Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/704 E. 2018/1207 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/704 Esas
KARAR NO : 2018/1207

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/07/2015
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.04.2012 tarihinde …’un idaresindeki … plakalı motosiklet ile kavşağa ters yönden girip … plakalı araçla çarpışması sonucunda motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında … tarafından ödeme yapıldığını ancak ödemenin yeterli olmadığını, davalının eksik ödemeden dolayı davalının sorumluluğunun bulunduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nın davalıya başvuru tarihinden itibaren 8. iş gününden işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 2 yıllık zamanaşımına uğradığı ve reddi gerektiğini, davanın … plakalı araç sürücüsü ve işletine ihbarını talep ettiklerini, kusur oranlarının ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tespiti gerektiğini, davacının alkollü sürücünün kullandığı araca bindiğini, hatır taşıması ve kusura katılımının söz konusu olduğunu, kask kullanıp kullanmadığının tespiti gerektiğini, kusur oranı kapsamında tazminat bedelinden indirim yapılması gerektiğini, davacının maluliyet oranının da ATK tarafından tespiti gerektiğini, 16.06.2015 tarihinde davacıya 13.673,00 TL ödendiğini, 12.06.2015 tarihinde hiçbir çekice ileri sürülmeden ibraname imzalandığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ile ücreti vekâletinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasında tahkikat sırasında sürücüler hakkında taksirle yaralamaya neden olma suçundan kovuşturmaya yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, ancak sanık konumundaki motosiklet sürücüsü … hakkında alkol ve uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan … 1. Sulh Ceza Mahkemesinde ikame olan … Esas sayılı kamu davasında alınan … sayı ve 22.05.2012 tarihli karar ile; takdiren 1 ay, 1/6 indirimli 25 gün hapis cezasının 500,00 TL adli para cezasına çevrilmesine kurulan hükmün temyiz edilmeden 22.05.2012 tarihinde kesinleşerek infaz gerçekleştirilmiştir.
Mahkememizce dava konusu kaza neticesinde davacıda oluşan kalıcı ve geçici maluliyetinin tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 06.06.2018 tarihli heyet raporunda davacının trafik kazasına bağlı tibia anlasyonu arızası nedeniyle (E) cetveline göre çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kayıp oranının %11,2, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Aktüer … ile Makina Mühendisi …’e tevdii edilen dosyaya 31/10/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; 37.85305,27.25199 koordinatlı olay mahalli yerleşim yeri içi, cadde yolu, bölünmüş, 7 metre genişliğinde, asfalt kaplama, yüzey kuru, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, vakit gece, hava ve görüş açık olup, mahalde aydınlatma, 1 metre mesafede (DUR) levhası, kavşak bulunmakta, trafik lambası, yol şerit çizgisi, yaya kaldırımı, banket, görüşe engel cisim, yoldan kaynaklanan sorun, geçit bulunmamaktadır. “Kaza Özeti”’nde; sürücü …’un idaresindeki … plakalı motosikleti ile … caddesini takiben … istikametinden … istikametine … kavşağına ters yönden girerek kavşakta … istikametinden gelip … istikametine seyri halinde olan sürücü …’ün idaresindeki … plakalı otomobilin sol ön far ve tampon kısmına çarptığı, motosiklet sürücüsünün kask takmadığı belirtilmiş, kazanın oluşumunda sürücü …’un KTK 84-2 kodlu karşı yönden gelen araçların yoluna girme kuralını ihlal ettiği, sürücü …’ün kural ihlali olmadığı görüş ve kanaatine yer verilmiştir. Çizilen “Kaza Krokisi”nde; çarpışma noktası otomobil sürücüsünün seyri halinde olduğu yolun çıkış hisasında işaretlenmiş olup motosiklet sürücüsünün ters yöne girdiği resmedilmiştir.
