Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1005 E. 2019/1072 K. 25.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1005 Esas
KARAR NO : 2019/1072

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/10/2015
KARAR TARİHİ : 25/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin yaz tatini geçirmek üzere Türkiye’de bulunduğu sırada 09/08/2015 tarihinde … plakalı aracının park halinde iken davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı … plaka numaralı çekicinin çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, müvekkilinin aracını kaza tarihinde izin süresinin doluyor olması nedeniyle hasarlı şekilde yaşadığı ülke olan Avusturya’ya götürdüğünü ve yetkili servise vererek ekspertiz yaptırdığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucu müvekkilinin KDV, işçilik, yedek parça olmak üzere toplam 3.518,34 EURO’luk hasar oluştuğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete 27/04/2015 tarihinde hasar ihbarında bulunulduğunu, davalı şirket tarafından müvekkilinin hasar ihbarı sonucu 1.920,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin karşılığı 620 EURO olduğunu, karşılanmayan 2.898,24 Euro bakiye zarar alacağı kaldığını bildirmekle 2.898,24 Euro’nun kaza tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davaya konu tazminat bedelinin ödendiğini, hasar ihbarı üzerine yapılan ekspertiz incelemeleri sonucunda 1.910,00 TL zarar hesaplandığını ve davacıya bu tutarın ödendiğini, kazada müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacının duraklamanın yasak olduğu yerde kural ihlali ettiğini, davaya konu aracın kaza sonrası fotografları incelendiğinde istenilen bedelin fahiş olduğunu bildirmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce davalı … şirketine müzekkere yazılarak davaya ilişkin yapılan müracaat ve açılan hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi hasar tespit uzmanı …’ya tevdi edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 05/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı vekili tarafından ../10/2015 tarihiyle hazırlanmış dava dilekçesinde: Avusturya’da yaşayan Türk vatandaşı müvekkile ait … plaka numaralı taşıta davalı şirket tarafından ZMM Sigortası güvencesi altına alınmış … plaka numaralı çekicinin park halinde iken çarpması neticesi 3.518,24 Avro tutarında zarar oluştuğunun belirlendiği, sigorta şirketine yapılan hasar ihbarı neticesi ödeme tarihindeki kura göre 620,-Avroya tekabül eden 1.920,-TL’nin ödendiği belirtilerek bakiye 2.898,24 Avronun kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte tahsili talebiyle dava açıldığının bildirildiği, dava dilekçesi ekinde yer alan Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağından: 09/08/2014 günü, saat 16:30 sıralarında, … İli, … İlçesi, … Mahallesinde, … – … Caddeleri Kavşağında, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka numaralı çekici ile … Caddesinden … Caddesine dönüş yaptığı sırada park halinde bulunan … plaka numaralı taşıta çarpması neticesi maddi hasarlı trafik kazasının vuku bulduğu, çekici sürücüsünün 2918 sayılı K.T.K.’nun 84. maddesinde yer alan sürücü asli kusurlarından ‘park için ayrılmış yerlerde kurallara uygun olarak park etmiş araçlara çarpma’ fiilini işlemesi nedeniyle kusurlu olduğu, diğer sürücünün kusuru bulunmadığı kanaatinin sunulduğu, dava dilekçesi ekinde … Sigorta tarafından … adına … plaka numaralı, … marka, … tip, 2005 model çekici için 23/09/2013-14 tarihleri arasında geçerli olarak … numara ile düzenlenmiş ZMM Sigorta Poliçesinin yer aldığı, … tarafından 27/08/2014 tarihiyle … plaka numaralı taşıt hasarına ilişkin hazırlanan İnceleme Raporunda: ön, arka kapıları ve bağlı elemanları onarılacak taşıtın tahmini bedelinin %20 KDV dahil 3.518,24 Avro olduğunun belirtildiği, dava dilekçesi ekinde …’e ait Sürücü Belgesi, Taşıt Tescil Belgesi ve hasar fotoğraflarının yer aldığı, davalı vekilinin 10/11/2015 tarihli cevap dilekçesinde: tazminat bedelinin ödenmesi nedeniyle davanın reddi gerektiği, şirket sorumluluğunun kusur oranı ile bağlı olduğu, K.T.K.’nun 60.maddesinde belirtilen ‘kavşaklara 5m mesafede park edilemeyeceği’, 61.maddede belirtilen ‘duraklamanın yasaklandığı yerde park etme’ nedeniyle tam kusurun söz konusu olmadığı, müvekkilin gerçek zarardan sorumlu olduğu, sol arka kapının değişmesine gerek olmadığı, zararın TL cinsinden hesaplanması gerektiği, Bilirkişi Raporunun kabulünün mümkün olmadığı, talep edilen bedelin fahiş olduğu, faiz başlangıcı ve faiz oranının uygun olmadığı hususlarının açıklandığı, cevap dilekçesi ekinde … şirketi tarafından 29/04/2015 tarihi ile düzenlenmiş, … marka, … tip taşıtın arka kapısının değişimini gerektirecek bir durum bulunmadığı, yeni parça fiyatının 1.583,-TL, hasar tutarının sol arka çamurluk ve kapı, sol ön kapı kısımları tamir edilerek, bu elemanlara bağlı aksesuarlar değiştirilerek onarım bedelinin KDV hariç 1.910,-TL olduğunun belirtildiği Ekspertiz Raporunun yer aldığı, … Sigorta vekilinin 12/11/2015 tarihli yazısı ekinde … numaralı hasar dosyasının sunulduğu, muhteviyatında dosyada mevcut belgelere ek olarak …’e ait D sınıfı Sürücü Belgesi, … plaka numaralı çekici, … plaka numaralı yarı römorkun … adına kayıtlı olduğuna dair Tescil Belgeleri, Sürücü Belgesi sorgulama, tramer dökümlerinin yer aldığı tespit edildiğini, Maddi hasarlı trafik kazasının: 09/08/2014 günü, … İli, … – … Caddeleri Kavşağında, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka numaralı çekici ile … Caddesinden … Caddesine dönüş yaptığı sırada, kavşakta park halinde bulunan, … plaka numaralı taşıta çarpması neticesi vuku bulduğu, … plaka numaralı çekici ile bağlı … plaka numaralı yarı römork sürücüsü …’ün 2918 sayılı K.T.K.’nun 84. maddesinde yer alan asli kusurlardan “park için ayrılmış yerlerde kurallara uygun olarak park etmiş araçlara çarpma” fiilini işlemesi nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda: … plaka numaralı taşıt sürücüsü …’in, dosyada mevcut somut kanıt niteliğindeki Trafik Kazası Tespit Tutanağı krokisinde yer alan park etme kesimi dikkate alındığında, aynı kanunun duraklama ve park etme hususundaki 60 ve 61. maddelerinde yer alan “kavşaklar, tüneller, rampalar, köprüler ve bağlantı yollarında ve buralara, yerleşim birimleri içinde beş metre ve yerleşim birimleri dışında yüz metre mesafede duraklamak yasaktır” ve “duraklamanın yasaklandığı yerlerde park etmek yasaktır” kurallarına riayet etmemesi ve