Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1203 E. 2019/1339 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1203 Esas
KARAR NO : 2019/1339

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/12/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 22/11/2015 günü saat 04:28 sıralarında …’ın … plakalı araç sürücüsü, …’ın ise … plakalı araç sürücüsü olduğu ve kazaya karışmaları sonucu müvekkillerinin oğlu …’in vefat ettiğini, … plakalı aracın … A.Ş. Tarafından sigortalı olduğunu, … plakalı aracın ise … Sigorta tarafından sigortalı olduğunu, davacı taraf olarak ilgili sigorta şirketlerinden tazminat talep ettiklerini bildirmekle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacıların her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL toplam 15.000,00 TL’nin haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 22/11/2015 tarihiden itibaren işleyecek yasal faizili ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce davalı (Eski Ünvan …) … Sigorta A.Ş.’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı (eski ünvan …) … Sigorta A.Ş. Vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; mali mesuliyet teminatı manevi tazminat dahil yıllık 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında söz konusu olacağını bildirmiştir.
Mahkememizce davalı …Ş.’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; poliçe üzerinde ölüm/sakatlık halleri için kişi başına teminat limitinin azami 290.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, manevi tazminatın teminat dışında kaldığını, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm görevleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiği için temerrüdün gerçekleşmesinin söz konusu olamayacağını, hiçbir hasar başvurusunda bunulunmaksızın davanın açıldığını bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davalı …Ş.’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı …Ş.’nin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketin sorumluluk limitinin 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davadan önce müvekkili şirkete yapılan bir ihbarın bulunmadığını ve bu nedenle müvekkilinin temerrüde düşmediğini bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davaya konu … plakalı aracın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, ancak kazanın meydana geldiği tarihte araç üzerinde işleten sıfatının bulunmadığı için dava konusu talepler hakkında sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin aracı dava dışı …’e kiraya verdiğini, aracın işletilmesinin doğurduğu tüm sorumluluklar müvekkiline değil dava dışı …’e ait olduğunu, aracın sürücü …’ın babasına emanet olarak verildiğini …’ın arabanın anahtarını çalması üzerine kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde kusur yola kontrolsüz biçimde çıkan … plakalı araca ait olduğunu bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosya örneğinin uyap üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … CBS’ye müzekkere yazılarak … Sayılı Soruşturma dosyasının uyap sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak … plakalı araca ilişkin hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak … plakalı araca ilişkin hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak … plakalı araca ilişkin hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Üniversitesi Rektörlüğüne müzekkere yazılarak müteveffa …’in öğrencilik bilgi ve belgelerinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … İl Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacıların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak müteveffanın bilgisayar programcılığına ilişkin ücret araştırması yapılması istenilmekle ilgili bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
… SGK’ya müzekkere yazılarak müteveffa’nın son maaş durumunu ve davacıların maaş durumlarının, rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığını, aylık bağlanıp bağlanmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla kusur bilirkişileri …, … ve …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş oldukları 15/10/2018 tarihli raporunda; inceleme ve değerlendirme: Olayla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … sayılı soruştuma kapsamında hazırlanan iddianameye istinaden sanık konumundaki sürücülerden … hakkında taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olma, … hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan … 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikame edilen … Esas sayılı kamu davasında alınan 11.04.2017 tarih ve 2017/127 K. sayılı karar ile; …’ın bilinçli taksirle hareket etmesi sebebiyle takdiren arttırımı 4 yıl 6 ay, 1/6 oranında indirimli 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 1 yıl 6 ay süre ile geri alınmasına, …’ın takdiren 1/6 oranında indirimli 1 yıl 8 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilerek 12.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına istinaf yolu açık olmak üzere kurulan hükmün, temyiz üzerine gönderildiği T.C. … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi’nin 2017/2463 E., 2017/2474 K. ve 14.07.2017 tarihli ilamı ile kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ceza Mahkemesince esas alınan kusur oranı bağlayıcı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen maddi olgular ve deliller Hukuk Mahkemesini bağlayıcı niteliktedir. T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2013/4-1008, K. 2014/490, 09.04.2014 tarihli ilamı ise; “…Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine dair ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar” şeklinde olup Sayın Mahkeme’nin takdirleridir.
Hazırlık tahkikatı ve ceza yargılaması sırasında hazırlanan kusur raporları mevcuttur. Bunlara göre;
Hazırlık tahkikatı sırasında ATK … Trafik İhtisas Dairesi uzmanları tarafından hazırlanan 08.02.2016 tarihli raporda; sürücü …’ın asli oranda, sürücü …’ın tali oranda kusurlu oldukları,
Ceza yargılamasında kesinleşen karara esas alınan ve ATK … Trafik İhtisas Dairesi uzmanları tarafından hazırlanan 15.06.2016 tarihli raporda; sürücü …’ın asli oranda, sürücü …’ın tali oranda, müteveffa … ve mağdur …’ün beraber alkol aldıkları sürücünün otomobiline binerek kendi ölüm ve yaralanmalarında alt düzeyde tali kusurlu oldukları görüş ve kanaatine yer verilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 157/b maddesi-“sürücü kusurlarının tespiti” ile ilgili bendi; “adli mevzuat ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere, trafik kazalarına karışanların kusur durumları; 2918 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen kurallar, şartlar, hak ve yükümlülükler ile asli kusur sayılan haller dikkate alınarak belirlenir. Kaza mahallinde yapılan incelemeler sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkındaki ifadeleri ile varsa tanık ifadeleri de kusur durumunun tespitinde dikkate alınır” şeklindedir. Kazada kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir (K.T.K. Mad. 84). Bu kapsamda;
•Davalı sürücü …, 23.11.2015 tarihli sorgulama tutanağında özetle; … Üniversitesi … Meslek Yüksek Okulu’nde bilgisayar programcılığı bölümünde 2. Sınıf öğrencisi olduğunu, aynı sınıftaki arkadaşlarıyla sürekli birlikte gezdiklerini, ödünç aldıkları … plakalı araç ile ailesinin hafta sonu ziyaretine geldiği, … ve … ile gece saat 24:00’den sonra gezmek için dışarıya çıktıklarını, kişi bası 4’er ufak biralardan alıp kumsalda birlikte içtiklerini, sarhoş olmadığını, alkolün etkisinin olduğu, önde …’ün, arkada …’in oturduğunu, süratli olduğunu ancak aşırı bir sürati olmadığını, ön tarafta aynı yönde olan bir aracın ışığının dikkatini çektiği, dikkatini dağıttığını, gözüne bir ışık geldiğini, arka ışık mı ön far mı bilemediğini, sonrasında manevra yaptığını, direksiyon hakimiyetini kaybettiğini bilmediğini, öndeki araca çarpacağını düşündüğünü, sonrasında zaten direksiyon direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, neye çarptığını, kaza anını ve sonrasını hatırlamadığını, kazada aynı şeritte ön tarafta fark ettiği aracın ışığının da etkili olduğunu, 23.11.2015 tarihli sorgulama tutanağında özetle; savcılıktaki ifadesini aynen tekrar ettiğini, babasının istanbul’dan ziyaretine araçla geldiği, olay günü saat 12:00’den sonar arkadaşlarıyla çıktığını, kumsalda dolanıp alkol aldıklarını, 4 bira içtiğini, alkol almasına rağmen kendinde olduğunu, yolun 2 şeritli olduğu, dönüş yolunda karşısında bir araba fark ettiğini, direksiyonu toparlamaya çalıştığını, sonrasını hatırlamadığını, 19.04.2016 tarihli ceza yargılaması sırasında özetle; iyi derecede arkadaş olduklarını, babasına ait araçla gezdiklerini, bir miktar bira içtiklerini ancak kesinlikle sarhoş olmadıklarını, eve dönerken yaklaşık 100-110 km hi2İa seyir halinde olduğunu, diğer şeritteki aracın ışığının gözünü aldığı, bununla birlikte direksiyon hakimiyetini kaybettiği, düz gitmesi durumunda diğer araca çarpacağını, kurtarmak için aracı sola kırdığım ve kazanın meydana geldiğini,