Otomobil sürücüsü …, 1974 doğumlu ve olay günü 38 yaşında olup yeterli (B) sınıfı sürücü belgesine 1995 yılında alındığını, … Devlet Hastanesinde yapılan kontrolünde 1,15 promil alkollü olduğu, polis memurları tarafından adına KTK 44/1-b ve 48/5 kurallarını ihlalden 804,00 TL idari para cezası tutanağı düzenlendiği, motosiklet sürücüsü …, 1988 doğumlu ve olay günü 24 yaşında olup yeterli (A2) sınıfı sürücü belgesine haiz değildir. … Devlet Hastanesi’nde yapılan kontrolünde 0,72 promil alkollü olduğu, Polis memurları tarafından adına KTK 23, 36, 48/5, 78/1-b kurallarını (sürücü belgesizlik, alkollü araç kullanmak, kask takmamak, evrakları üzerinde bulundurmamak) ihlalden ve ayrıca motosiklet malik-işleteni … Turizm adına KTK 36 kuralını (…’a araç kullandırmak) ihlalden idari para cezası tutanakları düzenlendiği, motosiklet yolcusu …, 1988 doğumlu ve olay günü 24 yaşında olup … Devlet Hastanesi’nde yapılan kontrolünde alkol izine rastlanmadığı, … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 11.02.2014 tarihli “Engelli Sağlık Kurulu Raporunda; fibula kemiğinin tam olarak iyileştiği, engel oranının sürekli %0 olduğunun belirtildiği, … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 16.04.2015 tarihli “Engelli Sağlık Kurulu Raporunda; opere tibia fibula kırığı+1,5 cm alt ekstremite kısalığı ve tedavi olabilir işitme kaybı teşhisleri ile engel oranının sürekli %7 olduğunun belirtildiği, başvuru üzerine … tarafından açılan hasar dosyası kapsamında düzenlenen aktüer raporunun sunulmadığı ve hangi verilerin kullanıldığının bilinmediği, … Asistans Tıbbi Danışmanlık Hizmetlerinden Dr. … tarafından düzenlenen 23.05.2015 tarihli raporda; %7 özür oranının rasyonel/doğru kabul edilebilir düzeyde olduğunun belirtildiği, … Bankası A.Ş.”Dekont”una göre; … tarafından Av. …’in T. … Bankası A.Ş. hesabına 16.06.2015 tarihinde “… NL DOSYA … tazminat ödemesi” açıklaması ile 13.673,00 TL’nın EFT yolu ile yatırılmıştır.
Olayın dışarıdan görgü tanığı, olay anını gösteren araç içi-dışı kamera görüntüleri bulunmamakta, dolayısıyla olayda etkili olabiliecek başkaca unsurlar bilinmemektedir. Olay yerine motosikleti sürücüsü tarafından ters yönde gelinmektedir. Karayolundan faydalanan sürücülerin bir bütün olarak trafik kurallarına uymaları mecburidir. Kurallara uyan sürücülerin kazaya sebep olma oranları oldukça düşük olup değişken şartlar karşısında gösterecekleri anlık kaotik tavır ve davranış şekillerinin önceden tahmin edilmesi güç olduğundan trafik kurallarının tümü bir bütünlük arz eder ve özellikle trafik içinde yolun durumuna göre uygun zamanda ve biçimde olayları algılayıp, yorumlayarak tehlikeleri zamanında fark etmesi ve ona göre davranışını sergileyebilmesi içindir. Sürücülerin hem gece vakti gündüz vakitlerine nazaran daha çok artan genel trafiğin bünyesinde barındırdığı, hem de değişik kaza risk ve tehlikeleri nedeniyle dikkatlerini yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola ve çevrelerine gereken dikkat ve özeni göstermeleri, kendileri ile trafikte bulunan diğer sürücü, yolcu ve yayaların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına tedbirli ve kontrollü ilerlemeleri, trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, hızlarını yolun ve trafiğin icap ve şartlarına göre ayarlamaları, özen gereği olası kaza tehlikesini savuşturmak adına etkili fren veya direksiyon manevrası gibi önleyici etkili tedbirleri zamanında almaları, tehlikeleri ön görüp yolu gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeleri, dikkatli ve kontrollü ilerlemeleri gerekmektedir. Normal şartlar altında gece vakti, çevre aydınlatması bulunan, görüşün açık olduğu ve görüşe engel bir durumun bulunmadığı düz meskun mahalde bir sürücünün şerit takibi yapamaması, dikkatli, tedbirli ve özenli davranamaması için olumsuz bir neden bulunmamaktadır. Bilindiği üzere T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Meydana gelen trafik kazası, dikkatli, tedbirli ve özenli davranılması halinde önlenebilir niteliktedir.
