Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/486 E. 2023/482 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/486 Esas
KARAR NO : 2023/482

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2015
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 12/05/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil şirketin, uzun yıllardır otomotiv sektöründe faaliyet gösteren ithalatçı firmalardan olduğunu, 2006 yılından beri … marka araçların Türkiye Distribütörlüğünü yapmakta olduğunu, Müvekkil şirketin, distribütörlük faaliyetlerini bayi ve yetkili servis kanallarıyla gerçekleştirdiğini, bu kapsamda, ülke genelinde gerçek ve tüzel kişi tacirlerle araçların satımına yönelik Bayilik Sözleşmeleri ve araçların garanti içinde/dışında bakım ve onarım, periyodik bakım ve onarım hizmetlerinin yürütülmesi için Yetkili Servis Sözleşmeleri imzalandığını, Satış ve Satış Sonrası hizmetler olarak adlandırılan bu sistem; bayi ve yetkili servis kanallarıyla gerçekleştiğini, Müvekkil şirket merkezinde bulunan Satış Sonrası Hizmetler Birimi(SSH) tarafından servislerle her türlü iletişim sağlanmakta ve müşterilerin talepleri karşılandığını, Satış Sonrası Hizmetler(SSH) birimi ve Bayi/Yetkili Servislerle olan ticari ilişki davalı şirketten satın alınan ve “”…” olarak adlandırılan yazılım tarafından sürdürüldüğünü, söz konusu yazılım, yetkili servislere servis iş emirlerini oluşturma, garanti başvurusu yapma, yedek parça siparişi verme, fatura kesme, rapor alma gibi bir takım hizmetler sunduğunu, Müvekkil şirket merkezinde bulunan SSH birimi ise yetkili servislerin yazılım üzerinden vermiş olduğu siparişleri hazır ettiğini, garanti başvurusunu onaylamakta, girilen servis kayıtlarından araç giriş ve çıkışlarını takip ettiğini, yazılımın tüm özelliklerinin, sözleşme ekinde …Sistemi Modülleri ve Özellikleri başlıklı kısımda yer aldığını, Bayi/Yetkili Servisler, Bayi/Servis … Programını, SSH birimi ise Merkez Modül … Programını kullanıldığını, Müvekkil şirket, davalı şirket ile 01.02.2008 tarihinde imzalanan …. Kullanma/Abone Hizmet Sözleşmesi ile 40.000-USD proje bedeli ödeyerek programı kullanmaya başladığı ve verilen hizmete karşılık Merkez ve Bayi/Servis Portal hizmetlerinin her biri için aylık belirlenen ücret müvekkil tarafından ödendiğini, Müvekkil şirketin, 15 Aralık 2011’den sonraki bir tarihte yenilenen sözleşme ile Merkez Hizmet Kullanımı için aylık olarak 1.180,00-TL(KDV dahil), Bayi/ Servis …Kullanım Hizmet bedeli olarak ortalama 4.000,00-TL ödemek üzere davalı şirketle anlaşmaya vardığını, 2011 Aralık Sonrası İmzalanan Sözleşme ve İmza Sirkülerleri). Müvekkil şirket, İlave Yetkili Satıcı/Bayi Bedeli (Bayi/Servis … Kullanım Ücreti) Bayi/Servislere fatura olarak yansıtmış ve Merkez Hizmet Kullanım Bedeli (Merkez … Portal Kullanım Ücreti)j’ne kendisinin katlandığını, Bayi/Servislerin sayısı aydan aya farklılık gösterdiği için Bayi/Servis … Portal Kullanım Ücreti de aydan aya farklılık gösterdiğini, Müvekkilin toplam servis sayısı yaklaşık olarak 30 adet olduğunu, Müvekkilin cari hesap ekstresinde, hem Merkez hem Bayi … Portal Kullanım Ücreti tek bir isim altında “Merkez … Kullarıım Ücreti” olarak yer aldığını ancak, ayrı ayrı faturalandırıldığını, faturaların meblağına bakılarak Bayi/Servis … Ücreti ve Merkez … Portal Ücreti ayırt edilebildiğini, davalı tarafından müvekkil şirketin kullanımına sunuları … Yazılımı, kullanımı süresi boyunca birçok hata vermiş; programdaki hatalar artık programı kullanılamaz hale getirdiğini, ilk olarak, Müvekkil şirketin avukatı … tarafından 01.07.2013 tarihinde gönderilen, Bayoğlu 43. Noterliği’nin 31370 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle yaşanan sorunlar davalı tarafa iletildiğini, ihtarnamede, yazılımda meydana gelen problemler sebebiyle, müvekkilin uzun süredir asgari hizmet standartlarında dahi hizmet alamadığı, ticari faaliyetlerinin durma noktasına geldiği dile getirilmiştir. Servis işleyişinde yaşanan sorunlar, bağlantı hataları, yetkili servislerin yedek parça siparişi verememesi, müşteri faturalarını kesememesi, gerekli raporların alınmaması, garanti onay ekranlarının çalışmaması gibi sorunlar ihtarname ile davali tarafa iletildiğini, davalı tarafın sistemi sözleşme süresi boyunca sürekli çalışır halde tutma edimini yerine getirmediğinin ihtar edildiği ve sorunların giderilmesi için davalı tarafa iki gün süre verildiğini, davalı tarafın sorunun giderilmesine yönelik herhangi bir çalışma yapmadığını, yaşanan bağlantı sorunun server sisteminde kaynaklandığını ve serverin taşınmasını talep ettiğini, Müvekkil şirket Genel Müdürü’ne 30.12. 2013 tarihinde yetkili servis Server Otomotiv tarafından gelen şikayet üzerine tekrardan davalı tarafla iletişime geçildiğini, Müvekkil şirketin avukatı …’ün …. 43. Naoterliği’nin… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, müvekkil bayi ve yetkili servislerin şikayetlerde bulunduğunu, girişlerde parça kayıtlarında, işçilik kayıtlarında vs. işlemlerde onay verdiği halde onaylanmaması, onaylanmadığı sonradan farkedildiğinden müşteriden paranın tahsilatının yapılamaması, programın çok uzun zamanda açılması, fatura keserken müşteriyi çok uzun zaman bekletmesi gibi sorunlar yaşandığının müvekkil şirkete iletildiği dile getirildiğini, sorunların giderileceği umuduyla müvekkil şirket, serveri Ocak ayında davalı tarafın önerdiği servera taşıma işlemini gerçekleştirdiğini, Müvekkil şirkete hizmeti veren … firmasının bu işlemi gerçekleştirdiğini, yaşanan sorunların server’in taşınması ile giderilemediği ve müvekkil şirketi ve servislerinin ticari hayatına zarar vermeye devam etmiş ve müşteriler servislerde mağdur edildiğini, Yetkili Servislerin ödemelerini geciktirdiği ve yazılım hizmetlerini ödemek istemediğini, Server taşındıktan sonraki bir tarihte şirket çalışanlarından … üzerinden yüklenmiş olan garanti parça resimlerine bağlantı sorunu nedeniyle açamadığını ekran görüntüsüyle birlikte … yetkilerine bildirdiğini, Müvekkil şirketin mağdur olmasına sebep olan sorunlardan bir tanesi de müvekkilin merkez ofiste kullandığı … Programının … ile entegrasyonunun davalı tarafından olması gerektiği gibi yapılamaması olduğunu, … Programının, müvekkil şirketin muhasebe kayıtlarını ve stok maliyetleri ile stokta yer alan parçaların kodlarını kaydettiğini, … ‘da yer alan bilgilerin …’ya çekilmesiyle, … sisteminin taahhüt ettiği tüm özelikler çalışabildiğini, bu uyum sorununun bir türlü giderilemediği için … programı sürekli hatalı bilgiler vermekte ve servis ve merkezinin yanlış yönlendirildiğini, 17 Ekim 2014 tarihli … 47. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, davalı tarafa sorunların giderilemediği, sisteme girilen stokların maliyetlerinin birbirini tutmadığı, fiyatların güncellenmediği, girilen kayıtların yok olduğu, servis programının çok yavaş işlediği, sistemin sürekli hata verdiği konusunda şikayetler almaya devam edildiği ihtar edildiğini, Muhasebe entegrasyonunun yapılamaması nedeniyle, yetkili servislerin borcu olmamasına rağmen borcu gözükmekte ve yedek parça siparişi vermemesi, stok entegrasyonunun yapılmaması nedeniyle, stokta var olan parçaların … portalda yok gözükmesi uyumsuzluk sorunlarından bazıları olduğunu, davalı şirketin, ilgili ihtarnameye verdiği cevapta yazılımın onlarca firma tarafından kullanılmakta olduğunu ve programın kusursuz çalıştığını beyan ettiğini, davalı taraf yoğun olarak beyaz eşya sektöründe faaliyet gösteren firmalar ile çalıştığını, davalı tarafın çalışmış olduğu ilk otomotiv firması müvekkil şirket olduğunu, Müvekkil şirketin bir bakıma pilot firma olarak kullanıldığını, davalı tarafın, … ve … yazılımları arasında stok entegrasyonu olacağına ilişkin bir taahhüdü olmadığını beyan ettiğini, …’da yer alan muhasebe ve stok bilgilerinin entegrasyonu sağlanmadan … Programı kullanılamaz durumda olduğunu, bu entegrasyonun sağlanması … Programının sözleşmede yer alan özellikleri yerine getirmesi için kaçınılmaz bir işlem olduğunu, … Programının özelliklerine baktığınız zaman stok ve muhasebe işlemleriyle ilgili bir çok taahhüt yer aldığını, … Programı müvekkilin … Programından daha önce kullanmaya başladığı bir yazılım olduğunu, … Programı satın alınırken … ile uyum şartı arandığı, davalı tarafın yetkilileri bu entegrasyonun yapılması için bir çok çalışma yapıldığını, söz konusu hususun sözleşmede yer almasına gerek olmayacak kadar açık olduğunu, iki program arasında uyum olmaması halinde, … Programını müvekkilin kullanmasında hiçbir menfaat bulunmadığını, bununla birlikte, davalı … tafından 2012 yılında devralınmış olmasının da programların birbirinden çok uzak olmadığının bir göstergesi olduğunu, bununla birlikte, program uyumsuzluğu öğretide ayıp olarak kabul gördüğünü, en son tarihli ihtarname üzerinde, … ve davalı … yetkilileri 30.10.2014 tarihinde müvekkil şirket merkezine gelerek sistemdeki sorunları gidermek için müvekkil şirketle müzakerelere başlamıştır. Toplantıda, sorunların temeli tartışıldığını, müvekkil firma tarafından 2014’ün sonuna kadar sorunların giderilmesinin talep edildiğini, çözüm olarak, pilot bazı servislerin seçilerek ziyaret edilmesine ve uzaktan bağlantı yoluyla akışlarda problem olup olmadığının tespit edileceğinin karara bağlandığını, Müvekkil şirket tarafından toplantı tutanağında toplantının ayrıntıları yer aldığını, … yazılımında uzun zamandan beri yaşanan sıkıntılar, müvekkil şirketin sözleşme ile taahhüt edilen hizmeti hatasız olarak kullanamamasına sebep olduğunu, Satış Sonrası Hizmetler Müdürü …, … Satış Müdürü …’ı şirket merkezine çağırarak, 2014 yılı toplam Bayi/Servis … Portal Programı kullanım bedelini yansıtma bedeli olarak faturalandırıp davalı tarafa teslirmi edileceğinin belirtildiğini, Bayi/Servis … Portal’ın kapatılmasını talep ettiğini, Bayi/Servis … Portal Kapanış E- Maili). 2014 yılı 12.06.2014 eğitim bedeli ve Temmuz-Aralık arası Bayi/Servis Hizmet Kullanım bedeli olan toplamda 29.983,80- TL bedelli fatura davalı tarafa iade edilmiştir. Ancak, davalı taraf … 24, Noterliği’nin … yevmiye ve ,… tarihli ihtamamesiyle faturaya itiraz ederek iade ettiğini, faturanın kaynağının ne olduğuna ilişkin bir bilgilerinin olmadığını ve bakiye borcun ödenmesini ihtar edildiğini, müvekkil şirketin, son olarak … tarihinde … 13. Noterliği’nin …. yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, tüm bahsi geçen bu konulara açıklık getirerek, davalı tarafın iade faturasını kabul etmesini talep ettiğini, davalı tarafın müvekkil şirketin talebini kabul etmediğini, 14.04.2014 tarihinde müvekkil yetkili servisi … yetkilisi, müvekkil şirkete başvurarak … sipariş ekranının kapalı olduğunu bildirmiş ve açılmasını talep ettiğini, muhasebe yetkilisi … cari hesapta kontrol sağlayarak sistemin açık gözüktüğünü servis yetkilisine bildirdiğini, 22.04.2014 tarihinde müvekkil yetkili servisi … yetkilisi …, SSH yetkilisine gönderdiği e-mail’de 15.04.2014 tarihinden beri … sipariş ekranını kullanamadıklarını … Destek Hattı ile görüştüklerini, sıkıntının kendilerinden kaynaklanmadığını ilettiklerini belirterek, yardım talep ettiğini, ilgili e-mail muhasebe yetkilisi …’a iletilmiş ve yetkilinin yaptığı kontrolde firmanın carisinde borcu gözükmediği, muhasebesel olarak firmanın borcu olmadığını, sisteme tekrardan giriş yapmaları gerektiğini SSH yetkilisine bildirildiğini, Muhasebe Yetkilisi … … ortağı … gönderdiği e-mail ile, …’in sipariş ekranının borcundan dolayı kapalı olduğu uyarısı veren ekran görüntüsünü paylaşarak yardım talep etmiş, divanın yardımcı olmadığını belirtildiğini, 27.05.2014 tarihinde müvekkil yetkili servisi …v’in SSH ve muhasebe yetkililerine gönderdiği e-mail’de sistemden sipariş veremediğini, borcu olmadığını ve hatanın düzeltilmesini talep etmiştir. Muhasebe yetkilisi … ‘ın yaptığı kontrolde finans olarak sistemlerde borcu gözükmediği, 10 dakika sonra tekrardan denemeleri gerektiğini belirtildiğini, 28.05.2014 tarihinde müvekkil yetkili servisi …’den gelen sipariş ekranının açılmaması şikayeti üzerine, müvekkil şirket çalışanı … muhasebe ile irtibata geçerek sorunun giderilmesini talep etmiştir. Muhasebe departmanı yaptığı kontrol sonucu …’in herhangi bir borcu olmadığını tespit edildiğini, 16.09.2014 tarihinde müvekkil yetkili servisi … yetkilisi …, sipariş sayfasının sürekli kapandığını, borçları olmadığı halde vadesi geçen 505,58TL bakiye gözüktüğünü ve ekranın kapandığını, coretech yetkililerinin sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını müvekkil şirket yetkililerine belirtildiğini, müvekkil şirket kayıtlarında o tarihte servis cari hesap ekstresine bakıldığında …’in borcu gözükmemektedir. 