•Sürücü …, 22.11.2015 tarihli şüpheli ifade tutanağında özetle; idaresindeki … plakalı araç ile … istikametinden … istikametine gittiğini, araçta bulunan arkadaşı …’ı yolun sağında indirdiğini, yoluna devam etmek için aracın direksiyonunu hafif sola kırarak yola devam etmek istediğini, hızlı bir şekilde aracın arkasından beyaz renkli bir aracın geçerek önce kaldırıma çıktığını ve elektrik direğine çarptığını, arabayla geri gelerek yolun karşısına park edip kaza yerine geldiğini, …’in 155’i arayıp bilgi verdiğini, kandan etkilendiği için oradan ayrıldığını, ayrılırken 155 ve 112’nin gelmediğini, 11.04.2016 tarihli talimat duruşmasında özetle; olay günü gece sabah karşı işten çıktığını, evine gelirken … Pansiyon’un önünde araçta bulunan Bülent isimli arkadaşını indirmek için sağa yanaşıp indirdiğini, tekrar durduğu yerden ana yola sola çıkarken geriden gelen arabayı görüp durduğunu. beklemeye başladığını, aracın çok süratli geldiğini, kendisini geçtikten tahminen 5-6 metre sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje vurduğunu, yolun tek yönlü geniş bir yol olduğu, daha sonra takla atarak karşı şeride geçtiğini, arabayı geri manevra yaparak yola çıkıp sapaktan karşı şeride geçip güvenli bri yere park ettiğini, koşup kaza yerine yardımcı olmaya çalıştığını, araçta sıkışan şoförü çıkardığını, toplanan vatandaşların araç şoförünün yanında oturan diğer şahsı çıkardığını, vurmanın etkisi ile arkada oturan şahsın araçtan fırladığını, daha sonra kendisini fark ettiklerini, ilgililere haber verdiğini, olayın başlangıcında yola çıkarken aracın arkadan hızla geldiğini görüp direk durduğunu, geçmesini beklediğini, beklerken sol şeridin bos olduğunu, rahatlıkla her arabanın oradan geçebileceğini, yolu kapatmadığını, kusurunun olmadığını, diğer araç sürücüsünün 1,07 promil alkollü olduğunu, kaza görüntülerinde hızının 150-160 km olduğu, kazaya kendi hatalarının neden olduğunu,
•Kazazede yolcu …, 13.04.2016 tarihli ceza duruşmasında özetle; üç arkadaş birlikte alkol aldıktan sonra seyir halindeyken önlerindeki bir aracın sol şeride doğru yönelmesi sonucu arkadaşı …’ın da direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kazanın meydana geldiği, kaza sonucunda yaralandığını, 8 kaburga kemiğinin kırıldığını, herhangi bir maddi zararının karşılanmadığını,
•Tanık …, 22.11.2015 tarihli bilgi alma tutanağında özetle; arkadaşı …’ın idaresindeki … plakalı araç ile … istikametinden … istikametine geldiklerini, … Pansiyon’u geçtikten sonra refüj hizasında yolun sağında araçtan indiğini ve yolun karşısına geçtiğini, …’in hareket edip yoluna devam ettiği, arkasından gelen aracın geçtiğini, önce kaldırıma çarptığı, elektrik direğine çarpıp takla atarak durduğu, aracın ön sağ tarafında oturan şahsın araçtan fırladığı ve yere düştüğü, …’in aracıya geri gelerek yolun karşısına park ettiği, beraber kaza yerine gittiklerini, aracın arka koltuğundaki yaralı şahsı çevrede bulunanların araç dışına çıkardıklarını,
•Tanık …, 22.11.2015 tarihli olay yeri keşif ve ölü muayene tutanağında özetle, yol üzerinde kaza olduğunu gördüklerini, beyaz renkli bir aracın yolun tam ortasında yan vaziyette durduğunu, kazanın yeni olduğunu anladığını, şoför mahallinde sınıf arkadaşı olan …’ın gördüğünü, şoför mahallinden çıkarttığını, …’ün yaralı vaziyette aracın sağ ön çaprazında yerde yattığını, …’in araçtan 9 metre uzakta yol kenarında yerde yatar vaziyette olduğunu, 22.11.2015 tarihli bilgi alma tutanağında özetle; araç ile gezdikleri sırada … önünde kaza olduğunu fark ettiği, araç içerisine baktığında sınıf arkadaşı …’ın ön koltuklara uzanmış baygın olduğunu görünce dışarı çıkardığını, … ‘ün aracın sağ çapraz tarafında şoka girmiş vaziyette bağırdığını, ambulansın gelip …’in aracın dış kısmında vefat ettiğini söylediklerini,
•Tanık …, 22.11.2015 tarihli bilgi alma tutanağında özetle; araç ile arkadaşlarıyla gezerken … önünde bir aracın kaza yaptığını gördüklerini, …’nın araç içine baktığını, aracın dışında yerde yatar vaziyette okuldan arkadaşı …’ü gördüğünü, okuldan arkadaşı …’in de araç dışında vefat ettiğini öğrendiğini,
•…, 23.11.2015 tarihli bilgi alma tutanağında özetle; … plakalı aracın kendisine ait olduğunu, arkadaşı …’ün araç lazım olduğunu söylemesi üzerine aracı verdiğini, kendisini arayarak kaza yaptığını söylediğini, kazanın nasıl gerçekleştiğini bilmediğini, beyan etmişlerdir.
Olay yerine intikal eden … Trafik Büro Amirliği’nde görevli polis memurları tarafından düzenlenen “Trafik Kazası Tespit Tutanağı”‘na göre; 30.70575,41.10548 koordinatlı olay mahalli 50 km/saat azami hız sınırlamalı yerleşim yeri İÇİ, cadde yolu, bölünmüş, 6,20 metre şerit, 7,50 metre platform genişliğinde iki şeritli, sathı kaplama, yüzey kuru, vakit gece, hava ve görüş açık, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz olup, mahalde üç yönlü (T) tipi kavşak, 240 cm genişliğinde kaldırım, 1,30 metre genişliğinde banket, aydınlatma bulunmakta, oto korkuluk, trafik işaret levhası, traik lambası, yoldan kaynaklanan sorun, görüşe engel cisim, geçit bulunmamaktadır. “Kaza Özeti”‘nde; sürücü …’ın idaresindeki … plakalı otomobil ile … caddesini takiben … istikametinden … istikametine seyri sırasında No:95 önüne geldiğinde sürücü …’ın idaresindeki … plakalı otomobil ile yolun sağında şağ şeritte yolcu indirip sola manevra ile dönüş yapacağı esnada arkasından gelen aracı fark edip sağa manevra yaptığı sırada …’ın çarpmamak için fren yaparak sola direksiyonu çevirmesi sonucu orta refüj başlangıcına çarpıp ardından aydınlatma direğine çarparak devrilip takla atarak No:40 önünde yola dikey vaziyette tekerlekleri üzerine düştüğü belirtilmiş, kaza mahalli incelemesi, kamera kayıtları ve beyanlardan kazanın oluşumunda sürücü …’ın KTK 48/5 ve 52/1-b kurallarını ihlalden birinci derecede kusurlu, sürücü …’ın KTK 67 kuralını ihlalden tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatine yer verilmiştir.
Dosya muhteviyatlarında kaza tutanağının kroki bölümü sayfasına rastlanmamıştır. ATK raporunda; … plakalı otomobile ait yolun sağ şeridinde başlayıp sola yönelerek orta refüje kadar gelen 32 metre fren izi, orta refüjdeki elektrik direğine çarptıktan 29,80 metre sonra karşı yol bölümü içinde durduğu belirtilmiştir.
Polis memuru … ve … tarafından düzenlenen 22.11.2015 tarihli “Kamera izleme Tutanağında; … İnşaat ofisinin kameralarının incelendiği, … mevkiinden … kavşağına seyir halinde olan beyaz bir otomobilin kaza mahallinde yolun sağ tarafında durarak yolcu indirdiği, tam hareket edip yola gireceği esnada kaza yapan beyaz renkli aracın sol şeritten geçerken kavşağın karşısındaki orta refüje çarptığı belirtilmiştir.
Polis memurları tarafından düzenlenen 23.11.2015 tarihli “Araştırma Tutanağı”nda; …’nın beyanında aracı teslim ettiğini söylediği … ile yapılan telefon görüşmesinde aracı …’dan teslim alındıktan sonra … ilçesine geldiğini ve aracı akrabası olan …’ın kendisinden habersiz aldığını beyan ettiği belirtilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … sayılı soruşturma sırasında düzenlenen 22.11.2015 tarihli “Olay Yeri Keşif ve Ölü Muayene Tutanağında; olay yerinin … caddesi … Pansiyon, … inşaat önünde çift yönlü kullanılan asfalt yol olduğu, zeminin kuru, gece vakti havanın karanlık olduğu, sis vb. herhangi bir doğa olayının bulunmadığı, yolun ortasında refüj, orta refüjde aydınlatma direklerinin bulunduğu, yol platform genişliğinin 7,50 metre, yol genişliğinin 6,20 metre, orta refüjün 2 metre genişliğinde olduğu, … plakalı aracın fren izinin 32,10 metre olduğu, refüj başlangıç noktasındaki ilk çarpma noktasında refüj taşının kırıldığı, 11,60 metre uzaklıktaki aydınlatma direğine çarptığı, beton aydınlatma direğinin yerden 50-60 cm yukarısından direğin koptuğu, üst kısmın birkaç parçaya ayrıldığı ve katlandığı, demirlerin sarktığı, beton direkte aracın sağ arka kapısının dış sacının bulunduğu, direk ile aracın bulunduğu yerin arasında 29.80 meyre mesafe, maktul … ile araç arasında 9.70 metre mesafe olduğu, aracın sağ yan üst tavan ön ve yan kısmından darbe alarak içeri doğru çöktüğü, sağ ön ve arka camın kırık olduğu, sağ arka dış sacın yerinde olmadığı, ön camın patladığı, sağ üst tarafın yerinden çıktığı ve katlandığı, maktulün araçtan fırlamış olduğu belirlenmiştir.
Sürücü …, 1996 doğumlu ve olay günü 19 yaşında olup yeterli (B) sınıfı sürücü belgesine 2014 yılından itibaren haizdir. Kazadan ne kadar süre sonra yapıldığı anlaşılamamasına rağmen … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen “Genel Adli Muayene Formu”na göre yapılan muayenesinde 1,07 promil alkol tespit edildiği, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, hayati tehlike mevcut olacak nitelikte yaralandığı anlaşılmaktadır. Polis memurları tarafından hakkında KTK 48/5 (alkollü araç kullanmak) ve KTK 34 (muayene süresini geçirmek) kurallarını ihlalden 888,00 TL tutarında trafik idari para cezası karar tutanağı, ayrıca 1,07 promıl alkol nedeniyle sürücü belgesi geri alma tutanağı tanzim edilmiştir.
Kazazede yolcu …, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmayan, yaşamını tehlikeye sokan, vücuttaki kemik kırıklarının müştereken hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte yaralanmış olup yapılan kontrolünde 0,88 promil alkol tespit edilmiştir.
Müteveffa yolcu …, 1996 doğumlu ve olay günü 19 yaşında olup sol temporal bölgede 2×1 cm kesi, sağ kulak üzerindeki kemiğin kırığa bağlı hareket halinde olduğu,…, ölüm sebebinin kafa travmasına bağlı beyin için kanama sonucu oluşan solunum ve dolaşım yetmezliği olduğu belirtilmiştir. Alkol durumu bilinmemektedir.
Sürücü …’ın idaresindeki … plakalı otomobilin … 8. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı “Araç Satış Sözleşmesi” ile … tarafından …’a 10.000,00 TL beyan edilen satış bedeli ile trafikten çekmeli satıldığı görülmüş, otomobilin onarımının ekonomik görülmeyerek pert total kabul edilerek ve ağır hasarlı halde satıldığı kanaati hasıl olmuştur.
