Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1129 E. 2019/883 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1129 Esas
KARAR NO : 2019/883

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/11/2015
KARAR TARİHİ : 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; davalı … ile müvekkili arasında acentelik sözleşmesi yapıldığını, davalının haksız fesih gerçekleştirdiğini, müvekkilinin davalı … adına sözleşmeler imzaladığını, davalı … portföyünde mevcut olmayan pek çok yeni müşteri davalıya kazandırdığını, sözleşmenin feshinin üç ay önceden ihbar edilmek koşuluyla her zaman feshedilebileceğini, fesih sonrası da müvekkilinin oluşturduğu müşteri portföyünden faydalanmaya devam ettiğini bildirmekle şimdilik 10.000,00 TL denkleştirme bedelinin, 17/12/2014 – 17/03/2015 tarihleri arasında haksız fesih nedeniyle devam ettirilmeyen dava konusu sözleşmeden dolayı müvekkilinin mahrum kaldığı 5.000,00 TL müspet zararın BK 125 uyarınca sözleşmenin sona erdiği haksız fesihten itibaren işleyecek en yüksek ticari avans reeskont faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; acentecilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi nedeni ile davacı acentenin portföy tazminatı alacağı talebinin bir dayanağı bulunmadığını, davacının müvekkili şirket tarafından kendisine verilen hedefleri gerçekleştirmediğini, davacının verilen hedeflerin altında kaldığını, müvekkili şirketin 30/04/2014 tarihli yazısı ile davacıya verilen hedefleri gerçekleştiremediği ve bu konuda yeterli çabayı göstermediğinin kendisine bildirildiğini, davacının bu yazıya herhangi bir cevap vermediği gibi itiraz etmediğini, davacının müvekkili şirket haricinde başka sigorta şirketleriyle de çalıştığını, davacının hala tüm sigortacılık faaliyetlerine devam ettiğini bildirmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi mali müşavir …’e tevdii edilmiş, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 03/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı … acentesi tarafından son 5 yılda … sigorta A.Ş. Poliçe üretim tutarları ve elde edilen komisyon gelirleri Acente Vergi Komisyon listelerine göre davacı acentenin fesih yılı dahil olmak üzere son 5 yılda elde ettiği komisyon gelirleri toplamının ortalaması 542.644,00 TL/5=108.532,80 TL olarak hesaplandığını, ancak davacı acentenin yasal defter kayıtları dikkate alındığında bilirkişiye ibraz edilen 2013-2014 yılı defterlerine göre (2010-2011-2012 yılı defterleri bulunamadığının beyan edildiğini) … Sigorta A.Ş.’den elde ettiği komisyon gelirinin 2013 yılında 67.141,89 TL, 2014 yılında ise 68.397,84 TL olarak tespit edildiğini, yasal defter kayıtlarında görülen 2013/2014 yıllarının ortalaması alınarak davalı …Ş.’nin acentecilik sözleşmesini fesh etmemiş olması durumunda davacı acentenin ortalamaya göre 67.769,87 TL komisyon geliri elde etmesinin mümkün olduğunu, davacı acentenin davalı … şirketinin fesih bildiriminden sonra portföy kaybı nedeniyle uğradığı zararın önceki yıllara kıyasen tespit edilmesi durumunda son 2 yıl ortalamasına göre 67.769,87 TL kadar olabileceğini, haksız fesih yönünden değerlendirme yapılması durumunda dikkate alınmak üzere davacı acentenin davalı … şirketinden 2014 yılında elde ettiği komisyon geliri esas alındığını, aylık ortalama 5.699,82 TL komisyon geliri elde edildiğinin tespit edildiğini ve 3 aylık komisyon gelirinin 17.099,46 TL olabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı ve davalının bilirkişi raporuna itiraz beyan dilekçeleri incelenmiş olup, eksikliklerin giderilmesi için bilirkişi … ve sigorta muhasebecisi …’a tevdii edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 24/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … şirketinin acentelik sözleşmesinin 23. Maddesi hükmüne aykırı hareket ederek acentecilik sözleşmesini süre vermeden haksız sebeple feshettiğinden acentenin 3 aylık fesih bildirim süresi için mahrum kaldığı komisyon ücretleri için 17.099,46 TL sigorta şirketine acentelik ilişkisi süresince katmış olduğu müşteri çevresinden acentelik sözleşmesinin haksız fesih ile sona ermesi sebebiyle elde etmekten mahrum kaldığı ücret alacakları için 67.769,87 TL denkleştirme tazminatına hak kazandığı görüş ve kanaatini bildirlerdir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 17/05/2018 tarihli dilekçesi ile dava konusu uyuşmazlık bedelinin belirli hale geldiğini, davanın peşin ödeme hali dikkate alınarak uygulanacak hakkaniyet indirim sonucunda bulunabilecek 60.484,00 TL denkleştirme bedeli ile 17.099,00 TL müspet zarar bedeli olmak üzere toplam 77.583,00 TL tutarına arttırdıklarını bildirdikleri görüldü.