10.10.2014 tarihinde servis yetkilisi aynı şikayetle tekrar müvekkil şirkete ulaştığını, 19.09.2014 tarihinde müvekkil yetkili servisi …’in herhangi bir borcu olmamasına rağmen, sipariş ekranında 3.852,91-TL borcu gözüktüğü için sipariş veremediğini ve bu durum ekran örüntüsü ile birlikte şirket çalışanlarından … hanıma bildirildiğini, Muhasebe kayıtlarında sadece 177,92-TL borcu olduğu muhasebe yetkililerince tespit edildiğini, sipariş ekranının çalışmaması sorunu davalı tarafın taahhüt ettiği muhasebe entegrasyonunun yapılamamasıyla doğrudan ilgili olduğunu, Muhasebesel bilgilerin hepsi … isimli yazılımda yer almakta ve oradan koordine edildiğini, davalı taraf muhasebe entegrasyonunu …’daki bilgileri …’ya entegre ederek sağlaması gerektiğini, bu entegrasyonu yapamadığı için sistem sürekli hata verdiğini, bir çok yetkili servis borçlu olmamasına rağmen sipariş ekranında borçlu gözüktüğünü, işbu sebeple sipariş ekranlarının çalışmadığını ve sipariş veremediklerinden şikayetçi olduklarını, … ile yapılan görüşmelerde sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını, 200-TL ve üzerindekilere sistemi otomatik kapattıklarını belirttiklerini, müvekkil şirketin kendilerinden böyle bir talebi olmadığı gibi, servislerin muhasebe kayıtlarında 200-TL değerinde bile borcu bulunmadığını, Müvekkil şirket zaten peşin alımlarla yedek parça satışı yaptığını, davalı şirket muhasebe entegrasyonunun eksik/hatalı yaptığı için servisler ve müşterilerin mağdur edildiğini, 04.07.2012 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından … bayilerin … programını kullanamadıklarını ve müşterilerin bu yüzden beklediklerini davalı taraf yetkililerine bildirerek yardım talep ettiklerini, 30.07.2012 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, servisler tarafından …’dan geçilen siparişlerin … sistemine düşmediğini davalı taraf yetkililerine bildirdiği ve acil kontrol talep ettiklerini, 26.09.2013 tarihinde müvekkil yetkili servislerinde …, üç gündür … programını kullanamadıklarını, fatura kesemediklerini, parça çıkışı yapamadıklarını SSH müdürü …’ye bildirdiğini ve konuyla ilgilenmelerini talep ettiklerini, 04.01.2013 tarihinde müvekkil çalışanı …, … üzerinden gönderilen bayi siparişlerinin maillere sipariş olarak düşmesine rağmen … programına düşmediğine ilişkin şikayetini ilettiğini, 19.02.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, … açılır pencere ekranının devreye girmediğini, … destek hattından destek istediğini yetkililere bildirildiğini, 06.09.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, servislerin parça talepleri olduğunu fakat, bu siparişlerin tiger sistemi üzerinde gözükmediğini davalı taraf yetkilerine bildirdiğini ve yardım talep ettiklerini, 30.10.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, … servisi …’in stoklarında 8000TL tutarında fark olduğunu belirtmiş, yardım talep edildiğini, 13.11.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, … üzerindeki sipariş ekranının çalışmadığı bilgisinin servisler tarafından bildirilmiş olduğunu bu durumun çalışmalarını olumsuz yönde etkilediğini davalı taraf yetkilerine ileterek, çözüm talep ettiklerini, 04.01.2014 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, yedek parça fiyatlarında güncelleme yapılmasına rağmen, servislerin ekranda fiyat bilgilerinin boş olduğunu kendisine ilettiğini, …’dan …’ya fiyat güncellemesi yapılmasını talep ettiğini, bir çok yetkili servis borçlu olmamasına rağmen sipariş ekranında borçlu gözüktüğünü, işbu sebeple sipariş ekranlarının çalışmadığını ve sipariş veremediklerinden şikayetçi olduklarını, … ile yapılan görüşmelerde sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını, 200-TL ve üzerindekilere sistemi otomatik kapattıklarını belirttiklerini, müvekkil şirketin kendilerinden böyle bir talebi olmadığı gibi, servislerin muhasebe kayıtlarında 200-TL değerinde bile borcu bulunmadığını, müvekkil şirketin zaten peşin alımlarla yedek parça satışı yaptığını, davalı şirket muhasebe entegrasyonu eksik/hatalı yaptığı için servisler ve müşteriler mağdur edildiğini, 04.07.2012 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından … bayilerin … programını kullanamadıklarını ve müşterilerin bu yüzden beklediklerini davalı taraf yetkililerine bildirerek yardım talep ettiğini, 30.07.2012 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, servisler tarafından …’dan geçilen siparişlerin … sistemine düşmediğini davalı taraf yetkililerine bildirdiği ve acil kontrol talep ettiğini, 26.09.2013 tarihinde müvekkil yetkili servislerinde …, üç gündür … programını kullanamadıklarını, fatura kesemediklerini, parça çıkışı yapamadıklarını SSH müdürü …’ye bildirmiş ve konuyla ilgilenmelerini talep ettiğini, 04.01.2013 tarihinde müvekkil çalışanı …, … üzerinden gönderilen bayi siparişlerinin maillere sipariş olarak düşmesine rağmen … programına düşmediğine ilişkin şikayetini ilettiğini, 19.02.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, … açılır pencere kenarının devreye girmediğini, … destek hattından destek istediğini yetkililere bildirdiğini, 06.09.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, servislerin parça talepleri olduğunu fakat, bu siparişlerin … sistemi üzerinde gözükmediğini davalı taraf yetkilerine bildirdiği ve yardım talep ettiğini, 30.10.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, …’in stoklarında 8000TL tutarında fark olduğunu belirttiğini, yardım talep ettiğini, 13.11.