dönüş manevrası sırasında kazanın oluşumu ile bu durumun doğrudan illiyet bağı bulunması nedeni ile %25 oranında kusurlu olduğu, … plaka numaralı, … marka, … tip, 2007 model taşıt onarımının yerleşik Yargıtay içtihatları gereği tescil ve ikamet ülkesinde olmasının hükme bağlanmış bulunduğu, ekspertiz vasıtası ile belirlenen %20 KDV dâhil 3.518,24Avro onarım bedelinin, değişen parça ve işçilikler dikkate alındığında, bulunduğu ülke rayiçlerinde olduğu, davalı taraf itirazlarında değişime gerek olmadığı belirtilen parça tamiri halinde oluşacak bedelin o ülke şartlarında bedelin düşmesine neden olmayacağı, ayrıca parçadaki şekil değişimi miktarı değerlendirildiğinde teknik açıdan da onarımın uygun olmadığı, dolayısı ile onarım bedelinin %20 KDV dâhil 3.518,24Avro olarak kabulü gerektiği, fotoğraflarda görülen … plaka numaralı taşıt hasarının kaza ile uyumlu olduğu, tescil ülkesindeki ikinci el değerinin 10.000-12.000,-Avro seviyesinde bulunduğu, taşıtın pert edilmesini gerektiren şartların oluşmadığı, kusur oranına göre %75’e tekabül eden %20 KDV dâhil 2.638,68Avro bedelden ödenen 620,-Avronun tenzili ile bakiye 2.018,68Avro için davalı taraf sorumluluğunun devam ettiği sonucuna varıldığını bildirmekle sonuç olarak; Kazanın oluşumunda: … plaka numaralı çekici ile bağlı … plaka numaralı yarı römork sürücüsü …’ün %75 oranında kusurlu olduğu, kazada … plaka numaralı taşıt sürücüsü …’in %25 oranında sorumluluğu bulunduğu, taşıt hasarının %20 KDV dâhil 3.518,24Avro bedel ile giderilebileceği, kusur oranına göre ve ödeme miktarı tenzili sonrası bakiye 2.018,68Avro için davalı taraf sorumluluğunun devam ettiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememiz dosyasının … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’na müzekkere yazılarak dava konusu kazaya ilişkin tarafların kusur durumunun araştırılarak mahkememize bildirilmesi istenilmiş, Trafik İhtisas Kurulu’nun mahkememize sunmuş olduğu 05/03/2018 tarihli raporunda; sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı …’in kusursuz olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememiz dosyasının davacı ve davalı itirazlarının karşılanması ve toplanan deliller ışığında yeniden rapor alınması için bilirkişi …, … ve …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 03/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; kusur yönünden inceleme ve değerlendirme: Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 157/b maddesi-“sürücü kusurlarının tespiti” ile ilgili bendi; “adli mevzuat ve yargılama hükümleri saklı kalmak üzere, trafik kazalarına karışanların kusur durumları; 2918 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen kurallar, şartlar, hak ve yükümlülükler ile asli kusur sayılan haller dikkate alınarak belirlenir. Kaza mahallinde yapılan incelemeler sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkındaki ifadeleri ile varsa tanık ifadeleri de kusur durumunun tespitinde dikkate alınır” şeklindedir. Kazada kusurlu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir (K.T.K. Mad. 84). Bu kapsamda olayla ilgili olarak sürücü ve görgü tanıklarının beyanları ile olayın araç içi-dışı kamera görüntüleri bulunmamakta, dolayısıyla olayda etkili olabilecek başkaca unsurlar bilinmemektedir. Olay yerine intikal eden Polis Memurları … ve … tarafından tanzim olunan “Trafik Kazası Tespit Tutanağı”na göre; olay mahalli yeri içi olup “Kaza Özeti”’nde; kaznaın … mahallesi … caddesi ile … kavşağında meydana geldiği, sürücü …’ün idaresindeki … plakalı çekici ile terminal caddesinden … caddesine dönmek isterken park halinde bulunan … plakalı araca çarptığı belirtilmiş, olay yerinde yapılan incelemelerden kazanın oluşumunda sürücü …’ün KTK 84/l kuralını ihlalden kusurlu olduğu, diğer aracın ihlalinin olmadığı görüş ve kanaatine yer verilmiştir. Çizilen “Kaza Krokisi”nde; çekicinin arkasına bağlı yarı römork ile yolun devamı çizilmediği için net anlaşılamamasına rağmen (+) veya (T) tipi kontrolsüz kavşak kesiminde istikametine göre 17 metre genişliğindeki Terminal caddesinin sol şeridinden … caddesine sağa 90 derece dönüş manevrası yaptığı esnada yarı römorkun yan arka kesimleri ile … Market önünde park halindeki araçlardan en arkada ve yol kenarına 2 metre mesafede park halindeki otomobilin sol yan kesimlerine çarptığı resmedilmiştir. Sürücü …, 1981 doğumlu ve olay günü 33 yaşında olup yeterli (D) sınıfı sürücü belgesine 2012 yılından itibaren haizdir. Alkolmetre cihazı ile yapılan kontrolünde alkol izine rastlanmamıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda (K.T.K.); trafik-yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü olarak tarif edilmiştir (K.T.K. Mad. 3). Normal şartlar altında gündüz vakti, görüşün açık olduğu ve görüşe engel bir durumun bulunmadığı mahalde müteyakkız olup yola gereken dikkati veren sürücülerin manevraları sırasında çevrelerinde seyir halinde veya park halinde bulunan araç ve yol durumunu görememeleri, araçlarının teknik boyut ve özelliklerini dikkate alarak yan görüş aynaları ile çevrelerini gereği gibi etkin şekilde kontrol edememeleri, hız ve direksiyon sapma açıları ile mesafelerini şartlara uygun şekilde ayarlayamamaları, olası kaza tehlikelerinde de zamanında etkili fren tedbiri alamamaları için olumsuz bir neden bulunmamaktadır. Bilindiği üzere T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Dikkatli, tedbirli ve kontrollü davranılması durumunda kaza önlenebilir niteliktedir. Olay yerine sürücü … tarafından düz gelinmektedir. Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmelikte yazılı kayıt ve şartlar dışında ve aksine bir işaret bulunmadıkça yerleşim yeri dahilinde çekiciler için azami hız sınırı 50 km/saat olup römorklu veya yarı römorklu araçlarda (Römork takmış LTT ile tehlikeli madde taşıyan araçlar ve özel yük taşıma izin belgesi veya özel izin belgesi ile karayoluna çıkan araçlar hariç) en çok hız sınırı aynı cins römorksuz araçlara ait en çok hız sınırından saatte 10 km daha düşüktür (K.T.Y. Mad. 100), sürücüler, aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse, belirtilen hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 51) zorundadır. Fren dinamiğinde reaksiyon zamanı, bir şeyin ya da tehlikenin görülüp anlaşılması ile ona karşı etkilenme, yani gerekli tedbiri almaya başlama arasında geçen süre yani sürücünün fren yapmasına neden olan engeli görmesi ile ayağını fren pedalı üzerine koyması arasında geçen süredir. Bu sürenin içinde algılama, ne olduğunu fark etme, karar verme, ayağı gaz pedalından fren pedalına geçirme süreleri bulunmaktadır. Bu süre sürücünün yeteneklerine, o andaki fizyolojik ve psikolojik durumlarına, şahıslara özgü karakteristikler ile dış etkenlerin çeşitlerine bağlı olarak en az 0,3 ve en çok 1,7 saniye sınırları arasında değişmekte ise de, ortalama olarak 0,5-0,6 saniye kabul edilmektedir. Fren reaksiyon zamanı ise, bir tehlike anında, şoförün fren pedalına basmasından aracın fren sisteminin etki göstermeye başlamasına kadar geçen süredir. Mekanik ve hidrolik frenlerde ortalama 0,1-0,2 saniye ve havalı frenlerde ise 0,2–0,6 saniyedir. Toplam reaksiyon zamanı ise, sürücü ve fren reaksiyon zamanlarının toplamı olup tehlike halinde ortalama 0,75 saniyedir. Araçların yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyması, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur (K.T.K. Mad. 30). Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 09.11.1999 tarihli 23871 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Motorlu Araçların Dikiz Aynalarıyla İlgili Yönetmelik (71/127/AT); 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişik 29. maddesine dayanılarak hazırlanmış olup amacı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçların dikiz aynalarına AT Aksam Tip Onayı Belgesi ve bunların takılması ile ilgili AT Araç Tip Onayı Belgesi verilmesine ilişkin hükümleri ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasları belirlemektir. Yönetmelikte; Sınıf (I) tipi iç dikiz aynaları için görüş sahası, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzleminde merkezlenmiş ve sürücünün oküler noktalarının 60 m gerisinden ufuk çizgisine doğru yatay olarak genişleyen yolun en az 20 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi olmalıdır. Sınıf (II ve III) ana dış dikiz aynalarında; yolun sağından sürülen araçlar için sol dış dikiz aynasında görüş sahası, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzlemine paralel olan ve solda en dış noktasından geçen düzlem ile sınırlanan ve sürücünün oküler noktalarının 10 m gerisinden yatay olarak ufka uzanan, yolun en az 2,50 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi, yolun sağından sürülen araçlar için sağ dış dikiz aynasında görüş sahası, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzlemine paralel olan ve solda en dış noktasından geçen düzlem ile sınırlanan ve sürücünün oküler noktalarının 20 m gerisinden yatay olarak ufka uzanan, yolun en az 4 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi olmalıdır (Mad. 5.1, 5.3). Geniş açılı’ dış dikiz aynalarının (Sınıf IV) görüş sahası, sürücünün, aracın boyuna düşey orta düzlemine paralel olan ve solda en dış noktasından (sağdan sürülen araçlar için) ya da sağda en dış noktasından (soldan sürülen araçlar için) geçen düzlem ile sınırlanan ve sürücünün oküler noktalarının en az 15 ila 25 m gerisine uzanan, yolun en az 3,5 m genişliğindeki düz yatay kısmını görebileceği gibi olmalıdır. Ek olarak, yol, sürücüye, sürücünün oküler noktalarından geçen dik düzlemin 3 m arkasındaki noktadan 12,5 m’lik genişlikte görülebilir olmalıdır. Yakınlık dış dikiz aynasının (Sınıf V) görüş sahası, sürücünün, aşağıda belirtilen düşey düzlemlerle sınırlanmış, aracın yan tarafı boyunca yolun düz yatay kısmını görebileceği gibi olmalıdır. Araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur (K.T.K. Mad. 30). 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere, motorlu araçların ve römorklarının kütle ve boyutları ile ilgili AT tip onayı şartlarını ve bunların uygulanmasına ait usul ve esasları belirlemek amacıyla yayımlanan, “Motorlu Araçların ve Römorklarının Kütle ve Boyutları İle İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/1230/2012)’ne göre; azami uzunluklar yarı römorklu araçlar için 16,50 metre, genişlik 2,55 metre olup hareket halindeki herhangi bir motorlu araç veya araç katarı, dış yarıçapı 12,50 metre ve iç yarıçapı 5,30 metre olan bir dairesel alan içerisinde dönebilmelidir. Herhangi bir motorlu araç ve herhangi bir yarı-römork, tam bir dairesel yörünge çevresinde iki eş merkezli daire ile sınırlanan bir alan içerisinde 360° derece dönebilmelidir. Dış daire 12,50 m yarıçapa ve iç daire 5,30 m yarıçapa sahip olmalı ve aracın en uç noktaları dış ve iç daire arasında kalmalıdır. Motorlu aracın en ön dış noktası, dış dairenin çevre çizgisini takip etmelidir. Araç sabitken ve dümenlenen tekerlekleri araç hareket ettirildiğinde ileri en dış noktası 12,50 m yarıçapında bir daire çizecek şekilde yönlendirildiğinde, yere bir çizgi çizildiğinde aracın dairenin dışına bakan yanına teğet düşey bir düzlem oluşmalıdır. Araç herhangi bir taraftan 12,50m yarıçapındaki daireyi izleyerek ileri hareket ettiğinde, aracın hiç bir parçası düşey düzlemin dışına 0,80 m’den fazla çıkamaz (Ek-1 Teknik Şartlar). Bilindiği üzere düzlemsel hareket yapan bir taşıtın dönüş hareketi esnasında her tekerleği bir yay üzerinde hareket etmektedir. Dönüş esnasında taşıt kararlılığını korumak ve minimum tekerlek aşınması sağlamak için tekerleklerin kaymadan yuvarlanmasını sağlamak gerekmektedir. Bu da tekerleklerin taradıkları yayların merkezinin yani ani dönme merkezlerinin çakışık olması koşulundan geçer. Aksi halde ön tekerlekler birbirlerini kendi taraflarına doğru çekmeye çalışacağından yanal kaymalar başlayacak, lastikler fazla ve düzensiz aşınacaktır. Yani araçların direksiyonu tam çevrildiğinde ön tekerlekler farklı açılarda, içte kalan tekerlek diğerine nazaran daha fazla döner. Başka bir ifade ile ani dönme merkezinden tekerleklerin izdüşümlerine uzatılan ışınlar, tekerlek izdüşümüne dik olmalıdır. Bu duruma ideal dönüş geometrisi veya Ackermann geometrisi adı verilmekte olup taşıtın dönüş yarıçapını belirleyen değişkenler tekerleklerin dönüş açıları, aracın aks aralığı ve iz genişliğidir. Bu parametrelerden aks aralığı belirlenirken taşıtın ağırlığı, ağırlık merkezinin yeri ve aksların taşıma kapasitesi gibi parametreler birincil rol oynamaktadır. Dümenlemeye olan etkisi ikinci planda kalmaktadır ve dümenlemeyi iyileştirmek için değiştirilmesi uygun değildir. İz genişliği de yalnızca iç ve dış tekerin dönüş açıları arasındaki farkı belirleyen parametredir. Dönüş yarıçapının azaltılması için değişiklik yapılabilecek tek parametre tekerleklerin dönüş açılarıdır. Direksiyon bağlantı mekanizmaları (rot başı, deve boynu vb.) bu amaçla