Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/691 E. 2018/28 K. 22.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2015/691 Esas
KARAR NO : 2018/28
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :23/02/2011
KARAR TARİHİ : 22/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 23/02/2011 tarihli dava dilekçesinde; Akaryakıt sektöründe uygulanan sisteme parelel bir şekilde müvekkilinin de bayilerin faaliyet gösterdiği istasyonların bulunduğu taşınmazlara ilişkin uzun süreli intifa veya kira anlaşması yapıldığı, bu anlaşmanın süresi ile doğru orantılı olarak bayilerine istasyon geliştirme desteği (inkişaf bedeli), peşin satış destek primi (PSDP), ayni/nakdi kredi, ariyet emtia ve ekipman verdiği, bazı istasyonlara direkt yatırım yaptığı, müvekkilinin bayisine yapacağı ödemenin tutarını, vereceği ariyet miktarını veya yatırımın değerini hesaplarken bayi tarafından işletilen istasyonun ne kadar süre ile … bayisi olarak faaliyet göstereceğini dikkate aldığı ve bu süre boyunca o istasyonda yapılacak satışlardan elde edeceği muhtemel kazanç ile doğru orantılı bir rakam tespit ettiği, rekabet kurulunun 05/03/2009 tarih 09-09/187-57 sayılı kararlarına istinaden kurumun internet sitesinde 12/03/2009’da yayımlanan duyuru ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılmayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından 2002/2 sayılı tebliğde tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna duyurulduğu, Bu kararlar ve duyurulara göre akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı yapılan intifa, kira, ekipman ve benzeri etkiye sahip sözleşmelerden; 18.09.2005 tarihinden önce yapılan anılan tarih itibari ile bakiye süreleri beş yılı aşanların, 18.09.2010 tarihine kadar, tebliğde yer alan muafiyetten yararlanabileceğini ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun, yapıldıkları tarihten itibaren ilk beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceği, beş yılı aşan süreler bakımından tebliğde muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, Dikey anlaşmalarda belirtilen tarihlerden sonra grup muafiyeti dışında kalarak, 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanunun 4. Maddesine aykırı hale geleceğini belirttiği, Sözleşmelerin belirtilen süreleri aşan kısmının, 4054 sayılı Kanunun 4. Maddesine aykırı hale geldiğini ve aynı kanunun 56. Maddesi gereği geçersiz sayıldığı, 56. Maddenin B.K.’na yapılan gönderme gereği, sözleşmelerin geçersiz kalan süresine ilişkin yerine getirilen edimlerin geri istenmesi konusunda, B.K.’nun sebepsiz zenginleşme halinde iadenin kapsamını belirleyen 63. 64. Maddelerinin uygulanacağı, Yargıtay içtihatları gereği sebepsiz zenginleşenin aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altında olduğu, iktisap edilen şeyin getirdiği semereler ve sağladığı diğer yararların da zenginleşmenin kapsamına dahil olduğu, sebepsiz zenginleşenin devamlı temerrüt halinde olduğundan alacaklının ayrıca bir ihtarda bulunmasının gerekmediği, sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli bile olsa zenginleşmesine konu olan parayı elinde bulundurduğu süre içinde ondan sağlaması beklenen medeni semereleri, aleyhine zenginleştiği kişiye eksiksiz iade etmekle yükümlü olduğu, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih ile ana para borcunu ödediği tarih arasındaki dönem için temerrüt faizini de ödemekle yükümlü olduğu, Davalı ile müvekkili arasında rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşma, Rekabet Kurumu’nun tebliğ ve kararları doğrultusunda öngörülen zamandan önce, 18.09.2010 tarihi itibari ile 2002/2 sayılı tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığı, müvekkilinin peşinen ve sözleşme süresi öngörülerek yaptığı ödemelerin, müvekkili şirketin yararlanamayacağı süreye karşılık gelen kısmınm(anapara) davalının bu bedelleri iktisap tarihinden itibaren avans faizi ve KDV’si ile müvekkili şirkete iadesinin gerektiği, anaparanın dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalıların elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkilinin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların ederinin de dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile davalılarca müvekkili şirkete ödenmesi gerektiği, intifa terkin harcı ve ilgili masrafların davalı malikler nam ve hesabına müvekkili şirketçe ödenmesi sebebiyle davalılardan alacağının doğduğu, Davalının faaliyet gösterdiği istasyonda, müvekkilinin bayisi iken aralarındaki sözleşmeler ve bunlara bağlı protokoller gereği aradaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak istasyon zemin betonu, bina inşaatı ve mütemmim cüz niteliğinde yapılan inşat giderlerinin müvekkilince karşılandığı, …’ün davalı bayiinin müvekkili …’a 250.000,00 TL ‘sına kadar olan borçlarını müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla üstlendiği, davalı maliklere 11.07.2005 tarihinde 29.6540,00 TL intifa ivazı ödendiği, müvekkilinin ivazını peşinen ödediği intifa süresinin tamamını kullanamadığı ve intifa, Rekabet Kurulu kararları kapsamında ortaya çıkan geçersizlik ve buna bağlı yaptırıma maruz kalmamak için müvekkilinin tek taraflı akitsiz işlem olarak terkin edildiği, davalıların bakiye intifa süresine, kıstelyevm usulü hesaplama sonucu isabet eden 18.907,06 TL’nin KDV’si ile birlikte iktisap ettikleri tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’sinin davalı maliklerden tahsilini, Taşınmaz üzerindeki intifa hakkı, toplam 15.445,50 TL tutarındaki terkin harcı ve sair masrafların davalı malikler nam ve hesabına ödenerek terkin edildiği, ödenen bu rakamın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı maliklerden hisseleri oranında tahsiline, davalıların taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden erken bir tarihte sonlanması nedeniyle yukarıda ödeme kalemlerinde geçersiz kalan bakiye süreye kıstelyem usulü hesaplama sonucunda isabet eden 18.907,06 TL’nin KDV’si ile birlikte iktisap ettikleri tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’sinin davalı maliklerden hisseleri oranında alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, Ayrıca Söz konusu bedelin ana paranın dava tarihine kadar davalıların yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği (ya da elde etmesi beklenen) tüm semerelerin (/kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) karşılığı olarak 25.710,98 TL’nin KDV’si ile birlikte, dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’sinin davalı maliklerden hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini, Taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, istasyon zemin betonu, bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibari ile ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 46.142,82 TL’nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı malikler bakımından hisseleri oranında olmak üzere) alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, fazlaya ve hataya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderlerinin davalı yana yüklenilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılardan …, …, …, …vekili tarafından verilen 29/03/2011 tarihli cevap dilekçesinde; Müvekkillerinin davacı ile diğer davalı … Şti. arasında yapılan Bayilik Sözleşmesi’nin tarafı olmadığı, davacı ile müvekkillerini temsilen hareket eden … arasında tarihsiz Protokol başlıklı belgenin Ankara’da düzenlenerek imzalandığı, bunun dışında davacı ile imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığı, bu protokolün 15. Maddesi gereği Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı, davalılar Ankara’da ikamet ettiklerinden, sözleşmenin ifa yeri Ankara olduğundan ve intifa hakkının tesis edildiği taşınmaz Ankara’da olduğundan İstanbul Mahkemelerinin yetkili olmadığını, davaya bakmaya Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu, yetki itirazında bulunduklarını, Müvekkillerinin …’ndaki taşınmazın malikleri olduğu, taşınmaz için 27.04.1987 tarihinde Yapı Kullanma İzin Belgesi, 21.03.1990 tarihinde Gayri Sıhhi Müessese ruhsatı alındığı, taşınmazın 5 yıllık kira sözleşmesi ile 07.03.2002 tarihinden beri kiracı … Şti. tarafından akaryakıt istasyonu olarak işletilirken 04.12.2003 tarihinde kabul edilip 20.12.