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, … üzerindeki sipariş ekranının çalışmadığı bilgisinin servisler tarafından bildirilmiş olduğunu bu durumun çalışmalarını olumsuz yönde etkilediğini davalı taraf yetkilerine ileterek, çözüm talep ettiğini, 04.01.2014 tarihinde müvekkil şirket çalışanlarından …, yedek parça fiyatlarında güncelleme yapılmasına rağmen, servislerin ekranda fiyat bilgilerinin boş olduğunu kendisine ilettiğini, …’dan …’ya fiyat güncellemesi yapılmasını talep ettiğini, Müvekkil şirket ve yetkili servisleri davaya konu yazılımdaki sorunlar yüzünden ticari hayatının sekteye uğradığı ve Satış Sonrası Hizmetler sektöründe itibar kaybetmesine sebep olduğunu, Müvekkilin müşterileri yazılımdaki hatalar yüzünden birçok kere mağdur edildiğini, yetkili servisler alamadığı hizmetin bedelini ödemek zorunda kaldığı ve bir süre sonra ödemeleri aksatmaya başladığını, Müvekkil şirket ve servislerinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında ağır yükümlülükleri olduğunu, Tüketiciye garanti verme, belli bir sayının üzerinde bayi ve yetkili servis açma, garanti süresi içerisinde ücretsiz tamir yükümlülüğünü yerine getirme, azami tamir süresi içerisinde aracın bakım ve onarımlarını gerçekleştirme gibi birçok yükümlülüğü olduğunu, … yazılımı ise servislerle merkez arasındaki iletişimi sağlayarak satış sonrası hizmetlerin eksiksiz ve hızlı bir şekilde yerine getirilmesine yardımcı olması için kurulduğunu, görevini yerine getirmeyen yazılım dolayısıyla, müvekkil ve yetkili servisleri programı her kullandıklarında bir hatayla karşılaştıkları için manuel olarak hizmetleri yürütmeye çalıştıklarını, müvekkil şirket servis/bayileri gözünde itibar kaybettiği gibi maddi zarara da uğradığını, Tüketiciler ve servisler mağdur edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.4. maddesi uyarınca davalı tarafın söz konusu sözleşmeden doğan sorumluluğunun yıllık sözleşme bedeli ile sınırlı olduğunu, sözleşmenin 5.3.i maddesi ile davalı tarafın yazılımı Ek 2’de tanımlanan işlevlerde kullanılmasını sağlayacağını, bu hizmetin sağlanması için gerekli yazılımın kodları, sunucu ve sistemin internete bağlı çalışması için hizmeti vermenin gerektirdiği altyapının davalı tarafından sağlanacağı kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmenin 5.3.inci maddesi uyarınca sistemin sürekli çalışır halde olması, bakımı, güvenliği gibi gerekli hizmetler davalı tarafından sağlanacağı kararlaştırılmış, 6.2. maddesi ile söz konusu yükümlülük tekrar edildiğini, sözleşmenin 7.2. maddesi ile davalı tarafın sözleşme kapsamındaki hizmetini yerine getirirken kusur ve ihmalinden kaynaklanan sonuçlarından bu sözleşme hükümleri ve mevzuat çerçevesinde sorumlu olacağı kararlaştırıldığını, davaya konu yazılımın, Bayi/Servis Hizmet Portalı ve programın hatasız çalışması için verilen servis hizmeti ile birlikte program ayıplı olduğunu, Müvekkil şirketin, Temmuz 2013’ten başlayarak, 2014 yılının sonuna kadar ödenen Bayi/Servis … Portal Hizmet Kullanım Bedelinde ayıp oranında indirim talep ettiğini, bu noktada sözleşmenin niteliğini belirlemek önem taşımaktadır. Bilgisayar yazılımları, öğretide ve uygulamada eser sözleşmesi olarak kabul edildiğini, kira sözleşmesine ilişkin ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre, olayda tüm maddi ve şekli şartlar gerçekleştiğini, söz konusu gizli ayıp nedeniyle kiralanan programın sözleşmeye uygun kullanımı mümkün olmadığı ve tekeffül borcu sözleşmenin kaldırılmadığını, bunun yanı sıra müvekkil şirket programı muayene ettiği ve tespit ettiği ayıpları da davalı şirkete bildirildiğini, Müvekkil şirket ve yetkili servisleri birçok kere mail ortamında, telefonla ve ihtarnamelerle Bayi/Servis … Portal’da meydana gelen ayıbın giderilmesini talep ettiğini, ancak ayıplar bir türlü giderilemediğini, Coretech yardım masasıyla olan yazışmalardan görüleceği üzere, davalı taraf yetkililerinin yetkili servislerinin şikayetlerini dikkate almadığını, sorunun giderilmesine yönelik bir çabaları olmadığını, müvekkil şirket 01 Ocak 2013 ile 31 Aralık 2014 tarihleri arasında fatura edilen Bayi/Servis Kullanım Hizmet bedeli üzerinden ayıp oranında indirim yapılmasını, Müvekkil ve servislerin asgari hizmet standartlarında bile yazılımı kullanılmadığı ve davacı taraf müşteri hizmetlerinin servis taleplerinin cevap vermediği düşünüldüğünde, ayıp oranında bedelden indiriminin yaşanılan tüm problemler dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini, Bayi/Servis … Portal’da yaşanan sorunlarının yanında; yazılım güncellemelerinin sağlanması ile sürekli son sürümünün kullanılması yükümlülüğü davalı şirket tarafından yerine getirilmediğini, bu nedenlerle … yazılımında ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca ayıbın yol açtığı değer kaybının, 2013 ve 2014 yılları için müvekkil yetkili servislerinin Bayi/Servis … Portal’ı kullanamaması dikkate alınarak hesaplanarak şimdilik 47.966,50-TL ayıp indirimi yapılmasını ve yazılım güncellemelerinin sağlanması ile sürekli son sürümünün kullanılması hizmeti davalı şirket tarafından sağlanmadığı için Merkez Hizmet Kullanım bedeli altında 2013 ve 2014 yıllarında ödenen toplamda 28.320-TL bedel üzerinden, bu hizmetin verilmemesine karşılık gelen 7.080-TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 02/07/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davanın tarafları arasındaki ilişkinin fikir ve sanat eserleri kanununun (“fsek”) düzenlediği bir hukuki ilişki olduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olan; Fikri Ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, Müvekkilin dava konusu … Yazılımı, müşterilerin satış ve hizmet süreçlerini yönetmesini sağlayan, bir İş Yönetim Yazılımı olduğunu, davacının, Müvekkil ile arasında imzalı lisans sözleşmeleri kapsamında … Yazılımını kullandığını, … Yazılımı’nın FSEK kapsamında bir eser olması ve taraflar arasında imzalı kullanma lisansı sözleşmeleri olmasına rağmen Davacının, Müvekkilin … Yazılımında ayıp olduğu iddiasıyla açtığı davayı, Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame ettiğini, ancak, FSEK md 76 Uuyarınca; bu Kanun’un düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalarda, dava konusunun miktarına bakılmaksızın, görevli mahkeme Adalet Bakanlığı tarafından kurulacak ihtisas mahkemeleri olduğunu, bütün bu nedenlerle, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görevsizlik kararı verilerek, huzurdaki