geliştirilmiştir. Dönüş dairesi yarıçapı araçların direksiyon manevra kabiliyetini belirler. Dönüş yarıçapı küçük olan bir taşıtın dönüş manevrasının iyi olduğundan bahsedilebilir. Dönüş dairesi büyük olan bir taşıtın manevra kabiliyeti de kötü olduğundan dar alanlarda dönmekte zorlanacağı açıktır. Gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçüler olup karayollarında trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar için azami uzunluk otobüs dışındaki araçlarda 12 metre, yarı römorklu araçlarda 16,50 metre, azami genişlik 2,55 metre, azami yükseklik 4,00 metredir (K.T.Y. Mad. 128). Katalog verilerine göre hareket halindeki … plakalı çekicinin şasi boyu 5815 mm, genişliği 2494 mm, … plakalı yarı römorkun kingpin ekseni ile arka mesafesi 12 metre, uzunluğu toplam 13,90 metre, genişliği 2,55 metre, park halindeki …plakalı otomobilin uzunluğu 4765 mm, genişliği 1820 mm’dir. Sürücü …’ün idaresindeki … plaka numaralı … marka çekici ile arkasına takılı … plaka numalı … marka yarı römork 2005 ve 2004 model olup üretimi yapılan gerekli ulusal ve uluslararası standardizasyona ve donanıma haiz taşıtlardır. Taşıttan kaynaklanan herhangi bir teknik arızanın söz konusu olmadığı hadisenin meydana geliş şekline göre; sürücünün 90 derece dönüş manevrası nedeniyle hızının düşük olduğu, gidiş istikametinde tek veya iki yönlü, 17 metre platform genişliğindeki Terminal caddesi yolunda sürücünün istikametine göre temassız ve tehlikesiz ilerleyebileceği ve dönüş manevrası yapabileceği yaklaşık 13 metre genişliğinde yeterli boşluk bulunduğu, ancak geniş kavisli dönüş manevrası için yol kenarına yaklaşmadan önce aracının teknik özelliklerini ve boyutlarını dikkate almadığı, dönüş sırasında arka köşe kesimlerinin 15-20 cm iz dışına çıkabileceğini ön görmediği, yol kenarında park halindeki otomobil ile arasında yeterli mesafe bırakmadığı, aksine yakın mesafe yaklaşarak ve acemice davranarak direksiyon sapma açısını ayarlayamadığı, yan aynasından veya başını çevirerek yolu ve çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmediği, zamanında olası kaza tehlikesini savuşturma adına fren tedbiri uygulamadığı, yarı römorkun yan kesimleri ile üzerine doğru yönelip sürtmeye başlayarak çarptığı, dikkatsiz, tedbirsiz, özensiz ve kontrolsüz manevra ile ilerlediği mütalaa edilmiştir. Hayatın olağan akışı içerisinde yolun değişik kesimlerinde park halinde taşıtların bulunması kaçınılmaz olup konumları açısından önemli olan husus trafik güvenliğinin tehlikeye düşürüp düşürmedikleridir. Aksi hallerde trafik cezasını veya araçların bulunduğu yerlerden kaldırılmasını gerektiren ayrı bir durumdur. Karayolları Trafik Kanunu’nda; durma-her türlü trafik zorunlulukları nedeni ile aracın durdurulması, duraklama-trafik zorunlulukları dışında araçların, insan indirmek ve bindirmek, eşya yüklemek, boşaltmak veya beklemek amacı ile kısa bir süre için durdurulması, park etme-araçların, durma ve duraklaması gereken haller dışında bırakılması olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Görevli kişilerce, verilen dur emrinde, sesli, işaretli dur emrinde veya kırmızı ışıklı, işaret levhalarına uyularak veya önündeki araçların durması ve arıza halleri gibi her türlü trafik mecburiyeti nedeni ile durdurulması halleri “Durma” dır (K.T.Y. Mad. 111). Durma halleri dışında yolcu indirip bindirmek, yük yüklemek veya boşaltmak veya beklemek amacı ile araçların kısa süreler içinde durdurulması “Duraklama” dır. Duraklama, bekleme amacı ile yapılırsa, bunun süresi en çok 5 dakikadır. Bu sürenin geçirilmesi park etme sayılır (K.T.Y. Mad. 112). Park etme, araçların durma ve duraklama halleri dışında, genelde uzun süreli olarak bekletilmek üzere bırakılmasıdır. Aracın çalışır durumda olması veya içinde insan bulunması park etme amacını değiştirmez (K.T.Y. Mad. 114). Kavşaklar, tüneller, rampalar, köprüler ve bağlantı yollarında ve buralara, yerleşim birimleri içinde beş metre mesafede (K.T.K. Mad. 60), taşıt yolu üzerinde, duraklamanın yasaklandığı yerlerde, park etmenin trafik işaretleri ile yasaklandığı yerlerde,… park etmek yasaktır (K.T.K. Mad. 61). … plaka sayılı otomobil esasen 17 metre genişliğindeki Terminal caddesi yolu kenarına 2 metre mesafede ve kavşak girişinde park halinde olup çekicinin otomobilin yanından temassız ilerleyip dönüş manevrası yapabileceği yaklaşık 13 metrelik yeterli alanın bulunması, hadisenin kavşak kollarından çıkan sürücülerin görüş alanını kapatması sonucu birbirleri ile çarpışması şeklinde gerçekleşmemesi, konumu itibarı ile trafik seyir güvenliği etkilememesi dikkate alındığında otomobilin park ettiği yer yasak olsa dahi trafik cezasını veya aracın bulunduğu yerden kaldırılmasını gerektiren ayrı bir husus olup üzerine kontrolsüz yönelen çekici sürücüsünün sadmesine maruz kaldığı hadisede; açıkça görülür haldeki otomobilin bulunduğu yerin kazanın oluşumunda etkili unsur olmadığı, gündüz vakti, görüşün açık olduğu meskun mahalde çekici sürücüsünün kontrolsüz ve dikkatsiz manevrasının tamamen etkili olduğu mütalaa edilmiş, bu cihetle tarafımca 05.03.2018 tarihli ATK raporu uygun bulunmuş, izafe edilen kusur oranına katılınmıştır. Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) ve alınacak tedbirler ile ilgili olarak, gerekli görülen ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirleyen Karayolları Trafik Yönetmeliği (K.T.Y.) ile belirlenmiştir. Buna göre; Sürücüler trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d), sağa dönüşlerde sağ şeride veya dönüşe ayrılmış şeride girmek, dar bir kavisle dönmek (K.T.K. Mad. 53/b), taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmamak (K.T.K. Mad. 67/a,b) zorundadır. Taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, şerit değiştirirken, sağa, sola, geriye dönerken ve bunlara benzer hallerde, karayolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamaları mecburidir. İşaret verilmeden önce, iç ve dış aynalardan ve gerekli hallerde sürücünün başını çevirip bakması suretiyle ön, arka ve yanlarda trafik durumu kontrol edilir (K.T.Y. Mad. 137/a). Karayollarında, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde, özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 145/e). Araç sürücüleri trafik kazalarında; doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma ve manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma hallerinde asli kusurlu sayılırlar (K.T.K. Mad. 84/f,j,l). Olayda aksine