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5015 sayılı Kanun ve buna bağlı Lisans Yönetmeliği’nin amir hükümleri gereği … Ltd.Şti.15.10.2004 tarihinde … A.Ş. … ile bayilik sözleşmesi imzaladığı, 31.03.2005 tarihinde malikler ve bayi adayı … Petrol ile …’ın aralarında protokol imzaladığı, dava dilekçesindeki protokolün aslının tarihsiz olduğu, tarihsiz olan aslından bir örneğin davacı tarafından daha önce Gölbaşı Hukuk Mahkemesinin 2008/500 sayılı dosyasına sunulduğu, davacının tarihsiz protokole 01.07.2005 tarihini atarak suç oluşturduğu, protokol 13.04.2005 tarihinde verilen intifa hakkı için yapıldığından 01.07.2005 tarihinin de doğru bir tarih olmadığı, Müvekkillerinin söz konusu gayrimenkulün tapu kaydı üzerine 13.04.2005 tarihinde 29.640,00 TL bedelli … lehine 15 yıllık intifa hakkı tesis ettiği, tarih sırasına göre, havilik sözleşmesinin, protokolün ve intifa sözleşmesinin imzalandığı, …’in tesiste gereken tamirat işlerini yaparak …’tan protokolün EK-1 kısmında belirtilen malzemeyi monte ettiği, intifa bedelinin 15.000,00 TL’sinin makbuz karşılığı bütün taşınmaz maliklerini temsilen hareket eden müvekkili … tarafından …’in o zamanki sahibi …’e bina ve tuvalet inşaatı işi verildiği, …’ın istasyonda sabit yatırımının bulunmadığı, protokolün İntifa Hakkı Tesisi başlıklı 6. Maddesinin son iki satırında sabit yatırımlar “…. Bayii adayına terk edilecektir” denildiği, davacının yatırımı olsa dahi bunu talep etmesinin mümkün olmadığı, 5 yıllık Bayilik Sözleşmesine karşılık … lehine 15 yıllık intifa hakkı tesis edildiği, 5 yıllık sözleşmenin bitim tarihi 15.10.2009 tarihinden sonra 22.10.2009’da …’ın protokol gereği yaptığı imalatları söktüğü, istasyonu harap durumda bıraktığı, istasyonda…’a ait hiçbir şey kalmadığı, bu durumun Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.03.2010 tarihli … D.İş dosyasından yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı, davacının beton, bina inşaatı ve mütemmim cüz yapmadığı, davacının 15.10.2004 tarihli bayilik sözleşmesini, kiracı …’e Ankara …Noterliği’nin 23.10.2009 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tek taraflı olarak fesih ettiği, ihtarnamenin bayi tarafından 30.10.2009 tarihinde tebellüğ edildiği, …’in fesihten 6 ay sonra müvekkilleri onaylamadığı halde iki akaryakıt dağıtım firmasıyla anlaştığı, istasyonun kirasında yapılması gereken artışın yapılmadığı,…’ın intifa sahibi olarak taşınmazın emlak vergilerini ödemediği, 08.03.2010 tarihinde müvekkillerinin Rekabet Kurumuna şikayette bulunarak kiracı bayiinin başka bir dağıtıcı ile çalışmasının fiilen mümkün olmadığı, bayiinin fiilen intifa hakkı süresince rekabet yasağına tabi olduğu, Rekabet Kurumu’nun 2002/2 sayılı dikey anlaşmalara ilişkin tebliğ ilkelerinin ihlal edildiğini bildirdikleri, müvekkillerinin istasyonundan 3 km önce ve sonra …’ın bayilerinin olduğu, bu şikayet karşısında Rekabet Kurulu’nun müvekkilleri lehine karar verdiği, taraflarınca davacı …’a … Noterliği’nin 16.07.2010 tarih, … yevmiye numarası ile ihtarname çekerek Rekabet Kurulu’nun bu kararını gönderdiklerini ve intifanın terkin edilmesini ihtar ettiklerini, davacının bu ihtara da cevap vermeyerek sorumluluklarını yerine getirmediği, Rekabet Kurumunun verdiği sürenin bitiminden 2 gün önce intifa hakkını terkin ettirdiği, terkin harcı ile ilgili masrafların müvekkilinden talep edilmesinin sözleşmeye ve kanuna aykırı olduğu, Bayilik sözleşmesinin feshi ile buna bağlı protokolün de fesih olacağının sözleşmenin fesih başlıklı 30 maddesinin (aa) bendinde belirtildiği, …’m bu fesihten sonra terkine kadar 1 yıl boyunca intifa hakkını kullanarak istasyondan faydalandığı, kendisi adına akaryakıt dağıtımı satılmasına izin vermediğini bildirerek, yetki itirazlarının kabulüne, esasa girilmesi halinde ise davanın reddine karar verilmesini etmişlerdir.