dosyanın görevli ve yetkili Mahkeme olan “İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri” ne gönderilmesini, ticari satışlarda “ayıba karşı tekeffül” den kaynaklanan tüm talepler zamanaşımına tabi olduğunu, huzurdaki dava yasal süresinde açılmadığını, davacı ile Müvekkil Şirket arasında … Yazılımının kullanma lisansı satışına ilişkin ilk kez 01.02.2008 tarihinde bir Proje ve Yazılım Kullanma Lisansı sözleşmesi imzalandığını, ardından taraflar 2011 yılında, kapsam olarak aynı mahiyette bir … Süreli Yazılım Kullanma Lisansı Sözleşmesi imzalayarak (“Sözleşme”), yazılım lisansı kullanım koşullarını yenilediklerini, davacının da kabul ettiği üzere, Yazılımın tarihte Davacının mahallindeki Serverlara/Sunuculara kurulduğunu, davacının kullanımına sunulduğunu, Davacı Müvekkile 01 Temmuz 2013 tarihinde bir ihtar keşide edildiğini, yazılımda sorunlar olduğunu iddia ettiğini, akabinde 2015 yılının ortasında bu davayı açtığını, ancak Türk Borçlar Kanunu madde 231 uyarınca, “Safıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar”, nitekim davacının 7 yıl sonra açtığı bu davayı yasal süreler içinde açmadığını, bu nedenle zamanaşımı defi’nde bulunduklarını, Müvekkilin Davacı ile arasındaki Sözleşme kapsamında, … Yazılımını Davacı, Davacının merkez ofisi, şube, bayi ve yetkili servisleri kullandığını, taraflar arasındaki Sözleşme’nin 7.1. maddesine göre; Müvekkil Şirket tarafından Davacıya verilmiş taahhüt “… Yazılımının Sözleşme’nin ekinde belirtilen fonksiyonları en iyi şekilde yerine getirmesi için azami özeni gösterdiğini, Müvekkilin, Sözleşme’nin 7.2. maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, … Yazılımının Müşteri iş akışına uygunluğu veya Müşterinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacağı konusunda bir taahhüt veya garanti vermediğini, … yazılımının özelliklerini etkileyecek ve …’ten kaynaklanmayan arızalar veya veri tabanındaki bozulmalar, müşteriler tarafından yapılan uygulamalar sonucunda oluşturulan bozuk kayıtlar sonucu oluşacak zarar veya ziyandan …’in hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını, dokümantasyonundaki fonksiyonların yerine getirileceği taahhüdünde bulunulduğunu, “Standart Yazılım Kullanma Lisansı”nın temeli budur. Bu tip yazılımlar firmaya özel üretilen birer yazılım olmadığını, Müvekkil tarafından geliştirilen … Yazılımı gerek beyaz eşya, yiyecek, tekstil, gerek otomotiv sektörü olsun, bugün her sektördeki yüzlerce firma tarafından sorunsuz şekilde kullanılabildiğini, bu nedenle programda ayıp, hata olduğu ve davacının ayıptan dolayı zarara uğradığı iddiasının dayanaksız olduğunu, eğer bir hata söz konusu ise bu hatanın davacıda ve kendi sisteminde aranması gerektiğini, müvekkil tarafından davacıya verilmiş özel bir yazılı taahhüt olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca tarafların sorumlulukların sınırlandırılması anlaşması yapıldığını, davacının başta kendi sunucularına kurulmuş olan … Yazılımını 2008 yılından beri bilfiil kullanılmaktadır. Ancak birdenbire 2013 yılında Yazılımda sorunlar olduğunu, yazılımdaki hatalar sebebiyle yazılımın kullanılmaz hale geldiğini iddia ettiğini, davacının ihtar çektiği tarih itibarıyla 5 yıldır kullanmakta olduğu yazılımla ilgili kullanım süresi boyunca yaşadığını iddia ettiği sorunları beş yıl bekledikten sonra dile getirmesinin hukuki bir dayanağı olmadığını, davacının yaşadığı sorunların Müvekkilden veya Müvekkilin yazılımından kaynaklandığını iddia etmesinin samimi veya inandırıcı olmadığını, davacının kendi sunucularının yetersizliği sebebiyle yaşadığı bağlantı sorunları ve iletişim sorunlarıyla ilgili Davacı çeşitli seferler Müvekkil tarafından uyarılmış, Davacıya sunucusunu taşımasının önerildiğini, davacının bu öneriyi başta dinlemediğini, akabinde 30.05.2014 tarihinde, Müvekkil tarafından hiçbir ücret talep edilmeden, davacının sunucularında çalışmakta olan … Yazılımı, Müvekkil Sunucularına taşındığını, Müvekkilin davacıya karşı herhangi bir sistemsel, donanımsal yükümlüğü olmamasına rağmen, bu ücretsiz geçişin davacıya sağlandığını, davacının daha önce Müvekkil Şirkete bildirdiği sorunların Müvekkilden kaynaklanmayıp kendi sunucularından kaynaklandığını, davacının sunucularını değiştirmesi üzerine, sunucularla ilgili sorunların ortadan kalkmasıyla da açıkça ortaya çıktığını, davacının tüm iddialarının “Yazılım hatası, Yazılımdaki ayıp” üzerinde yoğunlaştığını, halbuki davacının dilekçesinde belirttiği gibi, davaya temel teşkil edecek somut bir program hatası bulunmadığını, davacının bayilerinin … Yazılımını kullanırken yaptığı hatalı işlemlerden kaynaklandığını, bu işlemlere örnek olarak, davacı tarafından Müvekkil personeline iletilen birçok şikayette davacı bayilerinin yanlış kullanımları hakkında bilgi verildiği ve davacıya sorunun çözümünde destek olunduğunu, taraflar arasındaki Sözleşmenin 7.2. maddesinde Müvekkilin yanlış kullanım, kullanıcı hataları vb. işlemlerden sorumluluğu olmadığına dair açık hüküm bulunmadığını, müvekkilin kendisinin bu konuda bir yükümlülüğü olmamasına rağmen, davacı bayilerinin hatalı kullanımlarını düzeltebilmeleri, bilgilenmeleri adına eğitim verdiği, müşteri memnuniyeti kapsamında davacıya her türlü desteği sunduğunu, otomasyon programlarının doğaları gereği arka planda birçok programla beraber çalıştığını, bahsi geçen kısa süreli/anlık sorunlar, her yazılım kullanıcısının karşı karşıya kalabileceği anlık sorunlar olduğunu, yazılım sektöründe abonelik modeli ve süreli kullanma lisansının, bu tip anlık sorunlarla karşılaşıldığında, Müşteri’ye destek verilerek kolayca giderilebildiği için Kullanıcılar tarafından tercih edilen lisans modelleri olduğunu, Programın kullanılması esnasında ortaya çıkabilen bu anlık sorunların gerek bug fix kapsamında, gerek kullanıcıyla karşılıklı iletişim ile kısa sürede giderildiğini, bu anlık sorunların yazılım hatası ayıbından kaynaklanmadığını, bu nedenle, davacının yaşadığını iddia ettiği sorunların Müvekkil Şirket yazılımından kaynaklanmadığını, Müvekkil Şirketin yazılımların entegre çalışacağına ilişkin herhangi bir taahhütte bulunmadığını, üçüncü firma ve, şahıslar