davranarak yönetimindeki … plaka sayılı çekici ve arkasına takılı yarı römork ile 17 metre genişliğindeki bölünmemiş … caddesi sokak yolunu takiben düz seyir halinde iken (T) veya (+) tipi kavşak kesimine gelip sağa manevra ile … caddesi yoluna döndüğü esnada yarı römorkun teknik özelliklerini ve boyutlarını, istikametine göre yolun sol kenarında park halinde bulunan ve yanından geçtiği otomobili dikkate almayan, çevresini yan görüş ayna donanımını kullanarak veya başını çevirerek gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, yeterli ilerleme ve dönüş mesafesi mevcut iken tehlikesiz uzak mesafeden geçmeyen, direksiyon sapma açısını gereği gibi ayarlamayan, zamanında fren tedbiri uygulamayan, dalgın, dikkatsiz, özensiz, tedbirsiz ve kontrolsüz davranarak yakın mesafede manevrasına devam edip yarı römorkun arka yan kesimleri ile otomobilin sol yan çarptığı mütalaa edilen sürücü …’ün önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.Olayda … plaka sayılı otomobili esasen bölünmemiş 17 metre genişliğindeki … caddesi yolunun kenarına 2 metre mesafede ve kavşak alanı girişinde park halinde olmasına rağmen trafik cezasını veya aracın bulunduğu yerden kaldırılmasını gerektiren ayrı bir husus olan, yan tarafından diğer taşıtların veya çekicinin geçişine ve sola-sağa dönüş manevralarına engel teşkil etmediği değerlendirilen, yakın mesafe yanaşarak geniş kavisle sağa dönüşüne başlayan dikkatsiz ve özensiz sürücü yönetimindeki çekicinin arkasına takılı yarı römorkun üzerine doğru yönelmesi ile sadmesine maruz kaldığı anlaşılan, kazaya engel olabilmek adına alabileceği bir tedbir bulunmadığı mütalaa edilen, otomobili bulunduğu yere park eden sürücüsü …’e atfı kabil kusur bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır. hasar yönünden inceleme ve değerlendirme : Hasar ile ilgili olarak düzenlenen diğer belgeler incelendiğinde;
• Davacı tarafın talebine esas aldığı ve Avusturya’da faaliyet gösteren … firması tarafından … adına düzenlenen 27.08.2014 tarihli onarım teklifinde; otomobilin 265.040 km’de olduğu, değiştirilmesi gereken hasarlı parça ve malzemeler arasında 623,00 Euro bedel ile; tür (kapı-442,00 Euro), abdeckung (kapı çıtası-16,00 Euro), dampfung (izolasyon-8,55 Euro), türdichtung (kapı contası-58,20 Euro), schutzieiste (koruyucu bant-34,55 Euro), schutzieiste (koruyucu bant-28,10 Euro), abdeckung (kapı çıtası-19,60 Euro), abdeckung (kapı çıtası-16,00 Euro) bulunduğu, uygulanması gereken onarım ve montaj işçilikleri arasında 2.308,87 Euro bedel ile; kaporta sökme takma (ön kapı parçaları-143,72 Euro, arka kapı çıkarma takma-39,20 Euro, arka kapı yenileme-248,24 Euro, arka yan kısım parçası-117,59 Euro, arka yan kısım parçası-391,95 Euro, GFS-yürütme fonksiyonu-39,20 Euro), kaporta onarım (ön kapı-130,65 Euro), boya (karoseri banta alma-39,20 Euro, ön kapı cilalama-147,10 Euro, arka kapı yeni parça cilası-147,10 Euro, arka yan kısım cilası-147,10 Euro, karoser cila hazırlık-254,09 Euro, cila malzemesi-377,50 Euro, küçük yardımcı malzeme ve arıtma-86,23 Euro) bulunduğu, toplam onarım bedelinin KDV hariç 2.931,87 Euro, %20 KDV dahil 3.518,24 Euro olduğu, teklifin 03.09.2014 tarihine kadar geçerli olduğu, teklifin parçalanmamış durumda yapıldığı, tamir esnasında tespit edilecek hasarların dikkate alınmadığının belirtildiği, davalı tarafın ödemesine esas aldığı ve açtığı … numaralı hasar dosyası kapsamında Eksper … tarafından hazırlanan 11.11.2015 tarihli “Kesin Ekspertiz Raporu”nda; onarım süresinin 7 gün, sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, onarımın Avusturya’da tamamlandığı, onarım gördüğüne dair herhangi bir fatura iletilmediği, hasar tarihindeki … Bankası kurunun dikkate alındığı, iletilen fotoğraflar üzerinde yapılan inceleme sonucunda sol arka kapıda değişim gerektirecek herhangi bir hasar tespit edilemediği, yeni parça fiyatının 1.583,00 TL olduğu, değiştirilmesi gereken hasarlı parça ve malzemeler arasında 680,00 TL bedel ile; kapı çıtası (64,00 TL), izolasyon (77,00 TL), kapı dış fitili (206,00 TL), sağ ön kapı çıtası (140,00 TL), sol arka kapı çıtası (114,00 TL), kapı çıtası (79,00 TL) bulunduğu, uygulanması gereken onarım ve montaj işçilikleri arasında 1.230,00 TL bedel ile; kaporta sökme-takma (200,00 TL-sol arka kapı 75,00 TL, sol dikiz aynası 50,00 TL, sol ön kapı 75,00 TL), kaporta onarım (450,00 TL-sol arka çamurluk 150,00 TL, sol arka kapı 200,00 TL, sol ön kapı 100,00 TL), boya (480,00 TL-sol arka çamurluk 160,00 TL, sol arka kapı 160,00 TL, sol ön kapı 160,00 TL), trim (100,00 TL-sol arka kapı 50,00 TL, sol ön kapı 50,00 TL) bulunduğu, toplam onarım bedelinin KDV hariç 1.910,00 TL olduğunun belirtildiği görülmektedir. Hasar fotoğraflarına incelendiğinde; otomobilin dijital odometresine göre 265.040 km’de olduğu, hasarın esasen sol yan kesimlerinde etkili olduğu, sadmenin şiddetine, açısına, hızına, temas eden yüzeylerin katılığına ve yakın civarda bulunan komponentlerin yapısal ve malzeme özellikli davranışlarına bağlı olarak sol ön kapı, sol arka kapı, sol arka çamurluk gibi cıvatalı ve kaynaklı dış metal kaporta, çıta, fitil vb. gibi polikarbon esaslı komponentlerinden değişik derecelerde ezilme, sürtme vb. şekillerde deformasyona uğradıkları görülmüş, her iki ekspertiz raporunda belirtilen hasarlı parça ve işçiliklerin hasar ile uyumlu olduğu, örtüştüğü anlaşılmıştır. Dosya muhteviyatında aynı hasar için düzenlenmiş birbirinden farklı iki ekspertiz raporu bulunmaktadır. Davalı …Ş.’nin ödemesine esas aldığı ekspertiz raporunu hazırlayan eksperin otomobil yurtdışında bulunduğu için üzerinde inceleme gerçekleştiremediği, hasar fotoğrafları üzerinden inceleyerek Türkiye şartlarında uygun olan onarım bedelinin tespit edildiği, davacı …’in talebine esas aldığı onarım teklifini hazırlayan yetkili servisin ise otomobil üzerinde inceleme gerçekleştirilerek Avusturya şartlarında incelenip uygun olan onarım bedelinin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Orijinal vasıftaki parça bedelleri ve işçilik nitelik, süre ile bedelleri üretici firmalardan elde edilen veriler ile güncel durumda tutulan … yazılımı kullanılarak belirlendiğinden özellikle parça bedelleri ülkeler arasında fazla farklılık göstermemekte ise de uygulanan işçilik fiyatları ise oldukça fark göstermektedir. Ülkemizde işlem yapılacak parçanın büyüklüğüne göre boya işçiliği 150,00 TL-300,00 TL aralığında değişmekte iken yurtdışı şartlarında saatlik ücret