Olay anını gösteren kamera görüntüsü bulunduğu belirtilmesine rağmen dosya kapsamında bulunmadığından heyetimiz tarafından izlenememiştir. Olay yerine sürücü … tarafından düz gelinmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda; karayolu-trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, trafik-yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü, taşıt yolu (kaplama)-karayolunun genel olarak taşıt trafiğince kullanılan kısmı olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Karayolundan faydalanan sürücülerin bir bütün olarak trafik kurallarına uymaları mecburidir. Kurallara uyan sürücülerin kazaya sebep olma oranları oldukça düşük olup değişken şartlar karşısında gösterecekleri anlık kaotik tavır ve davranış şekillerinin önceden tahmin edilmesi güç olduğundan trafik kurallarının tümü bir bütünlük arz eder ve özellikle trafik içinde yolun durumuna göre uygun zamanda ve biçimde olayları algılayıp, yorumlayarak tehlikeleri zamanında fark etmesi ve ona göre davranışını sergileyebilmesi içindir. Sürücülerin hem gece vakti gündüz vakitlerine nazaran daha çok artan genel trafiğin bünyesinde barındırdığı, hem de değişik kaza risk ve tehlikeleri nedeniyle dikkatlerini yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola ve çevrelerine gereken dikkat ve özeni göstermeleri, kendileri ile trafikte bulunan diğer sürücü, yolcu ve yayaların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına tedbirli ve kontrollü ilerlemeleri, trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, hızlarını yolun ve trafiğin icap ve şartlarına göre ayarlamaları, özen gereği olası kaza tehlikesini savuşturmak adına etkili fren veya direksiyon manevrası gibi önleyici etkili tedbirleri zamanında almaları, tehlikeleri ön görüp yolu gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeleri, dikkatli ve kontrollü ilerlemeleri gerekmektedir. Normal şartlar altında gece vakti, çevre aydınlatması bulunan, görüşün açık olduğu ve görüşe engel bir durumun bulunmadığı düz meskun mahalde bir sürücünün dikkatli, tedbirli ve özenli davranamaması için olumsuz bir neden bulunmamaktadır. Bilindiği üzereT.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Meydana gelen trafik kazası, dikkatli, tedbirli ve özenli davranılması halinde önlenebilir niteliktedir.
Kaza üzerinden ne kadar zaman geçtikten sonra yapıldığı anlaşılamayan ölçümünde sürücü …’da 1,07 promil alkol tespit edilmiş olup hastaneye nakil vb. arada geçen süre dikkate alındığında kaza anında biraz daha yüksek derecede alkollü olduğu değerlendirilmiştir. Zira metabolizma sonucu kandaki alkol düzeyinde bireysel farklılıklar olmakla beraber, bir saatte 0,12-0,18 promil, ortalama 0,15 promil azaldığı tıbben bilinmektedir. Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır (K.T.K. Mad. 48). Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0,50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0,20 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 97). Kandaki alkol seviyesinin 0,50 promilin üstünde olması halinde bireysel derece farkları olmakla birlikte dikkat düzeyinde azalma, refleks aktivite hızında düşme, doğru karar verebilme yeteneğinde ve psikomotor koordinasyon kapasitesinde azalma oluşmakta, 1,00 promilin üzerindeki alkol seviyesinde yetenekler açıkça bozulacak derecede etkilenmekte, 1,50-2,00 promil alkol seviyesinde ataksi, belirgin sarhoşluk, mide bulantısı, sendeleyerek yürüme, koordinasyon kaybı, uyuklamaya eğilim, 2,00-3,00 promil alkol seviyesinde ise letarji, kusma, uyuklama, koma riski ortaya çıkmaktadır. Alkollü olarak trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde “emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde” olup olmadığının tespiti, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, akomodasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı, dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi İle mümkündür. Alkollü araç kullanmanın güvenli sürüş yeteneğini bozduğu sınır, başka bir deyişle tehlikelilik sınırı (kim olursa olsun etkileyecek düzey} 1,00 promil kabul edilmelidir. Adli Tıp Kurumu 5. ihtisas Kurulu’nun bu konudaki raporlarında da 1,00 promil sınırı bu suçlarda ölçüt olarak kabul edilmekte ve bu sınırın üzerinde bir değer saptandığında bu kişilerin her halükarda aracı güvenli sürme yeteneğini kaybedecekleri, güvenli araç kullanamayacakları belirtilmekte, bu değerin altında ise bazı tıbbı saptamalar yapılması gerektiği ortaya konulmaktadır.
Kaza tespitindeki amaç, illiyet bağı bulunan kural ihlallerinin araştırılması olup kazaların rekonstrüksiyonu, kaza oluşumunun her bir fazı kendi zamansal ve mekânsal akışı içinde değerlendirilebilecek şekilde kazanın tüm detay ve dinamiğini kapsamalıdır. Teknik olarak çarpışma sırasında ortaya çıkan momentum, kütleler, hız, çarpma açısı ve temas eden yüzeylerin sönümleme özellikleri ile değişmektedir. Örneğin 120 km/saat hızla düz bir duvara çarpma sırasında ortaya çıkan momentum ile 60 km/saat hızla birbirlerine doğru yaklaşan araçların kafa kafaya çarpışması sırasında ortaya çıkan momentum benzer etkiye sahiptir. Euro Ncap-önden çarpışma testleri 64 km/saat, yan çarpışma testleri 50 km/saat, yaya çarpışma testleri 40 km/saat hi2da gerçekleştirilmektedir. Hızın artması ile hem kaza ihtimali artmakta, taşıt kontrolü güçleşmekte, durma mesafesi uzamakta, hem görüş açısı daralmakta, hem de kaza sonuçlan ağırlaşmakta, çarpma anında transfer edilen kinetik enerji de o kadar yükselmekte, kaza anında enerjinin transfer edildiği araç, aracın içinde bulunan insanlar ve aracın çarptığı araç, engel ya da yaya o kadar zarar görmektedir. Saatte 80 km/saat hızla seyreden bir araçta bulunan bir kişinin ölme ihtimali, saatte 30 km/saat hızla giden bir araçta bulunan bir kişiye göre 20 kat daha fazladır. 35 km/saat hızla sert bir cisme çarpılması durumunda araç içerisındekiler yaklaşık 3 ton yüke maruz kalmaktadır. Ortalama hızın %5 artması, yaklaşık olarak tüm yaralanmalı kazalarda %10, ölümlü kazalarda ise %20 düzeyinde artışa yol açmaktadır. Kaza ihtimali ve kaza sonuçları ile ilişkisi nedeniyle hız, temel bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Aşırı hız, yasal hız sınırlarına; uygun olmayan hız ise, çevresel koşullara göre uygun hız sınırının üzerine çıkılması anlamına gelmektedir. Her iki durumda da meydana gelebilecek kazalar yasal hızda ya da uygun hızda oluşabilecek hasarın üzerinde olmaktadır. Dolayısıyla hızın kontrol edilmesi durumunda çoğu kaza önlenebilir ve oluşabilecek zarar ve kayıplar azaltılabilir niteliktedir. Net 1235 kg ağırlığında olan ve belli bir hızla ilerleyen otomobil ile sert beton direğin çarpışması durumunda çarpışmanın-momentumun şiddetine, hızına, açısına ve temas eden yüzeylerin katılığına bağlı olarak otomobil sürücüsü ve yolcularının hem doğrudan sadme hem de devrilme veya fırlama sonrası zemine temas sırasında vücutlarının değişik kesimlerinden değişik derecelerde yaralanmaları mümkündür. Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmelikte yazılı kayıt ve şartlar dışında ve aksine bir işaret bulunmadıkça yerleşim yeri içinde otomobiller için 50 km/saat olup (K.T.Y. Mad. 100) sürücüler aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar (K.T.K. Mad. 51). Hız tahdidini belirleyen aksine bir işaret bulunmayan yerleşim birimleri içinden veya civarından geçen şehir dışı karayollarının bu kesimlerinde, can ve mal güvenliği açısından, karşıdan karşıya geçişler bir fiziki engelle yasaklanmış veya alt ve üst geçitlerle belirlenmiş ise ve hız yapmak yaya ve taşıt trafiği açısından bir engel teşkil etmiyorsa, taşıt sürücüleri yol ve trafik durumunu dikkate alarak yönetmeliğin kendilerine tayin etmiş olduğu azami hız sınırları içerisinde seyredebilirler (K.T.Y. Mad. 101). Meskun mahal olay mahallinde yayaların karşıdan karşıya geçişleri fiziksel bir engelle yasaklanmamış olup hem (T) tipi kavşak, hem de kaldırım bulunmaktad ir. 2918 sayılı K.T.K.’nun 52. maddesinin ise oldukça açık olup sürücülerin hızlarını yol, trafik, görüş vb. durumuna göre ayarlamaları gerekmektedir.
Fren dinamiğinde ise reaksiyon zamanı, bir şeyin ya da tehlikenin görülüp anlaşılması ile ona karşı etkilenme, yani gerekli tedbiri almaya başlama arasında geçen süre yani sürücünün fren yapmasına neden olan engeli görmesi ile ayağını fren pedalı üzerine koyması arasında geçen süredir. Bu sürenin içinde algılama, ne olduğunu fark etme, karar verme, ayağı gaz pedalından fren pedalına geçirme süreleri bulunmaktadır. Bu süre sürücünün yeteneklerine, o andaki fizyolojik ve psikolojik durumlarına, şahıslara özgü karakteristikler ile dış etkenlerin çeşitlerine bağlı olarak en az 0,3 ve en çok 1,7 saniye sınırları arasında değişmekte ise de, ortalama olarak 0,5-0,6 saniye kabul edilmektedir. Fren reaksiyon zamanı ise, bir tehlike anında, şoförün fren pedalına basmasından aracın fren sisteminin etki göstermeye başlamasına kadar geçen süredir. Mekanik ve hidrolik frenlerde ortalama 0,1-0,2 saniye ve havalı frenlerde ise 0,2-0,6 saniyedir. Toplam reaksiyon zamanı ise, sürücü ve fren reaksiyon zamanlarının toplamı olup tehlike halinde ortalama 0,75 saniyedir. Araçların, yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyması, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur (K.T.K. Mad. 29,30). 50 km/saat azami hız sınırında seyir durumunda saniyede 13,88 metre yol kat edilmekte, 10,4 metresi reaksiyon, 16,4 metresi fren süresi boyunca olmak üzere toplam 26,8 metre mesafede 2,35 saniyede tamamen durulması mümkün görünmektedir.
