Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/669 E. 2019/353 K. 05.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/306 Esas
KARAR NO : 2019/355

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/03/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Şti.’nin imza yetkilisi olduğunu, müvekkilinin taşeron olarak mutfak, kapı yaptığını, aynı zamanda kat karşılığı inşaat yapıp sattığını, müvekkili hakkında … 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 52.000 TL senet konu edilerek takip başlatıldığını, ancak müvekkilinin davalı ile hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, bu kapsamda takip konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibinin usulüne uygun olarak başlatılarak takibin kesinleştiğini, takip konusu edilen senedin de davacı tarafından imzalanarak müvekkiline verildiğini, davacının dava konusu iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular hakkında 14/11/2011 tanzim, 15/01/2012 vade tarihli, 52.000 TL bedelli bono alacağının tahsili amacıyla 52.000,00 TL asıl alacak, 16.486,49 TL işlemiş faiz, 156,00 TL % 0,30 TL komisyon bedeli olmak üzere toplam 68.642,49 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla grafolog …’a tevdii edilen dosyaya 26/10/2016 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davacı …’ya ait mukayese imzaların italik yapılmış L harfine benzer oluşumla başladığı devamında sağa hafif yukarı doğru düzensiz gramalar yapıldığı son grama bazı imzalarında y harfi gibi yapılıp kuyruğu yukarı ve aşağıya doğru uzatılıp imza üzerine yatay çizgi çekilerek imzaların bitirildiği bu şablon içerinde çeşitli farklılıklar gösterdiği, sağlıklı bir rapor düzenlenebilmesi için davacıya ait samimi imza örneklerini içerir belge asıllarının temini ile huzurda bitişik olarak el yazısı ile birçok kez … yazdırılmasının uygun olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazları ile celp edilen delillerin yeniden dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan grafolog bilirkişiye tevdii edilen dosyaya tarihinde tanzim olunan ek raporda özetle; senet aslındaki borçlu imzaları ile …ya ait mukayese yazı ve imzalar arasında tersim tarzı bakımından tetkik konusu imzaların ismin … yazılmaya çalışılması şeklinde atıldığı, mukayese imzaların ise yazı unsuru içermediği, mukayese isim yazılarındaki harflerin gövdelendirilişi birbiri ile olan bağlantısı, imza isim yazısındaki gramaların gövdelendirilişi, çizgisel hareketlerin biçimlenmesi, imzaların bitirilişi, meyi, istikamet, seyir, sürat istif, kalem alışkanlıkları ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik bulunduğu, inceleme konusu senet aslındaki borçlu imzalarının şahsın her zaman kullandığı imzası olmayıp ilk ismini yazma tarzında atmış olduğu bir imza olduğu ve dolayısıyla borçlu imzalarının mukayese yazı örnekleri dikkate alındığında …’nın eli ürünü olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Teknik bilirkişi tarafından tanzim olunan raporların taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının yeniden değerlendirilmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince tanzim olunan 10/04/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu senette … adına atılı imzalar ile …’nın mukayese yazı ve imzaları arasında tersim, biçim, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığı, söz konusu imzaların …’nın eli ürünü olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Mali Müşavir … ile Akademisyen Hukukçu …’e tevdii edilen dosyaya 29/08/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından incelemeye ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı tarafın 2009, 2010, 2011 yılı ticari defterlerinin yasal süre içerisinde kapanış tasdikleri bulunmamakla ve kebir defterleri sunulmamakla, 2012, 2013 yıllarına ait yevmiye defterlerinde kapanış tasdikleri süresinde yapılmakla birlikte kebir defteri sunulmamakla, 2014 yılı yevmiye defteri sunulmamakla bu yıllara ait ticari defterlerin TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulmadığı, HMK 222./2 maddesi kapsamındaki koşullarını taşımamaktadır. Sunulan 2015 yılı ticari defterlerinin … Ld.Şti.‘ne ait ticari defterler olduğu tespit edilmiştir.
Davacının sunmuş olduğu 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarına ait ticari defterler incelenmesi neticesinde davacının 2011 yılı ticari defterlerinde davaya konu edilen 52.000 TL bedelli senet verilişine ilişkin kayıt olmadığı, yine davalı … ve dava dışı … adına kayıtlı herhangi bir kayıt mevcut olmadığı, davacı kayıtlarında senet verildiğine ilişkin 321 borç senetleri hesapları incelendiğinde çek veriliş kayıtları olduğu, herhangi bir senet tanzim kaydı mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
… Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün 16.04.2015 tarihli müzekkereye cevap yazısı ve eki tapu kaydı ile … 1750 ada ,4 parselde 1 nolu bağımsız bölümün 28.02.2008 tarihinde satış ile … adına kayıtlı olduğu mevcuttur. Nüfus Müdürlüğü çıktısında …’ın babasının … olduğu mevcuttur.
Taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problemler, dava konusu senedin davacı tarafından teminat olarak verilmiş olup olmağı ve davalının davacıdan dava konusu senet nedeniyle herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu m. 645 hükmüne göre, “kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez”. TBK. m. 103 hükmüne göre: “Borcu ödeyen borçlu, bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse, buna ilişkin borç senedinin geri verilmesini veya iptalini isteyebilir.
Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir”. Yine TBK. m. 104 hükmüne göre, “borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır”.
Hükümlerden de anlaşıldığı üzere, kıymetli evraka bağlı olan hak münhasıran senedi takip ettiği için, senedin alacaklının elinde olması hali, senet bedelinin ödenmediğinin bir karinesini teşkil eder, aksini ispat külfeti, borçluya düşer (İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, İstanbul 2004, s.1934). Dolayısıyla davacının, dava konusu bonodan kaynaklanan borçları ödediğini ya da bu bononun teminat amacıyla verildiğini veya tadil edildiğini yazılı belgeyle ispatlaması gerekir.
Davacı, dava konusu bononun teminat amacıyla verildiğini iddia etmektedir. Öncelikle, dava konusu bononun, kambiyo niteliği gereği, temel ilişkiden soyut bir borç ikrarı oluşturması nedeniyle bu bono üzerine, “teminat senedidir”, “teminat içindir”, “teminat olarak verilmiştir” gibi ibareler yazılmış olsa dahi bu husus tek başına bononun teminat için verildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Hangi temel ilişkiye istinaden teminat olarak verilmiş olduğunun yazılı bir delille ispatlanması gerekir.
Dava konusu bono üzerlerine teminat ibaresi yazılsa dahi bu husus tek başına bononun teminat olarak verildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Bunun için ayrıca yazılı bir delilin ibraz edilmesi gerekmektedir. Davacı tarafından bu yönde herhangi bir yazılı delil sunulmamıştır. Bu nedenle anılan bonunun teminat amacıyla verilmiş olduğunun kabul edilmesi olanaklı değildir.
Davacı tarafından, dava konusu bononun taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı amacıyla verildiğine ilişkin herhangi bir somut delil sunulamamıştır. Bu durumda soyut borç ikarırını içeren bono nedeniyle davacının borçlu olduğunun kabulü gerekir şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacıların, alacaklısı davalı … olan … 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilmiş olan 15/01/2012 tarih 52.000,00 TL bedelli senetteki borçlu imzalarının müvekkili şirket yetkilisi davacılara ait olmadığı, senedin bedelsiz olduğu ve teminat amacıyla verildiği iddialarına dayalı olarak bu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine yönelik açmış oldukları menfi tespit davasıdır.
Dosya kapsamında alınan grafolog bilirkişi raporu ve Adli Tıp Raporuna göre senetteki imzaların …’nın eli ürünü olduğu anlaşılmıştır.
Davacının sunmuş olduğu 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarına ait ticari defterler incelenmesi neticesinde davacının 2011 yılı ticari defterlerinde davaya konu edilen 52.000 TL bedelli senet verilişine ilişkin kayıt olmadığı, yine davalı … ve dava dışı Emin Turan adına kayıtlı herhangi bir kayıt mevcut olmadığı, davacı kayıtlarında senet verildiğine ilişkin 321 borç senetleri hesapları incelendiğinde çek veriliş kayıtları olduğu, herhangi bir senet tanzim kaydı mevcut olmadığı mali bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Takibe ve davaya dayanak bono incelendiğinden nakden kaydının bulunduğu görülmekle davacıların senet bedelinin ödendiğini ispat etmeleri gerektiği anlaşılmakla bu yönde bir delil ibraz edilmediğinden ve dava konusu bononun taraflar arasındaki anlaşmanın teminatı amacıyla verildiğinine dair yazılı bir delil sunulmadığından davanın reddine ve takibin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 888,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 843,63 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı taraflara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 6.070,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6- Davalı tarafından yapılan 110,00 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”