Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1020 E. 2019/974 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1020 Esas
KARAR NO : 2019/974

DAVA : Tazminat (Trafik Kazası (Maddi Hasarlı) Nedenli)
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 11/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18/02/2015 günü …’da … plakalı motosiklette yolcu konumunda seyir halinde iken meydana gelen çift taraflı trafik kazası sebebiyle yaralandığını, yaralanma sebebiyle malul kaldığını, kazaya sebebiyet veren 48 V 7816 plakalı aracın davalı … tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkili tarafından davalı … şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak bir netice alınamadığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 08/05/2019 tarihli beyan dilekçesi ile, 1.000 TL maddi tazminat talepli davasını 30.804,86 TL bedele yükselttiğini beyan ederek harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından … poliçe numarasıyla 27/08/2014 – 27/08/2015 tarihlerini kapsar şekilde zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, poliçe teminat limitinin 290.000 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin kusur oranı kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu, öncelikle kusur ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Dava konusu kaza sebebiyle kusur durumunun tespiti amacıyla … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin …talimat sayılı dosyası üzerinden bilirkişi …tarafından tanzim olunan 14/08/2017 tarihli bilirkişi raporda özetle; kazanın oluşumunda … plakalı otomobil sürücüsü …’ın 2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanunun da belirtilen sürücülere ait Diğer Kusurlardan olan 56/1-c maddesinde belirtilen (Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.) kuralını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %100 asli kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’in ise 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanun ve Yönetmeliğine göre kazanın oluşumunda kusurlu olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kaza sebebiyle kusur durumunun tespiti amacıyla … ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 19/03/2018 tarihli raporda özetle; kazanın meydana geldiği kavşak mahallinde yol; 10 m genişliğinde, iki yönlü ve düz, zemin asfalt, yüzey kuru, vakit gündüz, mahal meskundur.
14.11.2016 tarihli müzekkeremize istinaden olay yerinde keşif yapılmış, keşfe dayalı bilirkişi raporu ekindeki krokide araçların seyir istikameti, çarpışma noktası, yol genişliği, çarpışma noktasının taşıt yolu kenarlarına olan mesafesi gösterilmiş, anılan raporda otomobil sürücüsü %100 oranında kusurlu bulunurken motosiklet sürücüsüne kusur atfedilmemiştir.
Dava dosyası tümü ile tetkik edildiğinde olayın, yukarıda “OLAY” kısmında açıklanan şekli ile meydana geldiği, yola gereken dikkati vermeyip ön ilerisinde sola dönüşe geçerek konum almış olan motosikletliye sol şeritte önlemsiz vaziyette çarpan otomobil sürücüsünün olayda tamamen kusurlu olduğu heyetimizce mütalaa edilmekte olup 25.07.2017 tarihli bilirkişi raporuna iştirak edilerek aşağıda belirtilen kanaate varılmıştır.
Buna göre; sürücü … yönetimindeki otomobil ile yola gereken dikkati vermemiş, önündeki vasıta ile takip mesafesinde seyretmeye özen göstermeyip ön ilerisinde sola dönüşe geçerek konum almış olan motosikletliye sol şeritte önlemsiz vaziyette çarpmış, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup olayda asli ve tam kusurludur. Sürücü … ‘in olayın meydana gelmesinde hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.
Sonuç olarak; sürücü … ‘ın %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü … ‘in kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kaza sebebiyle davacının maluliyetinin tespiti amacıyla … ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim olunan 10/08/2018 tarihli raporda özetle; Şefik oğlu, 03/05/1970 doğumlu …’nin 18/02/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı tibia fibula kırığı yaralanması, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(32a……….1)A %5, E cetveline göre %5,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin ilk üç ayında bakıcı ihtiyacının olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 13/02/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; SGK kayıtları ile davacının fiilen istirahatli kaldığı süre sabit olduğundan ve gerçek belli iken farazi duruma itibar edilmesi mümkün olmadığından, Adli Tıp Kurumu tarafından farazi olarak belirlenen iyileşme süresinin dikkate alınması mümkün gözükmemektedir. Buna göre davacının fiilen istirahatli kaldığı süre SGK kayıtları ile sabit olduğundan SGK kayıtlarına itibar edilerek 18.02.2015-06.06.2015 tarihleri arası geçen geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır. Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise iyileşme bitiminden itibaren maluliyetiyle orantılı hesaplanacaktır.
Adli Tıp Kurumu tarafından davacının maluliyet oranı %5,2 olarak belirlenmiş olup, anılan orana göre davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı hesaplanacaktır.
03.05.1970 doğumlu davacı, olay tarihinde 44 yıl, 9 ay, 15 günlük olup, 45 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (26)yıl ve muhtemelen (71) yaşına kadar yaşayacaktır.
Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup, buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-45)= 15 yıl ve pasif devresi 11 yıldır.
