Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/405 E. 2018/59 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/405 Esas
KARAR NO : 2018/59

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 24/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin uygulamalarıyla kaçak kullanıcı engellemeksizin, aksine ödüllendirilirken, hem altyapı noksanlığından, hem de kaçak kullanıcılardan ötürü dürüst abonelerin cezalandırılması olarak tecelli etmekte olduğunu, “Kayıp-Kaçak Bedeli”nin Elektrik tüketicisi tüm abonelerden (üstelik bu meblağ üzerinden Fonlar+Belediye Vergisi+KDV de) alınmakla tüm tüketicileri ilgilendirmekte olduğunu, dava konusu “Kayıp-Kaçak Bedeli” tahakkuk ve tahsilatı başta Anayasa, 4628 sayılı kanun ve yürürlükteki mevzuata aykırı olması sebebiyle haksız ve hukuki mesnetten yoksun bulunduğunu, Yargıtay Genel Kurul Kararında (21.05.2014 gün ve E.2013/7-2454, K.2014/679) ve Yargıtay (3). Hukuk Dairesinin kararlarında ifade edilen gerekçelerle hukuka aykırılığı sabit olan davalının Kayıp ve Kaçak Bedeli tahakkuk ve tahsilatı işlemleri ile ilgili olarak; geriye dönük faturalara/faturalardaki, diğer kalemlere/ ödemelere ilişkin hakları ve fazlaya ilişkin haklarının ile istirdat hakkımız saklı kalmak üzere şimdilik, müvekkilinin 237632 No.lu aboneliğinde 01.01.2011 ila 31.12.2014 tüketim dönemlerine ait faturalarında tahakkuk ve davalı tarafından tahsil edilmiş olan Kayıp Kaçak Bedellerinin ve bu bedel dahil edilerek hesaplanmış; % 1 Enerji Fonu, %2 TRT Payı, %5 Belediye Vergisi ve %18 KDV İçindeki Kayıp Kaçak loplam bedeline isabet eden farkın ki enaz 48.240,00 TL.nin, her bir faturadaki fazla ödeme tutarının ödeme tarihlerinden itibaren yürütülecek değişir oranda avans faizi ile birlikte davalı-borçludan tahsiline karar verilmesine, dava tarihinden itibaren davalı şirket tarafından düzenlenecek faturalarda anılan tahakkukların yer almaması ve/veya tahsilatların yapılmaması için öncelikle ihtiyati Tedbir Kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 13.05.2015, tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı taleplerinin bir kısmının geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayan (2) yıllık zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin kesmiş olduğu faturaların davacı şirketle aralarında münakit 10.06.2010 tarihli sözleşme ahkamına ve mevzuata uygun olduğunu, davacının serbest iradesiyle imzaladığı sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerinden tüketici sıfatına sahip olmamasına rağmen tüketici mevzuatına dayanarak kurtulmaya çalışmasının hukuken kabulünün mümkün olmadığını, 28994 sayılı Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 2. maddesinin (2).fıkrası hükmü gereği Yönetmelik hükümleri sadece “İkili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi ve/veya kapasite satın alan serbest tüketicilerle tedarikçileri arasındaki, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği ve/veya ikili anlaşmalar ile düzenlenmeyen perakende satış hizmetleri için uygulanabileceğini, müvekkili şirket tarafından, davacı yana ikili anlaşma ile elektrik enerjisi tedarik edildiğini ve taraflar arasındaki ihtilafın, sırf bu nedenle dahi yönetmelik kapsamı dışında kalmakla davacının dava dilekçesindeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, ilk itirazları ve usule ilişkin karşı beyanları yönünde karar verilmesini, davanın üçüncü kişi olan … A.Ş.’ye ihbar edilmesini ve ayrıca huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
Dava; Davacının davalı elektrik şirketinden kullandığı elektrik sebebiyle kendisinden haksız olarak tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak, sayaç okuma, iletim sistemi kullanım, dağıtım, perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen bedeller ve bu bedeller üzerinden hesaplanan TRT payı, enerji fonu ve BTV bedellerinin tahsili talepli belirsiz alacak davasıdır.
Mahkememizce … Esas sayılı dosya üzerinden 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile eklenen geçici 20. Maddesinin 1 numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2, 13, 36 ve 40. Maddelerine aykırı olduğu bu nedenle iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuş , bu başvuru Anayasa Mahkemesince 27/06/2016 tarih itibariyle 2016/134 Esas numarasına kaydı yapılmıştır. Anayasa’nın 152/3 maddesine göre Anayasa Mahkemesi, mahkemelerden anayasaya aykırılık iddiası ile yapılan iptal başvurularını kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmez ise Mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden; Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusuna başvurunun Anayasa Mahkemesine ulaşıp esas numarası almasından itibaren 5 aylık süre içerisinde Anayasa Mahkemesi tarafından bir karar verilmemiş olduğundan mahkememizce, Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış olan başvuru sonucunun beklenmesi yönündeki ara kararından vazgeçilerek Anayasa’nın 152/3 maddesi gereğince yürürlükteki kanun hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarihli 2016/20106 E. 2017/9319 K. İlamında: “Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.O halde mahkemece, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” denildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın konusuz kalmış olması nedeniyle DAVA HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 823,82 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 787,92 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 1.314,00 TL den oluşan toplam 1.349,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24.01.2018

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdı