir sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin söz konusu kongreyi gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin davacıya sözleşme gereği katılımcı sayısından ve bölge toplantılarından dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını, söz konusu kongreye 591 kişinin katıldığını, buna göre katılımcı sayısının 800 kişinin altına düşmesi durumunda kişi başı gelir ödeme miktarının 150 Euro olacağını, böyle bir durum olması durumunda örnek bir hesaplama şeklinin taraflarca kabul edildiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya 01/01/2013 tarihinde 50.000 Euro ve 02/09/2013 tarihinde 15.000 Euro olmak üzere toplam 65.000 Euro ödendiğini, yapılan bölge toplantılarından elde edilen gelirlerden müvekkilinin hizmet bedeli kesintileri düşüldükten sonra geriye kalan bakiye miktarın %50’si olan 2.605,45 TL’nin sözleşme gereği davacı gelirlerine eklendiğini, müvekkili şirket tarafından 15-16 Kasım 2013 tarihleri arasında … toplantısının yapıldığını, toplantıdan elde edilen gelirden (kdv hariç) toplantı giderlerini, gelir vergisi kesintisini düştükten sonra kalan kısmın %50’si olan 18.827,70 TL’nin davacının gelirleri hanesine eklendiğini, davacının … ve … toplantılarında sözleşme dışı yapılan ve yapılması istenen özel giderlerinin olduğunu, … toplantısında davacı müvekkili şirketin toplam 80.364,12 TL harcama yaptığını, bu giderlerin davacının giderler hanesine yazıldığını, … toplantısında davacı taraf için 25.820,39 TL gider yapıldığını, bu giderlerin davacının giderler hanesine yazıldığını, netice olarak davacının toplam gelirinin, 64.328,00 TL + 2.605,45 TL + 18.827,70 = 85.761,15 TL olduğunu, giderlerinin 80,364,12+ 25.820,39 =106.184,51 TL olduğunu, müvekkili şirket alacağının 106.184,51 TL Gider -85.761,15 TL Gelir = 20.423,36 TL olduğunu, sözleşme gereği yapılamayan 2 adet toplantıdan dolayı herhangi bir yükümlülüğü ve borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki kongre organizasyon sözleşmesi kapsamında yapılmayan ödemenin ve yapılmayan kongrelerin sözleşme hükümlerine gereğince aynen ifasına veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, davacının defter ve belgeleri üzerinde tayin edilecek mali müşavir bilirkişi vasıtası ile inceleme yaptırılıp taraf iddialarının defter ve belgelerde yer alıp almadığı, yer aldı ise hangi belgeye dayandığı ve miktarının ne olduğuna ilişkin rapor düzenlenip gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasına ibraz edilen raporda; 2013 yılı yasal defterinin işletme defteri olduğu, 09.11.2012 tarihinde 1668 tasdik no.su ile … Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü tarafından 19 çift sayfa olarak tasdik edildiğinin tespit edildiği, sözkonusu defterin yasal süresinde açılış tasdiki yapıldığı, işletme defteri olduğundan kapanış tasdiki söz konusu olmadığı, davacının işletme defterine 2013 yılına ait dava konusu gider faturalarının kayıtlarının ödeme makbuzları üzerinden toplu olarak yapıldığı, 31.03.2005 tarih 25772 sayılı dernekler yönetmeliği madde 38’e göre “Dernek giderleri ise fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Ancak, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeler için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre gider pusulası düzenlenir. Bu kapsamda da bulunmayan ödemeler için Ek-13’te yer alan Gider Makbuzu veya banka dekontu gibi belgeler harcama belgesi olarak kullanılır.” fatura ve benzeri belgelerle gider harcamaları belgelendirilemediği durumlarda banka dekontu üzerinden kayıt yapılabileceği, davacı açısından böyle bir durum söz konusu olmadığı, dava konusu faturaların muhasebe dosyası içerisinde mevcut olduğu, davacının işletme defteri gider kayıtları, Muhasebe Temel İlkelerine ve Dernekler Yönetmeliğine uygun olmadığı, ancak maddi sonucu değiştirmediği, 31.03.2005 tarih 25772 sayılı dernekler yönetmeliği madde 38’de “Dernek gelirleri alındı belgesi ile tahsil edilir. Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer “demektedir.Yerinde inceleme esnasında dekontlar tarafıma ibraz edilmemekle birlikte Davalı … ltd. Şti. tarafından gönderilen tutarlaın bulunduğu İş Bankası … Iban no.lu hesaba ait hesap özeti ibraz edilmiş olup, davalı … … Şti. tarafından, davacı … Federasyonu’na yapılan toplam ödeme 157.250 TL olup, işletme defteri kayıtlarına alındığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın mali müşavir bilirkişi … ile kongre organizasyon uzmanı bilirkişi …’na tevdii edilerek, dosya, davacı defterlerinde yapılan inceleme ve davalı defterlerinde inceleme yapılarak taraflar arasındaki sözleşme ve buna dayalı ticari ilişki kapsamında davacının alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğuna ilişkin rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş olup, ibraz edilen 30.10.2018 tarihli raporda; dava dosyası, davalı delil dosyası, davalı ticari defter ve belgeri üzerinden yerinde yapılan incelemeler neticesinde, davalı 2012, 2013 yılları ticari defterlerine ait noter açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK 64/3.maddesi gereği süresi içinde yaptırıldığı, defterlerin davalı lehine delil teşkil