Tehlikeli bölge, kişilerin sağlık ve güvenlik yönünden riske maruz kalabileceği, ekipmanında veya çevresinde bulunan bölge, maruz kişinin ise tamamen veya kısmen tehlikeli bölgede bulunan kişi, açık tehlikenin ise mevcut durumda normal davranışta bile her an kazaya açık olan durumlar, olası tehlikenin ise güvenli görünen durumda davranış, durum ve pozisyonun değişmesi ile kaza olasılığı olan durumlar olarak tanımlanmaktadır. Gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçüler olup karayollarında trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar için azami genişlik 2,55 metredir (K.T.Y. Mad. 128). Katalog verilerine göre … plaka sayılı otomobil 1700 mm, … plaka sayılı otomobil 1695 mm genişliğinde olup 6,20 metre şerit, 7,50 metre platform genişliğinde iki şeritli cadde yolunda tehlikesiz ilerlemeleri mümkün görünmektedir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 09.11.1999 tarihli 23871 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Motorlu Araçların Dikiz Aynalarıyla İlgili Yönetmelik (71/127/AT); 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişik 29. maddesine dayanılarak hazırlanmış olup amacı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçların dikiz aynalarına AT Aksam Tip Onayı Belgesi ve bunların takılması île ilgili AT Araç Tip Onayı Belgesi verilmesine ilişkin hükümleri ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasları belirlemektir. Yönetmelikte; Sınıf (I) tipi İç dikiz aynaları için görüş sahası, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzleminde merkezlenmiş ve sürücünün oküler noktalarının 60 m gerisinden ufuk çizgisine doğru yatay olarak genişleyen yolun en az 20 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi olmalıdır. Sınıf (II ve III) ana dış dikiz aynalarında; yolun sağından sürülen araçlar için sol dış dikiz aynasında görüş sahası, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzlemine paralel olan ve solda en dış noktasından geçen düzlem ile sınırlanan ve sürücünün oküler noktalarının 10 m gerisinden yatay olarak ufka uzanan, yolun en az 2,50 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi, yolun sağından sürülen araçlar için sağ dış dikiz aynasında görüş sahası, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzlemine paralel olan ve solda en dış noktasından geçen düzlem ile sınırlanan ve sürücünün oküler noktalarının 20 m gerisinden yatay olarak ufka uzanan, yolun en az 4 metre genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi olmalıdır (Mad. 5.1, 5.3). Sürücü …’ın idaresindeki … plaka numaralı, 1995 model otomobil zamanında seri üretimi yapılarak piyasaya arz edilen, zamanının gerekli ve yeterli ulusal ve uluslararası standartları karşılayacak şekilde donanımlarla imal edilmiş bir araçtır. Araçta bulunan iki yan ayna düzgün ayarlansa dahi bazı durumlarda kör noktalar kalabileceği gerçeğinden hareketle, görüşün kısmen engellendiği durumlarda başın çevrilerek çevrenin kontrol edilmesi gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçlar ve römorklarına ait aydınlatma ve ışıklı sinyal cihazlarının motorlu araçlara ve römorklarına yerleştirilmesi ile ilgili AT Araç Tip Onayı Belgesi verilmesine ilişkin hükümleri ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasları belirlemek amacıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 10.08.2000 tarih ve 24136 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Aydınlatma ve Işıklı Sinyal Cihazlarının Motorlu Araçlara ve Römorklarına Yerleştirilmesi İle ilgili Tip Onayı Yönetmellğl-(76/756/AT)'”de; farların geometrik görülebilirlik alanı, derece ve açılarla belirtilmiştir. Far menzili-farın ışık demetinde, belirli bir aydınlatma şiddetine eriştiği uzaklık, görüş uzaklığı-aydınlatılmış görüş alanında bulunan bir cismin henüz görünebilir olduğu uzaklıktır. Pratikte menzil olarak klasik halojen kısa huzmeli farlar 25-40 metre, uzun huzmeli farlar ise 40-80 metre ilerisini aydınlatacak kapasitede ve ayardadır. Araçların sürülmesi sırasında ışıklarının kullanılması bakımından uzağı gösteren ışıkların (uzun huzmeli farlar); yeterince aydınlatılmamış tünellere girerken, benzeri yer ve hallerde uzağı gösteren ışıkların yakılması mecburidir. Ancak, sürücünün yeterli mesafeyi açık olarak görebildiği ve kendi aracının da yeterli uzaklıktan görülebileceği hallerde, uzağı gösteren ışıklar yerine yakını gösteren ışıklar kullanılabilir. Yakını gösteren ışıkların (kısa huzmeli farlar); aydınlatmanın yeterli olduğu kesimlerde kullanılması mecburidir (K.T.K. Mad. 64, K.T.Y. Mad. 127). Gece vakti far görüş ışığında ilerleyen sürücülerin yakın ilerisi görülmeyen mahallerde yakın ve uzağı gösteren ışıkların ardı ardına ve sıra ile yakılması trafikte seyir güvenliğini arttırmaktadır. Sürücülerin gerekli ve yeterli aydınlatma donanımlarına haiz otomobillerinin far ışıklarını gece vakti faal halde bulundurdukları mütalaa edilmiştir.
Hatır taşıması, maddi ve manevi menfaat olmadan bir kişinin araçla taşınması olup, bazı tanımlarda ücret karşılığı olmadan dendiği, ücretin yanıltıcı bir kavram olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir…” şeklinde olduğu, karşılıksız da olsa, bir kimseyi taşıtına yolcu olarak alan sürücü veya taşımacının, onun can güvenliğini üstlendiği, özellikle yakınlarını, dostlarını veya kendi isteğiyle herhangi bir kişiyi taşıtına alan sürücünün, aracını kullanırken daha bir özen göstermesi ve dikkatli davranması gerektiği, bu nedenle, ücretle taşınan yolcular hakkındaki hükümler, hatır için taşınanlara da uygulanmakla beraber somut olayda, müteveffa yolcu … ile sürücü …’ın yakın arkadaş oldukları, hatır için taşınanın kusura katılımı varsa (genellikle hatır için taşınanın, sürücünün içki içmesine veya hız yapmasına engel olmaması, içkili, ehliyetsiz olduğunu bilerek taşıta binmesi vb. durumlarda kusura katılım söz konusudur) tazminattan indirim gerekeceği, aralarında maddi bir menfaatin bulunduğuna dair somut veri bulunmadığı, manevi menfaatin söz konusu olabileceği, hem hususla ilgili değişik Yargıtay ilamları (4. HD 07.10.2004 gün ve 2004/3004-11140 E. K., 10. HD 23.03.2010 gün ve 2010/444-4209 E. K., 4. HD 27.12.2004 gün ve 2004/6523-14806 E. K., 10. HD 22.12.2009 gün ve 2009/14185-18978 E. K., 11. HD 19.06.2003 gün ve 2003/851-6526 E. K., . HD 16.02.1990 gün ve 1990/825-963 E. K., 19. HD 07.04.1994 gün ve 1994/1663-9069 E. K., 11. HD 10.04.1995 gün ve 1995/1918-3208 E. K., 19. HD 12.10.1993 gün ve 1993/11883-6462 E. K., 4. HD 29.01.1985 gün ve 1984/969S E. 1985/504 K., 11. HD 18.01.2007 gün ve 2005/13501 E. ^ 2007/435 K., YHGK 14.04.2004 gün ve 2004/4-207 E 2004/226 K., YHGK 17.03.2010 gün ve 2010/4-130 E. 2010/161 K., 4. HD 23.05.2003 gün ve 2003/1896-6820 E. K. vb.) bulunması hem de K.T.K. kapsamı dışında T.T.K. ve B.K. çerçevesinde genel hükümlere tabi tutulması nedeniyle teknik olmayan hususun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu mütalaa edilmiştir. Değişen seyir şartlarında sürücü tavırlarının önceden tahmin edilmesi imkansız olup müteveffanın otomobilin arka koltuğunda yolcu olarak bulunması, teknik açıdan kazanın oluşumunda rol oynayan, etkili olan bir faktör değil ise de beyanlardan birlikte alkol aldığı arkadaşının idaresindeki otomobile bilerek, farkında olarak, kendi iradesi ile bindiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesi; “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. Kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehir içi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” şeklindedir. 09.06.2008 tarih ve 26901 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 2. maddesi ile de 150. madde; Mİ sınıfı otomobil, M1G-N1G sınıfı arazi taşıtları, N1-N2-N3 sınıfı kamyonet, kamyon çekici, M2-M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında emniyet kemeri bulundurulması ve kullanılması zorunlu hale getirilmiş olup günümüzde; “Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları mecburidir. Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanununa göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; … Mİ sınıfı otomobillerin. Nl, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve ^^ çekicilerin, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan “Emniyet Kemeri”nin bulundurulması ve kullanılması zorunludur. …” şeklini almıştır. Taşıtların değişik kesimleri ile bir engele çarpmaları veya devrilmeleri sırasında taşıt içerisinde bulunanların ani ivme sıfırlaması ve atalet nedeniyle savrulmaları, vücutlarının değişik bölgelerinin araç içerisinde sert komponent yüzeyler ile temas etmeleri beklenen muhtemel bir durumlardandır. Sert çarpışmalarda üç nokta asılışlı emniyet kemer düzeneğinin göğüs bölgesini saran kemer kesimi gerilerek ileriye savrulmaları, bel bölgesini kavrayan kemer kesimi ise koltuktan ayrılmaları engellemek amacıyla tasarlanmıştır. Kaza anında meydana gelen çarpma etkisini vücut yapısındaki en güçlü noktalara yönelterek ve dağıtarak tek noktada toplanmamasını sağlamaktadır. Kol kasları 25 kilogramın üzerindeki bir güce genellikle dayanmadığından çarpma etkisinin frenlenmesi kırılması muhtemel kol ve bacaklar ile imkansızdır. Bir duvara 50 km/saat hızla çarpma esnasında 4. kattan düşmeyle eşdeğer nitelikte iki tonu geçen bir etki oluşur. Mekanik gerdirmeli emniyet kemerleri yaklaşık 6-12 cm sonra harekete geçmekte, ayrıca kıyafetin cinsine, kemerin sıkılığına ve ayarlarına bağlı olarak koruma etkisi değişebilmektedir. Ön koltuktaki sürücü ve yolcuların kaza anında ölüm riskini %40-50 ve arka koltuktaki yolcular için %25 azaltan emniyet kemerlerinin tasarımı ve yerleşiminde insan iskeletinin yapısının özellikleri dikkate alınmasına rağmen tamamen kavraması durumunda boyun, baş bölgesinde, kısmen kavraması durumunda boyun, baş, alt bel, omurga, kullanılmaması durumunda boyun, baş, alt bel, omurga, femur, ayak bileği bölgelerinden yaralanmaların mümkün olduğu bilinmektedir. Tıp literatüründe seat belt farktürü-emniyet kemeri kırığı adı altında incelenmekte olup boyun bölgelerindeki travma, emniyet kemeri takılı olsa dahi savrulma esnasında eklem nedeniyle sınırlı serbest hareket kabiliyeti olan başın aniden hareket etmesinden, ön kolon sıkışırken orta ve arka kolonların açılmasından, kompresyon, gerilme, rotasyon ya da makaslama etkilerine maruz kalmasından dolayı meydana gelebilmektedir. Somut olayda; … plaka sayılı otomobilin muhtemelen ön alt kesimleri ile orta refüj taşlarına çarpıp sağ yan kesimleri ile beton aydınlatma direğine çarptığı, sağ arka kapının koptuğu, müteveffanın çarpışmanın şiddeti nedeniyle sağına dışarıya doğru savrularak otomobilden fırladığı, beton direk veya zemin ile temas sırasında baş bölgesinden darbeye maruz kalmış olabileceği, emniyet kemeri kullanmadığı, kullanması durumunda savrulmayacağı, zararın doğmasına ve artmasında etkili bir faktör olduğu, ölümü ile sonuçlanmasında illiyet bağı bulunduğu, kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özeni göstermediği mütalaa edilmiştir.