dikkate alındığından asgari iki-üç katına çıkabilmektedir. Örnegin ülkemizde 1.500,00 Euro civarındaki kaporta onarım işi 12.000,00-13.000,00 Euro, bakım 700,00-800,00 Euro iken 2.000,00 Euro, cam filmi uygulaması 700,00 Euro iken 1.500,00 Euro civarındadır. Türkiye şartlarında onarımı mümkün olan orta düzeyde hasarlı bir parça, yurtdışı şartlarında imtina edilerek değiştirilebilmektedir. Vergiler nedeniyle taşıtların sıfır kilometre satın alma bedelleri ile doğal olarak ikinci el değerleri arasında da farklar bulunduğundan Türkiye şartlarında onarılması ekonomik görülen bir taşıt, yurtdışında yüksek onarım maliyeti ile düşük rayiç değeri nedeniyle pert-total (tam zıya) dahi kabul edilebilmekte, pert araçlar genellikle doğrudan imha edilmekte, ülkemizdeki gibi hurdaya ayrılması gereken hasarlı araçların ikinci el satışlarına izin verilmemekte, ülkemizde onarımı çok daha ucuz maliyetlerle mümkün olan komponent, yutdışı şartlarında onarılmaksızın doğrudan değiştirilebilmekte, üretim ve onarım standardlara riayet edilmekte, dolayısıyla maliyetleri daha yüksek olabilmektedir. Ancak teoride hal böyle iken uygulamada ülkemizde olduğu gibi Avusturya’da da özel servislerin faaliyet gösterdiği dikkate alındığında özellikle işçilikler açısından ve çıkma orijinal parçalar kullanılarak daha ucuz maliyetlerle onartılabilmelerinin mümkün olduğu bilinmektedir. Parça kodları ve bedelleri esasen piyasada sıkça tercih edilen … yazılımı kullanarak sistem üzerinde güncel sorgulama yapılarak belirlenmektedir. Parça bedelleri sorgulandığında günümüzde ve 21.04.2015 tarihinde; sol arka kapı 3.550,31 TL, kapı çıtası 173,46 TL-67,57 TL, izolasyon 177,70 TL-77,10 TL, kapı dış fitili 493,64 TL-209,74 TL, sol ön kapı çıtası 297,02 TL-140,35 TL, sol arka kapı çıtası 248,36 TL-114,25 TL, kapı çıtası 213,76 TL-79,67 TL olup onarım teklifinin hazırlandığı 27.08.2014 tarihinde (TCMB efektif satış kuru-1Euro=2,8542 TL) parça bedellerinin kaza tarihine yakın ve uygun olduğu, ekpertiz raporunun ise hazırlandığı 11.11.2015 tarihine yakın parça bedellerinin kullanıldığı, dolayısıyla yurtdışında yetkili servis tarafından hazırlanan orijinal parça bedellerinin esas alınması gerektiği, sol arka kapıdaki hasarın değişim ile sonuçlanabileceği değerlendirilmiştir. Türkiye şartlarında anahtar teslim onarım adı altında farklı farklı bedeller ile onarımlar mümkün ise de önemli olan husus kullanılan parça ve uygulanan işçilik kalitesidir. İlim, fen ve sanat kaidelerine uygun olmayan ve anahtar teslim adı altında bir takım alternatif onarım yöntemleri ile onarım maliyetleri düşürülmeye çalışılsa da onarımın yetkili servis veya benzer kalite ortamında gerçekleştirilmesi durumunda eşdeğer parça, yan sanayi parça veya anahtar teslim adı altında onarım yöntemleri prensip olarak uygulanmamaktadır. Teknik olarak onarımların orijinaline yakın, ilim, fen ve sanat kaidelerine uygun şekilde gerçekleştirilmesi, kural olarak ve hakkaniyet çerçevesinde değer kayıplarına veya kıymet kazanma gibi sebepsiz zenginleşmeye mahal vermemek için parça orijinal ise orijinali ile, eşdeğer ise eşdeğeri ile, çıkma ise çıkma ile değiştirilmesi gerekmektedir. Sigortacılık mevzuatı eşdeğer parça kullanımına izin verirken, kullanılan parçaların araç değerinde düşüşe yol açacak yan sanayi parçalar olmasını da açık bir şekilde yasaklamıştır. Bir motorlu taşıtın yedek parçalarının yaklaşık %20’si bizzat taşıt üreticisi tarafından üretilmekte, geri kalan %80’lik bölüm ise üretici firmanın anlaşmalı olduğu parça üreticileri tarafından sağlanmaktadır. Söz konusu %80’lik bölüm için taşıt üreticileri, tedarikçilerinden belli sertifikalar talep etmektedirler. Bir motorlu taşıtta kullanılan yedek parçalar orijinal yedek parça (OEM), eşdeğer parça (OEP), yan sanayi düşük kalite parça (AUP) ve çıkma-sökme parçalar olmak üzere 4 ana kategoride sınıflandırabilir. Yedek parçaların eşdeğerliğin sağlanabilmesi için; eşdeğer parçayı üreten, parçanın motorlu taşıt aracının parçaları ile eşdeğer kalitede olduğunu belgelendirmelidir. Bu belge ile üretilen parçanın eşdeğerliliği iddiası kanıtlanmış olmakta ve ispat yükü aksini iddia edenlere devredilmiş olmaktadır. Söz konusu belge, belgelendirme denetimleri için referans olma özelliğine sahiptir. Ülkemizde kamu kurumları tarafından düzenlenen yedek parça alım ihalelerinde eşdeğer parçalar için aranan belgelendirme koşulları yedek parçanın Türkiye’de üretilip üretilmediğine ve o yedek parça için Türk Standartları Enstitüsü (TSE)’nün standart oluşturup oluşturmadığına göre değişmektedir. Türkiye’de üretilen yedek parçalara ait TSE standardı mevcutsa “TSE Uygunluk Belgesi”, mevcut değilse “TSEK Kalite Uygunluk Belgesi” eşdeğer parçanın standardına ilişkin olarak aranan belgelerdendir. TSEK Kalite Uygunluk Belgesi Türk standartları bulunmayan konularda imalata yeterlilik belgesi almış firmaların söz konusu ürünlerinin ilgili uluslararası standartlar, benzeri Türk standartları, diğer ülkelerin milli standartları, teknik literatür esas alınarak TSE tarafından kabul edilen Kalite Faktör ve Değerlerine uygunluğunu belirtir. Bu belgenin geçerlilik süresi 1 yıldır. Yedek parça yurt dışında üretilmişse yedek parçaya ait Uluslararası Akreditasyon Forumu Karşılıklı Tanınma Antlaşmasında yer alan ulusal akreditasyon kurumlarınca akredite edilmiş belgelendirme kuruluşları (örneğin: TUV, Bureau Veritas) tarafından verilen belgelerin (Otomotiv yedek parçaları için ISO/TS 16949: 2002 gibi) ihalede sunulması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu kalite kontrol kuruluşlarının uluslararası kurallara uygun şekilde akredite edilmiş olduklarının Türk Akreditasyon Kurumu’ndan (TURKAK) teyidi şartı aranmaktadır. Bilindiği üzere T.C. Danıştay 15. Dairesi’nin 2015/5277 Esas, 04.10.2016 tarihli kararı ile ZMS Genel Şartları’nın çıkma-sökme parça dahil bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına tebliğinden itibaren 7 gün içinde İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir. Eşdeğer parçanın kullanılabilmesi için de kalite kriterlerinin sağlandığının eksiksiz ispat edilmesi ve araç sahiplerinin onayının alınması gerekmektedir. Dava konusu otomobilin geçmiş kaza ve hasar durumu bilinmemekle birlikte ağır hasar kaydı olduğuna veya parçaların orijinal vasıfta olmadığına dair herhangi bir belge sunulmadığından orijinalleri ile değiştirilmesinde ve kaliteli-garantili işçilik uygulanmasında sakınca bulunmamaktadır.