tarafından verilen taahhütlerden Müvekkilin sorumlu olmadığını Davacıya bir kez daha hatırlatmak gerektiğini, davacı tarafından kullanma lisansı alınan … yazılımı, birçok Müşteri tarafından, sektörde yazılım danışmanlık hizmeti veren firmalara çeşitli kurumsal kaynak planlama yazılımlarıyla entegrasyonu yaptırılıp, kullanılabildiğini, ancak bu tür entegrasyon taleplerinin ve yapılan entegrasyon işlemlerinin muhatabının müvekkil olmadığını, davacının, yaşadığı kullanım hatalarından, yanlış bilgi girişinden kaynaklanan sorunları Müvekkil firmaya aktardıkça, “Davacıya karşı hiçbir özel yükümlülük/taahhüdü olmamasına” rağmen, Müvekkil, davacının çalışmakta olduğu firmalara ve destek elemanlarına haricen destek verdiğini, davacının iddia ettiği sorunların giderilmesine yardımcı olmayı amaçlandığını, davacının yaşadığını iddia ettiği problemlerin bir kısmının davacının … Yazılımında tanımlaması gereken parametreleri yanlış tanımlaması ya da hiç tanımlamamasından kaynaklandığını, bu hususun davacı yetkililerine de iletildiğini, davacının kendi tanımlattığı iş kurallarını bile birer “hata olarak” ifade ettiğini, davacının iddialarının samimi olmadığını, 03.03.2015 tarihinde, Müvekkil Şirket adına düzenlenen 26.02.2015 tarihli, seri … sıra no.lu 29.983,80-TL bedelli “Yansıtma Bedeli” açıklamalı bir faturayı Müvekkil Şirkete kargo ile 03.03.2015 tarihinde gönderdiğini, Müvekkil Şirketin, kaynağı belli olmayan faturaya itiraz ettiğini, cevaben keşide ettiği ihtarın ekinde davacıya iade ettiğini, akabinde Müvekkil Şirket, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan, davacının kayıtlarına işlediği faturalardan kaynaklanan, muaccel 41.634,60-TL borcu nedeniyle davacıya bir alacak ihtarı keşide ettiğini, davacının bu ihtara rağmen Müvekkile olan borcunu ödemediğini, buna karşı davacı Müvekkile 02.04.2015 tarih … yevmiye sayıyla cevabi bir ihtar çektiğini, ihtarın ekinde 29.983,80-TL bedelli faturayı yeniden gönderdiğini, davacının, bu ihtarının 4. maddesinde açıkça, müvekkile olan borcunu kısmen de olsa kabul ettiğini, davacının hukuki dayanağı olmayan faturasının, Müvekkil Şirket tarafından bir kez daha iade edildiğini, davacıya 09 Nisan 2015 tarihli ihtarla son kez; hizmet bedeli borcunu Müvekkil Şirkete ödemesini, ödeme yapılmadığı takdirde Müvekkil Şirket’in hizmeti askıya alacağı, keseceği ve/veya Sözleşmeyi tazminatsız olarak sona erdireceğini, ihtar ettiğini, davacının müvekkile taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan 42.814,60 TL borcu bulunduğunu, Ocak 2015 tarihinde Davacı ile yapılan görüşmelerde, Davacı iki yıl olduğunu, … otomobillerinin ithalatını yapamadıklarını, bayilerinin bu markadan istifade edemediklerini, birçok bayinin bayiliği bıraktığını, dolayısıyla program kullanacak bir yapı olamaması nedeniyle bayi kullanımını kapatmak istediklerini, e;ki usu! yedek parça taleplerini merkeze telefonla ya da faksla kabul edip merkezde siparişleri servis adına girmek istediklerini Müvekkil Şirket yetkililerine belirttiğini, Müvekkil Şirketin tüm iyi niyetiyle, Ocak 2015 tarihinde Bayi Kullanım Hizmetini davacının talebiyle kapattığı ve bu tarihten itibaren aylık … Mağaza/bayi hizmet bedelini de talep etmediğini, davacıya Ocak 2015’ten itibaren yalnızca Merkez kullanım bedeli faturası kesildiğini, davacının, Merkezde bir kullanıcı kodu ile Merkez ücretini ödeyerek …’yı kullanma kararı almasına ve Müvekkil iyi niyetiyle davacının talebini gerçekleştirmesine rağmen, davacı muaccel merkez kullanım bedelini dahi Müvekkile ödemediğini, müvekkili mağdur ettiğini bu nedenlerle FSEK md 76 uyarınca; bu Kanun’un düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalarda görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle, Mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilerek, huzurdaki dosyanın görevli ve yetkili Mahkeme olan “İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’ ne gönderilmesini, Müvekkil Şirkete dava dilekçesi ekinde tebliğ edilen hiçbir delil bulunmadığından, davacının yeni delil sunmasına muvafakat etmediklerini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizin 14/12/2015 tarihli celse ara kararı gereği, -Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek yazılım programının ayıplı olup olmadığının kullanılmasının mükün olup olmadığının davacının davalıdan talep edebileceği alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler Bilgisayar Müh. …, mali müşavir … ile Hukukçu …’in 27/06/2016 tarihli raporunda, Entegrasyon komusunda davacının ileri sürdüğü teze itibar edilmesi gerektiği, zira stok ve muhasebe kayıtları gibi yaşamsal önemdeki verilerin iki ayrı sistemde farklı olmasının kabul edilemeyeceği, bu iki sistemin aynı firmanım sorumluluğunda olmasının ve bakımları için sürekli olarak ücret ödenmesinin de bu konuda davalının üzerindeki sorumluluğu pekiştirdiği, davalı şirketin yazılımlardaki ve entegrasyondaki muhtemel sorunları davacıya önceden bildirmekle yükümlü olduğu, Yazılımın fonksiyonları konusunda da davacı tarafın haklı göründüğü, zira, davacının kendi ihtiyacı olup yazılımda bulunmayan bir veya daha fazla fonksiyondan değil, yazılımın mevcut fonksiyonlarındaki sorunlardan yakınmakta olduğu, yanlış ve eksik veri konusunda da Davacının ileri sürdüğü savların kuvvetli göründüğü, davalının iddiasına göre bu sorunların ya yanlış kullanımdan meydana gelmekte olduğu ya da beş-on dakika içinde kendiliğinden düzelmekte olduğu; ancak yanlış kullanım geçici bir durum olduğu, kullanıcılar normal olarak birkaç hatadan sonra hatasız giriş yapmayı öğrenecekleri, yıllar boyu yanlış kullanımın akla yatkın gelmediği, ayrıca bu durüm yazılımın belli unsurlarının çok yavaş çalışmasını açıklamadığı, yanlış ve eksik verilerin de beş-on dakika içinde kendiliğinden düzelmesinin de licari yazılımlarda sıkça rastlanan bir durum olmadığı, davacının iddia ve talepleri kapsarmında, faturalar ve hesaplamalar konusunda, davacı tarafın Dava dilekçesinde, … yazılımının mağaza (bayi) ve servislerde kullanımına ilişkin fatura bedellerinden 47.966,50 TL ayıp indirimi talep ettiği; … yazılımının Davacı şirket merkezinde