Teknik olarak çarpışma sırasında ortaya çıkan momentum, kütleler, hız, çarpma açısı ve temas eden yüzeylerin sönümleme özellikleri ile değişmektedir. Örneğin 120 km/saat hızla düz bir duvara çarpma sırasında ortaya çıkan momentum ile 60 km/saat hızla birbirlerine doğru yaklaşan araçların kafa kafaya çarpışması sırasında ortaya çıkan momentum benzer etkiye sahiptir. Euro Ncap-önden çarpışma testleri 64 km/saat, yan çarpışma testleri 50 km/saat, yaya çarpışma testleri 40 km/saat hızda gerçekleştirilmektedir. Hızın artması ile hem kaza ihtimali artmakta, taşıt kontrolü güçleşmekte, durma mesafesi uzamakta, hem görüş açısı daralmakta, hem de kaza sonuçları ağırlaşmakta, çarpma anında transfer edilen kinetik enerji de o kadar yükselmekte, kaza anında enerjinin transfer edildiği araç, aracın içinde bulunan insanlar ve aracın çarptığı araç, engel ya da yaya o kadar zarar görmektedir. Saatte 80 km/saat hızla seyreden bir araçta bulunan bir kişinin ölme ihtimali, saatte 30 km/saat hızla giden bir araçta bulunan bir kişiye göre 20 kat daha fazladır. 35 km/saat hızla sert bir cisme çarpılması durumunda araç içerisindekiler yaklaşık 3 ton yüke maruz kalmaktadır. Ortalama hızın %5 artması, yaklaşık olarak tüm yaralanmalı kazalarda %10, ölümlü kazalarda ise %20 düzeyinde artışa yol açmaktadır. Kaza ihtimali ve kaza sonuçları ile ilişkisi nedeniyle hız, temel bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Aşırı hız, yasal hız sınırlarına; uygun olmayan hız ise, çevresel koşullara göre uygun hız sınırının üzerine çıkılması anlamına gelmektedir. Her iki durumda da meydana gelebilecek kazalar yasal hızda ya da uygun hızda oluşabilecek hasarın üzerinde olmaktadır. Dolayısıyla hızın kontrol edilmesi durumunda çoğu kaza önlenebilir ve oluşabilecek zarar ve kayıplar azaltılabilir niteliktedir. İki tekerlekli motosikletlerde seyir güvenliği ise tamamen denge üzerine kuruludur. Sürücü üzerinde dışarıdan bu dengeyi bozacak her türlü etki zamanında, etkili ve doğru şekilde fren, gidon ve denge kontrolü ile bertaraf edilmedikçe devrilme eğilimi kazanmaktadır. Tehlikelere açık, korunmasız halde sürücü ve yolcusu ile yaklaşık 250 kg ağırlığında belli bir hızla ilerleyen bir motosikletin ön kesimleri ile net 1385 kg, azami 1870 kg ağırlığındaki bir otomobilin sert metal kaporta kesimlerinin çarpışması durumunda çarpışmanın-momentumun şiddetine, hızına, açısına ve temas eden yüzeylerin katılığına bağlı olarak motosiklet sürücüsü ile yolcusunun hem doğrudan sadme hem ani frenleme ivmesi sonucu motosiklet ile aynı hızla savrularak devrilme sonrası zemine temas sırasında vücutlarının değişik kesimlerinden değişik derecelerde yaralanacakları, daha fazla etkilenecekleri açıktır. Tehlikeli bölge, kişilerin sağlık ve güvenlik yönünden riske maruz kalabileceği, ekipmanında veya çevresinde bulunan bölge, maruz kişinin ise tamamen veya kısmen tehlikeli bölgede bulunan kişi, açık tehlikenin ise mevcut durumda normal davranışta bile her an kazaya açık olan durumlar, olası tehlikenin ise güvenli görünen durumda davranış, durum ve pozisyonun değişmesi ile kaza olasılığı olan durumlar olarak tanımlanmaktadır.