Davalı …Şti.vekili tarafından verilen 29/03/2011 tarihli cevap dilekçesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında en son 15/10/2004 tarihinde … Sözleşmesinin imzalandığını, davacı şirketin akde aykırı davranış iddiasıyla tek taraflı olarak bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, akaryakıt satış istasyonunda kiracı sıfatıyla bulunan davacının mülk sahipleri tarafından 13/04/2005 tarihinde davacı şirket lehine intifa hakkının tanındığını, davanın dayanağının sebepsiz zenginleşme iddiası olduğunu, bu nedenle BK.nun 66 maddesi gereği 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini bildirerek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya karşı herhangi bir cevap vermemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafından intifa bedeli olarak 11.07.2005 tarihinde 29.640 TL ödendiği, ancak davacının istasyondan 18.09.2010 tarihine kadar yararlandığı, buna göre davacının intifa bedelinden 18.907,06 TL’yi isteyebileceği, davacının istasyon zemin betonu, bina inşaatı ve bunların mütemmim cüzleri için yaptığı harcamalara ilişkin talep ettiği 46.142,82 TL’nin talep edilemeyeceği, yatırım bedelinin amortismana tabi olduğu, 4 yılda amortismana tabi tutulmak suretiyle itfa olacağı, davacının bu yatırımlardan 15 yıl süre ile kesintisiz olarak istifade etme imkanının bulunmadığı, kalıcı teknik yatırımların işletme sözleşmesinin bir gereği olarak sözleşmenin süresine bakılmaksızın yaptırılması gerektiği, bu sebeple istenemeyeceği, reddi gerektiği, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58/f maddesi gereğince intifa terkin harcının lehine işlem yapılmış kişi tarafından ödenmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 15.445,50 TL intifa terkin harcının tapu kayıt maliki olan davalılar Mürteza …, …, … ve …’dan hisseleri oranında tahsiline, bu tutara dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 18.907,06 TL intifa bedelinin davalılardan dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilmiş olan … Esas,… Karar sayılı 24/06/2013 tarihli karar Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığının … E, 2014/147 Karar sayılı 25/09/2014 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma ilamında “…Davacı yana sabit yatırım taleplerinin neler olduğu ayrıntılı bir şekilde açıklattırılarak ve gerektiğinde mahkemece mahallinde keşif yapılarak davacı yanca iddia edilen sabit yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise davalı yanca aynı sabit yatırımların kullanılarak ticarete devam edilip edilmediği, bir başka deyişle anılan sabit yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı gerekçeyle bu kalem isteğin reddi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir…” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığının …E, … Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilince karar düzeltme yoluna gidilmiş, Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığının … E, … Karar sayılı 13/04/2015 tarihli karar düzelme ilamında; “… Dava dilekçesinde hükmedilecek bedele yürütülecek faizin KDV’si de talep edilmiştir. 