Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/716 E. 2018/145 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/716 Esas
KARAR NO : 2018/145

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26.02.2015
KARAR TARİHİ : 07/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, döviz işlemleri ve mevduat bazlı olarak birikimlerini değerlendiren, her türlü riskli ve spekülatif işlemlerden kaçınan bir müşteri olduğunu, müvekkilinin Sermaye Piyasası Kurulunun yayınladığı tebliğlere aykırı olarak, yalnızca nitelikli yatırımcılar arasında yapılması gerekli olan ancak sırf davalı Bankanın kâr iştahıyla ve hiçbir yüksek getirisi bulunmayan çok yüksek riskli yatırım araçlarına yönlendirme yapıldığını, söz konusu bu işlemin, … Avrupa işlemi olduğunu, nasıl cerayan ettiğini, ne gibi risk faktörleri taşıdığını, işlemin ters yürümesi halinde ne gibi kayıplara sebebiyet vereceğine ilişkin olarak yeterli açıklama dahi yapılmadığını, riskin boyutu ve büyüklüğü hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmayan müvekkilinin bu işlemlerin sonucunda da 261.930 TL.lik bir zarara maruz kaldığını, bu tutarın hiçbir yasal bildirim yapılmaksızın veya opsiyon hakkının kullanıp kullanılmayacağı sorulmaksızın müvekkilinin onayı alınmadan ve herhangi bir yasal dayanağı olmaksızın 25/07/2011 tarihinde hesabından otomatikman çekip alındığını belirterek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere davalı bankanın haksız ve mevzuata aykırı eylemleri dolayısıyla müvekkiline uğratmış olduğu zarar olan 261.930 TL.nin 25/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemin bir opsiyon işlemi olduğunu, dava konusu işlemin tüketici mevzuatına tabi bir işlem olmadığını belirterek davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın mahkememize … 3. Tüketici Mahkemesinin 2015/386 E.- 2015/715 K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı üzerine geldiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davacının davalı …’ın döviz yatırımcısı olduğu, hatalı bilgilendirme ve yönlendirme sonucunda yapmış olduğu opsiyon işlemleri neticesinde 261.930 TL zarar etmesi nedenine dayalı olarak bu bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik tazminat davasıdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/10/2016 tarihli 2016/6864 E. 2016/7950 K. sayılı bozma ilamında; “Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada döviz işlemleri ve mevduat bazlı olarak birikimlerini değerlendiren bir işadamı olduğunu, müvekkilinin davalı banka görevlilerince yüksek riskli Özel Bankacılık Türev İşlemi olan “Opsiyon (Nakavt)” işlemine yönlendirildiğini, müvekkiline işleme yönelik yeterli açıklama yapılmadığını, riskin boyutu ve büyüklüğü hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmayan müvekkilinin bu işlemlerin sonucunda zarara uğradığını ileri sürerek, 389.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu işlemin tüketici mevzuatına tabi bir işlem olmadığını, işlemin ticari nitelikte bir yatırım işlemi olup, sermaye piyasası mevzuatına tabi olduğunu, müşterilerin yatırımcı olarak nitelendirildiğini, davaya Ticaret Mahkemeleri nezdinde bakılması gerektiğini savunarak, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki özel bankacılık hizmetleri sözleşmesi imzalandığı, söz konusu işlemin sermaye piyasalarında egzotik opsiyon işlemi adı altında gerçekleştirilen yatırım işlemi olduğu, müşterilerinin kar elde ettikleri ve yatırımcı olarak nitelendirildikleri bu nedenle davacının tüketici tanımına girmediği, TTK’nın 3. ve 21. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine dayalı olarak, davalı banka aleyhine açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, Kanun kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu açıklanmış, 3/1. maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı Yasa’nın 73. maddesinde, bu Kanun’dan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer Kanun’larda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tacir olmayıp, 6502 sayılı Kanun’un 3/k maddesinde tanımlanan tüketici sayılan kişilerdendir. Tüketici işlemi niteliğinden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlıkta, tüketici mahkemesi görevli olup, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde olduğundan daha önce İstanbul 3. Tüketici Mahkemesinin 2015/386 E.- 2015/715 K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderildiğinden, görev uyuşmazlığı doğmuş olup, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın yargı merciinin tayini açısından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesi Başkanlığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davaya bakmaya TÜKETİCİ MAHKEMESİ görevli olduğundan davanın GÖREV NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Mahkememiz ile … 3. Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı bulunduğundan dosyanın yargı merciinin tayini açısından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.331 maddesi uyarınca yargılama harç ve giderleri konusunda bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/02/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.