Motorlu araçların, sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır. Araçlar, kanunda sınıfları belirtilen sürücü belgelerine sahip sürücüler ile iki veya çok taraflı anlaşmalara göre sürücü belgesi bulunan veya geçerli uluslararası sürücü belgesi olan kişilerce sürülebilir. “A2” sınıfı sürücü belgesi, motosiklet kullanacaklara verilen sürücü belgesidir (K.T.K. Mad. 36,38). Ehliyetsiz araç kullanmak trafik cezasını gerektiren bir durum olup (A2) sınıfı sürücü belgesine haiz olmayan sürücü …’un motosiklet kullanmayı bildiği, sevk ve idare edebildiği, ehliyet sahibi sürücülerin de benzer şekilde kazalara karışabildiğinin bilindiği, teknik açıdan ehliyete sahip olup olmamasının olayın meydana gelişi ve sonuçları ile illiyet bağı bulunmamaktadır.
Kaza üzerinden ne kadar zaman geçtikten sonra yapıldığı anlaşılamayan ölçümlerinde sürücü …’ta 0,72 promil, sürücü …’de 1,15 promil tespit edilmiş olup hastaneye nakil vb. arada geçen süre dikkate alındığında kaza anında biraz daha yüksek derecede alkollü oldukları değerlendirilmiştir. Zira metabolizma sonucu kandaki alkol düzeyinde bireysel farklılıklar olmakla beraber, bir saatte 0,12-0,18 promil, ortalama 0,15 promil azaldığı tıbben bilinmektedir. Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır (K.T.K. Mad. 48). Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0,50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0,20 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 97). Kandaki alkol seviyesinin 0,50 promilin üstünde olması halinde bireysel derece farkları olmakla birlikte dikkat düzeyinde azalma, refleks aktivite hızında düşme, doğru karar verebilme yeteneğinde ve psikomotor koordinasyon kapasitesinde azalma oluşmakta, 1,00 promilin üzerindeki alkol seviyesinde yetenekler açıkça bozulacak derecede etkilenmekte, 1,50-2,00 promil alkol seviyesinde ataksi, belirgin sarhoşluk, mide bulantısı, sendeleyerek yürüme, koordinasyon kaybı, uyuklamaya eğilim, 2,00-3,00 promil alkol seviyesinde ise letarji, kusma, uyuklama, koma riski ortaya çıkmaktadır. Alkollü olarak trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde “emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde” olup olmadığının tespiti, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, akomodasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı, dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkündür. Alkollü araç kullanmanın güvenli sürüş yeteneğini bozduğu sınır, başka bir deyişle tehlikelilik sınırı (kim olursa olsun etkileyecek düzey) 1,00 promil kabul edilmelidir. Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu’nun bu konudaki raporlarında da 1,00 promil sınırı bu suçlarda ölçüt olarak kabul edilmekte ve bu sınırın üzerinde bir değer saptandığında bu kişilerin her halükarda aracı güvenli sürme yeteneğini kaybedecekleri, güvenli araç kullanamayacakları belirtilmekte, bu değerin altında ise bazı tıbbi saptamalar yapılması gerektiği ortaya konulmaktadır. Sürücü …’ta saptanan 0,72 promil seviyesi yasal 0,2 promil üzerinde ve 1,0 promil teknik sınır altında, sürücü …’de saptanan 1,15 promil seviyesi ise yasal 0,5 ve teknik 1,0 promil sınırın üzerinde olmasına rağmen hadisenin meydana geliş şekline göre olay yerine nizami şekilde yaklaştığı anlaşılan sürücü …’ün solundan gelip ters yönde şeridine girerek üzerine doğru yönelen motosikletin sadmesine maruz kaldığı, teknik açıdan kazada etkili rolü veya hatalı davranışı bulunmamaktadır.
Bisiklet, motorlu bisiklet ve sepetsiz motosiklet sürücülerinin, sürücü arkasında yeterli bir oturma yeri olmadıkça başka kişileri bindirmeleri ve yönetmelikte belirtilen sınırdan fazla yük taşımaları yasaktır. Sürücü arkasında ayrı oturma yeri olan bisiklet, motorlu bisiklet ve sepetsiz motosikletlerle bir kişiden fazlası taşınamaz (K.T.K. Mad. 66/c). Sürücü …’un idaresindeki … plakalı motosikletin koltuk yapısının sürücü ve bir yolcu taşımaya müsait olduğu, dolayısıyla arkasında yolcu taşınmasında teknik bir sakınca bulunmadığı, istiap haddi aşımının söz konusu değildir.