Dosya münderecatındaki tüm verilere, hadisenin meydana geliş şekline, beyan ve sonuçlarına göre;
•Sürücü …’ın asgari 1,07 promil seviyesi yasal 0,5 promil ve teknik 1,0 promil sınır üzerinde olmasına, alkolden etkilenmediğini beyan etmesine ve olay yerine kadar kazasız gelmesine rağmen olay yerinde değişen şartlarda görüş melekelerinin olumsuz etkilenmiş olabileceği, bununla birlikte diğer sürücünün hatalı doğrultu değiştirme manevrasının etkili rolü ile kusurlu davranışı da dikkate alındığında kazanın Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere münhasıran alkol nedeniyle meydana geldiğinden bahsedilmeyeceği, idaresindeki … plakalı otomobil ile meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla ilerlediği, orta refüj bordür taşlarına çarpmadan önce sağ şeritten başlayan 32,10 metre fren izine göre kaba bir hesap yapıldığında fren başlangıcındaki hızının 80 km/saat’den yüksek olduğu, tehlikeleri ön görmediği, iki şeritli, tek yönlü cadde yolunun sağ şeridinde düz seyir halinde iken sağ ilerisinde yolun sağ kenarında yolcusunu indirdikten sonra sola manevra ile önünü kısmen kapatan diğer otomobili ve far ışıklarını dikkate almadığı, azami hız sınırlarında ilerlemesi durumunda durmaya yeterli süre ve mesafesi bulunduğu, ani ve kontrolsüz şekilde sol şeride yöneldiği, direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüj bordür taşlarına ve aydınlatma direğine çarptığı, 32 metre önce uyguladığı etkili fren tedbirinin hızı nedeniyle etkisiz kaldığı, direksiyon sapma açısını uygun şekilde ayarlayamayarak sol şeritte kalamayıp yol dışına çıktığı, KTY 150/a maddesinin “sayılan hal ve hareketlerde bulunan sürücüler asli (esas) kusurlu sayılırlar. Ancak, sürücülerin veya yayaların kural dışı hareketleri veya taşıtların teknik arızaları bir başka sürücüyü tehlikeye düşürmüş ve bu sürücü, oluşması muhtemel bir kazayı önlemek, can ve mal güvenliğini korumak amacı ile Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü temel kurallardan birini ihlal etmeye mecbur kalmış ve bütün tedbirlere rağmen bir kazaya neden olmuşsa, asli kusurlu sayılamaz” şeklindeki hükmün uygulanamayacağı, zira yüksek hızının kazanın oluşumunda, zararın artmasında ağır ve baskın unsur olduğu, dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davranışının asli derecede etkili olduğu,
•Sürücü …’ın ise idaresindeki … plakalı sayılı otomobil ile yolun sağ tarafında yolcusunu indirdikten sonra sola manevra nedeniyle hızının yüksek olamayacağı, ancak sol arkasından düz yaklaşan diğer otomobili, hız ve mesafesini dikkate almadığı, sola manevrasına başlamadan önce sola sinyal işareti vererek niyetini belli etmediği, diğer otomobili fark ettiği anda sağ şerit içerisinde durup geçmesini beklemesine ve aralarında bir temas gerçekleşmemesine rağmen diğer sürücünün seyir güvenliğini kısmen tehlikeye düşürdüğü, çevresini ve sol arkasını yan ve geri görüş aynalarını kullanarak veya başını çevirerek gereği gibi etkin şekilde kontrol etmediği, diğer sürücünün yaklaşma ve sürüş tarzı ile sol şeritte ilerleyebileceği dikkate alındığında tehlikeli, özensiz ve tedbirsiz davranışının tali derecede etkili olduğu,
•… plakalı otomobilin arka koltuğunda yolcu olarak bulunan yolcu …’in ise dikkatsiz ve tedbirsiz sürücülerin neden olduğu kazada alabileceği herhangi bir tedbir bulunmamasına rağmen olayın ölümü ile sonuçlanmasında emniyet kemeri kullanmayarak kendi can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özeni göstermemesinin tali derecede etkili olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) ve alınacak tedbirler ile ilgili olarak, gerekli görülen ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirleyen Karayolları Trafik Yönetmeliği (K.T.Y.) ile belirlenmiştir. Bunlara göre;
1-) Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır (K.T.K. Mad. 48). Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0,50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 97). Sürücüler trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d), hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 51), kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak (K.T.K. Mad. 52/a,b) zorundadır. Karayollarında, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde, özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 145/e).
Olayda aksine davranarak alkollü olmasına rağman sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile karayoluna çıkan, meskun mahal yolun icap rtlarına uygun olmayan yüksek bir hızla ilerleyen, tehlikeleri ön görmeyen, sağ ilerisindeki otomobili dikkate almayan, şeride yönelerek ilerlemesi mümkün iken hızını ve direksiyon sapma açısını ayarlamayarak direksiyon hakimiyetini kaybetmiş, kontrolsüz halde orta refüj ile üzerindeki aydınlatma direğine çarpan, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen davalı sürücü …’ın yapılan değerlendirmeler sonucunda önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
2-)Karayolları Trafik Kanunu’nda; durma-her türlü trafik zorunlulukları nedeni ile aracın durdurulması, duraklama-trafik zorunlulukları dışında araçların, insan indirmek ve bindirmek, eşya yüklemek, boşaltmak veya beklemek amacı ile kısa bir süre için durdurulması olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Görevli kişilerce, verilen dur emrinde, sesli, işaretli dur emrinde veya kırmızı ışıklı, işaret levhalarına uyularak veya önündeki araçların durması ve arıza halleri gibi her türlü trafik mecburiyeti nedeni ile durdurulması halleri “Durma” dır (K.T.Y. Mad. 111). Durma halleri dışında yolcu İndirip bindirmek, yük yüklemek veya boşaltmak veya beklemek amacı ile araçların kısa süreler içinde durdurulması “Duraklama” dır. Duraklama, bekleme amacı ile yapılırsa, bunun süresi en çok 5 dakikadır. Bu sürenin geçirilmesi park etme sayılır (K.T.Y. Mad. 112). Karayollarında trafik sağdan akar. Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler, araçlarını gidiş yönüne göre yolun sağından sürmek, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek (K.T.K. Mad. 46/a,b,c), trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d), sola dönüşlerde sinyal verip yavaşlamak (K.T.K. Mad. 53/b), park yapmış taşıtlar arasından çıkarken, duraklarken veya park yaparken, taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmamak, dönüşlerde veya şerit değiştirmelerde niyetlerini dönüş işaret ışıklan veya kol işareti ile açıkça ve yeterli şekilde belirtmek, işaretleri manevra süresince devam etmek ve biter bitmez sona erdirmek (K.T.K. Mad. 67/a,c) zorundadırlar. Taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, şerit değiştirirken, sağa, sola, geriye dönerken ve bunlara benzer hallerde; karayolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamaları ve manevraları sırasında, dönüşlerde, gidilen veya durulan şeridi değiştirmelerde niyetlerini önceden ve uygun bir zamanda ve mesafede dönüş ışıklarını yakarak açık ve yeterli bir şekilde belirterek işaret vermeleri, işaretlerini manevra süresince devam ettirmeleri ve manevra biter bitmez sona erdirmeleri mecburidir. İşaret verildiği anda aniden şerit değiştirmek yasaktır. İşaret verilmeden önce, iç ve dış aynalardan ve gerekli hallerde sürücünün başını çevirip bakması suretiyle ön, arka ve yanlarda trafik durumu kontrol edilir (K.T.Y. Mad. 137). Sürücülerin, karayollarında kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde, özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 145/e).
Olayda sevk ve İdaresindeki … plaka sayılı otomobil ile yolcusunu indirmek amacıyla cadde yolunun sağ kenarında durakladıktan sonra aksine davranarak sola direksiyon manevrası ile hareketlenip doğrultu değiştirmeden önce yolu ve sol arkasını gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, sağ şeritte düz yaklaşan otomobili, far ışıklarını, hız ve mesafesini dikkate almayan, otomobili fark ettiği anda fren tedbiri ile sağ şerit içerisinde durmasına rağmen sol yan kesimleri ile önünü kısmen kapatarak sol şeride yönelmesine neden olup trafik güvenliğini tehlikeye düşüren, dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen davalı sürücü …’ın yapılan değerlendirmeler sonucunda önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
3-)Yolcu-aracı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında araçta bulunan kişiler olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Karayollarından faydalananlar trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar (K.T.K. Mad. 47/d). Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur (K.T.K. Mad. 78). Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları mecburidir. Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanununa göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; … Mİ sınıfı otomobillerin, Nl, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin, M2 ve (VI3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan “Emniyet Kemerl”nin bulundurulması ve kullanılması zorunludur… (K.T.Y. Mad. 150).
