Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/681 E. 2019/1176 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/681 Esas
KARAR NO : 2019/1176

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2015
KARAR TARİHİ : 20/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 04/01/2011 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile … yönüne doğru seyirhalinde olan … yönetimindeki … plakalı kamyonla çarpışması sonucu ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, sürücü …’nın asli kusurlu olduğu, müvekkilinin meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu ve kusura katılımının söz konusu olmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı tarafından sigortalı olduğunu bildirmekle hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının mahkememize herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
Mahkememizce … 2. Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak 2011/484 Esas 2011/818 Karar sayılı kararının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının sosyal ve ekonomik durumunu bildirir bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davacının maluliyet oranının araştırılması istenilmiş İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu’nun mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporunda; maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Mahkememizin 19/06/2019 tarihli celsesinde davacının duruşmaya katılmadığı ve dosyanının HMK 150. Maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ile dosyanın yenilendiği ve tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi makine mühendisi … ve aktüer bilirkişi …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişlerin mahkememize sunmuş olduğu 11/10/2019 tarihli raporunda; Dosyada bulunan ve 04.01.2011 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağına atıf yapan Bilirkişi Raporları ve tanık ifadeleri incelendiğinde yolun ıslak, asfalt, düz, iki şeritli ve tek yönlü, havanın bulutlu ve sisli, vaktin gündüz ve kaza yerinin meskun mahal dışı olduğu ve yol üzerinde … plakalı kamyonun sağ lastiğine ait 20 metre ve sol lastiğine ait 30 metre fren izinin bulunduğu tespit edilmiştir. Dosyada ayrıca kusur durumu ile ilgili olarak, … Polis Merkez Amirliğinin … Cumhuriyet Başsavcılığına düzenlemiş olduğu … tarihli bir Yazı, … Polis Merkez Amirliğince düzenlenmiş olan … tarihli bir Tutanak, kazaya karışan araç sürücülerinin ve … plakalı minibüsün içerisindeki yolcuların … Polis Merkez Amirliğinde, … 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, … Asliye Ceza Mahkemesinde ve … Cumhuriyet Başsavcılığında alınmış ifadeleri, … Cumhuriyet Başsavcılığına düzenlenmiş olan 11.01.2011 tarihli bir Bilirkişi Raporu ve … 2. Asliye Ceza Mahkemesine Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenmiş olan 24.07.2012 tarihli bir Bilirkişi Kurulu Raporu bulunmaktadır. Yapılan incelemede, her iki Bilirkişi Raporunda da … plakalı minibüsün sürücüsü …’ ya asli ve tam kusur verildiği görülmüştür. Heyetimiz tarafından yapılan değerlendirmede de, 11.01.2011 tarihli Bilirkişi Raporu ve 24.07.2012 tarihli bir Bilirkişi Kurulu Raporunda belirtilen ve birbirleri ile aynı olan kusur dağılımına iştirak edilmesinin uygun olacağı kanatine varılmıştır ve kusur dağılımı ve gerekçeleri ise aşağıda verilmiştir. Buna göre, davalı şirkete sigortalı … plakalı minibüsün sürücüsü …’ nın, K.T.K.’ nun 57b/7. maddesine göre bir mülkten çıkıp ana yola girişini yapmadan önce, dikkatli bulunup ana yoldan gelen kamyonu ve hızını kontrol ederek ilk geçiş iznini bu kamyona vermesi gerekirken, bu kurala riayet etmeyip kontrolsüz biçimde ana yola girişini yapması sonucu şerit tecavüzünde bulunup kazaya yol açtığından ve K.T.K.’ nun 84 h. (ilk geçiş önceliğine uymama) maddesine göre de asli kusurlu olduğundan, meydana gelen kazada tam (%100 veya 8/8 oranında) kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. … plakalı kamyonunun sürücüsü …’ ün ise, normale yakın bir seyir hızıyla ve kurallara uygun bir biçimde sağ şeritte seyrine devam ederken şeridine ani olarak girildiğinden ve ıslak zeminde ve sisli havada fren yapıp yolun sol şeridine kaçmasına rağmen kazayı önleyemediğinden, meydana gelen kazada herhangi bir kusuru görülmemiştir.  Yukarıda açıklanan hususlardan dolayı; davalı şirkete sigortalı … plakalı minibüsün sürücüsü …’ nın, meydana gelen kazada tam (%100 veya 8/8 oranında) kusurlu olduğu, … plakalı kamyonunun sürücüsü …’ ün ise, meydana gelen kazada herhangi bir kusuru görülmediği kanaatine varılmıştır. Tazminat Durumu incelemesinde; Kusur değerlendirmesinde davalı … şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’nın %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla işbu raporda davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre zarar hesabı yapılarak takdire sunulacaktır. Davacının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı; Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 3 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda; Davacının 3 aylık geçici iş göremezlik dönemi için maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır. Dava dosyasında davacının yaptığı iş ile elde ettiği ücret ve kazançları gösterir yazılı bir belge bulunmadığından zorunlu olarak kaza tarihinde yürürlükte olan aylık net 629,96 TL.lık asgari ücret tutarı hesaba esas alınacaktır. Buna göre; Davacının 3 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı aşağıdaki gibidir; 626,96 x 3 ay x %100 mal. x %100 kusur = 1.880,88 TL olduğu, davacının sürekli iş göremezlik(maluliyet) durumu; Adli Tıp Kurumu tarafından bu olayın davacıda maluliyet gerektirecek bir araz bırakmadığı belirlenmiştir. Bu durumda sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zarar hesabı yapma imkânı bulunmamaktadır. Davalının sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi: a)04.01.2011 kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin sakatlık ve tedavi gideri teminatları bakımından sorumluluk üst limiti 200.000,00 TL.dır. Sigorta poliçesinin düzenleme tarihi 01.06.2015 tarihinden öncesine ait olduğundan somut olaya 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni poliçe genel şartlarını uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir. Bu durumda; Manevi tazminat talepleri poliçe kapsamında olmayıp, davacının yukarıda belirlenen geçici iş göremezlik zararı poliçe kapsamında ve limitleri içinde kalmaktadır. Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda; Dava dosyasında davalı … şirketine yapılmış başvuru belgesi bulunmadığından davalının 01.07.2015 dava tarihinde gerçekleşmiş olacağını görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin 18/10/2019 tarihli beyan dilekçesinde; HMK 170/2 uyarınca dava değerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 880,88 TL artırarark 1.880,88 TL’nin davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 04.01.2011 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanması ve malul kalması sebebiyle maluliyete dayalı tazminat davasıdır.
04.01.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı şirkete sigortalı … plakalı minibüsün sürücüsü …’nın meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu, … plakalı kamyonunun sürücüsü …’ün ise meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluğuna dayalı olarak davacı …’nın Geçici İş göremezlik döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının 1.880,88 TL olduğu, davacının maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi teminat limitleri içinde kaldığı, dosya münderecatına göre davalının 01.07.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından davacının malul kalmadığı belirlenmiş olduğundan, sürekli iş gücü kaybı (daimi iş göremezlik) nedeniyle maddi zararının bulunmayacağı anlaşılmakla hükme elverişli 09/10/2019 tarihli makine ve aktüer bilirkişi raporundaki tespitler ışığında davanın kabulü ile 1.880,88 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine şeklinde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 1.880,88 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 124,48 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 + 6,50 TL tamamlama harcından oluşan toplam 34,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,28 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan; 27,70 TL peşin harç + 6,50 TL tamamlama harcı ile 1.503,80 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.538,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 1.880,88 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 20/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