K.T.K.’nun 85’inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araçlar trafikten men edilir (K.T.K. Mad. 91). … plakalı motosikletin olay tarihini kapsar şekilde geçerli zorunlu trafik sigortasının bulunmaması trafik idari para cezasını, taşıtın trafikten men edilmesi gibi bazı yaptırımları gerektiren hususlar olup kazanın oluşumunda teknik olarak etkisi bulunmadığı, meydana gelmesi muhtemel kaza gibi risk ve hallerde oluşabilecek zarar ve ziyanı kendileri ile motosiklet maliki-işleteninin üstlendiği, belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. Kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehir içi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir (K.T.K. Mad. 78). Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanunu’na göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı bulundurulması ve kullanılması zorunludur (K.T.Y. Mad. 150). Hadisenin sonuçlarına göre; motosikletin ön kesimleri ile otomobilin sol yan ön kesimleri arasında meydana gelen sadme nedeniyle savrularak zemine düştükleri anlaşılan sürücü … ile yolcu …’un olay sırasında koruyucu başlık kullanmadığı, ancak dava konusu maluliyetine neden olan kırık şeklindeki yaralanmasının sol bacak kesiminden olduğu, mevzuata göre kullanılması zorunlu koruyucu başlıkların (kask) baş bölgesini (beyin) sert darbelere karşı koruyacak şekilde tasarlandıkları, bel, bacak, kol, omuz, diz, dirsek vb. koruyan değişik ekipmanların da ayrıca mevcut olduğu, ancak kullanılıp kullanılmamaları kanunda zorunlu olmayıp tamamen kişilerin inisiyatifine bırakıldığı, dolayısıyla yaralamasına neden olan yaralanmasının baş ve yüz bölgesini koruyan kask hususu ile illiyet bağı bulunmadığı, kendi can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özen gereği koruyucu başlık kullanması halinde de benzer şekilde yaralanacağı, zararın doğmasında veya artmasında etkisi bulunmadığı, dolayısıyla davacı yolcuya bu açıdan atfı kabil kusur bulunmadığı ,hatır taşıması, maddi ve manevi menfaat olmadan bir kişinin araçla taşınması olup, bazı tanımlarda ücret karşılığı olmadan dendiği, ücretin yanıltıcı bir kavram olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir…” şeklinde olduğu, karşılıksız da olsa, bir kimseyi taşıtına yolcu olarak alan sürücü veya taşımacının, onun can güvenliğini üstlendiği, özellikle yakınlarını, dostlarını veya kendi isteğiyle herhangi bir kişiyi taşıtına alan sürücünün, aracını kullanırken daha bir özen göstermesi ve dikkatli davranması gerektiği, bu nedenle, ücretle taşınan yolcular hakkındaki hükümler, hatır için taşınanlara da uygulanmakla beraber somut olayda, kazazede yolcu … ile sürücü …’un arkadaş oldukları, hatır için taşınanın kusura katılımı varsa (genellikle hatır için taşınanın, sürücünün içki içmesine veya hız yapmasına engel olmaması, içkili, ehliyetsiz olduğunu bilerek taşıta binmesi vb. durumlarda kusura katılım söz konusudur) tazminattan indirim gerekeceği, aralarında maddi bir menfaatin bulunduğuna dair somut veri bulunmadığı, manevi menfaatin söz konusu olabileceği, hem hususla ilgili değişik Yargıtay ilamları ile K.T.K. kapsamı dışında T.T.K. ve B.K. çerçevesinde genel hükümlere tabi tutulması nedeniyle teknik olmayan hususun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu mütalaa edilmiştir. Değişen seyir şartlarında sürücü tavırlarının önceden tahmin edilmesi imkansız olup kazazede yolcunun motosiklette yolcu olarak bulunması teknik açıdan kazanın oluşumunda veya yaralanması ile sonuçlanmasında rol oynayan, etkili olan bir faktör değildir.