Kafa travmasına bağlı beyin içi kanama nedeniyle ölümü ile sonuçlanan olayda … plaka numaralı otomobiln arka koltuğunda yolcu olarak bulunduğu esnada tedbirsiz, dikkatsiz ve özensiz tavır sergileyen sürücülerin neden oldukları kazada etkili olan hatalı bir davranışı ve kazaya engel olabilmek adına alabileceği herhangi bir tedbir bulunmamasına rağmen birlikte alkollü içki içtiği arkadaşının idaresindeki otomobilde seyahati esnasında tehlikeleri ön görmeyen, kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özen gereği emniyet kemeri kullanmayan, kullanması durumunda otomobil içerisinde savrulmayacağı ve taşıt dışına fırlamayacağı, ölümü ile sonuçlanmasında illiyet bağı olduğu, zararın doğmasında veya artmasında etkili olduğu mütalaa edilen davacılar murisi müteveffa …’e kazanın meydana gelmesinde atfı kabil kusur bulunmadığı, ancak zararın doğmasında ve artmasında, ölümü ile sonuçlanmasında %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu, hukuki değerlendirme gerektiren hatır taşımacılığı hususunun ise Sayın Mahkeme’nin takdirleri olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; … plaka numaralı otomobilin davalı sürücüsü …’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobilin davalı sürücüsü …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobilin müteveffa yolcusu davacılar murisi …’in kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, ölümü ile sonuçlanmasında %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu, hatır taşımacılığı hususunun Mahkemenin takdirleri olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Tarafların iddia ve beyanları gözetilerek dosya kapamındaki belgeler dikkate alınarak ortak kusur ve hatır taşıması hususlarının da raporda irdelenerek davacının davalıdan varsa alabileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için dosyanın aktüer …’a tevdi edildiği, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 16/04/2019 tarihli raporunda; Kusur durumu ve sorumluluk durumu;
A) Dosyada mevcut 15,10.2018 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde;
a)Davalı …’ın(davah …’nın maliki olduğu, davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile davalı … Sigorta tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı araç sürücüsü) %75 oranında kusurlu olduğu,
B)Davalı …’m(davalı … ‘nun maliki olduğu ve davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi sigortalanmış bulunan … plakalı araç sürücüsü) %25 oranında kusurlu olduğu,
c)… plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteğinin kendi ölümünde %25 oranında müterafık kusurunun bulunduğu belirlenmiştir.
B)… Sigorta tarafından keşide edilen poliçe 04.08.2015 tarihinde … Sigorta tarafından keşide edilen sigorta poliçesi ise 06.03.2015 tarihinde düzenlenmiştir.
Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre 01.06.2015 tarihinden sonra keşide edilen poliçeler bakımından 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni poliçe genel şartlarının uygulanması gerekmektedir.
Davacılar desteğinin … plakalı araçta yolcu olarak bulunması araç sürücüsü ile davacılar desteğinin yakın akrabalık ilişkisi olduğuna veya taşımanın ücret karşılığı yapıldığına dair bir belge bulunmadığından, bu konudaki Yargıtay kararlarına … plakalı araç sürücüsünün sorumlu olduğu tazminat tutarından hatır taşıması indirimi yapılması gerekmektedir.
Yine … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteği olayda %25 oranında müterafık kusurlu olduğundan, … plakalı araç sürücüsünün sorumlu olduğu tazminat tutarından %25 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekmektedir. Bu durumdu;
C)Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; sigorta poliçelerinin düzenlenme tarihine göre her bir davalı bakımından farklı poliçe genel şartlarının uygulanacak olması nedeniyle hesaplama tekniklerinin farklı olması ve … plakalı araç bakımından hem hatır hemde müterafik kusur indirimi yapılmasının gerekmesi nedeniyle zorunlu olarak her bir davalının sorumlulukları ayrı ayrı belirlenerek takdire sunulacaktır.
Sadece … sigortanın sorumlu olduğu ferdi kaza sigortası kapsamı dışında kalan destek zararları toplamı üzerinden müştereken ve müteselsilen hüküm kurulup kurulmayacağı hususundaki takdir ise Sayın Mahkemeye aittir.
… plakalı araçla ilgili olarak davalı …Ş, … ile …’nuıı sorumluluğuna dayalı olarak yapılan hesaplama;
1-Tetkik ve tespit edilen hususlar
A)müteveffanın yaşı ve bakiye ömrü
a) 23.01.1996 doğumlu olan müteveffa …, olay tarihinde (19)yıl, (9)ay, (29) günlük olup, (20) yaşında kabul edilerek P.M.F. tablosuna göre bakiye ömrü (46) yıl ve muhtemelen (66) yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Dosyada mevcut belgelere göre müteveffanın 2014 yılında … Meslek Yüksekokuluna kayıt yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bu durumda müteveffanın vefat etmemiş olması halinde eğitim süresi ve kaza tarihi dikkate alındığında kazadan 1 yıl sonra ailesine destek olacağı kabul edilecektir. Bu duruma göre;
c)Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (60-21)=39 yıl ve pasif devresi (6) yıldır. Askerlik hizmet süresi kazanç tespitinde dışarıda tutulacaktır.
B)hak sahipleri ve destek süreleri;
a)Hak sahibi anne ve baba bakımından kendi bakiye ömür süreleri ile sınırlı olarak müteveffanın kendilerine destek olmaya başlayacağı olay tarihinden 1yıl sonra desteğinden yoksun kaldıkları süreler aşağıdadır.
Hak sahibi Doğum tarihi Vefat T. Yası Destek Süreleri
Anne … 01.03.1974 42+ 1= 43 (bakiye ömrü 27 yıl) 27 yıl
Baba … 25.07.1972 43+ 1= 44 (bakiye ömrü 26 yd) 26 yıl
b)Dava dilekçesinde müteveffanın kardeşi bakımından da maddi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Yargıtay’ın bu konudaki içtihatlarında; Kural olarak, kardeşlerin bir birine karşı bakım ödevi olmadığı, kardeşin diğer kardeşe desteğinin ancak ölenin hali refahta olması halinde mümkün olabileceği, sağlığında eylemli ve düzenli olarak yardım eden kardeşin, diğer kardeşin desteği sayılacağı, ileride kardeşin diğer kardeşe destek olacağının kanıtlanması gerektiği, ölenin ihtiyarına bağlı ve devamlılık arz etmeyen yardımların destek kavramı olarak kabul edilemeyeceği belirtilmektedir. Bu durumda;
İşbu somut olayda müteveffanın kardeşine sağlığında fiilen ve eylemli olarak destek olduğunu gösterir bir bilgi ve belge ibraz edilmemesi, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre müteveffanın sağlığında hali refahta olmaması, kardeşinin bakım ödevinin öncelikle hayatta olan anne ve babasına ait olması nedeniyle nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Yargıtay kararlarlarına uygun olarak davacı kardeşin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep şartlarının bulunmadığı kabul edilerek kardeş bakımından zarar hesabı yapılmayacaktır.
c)paylar;
Olay tarihinde 20 yaşında olan müteveffanın, olaydan 1 yıl sonra ailesine destek olmaya başlayacağı, muhtemelen 26 yaşına kadar evleneceği, 28 yaşına geldiğinde 1 çocuk ve 33 yaşına geldiğinde 2 ve daha fazla çocuk sahibi olacağı, evlendikten sonra anne ve babasın ayıracağı destek payında düşüş olacağı kabul edilerek müteveffanın geliri hak sahipleri arasında aşağıdaki paylaştırılacaktır. Diğer yandan;
Anne ve babanın destek kavramı içerisinde sadece parasal yardım bulunmayıp, hastalandığında başında durulması ziyaret edilmesi gibi parasal olmayan hususlarda yer almaktadır. Anne ve baba fiziksel gelişimini tamamlamış olarak kendi başına yaşamını idame ettirebilecek konumdadır. Fiziksel gelişimi devam eden küçük çocukların ise bir başkasının bakım ve desteği bulunmaksızın hayatını idame ettirmesi mümkün değildir. Küçük çocuğun sürekli geliştiği dikkate alındığında buna bağlı olarak yaşamsal ihtiyaçları sürekli değişmekte ve buna bağlı olarak da daha fazla desteğe ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca barınma ve yeme ihtiyaçlarının da bir başkası tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca eğitim göreceği hususu da dikkate alındığında anne ve baya göre ekstra destek ihtiyacı doğmaktadır. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde anne ve baba ile muhtemel çocukların aynı oranda destek göreceğinin kabulü genel yaşam tecrübelerine aykırı düşmektedir. Bu nedenlerle eşlere eşit, çocuklara eşlerin yarısı kadar anne ve babaya da çocukların yansı kadar destek payı verilmesi gerçek duruma daha uygun düşmektedir.
E)kazanç durumu;
a)Müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi olaydan 1 yıl sonra aktif olarak çalışmaya başlayacağı ve elde edeceği ücret ve kazançlarının, kamu düzenine ilişkin bulunan yasal asgari ücretlerin altında olmayacağı kabul edilecektir. Bu durumda;
b)Müteveffan m 25.11.2016-25.11.2019 arası geçen 3 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları toplamı 40.187,63 TL’dir.
bilinmeyen dönem kazanç tespiti;
A)Müteveffanın işlemiş ve bilinen aktif devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)işleyecek bakiye aktif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %L0 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre;
b)Müteveffanın işleyecek devre başındaki bir yıllık net geliri; 2.020,90 x 12 ay = 24.250,80 TL. olup buna göre;
B) Peşin değer; baba bakımından 23 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı 557.768,40 TL, anne bakımından 24 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı 582.019,20 TL’dir.