Dava dosyasında davacının yaptığı iş ile elde ettiği ücret ve kazançları gösterir Yargıtay kararlarına uygun yazılı bir belge bulunmadığından hesaplamalar net asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre kazalının 18.02.2015-18.02.2019 arası geçen (4)yıllık işlemiş devre net kazançlarının geçici iş görememezlik dönemine ilişkin toplam bedelin 3.416,65 TL olduğu, maluliyet oranına göre toplam kazancının 61.693,98 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve ıskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak işleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 ıskonto esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise 2.020,90 x 12 Ay = 24.250,80 TL olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.829,02 x 12 )= 21.948,24 TL esas alınacaktır. Buna göre (22)yıllık işleyecek aktif ve pasif devrenin peşin değerinin toplamda 508.189,44 TL’dir.
SGK tarafından davacıya istirahat süresince toplam 2.850,23 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödenmiştir. Davacının kusursuz olması nedeniyle ödemenin tamamı rücuya tabi olduğundan, ödenen tutar davacının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararından tenzil edilecektir. Diğer yandan Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme döneminin ilk 3 ayında bakıcı ihtiyacının olduğu belirlenmiştir. Dava dosyasında bakıcı giderini gösterir yazılı belge bulunmadığından bu konudaki Yargıtay kararlarına göre asgari ücretin brütüne göre 3 aylık süre için bakıcı gideri zararı hesaplanacaktır. Buna göre kazalının 3,6 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının 566,42 TL, kazalının kalıcı iş göremezlik kazminat bedelinin 29.633,94 TL ve kazalının bakıcı giderinin 3.604,50 TL olduğu tespit edilmiştir.
18.02.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık ve tedavi giderleri teminatı bakımından ayrı ayrı 290.000,00 TL dır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2011/10149 E. sayılı kararında özetle “..hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve … Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve …ence Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir..” demektedir. Bu durumda davacının hesaplanan maddi zararı, poliçe kapsamında ve limiti içinde kalmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir.
Bu durumda davacı tarafından davalı … şirketine 14.09.2015 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 işgünü sonrası(Cumartesi-Pazar ile bayram tatili hariç) 02.10.2015 tarihinde cuma günü mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 05.10.2015 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır. Sigortalı aracın kullanım amacı hususi gözükmekte olup, avans faizi talebine ilişkin takdir mahkemeye aittir yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının 18/02/2015 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasının … plaka sayılı motorsiklette yolcu olarak bulunduğu sırada yaralandığı, davanın yaralanma neticesi maluliyete ilişkin tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 18.02.2015 günü, saat 08:45 sıralarında sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile … caddesini takiben … istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, önünde aynı yönde seyretmekte iken yolun solunda kalan … nolu sokağa dönmek isteyen sürücü … yönetimindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması sonucunda motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’nin yaralanması ile neticelenen meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur durumunun tespiti amacıyla … ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan bilirkişi raporunda sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in kusursuz olduğunun tespit edildiği, davacının kazaya ilişkin maluliyet oranının tespiti amacıyla … ATK 2. İhtisas Daire Başkanlığınca tanzim olunan bilirkişi raporunda, davacının %5,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin ilk üç ayında bakıcı ihtiyacının olduğunun bildirildiği ancak celp edilen SGK kayıtlarına göre ise davacının 06.06.2015 tarihine kadar istirahatli olduğu ve bu dönemde geçici iş göremezlik ödeneği aldığı anlaşılmıştır. Bu durumda SGK kayıtları ile davacının fiilen istirahatli kaldığı süre sabit olduğundan ve gerçek belli iken farazi duruma itibar edilmesi mümkün olmadığından, Adli Tıp Kurumu tarafından farazi olarak belirlenen iyileşme süresi dikkate alınmayarak yapılan hesaplamada davacının fiilen istirahatli kaldığı süre SGK kayıtları ile sabit olduğundan SGK kayıtlarına itibar edilerek 18.02.2015-06.06.2015 tarihleri arası geçen geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının %100 malul gibi hesaplanmış olup SGK tarafından davacıya istirahat süresince toplam 2.850,23 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğinden davacının kusursuz olması nedeniyle ödemenin tamamı rücuya tabi olduğundan, ödenen tutar davacının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararından tenzil edilmiş olup, Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme döneminin ilk 3 ayında bakıcı ihtiyacının olduğu belirlendiğinden ve dosya da bakıcı giderini gösterir yazılı bir belge bulunmadığından asgari ücretin brütüne göre 3 aylık süre için bakıcı gideri zararı hesaplandığında 18.02.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı …’nin geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 566,42 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %5,2 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 26.633,94 TL ile bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 3.604,50 TL olduğu, 18.02.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık ve tedavi giderleri teminatı bakımından ayrı ayrı 290.000,00 TL olduğundan davacının belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı, davacı tarafından davalı … şirketine 14.09.2015 tarihinde başvuruda bulunulduğundan başvuru tarihinden 8 işgünü sonrasında davalı bakımından temerrüdün 05.10.2015 tarihinde gerçekleşmiş olup sigortalı aracın kullanım amacı hususi olduğu gözetilerek yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaati ile hükme elverişli aktüer bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulü ile 30.804,86 TL’nin 05/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 30.804,86 TL’nin 05/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.104,28 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL + 106,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 133,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.970,58 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç, 106,00 TL ıslah harcı ile 1.829,75 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.963,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 3.696,58 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”