Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/684 E. 2020/759 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/482 Esas
KARAR NO : 2020/661

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2016
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davası Ankara 12. Tüketici Mahkemesinin 2016/146 esas 2016/413 karar sayılı 08/02/2016 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/256 esas sayılı sırasına tevzisi yapılmakla mahkemenin 2017/83 karar 06/02/2017 tarihli yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmekle mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında güvenlik hizmet sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin hizmet sırasında hırsızlık olaylarına karşı korunmasının garanti altına alındığını, müvekkilinin işyerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, davalının sözleşme kapsamındaki edimlerini tam olarak ifa etmediğini, ayıplı hizmet verdiğini, müvekkilinin maddi zarara uğradığını belirterek şimdilik 5.500,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmenin iptaline, sözleşme bedelinin müvekkiline iadesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartı bulunduğunu, davanın İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak müvekkilinin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa ettiğini, müvekkili tarafından sunulan hizmetlerde herhangi bir ayıbın bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin sigorta hükmünde olmadığını, meydana gelen zarardan davacının sorumluluğunun bulunduğunu savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dav konusu … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin …esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla sigortacı, elektrik elektronik mühendisi ile güvenlik uzmanı bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 05/12/2018 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; davacı …’a ait … adresinde yer alan …isimli işyerinin korunması maksadıyla davalı … ile aralarında güvenlik sistemi hizmet sözleşmesi yapıldığı, davacının işyerinde meydana gelen hırsızlık neticesinde 5.500,00-TL maddi zarara uğradığı, uğranılan zararda davalı …’in hizmet kusuru olduğu iddia edilerek davacı yanca iddia edilen zararın tazmini ve aralarında akdelilen 09.12.2014 tarihli sözleşmenin fesh edilmesi, talep ve dava edilmiştir. Dosya kapsamının kül halinde incelenmesinden anlaşıldığı üzere; taraflar arasında akdedilen 09.12.2014 tarihli Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi tüm detaylarıyla birlikte incelenip irdelendiğinde; gerek sözleşme kapsamı gerekse hırsızlık alarm ve ihbar sisteminin işleyiş tarzı ile Alarm Haber Alma Ve İzleme Merkezi görevlilerince yapılan uygulamaların tamamen yerinde bir uygulama olduğu, sözleşme hükümlerinin yerine geterildiği, sistemin olay tarihi ve saatinde aktif olduğu vb. hususlar birlikte değerlendirildiğinde; olayın oluşmasında davalı yanın kusurlu ve ayıplı bir hizmet sunduğuna dair her hangi bir husus tespit edilemediğinden davalı …’e hırsızlık olayı nedeniyle her hangi bir sorumluluk ve kusur atfedilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların beyan ve itirazları ile celp edilen delillerin dosya kapsamındaki CD’nin değerlendirilmesi amacıyla Bilgisayar İşletmenine tevdii edilen dosyaya 18/04/2019 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; incelemeye konu CD içerisindeki 2 adet ses kaydının incelemesinin yapıldığı ve dökümünün yukarıda arz ve izahı yapıldığı şekilde olduğu, CD içerisindeki 2 adet ses kaydının uzunluğunun 5 dakika 17 saniye uzunluğunda olduğu, CD içerisindeki ses kayıtlarında herhangi bir tarih ya da saat ibaresinin bulunmadığı, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan arama aranma bilgilerinde arayan numara ve tarih bilgileri bulunmadığından, arama aranma bilgilerinin tespitinde bu verilerin kullanılamayacağı, 27/03/2019 tarihli duruşma 1 nolu ara kararında “… davacı vekilince ilgili kayıtların tespiti için cep telefonunun ve CD’nin 2 haftalık süre içerisinde dosyaya sunularak… ” şeklinde bahsedilmiş ise de davacı vekilince dosyaya sadece CD sunulduğunun görüldüğü, bilirkişi incelemesi anında davacı vekilinden cep telefonun da sunulması istenildiğinde ise “Olay tarihi üzerinden 3,5yıl geçtiği ve ilgili cep telefonunun şu anda müvekkilde olmadığı” beyan edildiğinden, ilgili cep telefonu üzerinde inceleme yapılmadığı, dosya muhteviyatının detaylı incelenmesinde tarafımdan istenilen davalı tarafın davacıyı aradığı tarih ve saat bilgilerini içerir herhangi bir veri bulunmadığı görülmekle, sayın Başkanlığınızca davacının kullanmakta olduğu cep telefonu numarasının, hırsızlık olayının yaşandığı güne ait Arama- Aranma HTS kayıtlarının BTK’dan istenilmesi halinde taraflar arasındaki arama ve aranma kayıtlarının detaylı incelenerek ek rapor olarak sunulabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporlarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan güvenlik uzmanı bilirkişi ile Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 05/02/2020 tarihinde tanzim olunan ek raporda özetle; taraf vekillerinin kök raporumuza karşı itirazlarının dosya kapsamına sunulan CD kayıtlarını içerir rapor ile birlikte yukarıda değerlendirilmesi sonucu kök rapormuzdaki kanaat aynen devam ettiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının işyerinin güvenliğinin sağlanması amacıyla davalı ile yapılan hizmet sözleşmesi kapsamında ayıplı hizmet verildiği iddiası ile açılan tazminat davasıdır.
Davacının kendisine ait “…” isimli işyerinin korunması amacıyla davalı … ile güvenlik sistemi hizmet sözleşmesi yaptığı, davacının işyerinde meydana gelen hırsızlık neticesinde 5.500 TL maddi zarara uğradığı, uğranılan zararda davalı …’in hizmet kusuru olduğu iddia edilerek davacının zararının tazminine ilişkin tazminat davası ile taraflar arasındaki 09.12.2014 tarihli sözleşmenin feshedilmesine ilişkin davadır.
Taraflar arasında akdedilen 09.12.2014 tarihli Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi kapsamı, hırsızlık alarm ve ihbar sisteminin işleyiş tarzı ile Alarm Haber Alma Ve İzleme Merkezi görevlilerince yapılan uygulamaların tamamen yerinde bir uygulama olduğu, sözleşme hükümlerinin yerine geterildiği, sistemin olay tarihi ve saatinde aktif olduğu, olayın oluşmasında davalı tarafın kusurlu ve ayıplı bir hizmet sunduğuna dair her hangi bir husus tespit edilemediğinden davalı …’e hırsızlık olayı nedeniyle her hangi bir sorumluluk ve kusur atfedilemeyeceği kök raporda teknik heyet tarafından tespit edilmiştir.
Dosyanın önceki heyete günsüz olarak tevdi ile taraf itiraz ve beyanları ve dökümü yapılan 17/04/2019 tarihli teknik bilirkişi bilgisayar işletmeni tarafından dosyaya sunulan raporda gözetilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş olup sunulan ek teknik heyet raporunda, 17/04/2019 tarihli CD çözümünü içerir bilirkişi raporunda CD içerisindeki ses kayıtlarında herhangi bir tarih ya da saat ibaresinin bulunmadığı, Raporun sayfa 3 bölümünde “… ” isimli 3 dakika 20 saniye uzunluğundaki ses kaydının incelenmesinde CD kayıtlarında tarih ve saat bilgisi yer almasa da davalı şirket müşteri temsilcisinin kesilmeyen ses kayıtları kapsamında önce davacı, sonra Acil Çağrı Merkezi sonrasında da Emniyet tarafından aranmış olduğu, aramalar arasında zaman farkı bulunmadığı, davalı şirketin müşteri temsilcisinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde yer alan sinyal döküm bilgilerinden olayın meydana geldiği 18.12.2015 saat 03:46:03 itibariyle Giriş PIR dedektöründen alarm sinyali alındığı, 03:46:07 itibariyle Manav PIR dedektöründen alarm sinyali alındığı, davalı şirket müşteri temsilcisinin görüşme kayıtları da dikkate alındığında sistemin çalışmakta olduğu, gerek davalı vekilinin kök rapora karşı yapmış olduğu itiraz beyanı gerekse davacının müşteki sıfatı ile kolluk kuvvetine verdiği 22.09.2016 kayıt tarihli beyanı dikkate alındığında … Alarm kutusunun kırılmış olduğunun sabit olduğu, bu nedenle sirenin kutuya yapılan fiziki müdahale ile devre dışı bırakıldığı, kök rapor sonrasında dosya kapsamına sunulan 17/04/2019 tarihli CD çözümünü içerir bilirkişi raporu ve davacı vekilinin itiraz dilekçesi kapsamında davalı …’e hırsızlık olayı nedeniyle her hangi bir sorumluluk ve kusur atfedilemeyeceği tespit edilmiştir.
Soruşturma aşamasında alınan ifadeler, ceza dosyası ve telefon görüşme kayıtları kapsamında elektrik-elektronik uzmanı bilirkişi heyet kök ve ek raporlarına göre davalı … tarafından risk analizi ve risk değerlendirmesi yapılmak suretiyle hırsızlık öncesinde izinsiz sızmaların yapılabileceği noktalara hareke bağlı sensörler yerleştirilmesinin yapılan işin gereği profesyonelce bir hizmet verilmesi niteliğinde olduğu, davalı …Ş. tarafından davacının işyerinde uygulanan hırsızlık alarm ve ihbar sisteminin olay tarihinde çalışır vaziyette ve aktif olduğu, sistemin sağlıklı bir şekilde alarm izleme merkezine test sinyalleri gönderdiği, test sinyallerinin izlenmesi akabinde izinsiz ve yetkisiz giriş sinyali alınması üzerine derhal polis ve davacıya telefonla olay hakkında bilgi verildiği dolayısıyla davalı şirkete hırsızlık olayında kusur atfedilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 52,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1,63 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”