kullanımına ilişkin fatura bedellerinden 7.080,00 TL tutarında ayıp indirimi talebinde bulunduğu, Cevap Dilekçesi ekinde dosyaya sunulan, … yazılımının mağaza (bayi) ve servislerde kullanımına ilişkin faturaların toplam tutarının (KDV dahil) 97.114,00 TL ve bu tutardan davacının indirim talebinin 47.966,50 TI. ve fatura bedelleri toplamı olan 97.114,00 TL’ye yüzde 25 indirim oranı uygulanarak Bilirkişiliğimizce hesaplanan ayıp indirimi tutarının 24.278,50 TL olduğu, Cevap Dilekçesi ekinde dosyaya sunulan, … yazılımının Davacı şirket merkezinde kullanımına ilişkin faturaların toplam tutarının (KDV dahil) 24.780,00 TL ve bu tutara yüzde 25 oranı uygulanmak suretiyle Bilirkişiliğimizce hesaplanan ayıp indirimi tutarının 6.195,00 TL olduğu, davacının ayıp indirimi talebinin (47.966,50 TL * 7.080,00 TL ) 55.046,50 TL, Bilirkişiliğimizce, her iki grup fatura için aynı oran (yüzde 25) uygulanarak, dosyaya ibraz edilen fatura bedelleri esas alınarak hesaplanan indirim tutarının (24.278,50 TL * 6.195,00 TL) 30.473,50 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin kullanma hakkı tanıyan kısmına kira sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması nedeniyle, … yazılımında ayıp bulunduğu kanaatine varıldığı takdirde davacının bedelde indirim talebinin kabul edilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 08/02/2021 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamında bulunan tüm belgeler ve deliller ile İstanbul Kapatılan 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki belgeler incelenerek mahkememiz dosyasındaki rapor ile … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında alınan raporlar arasındaki çelişkilerin değerlendirilmesi, yazılımın ayıplı olup olmadığı, ayıbın ve hataların davalıdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalının da itirazlarının karşılanarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının miktarının ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasın karar verilmiş olup, Bilirkişiler Ticaret Hukukunda Nitelikle Hesaplamalar Uzmanı … ve Bilgisayar Mühendisi …’in 01/08/2021 tarihli raporunda, davacının sunduğu … programının ayıplı olduğunu söylemek için gerekli bir kanıta dosya kapsamında rastlanmadığı, ayıp ihbarının programın kurulumundan yaklaşık 5 yıl sonra yapıldığı ve bunun süresinde yapılan bir ihbar olup olmadığının tespitinin tamamen Mahkeme’ye ait olduğu, teknik tespit ışığında davalının ayıptan kaynaklanan bir sorumluluğundan söz edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 27/10/2021 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek, mahkememizce alınan rapor ile … 4. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda yorum farklılıkları mevcut olduğu anlaşıldığından, bu konudaki çelişkinin giderilmesi, ayıp konusunda ki değerlendirmeden hangisinin üstün tutulması gerektiğinin belirtilmesi, tarafların sunduğu maillerin bu çerçevede incelenmesi ve sözleşme kapsamı ile birlikte değerlendirme yapılarak verilen hizmetin ayıplı olup olmadığının tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi …’ın 13/10/2022 tarihli raporunda özetle, davacının süreç boyunca şikayet ettiği sorunlara ilk çözüm olarak Davalının, yazılımın barındırıldığı sunucunun davalı tarafına taşınması önerisi doğrultusunda, davacının sunucunun taşınması eyleminde uzun bir süre geciktiği, ancak daha sonra sistemin Davalı sunucularına 30/05/2014’te Davalıca ücretsiz taşınmış olduğu, bu noktada abone hizmet sözleşmesinin 6.1 ve/veya 6.3. maddesinin değerlendirilebileceği, yazılım/veritabanı hangi tarafın sunucularında barındırılıyorsa sunucuyla ilgili tüm sorumluluğun o tarafta olduğu, sunucunun taşınmasıyla birlikte sunucu kaynaklı sorunların çözülmüş olduğu, süreç içerisinde diğer birçok sorunun ve talebin davalıca çözümlenmiş ve son kullanıcılara destek verilmiş olduğu, ancak entegrasyon uyumuna ilişkin özellikle bayilere sistemde tanımlanmış “vadesi geçen bakiye’ tedbiriyle ilgili sorunun son yazışmalarda açık kalmış/çözülememiş olduğunun görüldüğü, davacının entegrasyon uyumuyla ilgili şikayetine ilişkin, problemin kök sebebinin …’dan mı yoksa …’dan mı veya gerçekleştirilmiş entegrasyondan mı kaynaklandığı mevcut bulgular ışığında somutlaştırılamadığından, … yazılımının ayıplı veya gizli ayıplı olduğunun söylenemeyeceği, 30/10/2014 tarihli toplantının 2. notunda kararlaştırılmış olmasına rağmen entegrasyon uyumuyla ilgili sorunun …’dan mı yoksa …’dan mı kaynaklandığının Davalıca somut olarak teşhis edilememiş ve uyum sorununun tümüyle giderilememiş olduğu, bu noktada abone hizmet sözleşmesinin 6.1., 6.2., ve/veya 7.1. maddelerinin değerlendirilebileceği, önceki raporlarının tümüyle benimsenemediği, ilgili irdeleme ve açıklamalara yukarıdaki bölümlerde yer verildiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görüldü.
Mahkememizin 06/12/2022 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi ve itirazların değerlendirilmesi sonucunda davalıya atfedilecek bir kusur olduğu kanaatine varılması halinde tespit edilecek ayıba ilişkin olarak ayıp oranındaki bedel indiriminin hesaplanması ve diğer talep olan fazla ödemeye ilişkin olarak ayrıca inceleme yapılması ve hesap yapılması konusunda dosyanın önceki bilirkişiye yeniden tevdi ile ek rapor tanzim etmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, Bilirkişi …’ın 13/03/2023 tarihli raporunda özetle, Davacının teknik sorunlara ilişkin göndermiş olduğu 19/11/2014 tarihli son epostaya cevaben davalının 20/11/2014 tarihli epostasında sorunların giderildiğini bildirmiş olduğu, bu yazışmadan sonra teknik şikayet konulu Davacı tarafından sürdürülen bir yazışma olmadığının görüldüğü, sorunların toplantı tutanağında vaat edildiği üzere Aralık 2014’e kadar giderilmiş olduğu, böylece davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu, bu nedenle Davalıya atfedilecek bir kusur bulunmadığı, mevcut bulgular doğrultusunda … yazılımının açık veya gizli ayıplı olduğunun söylenemeyeceği, olası mali hesaplamaların uzmanlık alanım dışında kaldığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı hizmet nedeniyle tazminat davasıdır.