Bakım ve yetiştirme giderleri hesabı :
Medeni Kanun’un 186/III. Maddesinde “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar”, ve 327.maddesinde “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” demektedir. Buna göre, çocuğun bakım ve yetiştirme yükümlülüğü anne babaya “birlikte” yüklenmiştir. Yargıtay kararlarına göre, çocuğunun ölümü nedeniyle tasarruf edilen bakım ve yetiştirme giderlerinin hesaplanarak maddi zarar miktarından indirilmesi gerekmektedir. Yasal düzenleme de dikkate alınarak bakım ve yetiştirme giderleri anne ve babanın maddi zararlarından eşit oranda (yansı annenin zararından, yarısı babanın zararından) indirilecektir. Müteveffanın ücretleri asgari ücrete göre belirlendiğinden hesapta denklik açısından ailenin gelirleri de asgari ücrete göre belirlenecektir. Bu duruma göre ailenin;
22.11.2015 olay tarihinden müteveffanın aktif olarak çalışmaya başlayacağı 22.11.2016 tarihleri arası net kazanç tutarı toplam = 15.231,31TL’dir.
Ailenin kazançları yasal asgari ücretlere göre belirlenmiştir. Ülke koşullan, yaşam tecrübeleri ve çocuk sayısı dikkate alındığından asgari ücretli bir ailenin çocuğuna ayırabileceği aylık bakım ve yetiştirme gideri aylık gelirinin %5′ i aşamayacağı kabul edilerek, ailenin yukarıda belirlenen gelirleri toplamının %5 i müteveffa çocuklarına yapması gerekli zorunlu bakım ve yetiştirme gideri olarak kabul ve hesaba esas alınacaktır. Buna göre her bir hak sahibi payına düşen bakım ve yetiştirme gideri tutarı: 15.231,31 x %5 x V* (yarısı) = 380,78 TL. dır.
Maddi tazminatın hesaplanması; Annenin %25 kusura isabet eden zararı(66.095,87 x %25) 16.523,97 TL, babanın %25 kusuruna isabet eden zararı (64.230,43 x %25) 16.057,61 TL’dir.
… plakalı araçla İlgili olarak davalı …Ş, … ile …’nın sorumluluğuna dayalı olarak yapılan hesaplama;
Mütveffanın yaşı ve bakiye ömür süresi;
A)23.01.1996 doğumlu olan müteveffa, 22.11.2015 vefat tarihinde (19)yıl, (9)ay, (29)günlük olup, 20 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrü (54) yıl ve muhtemelen (74) yaşına kadar yaşayacaktır.
B)Dosyada mevcut belgelere göre müteveffanın 2014 yılında … Meslek Yüksekokuluna kayıt yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bu durumda müteveffanın vefat etmemiş olması halinde eğitim süresi ve kaza tarihi dikkate alındığında kazadan 1 yıl sonra ailesine destek olacağı kabul edilecektir. Bu duruma göre;
C) Yargıtay’m bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (60-21)=39 yıl ve pasif devresi (14) yıldır. Askerlik hizmet süresi kazanç tespitinde dışarıda tutulacaktır.
Hak sahipleri ve destek süreleri
TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak; Hak sahibi anne ve baba bakımından kendi bakiye ömür süreleri ile sınırlı olarak müteveffanın kendilerine destek olmaya başlayacağı olay tarihinden 1 yıl sonra desteğinden yoksun kaldıkları süreler;
Anne … 01.03.1974 42+ 1= 43 (bakiye ömrü 36 yıl) 36 yıl(79 yaşına kadar)
Baba … 25.07.1972 43+ 1= 44 (bakiye ömrü 31 yıl) 31 yıt(75 yaşına kadar)
Paylar
kazanç durumu ile bilinen dönem kazanç tespiti
Kaza tarihinden günümüz kadar geçen dönemde müteveffanın kazançları belirlenebilir olduğundan, bilinen dönem kazançları farazi hesap yerine fiili duruma göre belirlenerek, belirlenen bu kazanç tutarları her hangi bir artış ve ıskontoya tabi tutulmaksızın hesaba aynen esas alınacaktır. Buna göre;
Yukarıda kazalının 3 yıllık bilinen dönem için belirlenen net kazançları aynen esas alınacaktır.
Bilinmeyen dönem kazanç tespiti
a)Kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan poliçe genel şartlan dikkate alınarak bilinmeyen dönem hesabında kazançlar an,* = N* – N*+n / Dx formolüne göre belirlenecektir. Formüle de iskonto oranları %1,8 teknik faiz esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre belirlenen sayılar uygulanacaktır.
Hak sahiplerinin destek paylarının değiştiği dönemler bakımından bilinmeyen dönem kazançları ayrı ayrı belirlenerek destek zararında bu kazançlar esas alınacaktır.
Günümüz itibariyle agi dahil bilinen asgari ücrete göre bilinmeyen dönem başında müteveffanın 1 yıllık geliri (2.020,90 x 12 )= 24.250,80 TL olup, anılan tutar bilinmeyen dönem hesabına esas alınacaktır. Buna göre;
b) Bilinmeyen dönem başında davacı anne 46 yaşında olup, buna göre 46 yaşından destekten çıkacağı 79 yaşına kadar geçen 33 yılık bilinmeyen dönem kazanç tespiti yapılmıştır.
Maddi Zarar Hesabı;
Kusur değerlendirmesinde müteveffanın araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi ve emniyet kemerini takmamış olması nedeniyle kendi ölümünde %25 oranında mûterafık kusurunun bulunduğu belirlenmiştir.
Müteveffa İle araç sürücüsü arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunmaması ve taşımanın da ücret karşılığı yapılmamış olması nedeniyle bu konudaki Yargıtay kararlarına göre olayda hatır taşıması koşulan gerçekleşmiş bulunmaktadır.
Ekte birer suretleri emsal olarak ibraz edilen Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirim oranın %20 olarak kabul edilmektedir. Bu durumda;
Bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacıların destek zaranndan %25 müterafik kusur indirim ve %20 hatır taşıması indirimi olnıak üzere toplamda (25+20)= %45 oranına indirim yapılacaktır. Buna göre anne …’in maddi zararı 26.309,99 TL, baba …’in maddi zararı 23.798,40 TL’dir.
… plakalı araçla İlgili olarak davalı … Sigorta A.Ş.nin sorumluluğuna dayalı olarak yapılan hesaplama;
A) Davacılar desteğinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç davalı … Sigorta tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır.
Kasko Sigorta poliçesinde manevi tazminat dahil 100.000,00 TL limitli ihtiyari mali mesuliyet teminatı verilmiştir.
Davacılar destek zararı zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmadığından ve dava dilekçesinde de manevi tazminat talebi bulunmadığından davalı … sigortanın ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında davacıların destek zararından bir sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Diğer yandan;
B)Davalı … sigorta tarafından keşide edilen Kasko Sigorta Poliçesi ile ölüm halinde koltuk başına 27.500,00 TL limitli Ferdi Kaza Teminatı verilmiştir.
Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 8/A maddesinde; işbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren bir sene zarfında vefatına sebebiyet verdiği takdirde, sigorta bedeli poliçede gösterilen menfaattarlara, yoksa kanuni hak sahiplerine ödenir…” demektedir.
Dava konusu Ferdi Kaza Koltuk Sigorta teminatı kapsamında talep edilen tutarın, destekten yoksun kalma ile bir ilgisi bulunmaması, Poliçe genel şartlan ile Yargıtay kararlarına göre müteveffa olayda %100 kusurlu olsa da kasko sigorta poliçesinde yer alan ferdi koltuk sigorta teminatının kusur durumu dikkate alınmaksızın davalıdan talep edilmesine engel bulunmaması ve poliçe limitinde yer alan tutarın maktu olarak ölenin geride kalan hak sahiplerine miras payları oranında ödenmesi gerektiğinden, her hangi bir destek zararı hesabı yapılmaksızın poliçede yer alan limite göre davacıların talep edilebilir alacak tutan belirlenerek takdire sunulacaktır. Buna göre;
c)Davacıların Ferdi Kaza Teminatı kapsamında davalı … Sigortadan talep edilebilir alacak tutarı aşağıdaki gibidir;
Mirasçı Teminat tutarı Miras pavı Ödenmesi gereken tutar
Anne … 27.500,00 TL x 1/ 2 = 13.750,00 TL
Baba … 27.500,00 TL x 1/ 2= 13.750.00 TL olmak üzere toplam 27.500,00 TL’dir.
Davalı … şirketlerinin sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi;
a) Kazada sürücüleri kusurlu bulunan … plakalı araç davalı … tarafından, … plakalı araç davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır.
22.11.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre, her bir sigorta şirketinin zorunlu trafik poliçesine istinaden sorumluluk limiti 290.000.00 TL’dir.
Her bir davalının sorumluluk durumuna göre davacıların yukarıda belirlenen destek zararları poliçe limitini aşmadığından sigorta şirketleri yukarıda belirlenen destek zararlarının tamamından sorumlu olacaktır.
b)Davalı … Sigorta ise … plakalı aracı kasko sigorta poliçesi ile sigortalamış olup, davalının kasko sigorta poliçesi kapsamında vermiş olduğu ferdi kaza teminatı bakımından davacılara karşı olduğu sorumluluğu tutarlar limit ile sınırlı olarak yukarıda belirlenmiştir.
Davacıların destek zararı zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmadığından … Sigortanın kasko sigorta poliçesinde yer alan ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında bir sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.
c)Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulmuş olup, bunun dışında davalı … şirketlerinin dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünü gösterir bir belge bulunmadığından sigorta şirketlerinin tamamı bakımından temerrüt 11.12.2015 dava tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sigorta şirketi dışındaki araç sürücüleri ile malikler bakımından ise herhangi bir İhtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 22.11.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacaktır şeklinde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 31/10/2019 havale tarihli dilekçesi ile davayı ıslah ettiklerini, … plakalı araç için anne … açısından 16.523,97 TL, baba … açısından 16.057,61 TL, … plakalı araçla ilgili … Sigorta açısından anne … açısından 26.309,99 TL, baba … açısından 23.798,40 TL, … plakalı araçla ilgili … Sigorta açısından anne … açısından 13.750,00 TL baba Ümit açısından 13.750,00 TL arttırdıklarını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 22.11.2015 tarihinde … ve … plakalı araçların karışmış olduğu kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’in vefatı nedeniyle onun desteğinden yoksun kalan davacıların açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Kusur değerlendirmesinde müteveffanın araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi ve emniyet kemerini takmamış olması nedeniyle kendi ölümünde %25 oranında müterafık kusurunun bulunduğu, müteveffa ile araç sürücüsü arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunmaması ve taşımanın da ücret karşılığı yapılmamış olması nedeniyle olayda hatır taşıması koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakla hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirim oranın %20 olarak kabul edilecektir. Davacıların destek zararından %25 müterafik kusur indirim ve %20 hatır taşıması indirimi olarak üzere toplamda (25+20)= %45 oranında indirim yapılacaktır.