Somut olayda, dosya kapsamına onarıma ait herhangi bir fatura vb. belge sunulmadığından uygulanan onarımın onarım teklifine tamamen uyumlu şekilde yetkili servis ortamında gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, onarımın gerçek niteliği ve bedeli ile davacının KDV ödeyip ödemediği, uğranan gerçek zarar anlaşılamakta ise de daha ekonomik olmasına rağmen fiilen onarım işleminin Türkiye’de gerçekleştirilmediği, gerçekleştirilmesi durumunda KDV hariç 1.910,00 TL bedel ile onarımının mümkün olduğu, davacı tarafın hasarlı olmasına rağmen ilerlemesine engel teşkil etmeyen otomobili ile Avusturya’ya dönerek hasar işlemlerini başlattığı, Yargıtay içtihatları dikkate alındığında yurtdışı şartlarının esas alınıp alınmasının hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkeme’nin takdirleri olduğu, Avusturya şartlarına göre hazırlanan onarım teklifinin hasar ile örtüştüğü, sol arka kapının ekspertiz raporunda değiştirilmesi gereken parça ve malzemeler arasında bulunmamasın ve işçilik parça bedelleri arasındaki büyük farkın nedeninin yukarıda belirtilen ülke şartlarının benzer yapıtta olmamasından kaynaklandığı, değiştirilmesi gereken parça ve uygulanması gereken işçiliklerin niteliklerinin hasar ile örtüştüğü, onarım için uyumlu, bedellerinin Avusturya şartlarına uygun ve rayicinde oldukları, günümüzde Avusturya’da asgari 5.900,00 Euro-azami 7.000,00 Euro aralığında değişen ikinci el bedellerinin olay tarihinde 10.000,00-12.000,00 Euro civarında olabileceği, dolayısıyla onarımının ekonomik olduğu, … (tam zıya) şartlarının oluşmadığı, onarımın; Avusturya’da onarım teklif formuna uygun şekilde yetkili servis ortamında yapılması halinde; onarım bedelinin KDV hariç 2.931,87 Euro, %20 KDV dahil 3.518,24 Euro olduğu, Türkiye’de şartlarında özel servis ortamında yapılması halinde; onarım bedelinin KDV hariç 1.910,00 TL, KDV dahil 2.253,80 TL olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır. TCMB efektif satış kuru verilerine göre 1 Euro, kazanın meydana geldiği 09.08.2014-Cumartesi gününden önceki Cuma gününe denk gelen 08.08.2014 tarihinde 2,9132 TL, onarım teklifinin hazırlandığı 27.08.2014 tarihinde 2,8542 TL, davanın ikame edildiği 16.10.2015 tarihinde ise 3,2970 TL’dır. Not: Ekte birer suretleri ibraz edilen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/17807 E Sayılı kararında “….Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın istemine ilişkindir. Davacı taraf aracı yabancı plakalı olup trafik kazasından sonra davacı aracıyla ikamet ettiği Almanya’ya dönmüş ve orada araçtaki hasarın tespitine ilişkin ekspertiz raporu almıştır. Davacı vekili, ekspertiz raporu ve Türkçe tercümesini dosyaya sunmuş ve belirlenen 3.881,15 Euro hasar bedelini davalı … şirketinden talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda seçenekli olarak hem Türkiye hem de davacının yaşadığı Almanya şartlarına göre hesaplama yapıldığı halde, mahkemece aracın Türkiye’de tamir ettirildiği kabul edilerek 4.015,40 TL hasar bedeline hükmedilmiştir. Davacının, aracının yabancı plakalı olduğu, kaza sonrası ikamet ettiği Almanya’ya dönerek aracındaki hasarı burada tespit ettirdiği ve aracın Türkiye’de tamir ettirilmesi zorunluluğu da bulunmadığından aracın Almanya’da tamir edilmesi halindeki tamir bedeline hükmetmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile aracın Türkiye’de tamiri halindeki bedelin esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” demektedir. Zararın giderildiği yer yurtdışında olduğu kabul edilmesi halinde davacının alacaklı olduğu, zararın Türkiye’de meydana geldiği ve giderilmesi gerekirken gidermeden yurtdışına gidildiği değerlendirilecek olursa davacının alacak bakiyesi olmadığı sonucuna varılabilecektir. Bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkeme olduğundan hem aracın kayıtlı olduğu yabancı ülke koşullarına göre hemde ülkemiz koşullarına göre davacının talep edilebilri zararı ayrı ayrı belirlenerek sonuç olarak; … plaka sayılı çekcinin sürücüsü …’ün %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, ZMSS (Trafik) sigortacısı davalı …Ş. aynı oranda ve azami 26.800,00 TL poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu, davalıdan talep edilen tazminat miktarının sigorta sorumluluk limiti dahilinde kaldığı, Park halindeki … plaka sayılı otomobilin sürücüsü davacı …’in kusursuz olduğu, Davacı …’e ait … plaka sayılı otomobilin onarım bedelinin; Avusturya şartlarında hazırlanan onarım teklifine tamamen uygun olarak gerçekleştirilmesi durumunda KDV dahil 3.518,24 Euro olduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 1.920,00 TL (620,00 Euro) ödemenin tenzili ile bakiyenin 2.898,24 Euro olduğu, Türkiye şartlarının esas alınması durumunda hsar giderim masrafının 1.910,00 TL olduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin tenzili ile bakiye bulunmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Taraf vekillerinin sunulan beyan dilekçeleri doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilerek aynı heyete tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 14/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Kök raporda da denetime açık şekilde belirtildiği üzere; sürücü …’ün idaresindeki … plakalı çekiciye takılı … plakalı yarı römork ile 90 derece dönüş manevrası uyguladığı 17 metre platform genişliğindeki Terminal caddesi yolunda temassız ilerleyebileceği ve manevrası yapabileceği yaklaşık 13 metre genişliğinde yeterli boşluk bulunduğu, ancak geniş kavisli dönüş manevrası için yol kenarına yaklaşmadan önce aracının teknik özelliklerini ve boyutlarını dikkate almadığı, dönüş sırasında arka köşe kesimlerinin 15-20 cm iz dışına çıkabileceğini ön görmediği, yol kenarında park halindeki otomobil ile arasında yeterli mesafe bırakmadığı, aksine yakın mesafe yaklaşarak ve acemice davranarak direksiyon sapma açısını ayarlayamadığı, yan aynasından veya başını çevirerek yolu ve çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmediği, zamanında olası kaza tehlikesini savuşturma adına fren tedbiri uygulamadığı, yarı römorkun yan kesimleri ile üzerine doğru yönelip sürtmeye başlayarak çarptığı, dikkatsiz, tedbirsiz, özensiz ve kontrolsüz manevra ile ilerlediği, K.T.K. 47/d, 53/b, 67/a,b, 84/f,j,l, K.T.Y. 137/a, 145/e md. kurallarını ihlalden %100 kusurlu olduğu, hayatın olağan akışı içerisinde yolun değişik kesimlerinde park halinde taşıtların bulunmasının kaçınılmaz olduğu, önemli olan hususun bulundukları konum açısından trafik güvenliğini tehlikeye düşürüp düşürmedikleri olduğu, somut olayda … plaka sayılı otomobilin 17 metre genişliğindeki Terminal caddesi yolunun kenarına 2 metre mesafede ve kavşak girişinde park halinde olduğu, çekici sürücüsünün otomobilin yanından temassız ilerleyip dönüş manevrası yapabileceği yaklaşık 13 metrelik yeterli alanın bulunması, hadisenin kavşak kollarından çıkan sürücülerin görüş alanını kapatması sonucu birbirleri ile çarpışması şeklinde gerçekleşmediği, konumu itibarı ile trafik seyir güvenliği etkilemediği, otomobilin park ettiği yer K.T.K. 60 ve 61 md. kurallarına göre yasak olsa dahi trafik cezasını veya aracın bulunduğu yerden kaldırılmasını gerektiren ayrı bir husus olduğu, kontrolsüz yönelen çekici sürücüsünün sadmesine maruz kalmayı