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 24/c maddesinde KDV matrahına dahil olan unsurlar arasında faiz de sayılmıştır. Bu durumda mahkemece hükmedilen faizin KDV’sinin de davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir karar verilmemesi doğru olmadığından Dairemizin bozma gerekçelerine bu şekilde bir bozma gerekçesi de ilave edilmesi gerektiğinden davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün belirtilen bozma sebebi de önceki bozma kararına ilave edilerek bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığının …E, … Karar sayılı ilamı ve Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığının … E, … Karar sayılı 13/04/2015 tarihli karar düzeltme ilamına uyularak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce Ankara Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davacının sabit yatırım bedellerine ilişkin mahkememize sunduğu fatura konusu inşaat ve elektrik işlerinin taşınmazda bulunup bulunmadığı, kullanılıp kullanılmadığı, taşınmaza değer katıp katmadığının tespiti ile güncel değerlerinin ne olduğunun belirlenmesi açısından keşif yapılması talep edilmiş, talimat mahkemesince mahallinde yapılan keşif sonucunda ibraz edilen bilirkişi raporunda; dava konusu akaryakıt istasyonunun … şirketi tarafından kullanıldığı, …’in sunmuş olduğu proje ve şartnameye göre yeniden yapıldığı, keşif metrajında belirtilen 17/12/2008 tarihli … seri numaralı 53277 TL bedelli fatura konusu işlerin taşınmazda mevcut olmadığı, kullanılmadığı, metraj cetvelinde belirtilen işlerin zorunlu tamir ve onarım kapsamında olduğu ve taşınmaza değer katkısı bulunmadığı, bu imalatların keşif tarihi itibariyle malzemelerinin amortisman değerleri düşülerek güncel değerlerinin 65.028,62 TL olduğu bildirilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazlar ve davacının bilirkişi raporuna karşı beyanların değerlendirilmesi ve taşınmazın 12/11/2012 tarihinde …’e devredildiği dikkate alınarak bu tarih itibariyle güncel değerinin ne olabileceğinin tespit edilmesi konusunda bilirkişilerden talimat yoluyla ek rapor alınmış, bilirkişiler sunmuş oldukları ek raporlarında; davacının dayanak faturasına konu inşaat işlerinin 12/11/2012 tarihi itibariyle amortismana tabi tutulmak suretiyle 57.419,87 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen talimat kök ve ek raporunda davacının talep ettiği sabit yatırımların taşınmaz üzerinde olmadığı, halen kullanılmadığı, taşınmazın 12/11/2012 tarihinde dava dışı… şirketine devredildiği, … şirketinin teknik şartnamesine uygun şekilde taşınmazın yeniden düzenlendiği tespit edilmiştir.
Davacı İstasyon zemin betonu, bina inşaatı ve bunların mütemim cüzleri karşılığında 46.142,82 TL alacaklı olduğunu iddia etmiştir. İddiasının dayanağı olarak da davalı … tarafından davacı adına tanzim olunan 17/12/2008 tarih ve … seri numaralı 53.277,00 TL (45.150 +8.127 KDV) bedelli faturayı göstermiştir. Fatura açıklaması olarak 1 adet istasyon iyileştirme ve geliştirme bedelinin fatura üzerinde yazılı olduğu, fatura altının davalılardan … tarafından kaşelenip imzalanmış olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen protokol kapsamında bina tadilatı, tuvalet, çevre düzenlemesi, alt yapı tadilatı, sağ betonu tadilatı işlerinin davalı … tarafından üstlenildiği, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesinde tuvaletlerin tadil edildiği, sıva tamirleri, taş yünü , asma tavan, boya tamirleri , binanın sıhhı tesisatı, pis su tesisatı, elektrik tesisatının yenilendiği, kalorifer tesisatının yapıldığı, doğramaların değiştirildiği, camların yenilendiği tespit edilmiştir.