Hadisenin meydana geliş şekline ve sonuçlarına göre; sürücü …’un idaresindeki … plakalı motosiklet ile kavşak kesiminde karı yönden gelen yol kesimine girerek yaklaşmış durumdaki otomobilin üzerine yönelmesi ile kontrolsüz, tedbirsiz ve özensiz davranışının tamamen etkili olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) ve alınacak tedbirler ile ilgili olarak, gerekli görülen ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirleyen Karayolları Trafik Yönetmeliği (K.T.Y.) ile belirlenmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda (K.T.K.); trafik-yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, karayolu-trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü, kavşak-iki veya daha fazla karayolunun kesişmesi veya birleşmesi ile oluşan ortak alan, geçiş hakkı-yayaların ve araç kullananların diğer yaya ve araç kullananlara göre, yolu kullanmak sırasındaki öncelik hakkı olarak tarif edilmiştir (K.T.K. Mad. 3). Bu kapsamda Motorlu araçların, sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır. Araçlar, kanunda sınıfları belirtilen sürücü belgelerine sahip sürücüler ile iki veya çok taraflı anlaşmalara göre sürücü belgesi bulunan veya geçerli uluslararası sürücü belgesi olan kişilerce sürülebilir. “A2” sınıfı sürücü belgesi, motosiklet kullanacaklara verilen sürücü belgesidir (K.T.K. Mad. 36,38). Karayollarında trafik sağdan akar. Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler, araçlarını gidiş yönüne göre yolun sağından sürmek, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek (K.T.K. Mad. 46/a,c), trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/c,d), belirtilen hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 51), kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak (K.T.K. Mad. 52/a,b), kavşağa yaklaştıklarında, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek, dikkatli ve kontrollü geçiş yapmak (K.T.K. Mad. 57/a), taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmamak (K.T.K. Mad. 67/a) zorundadırlar. Bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerle diğer araçlar izlenirken, geçilirken, manevra yapılırken karayolunu kullananların hareketini zorlaştırıcı, tehlike doğurucu davranışlarda bulunulması (K.T.Y. Mad. 136/a), karayollarında, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde, özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 145/e). Araç sürücüleri trafik kazalarında; taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme, ikiden fazla şeritli taşıt yollarında, karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girme, şeride tecavüz etme hallerinde asli kusurlu sayılırlar (K.T.K. Mad. 84/b,c,g). Olayda aksine davranarak yeterli (A2) sınıfı sürücü belgesine haiz olmadan ve yasal sınır üzerinde alkollü olarak yönetimindeki … plaka numaralı motosiklet ile karayoluna çıkan, dönel kavşak kesimine yavaşlamadan yaklaşan, istikametine göre sağ tarafından nizami yaklaşmış durumdaki otomobili, far ışıklarını dikkate almayan, müteyakkız davranmayan, trafik can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürecek nitelikte bölünmüş cadde yolunun karşı kesimine bilinçli şekilde gelerek ters yönde ilerlemesine devam edip otomobilin üzerine doğru yönelen, tehlikeleri ön görmeyen, zamanında etkili fren veya direksiyon tedbiri uygulamayarak ön kesimleri ile otomobile çarpan, dikkatsiz, kontrolsüz, tedbirsiz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’un önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %100 oranında tamamen asli kusurludur.
Sürücüler trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d) zorundadırlar. Olayda aksine davranarak yasal ve teknik sınır üzerinde alkollü olarak sevk ve idaresindeki … plaka numaralı otomobil ile karayoluna çıkmasına rağmen bölünmüş cadde yolunu takiben şeridinde nizami düz seyir halinde iken kvşak kesimien yaklaştığı esnada istikametine göre sol tarafından gelip ters yöne girdikten sonra üzerine doğru yönelen motosiklet sürücüsünün sadmesine maruz kaldığı anlaşılan, kısa intikal süresi ve mesafede alabileceği herhangi bir tedbir, olayda etkili rolü veya kural dışı davranışı bulunmadığı mütalaa edilen sürücü …’e atfı kabil kusur bulunmamaktadır.