… plakalı araçla ilgili olarak davalı … Sigorta A.Ş.nin sorumluluğuna dayalı olarak yapılan hesaplamada davacılar desteğinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç davalı … Sigorta tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. Kasko Sigorta poliçesinde manevi tazminat dahil 100.000,00 TL limitli ihtiyari mali mesuliyet teminatı verilmiştir. Davacılar destek zararı zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmadığından ve dava dilekçesinde de manevi tazminat talebi bulunmadığından davalı … sigortanın ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında davacıların destek zararından bir sorumluluğu doğmayacaktır. Davalı … sigorta tarafından keşide edilen Kasko Sigorta Poliçesi ile ölüm halinde koltuk başına 27.500,00 TL limitli Ferdi Kaza Teminatı verilmiştir. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 8/A maddesinde “İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren bir sene zarfında vefatına sebebiyet verdiği takdirde, sigorta bedeli poliçede gösterilen menfaattarlara, yoksa kanuni hak sahiplerine ödenir…” denilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/6992 E ile ve 11. Hukuk Dairesinin 2012/2239 E. sayılı kararlarında özetle; “..Ferdi kaza koltuk sigortası bir can sigortası türü olup meblağ sigortası olması İtibariyle ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu tazminat ödenir. Mahkemece poliçe kapsamı dikkate alınarak ölüm halinde şahıs başına belirlenen teminat tutarında tazminata hükmedilmesi..” , “….Karayolu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının bu niteliği gereği, anılan sigorta kapsamında ölüm rizikosu nedeniyle, sigortalının hak sahiplerine yapılan ödemenin, sigortalının desteğinden mahrum kalanlar tarafından, zarar sorumlularından talep edilebilecek destek tazminatı hesabından düşülmesi mümkün değildir..” şeklindedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/6921 ile 2013/9890 E. sayılı kararlarında özetle; olayın meydana gelmesinde taşımacının, sürücü ve yardımcılarının bir kusuru bulunmasa bile poliçede yazılı tutarın zarar gören kişilere ödeneceği belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2012/6992 E ile ve 11. Hukuk Dairesinin 2012/2239 E. sayılı kararlarında özetle; “..Ferdi Kaza koltuk sigortası bir can sigortası türü olup meblağ sigortası olması itibariyle ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu tazminat ödenir. Mahkemece poliçe kapsamı dikkate alınarak ölüm halinde şahıs başına belirlenen teminat tutarında tazminata hükmedilmesi..” , “….Karayolu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının bu niteliği gereği, anılan sigorta kapsamında ölüm rizikosu nedeniyle, sigortalının hak sahiplerine yapılan ödemenin, sigortalının desteğinden mahrum kalanlar tarafından, zarar sorumlularından talep edilebilecek destek tazminatı hesabından düşülmesi mümkün değildir. ” denilmektedir.
Bu durumda dava konusu Ferdi Kaza Koltuk Sigorta teminatı kapsamında talep edilen tutarın, destekten yoksun kalma ile bir ilgisi bulunmadığı, poliçe genel şartlan ile Yargıtay kararlarına göre müteveffanın olayda %100 kusurlu olsa da kasko sigorta poliçesinde yer alan ferdi koltuk sigorta teminatının kusur durumu dikkate alınmaksızın davalıdan talep edilmesine engel bulunmaması ve poliçe limitinde yer alan tutarın maktu olarak ölenin geride kalan hak sahiplerine miras payları oranında ödenmesi gerektiğinden, herhangi bir destek zararı hesabı yapılmaksızın poliçede yer alan limite göre davacıların talep edilebilir alacak tutarı teknik bilirkişi tarafından hesaplanmıştır. Buna göre davacıların Ferdi Kaza Teminatı kapsamında davalı … Sigortadan talep edilebilir alacak tutarının mirasçı teminat tutarı miras payı ödenmesi gereken tutar, anne … (27.500,00 TL x 1/ 2) 13.750,00 TL, baba … (27.500,00 TL x 1/ 2)13.750.00 TL olmak üzere toplam 27.500,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Kazada sürücüleri kusurlu bulunan … plakalı araç davalı … tarafından … plakalı araç davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. 22.11.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre, her bir sigorta şirketinin zorunlu trafik poliçesine istinaden sorumluluk limiti 290.000.00 TL’dir. Her bir davalının sorumluluk durumuna göre davacıların yukarıda belirlenen destek zararları poliçe limitini aşmadığından sigorta şirketleri yukarıda belirlenen destek zararlarının tamamından sorumlu olacaktır. Davalı … Sigorta ise … plakalı aracı kasko sigorta poliçesi ile sigortalamış olup davalının kasko sigorta poliçesi kapsamında vermiş olduğu ferdi kaza teminatı bakımından davacılara karşı sorumlu olduğu tutarlar limit ile sınırlı olarak belirlenmiştir. Davacıların destek zararı zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmadığından … Sigortanın kasko sigorta poliçesinde yer alan ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında bir sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulmuş olup, bunun dışında davalı … şirketlerinin dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünü gösterir bir belge bulunmadığından sigorta şirketlerinin tamamı bakımından temerrüt 11.12.2015 dava tarihinde gerçekleşmiş olacaktır. Sigorta şirketi dışındaki araç sürücüleri ile malikler bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 22.11.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı dikkate alınarak … plakalı araçla ilgili olarak davalı …Ş, … ile …’nun sorumluluğuna dayalı olarak davacı Anne …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 16.523,97 TL, davacı Baba …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 16.057,61 TL olduğu, … plakalı araçla ilgili olarak davalı … Slgrota A.Ş. … ile …’nın sorumluluğuna dayalı olarak, %25 müterafik kusur indirimi ile %20 hatır taşıması indirimi yapılması sonucu davacı anne …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 26.309.99 TL, davacı baba …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 23.798,40 TL. olduğu, … plakalı araçla İlgili olarak davalı … Sigorta A.Ş. den; kasko sigorta poliçesinde yer alan ferdi kaza(koltuk) teminatı kapsamında yukarıda belirlenen destek zararlarından bağımsız olarak davacı anne …’in talep edilebilir alacak tutarının 13.750.00 TL, davacı baba …’in destekten Talep edilebilir alacak tutarının 13.750,00 TL olduğu, davacıların yukarıda belirlenen maddi zararların poliçe limitleri içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, 22/11/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …’in vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinin talep edilebilir zararlarının … plakalı araçla İlgili olarak davalı …Ş, … ile …’nun sorumluluğuna dayalı olarak davacı anne …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 16.523,97 TL, davacı baba …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 16.057,61 TL olduğu, … plakalı araçla ilgili olarak davalı … Slgrota A.Ş. … ile …’nın sorumluluğuna dayalı olarak %25 müterafik kusur indirimi ile %20 hatır taşıması indirimi yapılması sonucu davacı anne …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 26.309.99 TL, davacı baba …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 23.798,40 TL olduğu, … plakalı araçla İlgili olarak davalı … Sigorta A.Ş.’den kasko sigorta poliçesinde yer alan ferdi kaza (koltuk) teminatı kapsamında yukarıda tespit edilen destek zararlarından bağımsız olarak davacı anne …’in talep edilebileceği alacak tutarının 13.750.00 TL, davacı baba …’in destekten talep edebileceği alacak tutarının 13.750,00 TL olduğu, davacıların tespit edilen bu maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı, davacının dava ve bedel arttırım dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunduğundan yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış yine her ne kadar Yargıtay içtihatları gereğince hatır taşıması ve ortak kusur indirim oranı %20 ise de bedel artırım dilekçesindeki miktarla taleple bağlılık ilkesi gereğince bağlı kalınmış olup sigorta şirketlerinin tamamı bakımından temerrüdün 11.12.2015 dava tarihinde, sigorta şirketi dışındaki araç sürücüleri ile malikler bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 22.11.2015 kaza tarihinde gerçekleşeceği, müteveffanın kardeşi davacı …’in destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmaması ve mirasçı sıfatının bulunmamasından ferdi kaza teminatı kapsamında talepte bulunmasının mümkün olmadığı anılan davacının iş bu dava kapsamında talep edilebilir maddi zararının belirlenemediği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-… plakalı araç yönünden;
… için 16.523,97 TL, … için 16.057,61 TL olmak üzere 32.581,58 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 11/12/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden 22/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı … yönünden teminat limitiyle sınırlı olmak kaydı ile),
2-… plakalı araç yönünden;
… yönünden 26.309,99 TL ve … yönünden 23.798,40 TL olmak üzere toplam 50.108,39 TL tazminatın davalı … yönünden 11/12/2015 tarihinden itibaren ve diğer davalılar … Ve … yönünden 22/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı … yönünden teminat limitiyle sınırlı olmak kaydı ile),
3-… plakalı araç yönünden;
.. yönünden 13.750,00 TL ve … yönünden 13.750,00 TL olmak üzere toplam 27.500,00 TL tazminatın 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … sigortadan tahsiline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 7.527,07 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 256,17 TL peşin harç, 933,00 TL ve 882,00 TL ıslah harçları olmak üzere toplam 2.071,17 TL harcın mahsubu ile eksik harç olan bakiye 5.455,90 TL harcın davalılardan (davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 1.613,31 TL’sinden, davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 2.480,80 TL’sinden, davalı …Ş. 1.361,79 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 2.071,17 TL toplam harcın davalılardan (davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 612,44 TL’sinden, davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 941,77 TL’sinden, davalı …Ş. 516,96 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.600,35 TL yargılama giderinin davalılardan (davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 768,92 TL’sinden, davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 1.182,38 TL’sinden, davalı …Ş. 649,05 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 14.417.95 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan (davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 4.263,39 TL’sinden, davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … 6.555,84 TL’sinden, davalı …Ş. 3.598,72 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacılar, davalı … ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