Davalı … tarafından davacı adına tanzim olunan 17/12/2008 tarihli, 45.150 +KDV bedelli fatura davacı kayıtlarında davalı … borcuna mahsup edilmiştir. Davalı bu kadar miktar açısından borcundan kurtulmuş olduğundan davacı tarafından 45.150 TL’nin kullanılmayan süresine isabet eden kısmın davalı … firmasından talep edilebileceği, güncellenmiş değerinin talep edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi ve intifa süresi dikkate alındığında davacının kullanılamayan süreye ilişkin 28.873 TL + 5.184,13 TL KDV olmak üzere toplam 33.984,86 TL sabit yatırım bedelini talep edebileceği, her ne kadar taşınmaz üzerinde bu yatırımlar bulunmasa da; davacı tarafından davalı … tarafından sabit yatırımlara ilişkin olarak düzenlenen faturanın bedeli …’in borcundan mahsup edilmiş olduğundan akaryakıt istasyonunun devredildiği tarihe kadar da kullanılmış olduğu dikkate alındığında davalılardan … ve bayilik sözleşmesi ve protokol kapsamında …’in borçlarına kefil olan …’ten talep edilebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; bilirkişi raporları doğrultusunda davacının 28.873,00 TL sabit yatırım bedeli ve 5.184,13 TL KDV Si olmak üzere toplam 33.984,86 TL kullanılmayan süreye isabet eden sabit yatırım bedelini … … Şti ve kefil …’ten talep edebileceği, intifa terkin harcı , intifa ivazı ve sabit yatırım bedelinden doğan alacaklarına dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi ve 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 27/c maddesi uyarınca faizin KDV’si ile birlikte tahsili gerektiği sonucuna ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kısmen kabulüne, 15.445,50 TL intifa terkin harcının tapu kayıt malikleri ve aynı zamanda … Mirasçıları olan Mürteza …, …, …’dan hisseleri oranında tahsiline, dava tarihinden itibaren 15.445,50 TL’ye avans faizi ve faizin KDV’sinin uygulanmasına,
18.907,06 TL intifa ivazının davalılardan( tapu kayıt malikleri ve aynı zamanda … Mirasçıları olan Mürteza …, …, …’dan hisseleri oranında, … Şti ve … )tahsiline, dava tarihinden itibaren avans faizi ve faizin KDV’sinin uygulanmasına,
28.873,00 TL sabit yatırım bedeli ve 5.184,13 TL KDV si olmak üzere toplam 33.984,86 TL sabit yatırım bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDVsi ile birlikte davalılardan … Şti ve …’ten tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 4.668,12 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 1.577,20 TL peşin harçtan mahsubu ile, bakiye 3.090,92 TL harcın davalılardan ( 1.978,18 TL’sinden davalılar … ve … …Şti.sorumlu olmak kaydıyla ) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 1.577,20 TL harç ile aşağıda dökümü yapılan bozmadan önce 1.110 TL, bozmadan sonra 1.674,30 TL olmak üzere toplam 2.784,30 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.781,95 TL’nin davalılardan ( 1.140,00 TL’sinden davalılar … ve …Şti.sorumlu olmak kaydıyla )alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalılar Mürteza …,…, … tarafından yapılan 12-TL yargılama gideri davanın red edilen kısmına tekabül eden 4,32 TL’ sinin infaz kabiliyeti bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.867,12TL nispi vekalet ücretinin davalılardan ( 5.084,95 TL’sinden davalılar … ve …Şti.sorumlu olmak kaydıyla )alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar …Şti, Mürteza …, …, … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 4.515,48 TL nisbi vekalet ücretinin (2.889,90 TL’sinin Mürteza …, …, …, 1.625,10 TL’sinin …Şti’ne ödenmesi kaydıyla ) davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ve bir kısım davalı vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …
Harç Beyanı :
Karar Harcı :4.468,12 TL
Peşin Harç : 1.577,20TL
Bakiye Harç : 3.090,92 TL
Davacı Gideri :
Bozmadan önce: 1.110,00 TL
Bozmadan sonra:
GA Kullanılan : 474,30TL
Bilirkişi ücreti: 1200 TL
Toplam: 1.674,30 TL