Yolcu-aracı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında araçta bulunan kişiler olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Karayollarından faydalananlar trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar (K.T.K. Mad. 47/d). Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur (K.T.K. Mad. 78). Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanunu’na göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı bulundurulması ve kullanılması zorunludur (K.T.Y. Mad. 150). Sol bacak bölgesinden kırık şeklinde yaralanarak maluliyeti ile sonuçlanan olayda … plaka numaralı motosiklette yolcu olarak bulunduğu esnada tedbirsiz ve özensiz tavır sergileyen sürücü arkadaşının neden olduğu kazada etkili olan hatalı bir davranışı ve kazaya engel olabilmek adına alabileceği herhangi bir tedbir bulunmayan, motosikletin ön kesimleri ile gerçekleşen şiddetli çarpışmanın akabinde savrulup düşerek zemin ile sadmeye maruz kalan, koruyucu başlık kullanıp kullanmamasının maluliyetine neden olan tibia kırığı ile illiyet bağı bulunmayan, kullanması durumunda da benzer şekilde etkileneceği değerlendirilen, zararın doğmasında veya artmasında etkili olmadığı mütalaa edilen davacı …’a kazanın meydana gelmesinde, zararın doğmasında ve artmasında, yaralanması ile sonuçlanmasında atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
Davacının üzerinde yolcu olduğu … plakalı aracın 15.04.2012 kaza tarihi itibarı ile ZMSS poliçesi bulunmamaktadır. 26.04.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6704 sayılı torba yasada 01.06.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Sigorta Poliçesi Genel Şartlarına atıf yapılmakta ve anılan Genel Şartlarda ve ekinde cismani zarar hesaplarının TRH-2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılacağı belirtilmektedir. Davaya konu trafik kazası 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardan önce meydana geldiğinden davacının maddi zararı, 01.06.2015 tarihinden önceki yasal mevzuat ve uygulamalara göre yani; PMF-1931 mortalite tablosu ve progressive rant yöntemi kullanılarak hesaplanması gerektiği, 23.04.1988 doğumlu olan davacı … 15.04.2012 kaza tarihi itibariyle olup, (24) yaşında olup, P.M.F.1931 yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (42) yıl ve muhtemelen (66) yaşına kadar yaşayacağı, ceza dosyasında mevcut müşteki ifade tutanağında davacının bekar olduğu ve aşçı olarak çalıştığı, davacı uğradığı maluliyete rağmen aktif olarak çalışmasını devam ettirecek ve kazanç edebileceği, Yargıtay’ın içtihatları ve uygulamalara göre, kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla, davacının aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek, kaza tarihi itibariyle (24) yaşından itibaren, (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif devresi (36) yıldır. (60) yaşından sonra devam edecek olan Pasif devreye ait Maddi zararın da hesaplanması gerektiği, davacının (60-66) yaşları arası zarar gördüğü emeklilik ve pasif devresi (6) yıldır.
Ceza dosyasında mevcut Müşteki İfade Tutanağında davacının bekar olduğu ve aşçı olarak çalıştığı belirtilmekle birlikte, elde ettiği kazançlara ilişkin belge bulunmadığı, davacının çalışması karşılığında elde edeceği kazançlar yasal asgari ücretlerin altında olamayacağından bekar çalışanlar için uygulanan yasal asgari ücretlere göre hesaplama yapılması gerektiği, olayın meydana gelmesinde sigortasız aracın dava dışı sürücüsü %100 oranında olduğundan %100 trafik kusuruna isabet eden maddi zarar tutarı davacı yararına maddi zarar oluştuğu, davalı olayda hatır taşıması ve müterafik kusur olduğu iddiasıyla müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi talep etmiş ise de teknik bilirkişi tarafından somut olayda müterafik kusur olmadığından kusur indirimi yapılmamalıdır.