gerektirmediği, kazaya engel olabilmek adına alabileceği bir tedbir bulunmayan, otomobili bulunduğu yere park eden sürücüsü …’e atfı kabil kusur bulunmadığı, Sigorta eksperinin hukuki niteliğinin 5684 sayılı yasanın 2. maddesinde tanımlanarak aynı yasanın 22. maddesinde eksper tarafından düzenlenmiş raporların delil niteliği bulunduğunun hüküm altına alındığı, ancak eksper raporunun delil niteliği taşıması için bazı şartların gerçekleşmesi gerektiği, Hazine Müsteşarlığı’nın 5684 sayılı yasaya dayanarak çıkarmış olduğu “Sigorta Eksperleri Yönetmeliği”nin 15. maddesinde ekspertiz raporunun nasıl düzenleneceğin açıklandığı, dosya muhteviyatında hasar ile ilgili olarak fotoğraflar ve davacı tarafın talebine esas aldığı Avusturya’da faaliyet gösteren … firması tarafından onarım teklifi ile davalı tarafın ödemesine esas aldığı ve Eksper … tarafından hazırlanan ekspertiz raporunun bulunduğu, fotoğraflar incelendiğinde; sol ön kapı, sol arka kapı, sol arka çamurluk, çıta, fitil vb. komponentlerinden değişik derecelerde ezilme, sürtme vb. deformasyona uğradıkları, her iki hasar raporunda belirtilen hasarlı parça ve işçiliklerin hasar ile uyumlu olduğunun anlaşıldığı, eksperin otomobil yurtdışında bulunduğu için üzerinde inceleme gerçekleştiremediği, hasar fotoğrafları üzerinden inceleyerek Türkiye şartlarında uygun olan onarım bedelinin tespit edildiği, onarım teklifini hazırlayan yetkili servisin ise otomobil üzerinde inceleme gerçekleştirilerek Avusturya şartlarında onarım bedelinin tespit edildiği, Avusturya veya genel olarak yurt dışındaki şartlar ile ülkemiz şartları arasındaki farklılıkların kısaca açıklandığı, ülkemizde onarımı çok daha ucuz maliyetlerle mümkün olan komponent, yutdışı şartlarında onarılmaksızın doğrudan değiştirilebildiği, üretim ve onarım standardlarına harfiyen riayet edilmesinden kaynaklandığı, ayrıca işçilik bedellerinin yüksekliğinden dolayı maliyetlerin daha yüksek olabildiği, ülkemizde alternatif-anahtar teslim onarım adı altında taşıtların değişik yerlerinden kesilerek kaynakla dahi birleştirilebildiği, uygulamada ülkemizde olduğu gibi Avusturya’da da özel servislerin faaliyet gösterdiği, özellikle işçilikler açısından ve çıkma orijinal parçalar kullanılarak daha ucuz maliyetlerle onartılabilmelerinin mümkün olduğunun bilindiği, dosya muhteviyatında ise onarım faturası bulunmadığı, bu nedenle Avusturya şartlarında onarımın yetkili servis teklifine uygun şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin bilinmediği, onarımın niteliğinin anlaşılabilmesi için otomobil ve parçaları üzerinde yetkili servis veya laboratuvar ortamında teknik inceleme yapılması gerektiği, onarım işleminin Türkiye’de gerçekleştirilmesi durumunda KDV hariç 1.910,00 TL bedel ile onarımının mümkün olduğu, Avusturya şartlarında da onarımının ekonomik olduğu, … (tam zıya) şartlarının oluşmadığı, onarımın teklif formuna uygun şekilde yetkili servis ortamında yapılması halinde KDV hariç 2.931,87 Euro-%20 KDV dahil 3.518,24 Euro bedel ile mümkün olduğu, Yargıtay içtihatları dikkate alındığında yurtdışı şartlarının esas alınıp alınmayacağının hukuki değerlendirmesinin Mahkeme’nin takdirleri olduğu, bilirkişi heyetimizin haddi olmadığı, bu cihetle hem aracın kayıtlı olduğu yabancı ülke koşullarına göre hem de ülkemiz koşullarına göre davacının talep edilebileceği zararın ayrı ayrı belirlenerek takdire sunulması gerekliliği hasıl olduğu, Buna göre değişiklik gerektirmeyen ilk raporda belirlendiği gibi; … plaka sayılı çekcinin sürücüsü …’ün %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, ZMSS (Trafik) sigortacısı davalı …Ş. aynı oranda ve azami 26.800,00 TL poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu, davalıdan talep edilen tazminat miktarının sigorta sorumluluk limiti dahilinde kaldığı, Park halindeki … plaka sayılı otomobilin sürücüsü davacı …’in kusursuz olduğu, Davacı …’e ait … plaka sayılı otomobilin onarım bedelinin; Avusturya şartlarında hazırlanan onarım teklifine tamamen uygun olarak gerçekleştirilmesi durumunda KDV dahil 3.518,24 Euro olduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 1.920,00 TL (620,00 Euro) ödemenin tenzili ile bakiyenin 2.898,24 Euro olduğu, Türkiye şartlarının esas alınması durumunda hasar giderim masrafının 1.910,00 TL olduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin tenzili ile bakiye bulunmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; yurtdışında yaşamakta olan davacının tatil için bulunduğu Türkiye de 09/08/2015 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında … plakalı aracının hasarlandığı, izinde bulunması sebebiyle aracın tamirinin Türkiye’de yaptıramadığı ve bulunduğu ülkede yaptırdığı, davalı … şirketine müracaatı üzerine kendisine 1.920,00 TL’lik ödeme yapıldığı, ödemenin EURO karşılığının 620 EURO olduğu, halbuki toplam zararının 3.518,24 EURO olduğu, bu miktardan ödenen miktar düşüldükten sonra bakiye kısmın davalı … şirketinden tahsili amacıyla açılmış maddi tazminat davasıdır.
Mahkememiz dosyasının … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’na müzekkere yazılarak dava konusu kazaya ilişkin tarafların kusur durumunun araştırılarak mahkememize bildirilmesi istenilmiş, Trafik İhtisas Kurulu’nun mahkememize sunmuş olduğu 05/03/2018 tarihli raporunda; sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı …’in kusursuz olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Somut olayda … plaka sayılı çekicinin sürücüsü …’ün %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğu, ZMSS (Trafik) sigortacısı davalı …Ş. aynı oranda ve azami 26.800,00 TL poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu, davalıdan talep edilen tazminat miktarının sigorta sorumluluk limiti dahilinde kaldığı anlaşılmıştır.
Onarım işleminin Türkiye’de gerçekleştirilmesi durumunda KDV hariç 1.910,00 TL bedel ile onarımının mümkün olduğu, Avusturya şartlarında da onarımının ekonomik olduğu, pert-total (tam zıya) şartlarının oluşmadığı, onarımın teklif formuna uygun şekilde yetkili servis ortamında yapılması halinde KDV hariç 2.931,87 Euro-%20 KDV dahil 3.518,24 Euro bedel ile mümkün olduğu teknik heyet bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
… Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 1.920,00 TL (620,00 Euro) ödemenin tenzili ile Türkiye şartlarının esas alınması durumunda hasar giderim masrafının 1.910,00 TL olduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin tenzili ile bakiye bulunmadığı, dosya kapsamında alınan hükme elverişli 12/06/2018 tarihli son bilirkişi heyet raporuna göre, onarım faturasının dosyada bulunmadığı, bu nedenle Avusturya şartlarında onarımın yetkili servis teklifine uygun şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin bilinmediği, onarımın niteliğinin anlaşılabilmesi için otomobil ve parçaları üzerinde yetkili servis veya laboratuvar ortamında teknik inceleme yapılması gerektiği anlaşıldığından Türkiye şartlarındaki bilirkişi heyet tespitinin esas alınması gerektiği kanaatine varılarak davalı … şirketinin ödeme yapması neticesinde davacıya ödenecek bir miktarın kalmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 164,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,60 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