edebileceği, 09/11/2012 tarihli sözleşmenin ek protokolü uyarınca davalı tarafından davacıya 65.000,00 Euro karşılığı 157.250,00 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafından davacı adına sözleşme dışı yapılan ve yapılması istenen özel giderlerin olduğu belirtilmiş olmakla, 81.314,24 TL fatura tanzim edilmiş olduğu, davacı tarafından 79.895,80 TL ödeme yapıldığı, davalı alacağının 1.418,44 TL olduğu, davalının 25 bölge toplantısı için sponsorlara tanzim ettiği faturaların içeriği ile toplantıların yapılabilmesi için mal ve hizmet temininde bulunulan alt firmalara ait karşılaştırmalı maliyet çalışmasında, sponsorlar adına tanzim edilen faturalar ile işbu faturaların maliyetini oluşturan alt faturaların birbirini doğruladığı, zaman zaman alt faturalara ulaşılamadığı, sponsorlara yansıtılan mal ve hizmet temin bedellerinin çoğunlukla mal ve hizmetin temin edildiği fiyatlardan daha yüksek olduğu, taraflar arasında paylaşılan hizmet bedellerinin yüksek olan bedeller üzerinden hesap edildiği, davalı tarafından sponsor firmalara tanzim edilen ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı, tespiti yapılan hizmet gelirlerinin kurumlar vergisi dahil 6.169,17 TL olduğu, davalının sponsorlara fatura tanzimi öncesi düzenlediği ön masraf çalışma fişlerinde hesap ettiği hizmet gelirleri toplamının kurumlar vergisi dahil 6.513,64 TL olduğu, kurumlar vergisi (%20) düşüldükten sonra kalan 5,210,91 TL’nin %50 paylaşımın davacı ile yaptığı, davacının hizmet gelirleri yönünden davalıdan alacaklı olmadığı, sözleşme maddesinde 750 kişi üzerinden örneklemeli açıklama sözleşme üzerinde yapılmış ve 1,000 kişi-750 kişi: 250 kişi yapılıp, çıkan sonuç 150 Euro ile çarpılıp sonuca ulaşıldığı, sözleşmede de bu durum sabit bir örnek ile detaylı olarak açıklandığı, sözleşme kurallarına göre yapılan hesaplamaya göre davalının davacıya ödemesi gereken tutarın, iddia edildiği gibi 118.650 Euro değil, sözleşme maddesince de sabit ve net olan ve örnekle açıklanmış bir şekilde, davalının davacıya ödemesi gereken tutar, diğer gelir, gider ve toplantılar hesaplanmadan önce 88.650 Euro olduğu, davalının davacıya 01.01.2013 tarihinde 50.000 Euro, 02.09.2013 tarihinde 15.000 Euro ödediği tespit edildiği, bu hesaplamalar doğrultusunda, ön ödemeden kalan tutarın 88.650 Euro, davacıya ödenen tutarın 65.000 Euro, 23.650 Euro total ücretin 23.10.2014 tarihi itibariyle mevcut olduğunun tespit edildiği, oluşan durumda 23.650 Euro ücretin TL cinsinden değerini hesaplamada 23.650*2.72:64.328 TL olduğunun tespit edildiği, davacının davadaki talebinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 Euro’nun vadesinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili olduğu, dört bölge toplantısından iki tanesinin yapıldığı, diğer 2 toplantı için, organizasyon tarihinden 20 gün öncesinden isim listeleri gönderilmesi gerekirken, … tarafından bu isim listelerinin …’a bildirilmemiş ve …’un bu yüzden toplantıları organize edemediği, bu toplantıların ana kongre için hazırlık ve tanıtım amacı taşıdığından bu toplantıların yapılması talebinin doğru ve geçerli olmadığı, bu toplantılar yapılması gerekseydi, konaklanacak otel konsepti, konaklama gün sayısı ile ilgili olarak her iki toplantı için toplantı paketi fiyatı çıkarılması gerekeceği, şu an için sektörel olarak, son karar sayın mahkemeye ait olak üzere, böyle bir durum olmaması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesine göre; Bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmeyle ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işleri ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekmektedir. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6102 sayılı TTK ile birlikte iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi şekline getirilmiş olup, göreve dahil düzenlemeler 6100 sayılı HMK’nun 114/1/c maddesi uyarınca dava şartı olup, HMK nun 115/1 Maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen mahkemece değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, dava konusu uyuşmazlıkta davacı konumunda bulunan federasyonun tacir niteliği taşımaması ve dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen mutlak ticari nitelikte Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesi’ni görevli kabul etmek mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6102 sayılı TTK ile birlikte iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi şekline getirilmiş olup, göreve dahil düzenlemeler 6100 sayılı HMK’nun 114/1/c maddesi uyarınca dava şartı olup, HMK nun 115/1 Maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, taraflar arasındaki dava konusu uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklanmadığı ve davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, davacını davasının görev nedeniyle reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan davanın görev nedeni ile REDDİNE,
2-Harç ve masrafların görevli mahkemesinde nazara alınmasına,
3-Kararın kesinleşmesine müteakip 2 haftalık sürede, talep halinde dosyanın görevli mahkememisine gönderilmesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/01/2019

Katip …

Hakim …