Sürücü ve müteveffanın arkadaş oldukları ve sigortalı araçla eğlenmeye gittikleri ve buna göre olayda hatır taşıması olduğu, Yargıtay 17 HD E. 2014/10652, K. 2016/11067, T. 1.12.2016 kararı dikkate alınarak hesaplanan maddi tazminat tutarından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, dosyadaki ödeme dekontundan davacıya 16.06.2015 tarihinde 13.673,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, davacıya yapılan ödeme, ödeme tarihinden itibaren işbu rapor tarihine kadar işlemiş faiziyle güncellenmiş tutarı ile hesaplanan maddi tazminat tutarından tenzil edilmesi gerektiği, bu kapsamda davacının geçici iş görememezlik maddi tazminat bedelinin 5.262,53 TL olduğu, sürekli iş görememezlik tazminat bedelinin ise 46.326,49 TL olduğu, Kaza tarihi itibarı ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitleri sakatlık yönünden 225.000,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının 15/04/2012 tarihinde … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunduğu sırada motosikletin … plakalı araçla çarpışması neticesinde yaralandığı ve malul kaldığı, motosikletin sigortasının olmadığı, davalı … tarafından ödemenin yapıldığı, ödemenin davacı tarafça yetersiz bulunması nedeniyle maluliyet sebebiyle açılan Tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 15.04.2012 Pazar günü saat 00:10 sıralarında sürücü belgesiz, 0,72 promil alkollü sürücü …’un sevk ve idaresindeki … İth. İhr. Ltd. Şti. adına tescilli, ZMS (Trafik) sigorta poliçesiz, arkasında davacı …’un yolcu olarak bulunduğu, … plakalı, … marka, 2006 model, siyah renkli motosiklet ile … ili, … ilçesinde … caddesi yolunu takiben Stadyum istikametinden Belkop kavşağı istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan dönel kavşak kesiminde yolu kısaltmak amacıyla karşı yönden gelen yol kesimine ters yönden girerek … istikametine ilerlediği esnada ön kesimleri ile … istikametinden … istikametine seyir halinde olan 1,15 promil alkollü sürücü …’ün sevk ve idaresindeki, … adına tescilli, … Sigorta A.Ş. tarafından 11.05.2011-11.05.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 23223146 sayılı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı, … marka, … tipinde, 2006 model, gri renkli hususi otomobilin sol ön far ve tampon kesimlerinin çarpışması neticesinde motosikletin devrilmesi sonucu trafik kazası meydana geldiği, dava konusu kazaya ilişkin yapılan ceza yargılaması neticesinde sanık konumundaki sürücü …’un alkol ve uyuşturucu maddinin etkisindeyken araç kullanması neticesinde 25 gün hapis cezasının 500 TL para cezasına çevrilmesine ilişkin karar verilerek hükmü infaz edildiği, kaza neticesinde davacının geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti amacıyla İstanbul ATK 3. İhtisas Daire Başkanlığınca düzenlenen heyet raporuna göre davacının geçici iş göremez süresinin 9 ay olduğu ve meslekten kazanma gücünün ise %11,2 oranında olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamında aldırılan kusur ve aktüer raporunda … plakalı motosiklet sürücüsü …’un %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobil sürücüsü …’ün kusursuz olduğu, … plakalı motosiklet yolcusu davacı …’un kusursuz olduğu yapılan hesaplama neticesinde davacının geçici işgöremezlik maddi zararının 5.262,53 TL, sürekli işgöremezlik maddi zararının ise 46.326,49 TL olmak üzere toplam 51.589,02 TL olduğu ancak somut olayda kazanın oluşumunda tam ve asli kusuru bulunan motosiklet sürücüsünün alkol kullandığını bilerek davacı yolcunun motosiklete binmesi nedeniyle ortak kusurlu olması nedeniyle Yargıtay içtihatları kapsamında toplam hesaplanan tazminat bedelinden % 20 oranında ortak kusur indirimi uygulanması neticesinde davacının gerçek zararının maddi tazminat zararının 41.271,216 TL olduğu anlaşılmakla, temerrüt tarihinin kısmi ödeme tarihi olan 16/06/2015 tarihi olduğu gözetilerek araçların cinsinin hususi olduğunun kaza tespit tutanağından anlaşılması karşısında yasal faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılarak ve davacının hatır taşıması nedeniyle taşındığına ilişkin bir tespitin dosya kapsamında bulunmaması nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılmayarak davanın kısmen kabulü ile 41.271,216 TL tazminatın 16/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Hesabından alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-41.271,216 TL tazminatın 16/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Hesabından alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.819,24 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL + 172,79 TL ıslah harcından oluşan toplam 200,49 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.618,75 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç, 172,79 TL ıslah harcından oluşan toplam 200,49 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.381,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.889,83 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”