Ayıplı hizmetin var olup olmadığı konusunda mahkememizce ve …4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince muhtelif tarihlerde teknik bilirkişilerden raporlar alınmış olup, bu raporlardan FSHM’nin … E. Sayılı dosyasındaki
10/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda teknik sonuç olarak; “…Dava dosyası ve ibraz edilen deliller, ibraz edilen taraf ticari defterleri, yardımcı kayıt belgeleri, davaya konu yazılım ile davacı taraftaki yardim masası istek kayıtları incelenmesi neticesinde; Dava konusu yazılımın faal olduğu, tespit yapıldığı an itibarıyla beklenen işlevselliğini yerine getirdiği ve taraflar arasındaki sözleşmedeki şartları sağladığı, ayıplı olmadığı …” tespitine varılmış olduğu ; … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasındaki 20/09/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda ise, kök rapordaki görüşte bir değişiklik olmadığı kanaatinin bildirilmiş olduğu ; 27/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda teknik sonuç olarak “…Entegrasyon konusunda Davacının ileri sürdüğü teze itibar edilmesi gerektiği, zira stok ve muhasebe kayıtları gibi yaşamsal önemdeki verilerin iki ayrı sistemde farklı olmasının kabul edilemeyeceği, bu iki sistemin ayrı firmanın sorumluluğunda olmasının ve bakımları için sürekli olarak ücret ödenmesinin de bu konuda Davalının üzerindeki sorumluluğu pekiştirdiği, Davalı şirketin yazılımlardaki ve entegrasyondaki muhtemel sorunlar Davacıya önceden bildirmekle yükümlü olduğu, Yazılımın fonksiyonları konusunda da Davacı tarafın haklı göründüğü, zira Davacının kendi ihtiyacı olup yazılımda bulunmayan bir veya daha fazla fonksiyondan değil, yazılım mevcut fonksiyonlarındaki sorunlardan yakınmakta olduğu, Yanlış ve eksik veri konusunda da Davacının ileri sürdüğü savların kuvvetli göründüğü, Davalının iddiasına göre bu sorunların ya yanlış kullanımdan meydana gelmekte olduğu ya da beş-on dakika içinde kendiliğinden düzelmekte olduğu; ancak yanlış kullanımın geçici bir durum olduğu, kullanıcılar normal olarak birkaç hatadan sonra hatasız giriş yapmayı öğrenecekleri, yıllar boyu yanlış kullanımın akla yatkın gelmediği, ayrıca bu durum yazılımın belli unsurlarının çok yavaş çalışmasını açıklamadığı, yanlış ve eksik verilerin de beş-on dakika içinde kendiliğinden düzelmesinin de ticari yazılımlarda sıkça rastlanan bir durum olmadığı, …Taraflar arasındaki sözleşmenin kullanma hakki tanıyan kısmına kira sözleşmesine
ilişkin hükümlerin uygulanması nedeniyle, … yazılmanda ayıp bulunduğu kanaatine varıldığı takdirde davacının bedelde indirim talebinin kabul edilmesi gerektiği …” tespitine varılmış olduğu; 01/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda teknik sonuç olarak “…Davacının sunduğu … programının ayıplı olduğunu söylemek için gerekli bir kanıta dosya kapsamında rastlanmadığı, ayıp ihbarının programın kurulumundan yaklaşık 5 yıl sonra yapıldığı ve bunun süresinde yapılan bir ihbar
olup olmadığının tespitinin tamamen Sayın Mahkeme’ ye ait olduğu, teknik tespit ışığında davalının ayıptan kaynaklanan bir sorumluluğundan söz edilemeyeceği…” tespitine varılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce alınan raporlar ile Fikri Sinai Mahkemesince alınan raporların değerlendirilerek taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak son olarak rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından önceki raporların detaylıca irdelendiği, 23/06/2016 tarihli bilirkişi raporu haricindeki raporların davalı savunmalarını karşıladığı ancak 23.06.2016 tarihli raporda sunucu taşıma tarihinin tespitinin doğru yapıldığı, bununla birlikte … yazılımının sorunsuz ve doğru çalıştığı yönünde genel bir kanaat ile davacının yakındığı sorunların … kaynaklı olabileceğinin değerlendirildiği, ancak ayrıntılı bir irdeleme yapılmadan, genel bir kanı ile …’ın sorunsuz çalıştığı ve sorunun …’dan kaynaklandığı
sonucuna varıldığı, bir programın piyasada yaygın kullanımda ve popüler olmasının, o yazılımın sorunsuz çalıştığı anlamına gelmediği, zira günümüzde Google, Apple, Facebook, Adobe gibi yazılım devleri nerdeyse 3 haftada bir muhtelif uygulamalarına güncellemeler yayınladığı, bunların çoğu otomatik gerçekleştiğinden, son kullanıcıların çoğu zaman hataları ve güncellemeleri fark edemeyebildikleri, güncellemelere ilişkin değişiklik günlüğü (… log) incelendiğinde, çoğunlukla …-fix (hata düzeltme), güvenlik açığı kapatma ve kullanıcı deneyimi iyileştirmeleri olduğunun görüldüğü, yazılımların doğası gereği sürekli güncellemelerin yayınlanması nominal olduğu, sonuç olarak dava konusu
hadisede; yazılımın popülerliği esas değil, yazılımdaki hataların çözümlenip çözümlenemediği, güncellemelerin yayınlanıp sorunların giderilip giderilemediği irdelemede esas alınması gerektiği belirtilerek raporda yazılı bu noktadaki kanaatin benimsendiği belirtilmiş ve sonuç itibari ile davacının süreç boyunca şikayet ettiği sorunlara ilk çözüm olarak davalının, yazılımın barındırıldığı sunucunun davalı tarafına taşınması önerisi doğrultusunda, davacının sunucunun taşınması eyleminde uzun bir süre geciktiği, ancak daha sonra sistemin davalı sunucularına 30/05/2014’te davalıca ücretsiz taşınmış olduğu, bu noktada abone hizmet sözleşmesinin 6.1. ve/veya 6.3. maddesinin değerlendirilebileceği,yazılım/veritabanı hangi tarafın sunucularında barındırılıyorsa sunucuyla ilgili tüm sorumluluğun o tarafta olduğu, sunucunun taşınmasıyla birlikte sunucu kaynaklı sorunların çözülmüş olduğu, süreç içerisinde diğer birçok sorunun ve talebin davalıca çözümlenmiş ve son kullanıcılara destek verilmiş olduğu, ancak entegrasyon uyumuna ilişkin özellikle bayilere sistemde tanımlanmış ‘vadesi geçen bakiye’ tedbiriyle ilgili sorunun son yazışmalarda açık kalmış/çözülememiş olduğunun görüldüğü, davacının entegrasyon uyumuyla ilgili şikayetine ilişkin, problemin kök sebebinin …’dan mı yoksa …’dan mı veya gerçekleştirilmiş entegrasyondan mı kaynaklandığı mevcut bulgular ışığında somutlaştırılamadığından, … yazılımının ayıplı veya gizli ayıplı olduğunun söylenemeyeceği, 30/10/2014 tarihli toplantının 2. notunda kararlaştırılmış olmasına rağmen entegrasyon uyumuyla ilgili sorunun …’dan mı yoksa …’dan mı kaynaklandığının davalıca somut olarak
teşhis edilememiş ve uyum sorununun tümüyle giderilememiş olduğu, tespit, görüş ve kanaatlerine varıldığı, anılan tespitlerin somut dosya kapsamı ve bilimsel veriler ile uyumlu olduğu ve daha önceki raporları desteklediği gibi farklı olarak alınan rapordaki tespitlerin de bilimsel veriler ile uyumlu olmadığını ortaya koyduğu, bu hali ile davacının tazminat talebinin kabulü için öncelikle ayıp olgusunu ispatlaması gerektiği, somut olayda ispat olgusunun davacı tarafça sağlanamadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın reddine,
Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 179,90-TL’nin, peşin alınan 940,06-TL harçtan mahsubu bakiye 760,16‬ TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 34,00 TL posta masrafının, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/06/2023

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.