Davacı ve davalının bilirkişi raporuna itiraz beyan dilekçeleri incelenmiş olup, eksikliklerin giderilmesi için bilirkişi … ve …’ya tevdii edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş oldukları 12/10/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalının davacı ile aralarında münakit 18/07/2008 tarihli acentecilik sözleşmesi ve 17/12/2014 tarihinde 3 aylık fesih öneli vermeden feshetmesinde haklı olmadığının benimsenmesi ihtimaline göre acentenin davalı … şirketinden TTK. M. 122/2 hükmüne göre talep edebileceği azami denkleştirme tazminatı tutarının 117.748,00 TL olarak hesaplandığını, davacının davalı … şirketinden kar mahrumiyetinin tazminin talep edebilmesi için gerekli kanuni koşulların oluşmadığını, davacının 23/11/2015 tarihli dava dilekçesinde belirtilen 10.000,00 TL denkleştirme tazminatı ve 5.000,00 TL kar mahrumiyetinin talebi ile bağlı olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 01/11/2018 tarihli beyan dilekçesinde uygulanacak hakkaniyet indirim sonucunda bulunabilecek 104.715,00 TL denkleştirme bedeli ile 17.099,00 TL müspet zarar bedeli olmak üzere toplam 121.814,00 TL tutarına artırdıklarını bildirdikleri görüldü.
Dosyanın tarafların itirazlarını karşılaması ve davacı tarafından davalıya kazandırılan müşterilerin ne kadarının sözleşmenin feshedilmesinden sonra davalı ile ticari ilişkiyi devam ettirdiği, davalının davacının kazandırdığı müşterilerden fesih tarihinden ne kadar menfaat elde ettiği, davacının fesih tarihinden sonra davalı tarafın ticari ilişkisini devam ettirdiği müşterilerden komisyon bedeli alacağı olup olmadığının, olduysa miktarının tespit edilmesi için dosyanın bilirkişi mali müşavir … ile aktüer …’ya tevdii edildiği, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 25/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirketin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK. ve HMK. İlgili hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptınldığını, dolayısıyla ticari defterlerinin davalı şirketin lehine delil olabilme niteliğini taşıyabileceğini, davalı … tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen teshin, acentelik sözleşmesinin 23. maddesi dayanılarak yapıldığı, ancak gerek sözleşmenin 23. maddesinde belirtilen ve gerekse TTK’nun 121/1. maddesinde yer alan hüküm çerçevesinde 3 avlık fesih öneli verilmeden fesi) işleminin gerçekleştirildiği, acentenin verilen hedefleri gerçekleştirememesi, portföyün verimli olmaması gibi hallerinin “acentenin kendi kuauruyta sözleşmenin feshine neden olması” kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda acentenin tazminat hakkının olamayacağı yönündeki iddianın hakkaniyete uygun olmadığını, mevcut veriler ve davalı … şirketinin sistem kayıtlan üzerinden elde edilen üretim sonuçlan çerçevesinde; Davacı acentenin, denkleştirme talebi/portföy tazminatı istemine ilişkin TTK 122/1 maddesinin (a) fıkrasına göre davalı … şirketinin, sözleşmesinin sonaermesinden sonra davacı acentenin toplam müşteri sayısının (165/4604*100)= %3.58’na tekabül eden 165 adet müşterinin poliçelerini yenilediği anlaşılmakla, kayda değer bir menfaat elde ettiğinin söylenebileceği ve TTK. 122/1 (c) fıkrasında yer alan ‘”Somut olayın taelllk ve şartlan değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat İsteyebilir.” hükmü de dikkate alındığında bu kapsamda hakkaniyet gereği davacı acentenin denkleştirme talebinde bulunabileceğini, davacı/Acentenin, en fazla (üst sınır olaraki hesaplanan 117,749,20 TL kadar Denkleştirme/Portföy Tazminatı talebinde bulunabileceği, ancak mahkemenin hesaplanan denkleştirme tutarının (belli bir oranda indirim yapılarak) daha azına da hükmedebileceğini, davacı acentenin Kar mahrumiyet (Müspet Zarar Tazminatı) istemine ilişkin olarak mevcut durum itibariyle yeterli dayanak oluşmaması ve müspet zarar tazminatının aynı zamanda Denkleştirme Talebinin bir şartı olması sebebiyle acentenin müspet zarar tazminatı talebinin uygun olmadığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Uyuşmazlık konusu, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği, bu bağlamda davacının denkleştirme tazminatı ve müspet zararı taleplerinin koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Taraflar arasında 18.07.2008 tarihinde acentelik sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafın acente olarak faaliyet gösterdiği, davalı tarafından keşide edilen … 11. Noterliği … yevmiye numaralı … tarihli ihtarname ile “karşılıklı olarak mutabık kalınan hedeflerin gerçekleştirilmemesi” gerekçesiyle acente sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasıyla müspet zarar ve denkleştirme tazminatı talep etmiştir. Davalı taraf, sözleşmenin haklı nedenle derhal feshedildiğini beyan etmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin 23. maddesi kapsamında ihbar önelli fesih hakkının kullanılması durumu çerçevesinde değerlendirilme yapılmamıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ispat etme yükü sigortacı davalı tarafın üzerindedir. Davalı tarafın fesih nedeni olarak belirttiği “karşılıklı olarak mutabık kalınan hedeflerin gerçekleştirilmemesi” iddiası çerçevesinde yapılan değerlendirmede; dosya içerisinde davalı … tarafından davacı acenteye yönelik somut bir hedef ortaya koyulduğunu, bu somut hedefin davacı acenteye tebliğ edildiğini ve tarafların mutabık olduğunu gösterir belgelerin bulunmaması ve bu hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin somut bir performans denetimi yapıldığına dair de somut bir tespit bulunmaması nedenleriyle davalı tarafça yapılan feshin haksız olduğu sonucuna varılmıştır.
6102 sayılı TTK’ nın 122. maddesine göre:
“1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
Denkleştirme tazminatı açısından, 6102 sayılı TTK’ nın 122/1-c maddesi de göz önüne alınmak suretiyle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ nun 23/15-16. maddeleri kapsamında sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra davalı … şirketinin, davacı acentenin faaliyeti sonucu önemli menfaatler elde edip etmediği, ya da hakkaniyetin bunu gerektirip gerektirmediği hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda bilirkişi incelemesine başvurulmuş olup, bilirkişilerce tanzim edilen raporda; davacının portföyü üzerinden yenilenen poliçe sayısının 165 olduğu, davacı tarafından acentelik faaliyeti sırasında yapılan toplam poliçe sayısına(4604) oranı % 3,58 olarak belirlenmiş olmakla bu oran kayda değer bir menfaat sayılır. Bu durumda 6102 sayılı TTK 122. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ nun 23/16. maddesine göre somut olayın özellik ve şartları ile hakkaniyet ilkeleri uyarınca denkleştirme tazminatı hak etme koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir.
Somut olayda, portföy tazminatının üst sınırı davacı acentenin son 5 yıllık komisyon tutar ortalaması olan 117.749,20 TL olarak tespit edilmiştir. Davalı … şirketinin marka değeri olarak tanınırlığı, acente sözleşmesinin feshinden sonra yenilenen poliçe sayısı dikkate alınarak hakkaniyet gereği denkleştirme tazminatının davalı … şirketinin davacıdan edindiği ve kendi üzerinde kalan müşteri portföy oranı tutarında olması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle denkleştirme tazminatı üst sınırı 117.749,20 TL’nin % 3,58’i hesaplanmak suretiyle bulunan 4.215,43 TL portföy tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacının müspet zarar talebi açısından yapılan değerlendirmede, müspet zarar iddiasını ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, dosya içerisinde davacı tarafın müspet zararın varlığına yönelik yönelik bir somut delil bulunmadığı hususları doğrultusunda müspet zarar ispatlanmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, 4.215,43 TL portföy tazminatının davalıdan tahsiline, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 4.215,43 TL portföy tazminatının davalıdan tahsiline, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 287,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 256,17 TL+ 1.830,00 tamamlama harcından oluşan toplam 2.086,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.798,22 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan peşin harç 287,95 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 3.071,50 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 106,29 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 805,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 777,14 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 12.157,89 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2019

Katip
¸

Hakim …
¸